Etiket: medya

  • “Gençlerimizi medya aracılığıyla hedef alıyorlar”

    “Gençlerimizi medya aracılığıyla hedef alıyorlar”

    Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, toplumu güçlü kılan ve ayakta sağlam bir şekilde tutan, inanç ve kültürel değerleri hedef alan sapkın hegemonyanın medya aracılığıyla gençleri hedef aldığını belirtti.
    Uluslararası yayıncı “Prime Video”nun Türkiye kataloğunda yer alan “Sosis Partisi: Gıdatopya” isimli animasyon görünümündeki yapımın sapkın içeriğinin halkın tepkisini çektiğini kaydeden Şahin, şu ifadelere yer verdi:
    “Üst Kurul izleme uzmanlarımız gerekli incelemeleri yapmış, yayıncı platforma gerekli uyarılar en sert şekilde iletilmiş ve ilgili sapkın içerik hakkında yasal inceleme başlatılmıştır. Söz konusu izleme raporu ilk Üst Kurul toplantısında gündeme alınacaktır.”

  • Bursa’da sanat ve medya camiasının acı kaybı

    Bursa’da sanat ve medya camiasının acı kaybı

    İşletmeciliğini yaptığı  restoranda sabaha karşı 05.00 sularında birden bire fenalaşan 64 yaşındaki Şenol Dolar yere düştü. Düştüğü yerde hayatını kaybeden Dolar’ı sabah iş yerine gelen çalışanları buldu.
    İhbar üzerine olay yerine gelen 112 Acil Servis ekibinin yaptığı kontrolün ardından ünlü ismin hayatını kaybettiği belirlendi. Dolar geçtiğimiz ay da Kültürpark içerisinde kullandığı elektrikli bisikletinden düşüp burnunu ve başını kaldırıma vurmuş hafif şekilde yaralanmıştı.

    Bursa’da son zamanlarda büyük firmalara yaptığı organizasyonlarla adından söz ettiren Şenol Dolar sanat camiasının da yakından tanıdığı bir isimdi.
    Bursa’da bir dönem eğlence hayatına damga vuran Klüp S’inde sahibi olan Dolar, Hande Yener’den Ebru Gündeş’e, Serdar Ortaç’tan Mustafa Sandal’a kadar pek çok ismi Bursa’da misafir etmiş bir çoğunun meşhur olmasına katkıda bulunmuş ve yakından görüşüyordu.
    Kültürpark’taki bir çay bahçesinde nargilelere kömür hazırlayıp çay taşıyarak başladığı meslek hayatında aynı yerde açtığı kulüp ve restoranla devleşip adından çok söz ettiren Dolar, aynı zamanda Bursasporlular Derneğinin Başkanlığını yapıyordu, Şenol Dolar, Emniyet ve Asker Şehit Aileleri Dernekleri için ücretsiz yaptığı organizasyonlarla da bir çok kesimin takdirini toplamıştı.

    Bursa’nın köklü ailelerinden birinin mensubu olan Dolar, iş dünyası tarafından da yakından tanınıyordu. Sokak hayvanlarına olan düşkünlüğü ile bilinen Dolar, uzun süredir Cesi, Efe ve Paşa ismindeki yavru iken sokaktan alıp büyüttüğü can dostlarıyla birlikte yaşıyordu. Can dostları Dolar’ı son anına kadar yalnız bırakmazken ölümünden sonra da restoranın kapısından bir an bile ayrılmadılar. Büyük bir Ajda Pekkan hayranı olan Şenol Dolar’ın ölmeden kısa süre önce düşüp başını çarptığı masada çok sevdiği köpeklerinden biri olan Efe ile birlikte Ajda Pekkan, Gülden Karaböcek, Orhan Gencebay ve Suavi şarkıları dinlerken çekilen görüntüleri hatıra kaldı.

  • RTÜK’ten 72 saatlik lisans süresi

    RTÜK’ten 72 saatlik lisans süresi

    RTÜK tarafından yapılan yazılı açıklamada, Galatasaray-Antalyaspor maçı sonrası spor yayını yapan bazı mecralarda gerek kulüpleri gerekse hakem Abdülkadir Bitigen’i hedef alan açıklamalar ve hakaretler üzerine gerekli ön incelemelerin yapıldığı kaydedilerek, bu tür yayınların denetimi hususunda Youtube ile görüşmelerin devam ettiği belirtildi.

