Etiket: manşet

  • Türkiye’de can kaybı 3 bin 500’ü aştı

    Türkiye’de can kaybı 3 bin 500’ü aştı

    Sağlık Bakanı Koca son 24 saatte gerçekleşen verileri paylaştı.

    Buna göre bir günde toplam 33 bin 283 test yapıldı. Yapılan testlerden bin 832’i koronavirüs pozitif vaka çıktı.

    Son 24 saatte 59 kişi daha hayatını kaybetti Toplam can kaybı 3 bin 520’ye yükseldi. İyileşen hasta sayısı 5 bin 119 artarak 73 bin 285’e çıktı. Toplam test sayısı 1 milyon 204 bin 421 toplam vaka sayısı 129 bin 491’e yükseldi. Yoğun bakımda yatan hasta sayısı bin 338 entübe hasta sayısı 707 olarak kayıtlara geçti.

    Fahrettin Koca paylaşımında; “Yoğun bakım hasta sayısı, entübe hasta sayısı ve vefat sayısında düşüş devam ediyor. Yeni iyileşen hasta sayısı, başarının diğer göstergesi. Vaka sayısında, seyirde görülebilecek kısmi bir artış var. Yeni bir dönemdeyiz. Salgına fırsat tanımamalıyız” dedi.

  • Sosyal medyadaki o isim FETÖ’den tutuklandı

    Sosyal medyadaki o isim FETÖ’den tutuklandı

    Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, ‘@kacsaatolduson’ isimli Twitter hesabının yöneticisi olduğu saptanan Hüseyin Yılmaz, 1 Mayıs günü düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Terör örgütünün gizli haberleşme uygulaması ByLock kullanıcısı olduğu, 2014 -2016 yılları arasında Bingöl’de mahrem imam olarak görev yaptığı ve örgüte ait başka sosyal medya hesaplarının da yöneticilerinden olduğu saptanan Yılmaz, emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi.  Yılmaz, savcılık sorgusunun ardından, Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Daha önce de FETÖ/PDY soruşturmasında tutuklandığı ve bir süre sonra tahliye edildiği öğrenilen Hüseyin Yılmaz’ın, geçmişte terör örgütü bünyesindeki okullarda çalıştığı bildirildi.

  • Bursa İl Müftülüğünden hizmet binası açıklaması

    Bursa İl Müftülüğünden hizmet binası açıklaması

    Bursa İl Müftülüğü, yıllarca hizmet verdikleri Demokrasi Meydanındaki yıkılan alanın yeniden inşa edilerek gençlik merkezi, kitap kafesi, aile irşat, hac-umre bürolarıyla hizmet edeceğini söyledi.

    Bursa İl Müftülüğü yaptığı yazılı açıklamada;

    “1960 ile 1974 yılları arasında Çancılar Resülzade İşhanında hizmetlerini yürüten Bursa İl Müftülüğü, o günlerde Bursa’da icrai faaliyette olan ’Din Görevlileri Derneği’ öncülüğünde, Bursalı hayırseverlerin desteğiyle, Şehreküstü’deki arsayı satın alarak müftülük binasını inşa etmiş ve bu binayı Bursa İl Müftülüğüne tahsis etmiştir. 1980 darbesi sonrasında tüm derneklere ait mal varlıklarına devletçe el konulmasıyla bu binaya da el konulmuştur. Daha sonraki yıllarda Türkiye Diyanet Vakfının müracaatıyla mevzu bahis yer, günün Bakanlar Kurulu kararıyla, 1983’de Türkiye Diyanet Vakfına devredilmiş ve vakıf adına tescili yapılmıştır. Böylece Bursa Müftülük hizmetlerine, 1974’ den 2017 yılına kadar bu binada devam edilmiştir. Şehrin büyüklüğüne mümasil, müftülük personelinin ve hizmet birimlerinin artmasıyla, ek hizmet binasına ihtiyaç duyulmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu bakan ve aynı zamanda Bursalı olan Faruk Çelik’in girişimleriyle; Yalova yolu üzerinde bulunan Milli Emlak Genel Müdürlüğüne ait bugünkü yer, Bursa İl Müftülüğüne 2013/2014’de tahsis edilmiştir. Bu mülk, hazineye aittir. Şehreküstü’deki yer de, Türkiye Diyanet Vakfının tapulu yeridir. Bu gerçekler ışığında şunu kesin ve net olarak söylemek durumundayız ki, Yalova Yolu üzerindeki hazineye ait arsanın tahsisine karşılık Şehreküstü’deki yerin verilmesi hususunda, Bursa’da görev yapan müftülerden hiçbirinin, yazılı veya sözlü taahhüdü olmamıştır ve böyle bir konu da gündeme gelmemiştir.Esasen böyle bir vebale ve dahi karar vermeye ilişkin ise müftülerin cüret etmesi ve karar vermesi söz konusu değildir.”

