Etiket: maymun çiçeği

  • “Maymun çiçeğine yakalandım size de bulaşır”

    “Maymun çiçeğine yakalandım size de bulaşır”

    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Güven Timleri Büro Amirliği ekipleri merkez Yıldırım ilçesi Yavuzselim Mahallesi’nde aranan şahıslara yönelik çalışma gerçekleştirdi. Çalışma esnasında ‘nitelikli yağma’ suçundan aranması olan S.B. (34) polis ekiplerini görünce, “Yaklaşmayın, ben maymun çiçeğine yakalandım. Size de bulaşır” dese de yakayı ele verdi.
    Şüphelinin yapılan sorgusunda 32 yıl 4 ay kesinleşen hapis cezası ve 24 farklı suçlardan kaydı olduğu da öğrenildi.

    Ekipler tarafından cezaevine gönderilen S.B.’nin herhangi bir hastalığının da olmadığı yapılan kontrollerde tespit edildi.

  • Maymun Çiçeği hastalığından nasıl korunuruz?

    Maymun Çiçeği hastalığından nasıl korunuruz?

    Hastalığın, genellikle virüsü taşıyan hayvanların bulunduğu tropikal yağmur ormanlarına yakın bölgelerde görüldüğünü belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Fatma Nur Özdoğan, enfekte kişilerin virüsü insanlardan insanlara da bulaştırabildiğine dikkat çekerek Maymun Çiçeği Hastalığı’nın yayılma yolları ve korunma yöntemleri hakkında detaylı bilgiler aktardı.

    Maymun çiçeği virüsünde iki farklı genetik suşu bulunduğunu belirten Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Fatma Nur Özdoğan, Orta Afrika’da görülen suşun daha şiddetli hastalıklara yol açtığını belirterek açıklamalarına şu şekilde devam etti:

    “Virüs, genellikle enfekte hayvanlardan insanlara bulaşmakta olup, vücut sıvıları, ciltteki lezyonlar, solunum damlacıkları ve kontamine nesneler yoluyla insanlara geçebiliyor. Ayrıca hastalık insanlardan insanlara da yayılabiliyor. 2022’deki salgında, cinsel ilişki sırasında yakın temasın virüsün yayılmasında önemli bir rol oynadığı görülüyor. Kongo’da devam etmekte olan güncel salgında ise hem cinsel yolla, hem de ev içindeki yakın temasla bulaşma olduğu biliniyor. Hastalığa yakalanan kişiler, vücuttaki tüm lezyonlar iyileşene kadar bulaşıcı kabul ediliyor; bu da genellikle 2 ila 4 hafta sürüyor. Ayrıca birçok hayvan türünün maymun çiçeği virüsüne duyarlı olduğu bilindiğinden, virüsün insanlardan hayvanlara yayılma potansiyeli var. Hastalığı doğrulanan kişiler, evcil hayvanlarla (kedi, köpek gibi) ve çiftlik hayvanlarıyla yakın fiziksel temastan kaçınmalı.”

    ATEŞ, BAŞ AĞRISI, KAS AĞRISI YAŞAYANLAR DİKKAT!

    Maymun Çiçeği Hastalığı’nın kuluçka süresi 5 ila 21 gün arasında değişiyor. Hastalığın başlangıcında ateş, baş ağrısı, lenf düğümlerinin şişmesi, kas ağrısı gibi semptomların görüldüğünü, bu belirtilerin 2 ila 4 hafta süren deri döküntülerini takip ettiğini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Fatma Nur Özdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “Döküntüler genellikle su dolu kabarcıklar şeklinde ortaya çıkıyor ve yüz, avuç içi, ayak tabanı, kasıklar, genital ve anal bölgeleri etkileyebiliyor. Maymun Çiçeği Hastalığı’nın komplikasyonları arasında şiddetli bakteriyel enfeksiyonlar, beyin iltihabı, kalp kası iltihabı ve zatürre bulunuyor. Hastalığın ölüm oranı %0 ila %11 arasında değişiyor. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde bu oran daha yüksek olabiliyor. Gebelerde, küçük çocuklarda ve altta yatan hastalık ya da ilaç kullanımı gibi bağışıklık sistemini zayıflatan durumlarda bu oran daha da yükselebiliyor.”

    HASTALIK ŞÜPHESİ HALİNDE SAĞLIK KURULUŞLARINA BAŞVURULMASI ÇOK ÖNEMLİ!

