Etiket: mehmet ceyhan

  • “Covid-19 çocuk servisleri yeniden açıldı”

    “Covid-19 çocuk servisleri yeniden açıldı”

    Prof Dr. Mehmet Ceyhan artan Covid-19 vakaları nedeniyle sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu.

    Önlemlerin kaldırılması ve maskelerin çıkartılması kararını eleştiren Ceyhan, vaka sayılarının azalmasının salgının bittiğini göstermeyeceğini ifade ederek koronavirüs salgınının başından beri en  yüksek vaka döneminin yaşandığını açıkladı.

    Ceyhan açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi:

    “Salgın bitiyor, artık gündemimizde olmayacak, maskeleri çıkarıyoruz, önlemleri kaldırıyoruz diyerek önlemler kaldırıldığında; yapmayın, vaka sayılarının azalması sadece mevcut dalganın inişe geçtiğini gösterir, salgının bittiğini göstermez diye yalvardık.

    Bu yaşadığımız 5 dalgada da böyle oldu. Ancak hiç salgın kontrolünde çalışmamış her şeyi bilenlerin “salgının mevsiminin olmayacağını bile bilmeden, yanlış yönlendirmelerine de dayanarak, cehaletin alkışlarıyla önlemler kaldırıldı.

    Yetmedi, COVID servisleri de kapatıldı. Oysa salgının başından beri en yüksek vaka dönemini yaşıyoruz. Salgını okey oyunu sanan ve google’da gördükleriyle kendini uzman sanan bir grup komşusunun hastalanmasına, ölmesine kahkaha atadursun (sahi, biz ne zaman böyle olduk?), inatla doğru yolu göstermeye devam edeceğiz.

    Devlet önlem almasa da, siz maskeyle, mesafeyle kendinizi koruyun, aşınızı ihmal etmeyin”

    https://twitter.com/mehmetceyhan23/status/1557052796112871429

  • Mehmet Ceyhan’dan Molnupiravir açıklaması

    Mehmet Ceyhan’dan Molnupiravir açıklaması

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, gelecek hafta kullanımına başlanacak ‘Molnupiravir’ isimli koronavirüs ilacının, virüsün RNA’sına girip çoğalmasını engelleyen ilaç grubundan olduğunu söyledi. Ceyhan, “2021 yılı sonunda acil kullanım onayı verildi. ABD’de kullanımda, AB ülkelerinin birçoğunda da acil kullanım onayı verildi; ama kullanım, beklenenin çok altında” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ‘Molnupiravir’ etken maddeli antiviral ilacın 65 yaş üzeri ve kronik hastalığı olan kişilerde kullanılacağını duyurdu. Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ‘Molnupiravir’ ilacını DHA’ya değerlendirdi. Ceyhan, ilacın etkinliğine ilişkin, “‘Molnupiravir’ çok sayıda örneği olan virüsün RNA’sına girip çoğalmasını engelleyen ilaç grubundan biri. Dolayısıyla ilaç yeni de olsa çok yeni bir ilaç grubundan değil. Bunun kullanımıyla ilgili hem güvenlik hem de etkinlikle ilgili birçok soru işareti var. İlk veriler elde edildiğinde, erken başlanırsa eğer hastaneye yatışı yüzde 50 oranında azalttığı söylendi ancak daha sonra vaka sayıları çoğaldıkça yüzde 30 civarında bir etkinliği olduğu söylendi hatta Hindistan’da yapılan 2 çalışmada hiç etkinliği olmadığı söylendi ve çalışma durduruldu” dedi.

    Prof. Dr. Ceyhan, salgının ilaçla kontrol altına alınamayacağını, bunun ancak aşıyla olabileceğini söyledi. ‘Molnupiravir’ isimli koronavirüs ilacına 2021’de acil kullanım onayı verildiğini belirten Ceyhan, “ABD’de kullanımda, AB ülkelerinin birçoğunda da acil kullanım onayı verildi; ama kullanım beklenenin çok altında. Hemen bunun arkasından çok daha etkili olabilecek bir ilaç çıktı, ‘Paxlovid’ adında. Bu ilaç da acil kullanım onayı aldı, bu çok daha etki bir ilaç; ama daha pahalı bir ilaç. ‘Molnupiravir’ çok etkili bir ilaç olarak görünmüyor. Daha acil grupları yeniden sınıflandırıp, daha etkili olan ilacın kullanılması çok daha mantıklı. ‘Molnupiravir’ nereden temin edilecek? Türkiye’ye üretim izni verilmemiş, Türkiye direkt üreten firmadan alırsa oldukça pahalı; bu nasıl sağlanacak, bilmiyorum. En riskli grup bence gebeler, bu ilaç gebelerde kullanılamıyor, henüz yeterli deneyim yok. Grubu çok daha daraltarak, en risk altındakilere ‘Paxlovid’ vermek daha mantıklı” diye konuştu.

  • İşte İstanbul’da vaka artışının iki nedeni!