    Yıkılan bina ile ilgili de çalışmaların olduğunu ifade eden Bursa İl Müftülüğü, “Yeni bina projesi ile ilgili bütün prosedürler tamamlanmış olup, Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun görüşü ve onayı alınarak, şehrin siluetini bozmayacak şekilde kat sayısı azaltılarak üç kat ve karşılıklı mutabakata varılarak projelendirilmiş olup, her türlü harç, resmi izin ve vecibeler eksiksiz yerine getirilmiştir. Osmangazi Belediyemizin ruhsat ve iznine müracaat edilmiştir. Müracaatımız yerinde ve uygun bulunarak ruhsat işlemi onaylanması süreci tamamlanmıştır. Bu proje ile yapılacak binada Bursa’mızın kimliğine yakışan; gençlik merkeziyle, kitap kafesiyle, aile irşat, hac-umre bürolarıyla insanımıza çok hayırlı ve yerinde hizmet verilecektir. Ve inanıyoruz ki büyük memnuniyet ve duaya mazhar olacaktır.

  • İletişim Başkanı Altun’dan köşe yazısına suç duyurusu

    İletişim Başkanı Altun’dan köşe yazısına suç duyurusu

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı yazı hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Altun’un avukatı Sezgin Tunç tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verilen suç duyurusu dilekçesinde, müvekkili Fahrettin Altun’un, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olduğu vurgulanarak, suç duyurusunun vatandaş olarak ülkesine, milletine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı sorumluluğu dolayısıyla yapıldığı belirtildi.

    “Artı Gerçek” isimli internet sitesinde Ragıp Zarakolu tarafından kaleme alınan “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı bir yazının yayımlandığı aktarılan dilekçede, yayıncı tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafının karşısında darbeciler tarafından idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes’in fotoğrafının yerleştirildiği vurgulandı.

    Ragıp Zarakolu’nun yazısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkça darbe ve idamla tehdit edildiği belirtilen suç duyurusu dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:

    “Şüpheliler tarafından Adnan Menderes’in 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sonrasında darbeciler tarafından 17 Eylül 1961 tarihinde idam edilmesi olayı üzerinden halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a karşı açıkça darbe ve idam tehdidi yapılmıştır. Bu yayın ve tehditler aynı zamanda içinden geçmekte olduğumuz küresel salgın sürecinde ülkemizin devleti ve milletiyle birlikte yürüttüğü mücadeleyi de hedef alarak başta yürütülen bu başarılı mücadeleye önderlik eden Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm milletimizin moral ve motivasyonunu düşürmeyi, halk arasında korku ve tartışma yaratarak kamu barışını bozmayı amaçlamaktadır. Bu çabalarında başarılı olamayacak olsalar da sistematik bir şekilde yürütüldüğü anlaşılan bu tehdit ve korkutma içeren yayınları yapan kişi ve yayın kuruluşları hakkında soruşturma yürütülmesi, haklarında kamu davası açılması ve bu suçlardan zarar gören kamu adına ceza verilmesi gerekmektedir.”

    Dilekçede, açıklanan nedenlerle yazıyı kaleme alan Ragıp Zarakolu, söz konusu internet sitesinin sahibi Arti Media GmbH ve şüpheli vasfına uygun tespit edilecek tüm kişi ve kuruluşların, Türkiye Cumhuriyetinin anasayal düzenine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı alenen işlemiş oldukları fiiller nedeniyle ve resen tespit edilecek diğer suçlar nedeniyle cezalandırılması için kamu davası açılması istendi.