    Hastalığın tanısında en güvenilir yöntemin, döküntülerden alınan örneklerin PCR testi ile incelenmesi olduğunu belirten Uzm. Dr. Fatma Nur Özdoğan: “Maymun Çiçeği Hastalığı’nın spesifik bir tedavisi bulunmamakla birlikte, semptomlara yönelik destekleyici tedaviler uygulanıyor. Hastalığın önlenmesi ve kontrolü açısından bulaş yollarının ve semptomlarının bilinmesi ve hastalık şüphesi halinde sağlık kuruluşuna başvurulması çok önemli. Enfekte kişilerle veya kontamine malzemelerle yakın temastan kaçınılmalı. Hasta bakımı sırasında, ister sağlık kuruluşunda ister evde olsun, eldiven ve diğer kişisel koruyucu giysiler ve ekipmanlar giyilmeli. Hasta veya ölü hayvanlarla temastan kaçınılmalı ve hayvan eti içeren tüm yiyecekler yenmeden önce uygun şekilde pişirilmeli” dedi.

    ÖNCESİNDE ÇİÇEK AŞISI OLANLAR HASTALIKTAN KORUNABİLİRLER

    Çiçek hastalığına karşı geliştirilen aşılar, Monkeypox virüsüne karşı %85 oranında koruma sağladığını belirten Uzm. Dr. Fatma Nur ÖZDOĞAN sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

    “Öncesinde çiçek aşısı olanlar hastalığı daha hafif geçirebilirler ya da hastalıktan korunabilirler. Çiçek hastalığına karşı önceden aşı yapıldığının göstergesi olarak üst koldaki aşı izi kabul edilebilir. Ancak çiçek aşıları günümüzde klinik kullanımda değil. Maymun çiçeğinin önlenmesi amacı ile yeni geliştirilen bir aşı, ABD Gıda ve İlaç Ajansı (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansından (EMA), 2019’da kullanım onayı almış durumda ve klinik kullanımı ise iki doz şeklinde.”

  • “M Çiçeği için pandemi beklentimiz yok”

    “M Çiçeği için pandemi beklentimiz yok”

    Bursa Uludağ Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Akalın, son haftalarda dünya çapında sıkça görülen ve halk arasında ‘Maymun Çiçeği’ olarak da bilinen M Çiçeği virüsü hakkında açıklamalarda bulundu. Hastalık hakkında merak edilenleri cevaplayan Akalın, hastalığın 2003 yılına kadar yurt dışına çıkmadığını belirterek, 2022 yılında bazı Avrupa ülkelerinde görülmeye başladığını söyledi. Covid-19 gibi hızlı bulaşan bir virüs olmadığından muhtemel bir pandemi beklemediğini de söyleyen Akalın, tedbir maksatlı son 3 hafta içerisinde yurt dışı seyahati yapan kişilerden yakın temastan kaçınılması gerektiğini ifade etti.

    2023 sonlarında Afrika’da vakalar arttı

    Basın mensuplarına yaptığı açıklamada M Çiçeği’nin ilk görüldüğü günden günümüze kadar olan süreci aktaran Akalın, “M Çiçeği hastalığının aslında eski ismi maymun çiçeği ama artık biz M Çiçeği olarak tanımlıyoruz. Yeni bir hastalık değil aslında. İlk olarak baktığımız zaman 1959 yılında Danimarka’da maymunlarda saptanmış. 1970 yılında ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 9 aylık bir bebekte ilk olarak raporlanmış. Hastalığa baktığımız zaman M Çiçeği hastalığına 2003 yılına kadar Afrika dışına çıkmamış. Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklara biz zoonoz diyoruz ama insandan insana da geçebiliyor. Daha çok Orta Afrika ve Batı Afrika ülkelerinde görülen bir hastalık. Dünya Sağlık Örgütü 2022’nin Mayıs ayında halk sağlığı açısından acil durum uyarısı verdi. İngiltere’de 8 olgunun bildirilmesiyle ki bu 8 olgunun sadece bir tanesi Afrika bağlantılıydı. Ama diğer olgulara baktığımız zaman ne bu ilk saptanan olguyla bir temasları ne de bir Afrika’yla seyahat öyküleri bulunmaktaydı 2022 yılında tüm kıtalara yayıldı diyebiliriz. Yani birçok ülkede M Çiçeği hastalığı görüldü. 2023 yılının Mayıs ayına geldiğimiz zaman Afrika’daki ve dünyadaki hasta sayılarının azalmasıyla birlikte küresel acil durum uyarısı kaldırıldı. Ta ki 2024 yılı 14 Ağustos’a gelinceye kadar. Çünkü 2023 yılının sonlarından başlayarak özellikle Afrika’da hastaların sayısı artmaya başladı” şeklinde konuştu.

