Etiket: manşet

  • Sakarya’da feci kaza: Baba ve oğlunu ölüm ayırdı

    Sakarya’da feci kaza: Baba ve oğlunu ölüm ayırdı

    Kaza, Yanık Mahallesi İzmit Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sürücülerinin isimleri henüz öğrenilemeyen 54 HU 109 plakalı kamyonet ile 54 EG 109 plakalı üç tekerlekli motosiklet çarpıştı. Feci kazada Feyzi Cahanker (78) ve oğlu Engin Cahanker (39) motosikletten yola savruldu.


    İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Adrese ulaşan sağlık ekiplerince yapılan kontrollerde, kanlar içerisinde kalan baba Feyzi Cahanker’in olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Ağır yaralanan oğlu Engin Cahanker ise bölgede yapılan ilk müdahalesinin ardından Sadıka Sabancı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Kaçan sürücüyü yakalamak için çalışma başlatıldı

    Hayatını kaybeden adamın cenazesi, yapılan incelemelerin ardından Sapanca Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Öte yandan, baba ile oğlu ayıran kazanın ardından olay yerinden yaya olarak kaçtığı öğrenilen kamyonet sürücüsünü yakalamak için polis ekipleri çalışma başlattı.

  • İznik’te “Meryem ve çocuk İsa” freski restore edildi

    İznik’te “Meryem ve çocuk İsa” freski restore edildi

    İmparator I. Konstantin’in çağrısıyla, Hristiyanlıkta kiliseye bağlı tüm piskoposların katılımıyla 325 yılında düzenlenen, önemli dini konuların tartışılıp karara bağlandığı Birinci Konsil’in toplandığı İznik’te arkeologlar, Roma tiyatrosunun dini kullanım evresini araştırıyor.

    1980’li yıllarda başlayan ve 2016’dan itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi ekibiyle kesintisiz devam eden kazı ve restorasyonun büyük çoğunluğunun tamamlanmasıyla geçen mart ayında yeniden ziyarete açılan tiyatroda, ana yapıların dışındaki alanlarda çalışma sürüyor.

    Merkezi girişin doğusunda yer alan ve 2005’te tespit edilmesine rağmen korunması ve gerekli çalışmaların yapılması amacıyla kapatılan “Meryem ve çocuk İsa” freski restore edildi.

    Beyaz fonlu ve süslü, kıymetli renkli taşlarla işlenmiş, yüksek bir tahtta oturur şekilde Meryem ile kucağında İsa’nın yer aldığı, 1,42 metre yükseklik ve 78 santimetre genişliğindeki freskin hemen yan tarafında 1,5 metre yükseklik, 3,15 metre genişliğindeki freskte de İsa sol tarafta oturur şekilde boyun kısmının sağa, Meryem’e doğru eğilmiş olduğu görülüyor.

    “Anadolu’daki tek örnek”

    Kazı başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aygün Ekin Meriç, AA muhabirine, tiyatronun 111 yılında İmparator Trajan döneminde yapılmaya başlandığını belirtti.

    Trajan ile Bitinya valisi Plinius arasındaki yazışmalardan yapının inşasıyla ilgili çok önemli bilgiler edindiklerini anlatan Prof. Dr. Meriç, “İznik Roma tiyatrosu, 103 metre eninde, 80 metre boyunda, düz bir alana tamamen tonoz mimarisiyle yükseltilmiş olmasıyla Anadolu’daki tek örnek. Özgün halinde 3 katlı ve tonoz sistemiyle 24 metre yükseklikte yapılmış ve 10 bin kişilik bir tiyatro. Tonoz mimarisiyle inşa edilmiş olmasıyla çok gösterişli bir yapı.” dedi.

    Meriç, yapının 2. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar kullanılmasıyla çok evreli bir özelliğe sahip olduğunu ifade etti.

    Tiyatronun özellikle 2. ve 3. yüzyıllarda özgün işlevinde kullanıldığını, gladyatör oyunları ve dönemin moda oyunlarının gerçekleştirildiği bir yapı olduğunu aktaran Meriç, şu bilgileri verdi:

    “İznik’te 325 yılında ekümenik konsil toplanıyor; Hristiyanlığın çok önemli kararlarının alındığı bir toplantı. Bu dönemden sonra yavaş yavaş buralarda artık dini kullanım evresi oluşmaya başlıyor. Tiyatro özellikle 4. ila 6. yüzyıllarda dini kullanım evresi geçirmiş. Bununla ilgili çok önemli verilerimiz var. Özellikle duvarlarına yapılmış haç freskleri, girlandlar (askı çelenk), Hristiyanlık sembolleriyle yapılmış freskler… Özellikle 2005 yılında Bedri Yalman hoca tarafından tespit edilmiş duvarlarındaki Meryem İsa freski. Bu dönemde Bedri hoca korunamayacağını düşünerek kapatmıştı. Biz burayı tekrar açtık, gün yüzüne çıkardık.”

