Etiket: Mantar

  • Bir günde 100 kg mantar topladılar

    Bir günde 100 kg mantar topladılar

    Serik’te yaşayan Abdullah Ünal, Şevki Okudan ve Ahmet Ünal, doğadan topladıkları kendiliğinden yetişen mantar ile poz verip sosyal medyada paylaştı. Yaklaşık 100 kiloya yakın mantar toplayan gençleri görenler gözlerine inanamadı.

    Kilosu 150 liradan satılan mantar, hem şifa kaynağı hem de lezzetli olmasından dolayı halk tarafından büyük bir ilgi görüyor. Özellikle hafta sonu birçok vatandaşın mantar toplamak için doğaya çıkıyor.

  • Bursa’da mantar toplarken kaybolan adam bulundu

    Bursa’da mantar toplarken kaybolan adam bulundu

    Olay, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde gerçekleşti.

    4 Aralık Pazartesi günü mantar toplamak için evden çıkan 62 yaşındaki Zafer Aygün’den uzun süre haber alınamadı. Yakınlarının ihbarı üzerine JAK timleri arama kurtarma faaliyetleri başlattı. Yapılan çalışmalar neticesinde Aygün, 6 Aralık gece saat 1.30 sıralarında ormanlık alanda bulundu. Başında hafif kafa travması olan Aygün, yapılan ilk müdahalenin ardından ormanlık alandan çıkarıldı. Ambulansla Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi’ne sevk edilen adamın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

  • Bu mantardan tükettiyseniz dikkat!

    Bu mantardan tükettiyseniz dikkat!

    Sonbaharda mevsim yağmurlarının artması ile mantar bolluğu yaşanmaya başladı. Ormanlık ya da çayırlık alanlarda mantar toplayan vatandaşların birçoğu ise zehirlenme şüphesi ile hastanelere başvuruyor. Yüzde 70’i ormanlarla kaplı olan Kastamonu’da, mantardan kaynaklanan zehirlenme vakaları arttı. Mantar sebebiyle yaşanan zehirlenmelere karşı uyarılarda bulunan uzamanlar, bazı zehirlenmelerin ölüme sebep olabileceğine dikkat çekti. Konu ile ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi İhsangazi Meslek Yüksekokulu Veterinerlik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Gülay Giray, Türkiye’de yaygın olan ve zehirlenmelerin yüzde 95’ine sebep olan ‘köygöçüren’ mantarına karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.

    “Mantarlar bitki değildir, fungus aleminde yer alırlar”

    Mantarların bitki olmadığını söyleyen Giray, “Bazı kaynaklarda baktığımız zaman mantarları bitkiler gurubunda gösteriyorlar. Mantar bitki değildir. Mantar ayrı bir ‘fungus alemi’ dediğimiz grup içerisinde yer alır. İnsanların büyük kısmı mantarları bitki olarak düşünüyor. Mantarları incelediğimiz zaman mantarlar sonbahar ve ilkbahar aylarında yağışlar başladıkları zaman kendilerine uygun gelişecek bir ortam bulurlar ve bu mevsimlerde gelişmeye başlarlar. O yüzden daha çok biz, zehirlenmeleri sonbahar ya da ilkbahar aylarında görüyoruz. Makro mantarları sınıflandırdığımız zaman yenen mantarlar, yenmeyen mantarlar ve zehirli mantarlar olarak üç guruba ayırıyoruz” dedi.

    “Türkiye’de tespit edilen 100 mantar çeşidi zehirlidir”

    Türkiye’de tespit edilen mantar türlerinden 100 tanesinin zehirli olduğunu belirten Gülay Giray, “Türkiye genelinde 2 bin 400 tane mantar tespit edilmiştir. Bu mantarların 100 tanesi zehirli, 10 tanesi öldürücü, 300 çeşit yenen mantarımız var. Bu yenen mantarların 40 tanesini de semt pazarlarında görebiliyoruz. Kastamonu pazarında da kanlıca, ayı mantarı, kestane mantarı, kuzugöbeği, tavukayağı, gelincik gibi mantarları da görebiliyoruz. Yenmeyen mantarlar zehirli değiller ama onlarında yapısının sert olması, görüntüsünün kötü olması ve kötü kokması sebebiyle bu mantarları tüketmiyoruz. Yenen mantarlar genellikle amatör dediğimiz kırsal kesimdeki insanlarımız tarafından toplandığı için bazen zehirli mantarlarla karıştırılabiliyor. Bu da insanlarda zehirlenmelere neden olabiliyor” diye konuştu.

