Etiket: meclis

  • Bahçeli: “Mecliste düşman istemiyoruz”

    Bahçeli: “Mecliste düşman istemiyoruz”

    Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısında konuştu. Bahçeli, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesinden dolayı grup toplantılarımıza ara verdiklerini hatırlattı. Bahçeli, 2023 yılının son grup toplantısı münasebetiyle bir araya geldiklerini bildirdi. Bahçeli, dün itibariyle 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler tamamlandığını ve yapılan oylamaların hitamında bu teklifler kabul edilerek kanunlaştığını ve devlete millete hayırlı olsun dileklerinde bulundu.

    “Milliyetçi Hareket Partisi olarak memnuniyetle ve gönül huzuruyla 2024 yılı bütçesine evet oyu verdik ve arkasında durduk”

    Bütçenin ekonomik ve mali özellikleri kadar siyasi ve hukuki yönleri de var olduğunu ifade eden Bahçeli, “Devletin belli bir dönemde yapacağı harcamaları, toplayacağı gelirleri, hedeflenen sosyal ve ekonomik politikaların muhtevasını gösteren bütçenin bir bütün halinde değerlendirilmesi lazımdır ve geride kalan çalışma takvimi içinde bu yapılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçenin onay ve denetimiyle; hukuki demokratik ve milli egemenliğe dayalı haklarını doğrudan doğruya kullanmaktadır. Bütçe özü ve esası itibariyle bir kaynak tahsis meselesidir, bu da doğal olarak siyasal bir tercihe dayanmaktadır. 2024 yılı bütçesi milletimizin sosyal ve ekonomik beklentilerini karşılama hususunda ümit verirken, Türkiye’nin yüksek hedeflerini de sahiplenmiş ve aynen ihtiva etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak memnuniyetle ve gönül huzuruyla 2024 yılı bütçesine evet oyu verdik ve arkasında durduk. Bu kapsamda 11 Aralık 2023 tarihinden itibaren biteviye devam eden Genel Kurul çalışmalarında göstermiş olduğunuz ilkeli ve insicamlı tutumunuzdan, partimizin ve Cumhur İttifakı’nın duruşuna münasip ve müzahir siyasi tavrınızdan dolayı alayınızı kutluyorum” diye konuştu.

    14 gün boyunca ahlaki ve milli temele dayalı görüş paylaşan, ülkenin ve milletin özlemlerine bihakkın tercüman olan milletvekillere seslenen Bahçeli, “Sorumlu, samimi ve sağduyulu üslubuna milli hassasiyetlerle derinlik katan, siyasi ve ekonomik müzakerelere zenginlik kazandıran, yalandan, riyadan, çarpıtmadan, iftiradan, asılsız ve akıl yoksunu iddialardan mutlak surette kaçınan, demokratik nezaketini muhafaza ederek destekleyici, yapıcı, katkı sağlayıcı müdahale ve mücadelesini ya kürsüden ya da oturduğu yerden ispat ve ibrasını yapan, bütçe görüşmelerini intikam ve ihanet seansı veya kısa metrajlı hezeyan gösterisi haline getirmekten titizlikle sakınan, kavga, kargaşa ve kriz çıkarmak için fırsat kollayan çarpık ve çürük siyaset temsilcilerine prim vermeyen, Türk ve Türkiye Yüzyılının ilk bütçesinin; hazırlık safhasından kabul aşamasına varıncaya kadar fevkalade duyarlılık gösteren, bu kapsamda emek ve mesai harcayan Sayın Cumhurbaşkanımız ve Kabinesi başta olmak üzere, her milletvekilimize, her bürokratımıza, Gazi Meclisi’mizin her düzeydeki personeline siz değerli arkadaşlarımla birlikte tebrik ve teşekkürlerimi bahusus iletiyorum” şeklinde konuştu.

    Kurtuluş Savaşı dünya tarihinde enflasyonun dizginlenerek başarıldığı belki de tek savaş olduğuna dikkat çeken Bahçeli sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “En buhranlı günlerde karaborsacılarla dişe diş mücadele edilmiş, fırsatçılara, stokçulara, vurgunculara göz açtırılmamıştı. Dikkatinizi çekiyorum ki, 1923 yılında 1 dolar 1,67 liraydı. Türkiye ekonomisi 1923’ten 1939’a kadar her yıl ortalama yüzde 8 büyümüş, milli gelir 20 kat artmıştı. Milli Mücadele yıllarında bir yanda müstevlilerle diğer yanda sosyal ve ekonomik mahrumiyetlerle kıran kırana mücadele eden milliyetçi kahramanlar umutlarını hiçbir zaman kaybetmemişler, millete güven ve sadakat istikametinden hiçbir şartta ayrılmamışlardı. Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünün ivme, ilham ve iradesiyle maruz kaldığımız ekonomik sorunların üstesinden kademe kademe geleceğimize; Fiyat istikrarının tesisiyle beraber milletimizin hak ettiği refah, huzur ve ekonomik rahatlamaya kısa süre içinde ulaşılacağına canı gönülden inanıyorum. Biz bu haklı mücadelede her türlü fedakârlığı göstermeye mecbur ve mükellefiz.”