    RTÜK yönetiminin ilgili yayından dolayı Türkiye Futbol Federasyonu yönetimi ile görüştüğünü bildirilen açıklamada, “TFF Başkanımız da benzer yayınlar konusunda oldukça hassas ve duyarlıdır. Gelecek dönemde olası hukuki düzenlemelerin ardından sosyal medya mecralarının RTÜK’ün denetim süreçlerimize tabi olması beklenmektedir. Öte yandan ilgili içeriğin yayınlandığı “VOLE” isimli platformun mobil cihaz uygulamasının bulunduğu, bu mecra üzerinden kataloglar halinde isteğe bağlı internet yayıncılığı yaptığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
    Mobil uygulama üzerinden yayın yapan kuruluşların RTÜK’ten lisans almalarının zorunlu olduğunun kaydedildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

    “RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi ile İzin ve Tahsisler Dairesinin teknik çalışmalarının ardından mobil uygulama üzerinden izinsiz yayın yapan ‘VOLE’, lisans alması yönünde uyarılacak ve kuruluşa 72 saat süre verilerek müracaat etmesi beklenecektir. Gereken süre içinde lisans başvurusu yapılmaması halinde ise, platforma erişim engeli için mahkeme süreçleri başlatılacaktır.”

  • Spor medyasının acı günü

    Spor medyasının acı günü

    Bursa’nın Yenişehir ilçesinde dünyaya gelen ve uzun yıllar Türkiye Gazetesi’nde spor yazarlığı görevi yürüten ardından emekli olan bir çocuk ve bir de torun sahibi Şekip Hazar bir süredir Bursa Şehir Hastanesinde tedavi görüyordu.

    Dün vefat eden Hazar, Yenişehir Hatuniye Cami’nde Cuma namazı sonrası kılınan cenaze namazının ardından Yenişehir İlçe Mezarlığında toprağa verildi.

    Hatuniye Camiindeki cenaze namazına Yenişehir Belediye Başkanı Davut Aydın da katıldı.

    Merhumun ağabeyi Türkiye Gazetesi eski yazarlarından Hasan Mesut Hazar ile kardeşleri Bekir Hazar ve Taha Hazar taziyeleri kabul etti.

  • İnternetle hayvanlara yardım ediyor

    İnternetle hayvanlara yardım ediyor

    Gülbahar Uluçam, sokak hayvanlarını korumak ve onlara yardım eli uzatmak için sosyal medyayı kullanmasıyla dikkat çekiyor. Sevimli videolar ile hayvan sevgisinin önemi paylaşan Uluçam, şiddet gören hayvanların videolarını da paylaşarak, milyonlarca kişiye ulaşıyor ve hayvan haklarına dikkat çekiyor. Yaşıtlarının sosyal medyaya uzak olmasına rağmen milyonlarca kişiye ulaşmasıyla dikkat çeken Gülbahar Uluçam, genç yaşlı demeden hayvan sevgisi konusunda farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. İş hayatından kalan zamanın büyük bir bölümünü hayvanlara ayırdığını dile getiren Uluçam, daha önce aklında böyle bir çaba olmadığını, kedi sahiplendikten sonra tüm sokak hayvanları için çalışmaya başladığını ifade etti.

     

    “Biz yiyecek vermezsek onlar nereden bulacak?”

    Sosyal medyayı etkin kullanmasıyla dikkat toplayan Gülbahar Uluçam, hayvanlara yardım ederken bazı vatandaşlardan tepki gördüğünü de dile getirdi.

    Hayvanlara eziyet edenlere ve onları sevmeyenlere hayvan sevgisini aşılayabilmek için sosyal medyayı etkin kullanmaya çalıştığını ifade eden Uluçam, “Biz hayvanları da hayvanları beslemeyi de çok seviyoruz. Hayvan sevdiğimiz için de bununla ilgili sosyal medya hesapları açtık, orada halkı bilgilendiriyorum ve hayvanlara şiddet uygulanan videolar olursa ya da kötü muamelede bulunursa bu vidoları paylaşıp, toplumu bilinçlendirmek, ayrıca hayvan sevgisini aşılamak istiyorum. Ben 50 yaşındayım, ama hayvanları çok sevdiğim için sosyal medyada hobi olarak başladım, daha sonra eve kedi aldık ve beslemeye başladık. Ondan sonra da dışardaki kedileri de beslemeye başladık. Bu şekilde hayvan besleme işini ilerlettik. Aynı zamanda çalışıyorum, çalıştığım yerin bahçesinde de kedileri besleyip, mama ve sularını koyuyorum. Herkesin kendi yaşam tarzıdır, biz de ömrümüzü hayvanlara adadık diyebilirim. Biz besleme yaparken şaşıran ve tepki gösterenler oluyor, mesela sokaklarda hayvanlara mama veriyoruz ve bizi gören bazı kimseler, ‘Burada mama vermeyin, üreyip, çoğalıyorlar, benim kapımın önüne koyma!’ gibi şeyler söylüyorlar. Biz mamayı onlara vermeyeceğiz de kime vereceğiz? Biz yiyecek vermezsek onlar nereden bulacak değil mi? Vakit buldukça ilgilenmeye çalışıyorum ama dediğim gibi genelde işten çıktığım zaman sürekli sosyal medya ile ilgilenmeye çalışıyorum. Çalışırken de ilgilenebildiğim kadar vakit ayırmaya çalışıyorum ama kendi işimi de ihmal etmeyip, hem işimi hem de sosyal medyayı idare etmeye çalışıyorum” dedi.