    Ölüm oranı düşük olan bir hastalık

    M Çiçeği’nin bulaş yollarını ve ölüm riskini değerlendiren Prof. Dr. Akalın, “Bulaş yoluna baktığımız zaman özellikle hasta kişilerle yakın temas sonucu geçiyor. Yani kişilerin salgılarından geçebilir. Kullandıkları eşyalara temas yoluyla geçebilir. Ama şunu da vurgulamak isterim. Örneğin metroda seyahat ediyorsunuz tutundunuz, elinize yara bere çatlak yok. Böyle bir risk yok. Yani burada önemli olan tabii hijyen kurallarına uymak. Yani sık sık ellerimizi yıkamak. Cinsel yolla da bulaşabiliyor. Bunu da vurgulamak istiyorum. Özellikle 2022’deki ilk acil durum ilanındaki Avrupa’da görülen hastalara baktığımız zaman cinsel yolun birazcık daha ön planda olduğunu görüyoruz. Ama bu sadece cinsel yolla bulaşan bir hastalık değil. Yaklaşık olarak virüsle temas ettikten sonra hastalığın oluşmasına kadar geçen bir süre var. Biz buna kuluçka süresi diyoruz. Genellikle 5 gün ila 21 gün arasında değişiyor. Yani aklımızda kalması açısından pratik olarak 1 haftayla 3 hafta arasında değişiyor. Daha sonra özellikle 1-4 gün süren bizim program dediğimiz yani ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, sırt ağrılarının ön planda olduğu bir dönem var. Bu dönemi döküntülerin olduğu, genel olarak tüm vücudumuzda yaygın da olabilir. Ya da vücudumuzun herhangi bir bölgesinde de olabilir. Ya da genital bölgede de olabilir. Başlangıç döneminden sonra ateşin düşmesiyle beraber döküntüler ortaya çıkmaya başlıyor. Ölüm oranının düşük olduğu bir hastalık. En son 2024 yılındaki salgında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yaklaşık yüzde 3 bir ölüm oranı bildirildi. Ama ben ve bu konudaki birçok otorite orada hastalık izleme sistemlerinin çok güçlü olmaması dolayısıyla bu ölüm oranları bile yüksek” dedi.

    Tedavi için onaylamış ilaçlar bulunmuyor

    M Çiçeği için herhangi bir onaylanmış tedavi yöntemi olmadığını fakat çiçek hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçların kullanıldığını söyleyen Akalın, “Tedavi için bazı ilaçlar var. Genellikle ilaçların onayları dünyada hepimizin kabul ettiği FDA dediğimiz Amerika İlaç Gıda İdaresi tarafından onaylanmış tedavilerden bahsediyoruz. Henüz bunlar FDA tarafından bu hastalığın tedavisi için onaylanmış ilaçlar değil ama kullanılıyor. Kullanımına dair batıdan yayınlanan raporlar var. Çiçek hastalığıyla aynı grupta olan bir virüs. Çiçek hastalığına etkisi olan bir ilacın bu hastalık için de etkili olması bekleniyor. Ama kesin olarak bu hastalık için şu ilaç kullanılmalı diyebileceğimiz bir ilaç henüz yok” dedi.

    Covid-19 gibi pandemi beklentisi yok

    Covid-19 gibi bulaş oranının fazla olmadığını dolayısıyla muhtemel bir pandemi riski olmadığını ifade eden Akalın, “Ben pandemi beklemiyorum. Çünkü hastalığın bulaşma yollarına baktığınız zaman yakın temas gerekiyor. Kendimizi çok dikkatli bir şekilde yakın temastan koruyabiliriz. Sonuçta bütün olayların başlangıç noktası şu anda Afrika. Yani örneğin son 3 hafta içerisinde Afrika seyahatinden dönen bir kişiyle olan temas tehlikeli olabilir. Ama günlük olarak elinizde herhangi bir yara bere yoksa sosyal hayatta tokalaşmakla geçen bir hastalık değil. Ayrımcılık veya izolasyon yapmamak gerekir. Biz Afrika’yı ön plana alıyoruz ama sonuçta Avrupalı Afrika’ya gidebilir, hastalığı alabilir. Tekrar Türkiye’ye gelebilir. Yani burada yurt dışından gelme, yurt dışına seyahat etme özellikle son 3 hafta içerisinde büyük önem taşıyor” diye konuştu.

    Türkiye M Çiçeği’ne hazır

    Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun açıklamalarını değerlendirerek Türkiye’nin M Çiçeği’ne hazır olduğunu belirten Akalın, “Ben Sağlık bakanımızın beyanatlarından Türkiye’nin bu hastalığa karşı hazır olduğunu düşünüyorum. Burada aslında aşıya değinmek lazım. Aşı şu anda dünyada herkese önerilmiyor. Özellikle çok yüksek riskli olan gruplara öneriliyor. Laboratuvarda bu virüslerle çalışanlar veya çok farklı partnerlerle cinsel temasta bulunan kişilere aşı öneriliyor. Amerika’daki Hastalıkları Önleme Ve Kontrol Merkezi’nin önerilerine bile baktığımız zaman ya da Avrupa’daki önerilere baktığımız zaman rutin bir aşılama yok. Ama mutlaka ben bakanımızın açıklamalarından bir hazırlık olduğunu ben düşünüyorum. M Çiçeği ile ilgili zaten çok güzel bir kılavuz yayınlandı. Burada hem hastalık hakkında bilgi var hem de biz hekimler için müdahale konusunda bilgiler var. Şu ana kadar da bazı olgular olduğuna dair basında yer alan haberler var fakat henüz bir olguya rastlanmadı. Şüpheli olgular var ama onların hiçbiri teyit edilmedi, testleri negatif çıktı” ifadelerini kullandı.