    İşte İstanbul’da vaka artışının iki nedeni!

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, İstanbul’da Covid-19 vaka sayılarındaki artışın iki nedeni olduğunu söyleyerek, “Birincisi, odağın oradan başlaması; oraya gelen yabancı sayısı fazla. İkinci neden de İstanbul’un yaşam koşulları” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı haftalık vaka sayısı haritasında; vaka yoğunluğu en çok artan 10 il arasında bulunan İstanbul’da, 100 bin kişide görülen vaka sayısı, 1 haftada 663,69’dan 1222,37’ye yükseldi. Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, İstanbul’daki vaka artışının nedenlerini değerlendirdi. Prof. Dr. Ceyhan, İstanbul’daki vaka artışının iki nedeni olduğunu belirterek, “Birincisi, odağın oradan başlaması. Genelde ilk girişte odak İstanbul’dan başlıyor. Bütün dalgalarda böyle oldu. Oraya gelen yabancı sayısı fazla. İkinci neden de İstanbul’un yaşam koşulları. Diğer iller ile kıyasladığınızda İstanbul’da çok daha büyük ve kalabalık çalışan iş yerleri var, sosyal mesafeyi sağlayamıyorsunuz. Toplu taşıma araçlarındaki kalabalıklar ve araçlarda geçirilen süre daha fazla İstanbul’da” diye konuştu.

    ‘TEK ETKİLİ YÖNTEM KADEMELİ MESAİ’

    Prof. Dr. Ceyhan, virüsün dört önemli bulaş noktası olduğuna dikkat çekerek, “Bunların ilk sırasında evler var, ev ortamına müdahalede bulunamıyorsunuz. İkinci sırada, kalabalık iş yerleri var. Bir türlü sayının azalmadığı, salgının başından beri önerdiğim ‘vardiya usulü’ çalışma getirilmediği sürece bunu önleyemeyiz. Üçüncü, toplu taşıma araçları. Araç sayısını artırmak İstanbul’da çözüm olmuyor. Burada ne kadar kalabalık olduğu, mesafenin insanlar arasında ne kadar dar olduğu ve temasın ne kadar sürdüğü önemli. Artırdıkça temas süresi uzuyor. Bu yüzden tek etkili yöntem kademeli mesai uygulaması. Dördüncüsü de kalabalık toplantılar. ‘Delta’nın yayılımını 3 ülke dışında diğer ülkeler ciddi kontrol ile azaltmışken, biz azaltamadık. ‘Delta’ varyantını engelleyememiş önlemlerin, ‘Omicron’ gibi çok daha bulaşıcı bir varyantın yayılımını engellemesi mümkün değil” dedi.

    ‘DELTA HALA PROBLEM’

    Prof. Dr. Ceyhan, bazı şehirlerde vaka sayılarının daha yüksek, bazılarında düşük olduğunu belirterek, “Böyle bir virüste bunun neredeyse hiçbir önemi yok. Göreceğiz ki kısa süre içinde vaka sayıları düşük görülen illerde çok yüksek görülen iller kadar artacak. ‘Omicron’ başlayınca artan vaka sayılarının tamamı ‘Omicron’ vaka artışına bağlandı. Bu yanlış bir düşünce. Türkiye, İngiltere ve Rusya diğer ülkelerden farklı bir durumdaydı. ABD, Batı Avrupa ülkeleri ‘Omicron’dan önce vaka sayılarını iyice düşürmüşlerdi, ‘Omicron’ ile birlikte vaka artışı yaşadılar. Şu anda vakaların çoğu ‘Omicron’a bağlı. Onlar buna göre tedbirler alıyorlar. Maalesef bizde de sanki sadece ‘Omicron’ problemmiş gibi karalar alınıyor. Türkiye’de ‘Omicron’ başladığında ‘Delta’ya bağlı vaka sayıları 20 binin üzerindeydi. Halen ‘Delta’ ciddi bir problem. Ya ‘Omicron varyantı’ tespit edilenleri ayıracaksınız ya da genel uygulayacaksanız. ‘Delta’nın Türkiye’de halen yangın olduğunu dikkate almanız lazım. Yoksa ‘Omicron bunlar’ diye 7 günden sonraki bulaşları göz ardı ederseniz ‘Delta’ya bağlı bulaşlar da devam eder ve onlar çok daha ayır seyirli, öldürücü olur” diye konuştu.