    Meriç, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus’un katılacağını açıkladığı, 2025’te Birinci Konsil’in 1700. yılı törenlerinde bu tiyatronun ziyaret edilebileceğini vurguladı.

    Freskin Hristiyanlık alemi için önemine dikkati çeken Meriç, “Kucağında İsa ile tahtında oturan Meryem’in olduğu en erken fresk örneği; onun için çok önemli. Bununla ilgili gerekli korumaları yaptık. Ortaya çıkardığımızda bu halde değildi, bazı bozulmalar olmuştu. Onların hepsini temizledik, sağlamlaştırdık. Aralarda dökülmüş sıvaları da sağlamlaştırdık.” ifadesini kullandı.

    Ziyaretçi sayısı 8 ayda 50 bini aştı

    Yeniden ziyarete açılmasıyla İznik’in kültür ve turizm bakımından çok önemli bir cazibe merkezine kavuştuğunu söyleyen Meriç, “Açıldığından beri ziyaretçi sayısı 50 bini aştı. Turist akışında bir hızlanma olduğunun bilgisini de alıyoruz. Pazartesileri hariç her gün insanlar burayı gezip görebiliyorlar.” diye konuştu.

    Meriç, tiyatronun ana yapılarının dışındaki alanlarda devam eden kazıların 1-2 yılda tamamlanacağını bildirdi.

    Kazılmamış alanları hızla tamamlayıp konservasyon ve restorasyona devam edeceklerini belirten Meriç, şunları kaydetti:

    “Tiyatronun restorasyonunu ve konservasyonunu bitirdik. Roma İmparatoru Hadrianus döneminde yapılmış, sahne binasının en doğusunda ve en batısındaki sütunlu galeriler, Anadolu’daki tek örnekler, iki katlı, ikinci katı hermelerle, parapetlerle (korkuluk) taşınan bir yapıda. Çok gösterişli karşılama mekanları… Tiyatrodaki bazı resepsiyonlar, törenlerin yapıldığı salonlar olarak kullanılmış. Bu sütunlu galerilerin restorasyonu konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Bu dini kullanım evresi 6. yüzyıla kadar, daha sonra tiyatronun bu işlevini tam olarak hangi tarihe kadar sürdürdüğünü bilemiyoruz ama şunu tespit edebiliyoruz; 8. yüzyılda burada Arap akınları oluyor. Surların güçlendirilmesi gerekiyor. Kentteki yapılardan sağlam bloklar alınarak surların sağlamlaştırılmasında kullanılıyor. Tiyatrodan da çok sayıda blokun götürüldüğünü biliyoruz. Buraya yakın surlarda tiyatronun oturma basamaklarını görüyoruz. 9. yüzyılda burada seramik işliklerin yapılmaya başlandığını görüyoruz. Özellikle 15 ila 17. yüzyıllarda burada çok yoğun kullanılıyor. Bu alanda 12 Osmanlı işliği var, çinilerin üretildiği çok önemli fırınlar var. Tiyatro, bütün evrelerin görüldüğü, İznik’in neredeyse bütün tarihinin okunduğu bir yapı olması bakımından çok önemli. Çini fırınlarını geçici koruma çatılarıyla kapatmıştık. Bunların da yine restorasyonunu tamamlayıp sergilemeyi planlıyoruz.”

    Döneme özgü seramikler, sikkeler, bronz eserler bulduklarını dile getiren Meriç, buluntuların kazı evinde ölçüldüğünü, fotoğraflandığını, restorasyon ve konservasyon çalışmalarına tabi tutulduğunu anlattı.

    Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında çalışmalarının hız kazandığını aktaran Meriç, yaz tatilinde 25 kişilik ekiple çalıştıklarını, okullar açıldıktan sonra arkeolog, sanat tarihçisi ve restoratörler olmak üzere 6 kişiyle tüm yıl kazı, depo, yayın ve koruma çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.