     

  • Filipinler’de ilk maymun çiçeği vakası

    Filipinler’de ilk maymun çiçeği vakası

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) küresel halk sağlığı acil durumu ilan etmesine yol açan maymun çiçeği virüsü bir ülkede daha tespit edildi. Filipinler Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, geçtiğimiz yıl Aralık ayından bu yana ülkede ilk kez maymun çiçeği vakasının görüldüğü belirtildi. Hastanın yurt dışı seyahat geçmişi bulunmayan 33 yaşındaki Filipinli bir erkek olduğu kaydedilen açıklamada, virüsün türünün belirlenmesi için çalışmaların sürdüğü ifade edildi. Açıklamada, hastadaki semptomların 1 haftadan uzun bir süre önce ateşle birlikte görülmeye başladığı, 4 gün sonra vücudunun bazı kısımlarında döküntüler oluştuğu belirtildi.

    Dünya Sağlık Örgütü, 14 Ağustos’ta Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle küresel halk sağlığı acil durumu ilan etmişti. İsveç Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılan açıklamada, 15 Ağustos’ta İsveç’te maymun çiçeği vakasının görüldüğü, vakanın maymun çiçeği virüsünün Clade I varyantı olduğu ve virüsün Afrika dışında ilk kez tespit edildiği belirtilmişti. Virüsün söz konusu türünün yakın temas yoluyla kolayca yayılması küresel çapta endişelere yol açmıştı.

  • Pakistan’da ilk maymun çiçeği vakası

    Pakistan’da ilk maymun çiçeği vakası

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü nedeniyle iki yıl içinde ikinci kez küresel halk sağlığı acil durumu ilan ederken maymun çiçeği virüsü Afrika kıtasının ardından Avrupa’da sıçramış ve İsveç’te ilk maymun çiçeği vakası doğrulanmıştı. İsveç’in ardından Pakistan’da ilk maymun çiçeği vakası görüldü. Ülkenin Khyber Pakhtunkhwa eyaletinde 3 kişide maymun çiçeği tespit edildi. Pakistan’dan yapılan açıklamada, maymun çiçeği tespit edilen kişilerin Birleşik Arap Emirlikleri’nden Pakistan’a geldiği kaydedildi. Khyber Pakhtunkhwa Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Salim Khan konuya ilişkin açıklamasında iki kişide maymun çiçeğinin doğrulandığı ancak üçüncü kişiden alınan örneklerin başkent İslamabad’daki Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne gönderildiğini söyledi. Khan, üç kişinin de karantinaya alındığını sözlerine ekledi.
    Pakistan’da daha önce de maymun çiçeği vakaları tespit edilmiş ancak hangi varyant olduğu belirlenememişti.
    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, salgının başladığı 2023 Ocak ayından bu yana Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde çoğunluğu çocuk 27 bin maymun çiçeği vakası tespit edilirken bin 100 kişi de hayatını kaybetti.

  • Maymun çiçeği virüsü İsveç’e sıçradı

    Maymun çiçeği virüsü İsveç’e sıçradı

    Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden komşu ülkelere yayılan maymun çiçeği virüsü Afrika kıtasının ardından Avrupa’da görüldü. İsveç’te ilk maymun çiçeği vakasını doğrulandı. İsveç Sağlık ve Sosyal İşler Bakanı Jakob Forssmed düzenlediği basın toplantısında, “Öğleden sonra İsveç’te daha ciddi bir tür olan ve Clade I olarak adlandırılan bir maymun çiçeği vakası olduğunu teyit ettik” dedi.
    İsveç Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılan açıklamada, söz konusu vakanın maymun çiçeği virüsünün tehlikeli bir varyantı olan Clade I’in Afrika dışında ilk kez tespit edildiği aktarılarak, hastanın başkent Stockholm’de olduğu ifade edildi.
    DSÖ, dün maymun çiçeği virüsünün yayılması nedeniyle iki yıl içinde ikinci kez küresel halk sağlığı acil durumu ilan etmişti.

  • Maymun çiçeği belirtileri nelerdir?

    Maymun çiçeği belirtileri nelerdir?

    Maymun çiçeği vakalarının Afrika’da artmasıyla Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) acil durum ilan etti. Henüz ülkemizde bir vaka görülmese de virüsle ilgili gelişmeler merakla takip edilirken, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Müberra Hraloğlu virüsün tanısı, tedavisi ve bulaşma yolları hakkında merak edilen soruları cevapladı.