  • TOFAŞ Basketbol, Medya Gününde bir araya geldi

    TOFAŞ Basketbol, Medya Gününde bir araya geldi

    Tevfik Akdamar, “Çok keyifli bir sezon bizi bekliyor.

    İyi bir hazırlık dönemi geçirdiklerini, bu haftayla birlikte ligin ilk haftasında oynayacakları Samsunspor maçı hazırlıklarına başlayacaklarını belirten Kaptan Tevfik Akdamar, “Çok keyifli bir sezon bizi bekliyor. Çünkü takım olduğumuza inanıyoruz. Sahada yapabileceklerimizi gördükçe heyecan duymaya başladık. Hem Türkiye ligini, hem de Basketbol Şampiyonlar Ligi’ni en iyi şekilde bitireceğiz. Tabii ki bunu yaparken bizim gösterdiğimiz performans da çok önemli ama aynı zamanda itici güç olan taraftarımıza da çok ihtiyacımız olacak. Taraftarımızı Samsunspor maçıyla birlikte tüm sezon salona bekliyoruz. Umuyoruz ki bu sezon çok güzel başarılar elde edeceğiz” dedi.

    Tolga Geçim, “Yeni bir takım olmamız nedeniyle zamana ihtiyacımız var

    TOFAŞ Basketbol Takımı’nın yetenekli oyuncularından Tolga Geçim de takıma katılan yeni yabancıların olduğunu ve yeni bir takım olduklarını söyledi. Hazırlık döneminde iyi mücadele ettiklerini vurgulayan Tolga Geçim, “Yeni bir takım olmamız nedeniyle zamana ihtiyacımız var tabii ki de ancak hazırlık döneminde iyi mücadele ettiğimizi düşünüyorum. Yeni sezona da en iyi şekilde hazırlanıp, sağlıklı bir sezon geçirmek istiyoruz. TOFAŞ, hem tesisleriyle olsun; hem antrenör kadrosuyla olsun sporcu için bütün olanakları sağlıyorlar. Her şey sporcuya kalıyor, sporcu isterse elinden geleni yaparak en iyi yerlere gelebilir. Çünkü burada bütün olanaklar var. TOFAŞ taraftarı da basketbolu bilen, basketbolun içerisine dahil olabilen bir taraftar topluluğu. Bütün maçlarımıza bekliyoruz. Taraftarlarımız arkamızda olduğunda daha kuvvetli bir takım oluyoruz” şeklinde konuştu.

    Yeni yabancı oyuncularla beraber takım uyumunun günden güne daha iyiye gittiğini belirten Mustafa Kurtuldum, “Uyum sürecinde başlarda zorlandık açıkçası ancak sonrasında iyi uyum sağlayıp maçlarla beraber o uyumu pekiştirdik. Cevat Soydaş’ta da bunun sahaya yansıdığını düşünüyorum açıkçası. O yüzden mutluyuz Bunu sezona da yansıtmak istiyoruz. Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde Final 4’u hedefliyoruz. Türkiye liginde de en iyi şekilde mücadele edip, önce play-off’a kalmak ardından gidebildiğimiz yere kadar gitmek en büyük hedefimiz zaten. Orhun Abi bize çok yardımcı oluyor. TOFAŞ da basketbol kültürü, kimliği olan bir kulüp zaten. Tüm taraftarlarımızı bizi desteklemesi için salona bekliyoruz” değerlendirmelerini yaparken, takımın yeni yabancılarından

    Caleb Homesley, “Şu an takım olarak çok iyi bir takım atmosferimiz var.

    Caleb Homesley de şu ifadeleri kullandı; “Şu an takım olarak çok iyi bir takım atmosferimiz var. Birlikteliğimiz çok yüksek. Yeni sezonla ilgili de olabildiğince çıkabildiğimiz yere kadar takımı taşıyabilmek, birlikteliğimizi koruyarak iyi seviyelere gelmek istiyoruz.”