  • Adnan Oktar’ın tutukluluğunda yeni gelişme

    Adnan Oktar’ın tutukluluğunda yeni gelişme

    Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik görülen davanın, tutukluluk incelemesi duruşmasında sanıklar savunma yaptı. Koronavirüs önlemleri kapsamında duruşma salonuna getirilmeyen sanıklar, SEGBİS aracılığıyla katılırken Adnan Oktar “Allah’tan bir talebim yok” dedi. Heyet, 80 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme başkanının duruşmaya girerken kaza geçirdiği öğrenildi.

    KORONAVİRÜS SEBEBİYLE SEGBİS’LE BAĞLANDILAR

    İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki duruşma salonlarında görülen tutukluluğun gözden geçirilmesi duruşmasına, koronavirüs önlemleri kapsamında sanıklar, salona getirilmeyerek Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Mahkeme başkanı, salona maskesiz gelinmemesi yönünde avukatları ve salonda bulunan kolluk kuvvetlerini uyardı.

    ALLAH’TAN BİR TALEBİM YOK

    Adnan Oktar’a tutukluluğu hakkında talebi sorulduğunda “Allah’tan bir talebim yok” dedi. Diğer sanıkların da savunma yapmasının ardından Cumhuriyet savcısı, elde edilen deliller ve ifadeler kapsamında 80 sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. Sanık avukatlarının da savunma yapmasının ardından kararını açıklayan heyet, aralarında Adnan Oktar’ın da bulunduğu 80 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

    MAHKEME BAŞKANI TRAFİK KAZASI GEÇİRDİĞİ İÇİN KATILAMADI

    İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Galip Mehmet Perk’in ise 4 Mayıs’ta görülen duruşmaya gittiği sırada, aracıyla kaza yaptığı ve kolunu kırdığı öğrenildi. Bu sebeple duruşmaya katılamadığı öğrenilen Perk’in yerine, üye hakimlerden Talip Ergen başkanlık yaptı. Gezi Davası’nda Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu sanıkların beraatine karar veren Galip Mehmet Perk ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerine HSK 1. Dairesi inceleme ve soruşturma izni vermişti.

    İDDİANAMEDEN

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca hazırlanan 3 bin 908 sayfalık iddianamede Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu 226 sanık ile 125 mağdur-müşteki yer alıyor. İddianamede Adnan Oktar Suç Örgütü’nün kuruluşu, yapısı, kuralları, örgüt içi evlilikler, örgütün tarihsel gelişimi, ideolojisi, amacı, örgütün cinsel-mali sömürü düzeni, örgütün gelir kaynakları, silahlanma yapısı, örgütün hukuk grubu, propaganda faaliyetleri ve FETÖ ile ilişkisine ayrıntılı olarak yer veriliyor.

  • ÖSYM Başkanı: Her sınavda maske ve dezenfektan dağıtılacak

    ÖSYM Başkanı: Her sınavda maske ve dezenfektan dağıtılacak

    Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Halis Aygün, “YKS’nin her oturumunda ve MSÜ’de adaylarımıza görevlilerimiz tarafından maske ve dezenfektan dağıtılacaktır. Sınav salonlarında oturma düzenleri sosyal mesafe mümkün olduğunca gözetilerek oluşturulacaktır” dedi.

    ÖSYM Başkanı Aygün, Twitter’daki hesabından, koronavirüse karşı sınavlarda uygulanacak önlemlere ilişkin açıklama yaptı. Aygün, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) her oturumunda ve Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) adaylarına sınav binası girişlerinde, görevliler tarafından maske ve dezenfektan dağıtılacağını belirtti. İsteyen adayların da dezenfektan veya kolonyayı yanlarında getirebileceğini aktaran Aygün, şunları kaydetti:

    “Sınav görevlilerimize de maske ve dezenfektan dağıtılacaktır. Okul bahçelerindeki yığılmayı önlemek ve sosyal mesafeyi korumak için, adaylar ve sınav görevlileri dışında kimse okul bahçelerine alınmayacaktır. Adaylar sınav binalarına girerken, sosyal mesafenin korunması için sınav görevlileri tarafından yönlendirilecektir. Sınav salonlarında oturma düzenleri sosyal mesafe mümkün olduğunca gözetilerek oluşturulacaktır. Yeni sınav uygulama süreçleriyle ilgili olarak sınav görevlilerimize gerekli bilgilendirmeler yapılacaktır.”