    “Yakın temasla buluşabilir”

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Müberra Hraloğlu, “Afrika koşullarında maymun çiçeği virüsünün hayvanlardan insana bulaşması, enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları ile doğrudan temasla veya ısırıkla meydana gelebilir. Afrika’da sincaplar, sıçanlar, fareler ve maymun dahil olmak üzere birçok hayvanda maymun çiçeği virüsü enfeksiyonunun kanıtı bulunmuştur. İnsandan insana bulaşma, enfekte kişinin vücut sıvılarıyla uzun süreli yakın temas, cilt lezyonlarıyla doğrudan temas veya yakın zamanda cilt lezyonlarıyla ya da vücut sıvılarıyla kontamine olmuş nesnelerle (yatak çarşafı, havlu vb.) yakın temastan kaynaklanabilir” dedi.

    “Ateş, baş ağrısı, halsizlik gibi semptomlarla başlar ”

    Maymun çiçeği virusüyle temas eden kişide belirtileriin 6 ile14 gün ve nadiren de 21 gün içinde görülmeye başlandığını aktaran Dr. Hraloğlu, “Ateş, baş ağrısı, lenf düğümlerinin şişmesi, sırt ağrısı, kas ağrıları ve halsizlik ile başlar. Deri döküntüsü genellikle ateşin ortaya çıkmasından sonraki 1-3 gün içinde başlar. Döküntü, gövdeden ziyade yüz ve ekstremitelerde yoğunlaşma eğilimindedir. Döküntü ilk olarak düz kırmızı lezyonlar şeklinde başlar, hafifçe kabarık sert lezyonlara, ardından da berrak sıvı ile dolu lezyonlara dönüşür. Son olarak içindeki sıvı sarımsı renk alır ve kuruyup dökülen kabuklara doğru gelişir. Lezyonların sayısı birkaç ile birkaç bin arasında değişir. Semptomlar genellikle 2-4 hafta sürer ve kendi kendini sınırlar. Şiddetli vakalar çocukluk çağında daha sıktır. Kişinin altta yatan hastalıkları klinik tablonun daha ağır seyrine neden olabilir” diye konuştu.

    “Amacımız semptomları hafifletmek ve komplikasyonları önlemek”

    Tedavi süreci hakkında bilgi veren Dr. Hraloğlu, “Geliştirilen bazı antivirallerin (tekovirimat, brinsidofovir, sidofovir) kesin olmamakla birlikte maymun çiçeği hastalığında etkili olabileceği belirtilmektedir fakat rutin kullanımları mevcut değildir. Maymun çiçeği hastalığının mevcut tedavisinde amacımız semptomları hafifletmek ve komplikasyonları önlemek için destek tedavisi vermektir” dedi.

    “21 gün kendimizi belirtiler açısından takip etmeliyiz”

    Vatandaşlara uyarılarda bulunan Dr. Hraloğlu, “Ateş, halsizlik, baş ağrısı, kas ağrısı, eklem ağrısı ve döküntü şikayetleri varlığında en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Bu süreçte etrafımızdaki kişilerle temastan ve ortak malzeme kullanımından kaçınmalıyız. Eğer şüpheli bir vakayla temas ettiğimizi düşünüyorsak 21 gün kendimizi belirtiler açısından takip etmeliyiz” dedi.
    Dr. Hraloğlu, kesin tanının lezyonlardan alınan sıvı örneğinde virüse özel PCR testinin çalışılmasıyla konulabileceğini sözlerine ekledi.

  • DSÖ’den Maymun Çiçeği açıklaması

    DSÖ’den Maymun Çiçeği açıklaması

  • ’50 yaş altı için büyük tehdit’

    ’50 yaş altı için büyük tehdit’

    Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, maymun çiçeği hastalığı hakkında uyarılarda bulundu. Virüsün nasıl bulaştığı hakkında açıklamada bulunan Prof. Dr. Sünbül, “Bilindiği üzere Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tekrar dünya çapında acil durum ilan etti. Maymun çiçeği virüsü insandan insana vücut sıvıları, cilt lezyonları ile yakın temas, solunum damlacıkları ve virüsün bulaştığı yatak ve örtüler ile taşınmaktadır. Kuluçka süresi genellikle 6-13 gün arasındadır, fakat bu süre 5-21 gün arasında değişmektedir. Hasta hayvanların yeterince pişmemiş eti ve diğer hayvansal ürünlerle de bulaş olabilir. Bir diğer bulaş yolu ise cinsel temastır. Uygun koruyucu ekipman kullanmayan sağlık personeli ve hastanın yakın çevresi risk altındadır” diye konuştu.