    “Türkiye’deki zehirlenmelerin yüzde 95’i Köygöçüren mantarından kaynaklanıyor”

    Mantarlar hakkında bazı yanlış inanışların olduğuna değinen Giray, “Bir de zehirlenmeye neden olan yanlış inanışlar var. Bu yanlış inanışlar yüzünden de halkımız zehirlenebiliyor. ‘Zehirli mantarı ve yenen mantarı yan yana görmeyiz’, diye düşünebiliyorlar. Halbuki yan yana bile yetişebiliyor. ‘Zehirli mantarı kopardığınız zaman içi mavileşir’ ya da ‘mantarımız zehirli değilse şapkasından kopardığınız zaman herhangi bir değişiklik meydana gelmez’, ‘çayırda yetişen mantarlar zehirli değildir’, mantar piştiği zaman zehri gider’, ‘mantarı tuz ya da sirke ile kaynattığımız zaman zehri gider’, ‘pişirirken içerisine gümüş ya da kaşık koyduğumuzda kararıyorsa bunlar zehirli mantardır’, gibi yanlış inanışlar var. Bunlar da insanların zehirlenmesine neden olabiliyor. Özellikle mantarların içerisinde köygöçüren (amanita phalloides) dediğimiz bir türümüz var. Bu tür genellikle saman mantarıyla çok fazla karıştırılıyor. Türkiye’deki zehirlenmelerin baktığımız zaman yüzde 95’i bu mantar yüzünden meydana geliyor. Köygöçüren mantarını yedikten 8 saat ile 12 saat içerisinde belirti vermeye başlıyor. Türkiye’de yaklaşık 100 kadar mantar zehirlenmesi kayıt altına alınmıştır. Fakat bunun dışında da kayıt altına alınmayan mantar zehirlenmelerini de biliyoruz. Bu yüzden 100’den daha fazla sayıda mantar zehirlenmesi meydana geliyor” şeklinde konuştu.

    “Mantar zehirlenmeleri ölüme kadar götürebiliyor”

    Mantar zehirlenmelerine dikkat edilmesi gerektiğin belirten Giray, “Mantar zehirlenmelerinin belirtileri mantarın zehir türüne göre 2 saat ile 6 saat sonrası meydana geliyor. 2 saat sonraki belirtiler sersemlik, uyku, tansiyon düşüklüğü, nabızda artış, ağızda metal tadının gelmesi, yüz ve boyunda kızarıklık gibi belirtiler meydana geliyor. 6 saat sonra ise bulantı, kusma, ishal, ateş, karın ağrısı, karaciğer ve böbreklerde metabolizmada bozukluklar. Hatta bunun sonucunda koma ve ölümde meydana gelebiliyor. Eğer mantar yedikten sonra böyle bir belirtimiz var ise evimizde halk arasında yine şöyle bir inanış var. ‘Yoğurt yiyelim, süt içelim, bir ilacı kullanalım’ gibi inanışlar var. Asla bunlar yapılmaması gerekiyor. En yakın sağlık kuruluşuna başvurulması lazım. Hatta mümkün ise yediğimiz mantarın bir örneğini de yanımızda götürmemiz lazım. Sağlık kuruluşuna gittiğimiz zaman da görevlilere ne mantarı yediğimizi, hangi saatte yediğimizi, ne kadar yediğimizi, evde başkasında da bu belirtilerin olup olmadığını söylememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    “Mümkünse kültür mantarı tüketelim”

    Kültür mantarının tüketilmesi noktasında tavsiyelerde bulunan Giray, “Eğer mantar tüketmek istiyorsak, mümkünse kültür mantarı tüketmemiz bizim için en sağlıklısı olur. Tabii ki kültür mantarını da satın alırken üstünde açıklayıcı etiketi olup olmadığına, son kullanım tarihine dikkat etmemiz gerekiyor. Mantar zehirli olmayabilir ama bu mantarların üzerinde de mikro-organizma gelişebilir. Eğer hemen mantarı pişirmezseniz bu mikro-organizmalar mantarın üzerinde üreyerek yine bizlerin gıda zehirlenmesi geçirmesine neden olabiliyor. Yine mantarlar alerjik yiyeceklerdir. Kişi mantar tüketirken dikkat etmesi gerekiyor, alerjik durumlarda ortaya çıkabilir” dedi.