  • Berberler Odası: Usturayla sakal tıraşı yasaklanmalı

    Berberler Odası: Usturayla sakal tıraşı yasaklanmalı

    İstanbul Berberler Odası Başkanı Şükrü Akyüz 11 Mayıs’ta berberlerin açılması kararının ardından alınan tedbirleri anlattı. Akyüz sakal traşı konusunda da uyarılarda bulunarak, “Ben usturayla sakal traşı yapılmasının salgın bitinceye kadar yasak olması gerektiğini düşünüyorum. Sakallar sadece makine ile düzeltilmeli” dedi.

    Yeni tip korona virüs(Kovid-19) ile mücadelede alınan tedbirlerin kademeli olarak kaldırılması kararının ardından normalleşme süreci başlamış oldu. Berber ve kuaförlerin 11 Mayıs itibariyle açılacak olmasını İstanbul Berberler Odası Başkanı Şükrü Akyüz değerlendirdi.

    Akyüz, belirli kısıtlamalar içerisinde yeniden faaliyete başlayacak berberlerin koruyucu ekipmanlar tedarik edeceklerini söyledi. 11 Mayıs’ın miladi bir tarih olduğunu söyleyen Akyüz, bu günün kuaförler günü olarak belirlenmesini talep etti.

    “İki koltuk arasındaki koltuk çalışmayacak”

    Çalışmaların randevu sistemiyle olacağını dile getiren Akyüz, “Müşteri gelip dükkanda bekletilmeyecek. İçeri bir müşteri çıkmadan diğer müşteri alınmayacak. Randevusu gelen müşteri içeri girecek. İçeride iki koltuk varsa birisi çalışmayacak. Aradaki koltuk çalışmayarak salonlarımızda sosyal mesafeyi korumuş olacağız. Müşteri içeri girerken elleri dezenfekte edilecek. Koltuğa geçinceye kadar maskeli olacak. Geçtikten sonra kuaför maskesiyle, siperliğiyle ve beyaz uzun iş gömleğiyle, tek kullanımlık havlu kullanarak hizmete başlayacağız” diye konuştu.

    “Sakalların yalnızca makinayla inceltilip düzeltileceğini söylüyorum”

    Sakal tıraşının risk taşıyan bir işlem olduğunun altını çizen Akyüz, “Ben usturayla sakal traşı yapılmasının salgın bitinceye kadar yasak olduğunu, sakalların yalnızca makinayla inceltilip düzeltileceğini söylüyorum” dedi.

    “Zam talebimiz söz konusu değil”

    Meslektaşlarına seslen Akyüz, “Maliyetleri artacaktır. Traş tarifelerini almakta çekinmesinler. Hizmet alanlara sesleniyorum. Camlarında aşırı derece düşük fiyatlar yazan dükkanları asla tercih etmesinler. Buralarda her türlü hastalığa kapılabilirler. Sonradan pişman olurlar. Açılış aşamasında ‘Şu ürünü aldık, bu ürünü aldık’ zam talebimiz söz konusu değil. Resmi tarifelerimize uysunlar” dedi.

    20 yaş altı berber çırakları ve 65 yaş üstü vergi mükelleflerinin sokağa çıkması kısıtlaması hakkında konuşan Akyüz, “Bizim çıraklarımız var. Çıraklarımız da 20 yaş altındadır. 20 yaş altına sokağa çıkma yasağı olduğundan dolayı dükkanlarında çalıştığı ibra eden gençlerimizin çalışması için önlerinin açılması lazım. 65 yaş üstü vergi mükelleflerimiz de 65 üstü yaş üstü sokağa çıkma engeline takılmamaları için sorunun çözülmesi lazım” dedi.

    “Belediyelerimizin esnafa sahip çıkmasını istiyorum”

    Belediyelerden bir beklentilerini olduğunu söyleyen Akyüz, “Açıldığı an itibariyle dezenfekte işlemlerinde esnafımıza yardımcı olmalarını istiyoruz. Esnafın yapacak gücü yok. Bizim yapabilmemiz söz konusu değil. Burada belediyelerimizin esnafa sahip çıkmasını istiyorum. Bir kaç belediye berber dükkanlarının adreslerini almışlardır. Bu salgın başladığında bazı belediyeler dükkanlarımız dezenfekte işlemlerini yapmışlardır ama kapandıktan sonra yarım kaldı. Açıldıktan sonra mutlaka belediyelerimizden bu hizmetleri bekliyoruz” dedi.