    ‘OMİCRON İLE GELİŞEN ANTİKORLAR KISA SÜRELİ’

    Prof. Dr. Ceyhan, aşının önemine dikkat çekerek, “Aşılanmadan toplumsal bağışıklık ile salgından kurtulma düşüncesi yanlış. İkisini kıyasladığınızda hastalık ve aşıyı, aşı hastalığa göre çok daha uzun ve etkili bağışıklık bırakıyor. Özellikle ‘Omicron’da gelişen koruyucu antikorlar çok kısa süreli. Mutlaka salgının başından beri konuştuğumuz maske ve mesafe önlemlerine dikkat etmemiz gerekir. Devletin mutlaka tedbirleri artırması lazım. Sınırların kontrolü, neredeyse hiç kontrol yok. Büyük iş yerlerindeki kalabalıkların azaltılması lazım. Bir yerde ‘Omicron’ çok yaygınsa o ile giriş- çıkışlara bazı kontroller getirilmesi gibi bazı önlemler alınması gerekir. Eğitim güvenli şekilde devam etsin istiyorsak hızlı tarama testi getirip haftalık taramalar yapıp, çocuklar ne kadar güvende hem kendimiz öğrenip hem de ailelere o güveni vermemiz lazım” dedi.

  • Mehmet Ceyhan’dan Turkovac yorumu

    Mehmet Ceyhan’dan Turkovac yorumu

    Turkovac aşısıyla ilgili yeterli veri olmadan acil kullanım onayı verilmesini eleştiren Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Hiç yoktan iyidir diyelim ama projenin başında 40 bin 800 vakayla çalışacaklarını açıkladılar. Açıkçası 1182 vaka bilimsel anlamda uluslararası bilim dünyası için bir anlam taşımaz ” dedi.

    Yerli aşı Turkovac’la ilgili hiçbir veri açıklanmadan acil kullanım onayı verilmesi ve yurttaşlar üzerinde uygulanmaya başlanması eleştirilere neden olmuştu.

    Tepkiler üzerine bugün Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, Prof. Dr. Mine Durusu Tanrıöver bir basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Tanrıöver, 1182 gönüllü üzerinde çalışma yaptıklarını kaydederek, “Bu ara analizden elde ettiğimiz bilgiler ışığında şunu çok net söyleyebiliriz. Turkovac en az Coronavac kadar güvenli ve etkin bir aşıdır. Ancak güvenlik, etkinlik ve İmmünojenitesi çalışmalarının halen devam ettiğini bir kez daha belirtmeliyim” dedi.

    “Turkovac yaptırın diyemem” diyerek net bir tavır koyan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan açıklanan bilgileri Sözcü’den Yusuf Demir’e değerlendirdi.

    Ceyhan şöyle konuştu:

    “Çalışmaların başında uluslararası ilgili yerlere gönderilen projede vaka hedefi 40 bin 800 olarak açıklandı. Bunun belgesi elimizde. 1182 vakayla Faz3 aşı çalışması olmaz.

    Yani bu önveri olarak son derece yetersiz. Ama şu ana kadar bu bilgi de elimizde yoktu. Bunu daha yeni açıklıyorlar. Bazı detaylar da eksik… Turkovac aşısı, acil kullanım onayı sonrası kaç kişiye yapıldı bilmiyorum… Eğer varsa bu verilerin yayınlanması iyi olur.

    Zaten aynı ekip Sinovac çalışması sırasında, 10 bin üzerinde vaka aldıklarında, o bile yetersiz dedik. Dolayısıyla tek başına çıkan sonuçlar yanıltıcıydı. Sinovac yüzde 83 etkin denildi, sonra Şili’de 10 milyon kişinin üzerindeki veri açıklandığında bunun yüzde 60’lar civarında olduğu görüldü. O yüzden 1182 vakalı Faz3 çalışması olmaz.

    ‘BİLİM DÜNYASI İÇİN BİR ANLAM TAŞIMAZ’

    Neden Faz3’te bu kadar çok vaka gerekiyor. Nedeni şu: Hastalık zaten çok yüksek oranda belirtisiz seyrediyor. Siz bu kadar belirtisiz seyreden hastalıkta 1182 vakayla bir sonuç söylerseniz… Belirtisiz seyredenler var, gözden kaçanlar var, bunların sonunda ortaya koyacağınız rakam yarın bu vaka sayısı 50 bine ulaştığında ondan farklı çıkma olasılığı çok yüksektir. İstatistiki anlamda… Onun için çok sayıda vaka gerekir.

    ‘Hiç yoktan iyidir’ diyelim ama 1182 vaka bilimsel anlamda uluslararası bilim dünyası için bir anlam taşımaz açıkçası. Şimdiye kadar olmayan bir veriydi. Bu veriyi görmek iyi oldu.

    “DİĞER AŞILARDA FAZ 3 ÇALIŞMASI 50-60 BİN KİŞİYLE YAPILDI”

    Keşke acil kullanım onayından önce verilseydi ama bir faz3 çalışması için, vaka sayısı açısından yeterli değil… Zaten dikkat ederseniz 40 bin-50 bin-60 bin vakalarla yapıldı hep diğer aşıların faz3 çalışmaları…

    Sinovac’ın çalışmasını da aynı ekip yürüttü ki birçok ülkede aynı anda yürüdü çalışma… Endonezya’da, Şili’de, Türkiye’de aynı anda yürüdü… Sadece Türkiye’de yapılan 10 binin üzerindeydi…

    Şimdi sadece Türkiye’de yapılmış çok merkezli bir çalışmada, proje palınında 29 merkezin katılacağı yazıyor, 1182 gönüllü sayısı yeterli değil.