    “Klasik çiçek aşısı, maymun çiçeği hastalığına da koruma sağlayabilir”

    Ani başlayan ateş, baş ağrısı, lenf bezelerinde şişme, kas ağrıları, sırt ağrısı, halsizlik ve ciltte döküntünün başlıca belirtileri oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Sünbül, “Döküntü genellikle ateşten 1-3 gün sonra başlar. Gövdede daha az, yüz, avuç içi ve ayaklarda daha yoğundur. Deriden şişkin veya düz olabilir, içi berrak veya sarımsı sıvı dolu kesecikler şeklinde kendini gösterir. Belirtiler 2-4 hafta kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. Hastalık için kullanılabilecek etkin bir tedavi yoktur. Daha çok semptomlara yönelik tedavi yapılır. Klasik çiçek aşısı, maymun çiçek hastalığına karşı da kısmen koruma sağlamaktadır. Bu nedenle 50 yaş altı nüfusun hastalığa daha yatkın olabileceği tahmin edilmektedir” şeklinde konuştu.

    “El hijyenine özen gösterilmeli”

    Prof. Dr. Sünbül, maymun çiçeği hastalığından korunma yollarıyla ilgili şunları söyledi:
    “Korunmada hasta olduğundan şüphelenilen kişilerden uzak durmak önemlidir. Sağlık çalışanları eldiven ve maske gibi koruyucu ekipmanlarını kullanmalıdır. El hijyenine özen gösterilmelidir. Vahşi hayvanlarla temastan kaçınmak veya ölü hayvanlardan uzak durmak tavsiye edilmektedir. Avrupa ülkelerinde hasta kişiler 21 gün karantinaya alınarak izole edilmektedir.”

  • Bakan Memişoğlu’ndan Maymun Çiçeği açıklaması

    Bakan Memişoğlu’ndan Maymun Çiçeği açıklaması

    Medya kuruluşlarının Ankara Temsilcileriyle Bakanlıkta bir araya gelen Sağlık Bakanı Memişoğlu, bu buluşmanın bir tanışma toplantısı olduğunu belirterek, bakanlık tarafından yürütülen ve planlanan projeler ile bakanlığın yol haritası hakkında bilgi verdi.

    Toplantıda katılımcılarla eğitim ve meslek hayatı hakkında bilgiler paylaşan Sağlık Bakanı Memişoğlu, konuşmasında, Türkiye’nin COVID-19 pandemisinde ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde de görüldüğü gibi hem insan gücü hem de altyapı olarak dünyaya örnek olacak bir sağlık sistemine sahip olduğunu belirtti.

    Memişoğlu, enerji, turizm ve savunma sanayii gibi sağlık sektörünün de Türkiye’de bir lokomotif olduğunu, Türkiye’nin dünyada ön plana çıkarılabilecek bir alanı olduğunu söyledi. Bunu sadece sağlık hizmeti anlamında söylemediğini ifade eden Sağlık Bakanı Memişoğlu, “Ülkemizin sağlık bilgisini ve bilimin üretebilecek, teknolojisini ve malzemesini yapabilecek kapasitesi var. Sadece bu çarkı döndürmek için biraz organizasyonel desteğe ihtiyacı var, motivasyona ve morale de ihtiyacı var. Bu konuda hep birlikte hareket etmek durumundayız” dedi.
    Kişilerin sağlığını hastalanmadan korumanın sağlık sisteminin iyileştirilmesine yönelik katkısını vurgulayan Memişoğlu, her yaştan insana koruyucu sağlığı anlatmayı ve uzun vadede toplumun sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmasını sağlamayı amaçladıklarını belirtti.

    Memişoğlu konuşmasını, “Bugün bağımlılık ve kilo dediğimizde bunlar toplumun risklerinden en önemli iki tanesi ve hareketsizlik, beslenme bozuklukları ile doğurganlık oranlarının düşük olması esasında gelecekle ilgili en büyük risklerimiz. Bu riskleri toplumla beraber ortadan kaldırmamız gerekiyor, bu noktada sizin çok önemli bir etkiniz olacağını düşünüyorum” şeklinde sürdürdü.

    Ayrıca Memişoğlu, Medya kuruluşlarının üstlendiği görevin çok önemli olduğunu ve medya mensuplarının Türkiye için ne kadar kıymetli olduğuna değindi.

    Bakan Memişoğlu, sağlık sisteminin hem sağlık çalışanları hem de toplum açısından daha da iyi bir noktaya gelmesi amacıyla çalışacaklarını söyleyerek temel sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi politikasına ilişkin de açıklamalarda bulundu.