  • İstiridye mantarları görenleri şaşırttı

    İstiridye mantarları görenleri şaşırttı

    Göksun ilçesinde dağcıların zirve yaptığı sırada 5-6 kilo civarında bulunan istiridye mantarları, büyüklüğüyle ve ağırlığı ile görenleri hayrete düşürüyor.

    İlk defa bu kadar büyük mantarlara rastladığını söyleyen dağcı Yunus Elbistan, “Ben haftada bir zirve yapıyorum. Farklı yerleri gezerek, yeni yerler keşfediyorum. Göksun ilçesinin zirvesinde çok büyük mantarlar bulduk ve ilgimizi çekti. Mantarlar toplu halde ve kilo olarak 5-6 kilo civarında. İlk defa bu kadar büyük mantarlara rast geldik ve ilgimizi çekti” dedi.

  • Mantar toplamaya çıktı, ormanda kayboldu

    Mantar toplamaya çıktı, ormanda kayboldu

    Olay, Bahçeşehir bölgesi Cumhuriyet ormanları’nda meydana geldi. Alınan bilgilere göre 75 yaşındaki İbrahim Pak, beraberindekilerle birlikte Bahçeşehir bölgesinde bulunan Cumhuriyet ormanlarına giderek mantar toplamaya başladı.

    Beraberindekilerden ayrılan ormanlık alanda kaybolan Pak’ın yakınları durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. AFAD ekipleri bölgeye gelerek ormanlık alanda inceleme başlattı.

    Telefon sinyallerinden mevkisinde olduğu tespit edilen İbrahim Pak, kendi imkanlarıyla yola inerek yoldan geçen vatandaşlardan yardım istedi. Sağlık ekiplerinin olay yerinde müdahale ettiği yaşlı adam, “Ormanda kayıp düştüm. Dikenli çalılıklar arasından güç bela çıktım. Sonra ışıkları görünce buraya doğru yürüdüm” ifadelerini kullandı.

  • Vatandaşlar çuval çuval mantar topladı

    Vatandaşlar çuval çuval mantar topladı

    Mantar sezonunun başlaması ile birlikte Bilecik’in yaylalarında kanlıca mantarı yoğunluğu yaşanıyor. Bölgeye giden vatandaşlar kilolarca ağırlığında mantarlar topluyor. Mantar toplayan Sercan Doğan özellikle yaz yağmurlarının fazla yağması sebebi ile mantar bolluğunun olduğunu ve kanlıca mantarını da özellikle faydalarından dolayı topladıklarını belirtti. Doğan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bu sene yağmurun bol yağmaması nedeniyle mantar bolluğu yaşanmadı. Az da olsa olan mantarını iyi bilen merkeze bağlı Ulupınar köylüleri eşliğinde bizde toplamaya geldik. Buralarda halk arasında bilinen acı mantar, sütlü mantar, kanlıca mantarı topladık. Mantar besin değeri olarak çok besleyicidir.

    Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise, işin ehli tarafından toplanmasıdır. Eğer mantarları bilmiyor iseniz zehirlenme ihtimaliniz olabilir.”
    Öte yandan, yetkililer mantar besin değeri olarak çok besleyici olduğunu söyleyerek, “Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise, işin ehli tarafından toplanmasıdır. Eğer mantarları bilmiyor iseniz zehirlenme ihtimaliniz olabilir” diyerek, mantar alırken çok dikkat edilmesini, bilen insanlardan mantar almayı önerdiler

  • Mantar toplarken gök taşı buldu

    Mantar toplarken gök taşı buldu

    Korkut ilçesine bağlı Yünören köyünde yaşayan ve çiftçilik işiyle uğraşan Hıyasettin Senem, mantar toplamak için araziye çıktı. Arazide bir süre mantar aradıktan sonra tarlasını kontrole giden Senem’in tesadüfen gördüğü taşlar dikkatini çekti.