    “BU FAZ 2 DÜZEYİNDE BİR ÇALIŞMA”

    Faz 1 çalışmaları birkaç yüzlük vakayla yapılır. Faz 2 çalışmaları açıklanan sayıdaki vakayla yapılır. Yani bu çalışmanın ölçüsü bir Faz 2 çalışması kadar. Faz 3’ün anlamı şudur. Klinik saha deneyi… Faz3 sahada aşı yapar ve kişilere gerçek ortamda etkinliğini görürsünüz. Onun için de çok sayıda vaka gerekir.

    “KAÇ KİŞİ HASTALANACAK?”

    Zaten etkinlikten daha çok güvenilirlik üzerinde durulmuş. Onun nedeni de şu: Güvenilirlikte varılmak istenen nokta, birinci dozdan sonra söylenebilir. Ama ikinci dozda 108 gün falan takip edildi deniyor. Fakat özellikle bu son varyantlarda hep 3 ay sonra inaktif aşıların etkisinin azalması sözkonusu. O yüzden de inaktif aşılar 108 gün kabaca 3 buçuk aylık bir süre… Bundan sonra bu aşılananlarda aşının etkisi diğer aşılarda olduğu gibi olursa o zaman kaç kişi hastalanacak bu veri yok.

    “ÜÇÜNCÜ DOZ ÇALIŞMASININ SONUCU AÇIKLANMADI”

    İkincisi iki ayrı bir çalışmaydı bu… İşte bu primer aşılama iki doz yapılıp değerlendirildi. Bir de daha önce başka aşıyla iki doz aşılanmış kişilerde üçüncü dozda Turkovac aşısı verildi. O başka bir çalışma. Onun sonucu yok henüz. Ama ona da acil kullanım onayı verildi”

  • Mehmet Ceyhan’dan Turkovac açıklaması

    Mehmet Ceyhan’dan Turkovac açıklaması

    Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Turkovac aşısıyla ilgili, “Şimdi birisi ‘Bizim aşımız Sinovac‘tan daha iyi’ diyorsa buna bir açıklama getirmek zorunda. Yani tamamen aynı yapıda bir aşı neden daha iyi olsun” değerlendirmesinde bulundu.

    Sözcü’den Yusuf Demir‘in haberine göre, Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Turkovac ile ilgili verilerin açıklanması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

    “Turkovac, açıkçası elimizde bir verisi olmayan ama sadece bildiğimiz Sinovac’la tamamen aynı yapıda olan bir aşı. Yani içindeki katkı maddeleri ve miktarları dahi Sinovac’la tamamen aynı olan bir aşı.

    Şimdi birisi ‘Bizim aşımız Sinovac’tan daha iyi’ diyorsa buna bir açıklama getirmek zorunda. Yani tamamen aynı yapıda bir aşı neden daha iyi olsun.

    Hiç böyle bir neden belirtmeden, hiçbir veri sunmadan, yani Faz-3 çalışmasına kaç hasta alındı, kaç hastanın sonuçları var ellerinde… Bunlar belli olmadan, bu açıklamalar bilimsel bir yaklaşım olmaz. Ama bunlar belli maksatlarla söyleniyorsa ben bilemem tabi.”

    Ceyhan, “Burada söz konusu olan insan sağlığı. Ben önümde veri olmadan, “Bunu kullanın, bunun yerine şunu yapın” diyemem. Onun için bu Faz-3 çalışmasında neler bulundu. “Hopluyor, zıplıyor” dedikleri antikor düzeyleri nedir, bunları bilmem lazım ki yorum yapayım. Bu sadece antikor seviyesiyle de ilgili değil. Bu koruyuculuk ne kadar sürüyor bilmiyoruz” diye konuştu.

  • “1 günde 50’den fazla tanıdığım pozitif çıktı”

    “1 günde 50’den fazla tanıdığım pozitif çıktı”

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Ben dün sadece tanıdıklarım ve yakınlarımdan 50 kişiden fazlası tarafından arandım. Covid-19 testleri pozitif çıkmış; ‘Ne yapalım’ diye fikir danışıyorlar. Şu anda çok yoğun bir bulaş var. Bizim bir defa aşılamayı artırmak ve bulaşı önlemek için tedbirleri vakit geçirmeden almamız lazım” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, toplu etkinliklerde 1 kişinin, birçok kişiye virüs bulaştırdığını söyledi. Ceyhan, Norveç’te toplu gerçekleştirilen yılbaşı yemeğinde 120 kişiden 100’ünün ‘Omicron’ varyantına yakalandığını hatırlatarak, “Virüs zayıflamadı. Virüs bulaşıcılık açısından daha da güçlendi. Özellikle kalabalık ve kapalı ortamlarda maskeyi çıkarmak zorunda kalacağınız yeme-içme, şarkı söyleme aktivitesi gibi aktivitelerin olduğu durumlarda 1 kişinin virüsü çok sayıda insana bulaştıracağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Mutlaka yayılır. Bunların içinde belki genç, risk grubuna girmeyen insanlar hastalığı hafif geçirebilir; ama onların sonra bulaştıracağı evlerindeki daha yaşlı ve hastalığı nedeniyle riskli gruplar hastalanıp hayatını kaybedebilir” diye konuştu.