  • Ajdar Anık’ın 80 TL’ye sahne aldığı iddiası

    Ajdar Anık’ın 80 TL’ye sahne aldığı iddiası

    “ŞU ANKİ FİYATIM 4 MİLYON EURO”

    Ajdar Anık, konuyla ilgili açıklamasında “Ciddi bir mason saldırısı altındayım. O görüntüleri yeniymiş gibi bilerek servis ettiler. Görüntüler 2010 yılına ait. Tatil için gittiği mekanda bir tanıdığımın ve hayranlarımın ricasını kırmayarak şarkı okudum. Şu anki fiyatım 4 milyon euro. Bu rakamın altında sahne almıyorum” ifadelerini kullandı.

    AJDAR ANIK KİMDİR?

    Ajdar Anık 1994 yılında Trakya Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. ‘Çikita Muz’ adlı şarkısı, klibiyle gündemden uzun süre düşmemiştir. Şarkılarıyla çeşitli televizyon programlarına katıldı. 2012’nin mart ayında Gülben Ergen’in gündemde olan telefon mesajlarının içindeki ‘Şahdamarımsın’ sözüne gönderme yaptığı ‘Şahdamar’ adındaki yeni şarkısıyla tekrar gündeme geldi.

  • Altun, Batılı medya organlarına yüklendi

    Altun, Batılı medya organlarına yüklendi

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Bab-ı Ali Okulu sertifika programına katıldı. Sultanahmet’te bulunan İletişim Başkanlığı Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleşen programa İletişim Başkanlığı İstanbul Bölge Müdürü Metin Erol ve birçok öğrenci katıldı. Altun, burada sertifika almaya hak kazanan öğrencilere sertifikalarını verdikten sonra bir konuşma yaptı.

    “Batı’da Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine manşetler atan sözde prestijli yayın organları, esas itibarıyla taraftır, Türkiye düşmanıdır’’

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine manşetler atan Batılı medya organlarına yüklenen Altun, “Babıali’de bir yanda yerli milli damarın aktığını, bir yandaysa Batıcı, dışarılıkçı bir damarın aktığını görürüz. Babıali’yle alakalı üstat Necip Fazıl’ın Babıali kitabı başta olmak üzere pek çok hatırat vardır. Bir tarafta yine milli irade yanlısı damar, bir taraftaysa milli irade karşıtı, vesayet yanlısı bir damar vardır. Bunu da çok açık bir şekilde görebiliriz. Ne yazık ki kıymetli genç kardeşlerim, tarihsel olarak uzun yıllar Batıcı, o dışarıdaki damar dediğimiz damarın milli irade karşıtı, vesayetçi damarın basın tarihimizde milli ve yerli damara göre, milli irade yanlısı damara göre çok daha güçlü, çok daha baskın olduğunu görüyoruz. Üzülerek bunu ifade etmemiz gerekir. Türkiye büyüdükçe, geliştikçe, demokratikleştikçe, yeni atılımlarla dünyada kendi adından söz ettirdikçe, bir taraftan bu alanda da milli irade karşıtı basının hegemonyasını yitirdiğini de göstermişler. Milli irade yanlısı basının daha da güçlendiğini görmeye başladık. Elbette milli irade karşıtı vesayetçi basın ne yazık ki bugün Türkiye’de hala varlığını sürdürmektedir. Fakat hegemonyasını yitirmiş çok önemli bir unsurdur. Batıcı unsurların Türkiye’yi yeniden Batılı sömürge düzeninin bir üyesi yapmak isteyenlerin elbette gayretleri devam etmektedir. Medya üzerinden bu noktada faaliyetlerini sürdürdüklerini görüyoruz. Bu süreçte bu unsurların Batı’daki medya devlerini, ana akım medya şirketlerini ve yine dijital alanda faaliyet gösteren medya şirketlerini, sosyal medya platformlarını yardımlarına çağırdıklarını görüyoruz. Bu ürettiğimiz unsurlar, sosyal medya şirketleri, Batı’da bugün Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine manşetler atan sözde prestijli yayın organları, esas itibarıyla taraftır. Bunlar esas itibarıyla Türkiye karşıtıdır, Türkiye düşmanıdır. Ve bunlar esas itibarıyla hakikat karşıtıdır, hakikat düşmanıdır. Bunların kendi ideolojileri, kendi ajandaları, Türkiye’yi dizayn etmeye yönelik girişimleri ne yazık ki farklı yol ve yöntemlerle devam etmektedir. Fakat ne olursa olsun bu platformların, bu uluslararası medya kuruluşlarının gayretleri karşılık bulamayacaktır. Zira milletin iradesine, halkın sözüne, kararına bu türden, yol ve yöntemlerle etki etmeye çalışmak karşılık bulamaz. En güçlü oldukları dönemlerde bile Türkiye tarihinde bunlar ara dönem başarıları elde etseler de gün sonunda hezimete uğramışlardır. Milletin iradesi her daim muzaffer olmuştur, bugün de böyle olacaktır’’ dedi.