  • Bursa’da Cuma hutbesinde kumar vurgusu

    Bursa’da Cuma hutbesinde kumar vurgusu

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cuma hutbesinin bu haftaki konusu “Maddi ve Manevi Tükeniş: Kumar” oldu.

    Camilerde cuma namazı öncesinde verilen hutbede, haram yolla kazanılan paranın özendirilmesi ve kumarın her türlüsünün günah olduğuna dikkat çekildi.

    Kumarın her çeşidi haramdır

    Hutbede, “İsmi ne olursa olsun gerçek hayatta ya da dijital mecralarda oynansın, yasal olsun olmasın kumarın her çeşidi haramdır. Zira her yasal olan helal değildir. Dolayısıyla masa başında veya sanal ortamlarda oynanan; kazananın kaybedenlerden haksız kazanç elde ettiği oyunların tamamı kumardır, haramdır.

    At yarışlarında oynanan ganyan kumardır, haramdır. Hayvanların dövüştürülmesi gibi vahşete dayanan her türlü oyun ve bu oyun üzerinden elde edilen kazanç kumardır, haramdır. Bütün şans oyunları, yılbaşı, özel gün ve haftalar vesilesiyle çekilen piyango, kazı kazan ve şans topu gibi oyunlar kumardır, haramdır. Dijital mecralarda oynanan bütün bahis oyunları; toto, loto, iddia gibi dinen meşru olmayan oyunların hepsi kumardır, haramdır. İslam dinine göre asıl olan rızkımızı helal yollardan kazanmaktır.

    Haram parayla hayır yapılamaz

    Bu sebeple faiz, kumar ve benzeri haram yollardan elde edilen parayla sevap beklenerek, hayır hasenat yapılamaz. Cami ve mescit inşa edilemez, hac, zekât ve kurban gibi mali ibadetler yerine getirilemez. Maalesef bugün internet ortamında türlü hilelerle ve bazı sosyal medya fenomenlerinin yayınlarıyla nice insanımız kumar tuzağına çekilmektedir. Mobil cihazlar, çevrimiçi oyunlar ve e-sporlar aracılığıyla nice gencimiz sanal kumar bataklığına itilmektedir. Televizyonlarda, gazetelerde, hatta en basit internet oyunlarında dahi kumar reklamları verilerek küçücük yavrularımız bile bu kötülüğe özendirilmektedir.

    Kumar manevi tükeniştir

    Hâlbuki mahremiyet sınırlarını ihlal eden, haramların yaygınlaşmasına sebep olan, dijital platformlar ve farklı ortamlarda kumar oynamayı özendiren bu reklamların engellenmesi dini, vicdani ve insani bir sorumluluktur. Kumar, hem oynatan hem de oynayan için maddi ve manevi bir tükeniştir. Kişi, kumarda kazanınca başkasını, kaybedince kendini zarara uğratmaktadır. Bütün bağımlılıklarda olduğu gibi kumardan korunmanın en etkili yolu ise ona hiç başlamamak, kumar oynayan ve oynatan insanlarla bir arada olmamaktır. Öyleyse nice ocaklar söndüren, nice yuvalar dağıtan, nice felaketlere sebep olan kumar belasından uzak duralım. Gençlerimizi ve çocuklarımızı her türlü bağımlılıktan korumak için onlarla sevgi, muhabbet ve güven temeline dayalı bir ilişki kuralım. Onların iyi arkadaşlarla ve iyi ortamlarda yetişmeleri için gayret gösterelim. Kumarın içki, yalan, dolandırıcılık ve cinayet gibi büyük günahlara sebebiyet verdiğini asla unutmayalım” ifadelerine yer verildi.

  • Yenidoğan Çetesi şüphelilerinin mal varlıklarına el konuldu

    Yenidoğan Çetesi şüphelilerinin mal varlıklarına el konuldu

    İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi şüphelilerin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde tüm mal varlıklarına el konuldu.

    İddianameden

    Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi.

    Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin “kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri” gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi.

    Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı.

    İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde “TPN tüketimini azaltın” şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.

  • Marmara son 23 yılın en az yağışını aldı

    Marmara son 23 yılın en az yağışını aldı

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünün “2024 Yılı Ekim Ayı Alansal Yağış Raporu”ndan derlenen bilgilere göre, Türkiye geneli ekim ayı yağışı uzun yıllar ortalaması ve geçen yıla göre düşüş gösterdi.
    Bu yıl ekim ayında metrekareye 26,8 kilogram yağış olurken, uzun yıllar ortalaması olan 49,4 kilogramın yüzde 46, geçen yılın ise yüzde 27 altında gerçekleşti.