    Yarın Mustafa Kemal Atatürk’ün ve maiyetinin Ankara’ya gelişinin 104’üncü yıl dönümü olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “19 Mayıs 1919’da Samsun kıyılarına ayak basan kahramanlar, muazzam bir stratejik aklın rehberliğiyle, isabetli bir tercihin marifetiyle, 7 ay 8 günlük bir mücadele birikimiyle 27 Aralık 1919’da Ankara’ya giriş yapmışlardır. O tarihlerde Ankara’nın nüfusu yaklaşık 20 bindi. Çoraktı, bozkırdı, sıradan bir Osmanlı kasabasıydı. Ne otel, ne lokanta, ne kiralık ev, ne de elektrik vardı. Mustafa Kemal Paşa Keçiören’de iki katlı taş bina olan Ziraat Mektebi’nde konaklamış ve 118 gün süreyle burada kalmıştı. Onun Ankara’ya gelişine kadar geçen olaylar, birbirine eklemlendikçe mukavemeti artan bir zincirin halkaları gibidir. Bu zincirin oluşmasında hiç kuşkusuz üstün liderliği, deha mertebesindeki komutanlığı, millete gönülden itimadı, yüksek sezgisi, ileri görüşlülüğü ve teşkilatçılığı mühim bir rol oynamıştı. Nice zorlukları yenmişlerdi. Vatanın ve milletin istiklali uğruna her çileye meydan okumuşlardı. Elde yok avuçta yoktu. Üstte yok başta yoktu. Cep delik cepken delikti. İmkânsızlığın kuşatmasını imanın ve milli iradenin kudretiyle yarmışlardı. Erzurum’dan Sivas’a gitmek için emekli bir binbaşıdan borç almışlar, tavanını örten körüğün yırtık olduğu hurda bir otomobille yola koyulmuşlardı. Bu yolculukta verdikleri mola esnasında yedikleri biraz peynir, biraz zeytin, kuru ekmek ve kuru soğandı. Doymayan kursaklarıyla Türkiye’yi karalayan açgözlü sonradan görmeler, bölünme hayali kurup, kanlı emellerin ve teröristlerin yedek kuvveti haline gelen vatan hainleri, battık, bittik, iflas ettik yaygarası koparan münafık odaklar, bizden adam olmaz diyen batı piyonları, batılın uşakları, bir eli yağda bir eli balda, ama zehirli dilleri de fitnenin batağında olan, millete tepeden bakan, emekçiyi tanımayan, emeği takmayan, keyfi demokrasi ve tufeyli özgürlük sevdalısı meyhane solcuları, çarkı felek gibi dönen, döndükçe posaları çıkan meydan ve merdane devrimcileri, boğaz’ın iki yakasına konuşlanmış villalarından kerpiçli evlerden çıkan kahramanları küçük gören kokuşmuşluğun son sürümleri, dinimizi diyanetimizi istismar eden bir avuç insanlık müsveddesi, biz nereden geldiğimizi, nasıl geldiğimizi, hangi badireleri berhava ettiğimizi şükretmiş bir kalp güzelliği, müsterih olmuş bir vicdan güvenciyle hamd olsun biliyoruz. Peki siz neyi biliyorsunuz, nereye hizmet ediyorsunuz, kim ya da kimlerin nam ve hesabına milli varlığımıza nefret saçıyorsunuz? Yok öyle yağma, hiçbir haine, hiçbir işbirlikçiye, hiçbir kiralık akıl sahibine milli şerefimizi, milli seciyemizi, milli geleceğimizi çiğnettirmeyeceğiz” diye konuştu.
    Bahçeli, kararlarının kesin, mücadelenin bıçkın olduğunu belirterek “Herkes dikkat etsin, bugünkü kurşun gibi ağır ortamda yayı gerilmiş ok gibiyiz, kınından çekilmeyi bekleyen keskin bıçak gibiyiz” dedi.

    Mustafa Kemal Paşa ve dava arkadaşları Sivas-Ankara yolculuğunda pek çok müşkülata maruz kaldığını vurgulayan Bahçeli, “Kayseri, Mucur, Hacıbektaş, Kırşehir, Kaman derken, Ankara’ya dokuz günde ulaşmışlardı. Bundan mülhem diyebilirim ki, aziz vatan bedava kazanılmadı, bahşiş alınmadı, ikram edilmedi, piyangodan çıkmadı, hibe ve hediye verilmedi. Kan verdik, can verdik, bedel ödedik, aç kaldık, açıkta yattık, ama teslim olmadık, taviz vermedik, boyun eğmedik. Bu vatan toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranların sayesinde vardır, ebediyen bizim kalacaktır. Tarihin dilinden düşmez bu destan, nehirler gazidir, dağlar kahraman, her taşı yakut olan bu vatan can verme sırrına erenlerindir. İç ve dış işgal cephesi çok iyi bilsin ki, irademiz Milli Mücadele iradesidir, heyecanımız 104 yıl önce Dikmen sırtlarında ayağa kalkan Seymenlerin heyecanıdır. 70 yayadan ve 300 atlıdan mürekkep Seymen’ler o gün bir başka heybetliydi. Ankara o gün bir başka görkem ve haşmetle doluydu” ifadelerini kullandı.

    Yarın aynı şekilde istiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un da 87’inci vefat yıl dönümü olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Bir damar patlamasın, sel götürür memleketi, Yoksa göstermeye Rabbim o elim akıbeti’ dizelerini ferasetle seslendiren, ‘Kör olsun ağlamayan, ey vatan felaketine’ sözlerini müthiş bir salabetle dile getiren, istiklalimizin manzum seslenişine ‘Korkma’ diye başlayan, ‘Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ müjdesiyle milli yüreklere su serpen, hayatı boyunca felahı millet için çırpınan merhum Akif’i, ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ haykırışını milli varlığımızın kilidi ve kifayeti haline getiren, Milli Mücadele’nin yol başçısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kurucu kahramanları, aziz şehitlerimizi, kutlu ceddimizi rahmetle, hürmetle, minnetle anıyor, muhterem hatıraları önünde tazimle eğiliyorum” değerlendirmesinde bulundu.

    Ne kadar geriye bakarsak o kadar uzağı göreceklerini ifade eden Bahçeli konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Tarihi bir vakanın telaffuzu ile bugünün şifrelerini çözmenin elbette mümkün olacağı kanaatindeyim. Şöyle ki; Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’da bulunduğu sırada, İngiliz işgal kuvvetlerini temsilen bir Albay da oradaydı. Bu şahıs Lord Curzon’un yeğeniydi. Mustafa Kemal Paşa’yı ziyaret etmiş, bu ziyaretinde küstahça ifadeler kullanmıştı. ‘Eğer’ demişti, ‘Erzurum Kongresi’ni toplamaktan vazgeçmezseniz, kuvvet kullanarak dağıtılmasına mecbur kalırız’ cümleleriyle tehdit savurmuştu. Bu husumetle perçinli kaba ve yaralayıcı sözlere Mustafa Kemal Paşa’nın verdiği cevap net, okkalı ve ödünsüzdü: ‘Kongre toplamak için ne hükümetinizden ne de sizden müsaade istemedik ki, böyle bir müsaade bahis mevzusu olsun.’ Bundan sonra Mustafa Kemal Paşa ayağa kalkmış ve İngiliz Albaya kapıyı göstererek, ‘Mülakatımız bitmiştir’ çıkışıyla haddini bildirmişti. İngiliz tehdidinden 24 saat sonra Trabzon’da bir cephanelik havaya uçmuş, 38 kişi hayatını kaybetmişti. Trabzon’da hasar görmeyen bina hemen hemen kalmamıştı. Bu sabotajı İngilizler organize etmiş, Erzurum’un cevabını Trabzon’da vermişlerdi. Hem kongrenin toplanmasının önüne geçmeye çalışmışlar, hem de cephaneliğin Kuvayı Milliye’nin kontrolüne geçmesini engellemeyi amaçlamışlardı” ifadelerini kullandı.