    “Ya bağımsızlıktan ya bağımlılıktan yana olacağız’’

    Konuşmasının devamında pazar günü gerçekleşecek olan seçimlere değinen Altun, “Esas itibarıyla bugün Türkiye’de önümüzde iki seçenek var. Çok kıymetli bir kararın arifesindeyiz. Ya bağımsızlıktan ya bağımlılıktan yana olacağız. Ya Türkiye’nin büyümesinden yana olacağız ya da Türkiye’nin küçülmesinden yana olacağız. Ya ülkemizin birliğinden yana olacağız, dirliğinden yana olacağız. Ya da ülke yeniden emir alan, ne yazık ki pek çok iç çelişkiyle malum bir ülke olmasını temenni edeceğiz. Ya istikrar diyeceğiz, ya karnını çek diyeceğiz. Ben elbette sizlerin doğru tarafta olduğunuzu çok iyi biliyorum. Doğrudan yana olduğunuzu elbette biliyorum. Fakat müsaadelerinizle bu yetmez diyorum. Zira bugün bunu anlatma zamanıdır ve sizler Allah’ın izniyle doğrunun yanında olarak, Türkiye için en doğrusunun ne olduğunu bilerek, Cumhurbaşkanımızın liderliğinin büyük ve güçlü Türkiye için ne anlama geldiğini bilerek muhataplarınızı bu noktada ikna ederek doğruyu en net şekilde anlatmalısınız. Ve inşallah Türkiye’nin daha büyük, daha güçlü, daha müreffeh bir ülke olması noktasında sizler bu gayreti ortaya koyacaksınız. Sizler Cumhurbaşkanımızın gençlerin yüz yılı olacak dediği Türkiye yüzyılında evelallah bugüne kadar elde edilen birikimleri ileriye taşıyacak olanlarsınız. Birileri bu kazanımlarımızı bertaraf etmek, Türkiye’yi ne yazık ki yeniden dışarıdaki Batılı sömürge düzeninin emrine amade kılmak için çabalıyorlar. Talimatı, emirleri ve yöntemleri de onlardan alıyorlar. Fakat evelallah milletin iradesi onları da, efendilerini de yerle yeksan edecek. Onları da efendilerini de yenilgiye uğratacak ve Türkiye şahlanış dönemini dolu dizgin yaşayacak. Türkiye’nin büyümesini, Türkiye’nin daha güçlü bir ülke olmasını hiçbir dış güç ve onların içerideki unsurları engelleyemeyecek. Evelallah bu millet iradesinin arkasında durmaya devam edecektir’’ şeklinde konuştu.
    Programın sonunda Fahrettin Altun öğrencilere plaketlerini takdim ederken, Altun’a üzerinde hat yazısı bulunan levha hediye edildi.

  • Büyükataman batı medyasının yayınlarını eleştirdi

    Büyükataman batı medyasının yayınlarını eleştirdi

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri ve Bursa 1. Bölge Milletvekili Adayı İsmet Büyükataman Bursa’da ANDA Arama Kurtarma ekiplerini ziyaret etti. 11 ilin etkilediği depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet dileyen Büyükataman ekip personellerinin gösterdiği yoğun çaba dolayısıyla teşekkürlerini sundu. 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler hakkında konuşan Büyükataman, batı medyasının seçimler hakkında eleştirirken “Hoşumuza gitmeyen bir sonuç olsa bile bunu olgunlukla karşılayabilecek demokrasi kültürü bu ülkede mevcut” dedi.

    Büyükataman konuşmasında, “Emin olun bu ülkenin bir mensubu olarak son dönemde, özellikle batı medyasında 14 Mayıs seçimleri ile alakalı yapılan açıkça müdahale anlamına gelebilecek bir takım değerlendirmeler ve açıkça tarafını da ortaya koyan yayınlar söz konusu olduğu için bundan rahatsız olmamak mümkün değil. Batı medyası ne yazık ki 14 Mayıs seçimlerinin önemli olduğunu, bu seçimlerde mutlaka bu milletin iradesi ve tercihi ile yönetim sorumluluğu emanet edilen cumhurbaşkanının alaşağı edilerek bir diğer cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesine dair çok açık irade beyanı ortaya koyuyor. Son 15 gündür özellikle batı medyasının tamamında seçimlere yönelik haddini ve maksadını aşan değerlendirmeler söz konusu. Her şeyden önce biz müstemleke memleket değiliz.