    Türkiye genelinde ekim ayı yağışları son 6 yıldır uzun yıllar ortalamasının altında oluyor. Ekim ayında yağışlar, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu bölgelerinin tamamında ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin batı ve güney kesimlerinde normallerine göre yüzde 60’ın üzerinde azalma, Karadeniz kıyı kesimi, Kars, Ağrı ve Iğdır çevrelerinde ise yer yer yüzde 80’e varan artış gösterdi.
    Bölge genelinde Karadeniz Bölgesi hariç diğer tüm bölgeler normali altında yağış alırken, uzun yıllar ortalamasına göre en fazla azalma yüzde 95 ile Ege Bölgesi’nde gerçekleşti. Ekim ayı yağışları Ege Bölgesi’nde son 40, Marmara Bölgesi’nde ise son 23 yılın en düşük seviyesine indi.

    İl genelinde değerlendirildiğinde ise en az yağışı 0,3 kilogram ile Aydın ve Muğla aldı. Bu iki ildeki ekim yağışı, uzun yıllar otalamasının yüzde 99 altında gerçekleşti.
    Gaziantep ve Kilis 65, Karaman 60, İzmir, Aydın, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak, Denizli ve Burdur 40, Afyonkarahisar, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul, Yalova ve Eskişehir’de son 23 yılın en düşük ekim ayı yağışı kaydedildi.

    Marmara Bölgesi’nin ekim ayı yağışı metrekareye 13,9 kilogram olarak gerçekleşti. Uzun yıllar ortalaması 72 kilogram olan bölgeye geçe yıl ekimde 34,3 kilogram yağış düşmüştü. Yağışlarda normaline göre yüzde 81, 2023’e göre ise yüzde 60 azalma gerçekleşti.

    Ege Bölgesi’nde ise ekim yağışı sadece 2,2 kilogram oldu. Uzun yıllar ortalaması 47,2 kilogram ve geçen yıl ekim yağışı 11,8 kilogram olan bölgedeki yağışlar, normaline göre yüzde 95 azalma gösterdi.

    Akdeniz Bölgesi’nde ekim ayında metrekareye 4,8 kilogram yağış oldu. Bölgedeki yağışlar 48,7 kilogram olan uzun yıllar ortalamasının yüzde 90, 33,7 kilogram olan geçen yılın ise yüzde 86 altında gerçekleşti.

    İç Anadolu Bölgesi’nde ekim yağışı 8,2 kilogram oldu. Uzun yıllar ortalaması 31,5 kilogram ve geçen yıl ekim ayı 21,3 kilogram olan bölgedeki yağışlar, normaline göre yüzde 74, 2023’e göre yüzde 62 azaldı.

    Karadeniz Bölgesi ise kuraklıktan etkilenmedi. Bölge metrekareye 97,6 kilogramla, uzun yıllar ortalamasının yüzde 31, geçen yılın ekim ayına göre yüzde 42 fazla yağış aldı.
    Doğu Anadolu Bölgesi’ne de 28,7 kilogram ile uzun yıllar ortalamasının yüzde 37, geçen yıla göre yüzde 39 az dağış düştü.

    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ekim yağışı metrekareye 4,3 kilogram olarak gerçekleşti. Uzun yıllar ortalaması33,8 kilogram ve geçen yıl yağışı 20,8 kilogram olan bölgede normaline göre yüzde 87, 2023’e göre yüzde 80 azalma gerçekleşti.

  • İnegöl’de yoğun sis hayatı olumsuz etkiledi

    İnegöl’de yoğun sis hayatı olumsuz etkiledi

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde sabahın ilk saatlerinde yoğun sis etkisini gösterdi. ,

    Görüş mesafesinin zaman zaman 15 metreye kadar düştüğü anlarda araç sürücüleri zor anlar yaşadı. Yoğun siste ilerlemekte güçlük çeken bazı araç sürücüleri dörtlü flaşörlerini yakıp yavaş ilerledi.

  • Bursa’da sobadan çıkan yangın 3 evi küle çevirdi

    Bursa’da sobadan çıkan yangın 3 evi küle çevirdi

    Yangın, gece saatlerinde Bursa’nın Kestel ilçesi Aksu Köyünde meydana geldi.