    ‘Gazze’de süren soykırıma haklı itirazın, uluslararası meselelere karşı onurlu itilanın, ABD’den AB’ye kadar milli tezlerinin başkent Ankara vizyonuna, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine muvafık şekilde ileri sürmesi küresel hasım çevrelerini ürkütmüyor mu?’ diyen Bahçeli, “Rahatsızlık uyandırmıyor mu? Aleyhimize cephe almalarına sebep olmuyor mu? Bu nedenle iç ve dış husumet cephesi kolektif bir eylem planı tertibiyle eli ve vicdanı kana bulanmış kiralık tetikçilerini üzerimize salmaktadır. 22 Aralık ve 23 Aralık’ta 12 kahraman evladımızın şehit olması; İsrail’den ABD’ye, bazı Ortadoğu ülkelerinden Avrupa ülkelerine kadar müştereken kurulan saldırı ve suikast düzeneğinin harekete geçirilmesinin kahredici sonucudur. Mülevves niyet ve hedeflerin farkındayız” açıklamalarında bulundu.

    “Bu operasyonda CHP’nin DEM’lenmesi amaçlanmıştır”

    Tetiği çeken PKK’lı teröristtir; ancak silahı temin eden, mermiyi veren, hedefi gösteren, eylem zamanını belirleyen, taktik ve stratejik hedefleri tayin eden güçler de terörü ve terörizmi himaye eden alçaklar olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Türkiye’nin hızını yavaşlatmak, yeni yüzyıl heyecanını azaltmak, milli birlik ve kardeşliğimizi yaralamak için menfur bir operasyon devrededir. Bu operasyonda CHP’nin DEM’lenmesi amaçlanmıştır. Bu operasyonda sözde aydınlar, satılmış gazeteciler, kimliksiz ve vatansız sivil toplum kuruluşları eşgüdüm halinde atın arabaya koşulduğu gibi koşulmuşlardır. Ne zaman Türkiye başını kaldırsa, bir adım öne çıksa, adından bahsettirse, sözü geçen bir ülke olsa çok geçmeden farklı kaynaklardan doğsa da aynı gayeye hizmet eden musibetlerle karşılaşıyoruz. Ne zaman küresel zeminde hakkın ve haklının yanında durup zalime ve zulme hayır desek yumuşak karnımızdan darbe alıyoruz. Ne zaman yürümeyi bırakıp koşalım diyoruz, gelin görün ki, karanlık oyunlarla, alçak operasyonlarla, hain organizasyonlarla engellenmek, durdurulmak, oyalanmak, daha korkuncu boğulmak isteniyoruz” dedi.
    Son günlerdeki tartışmalara bakıldığında, aslında hepsinin devletin hükümranlık haklarını tahrip, milletin de sinir uçlarını tahriş eden provokasyonlar olduğunu görmek mümkün olduğunu belirten Bahçeli, “Her yerden üstümüze geliyorlar. Her iğrenç yolu deniyorlar. Gözümüzün içine baka baka ihanetin fermanını okuyorlar. Göstere göstere terörizme güzelleme yapıyorlar. Dişimizi sıkıyoruz, ya sabır diyoruz, herhangi bir çılgınlığa, herhangi bir taşkın müdahaleye tevessül etmeyelim istiyoruz. Ne var ki estirilen tahrik kampanyası sağduyulu ve soğukkanlı duruşumuzu gittikçe sarsıyor. Hınıslı Said isimli bir haine yapılan övgülerden tutun da bütçe görüşmeleri sürecinde Gazi Meclis’in manevi ruhunu ve tarihi dokusunu hırpalayan, milletimizin haysiyet ve onurunu zedeleyen bölücü mesajlara, terör diline kadar duyulmadık, görülmedik, yaşanmadık hiçbir şey kalmamıştır” şeklinde konuştu.

    “Biz Türkiye Büyük Millet Meclis’inde terörist istemiyoruz, düşman istemiyoruz, katil istemiyoruz, canilerin sırtını sıvazlayan namertleri asla istemiyoruz”

    Türkiye Büyük Millet Meclisi teröristlerin, bölücülerin aklanma, paklanma, barınma, sığınma ve meydan okuma mekânı olmadığını, aksine hizmet eden kim varsa hasmımızdır, vatan haini olduğun altını çizen Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi’nin açık tavrı ve çağrısı şudur: Mehmetlerimize kurşun sıkan, yavrularımızı yetim bırakan, kanımızı döküp canımızı alan teröristlere hangi milletvekili hoşgörüyle ve muhabbetle yaklaşıyorsa suçludur, tarih ve millet önünde hesap vermekten kurtulamayacaktır. Biz Türkiye Büyük Millet Meclis’inde terörist istemiyoruz, düşman istemiyoruz, katil istemiyoruz, canilerin sırtını sıvazlayan namertleri asla istemiyoruz. PKK lehine gözetleme kulesi işlevi gören, Türk bayrağını hazmedemeyen, İstiklal Marşımızı söylemeyen, milli ve manevi ortak değerlerimizi kabullenmeyen, millet mevhumunu benimsemeyen, sözde Kürdistan havariliğinden vazgeçmeyen, Türkçe’ye rakip dil çıkarmak için her fırsatı ganimet bilen, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti veya partilerin Cumhuriyet’i kuran TBMM’de bulunması, hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, melanettir, cinayettir, zillettir, milletimize karşı en aşağılayıcı muamelemedir. Böylesi bir haksızlık ve hukuksuzluk dünyanın hangi ülkesinde görülmektedir?” diye konuştu.

    “57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır”

    Gelişmeler karşısında ilk önerisini dile getiren Bahçeli, “57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır. Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de, TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir” ifadelerine yerdi.

    “Uzaktan kumandalı yargı da, yargıç da olmaz diyen Bay Zühtü, senin kumandan, senin ipin kimin elindedir”

    Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’a ve üyelerine seslenen Bahçeli, “Merak ediyorum ki, Anayasa Mahkemesi’nin malum başkanı ve mahut üyeleri yüreklerimizi kavuran şehit haberleri karşısında acaba ne hissetmişlerdir? Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır? Anayasa Mahkemesi’nin önünde görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken, hatta bazılarına yıllardır sıra gelmemişken, mahkûm Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı verilmesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır? Aynı özen, aynı hassasiyet, aynı dikkat neden ve niçin HDP’nin ve devamı partilerin kapatılma davasının ikmalinde gösterilmemektedir? Bu anormal çelişkiyi, adeta çuvala sığmayan bu mızrağı nasıl yorumlayalım? Neye yoralım? Anayasa Mahkemesi’nin başkan ve üyeleri, kulak veriniz bana, şehitlerimiz omuzlarda vatan topraklarına emanet edildi, onların kanlıları ve destekçileri de aramızda dolaşıyor, hala adaletin ve hukukun onurunu sahiplenmeyecek misiniz? Uzaktan kumandalı yargı da, yargıç da olmaz diyen Bay Zühtü, senin kumandan, senin ipin kimin elindedir? Hakkımızı savunmazsak şerefimizden mahrum olacağımızı size hiç kimse öğretmedi mi?” diye konuştu.