    Herkesin temel sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi konusunda hemfikir olduğunu ama bakanlık olarak bu dönemde bu iradeyi ortaya koyacaklarının altını çizen Memişoğlu, “Benim Sağlık Bakanlığı görevine başladığımda ilk gittiğim yer Kahramanmaraş’ta Aile Sağlığı Merkeziydi, ikincisi eczaneydi. Bu güçlendirme sadece Bakan olarak benim veya Bakanlık olarak bizim yapabileceğimiz bir şey değil. Sizlerin de bu konuda bize destek olmanız çok önemli. Bunu başaracaksak toplumun da kültürünü ve bilincini bu yönde artırarak yapabiliriz. Bunu hep beraber başarmamız gerekiyor. Bunu bir toplumsal politika hâline getireceğiz, bizim bunu Bakanlığımızın ana politikası yapacağımızı net söyleyeyim. İnsanlar kendi sağlığını korumak için kendisi buna yardımcı olmuyorsa kamu otoritesi ne yaparsa yapsın başarılı olamaz çünkü toplumun buna inanması ve inandırılması gerekir” dedi.

    Sağlık Bakanı Memişoğlu, COVID-19 pandemisinde dünyada iki senede 6 milyon kişinin öldüğünü oysa senede 17 milyon kişinin inme, kalp krizi gibi dolaşım hastalıklarından öldüğünü belirterek, “Eğer kilonuz varsa, hareketsizseniz, yanlış besleniyorsanız, stresiniz varsa kendi bedeninize bakmıyorsanız ölüyorsunuz” ifadelerini kullandı.

    Bakan Memişoğlu, açıklamalarının ardından temsilcilerin sorularını cevapladı.

    “İyinin takdir gördüğü ve daha da değerli hissettirildiği bir yapı inşa edeceğiz”

    Hekimlerin kendilerini değerli hissetmek istediğini ve bunun hep beraber sağlanması gerektiğini dile getiren Bakan Memişoğlu, “Hekim değerli hissederse her şey değişir; daha büyük bir özveriyle çalışır, hastasına da bize de sağlık sistemimize de sahip çıkar. Hekimlik yapanlara, kendisini mesleğine adayıp severek icra eden insanlarımıza, vatandaşlarımıza duygusal anlamda da her türlü desteği verebilecek meslektaşlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Mesleğini iyi yapan herkesi pozitif algıyla desteklemeliyiz. İyinin takdir gördüğü ve daha da değerli hissettirildiği bir yapı inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu.

    “Şehir hastanelerine sağlığın fiziksel şaheserleri diyorum”

    Şehir hastanelerini sağlığın fiziksel şaheserleri olarak nitelendirdiğini belirten Memişoğlu, “Kurumların bir kültürü olması gerekiyor. Tabii ki bir kültürün oluşması, ruh yapısının gelişmesi için de bir süreç gerekiyor. Bu kültür kısa bir sürede oluşturulacak bir kültür değildir. Tüm eleştirilere rağmen biz bu konuda çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Şehir Hastaneleri Türkiye’nin geleceği ile ilgili sağlık bilgisinin üretileceği, çalışmaların yapılabileceği, sadece hizmet alanında değil Türkiye’nin medarıiftiharı olacak bilimin ve teknolojin de geliştirileceği alanlar olarak planlıyoruz. Türkiye’ye en faydalı olacak şekilde yürütülmesini ve topluma daha iyi anlatılmasını hedefliyoruz. Şehir Hastanelerinde yalnızca destek hizmetleri firmalar tarafından yönetiliyor. Bu firmalardan birkaçı uluslararası alanda da sağlık hizmeti sunabilecek bir yapıya ulaştı. Özel sektörün gelişmesi kamunun ilerlemesine de destek sunuyor. Şehir Hastanelerinde bazı değişikliklere ihtiyaç olabilir ancak bu hastaneler konusunda kötü algı oluşturmak maalesef yanlış. Çok net söylüyorum: Şehir Hastaneleri medarıiftiharlarımız” değerlendirmesinde bulundu.
    “Ben sadece kamunun değil tüm sağlığın bakanıyım”

    Bakan Memişoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

    “Sağlık Bakanı olarak kamunun, üniversitelerin, özel sektörün, ilaç sanayinin, sağlık teknolojisi ürünü ortaya koyanların, her birinin Sağlık Bakanıyım. Hepsinin sağlık hizmeti anlamında nasıl büyüyeceğine nasıl gelişeceğine ön ayak olmak ve onların yolunu açmakla mükellefim. Ben sadece kamunun değil tüm sağlığın bakanıyım. Özel sektörün de büyümesi ve gelişmesi gerekiyor.”