    Toprağa gömülü taşı tek başına çıkaramayınca amcasından yardım isteyen Senem, kazma kürek yardımı ile topraktan çıkardıkları taşı traktör yardımı ile köye getirdi. Senem, tarlada bulduğu taşları incelemek için Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi İskender Dölek’e getirdi. İlk incelemelerin ardından gök taşı olma ihtimali yüksek olan taşlar için detaylı inceleme yapılmasına karar verildi.

    Birkaç yöntem ile taşların gök taşı olabileceğini söyleyen Dölek, 2 vatandaşın tarlalarında buldukları ve kendilerine göre de farklı gelen 2 kayaç grubunu kendilerine getirdiklerini belirterek, “Gök taşı olduğundan şüpheleniyorlar.

    Çünkü bu aralar çok yoğun bir şekilde gök taşının düşmesine şahit olduk. Basit birkaç deney uygulayarak taşların yapılarıyla ilgili fikir edinmeye çalıştık ama kesin sonuçlar taşlara ait ufak numunelerin jeoloji laboratuvarlarında incelenmesiyle daha net, kesin bilgiler alınır. Vatandaşlarımızın akıllarında soru işaretini böylece kaldırmış oluruz” dedi.

  • Mantar yine can aldı

    Mantar yine can aldı

    Olay, geçtiğimiz 31 Ekim Salı günü yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Memiş ve Sevgi Yarınınözü çifti, gittikleri merkeze bağlı Boztanözü köyünde ormanlık alandan mantar topladı. Daha sonra aile Karaman’daki evlerine döndü. Anne Sevgi Yarınınözü (42), akşam yemeği için topladıkları mantarı pişirdi. Pişirilen mantarı baba Memiş Yarınınözü (42) eşi Sevgi Yarınınözü ve oğulları M.A.Y (11) yedi. Bir süre sonra aile mide bulantısı ve kusma şikayeti ile Karaman Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Yedikleri mantardan zehirlendikleri anlaşılan Yarınınözü çifti ve oğulları durumlarının ağırlaşması üzerine Konya Şehir Hastanesine sevk edildi.

    Baba ve oğlu burada tedavi altına alınırken, anne Sevgi Yarınınözü dün ambulansla Malatya’ya sevk edilirken yolda yaşamını yitirdi. Hayatını kaybeden Sevgi Yarınınözü’nün cenazesi Karaman’a getirilerek yakınlarına teslim edildi. Sevgi Yarınınözü için öğle namazının ardından Çeltek Mahallesinde bulunan Selman-ı Farisi Camisinde cenaze namazı kılındı. Namaza, Yarınınözü’nün ailesi ve yakınları ile vatandaşlar katıldı. Kılınan namazın ardında 2 çocuk annesi kadın, Kazalpa mezarlığında dualarla defnedildi.
    Baba Memiş Yarınınözü’nün sağlık durumunun halen ciddiyetini koruduğu öğrenilirken, oğulları M.A.Y’nin tedavisi tamamlanarak taburcu edileceği öğrenildi. Ailenin diğer çocuğunun ise mantardan yemediği için zehirlenmediği öğrenildi.

  • Zehirli mantar 6 yaşındaki Nisanur’un sonu oluyordu

    Zehirli mantar 6 yaşındaki Nisanur’un sonu oluyordu

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde geçtiğimiz sene 15 Temmuz’da Yavuz ailesi, Kurban Bayramı’nın 3’üncü günü ormandan topladıkları mantarı mangalda pişirdi. Aileden yaklaşık 15 kişinin tükettiği mantardan 3 kişi zehirlendi. 6 yaşındaki Nisanur, yaşının küçük olması ve bağışıklık sisteminin gelişmemiş olması sebebiyle durumu ağırlaştı. İlk olarak İnegöl Devlet Hastanesi’ne götürülen küçük Nisanur, sonrasında Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, durumunun daha da ağırlaşması üzerine Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi.