    “Dükkanımız hazır, müşterilerimizi bekliyoruz”

    Berberler de 11 Mayıs’taki açılış için hazırlıklarını yapmaya başladı. Berber esnafı Sadi Demirtaş, “Dükkanımız hazır, müşterilerimizi bekliyoruz. Tek kullanımlık havlularımız, dezenfektanlarımız, eldivenlerimiz hazır. Mümkün olduğu kadar hijyen kurallarına dikkat etmekteydik. Bundan sonra daha çok dikkat edeceğiz. Bundan sonra daha hijyenli bir şekilde müşterilerimizi bekliyoruz. İki koltuk aralarını boş bırakarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

  • Çin’de vahşi hayvan tüketimi sürüyor

    Çin’de vahşi hayvan tüketimi sürüyor

    Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs (Covid-19) salgının başladığı Çin’in Guangdong bölgesinde yer alan Shenzhen şehrinde, köpek ve kedi eti satışı ve tüketimi 1 Mayısta yasaklanmasına rağmen, ülkenin Guangzhou şehrinde yer alan Xihua Farmer’s Market adlı ıslak bir pazarda kurbağa ve kaplumbağa satılmaya devam ediyor.

    Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs (Covid-19) salgının başladığı Çin’in Guangdong bölgesinde yer alan Shenzhen şehrinde, köpek ve kedi eti satışı ve tüketimi 1 Mayıs’ta yasaklandı. Ülkenin bazı kentlerinde kurbağa ve kaplumbağa satılmaya devam ediyor. Vuhan şehrinde vahşi hayvan satan bir markette başladığı belirtilen koronavirüs nedeniyle hükümetin açıkladığı yasaklara rağmen ülkenin Guangzhou şehrinde yer alan Xihua Farmer’s Market adlı ıslak pazarda kurbağa ve kaplumbağa satılmaya devam ediliyor.

    YILAN VE AKREP GİBİ HAYVANLAR DA SATILACAK

    Pazarda canlı karideslerin de açık bir şekilde satıldığı görüntülenirken, satıcıların müşteri taleplerine göre canlı akrep satmaya da istekli oldukları ifade edildi. Çin hükümeti; kaplumbağa, kurbağa, yılan ve akrep gibi çoğu hayvanın satışını Şubat’ın sonlarından itibaren yasaklamıştı ancak hükümetin satılabilecek “vahşi hayvanlar” listesini revize ettiği belirtildi. Tam listenin en erken Mayıs ortasına kadar kesinleşmesi beklenirken o zamana kadar vahşi hayvanların satılmaya devam edilebileceği tahmin ediliyor.

    1 MAYIS’TA YASAKLANMIŞTI

    Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs (Covid-19) salgının başladığı Çin’in Guangdong bölgesinde yer alan Shenzhen şehrinde, köpek ve kedi eti satışı ve tüketimi 1 Mayısta yasaklandı. Alınan yasak kararının ardından kentin kedi ve köpek eti tüketiminin yasak olan Çindeki ilk kent olmuştu.

  • İçişleri Bakanı: “2019 yılında trafik kazalarında ölüm oranı azaldı”

    İçişleri Bakanı: “2019 yılında trafik kazalarında ölüm oranı azaldı”

    Trafik Haftası nedeniyle Ankara’da Akıncı Gişeleri’ndeki trafik kontrol noktasını ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “2019 yılında trafik kazalarında ölüm 2015’te 7 bin 530’dan, 2017’de 7 bin 427’den yüzde 27 azalarak 5 bin 473’e gerilemiştir. Bu bizim için elbette ki bu konuda attığımız adımlarda elde ettiğimiz performansın bir göstergesidir ama yeterli değildir” dedi.

    İçişleri Bakanı Soylu, Trafik Haftası kapsamında Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki Akıncı Gişeleri’nde bulunan trafik kontrol noktasını ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. Bakan Soylu, emniyet kemeri eğitim araçlarını da inceleyerek sisteme ilişkin bilgi aldı. Burada polis ve jandarmalarla sohbet eden Bakan Soylu, jandarmaya ait trafik otomobilini de sürdü.

    Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Soylu, “Ülkemizde 2-8 Mayıs günleri arası, Mayıs ayının ilk haftası Trafik Haftası olarak sürekli değerlendirilmektedir. Buradaki etkinlikle hem bir yıl önceki ve geçmiş dönemdeki trafik konusunda geldiğimiz nokta karşılaştırılmakta, hedeflerimiz, atacağımız adımlar sürekli olarak değerlendirilmektedir. Kamuoyu ile paylaşılmaktadır” dedi.

    “Dijital bir kampanya olarak nitelendirdik”

    Soylu, “Korona virüs salgını sebebiyle biz bu haftayı daha ziyade dijital bir kampanya olarak nitelendirdik ama yine de bugün hakikaten trafik konusunda gecesini gündüzüne katan ve bu konuda önemli fedakarlıkların altına imza atan, sadece trafik güvenliği değil aynı zamanda içinde bulunduğumuz salgın sebebiyle veya başka bir afetle karşı karşıya kaldığımız zaman da toplumsal ödevlerini, görevlerini yerine getirmekten hiçbir zaman kaçınmayan trafik polislerimize hem teşekkür etmeye hem onlarla birlikte olduğumuzu bir kez daha ifade etmeye ve 2-8 Mayıs Trafik Haftası’ndaki birlikteliğimizin altını çizmeye geldik” ifadelerini kullandı.

    2019’da trafikte ölümler yüzde 27 azaldı

    2015 yılında Türkiye’de trafik kazalarından ölen insan sayısının 7 bin 530, 2017 yılında 7 bin 427, 2018 yılında 6 bin 675 olduğunu aktaran Bakan Soylu, “2019 yılında trafik kazalarında ölüm 2015’te 7 bin 530’dan, 2017’de 7 bin 427’den yüzde 27 azalarak 5 bin 473’e gerilemiştir. Bu bizim için elbette ki bu konuda attığımız adımlarda elde ettiğimiz performansın bir göstergesidir ama yeterli değildir” diye konuştu.

    Bakan Soylu, “Dünya genelinde trafik kazalarında ölüm yüz binde 18’dir, Avrupa’da yüz binde 5’tir, Amerika’da yüz binde 11’dir, Türkiye’de ise son 4 yılda yüz binde 9,6’dan yüz binde 6,5’e düşmüştür. Dünyaya nazaran da Avrupa’dan bir basamak gerideyiz. İnşallah önümüzdeki 2 ya da 3 yıl zarfında Avrupa standartlarını bu konuda yakalamak konusunda bir adım geride olma halimizi, onlarla başa baş olma halimize getirme konusunda da bir irademiz, çalışmamız söz konusu” şeklinde konuştu.

    Güvenli sistem yaklaşımı vurgusu

    2021-2030 yılları için yapılan stratejik planlara ilişkin de konuşan Bakan Soylu, “2011-2020 yılları arasındaki stratejik hedeflerimize uygun bir şekilde bu yılı tamamlıyoruz ama biz yine milletimize şunu söyleyebiliriz, yaklaşık bir yıldır ama üç aydır da tüm kurumlarımızla birlikte sistemli bir şekilde 2021-2030 Stratejik Planı’nı hazırlıyoruz. 2021-2030 Stratejik Planımızın da ana çerçevesini güvenli sistem yaklaşımı oluşturmaktadır. Güvenli sistem yaklaşımı şudur; sadece bir kurumun aldığı tedbirler değil, devletin bütün katmanlarının, bütün kurumlarının vatandaşlarımızın üzerine düşene yönelik aldığı tedbirleri ifade etmektedir, her birinin üzerine düşen görevi ifade etmektedir” değerlendirmesini yaptı.