    “Sağlığın suistimaline izin vermeyeceğiz ve bu konunun üzerine gideceğiz”

    Sağlığın bir kamu hizmeti olduğuna dikkati çeken Memişoğlu, “Özel sektör eliyle işletilen sağlık kuruluşları da kamu hizmeti vermektedir. Yalnızca işletme ve finansman yönünden farklıdırlar. Sağlıkla ilgili tıbbi gereklilik haricinde işlem yapan tüm kuruluşlar kamu özel fark etmeksizin denetlenir ve cezalandırılır. Bazen şikâyet üzerine, bazen rutin bazen de habersiz denetleme yapılır. Bu konuda oldukça iyi bir altyapıya sahibiz. Sağlık hassas bir konu, vatandaşlarımız her türlü sese kulak verebilir ve mağdur olabilir. Sağlığın suistimaline izin vermeyeceğiz ve bu konunun üzerine gideceğiz. Dünyaya örnek olacak, iyi sağlık hizmeti sunan bir özel sektörümüz var. Özel sektör de kamuya hizmet ediyor ve ülkemize büyük bir fayda sağlıyor. Bizim kontrolümüzde sağlığı kamu hizmeti olarak gören bir özel sektörü teşvik edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

    “İşi olan, işini yapan bir bakan olmayı tercih edeceğimi buradan söylüyorum”

    Algı yönetmek yerine daha çok iş yöneteceklerine vurgu yapan Sağlık Bakanı Memişoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

    “Sosyal medyada görünürlük açısından benden çok Sağlık Bakanlığını göreceksiniz. Bunu net bir şekilde ifade ediyorum: İşimizi göreceksiniz. İş odaklı çalışacak ve kendimizi diğer taraflara kaptırmayacağız. Kişisel sosyal medyamı ben yönetiyorum ve ben yöneteceğim, hata da yapabilirim. Haklısınız, profesyonel destek alın tavsiyesinde bulunmak içinizden geçiyordur. Ancak burası benim sosyal medyam, kişisel olarak Bakan unvanı sorumluluğuyla bir devlet çalışanı olarak, kendi sosyal medyamı kendim yönetiyorum. Sosyal medya profesyonelliği gerektiriyor, bu konuda profesyonel olmadığım için yalnızca belirli aralıklarla kendi sosyal medyamı kullanacağım.”

    “Eleştirilerde önce biz ne yaptık diye sorguluyoruz”

    Bakan Memişoğlu, mümkün olabildiği kadar polemikten uzak durmak istediklerini, enerjilerini kavga ve geçmişe harcamamak istediklerini kaydederek, “Bu durum geleceğe bakmak ve iş yapmakla ilgili maalesef bizleri geri bırakıyor. Karşı taraftan gelen eleştirilerde önce biz ne yaptık diye sorguluyoruz. Bazen Bakanlık niye cevap vermiyor diye düşünecek olursanız, emin olun ki o sırada işimizi yapıyoruz. Kendimiz üstümüze düşünleri yapacak, sonra başkalarına bakacağız” şeklinde konuştu.

    “Aile sağlığı merkezlerimiz ile 2’nci ve 3’üncü basamak sağlık kuruluşlarını entegre edeceğiz”

    Birinci basamak sağlık hizmeti sunan aile hekimliğini kuvvetlendirmenin yanı sıra vatandaşların aile hekimine başvurmalarını da teşvik edecek adımlar atacaklarını söyleyen Memişoğlu, “Sorunların köküne gidecek, sorunları kökten çözme gayretinde olacağız. Açıkça ifade ediyorum ki; Bu süreci yürütürken zorlayıcı bir yaklaşım yerine teşvik edici bir anlayış benimseyeceğiz. Aile Sağlığı Merkezlerimizdeki kurum kültürünü daha ileri seviyeye taşıyacak ve bu merkezlerimiz ile 2’nci ve 3’üncü basamak sağlık kuruluşlarını entegre edeceğiz” dedi.

    “Hizmet sunanların hizmetkarı olacak, 85 milyon için çalışacağız”

    “Üniversiteler gelecekteki sağlık hizmeti sunumu kapasitesi ve niteliğini de etkiliyor” diyen Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Hocalarımız ve eğitim altyapımız ne kadar kaliteliyse sağlık insan gücü de o nispette iyi olacaktır. Yönetici olarak görevimiz doğruyla yanlışı ayırmak, haklının hakkını savunmak, doğruyu takdir etmek ve yanlışı cezalandırmaktır. Sağlıkta doğruları daha çok ifade edecek, hizmet sunanların hizmetkarı olacak ve 85 milyon için çalışacağız.”
    Ayrıca Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile iş birliği konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bazı branşlarla ilgili YÖK ile çalıştıklarını, istihdama göre planlamalar yapacaklarını ve insan gücü planlamasını YÖK’e ileteceklerini vurguladı.

    Maymun çiçeği virüsü ve COVID-19’a ilişkin soruları yanıtlayan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Maymun çiçeği ve COVID ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Ancak şu anda herhangi bir alarm durumumuz söz konusu değil” dedi.

    Eczanelerde ilaç temini konusundaki soruları da cevaplayan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, eczanelerde ilaç sorununun olmadığını, konunun doğrudan ilaç markası üzerinden değil etken maddesi üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti ve ilaç temini konusunda herhangi bir sorunun bulunmadığını dile getirdi.

    Toplantıya haber ajansı, televizyon ve gazetelerin Ankara Temsilcileri ile Sağlık Bakanlığından yetkililer katıldı.