    Irak’ın kuzeyinin sıfır noktasında tesis edilen; karın, buzun, donun tam ortasında çadırdan ve teneke barakalardan kurulan geçici üslerde görev alan kahramanlarımıza saldırılıyor, vatanımız kundaklanıyor, ülkemiz dinamitlendiğine dikkat çeken Bahçeli, “Analarının bakmaya kıyamadığı, geceleri üşümesin diye üzerlerini örttüğü gencecik fidanlarımız şehit ediliyor, düşman ülkeler itleri yallamış üzerimize kışkırtıyor, ey mahkeme üyeleri siz daha ne yapıyorsunuz? Daha neyle avunuyorsunuz? Şayet buna adalet diyorsanız, batsın sizin adaletiniz. Şayet buna hukuk diyorsanız, olmaz olsun böyle hukukunuz. DEM’in hukuken defni yapılmadıktan sonra Türkiye’ye huzur gelmeyecektir” dedi.

    “HDP’nin devamı, PKK’nın gece görüş dürbünü olan DEM’in TBMM’de daha fazla yer alması toplumsal ve siyasi tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir.”

    DEM partisi bir eşbaşkanın ‘Kürt sorunu ve Öcalan’a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağ’lı da, Trabzonlu’da huzur bulamayacak’ sözlerini hatırlatan Bahçeli, “DEM’in onursuz ve şerefsiz bir milletvekili de, onurlu çözümün bebek katiliyle diyaloğun başlatılması ve tecridin kaldırılması olarak açıklamış. Bize göre çözüm bellidir ve bilinmektedir. O da terörü ve teröristleri topluca imha etmek, bölücü destekçilerinin acımasızca kökünü kazımaktır. Adalet bu sayede yerini bulacaktır. HDP’nin devamı, PKK’nın gece görüş dürbünü olan DEM’in TBMM’de daha fazla yer alması toplumsal ve siyasi tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir. Ne sahada, ne ovada, ne şehirde, ne belediyede, ne dağda, ne mağarada, ne de Türkiye Büyük Millet Meclis’inde terörist görmeye dayanma gücümüz artık kalmamıştır. Ya bu hesabı sorup burunlarından fitil fitil getireceğiz, ya da ihanetin şımarmasına, gittikçe meydan okumasına sessiz kalıp yıkımın altında kalacağız. Ya adalet diyeceğiz, ya da dış destekli, istihbarat örgütlerinin arka bahçesi olan bölücü terör örgütünün kanlı akıntısında kaybolup gideceğiz. Ya devlet başa, ya da kuzgun leşe diyerek duruş göstereceğiz” şeklinde konuştu.

    22 ve 23 Aralık terör saldırılarında 12 askerin şehit düştüğünü, çok sayıda askerinde yaralandığını hatırlatan Bahçeli, “Huzurlarınızda, minnettarlığımızı ifadede kelime bulamadığım aziz şehitlerimizi Cenab-ı Allah vasi rahmetiyle kuşatsın diyorum. Her birisini merhamet ve cemaliyle mükâfatlandırsın inşallah. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Vatan sağ olsun. Millet var olsun. Devlet sonsuza kadar yaşasın dursun” dedi.

    Ateş’in düştüğü yeri değil herkesi yaktığının altını çizen Bahçeli: “Tokat’ın Almus ilçesinde kerpiçli bir evde doğan, Irak’ın kuzeyinde şehit düşen kahraman evladımız Yasin karaca hayattayken komutanına soruyor: ‘komutanım, yolumuz ne yolu? Komutanı cevap veriyor: ‘Şehitlik yolu.’ Kahraman evladımız Yasin hüküm cümlesini yapıştırıyor: ‘Kızıl elmaya kadar devam.’ Sosyal medya paylaşımında ‘Her şey vatan için, can için, canan için, göz kırpmaz can veririz bir avuç toprak için’ diyen bu iradeyi yıkacak, bu imanı teslim alacak dünya çapında bir kuvvet yoktur, olamaz, olamayacaktır. Biliyorum, milletçe infial halindeyiz. Ateş düştüğü yeri değil herkesi yakmıştır. Yine de sakin, sabırlı, soğukkanlı olmak durumundayız. Türkiye Cumhuriyeti devleti bölücü terör örgütüyle ve arkasındaki sırtlan tabiatlı ülkelerle mücadele edecek güce, dirayete ve kabiliyete ziyadesiyle sahiptir. Hiç kimse merak buyurmasın, devlet-millet dayanışmasıyla bu belanın, bu cefanın, bu felaketin, bu şerefsizliğin üstesinden gelinecektir. Devlet muktedir, millet mukavemetle muazzezdir. Ancak terörle mücadeleye taktik değil stratejik bakmak, kaynağını kurutmak kadar iç destek lobisinin de üstüne gitmek milli varlığımız ve milli güvenliğimiz adına tarihi bir vecibedir. Terörle huzur, terörle gelecek, terörle sükûnet, terörle emniyet arasında üçüncü bir seçenek yoktur” dedi.

    Bütün siyasi partilerin mutlak surette durum muhasebesi yapmak, nerede durduklarını, milli meselelere nasıl baktıklarını gözden geçirmek zorunda olduğunu vurgulayan Bahçeli, “TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin milletimizin hissiyatlarını ortaklaşa seslendirmeleri, dünyaya birlik ve beraberlik mesajı vermeleri, bundan mülhem hazırlanan metinlere önşartsız imza atmaları milli, manevi, ahlaki ve demokratik bir teamüldür. Geçmişte pek çok örneği de görülmüş ve yaşanmıştır. Gazi Meclis’te yer alan hiçbir parti, Türkiye’nin ve Türk milletinin karşı karşıya olduğu bir tehdit veya tehlikeye sessiz ve tepkisiz kalamaz. Kalırsa muarız cepheye fiilen katılmış olacaktır. Aynı zamanda işlenmiş suç ve cinayetlere göz yummuş, onay vermiş sayılacaktır. Hiçbir parti grubunun devasa bir terör sorunu karşısında ‘ama, ancak, bir bakalım, bir araştıralım, bilgi alalım’ bahanelerine sığınma hakkı da yoktur” açıklamasında bulundu.