    Bakan Soylu, söz konusu stratejik planın bugüne kadar elde edilen sonuçlar ile bundan sonra elde edilecek sonuçlara da ciddi bir ivme kazandıracağını düşündüklerini ifade etti. Soylu, Karayolları Trafik Politikaları Belgesi’nin de kendilerine önemli bir vizyon verdiğini kaydederek, “Bu vizyon çerçevesinde de arkadaşlarımızla topyekün önemli adımlar attık. Burada sayamayacağım derecede çok başlık var ama şunu ifade etmek isterim. Araçlarımızın yenilenmesinden, trafik memurlarımızın giysilerinin yenilenmesine kadar; ortalama hızdan, özellikle kaza kara noktalarında aldığımız tüm tedbirlere kadar ve yine bunun yanı sıra maket trafik araçlarımızdan, bu politika belgemizdeki onlarca sürecimize kadar, havada dönen helikopterin her yıl binlerce saat yaptığı trafik denetiminden ‘drone’lu trafik denetimlerine kadar birçok yenilik getirdik” dedi. Bakan Soylu, vatandaşların da bu yeniliklere uyum gösterdiğini ifade etti.

    “Denetimlerimizi artırdık”

    Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Denetimlerimizi artırdık. Denetimlerimiz sadece cezaya yönelik denetimler değil, aynı zamanda hem tembihe hem de vatandaşımızı doğru kurallara sevk etmeye yönelik uyarıcı denetimler oldu, bu da yeni bir anlayış ortaya getirdi. TBMM’de çıkan yasalar çerçevesinde özellikle yaya trafiğinde önemli devrimler ortaya koyduk. Bu bizim uzun zamandan beri ülkemizde beklediğimiz bir süreçti. Tüm bunlar ve bunun gibi adımlar, ifade etmem gerekir ki trafik kazalarında açık gördüğümüz alanlardaki tüm açıkları kapatmaya yönelik adımlardı.”

    “Vatandaşlarımızın yüzde 90’ından fazlasının riayet ettiği bir kural haline geldi”

    Emniyet kemeri kullanımına da değinen Bakan Soylu, “Vatandaşlarımızın yüzde 90’ından fazlasının riayet ettiği bir kural haline geldi. Bu bizim açımızdan büyük bir önem taşımaktadır” dedi.

    Bakan Soylu, “Geldiğimiz nokta yüz binde 9,6’dan yüz binde 6,5 rakamı. Ölüm açısından son 4 yıldaki rakam azımsanmayacak ama bizim yeterli görmediğimiz bir rakam. Hedefimiz önce Avrupa Birliği’nin (AB) seviyesine gelebilmek, yüz binde 5’e. Daha sonraki hedefimiz de Almanya’nın yüz binde 3 ile 3,5 hedefini yakalayabilmektir. Birbirimize yardımcı olursak, destek olursak şu korona virüste toplumumuzun gösterdiği duyarlılığı, birlik ve beraberliği, trafik konusunda ortaya koyduğumuz anlayışı aynı şekilde devam ettirirsek sonuç alabiliriz” dedi.

    Bakan Soylu, iki temel mottoları olduğunu belirterek, “Bir tanesi, ‘Her yıl daha iyiye’, ikincisi ‘Evdeyim ama trafik kuralları aklımda” ifadelerini kullandı. Soylu, Trafik Haftası’nın hayırlı ve uğurlu olması temennisinde de bulundu.

  • Erdoğan’dan uyarı: Kurallara uymazsak bedelini hep birlikte öderiz

    Erdoğan’dan uyarı: Kurallara uymazsak bedelini hep birlikte öderiz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, korona virüs mücadelesinde normalleşme süreci ile ilgili uyarılarda bulunarak, “Rehavete mahal vermeden ülkemizi bu salgın musibetinden kurtaracağız. Mayıs ayında izin vereceğimiz işletmelere de milletimize de güveniyoruz. Aksi takdirde tedbirleri yeniden sıkılaştırmak zorunda kalabiliriz. Bu salgının üstesinden gelmek 83 milyon olarak bizim elimizde. Salgını ne kadar çabuk yenersek normal hayatımıza o derece hızlı döneriz. Kurallara uymayarak süreci uzatırsak, bedelini hep birlikte öderiz” dedi.