    Kendi iradesiyle geleceğine dair karar vermeden aciz bir insan topluluğu da değiliz. Bu güne kadar nasıl sandık önümüze geldiğinde ülke yönetim sorumluluğu emanet edilecek kadrolarla alakalı hangi kriterle alakalı bir tercih ortaya koymuşsak yine onu yapacağız. Her seçim döneminde bu millet önüne sandık geldiğinde hiçbir baskıya maruz kalmaksızın irade beyanını ortaya koydu. Hepimiz o sandıktan çıkan sonuç neyse saygı gösterdik. Hoşumuza gitmeyen bir sonuç olsa bile bunu olgunlukla karşılayabilecek demokrasi kültürü bu ülkede mevcut. Bunun en güzel örneklerini biz ortaya koyduk. Yine bize demokrasi nutukları atan bu ülkelere rağmen biz en güzel demokratik olgunluğu seçimlerde göstereceğiz ve üstelik onlara ders verebilecek bir olgunlukla bunları yapabileceğimizi beraberce ortaya koyacağız” ifadelerini kullandı.

  • “Medyanın görevi vatandaş adına gözcülük yapmaktır”

    “Medyanın görevi vatandaş adına gözcülük yapmaktır”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 7. Anadolu Medya Ödülleri Töreni’ne katıldı. Tören Anadolu Yayıncıları Derneği tanıtım filmiyle başladı. Filmden sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 320 mahalli radyo, televizyon, gazete ve dergiyi aynı çatıda bir araya getiren Anadolu Yayıncılar Derneği her gün başarısını bir adım yukarıya taşıdığını belirtti. Türkiye’nin kültürel zenginliğini yansıtan Anadolu medyasının ne kadar etkin ve yaygın olursa demokrasinin de o derece güçlü olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu medyasının sesi ne kadar güç çıkarsa milletlerimizin beklenti ve talepleri o derece makes bulacaktır. Sizleri sıradan bir medya kuruluşundan ziyade on yıllardır öncesine kulak verilmeyen medyadaki temsilcisi olarak görüyoruz. Her birinizi varlığınızla ülkemizin medya çeşitliliğinin oluşmasında önemli katkılar sunuyorsunuz. Mahalli medyanın halkımızın doğru bilgilendirilmesi oynadığı kritik role özellikle son yıllarda şahit olduk.

    Gezi olaylarından 17-25 aralık darbe girişimine, terör saldırılarına, 15 Temmuz ihanetine kadar yaşadığımız kritik dönemeçte Anadolu medyası milli irade demokrasiden yana çok net bir tavır aldı. Türk demokrasi üzerinden vesayetin gölgesini kaldırmaya dönük her hamlemizde yerel medyamızın desteğini gördük. Lafa gelince özgür basından dem vuranların, darbecilere alkış tuttuğu dönemde sizler cesaretle demokrasimize sahip çıktınız. Küresel sistemin çarpıklıkların temsilcisi odaklarla bir olup siyasete ayar veren kalemşörler karşısında yerli ve milli basının nasıl olması gerektiğini yine sizler gösterdiniz.

    Örnek duruşunuzdan ötürü sizlere ve yerel medyamıza şahsım, ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Bizde sizlerin etkinliğinizi daha da artırmak ve medyamızda farklı sesleri çoğaltmak için yerel kurulmuşlarımıza destek verdik. Bürokratik iş ve işlemlerin kolaylaştırılması başta olmak üzere pek çok alanda sizlerin yükünü hafiflettik. Her zaman güçlü bir iradeyi sorunlarınızın çözümlenmesi noktasında sergiledik. Anadolu medyasına ve temsilcilerine kapımızı daima açık tuttuk. İnşallah bundan sonra da sizlere desteği sürdüreceğiz” diye konuştu.