    Bir evde iddiaya göre, sobadan çıkan alevler kısa sürede büyüdükten sonra bitişiğindeki evlere de sıçradı. Alevleri gören vatandaşlar 112 ekiplerine bilgi verdi. Olay yerine ihbar üzerine çok sayıda itfaiye sevk edildi. Sağlık ekipleri muhtemel bir kazaya karşı tedbir amaçlı beklerken, itfaiye ekipleri alevleri yaklaşık 1 saat müdahale sonrası söndürebildi. 3 evi küle çeviren alevler ise kameraya anbean yaşadı.

  • Bursa’da polisin alkollü sürücü ile imtihanı

    Bursa’da polisin alkollü sürücü ile imtihanı

    Bursa’da kent genelindeki bir çok noktada uygulama yapıp kural tanımaz sürücülere adeta nefes aldırmayan Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, dün gece yine mesaideydi. Son olarak merkez Yıldırım ilçesi Barış Caddesi üzerinde yaptıkları alkol uygulamasında bir otomobilden şüphelenen trafik polisleri otomobili durdurdu.

    Alkolmetreyi üflemeyi reddeden Aydın K., kendisini otomobilden çıkarmak isteyen polis ekiplerine dakikalarca direnç gösterdi. Polis memurunun ‘Eğer üflemeyi reddederseniz ehliyetinize 2 yıl el konulacak’ demesinin ardından “Abi ne istiyorsunuz ya.., arabayı mı bağlayacaksınız” diye bağırmaya başlayan sürücü polis memurunun “Şeker hastası mısın? Neden bağırıyorsun? beyefendi” demesi üzerine adeta kendisini kilitleyip uzun süre sadece kameraya baktı. Bir süre sonra “Getir abi üfliyek… Ne yapacan arabayı mı bağlayacan?” diyerek alkolmetreyi üfleyen sürücü 0.55 promil alkollü çıkınca yeniden bağırmaya başladı.

    Öfkeli sürücüden basın mensupları da nasiplerini aldı. Kamerayı görünce önce çekin kardeş diyen sürücü alkollü çıkmasının ardından ‘ne çekiyorsun kardeşim’ diyerek tepki gösterdi. Alkollü olduğu için 6 bin 439 lira idari para cezası kesilip ehliyetine ise 6 ay el konulan Aydın K.’nın kullandığı otomobil de kontrol noktasına gelen bir yakınına teslim edildi.
    Öte yandan, yetkililer, kentin huzur ve güveni için uygulamaların aralıksız süreceğini belirtti.

  • Galatasaray sevdası 22 yıla sebep oldu

    Galatasaray sevdası 22 yıla sebep oldu

    Bursa’da Yıldırım Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri aranması olan şahıslara yönelik çalışma başlattı. Hırsızlık suçundan 22 yıl 3 ay kesinleşmiş hapis cezasıyla aranan Emrah A.’yı (25), teknik ve fiziki takibe alan ekipler, şüphelinin bir kafede olduğu bilgisine ulaştı. Kafeye müşteri gibi giren ekipler, Emrah A.’yı Galatasaray’ın Avrupa maçını izlerken yakaladı. Devre arasını karakolda geçiren şüpheli, ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • Kız meselesi kavgasında 3 genç hayatını kaybetti

    Kız meselesi kavgasında 3 genç hayatını kaybetti

    Olay, dün akşam saatlerinde Çeşme ilçesi Fahrettinpaşa Mahallesi’nde meydana geldi.

    İddiaya göre, göre iki grup arasında kız meselesi yüzünden tartışma çıktı.

    Olayın büyümesi üzerine yanında iki arkadaşı da bulunan taraflardan B.B., üzerindeki tabancayla karşı taraftaki 4 kişiye ateş etti.

    İhbar üzerine adrese çok sayıda jandarma ve 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi.

    Olayda yaralanan Azad Demir, Abdurrahim Doğan ve Mehmet Sait Medeni hayatını kaybetti, A.M., isimli şahıs ise yaralandı. Hayati tehlikesi bulunmayan yaralı şahıs, kaldırıldığı Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Olayın ardından şüpheli B.B., hızla bölgeden kaçarken, yanında bulunan 2 arkadaşı ise jandarma ekiplerince gözaltına alındı.

    Öte yandan, hayatını kaybeden geçlerin cenazeleri Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Olayı duyarak hastaneye gelen hayatını kaybeden gençlerin yakınları sinir krizi geçirdi. Çevrede geniş güvenlik önlemleri alınırken, olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldığı belirtildi.