    ‘YILBAŞINDA TOPLU ETKİNLİKLERDEN KAÇININ’

    Prof. Dr. Ceyhan, yılbaşında herkesi toplu etkinliklerden kaçınmaları konusunda uyararak, “Evde bir kutlama yaptıkları zaman eş-dost çağıracaklarsa bunun da öyle bir ortamdan farkı yok. Mümkün olduğu kadar herkes mesafeli ve maskeli olmalıdır. Aktivite yapmaktan, şarkı söylemekten, bağırıp çağırmaktan mümkün olduğunca kaçınmaları lazım. Örneğin; ben kutlama falan düşünmüyorum. İnsanların salgın olduğunu da bilip toplu organizasyonlardan uzak durmalarında yarar var” dedi.

    ‘OMİCRON’DA VAKA ARTIŞI 5 YAŞIN ALTINDA DAHA FAZLA’

    Prof. Dr. Ceyhan, ‘Omicron’ varyantında en büyük vaka artışının 5 yaşın altındaki çocuklarda olduğuna dikkat çekerek, “Demek ki o zaman ‘Omicron’ varyantında 5 yaşın altındaki çocuklar daha fazla belirti göstererek diğer yaş gruplarına göre hekime başvuruyorlar. O halde bu yaş gruplarının da artık ciddi bir şekilde korunması lazım. 5 yaşın altındaki çocuklar için de henüz dünyada mevcut uygulanan bir aşı yok. O zaman bu çocuklarla temas eden herkeste ‘aşılı olma şartı’ aramamız lazım. Örneğin; vatandaşlarımız 5 yaşın altında çocuk varsa evine aşısız kişi kabul etmesinler. Kreşlerde, kreş servislerinde aşısız insanların çalışmasını devletin önlemesi lazım. Orada çalışacak insanlarda mutlaka ‘aşılı olma’ şartı aranmalıdır. Bizim bu tedbirleri almamız lazım” diye konuştu.

    ‘ŞU AN ÇOK YOĞUN BULAŞ VAR’

    Prof. Dr. Ceyhan, aşılama oranlarını artırmak gerektiğini söyleyerek, “Anadolu’ya gidiyorsunuz; insanlarda, çalışan kesimde, iş yerlerinde neredeyse maske takanı ayıplayacak duruma gelmişler. Bakın, ben dün sadece tanıdıklarım ve yakınlarımdan 50 kişiden fazlası tarafından arandım. Covid-19 testleri pozitif çıkmış; ‘Ne yapalım’ diye fikir danışıyorlar. Şu anda çok yoğun bir bulaş var. Bizim bir defa aşılamayı artırmak ve bulaşı önlemek için tedbirleri vakit geçirmeden almamız lazım. Eğer tedbirleri, önlemleri almazsak yeniden bir dalga ya da tam bu ‘Delta’ varyantını azaltmaya başlamışken yeni bir dalga veya hiç azaltmadan tekrar bir artış yaşayacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

  • “Aşılı, aşısız herkese karantina uygulanmalı”

    “Aşılı, aşısız herkese karantina uygulanmalı”

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Covid-19 ile mücadelede alınan izolasyon tedbirleri kapsamında, ailede pozitif vaka çıktığında aşılı yetişkinlere karantina uygulanmadığını hatırlattı. Ceyhan, “Bu çok yanlış; çünkü aşı bulaşmayı engellemiyor. Aşılı bir insan evdeki pozitif kişiden virüsü alıp, götürüp, iş yerinde bulaştırabilir. Aşılı, aşısız ayırt etmeden herkese izolasyon tedbiri uygulamak zorundayız” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ailede 1 kişide pozitif vaka çıktığında, ailedeki aşılılara izolasyon tedbiri uygulanmadığını söyledi. Çocuklara izolasyon uygulanırken diğer yetişkinler aşılıysa izolasyon uygulanmadığını ve işlerine devam etmelerinin istendiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Bu çok yanlış çünkü artık hepimiz biliyoruz ki aşılı insanlar hastalıktan korunuyor; ancak aşı bulaşmayı engellemiyor. Yani aşılı bir insan o evdeki virüs pozitif kişiden virüsü alıp götürüp iş yerinde bulaştırabilir. Biz böyle bir uygulama yaptığımız için insanlar alıp virüsü götürüp iş yerlerine bulaştırıyorlar. Dolayısıyla aşılı, aşısız ayırt etmeden herkesin negatif sonucunu görene, belli bir süre geçene kadar izolasyon tedbiri uygulamak zorundayız. Ne mantıksal ne bilimsel anlamda böyle bir uygulamayı izah etmek mümkün değil. Madem ki kabul ediyoruz, aşılı insanlar da alıp bulaştırabilir virüsü, o zaman ‘aşılı’, ‘aşısız’ diye bir ayrım yapmak son derece yanlış” diye konuştu.