    Yoğun bakımda tedaviye alınan Nisanur için doktorlar ‘acil karaciğer’ nakli arayışına girdi. Zamanın giderek azaldığı endişeli bekleyiş devam ederken, Nisanur’un hikayesindeki inanılması güç olaylar o dakikadan itibaren başladı. Yaklaşık 1,5 önce yaşanan o günü anlatan Uludağ Üniversitesi Organ Nakil Koordinatörü Kerem Selimoğlu, “Bayram tatili olduğu için bütün sağlık çalışanları izine ayrılmıştı. Ancak ben nöbete kalmıştım. Sonra Yüksek İhtisas Hastanesinden Nisanur’un zehirlendiği acil karaciğer nakli olması gerektiği haberi geldi. Ne yapacağımızı şaşırdık. Çok fazla bir umudumuz yoktu. Çünkü karaciğerin ebatlarının aynı olması, kan gurubunun uyması gerekiyordu. Ulusal koordinasyon merkezini aradık. Görevli arkadaşlara, ‘5 yaşındaki çocuk için karaciğer arıyoruz’ dediğimde bana ‘Yaşı kaç demiştiniz?’ diyerek hemen kan gurubunu sordular. Bende ‘0’ deyince, ‘gerçekten mi inanamıyorum’ dediler. ‘Evet bizde çok üzüldük elimizden geleni yapacağız’ dediğimde ise, ‘Evet elimizden geleni yapacağız. Ama ben onun için söylemedim. Konya’da 2,5 yaşında bir donör var. Kalbini Ege Üniversitesi kabul etti. Böbrekleri Akdeniz Üniversitesi kabul etti. Fakat karaciğeri takacak uygun bir alıcı bulamıyorduk. Bunun üzerine siz aradınız ve zamanlamanız harika’ dediler. Normalde acil çağrıyı yaparsınız ve günlerce beklersiniz. Hatta bu bekleme sırasında hastayı kaybedebilirsiniz bile. Bu sefer tam tersi bir durum oluştu. Donör sistemde alıcısını bekliyordu” dedi.
    Daha sonra her şeyin daha hızlı olması gerektiğini belirten Selimoğlu, Nisanur’un çok fazla vakti olmadığını dile getirerek, “, “Bizim araç ile Konya’ya kısa sürede gitmemiz çok zor, buradan ekip gidecek çıkarım yapacak ve geri dönüp nakil ameliyatına girecek. Böyle durumlarda devletimiz her zaman arkamızda. Uçak Ege Üniversitesi için hazırlanmıştı. Bizim içinde hazırlanacaktı. Fakat sabahı bulabilirler demişlerdi. Konya’dan rica ettim böbrekleri çıkartırken bizim içinde karaciğeri çıkartabilir misiniz? diye. Onlar da hocaları ile konuşup çıkartmayı kabul etti. Bize çok şanslısınız dediler. Çünkü çıkarımı yapacak genel cerrahımız aslında Malatya’da eğitimdeydi. Bayram neticesi ile buraya gelmişti, ailesinin yanında bulunuyordu. Burada da ikinci inanılmazı yaşamış olduk. O gece bu organizasyon sorunsuz bir şekilde sonuçlandı. Konya’da, alınan karaciğer, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı uçakla Bursa’ya getirildi. Acil ameliyata alınan Nisanur’a 15 Temmuz günü nakil yapıldı. Nakil sonrası karaciğerinin uyum sağladığı Nisanur, sağlığına kavuştu. Burada en büyük pay ise 2,5 yaşında çocuğunu kaybeden ailenin o anda organlarını bağışlamasıdır” diye konuştu.