    “PKK’nın safına geçen, şehitlerimizin kemiklerini sızlatan, gazilerimizi sukutu hayale uğratan bugünkü CHP, DEM kadar milli güvenlik tehdididir”

    DEM ve CHP’nin haricinde TBMM’de Grubu bulunan 4 siyasi parti hazırlanmış ortak açıklama metnine imza koyduğunu ve millet ve devlet iradesine ses olmuşlar, terör saldırılarını şiddetle kınadıklarını hatırlatan Bahçeli, “Sormak lazımdır ki CHP, bu metnin neresini beğenmedi? Niçin telaşa kapıldı, DEM’in siyasi kolonu olmayı nasıl hazmetti? CHP, DEM’in peşinde yuvarlana yuvarlana köşesini, siyasi kişiliğini, milli mensubiyetini, ahlaki ve tarihi mirasını kaybetmiştir. Bu kesindir. CHP yönetimi Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısına geçmiştir. Hepsine birde yazıklar olsun diyorum. Özgür Özel zıvanadan çıkmış, zırvaya gömülmüş, zirzop siyasetiyle bindiği dalı kesmeye başlamıştır. Terörist Demirtaş’ı selamlayıp bölücülerin elini eteğini öpen bu gafilin sonunda kafese alınıp bölücülük narkozuyla uyuşturulduğu ortadadır. Gemlenmiş ve DEM’lenmiş CHP yönetimi yüz karasına, utanç kaynağına dönüşmüştür. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ortak açıklamasına imza atmayarak PKK’nın safına geçen, şehitlerimizin kemiklerini sızlatan, gazilerimizi sukutu hayale uğratan bugünkü CHP, DEM kadar milli güvenlik tehdididir. Görevdeki CHP yönetimi bizim nazarımızda yok hükmündedir. Terör saldırılarından hemen sonra Milli Savunma Bakanımız Sayın Yaşar Güler’den parti gruplarını ve Meclis’i bilgilendirmesini isteyen özelleşmiş esir zihniyet sorumsuzdur, şuursuzdur, savruktur ve çamurdur” açıklamalarında bulundu.

    Memleketi Manisa’da protesto edilen CHP Genel Başkanı Özel’in, eğer aklını başına almazsa sokakta bile yürümeyeceğini belirten Bahçeli, “Eleştiriler karşısında köşeye sıkışan CHP’nin, Meclis Grup Başkanlığı kanalıyla bölücü terör örgütünün ismini anmadan yaptığı açıklama ise tam bir kepazelik beyanıdır. ‘Terörün hedeflerine asla müsaade etmeyeceğiz’ diyen bu teslimiyetçi ve mandacı siyaset modelinin, bir bakıma bölücü teröre ilik nakli, kalp masajı yapan acil servis birimine dönüştüğü de ortadadır. CHP, işgal edilmiş, Türkiye düşmanlarının eline geçmiştir. Bu acıklı tablo ülkemiz ve demokrasimiz adına çok ciddi bir risktir” ifade etti.

    CHP Genel Başkanı’nın Tuzla Piyade Okulu’nda yaşananlardan sonra başarılı, dirayetli ve cesur yürekli Milli Savunma Bakanına saldırmasının alçaklık, korkaklıktır, hunhar terör örgütüne vekâlet etmek olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Görevini onurla yapan Milli Savunma Bakanımıza, ‘Ya aklını başına alacak ya da biz onun aklını başına getireceğiz’ diyerek üst perdeden ve tehditvari şekilde konuşan özelleşmiş esir zihniyet, bugüne kadar kaç kişinin aklını başına getirmiş de, böylesi bir özgüvenle atıp tutmaktadır. Emperyalizmin özelleştirdiği bu şahısta akıl olsa zaten böyle konuşmaz, konuşamazdı. Terörle mücadele eden bakanlarımızdan komutanlarımıza, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve Polis Teşkilatımızın her kademesinde görev yapan kahramanlarımıza dil uzatanların dilinin, El uzatanların elinin, göz koyanların gözünün, parmak sallayanlarını da parmağının hesabını sorar, bedelini misliyle ödetiriz. Daha önce söylemiştim, yine söylüyorum, bunların alayının aklını alırım. Milli Savunma Bakanımızın, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta heyetinin, kahraman asker ve polislerimizin sonuna kadar arkasındayız. Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım günü yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan şahısla ilgili gereği yapılmış, gösterilen tepkiler de bizim nezdimizde haklı bulunmuştur. Milli Savunma Bakanımız konunun takip edildiğini ve gereğinin yapılacağını açıklamıştır. Terör örgütüne gıkını çıkarmayan Özgür Özel’in asker düşmanlığı, düşmanlara askerlik özentisinden başka bir şey değildir. Üç kuruşluk aklıyla beş kuruşluk konuşmalar yapan Özel’in gittiği yol yol değildir, siyaseti siyaset değildir, CHP’yi hızara verdiği açıktır, yediği herzelerin boğazına duracağı günler ise çok yakındır” diye konuştu.

    31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerinde AK Parti ile 30 büyükşehir ve 29 ilde işbirliği yapma kararı aldındığını 22 ilde de demokratik yarış halinde olacağını hatırlatan Bahçeli, “Önümüzdeki seçimler terörün yedeğinde olanlarla Türkiye’nin yanında duranlar arasında geçecektir.Cumhur İttifakı başaracak, işbirlikçi ve ilkesiz siyaseti yerel yönetimlerden söküp atacaktır. İnanıyorum ki, 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın gösterdiği muvaffakiyetin aynısı 31 Mart 2024’te de sahnelenecektir. Gayret bizden tevfik Allah’tandır. Sefer bizden takdir ve teveccüh aziz milletimizdendir. 2024’ün kazananı gene Türkiye ve Türk milleti olacaktır. Büyük Türk milletinin, Türk-İslam aleminin; kökeni, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun tüm vatandaşlarımızın, tüm insanlığın yeni yılını şimdiden kutluyor; barış, huzur, esenlik ve selamet dileklerimi ifade ediyorum. 2024 yılı Türk ve Türkiye Yüzyılının giriş kapısı, lider ülke Türkiye’nin ilk adımıdır. Sözlerime son verirken hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, yeni yılınızı tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Meclis’te istifa trafiği

    Meclis’te istifa trafiği

  • KATSO Aralık ayı meclis toplantısını yaptı

    KATSO Aralık ayı meclis toplantısını yaptı

    Kars Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) Aralık ayı olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı İdris Acay Başkanlığı’nda oda toplantı salonunda yapıldı.
    KATSO Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Bozan ile meclis üyelerimizin katılımları ile yapılan toplantıda, 2024 yılı tahmini bütçe görüşmeleri masaya yatırıldı.
    Toplantıda, 2024 yılında üyelere sunulan hizmet kalitesinin arttırılması yönünde kararlar alındı. Toplantı daha sonra sona erdi.