    ‘4’ÜNCÜ DALGA 4 AYDIR DEVAM EDİYOR’

    Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalganın başladığını kaydeden Prof. Dr. Ceyhan, “Biz 3’üncü dalgayı İngiliz ‘Alfa’ varyantıyla 63 binler civarında bir pik noktasıyla yaşadıktan sonra yine aynı şeyi yaptık. Bütün tedbirleri bir anda kaldırdık. Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalga başladı. Şimdi 4 ayı geçti. Hala günlük vaka sayımızı 20 binlerin altına indiremedik. Her gün 200-250 civarında ölüm ortaya çıkıyor. Bu 4’üncü dalga yaklaşık 4 ay 10 gündür devam ediyor. Her gün bu civarda vaka ve ölüm gördüğümüz için sanılanın aksine ‘Delta’ varyantında gördüğümüz 4’üncü dalgada daha önceki 3 dalganın toplamından daha fazla vaka ve daha fazla ölüm gördük. ‘Toplumu belli bir oranda aşıladık, onun için vakalar çok yüksek seyretmiyor’ diye düşünmek yanlış. Aşının çok önemli bir fonksiyonu var. Yüzde 80’in üzerinde insanı eğer aşıyla bağışık hale getirebilirsek bu salgın bitecek; ama yüzde 80’in altında yüzde 50-60 aşılayarak salgına herhangi bir etkide bulunamazsınız çünkü hala toplumda çok ciddi o salgını devam ettirebilecek sayıda insan var” dedi.

    ‘HEDEFTEN UZAKLAŞIYORUZ’

    Prof. Dr. Ceyhan, aşılamanın çok yavaşladığına da vurgu yaparak, “İlk başta 1,5 milyon doz günlük 1’inci doz aşı yaparken, geldiğimiz noktada günde 50-60 bin doz 1’inci doz aşı, 10-20 bin doz 3’üncü doz aşı yapar duruma geldik. Oysa normal 2 doz aşısını yaptığı halde süre geçtiği için bağışıklığını kaybeden insan sayısı bizim aşıladığımızdan daha fazla. Yani biz her gün biraz daha yaklaşmak yerine o hedeften uzaklaşıyoruz. Bunun mutlaka belli tedbirlerle düzeltilmesi lazım. Yeni bir tedbir icat etmeye gerek yok. Avrupa’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde alınan tedbirler belli. Bizim de birincisi aşıya zorlayıcı bazı tedbirler almamız lazım. İkincisi PCR testini aşının alternatifi gibi sunmamamız lazım çünkü en iyi PCR testleri bile yüzde 50-60 civarında duyarlı. Siz ancak yarısını bulabiliyorsunuz. Negatif bile çıksa o insanda virüs taşıma riski devam ediyor. Oysa aşılı olsa en azından virüsü bulaştırabilir; ama kendinin korunacağından emin olursunuz. O yüzden mutlaka o test alternatifini kaldırıp, belli durumlarda aşılı olma şartı aramalıyız” diye konuştu.

  • Mehmet Ceyhan’dan yerli aşı hakkında açıklama

    Mehmet Ceyhan’dan yerli aşı hakkında açıklama

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, acil kullanım onayı başvurusu yapılan yerli Covid-19 aşısı TURKOVAC’ın henüz yeterli sayıda kişiye uygulanmadığını söyledi. Ceyhan, “Böyle bir aşının Faz-3 çalışmasının minimum 30-40 bin vaka üzerinde yapılması gerekir. Oysa bakanlığın açıklamalarından 2 bin vakayı daha yeni bulduğumuzu öğrendik. Henüz bilimsel bir açıklama yok, sonuç açıklanmadı. Sadece beyanlar var, ‘biz etkili gördük’ şeklinde beyanlar. Bunlar bilimsel anlamda yeterli değil” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, TURKOVAC aşısının acil kullanım onayı başvurusuna ilişkin, Türkiye’nin de dünyanın da yeni aşılara ihtiyacı olduğunu söyleyerek, “Türkiye’nin kendi ürettiği aşının elinde olması bir güvencedir, aşı yapılmasını kolaylaştırır, destek olur. ‘Milli aşı olursa yaptıracağım’ diyen, başta sayılarının çok olduğu söylenen; ama geldiğimiz noktada öyle olmadığı görülen bir grup insan var. Belki onların da aşı olmasına yardımcı olabilir. Bu yüzden bu çok önemli bir gelişmedir” dedi.