    Babası ve annesi ile birlikte Bursa Şehir Hastanesi’nde düzenlenen Bölge Koordinasyon Toplantısı’na katılan Nisanur 1,5 yılın ardından etrafına gülücükler saçtı. Kızının inanılmazı sor süreci yaşadığını belirten Yalçın Yavuz, “Kızım çok şükür kurtuldu, o gün yaşadıklarımız bir biz bir de Allah bilir. Bütün emeği geçen doktorlarımızdan Allah bin kere razı olsun. O gün kızımız çok kötü bir haldeydi, Şevket Yılmaz Hastanesi’ne götürdük, orada teşhis konuldu ve Uludağ Üniversitesi Hastanesi’ne getirdik. O gün doktorlarımız elinden geleni yaptılar, hepsine sonsuz teşekkür ederim. Çok kısa sürede nakil yapılacak organ bulundu ve kızımız kurtuldu. Kızım mantardan zehirlendi, hastaneye getirdiğimizde karaciğer yetmezliği teşhisi konuldu ve yüzde birlik bir kurtulma şansı olduğu söylendi. Olayın yaşandığı gün 14 Temmuz günü biz köydeydik, mantar topladık ve 15 kişi o mantarı yedik. Yeğenim, eşim ve kızım rahatsızlandı, eşim ve yeğenim ayakta atlattılar ama kızım istifra etmeye başladı ve ateşi yükseldi. Uludağ Üniversitesi Hastanesi doktorları elinden geleni yaptılar ve kızımı kurtardılar. Bize “yüzde birlik bir şansı var. Her an her şeye hazırlıklı olun” dediler. Biz o esnada ne yapacağımızı bilemedik, çok çaresiz kaldık. Allah bütün emeği geçen doktorlarımızdan razı olsun” dedi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ekrem Kaya ise, “Türkiye ve Avrupa’ya örnek olacak şekilde bir organ bağış trendi yakalamıştık. Pandeminin yok ettiği bu başarıyı tekrardan elde etmek istiyoruz. Bu süreçte herkese görev düşüyor. Eskiden bu başarıyı basının desteği ile elde etmiştik. İnşallah şimdi de devam edecek. Nisanur bize bir mantar zehirlenmesinden dolayı başvurmuştu, zamanımız çok dardı, o sırada başka bir ilde bir verici çıktı. Ekipleri toparladık ve çok kısa bir zaman içerisinde tam bir ekip çalışmasıyla, organ nakli yapıldı. Bu gibi durumlar insanı çok mutlu ediyor. İnşallah bu haberler ile insanlardaki ve sağlık çalışanlardaki duyarlılığı arttırır ve eski başarımızı elde ederiz” şeklinde konuştu.

    Başka bir organ nakliyle hayata tutunan 43 yaşındaki Nail Tuncer de, “Böbrek yetmezliğim vardı. Protein kaçağından kaynaklı. 4 yıldır ev diyalizi yapıyorum. Diyaliz netice veriyordu. Ama yüzde 60 – 70’lerde bir temizlik yapıyordu. Başka bir hastanede nakil başvurusunda bulundum ama çağıran kimse olmadı. Bursa Şehir Hastanesi’nde hocamızı duyduk ve kaydımızı buraya aldırdık. Bir nakil çıkmıştı. Ama kadavra için çağrıldığımda çapraz dokularımız uyuşmadı ve başka bir hastaya nakil oldu. İkinci kez çağrıldığımda çapraz dokularımız uyuştu ve nakil yapıldı. Allah’a şükürler olsun. Şu anda sağlıklı bir insan gibi hayatımı sürdürüyorum. Nakil sırası bana geldiğinde heyecanlandım. “Anlatılmaz yaşanır” diye bir kelime vardır bizzat onu yaşadım. Diğer hastanede 4 yıl sonuç çıkmasını bekledim. Ama hiçbir netice olmadı. Bursa Şehir Hastanesi’nde ise 5 ay gibi bir sürede organ bulundu. Ailemde annem ile babamı 2012 senesinde kaybettim, bu yüzden ailemden organ verebilecek hiç kimse olmadı” diye konuştu.

  • ‘Kanlıca mantar’ sezonu başladı

    ‘Kanlıca mantar’ sezonu başladı

    Samsun’un Alaçam ilçesi Kızlan Mahallesi’nde doğadan toplanan mantarlar kırsalda 60 ile 80 TL arasında, Bafra ilçe merkezinde ise 100 TL’den satışa sunuluyor.

    Közlemesi ve kavurması yapılan mantarlar doğadan zorlukla toplanıyor.

    Mantar toplayan vatandaşlar, yağışların az olmasında dolayı az mantar çıktığını, kimi mantarların kurtlandığını fakat bunlara rağmen ormana mantar toplamaya gittiklerine değdiğini söyledi.