  • Bursa Engelliler Meclisi’nden unutulmaz konser

    Bursa Engelliler Meclisi’nden unutulmaz konser

    Dünya Engelliler Günü münasebetiyle Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Bursa Kent Konseyi Engelliler Meclisi tarafından konser verildi. Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki programa, Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız’ın yanı sıra Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, Vali Yardımcısı Sultan Doğru, Bursa Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan, Engelliler Meclisi Başkanı İbrahim Sönmez ve vatandaşlar katıldı. İstiklal Marşı’nın Busmek ve Osmangazi Halk Eğitim Merkezi işaret dili kursu öğrencileri eşliğinde okunduğu gecede, ilk olarak Kalbin Ritmi Grubu sahne aldı. Kullandıkları müzik aletleriyle yeteneklerini sergileyen özel bireyler, dinleyenlerden büyük alkış aldı.

    Ardından Şef Kemal Kamalı önderliğinde engelli bireylerden oluşan Türk Halk Müziği korosu sahne aldı. Birbirinden önemli eserleri Orkestra Şube Müdürlüğü sanatçıları eşliğinde solo ve koro halinde seslendiren engelli bireyler, dinleyenlerden tam not aldı. ‘Çanakkale içinde’, ‘İzmir’in dağlarında çiçekler açar’, ‘Meşeli dağlar meşeli’ gibi türküleri de salonu dolduranlarla birlikte söyleyen Engelliler Meclisi üyeleri, gecenin sonunda salonu dolduranlar tarafından ayakta alkışlandı.
    Sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü değil günün her saatin ve dakikasını engellilere hizmet için ayırdıklarını söyleyen Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız, sanattan spora kadar her alanda engellilerin çalışmalarına destek olduklarını belirtti. Cumhuriyet’in 100’üncü yılında güzel bir programa imza atan Bursa Kent Konseyi ve Engelliler Meclisi’ni tebrik eden Yıldız, engelli bireylerin her zaman yanında olmaya devam edeceklerini ifade etti.

    Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı dolayısıyla düzenlenen anlamlı program için Engelliler Meclisi üyelerine teşekkür etti.
    Dünya Engelliler Günü’nün bir farkındalık günü olduğunu ifade eden Vali Yardımcısı Sultan Doğru, engelliler için yapılacak en güzel şeyin hayatlarını kolaylaştırmak, yaşamı onlar için eşit hale getirmek, özgürlüklerden faydalanmalarını sağlamak olduğunu anlattı. Valilik olarak her zaman engelli vatandaşların yanlarında olduklarını söyleyen Doğru, programı düzenleyen Bursa Kent Konseyi’ni ve Engelliler Meclisi’ni tebrik etti.
    Bursa Kent Konseyi Başkanvekili Hanefi Yıldırım, salonu dolduran vatandaşlara güzel bir gün yaşatan Engelliler Meclisi’ni tebrik etti.
    Engelliler Meclisi Başkanı İbrahim Sönmez, Dünya Engelliler Günü’nün bir farkındalık günü olduğunu hatırlatarak programda görev alan tüm engelli bireylere teşekkür etti.

    Programın sonunda Başkanvekili Fethi Yıldız ve protokol üyeleri tarafından koro şefi Kemal Kamalı’ya, eğitmenlere ve destek veren kişilere plaket takdim edildi.

  • Meclis’ten TikTok adımı

    Meclis’ten TikTok adımı

    Türkiye günlerdir sosyal medya fenomenlerine düzenlenen soruşturmaları konuşuyor.

    Dilan Polat ve eşi Engin Polat, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi”, “Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” ve “Vergi kanununa muhalefet” suçlamalarıyla tutuklanmıştı.

    Cezaevinde bulunan Dilan Polat’ın 2019 yılında paylaştığı ve sosyal medyanın “şampiyonlar ligi” olarak isimlendirdiği fotoğrafta bulunan 12 kişinin tüm mal varlıklarına da el konuldu. Sosyal medya fenomenlerinden Özlem ve Tayyar Öz çiftinin de taşınır taşınmaz tüm mal varlıklarına el konulmasına karar verildi.

    Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de başta TikTok olmak üzere sosyal medya platformları ve fenomenlerle ilgili bir çalışma yapıldığı belirtildi.

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman yaptığı açıklamada komisyonda TikTok başta olmak üzere sosyal medya platformlarına yönelik çalışmaların detaylarından bahsetti.

    TİK TOK TEMSİLCİSİ KOMİSYONA ÇAĞRILDI

    Yayman, TikTok’un Türkiye ve Avrasya temsilcisinin komisyona çağrıldığını belirtip, “TikTok başta olmak üzere dijital mecralarda Türk toplumunun aile yapısını bozmaya yönelik, ahlakımıza, ananemize, kültürümüze yönelik, çocuklarımıza yönelik, kadınlarımıza yönelik hiçbir şekilde tasvip etmeyeceğimiz bir takım yayınları, bir takım görüntüleri, kınıyoruz, lanetliyoruz. Buradan tüm milletimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. 7 Aralık tarihinde TikTok’un Türkiye ve Avrasya Tik temsilcisi Emir Gelen beyi davet ettik. Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Dijital Mecralar Komisyonuna gelecek ve bu konularla ilgili açıklama yapacak” dedi.

    TORBA YASA GELİYOR

    Yayman konuyla ilgili devam eden bir torba yasa hazırlığı olduğuna vurgu yaparak, “Başta TikTok olmak üzere kendilerine sosyal medya fenomeni diyen bazı insanların ki onların neyin fenomeni olduğunu asla bilmiyoruz ve ne yaptıklarını bilmiyoruz. Bu konuyla ilgili TBMM’de bir torba yasa hazırlığı var. Özellikle gelirlerinin araştırılması, muhasebeleştirilmesi, vergilendirilmesi konusunda çok çok ciddi adımlar atacağız. TikTok başta olmak üzere dijital mecralarda milletimize yönelik, ahlakımıza yönelik, ailemize yönelik, çocuklarımıza yönelik, başta müstehcenlik olmak üzere uygulamalar asla tasvip edilemez ve bu insanların iyi bir iş yapıyor gibi ortaya çıkması ve bunlara bağış yapılması zaten meleşenin vahametini ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu.