    “Aksi takdirde tedbirleri yeniden sıkılaştırmak zorunda kalırız”

    Ak Parti Merkez Yürütme Kurulu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında video konferans yöntemiyle başladı. Toplantının başında açıklamalarda bulunan Erdoğan korona virüs salgını tedbirleri kapsamında normalleşme sürecine dikkat çekerek, “Korona virüs ile mücadelede yeni safhaya geçtik. Atacağımız ilk adımları milletimizle paylaştık. Kabine toplantısında da belirttiğimiz gibi maske kullanımı, temizliğe özeneceğiz. Kazanımları riske atacak adımlar atmayacağız. Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelere göre Cumhurbaşkanı Yardımcımız koordinasyonundaki planları güncelleyeceğiz. Rehavete mahal vermeden ülkemizi bu salgın musibetinden kurtaracağız. Milletimizin verdiği destek en büyük güç kaynağımızdır. Halkımızdan bu hassasiyeti sürdürmesini bekliyoruz. Mayıs ayında izin vereceğimiz işletmelere de milletimize de güveniyoruz. Aksi takdirde tedbirleri yeniden sıkılaştırmak zorunda kalabiliriz. Önümüzdeki hafta gelişmelere göre normalleşme planımızı diğer unsurlarını da açıklayacağız. Bu salgının üstesinden gelmek 83 milyon olarak bizim elimizde. Salgını ne kadar çabuk yenersek normal hayatımıza o derece hızlı döneriz. Kurallara uymayarak süreci uzatırsak, bedelini hep birlikte öderiz. Türkiye’nin fazladan tek bir gün kaybetmeye tahammülü yoktur. Biran önce 2023 hedeflerimize doğru eskisinden kararlı şekilde ilerlemeye devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.

    “Karşımıza çıkan fırsatları değerlendirmek için öncelikle salgın engelini aşmalıyız”

    Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak yeniden şekillendiği bir döneme girildiğini vurgulayan Erdoğan, “Bu kritik dönüm noktasında karşımıza çıkan fırsatları değerlendirmek için öncelikle önümüzdeki salgın engelini aşmalıyız. Bunu başardığımızda aydınlık bir geleceğin bizi beklediğinden şüphemiz yoktur. Yeni sürecin öncülüğünü yapmak da 18 yıldır olduğu gibi AK Partiye, yani buradaki heyete düşüyor” ifadelerini kullandı.

    “Meslek kuruluşlarının seçim yöntemi düzenlemesi acilen yapılmalı”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan mecliste pek çok düzenlemenin neticelenmeyi beklediğini de hatırlatarak, “Bunlardan biri de barolar ve tabip odaları başta olmak üzere meslek kuruluşlarının seçim usullerini yeniden belirlenmesi ile ilgili taslaktır. Geçtiğimiz gün Ankara barosunun ve aynı zihniyetteki yapıların diyanet işleri başkanımız ile onun şahsında İslam’a yönelik fütursuz saldırılarına şahit olduk. Sadece bu örnek dahi meslek kuruluşlarının seçim yöntemi ile ilgili düzenlemenin aciliyetini göstermiştir. Daha önceki yıllarda bu konuda bir hazırlık yapmıştık ve belirli bir seviyeye getirmiştik. Bu çalışmayı yeniden ele almayı, varsa eksiklerini tamamlayıp en kısa sürede meclisin takdirine sunmalıyız. Aynı şekilde yargı reformu strateji belgesinde yer alan taahhütlerimizde henüz kanunlaşmamış olanlara ilgi hazırlıkları hızlandırmalıyız” şeklinde konuştu.

    Salgının ekonomi üzerindeki tahribatını onarmak için çok çalışmak gerektiğini vurgulayan Erdoğan şunları söyledi:

    “Yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı, büyümeyi arzu ettiğimiz seviyeye getirmek için çok çalışmalıyız. Yaşadığımız süreç gelişmiş diye tabir edilen ülkelerin sadece sağlık sistemlerinin değil ekonomik alt yapılarının da sandığımız gibi güçlü olmadığını gösterdi. Türkiye her bakımdan gelişmiş ülkelerden daha sağlam bir duruş sergileyerek bu dönemi geri bırakma safhasına gelmiştir. Karşımızdaki tablo ülke ve millet olarak kendimize daha fazla güven duymamızı sağlıyor. Salgın sürecinde kazanımlarımızı, inşallah bölgesel ve küresel düzeyde daha büyük başarılara dönüştüreceğiz. Dışarıdaki düşmanlara ve içerideki gafillere rağmen her alanda yürüttüğümüz istikbal ve istiklal mücadelemizi zafere ulaştıracağız”