    “Medyanın asli görevi zaten vatandaş adına gözcülük yapmaktır”

    Özgür, tarafsız, halka karşı kendini sorumlu hisseden bir medyanın demokrasiler açısından taşıdığı öneminin bildiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Bunun için literatürde medyayı tarif ederken sık sık ‘dördüncü kuvvet’ kavramına başvurulduğunu görüyoruz. Dördüncü kuvvet ifadesi bizim medyamızın da sahiplendiği bilhassa siyaset kurumuyla siyaset kurumuyla olan ilişkinlerinde sıkça referans aldığı bir kavramdır. Kamu adına siyaset kurumunu izleyen, denetleyen, varsa hatalarını ortaya çıkaran bir medya elbette bu tanımı ziyadesiyle hak eder. Medyanın asli görevi zaten vatandaş adına gözcülük yapmaktır. Ancak ülkemizde ‘dördüncü kuvvet’ ifadesi genellikle yanlış yorumlanmış, millet ve milletin seçtiklerinin üzerinde bir tahakküm aracına dönüştürülmeye çalıştırılmıştır.”

    Medyanın önemli bir kısmı bilhassa darbe dönemlerinde halkın sesi olmak yerine anti demokratik güç odaklarının dümen suyuna girmeyi tercih ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazete manşetleri, sayfa köşeleri, televizyon ekranları, siyasetçi ve topluyu yönlendirmek siyasetçiyi hizaya sokmak; hatta alenen tehdit etmek amacıyla kullanılmıştır. Hatırlarsanız 27 Mayıs öncesinde ana akım medya yalan ve iftira dozu yüksek utanç verici manşetlerle resmen darbeye ortam hazırlamıştır. Aynı şekilde 12 Eylül darbecilerine manşetlerden selam çakan medya kuruluşlarımız olmuştur; hatta ileri gidiyorum kalemşörler olmuştur. Ülkenin seçilmiş başbakanına diktatör diyen gazeteci kılıklılar gördük.

    Daha dün gibi hatırladığımız 28 Şubat döneminde muhtıracıların haber bülteni gibi yayın yapan medya organlarımız vardı. Okuduğumuz şiir sebebiyle hakkımızda verilen mahkeme kararını ‘muhtar bile olamayacak manşetleriyle adeta kutlayan gazeteler gördük. Burada bir muhtarları küçümsemek, iki yarının siyasetine kendine göre yön vermek. Ne oldu? O kadar ufkunuz o kadar dar ve kısır ki, muhtar bile olamaz dediğiniz kişi cumhurbaşkanı oldu. Önce bu başlıkları atanlara bir şeyi hatırlatmak lazım; kendinize ayar verin ayar. Eğer, ayar vermezseniz millet size ayar verir. Hükümetlerimiz döneminde hak ve özgürlükleri genişletmek için yaptığımız bir yasa değişikliğine nasıl başlık attılar ‘411 el kaosa kalktı’ diyerek saldıran, vesayet odaklarına açıkça davetiye çıkaran medya kuruluşları oldu” şeklinde konuştu.

    “Kandil’deki terör baronlarına ‘yere izmarit atmıyorlar’ diye manşetleriyle övgü yağmurları yapan basın yayın organları gördük”

    Kandil’deki terör baronlarına ‘yere izmarit atmıyorlar’ diye manşetleriyle övgü yağmurları yapan basın yayın organları görüldüğünün altını çizen Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
    “Şu anda o baronlar 13-14 yaşındaki kız yavruların taciz edildiği yerler hale geldi. Bay Kemal niye konuşmuyorsun? Oraya niye sesin çıkmıyor? Diyarbakır annelerine niye bir ziyaret etmiyorsun? Orayla niye bir irtibat kurmuyorsun. İşte sen kurmazsan millet sana hizaya gelmeyi gösterecek. Şahsımıza manşetlerden ömür biçenler, terör eylemlerine açıkça desteklenmesine, kadınlarımıza hakaret eden köşe yazarlarından, bebek katillerine sahip çıkanlara kadar medyamıza 4’üncü kuvvet ifadesiyle asla bağdaşmayacak kepazelikler karşılaştık.

    Biz bugünlere sadece darbecilere çetecilere, terör örgütlerine meydan okuyarak gelmedik. Biz aynı zamanda şahsımızı, davamızı, partimizi milli iradeyi hedef alan kirli manşetlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Gerçeğin peşinden koşmak, yerel ve küresel güç odaklarına tetikçilik yapanlara rağmen mücadelemizi yürüttük. Duruşumu hiç bir zaman bozmadık, yalan ve iftiraya asla teslim olmadık. İtibar suikastları karşısında geri adım atmadık. Hassasiyet fukaralarının tehditlerine boyun eğmedik. Karşımızdakiler ne yaparsa yapsın biz daima hakkın ve hakikatin hatırını üstte tuttuk. Milletimizle ve milli iradenin sesi olan basın yayın kuruluşlarımızla omuz omuza hareket ederek, ülkemizde tarihi nitelikte pek çok demokratik kazanıma imza attık. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da medyamızla birlikte yükseltecek, gençlerimize emanet edeceğiz.”