    LİSANS İPTALİ GÜNDEMDE

    Yayman, lisans iptaline kadar varacak yaptırımların masada olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: “Biz Dijital Mecralar Komisyonu olarak başta bant daraltma, yayın yasağının getirilmesi, reklam yasağının getirilmesi ve gerekirse lisans iptali olmak üzere tüm dijital mecralarla ilgili çok ciddi bir çalışma içerisindeyiz bunu kamuoyuna açıklamak isterim.”

  • KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre Malatya’da

    KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre Malatya’da

    6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin Malatya’ya olan etkileri hakkında bilgiler aktaran Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Vahap Erdem, “Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Selahattin Gürkan ve şahsım adına Malatya’mızda sizleri ağırlamaktan büyük bir onur ve mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Anadolu’yu, Anayurt yapan Destan Şehir Malatya’mızdan, Yavru Vatan Kıbrıs’a kucak dolusu sevgi ve muhabbetlerimizi iletiyoruz. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli asrın felaketinde Malatya, en çok etkilenen iller arasındaydı. Bin 246 şehit verdik; 6 bin 400 yaralımız vardı. Yaklaşık 36 bin yıkılacak ağır hasarlı bina oluştu. Depremden sonra Valiliğimiz, 2. Ordu Komutanlığımız, Sivil Toplum Kuruluşlarımızla birlikte ciddi anlamda bir Koordinasyon Merkezi oluşturduk. İtfaiye Daire Başkanlığımızı, Koordinasyon Merkezi olarak belirlemiştik. Tüm acil çağrıları tek birimde yönetmeye çalıştık. Depremden hemen sonra yaklaşık -17, -20 derecelere varan bir soğukluk vardı. Birinci depremden sonra vatandaşlarımızı tahliye etmemiz söz konusuydu. Bunların 101 binini hava yoluyla, 120 binini kara yoluyla, 70 binini depremin üçüncü gününden itibaren demiryoluyla, 30 binini feribotla, özel araçlarla birlikte yaklaşık 357 bin vatandaşımızın il dışına tahliyesini sağladık” dedi.

    Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda acil eylem planının yaklaşık 1-2 yıl önceden hazırlandığını belirten Erdem, “Depreme biraz hazırlıklıydık. Yıkımın çok olduğu, fakat ölümün az olmasının sebeplerinden biri de bu acil eylem planını o anda devreye almamızdı. Birinci depremden hemen sonra yaşam merkezlerimizi, fuar merkezlerimizi, kültür merkezlerimizi, parklarımızı tamamen vatandaşlarımızın kullanımına açtık. Bu süreçte Belediyemize bağlı şirketlerden BELSOS’ta ücretsiz yemek dağıtımını, MEGSAŞ Ekmek Fabrikamızda ücretsiz ekmek dağıtımını gerçekleştirdik. Yine bize bağlı olan Esenlik marketimizde ücretsiz gıda dağıtımını sağladık. Bizim avantajımız birinci depremden sonra Malatya’da Organize Sanayi Bölgesi’nin yıkıma uğramamasıydı. Aynı gün yaklaşık 150-200 bin vatandaşımızın Organize Sanayi Bölgelerinde barınmaları sağlandı. Şu anda da Belediyemiz, Valiliğimiz, 2.Ordu Komutanlığımız ve hükümetimizle sürekli istişare halindeyiz. Depremden hemen sonra Cumhurbaşkanımız, Malatya’mıza 4 kez ziyarette bulundular. 2 tane Bakanımız, Bölge Bakan Koordinatörü olarak görev aldı. Belediye Başkanlarımız, Valilerimiz, Kaymakamlarımızla birlikte Malatya’da ciddi anlamda iyi bir ekiple, iyi bir çalışma yürütüldü. Şu anda yaklaşık 74 konteyner kentte 31 bin konteyner kurulumunu sağlamış durumdayız. Yaklaşık 112 bin vatandaşımız konteynerlerde barınmakta. Bu konteyner kentlerin tüm altyapısını Belediyemizin bütçesi ve imkânlarıyla yaptık. MASKİ ve MESTON ciddi anlamda katkı sağladılar. Bu sürece kadar sizin de göstermiş olduğunuz yakın ilgiden dolayı sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz” şeklinde konuştu.

    Depremin büyük bir felaket olduğunu ifade eden KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ise yaptığı konuşmada, “Deprem büyük bir felakettir, fakat depreme karşı daima hazırlıklı olmak lazım. Depremlerden ibret almamız gerekir. Acı düştüğü yeri daha fazla yakar; ama bu acı, Türk Milletini çok yakmıştır. Türkiye’yi çok yakmıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de çok yakmıştır. Deprem bölgesinde bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarımız vardı. Voleybol takımımız Adıyaman’daydı oradaki otelde 25’i çocuk olmak üzere 35 Kuzey Kıbrıs Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Acı kolay unutulmuyor, birçok aile perişan oldu. Türkiye Cumhuriyeti güçlüdür. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde inanıyorum ki bu sıkıntılar tez zamanda atlatılacak ve yeniden istikrar sağlanacaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde, Malatyalı kardeşimiz çok var. Malatya tarihi bir şehir Battalgazi’nin şehridir. Bu şehirde yaşamış ve Türk tarihine yön vermiş, Türk tarihine damga vurmuş olan herkese Allah’tan rahmet diliyorum. Depremden dolayı şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize hayırlı bir ömür diliyorum. Hep birlikteyiz, biriz, beraberiz ve hep birlikte Türk Milletiyiz” ifadelerini kullandı.

    İl dışında bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ise KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Başkan Gürkan telefon görüşmesinde, “Belediyeler Birliğinin toplantısına katılmak üzere il dışına çıkmam gerekiyordu. Bu nedenden dolayı sizlerle bir araya gelemedik. Sizleri Malatya’da ağırlamaktan büyük onur duyduğumu belirtmek istiyorum. İleriki bir zamanda tekrar görüşmek dileğiyle” dedi.
    Başkan Gürkan’ın konuşmalarına ithafen KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ise, “Gönüllerimiz bir, davamız bir, inancımız bir, ülkümüz bir. Hepimiz biriz, beraberiz, hep birlikte Türk Milletiyiz. Sizleri seviyoruz. İnşallah bir dahaki sefere görüşürüz” diye konuştu.

  • CHP’den Meclis’te oturma eylemi

    CHP’den Meclis’te oturma eylemi

    Yüksek yargıdaki gerilim Ankara’nın bir numaralı gündem maddesi haline geldi. Meclis’te konuyla ilgili bir oturum yapılmasını talep eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüştü. Özgür Özel, Danışma Kurulu’nun olağanüstü toplanmasını talep etti. TBMM Danışma Kurulu bugün toplanacak. Ancak toplantının saati henüz netleşmiş değil.