    ‘HENÜZ BİLİMSEL AÇIKLAMA YOK’

    Prof. Dr. Ceyhan, aşının Faz-3 çalışmasındaki vaka sayısının az olduğuna dikkat çekerek, “Ancak diğer taraftan böyle bir aşının Faz-3 çalışmasının minimum 30- 40 bin vaka üzerinde yapılması gerekir. Oysa bakanlığın açıklamalarından 2 bin vakayı daha yeni bulduğumuzu öğrendik. 2 farklı Faz-3 çalışması yürütülüyor. Biri direkt başlangıçta aşılamada kullanılıyor, diğeri daha önce 2 doz Sinovac yaptıranlara 3’üncü doz TURKOVAC yapılıyor. Bu her ikisinde de bizim anladığımız kadarıyla henüz bilimsel bir açıklama yok, sonuç açıklanmadı, bunun yayın haline getirilip bir yerde yayımlanması lazım. Sadece beyanlar var, ‘biz etkili gördük’ şeklinde beyanlar. Bunlar bilimsel anlamda yeterli değil” diye konuştu.

    ‘BİLİMSEL ANLAMDA PROBLEM OLUR’

    Prof. Dr. Ceyhan, bilim dünyasında güvenirliğin kaybedilmemesi için çok dikkatli olunması gerektiğini belirterek, “Yarın geniş çaplı çalışmalarda söylediğiniz gibi bir etki çıkmazsa o zaman bilimsel anlamda büyük bir problem olur o. Çünkü bilimin uluslararası kuralları vardır. Bu ruhsatlandırmalar, acil kullanım onayları bu kurallar ile yapılır, her ülkede değişmez kurallardır bunlar. Bunu Rusya birkaç defa yapmaya çalıştı, bütün dünya tepki gösterdi, geri adım atmak zorunda kaldılar. Türkiye’de bizim gördüğümüz kadarıyla yeterli sayıda kişiye uygulanmadı aşı. Bu veri ile acil kullanım onayı alıp yaparsanız kanun açısından bir engeli yok; ama bilimsel kurallar açısından bu ciddi sakıncalı bir durumdur. Bilim dünyasında güvenirliğimizi kaybederiz, ürettiğimiz diğer ürünlere bakış da değişebilir. Bu yüzden bu konuda çok dikkatli olmamız lazım” ifadesini kullandı.

  • Yeni tedavide kullanılacak: Etkinliğine dair kesin veri yok

    Yeni tedavide kullanılacak: Etkinliğine dair kesin veri yok

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de Covid-19 hastalığına karşı tedavi rehberine eklenecek ‘Molnupiravir’ ilacının henüz Faz-3 çalışmasının tamamlanmadığını söyledi. Ceyhan, “Firma Faz-3 çalışmasındaki ara sonuçlar ile acil kullanım onayı aldı dolayısıyla ‘Molnupiravir’in henüz ne oranda etkili olduğuna dair kesin veri yok. Ara sonuçlar hep yanıltabilir insanları. Bence bu ilacın etkinliği ile ilgili Faz-3 çalışmasının bütün sonuçlarını beklemek lazım” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından ‘Favipiravir’ ve ‘Molnupiravir’ ilaçlarının kullanımıyla ilgili yeni düzenlemenin rehbere ekleneceğini duyurdu. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ‘Favipiravir’in Japonların 2014 yılında grip için geliştirdiği bir ilaç olduğunu belirterek, “Arka arkaya yapılan geniş çaplı çalışmalarda hiçbir etkisinin olmadığı görüldü. Ama öyle çalışmalar ile etkin olduğuna karar verildi ki örneğin; 40 kişide yapılan çalışmalar ile. En son Türkiye’de çok merkezli çalışma yapıldı görüldü ki ‘Favipiravir’ ne hastaneye yatış sıklığını ne yoğun bakıma yatış sıklığını ne de ölüm oranını değiştiren bir ilaç değil. Dolayısıyla geldiğimiz noktada ‘Favipiravir’ ve kullanılan birçok diğer ilaç da henüz koronavirüse karşı etkinliği gösterilmiş ilaçlar değil. Biz de bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın rehberinde olmasına rağmen salgının başından beri çocuklara hiç kullanmadık. Henüz mevcut kullanılan, kullanımda olan koronavirüse karşı etkili bir virüs öldürücü ilaç yok” diye konuştu.

    ‘İLAÇ ARTIK HERKESE VERİLMEYECEK’

    Prof. Dr. Ceyhan, ‘Favipiravir’in kullanılmasına gerek olmadığını belirterek, “Açıklama şunu gösteriyor; artık herkese bu ilaç verilmeyecek. Ancak doktorun gerekli gördüğü hastalara verilecek. Ama doktorun da neye göre gerek göreceğine dair bir rehber, veri yok. Benim oradan çıkardığım sonuç; isteyen kullanabilir; ama genel anlamda herkese ‘kullanın’ önerisi yok” dedi.