    “2023’ün Türkiye’sinde basın 90’lara 80’lere 70’lere göre çok daha özgürdür”

    Türkiye bu yaşadıkları olumsuzluklara rağmen son 20 yılda demokrasiyle birlikte basın ahlakı ve hürriyetinde bir seviye atladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin basın yayın tarihini bilen, elini vicdanına koyup, objektif muhasebe yapan herkes medyamızın daha bağımsız, daha çoğulcu zengin bir yapıya sahip olduğunu kabul edecektir. Gerçekten de 2023’ün Türkiye’sinde basın 90’lara 80’lere 70’lere göre çok daha özgürdür serbest halkın gözünde daha çok itibar kazanmıştır. Hangi cenahta yer alırsa alsın basın-yayın kuruluşları asli görevlerini hakkıyla yerine getirebilme selahiyetine bizim dönemimizde kavuşmuştur. Terörü övmediği, şiddete teşvik etmediği, dezenformasyon yapmadığı müddetçe herkes istediğini yazmakta, söylemekte ifade edebilmektedir. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşanların siparişleri üzerine hazırlanan sözde raporlar bu gerçeği değiştirmeyecektir. Bunların ne bizim ne milletimizin nazarında kıymeti yoktur” dedi.

    “Bunların tek derdi kendi çarpık düzenlerini ayakta tutmak”

    Türkiye ilgili demokrasi, insan hakları ve basın özgürlük karnesi düzenleyenlerin söz konusu kendileri ve çıkarları olunca nasıl faşizanca davrandıklarının bilindiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletin gizli belgelerini çarşaf çarşaf yayınlayan FETÖ’cülere gazeteci diye sahip çıkanlar çok daha basit meseleler için basın yayın organlarının kapısına kilit vurmaktan çekinmediler. Bir gecede 252 canımızı şehit verdiğimiz 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında bizi insafsızca eleştirenler kendi ülkelerindeki darbe söylentileri karşısında ortalığı ayağa kaldırdılar. İşte Fransa’nın halini görüyorsunuz. İngiltere’nin halini görüyorsunuz. Almanya’nın halini görüyorsunuz. Amerika’nın halini görüyorsunuz. Gezi olaylarında esnafımızın malını mülkünü yağmalayan vandalları kahramanlaştırırlar ama benzer hadiseler Paris’te ve Washington’da yaşandığında eylemcileri hemen terörist ilan ettiler.

    Fransa sokaklarını ateşe veren sarı yeleklilere demokrasi havarisi Amerikan Kongresi’nin silahına basanlara özgürlük savaşçısı diyen hiçbir uluslararası medya organı görmedik duymadık. Aynı çifte standarda son günlerde el değiştiren bir sosyal medya şirketi ile ilgili süreçlere şahitlik ediyoruz. Herhalde neresi olduğunu anladınız. Güya özgürlükten ve kişi mahremiyetin den asla taviz vermeyen bu sosyal medya platformunun kimlerle iş tuttuğu, perde arkasından neler servis ettiği, hazzetmediği belli kişiler ve fikirler hakkında nasıl sansür uyguladı tek tek ortaya çıkıyor. Ancak ne uluslararası medya organları nerede insan hakları kuruluşları bu skandallar karşısında hiçbir tepki göstermiyor ağızlarını her açtıklarında Türkiye’yi sansürcülükle suçlayanlar sansürün daniskasını yapanlar hakkında tek bir kelime dahi etmiyorlar.

    Milyarca insanın iletişim hakkını gasp edenler hiçbir şey olmamış gibi demokrasi ve özgürlüklerden de vurmaya devam ediyor. Sadece bu örnekler bile ülkemize eleştirenlerin ne kadar bozuk ve kirli bir sicile sahip olduklarını ispat etmeye yeterlidir. Bunların hiçbirinin derdi basın özgürlüğü değildir. İnsan hakları değildir. Demokrasi asla değildir. Bunların tek derdi kendi çarpık düzenlerini ayakta tutmak. Türkiye gibi tekerlerine çomak sokan ülkelerin önünü her türlü aracı yalanı iftirayı kullanarak kesmektir. Ama artık Türkiye’nin önünü kesemeyeceksiniz. Onlar Eski Türkiye’de kaldı şimdi yeni Türkiye var yeni Türkiye Yüzyıl var.”