    AK PARTİ’DE TOPLANTI

    Gelişmeler üzerine AK Parti Grubu da toplandı. Genel Başkanvekili Efkan Ala’nın başkanlık yaptığı toplantıda, son gelişmeler ele alınıyor.

    TBMM DANIŞMA KURULU NEDİR, KİMLERDEN OLUŞUR?

    TBMM Başkanı ya da görevlendireceği başkanvekili başkanlığında siyasi parti grup başkanları veya başkanvekillerinden oluşan; parti grupları arasında istişare yapılmasında ve Meclis çalışmalarının düzenlenmesinde önemli roller üstlenen kuruldur.

  • Irak ve Suriye tezkeresi Meclis’ten geçti

    Irak ve Suriye tezkeresi Meclis’ten geçti

    Irak ve Suriye’ye asker gönderme tezkeresinin süresinin 2 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.

    Tezkereye 357 vekil kabul oyu verirken, 164 vekil ise hayır oyu verdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla gönderilen tezkerede, Türkiye’nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan gelişmeler ve süregiden çatışma ortamının, milli güvenlik açısından taşıdığı risk ve tehditlerin artarak devam ettiği vurgulandı.

    Türkiye’nin, komşusu Irak’ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiğine dikkatin çekildiği tezkerede, “Diğer taraftan Irak’ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Suriye’de, sınırımıza mücavir alanlarda PKK/PYD-YPG ve DAEŞ başta olmak üzere mevcudiyetini sürdüren terör örgütleri, ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik eylemlerini sürdürmektedir.” ifadesine yer verildi.

    IRAK VE SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE VURGU

    Tezkerede, bu gelişmeler çerçevesinde terör ile Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, Türkiye’nin milli güvenliğine tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklar doğrultusunda gerekli önlemlerin alınmasının, milli güvenlik açısından hayati önem arz ettiği belirtildi.

    Tezkerede, şunlar kaydedildi:

    “Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edilmiş olmasının ve yine 2170 (2014) sayılı kararda bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak, DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı karar ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulmuş olmasının ışığında, Türkiye’nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır.

    Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye’nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 02.10.2014 tarihli ve 1071 sayılı TBMM kararı ile verilen ve son olarak 26.10.2021 tarihli ve 1310 sayılı TBMM kararı ile 30.10.2023 tarihine kadar uzatılan iznin süresinin, 30.10.2023 tarihinden itibaren iki yıl uzatılması hususunda gereğini Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım.”

    HANGİ PARTİ NE YÖNDE OY KULLANDI?

    Tezkereye AK Parti, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva Partisi evet oyu vereceğini açıklamıştı. Cumhuriyet Halk Partisi ise “yabancı askerlerin Türkiye’de bulunmasına” ilişkin madde gerekçesiyle hayır oyu verdi. Yeşil Sol Parti ise tezkerenin bölgedeki istikrara zarar vereceği görüşünü dile getirmişti.

    Tezkere görüşmeleri sırasında zaman zaman AK Parti ve İYİ Parti’li vekillerle Yeşil Sol Parti milletvekilleri arasında tansiyon yükselmişti.

  • Meclis’te Gazze özel oturumu

    Meclis’te Gazze özel oturumu

    Meclis Genel Kurulu’nda, grubu bulunan siyasi partilerin verdiği ortak önergeyle bugün İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili genel görüşme açılması kararlaştırıldı. Saat 14’te toplanacak olan Meclis Genel Kurulu’nda yürütme adına Dışişleri Bakanı Hakan Fidan söz alacak.

    İsrail-Filistin çatışması, bölgede yaşanan son gelişmeler ve sivil can kayıplarının engellenmesi amacıyla Türkiye’nin sergilediği çaba ele alınacak.

    Görüşmede, siyasi parti grupları da konuşma yapacak. Genel görüşmenin ardından Meclis’in ortak bir metin yayımlaması bekleniyor.

  • “Türkiye teröre teslim olmayacak”

    “Türkiye teröre teslim olmayacak”

    Meclis, 2,5 aylık aranın ardından yasama çalışmalarına yeniden başlıyor. 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla Meclisteki Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un anıta çelenk bırakmasının ardından bando eşliğinde saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.

    Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanvekilleri Bekir Bozdağ, Gülizar Biçer Karaca, Sırrı Süreyya Önder, Celal Adan, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, CHP Grup Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, partilerin grup başkanvekilleri, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, TBMM Genel Sekreteri Talip Uzun, milletvekilleri ve TBMM bürokratları katıldı.

    CUMHURBAŞKANI’NA TBMM’DE KARŞILAMA TÖRENİ

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclise geldi.

    Erdoğan, TBMM’ye gelişinde TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından resmi törenle karşılandı.

    Cumhurbaşkanlığı Tören Birliği kıtasını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şeref Kapısı önünde kendisini karşılayan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Genel Kurul salonuna geçti.

    MECLİS’TE YENİ YASAMA YILI

    Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, yasam yılı açılış konuşmasını yapıyor.

    Kurtulmuş, İçişleri Bakanlığı’na yapılan saldırı girişimine ilişkin, ” Hiç şüphesiz bu terör saldırısını ortaya koyanların 1 Ekim gibi bir günü tespit etmiş olmaları manidardır, tesadüfi değildir. Türkiye, asla ve asla terörün gündemine teslim olmayacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, asla ve asla terörün gündemine teslim olmayacaktır.” açıklamasında bulundu.

    “Darbe anayasasından kurtulmalıyız” diyen Kurtulmuş, tüm kesimlerin sürece aktif olarak katılımını sağlayacaklarını belirtti.

    AKŞAM RESEPSİYON DÜZENLENECEK

    Meclis başkanlarının yasama yılı açılışı dolayısıyla geleneksel olarak verdiği akşam resepsiyonu düzenlenecek. Kurtulmuş’un ev sahipliğinde TBMM Tören Salonundaki resepsiyon, saat 19.30’da gerçekleştirilecek.

    GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI

    TBMM kaynaklarından edinilen bilgiye göre, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğüne yönelik terör saldırısının ardından, TBMM’deki güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarıldı. Meclis yerleşkesine girişlerde kontroller artırıldı, araç girişlerine sınırlama getirildi.

    İLK MESAİ SALI GÜNÜ

    Genel Kurul, yeni yasama döneminin ilk mesaisini 3 Ekim Salı günü yapacak. Meclis Genel Kurulu’nun öncelikli gündeminde, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üye seçimi, uluslararası sözleşmeler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak ve Suriye, Lübnan, Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki görev sürelerine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkerelerinin bulunması planlanıyor.

    Salı ve çarşamba günü Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantıları gerçekleşecek.