    ‘YİNE ACELE EDİYORUZ’

    Prof. Dr. Ceyhan, ‘Molnupiravir’ ilacının tedavi rehberine eklenmesi kararının da yine acele alınmış bir karar olduğunu savunarak, şunları kaydetti:

    “’Molnupiravir’in henüz Faz-3 çalışması bitmedi. Sadece firma Faz-3 çalışmasındaki ara sonuçlar ile acil kullanım onayı aldı. Daha sonra da hemen arkasından bir başka firmanın daha etkili ilacı duyuruldu. Bunlardan hiçbirinin bilimsel verisi yayımlanmış değil. ‘Molnupiravir’ özellikle hastaneye yatışları yüzde 50 azaltıyor, diye duyuruldu. Halbuki diğer ilaç yüzde 80’in üzerinde bir etkinlik olduğundan bahsetti. Böyle olunca ‘Molnupiravir’in pazarda yer alma şansı azaldı. Aslında bir firmanın bir ilaç geliştirdikten sonra 10 yıllık veri koruma hakkı vardır. Yani verisini kimse ile paylaşmama, dolayısıyla başkaları tarafından üretimini engelleme hakkı vardır. Firma başta kendi açıklama yaptı, ‘Ben ruhsat için başvurmayacağım; ancak ülkeler kendileri bunu kendi imkanları ile üretebileceklerini düşünüyorlarsa onlar için verilerimi vereceğim’ dedi. O arada Hindistan’da 7 ayrı firma üretimine başladı. Bunlardan 2’si Faz-3 çalışması yaptı, çalışmada orta ağırlıktaki vakalara kullandıklarında etkisi olmadığını gördükleri için çalışmayı sonlandırdılar.”

    ‘ARA SONUÇLAR YANILTABİLİR’

    Prof. Dr. Ceyhan, ilacın etkinliğine dair kesin veri olmadığını kaydederek, “Dolayısıyla ‘Molnupiravir’in henüz ne oranda etkili olduğuna dair kesin veri yok. Ara sonuçlar hep yanıltabilir insanları. Burada 2 bin civarında elde edilen sonuç ile varılmış bir sonuç var, bu da açıkçası yanıltabilir insanı. Aynı ‘Favipiravir’de olduğu gibi burada da benzer bir durum ile karşılaşabiliriz. Üretim hakkını firma bütün dünyaya açtı. Anladığınız kadarıyla Türkiye’de de böyle bir başvuru yapılmış. Bence bu ilacın etkinliği ile ilgili verileri özellikle Faz-3 çalışmasının bütün sonuçlarını beklemek lazım. Daha sonra diğer ülkelerde kullanıma girecek, onların sonuçlarını görmek lazım. Şimdiden sanki ‘çaresi bulundu’ diye bir düşünceye kapılmak yanlış olur” diye konuştu.

  • Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’dan ‘5. dalga’ uyarısı

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’dan ‘5. dalga’ uyarısı

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Avrupa ülkelerinde 5. dalganın başladığını belirterek vaka artışının nedenlerini açıkladı. Ceyhan, “Dikkatli olmalıyız, önlemleri artırmazsak aynı durumu biz de yaşarız” ifadelerini kullandı.

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan koronavirüs salgınındaki son durum hakkında sosyal medya hesabından değerlendirmede bulundu.

    ‘Avrupa’da 4. dalga bitmeden 5. dalga başladı” diyen Ceyhan,” Aslında hala 1. dalgadayız ama 2,3,4. dalga halk arasında kabul gördüğü için, artık öyle isimlendiriyorum. Daha önce dalgalar arasında günlük vaka sayıları bir süre düz çiziyordu’ ifadelerini kullandı.

    Ceyhan şu ifadeleri kullandı:

    * Aslında hala 1. dalgadayız ama 2,3,4. dalga halk arasında kabul gördüğü için, artık öyle isimlendiriyorum.

    * Daha önce dalgalar arasında günlük vaka sayıları bir süre düz çiziyordu.

    * Türkiye’de 1.-2. dalga arası günlük 1.000, 2.-3. dalga arası 5.000, 3.-4. dalga arası 10.000 vaka gözlendi.

    * Bu kez Avrupa’da çok sayıda ülkede 4. dalga bitmeden, 5. dalga başladı.

    * Bunun nedenleri: Önlemlerin ve kısıtlamaların yetersizliği,

    * İş yerlerinde, toplu taşımada ve toplanmalarda (düğünler, kapalı alanlarda toplantılar, spor karşılaşmaları, kongreler, okullar) artan kalabalıklar,

    * Etkenin özelliği: Delta varyantının bulaşma özelliği

    *Aşı ile % 80 toplumsal korunma hedefinden giderek uzaklaşmamız,

    *Aşılama % 80 orana ulaşmadıkça, aşılanma arttığında doğru orantılı olarak vaka sayısının da azalacağı yanılgısı.

    * Dikkatli olmalıyız, önlemleri artırmazsak aynı durumu biz de yaşarız. Vaka artan ülkelerde günlük ölü sayıları da artıyor… Uyarısında bulundu.

    https://twitter.com/mehmetceyhan23/status/1457472955051556869

    https://twitter.com/mehmetceyhan23/status/1457472959313063936