Etiket: mektup

  • Türkiye, Romanya ve Bulgaristan arasında askeri faaliyetleri kapsayan Niyet Mektubu imzalandı

    Türkiye, Romanya ve Bulgaristan arasında askeri faaliyetleri kapsayan Niyet Mektubu imzalandı

    NATO Savunma Bakanları Toplantısı için Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, temaslarına devam ediyor. Türkiye’nin NATO Daimi Temsilciliğinde düzenlenen törenle Bakan Güler, Romanya Savunma Bakanı Angel Tilvar ve Bulgaristan Savunma Bakanı Atanas Zapryanov, Türkiye, Romanya ve Bulgaristan arasında askeri faaliyetleri kapsayan Niyet Mektubu’nu imzaladı.

  • Mektup arkadaşları bir araya geldi

    Mektup arkadaşları bir araya geldi

    Bahçeşehir Gençlik Merkezi, mektup arkadaşlığı adını verdiği projeyi geçtiğimiz aylarda hayata geçirmişti. Hafız Hasan Şen ve Hürriyet Ortaokulu öğrencilerini kaynaştırmak için gerçekleştirilen mektup arkadaşlığı etkinliğinde öğrenciler birbirlerine dönem boyunca mektup yazmıştı.

    Mektup arkadaşları bir araya geldi

    Bahçeşehir Gençlik Merkezi birbirlerine mektup yollayarak mektup arkadaşlığı yapan ortaokul öğrencilerini buluşturdu. Öğrencilerin birbirleri ile tanıştığı etkinlikte çocuklar okçuluk, karaoke, havalı tabanca atışı yaparak eğlenceli dakikalar yaşadı.

  • Esmanur’un mektubu cevapsız kalmadı

    Esmanur’un mektubu cevapsız kalmadı

    Aziziye İlçesi Eskipolat İlkokulu 1/A Sınıfı öğrencisi Esmanur Çavdar, ilk mektubunu Aziziye İlçe Emniyet Müdürlüğü personellerine yazdı.

    İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli personel ise Eskipolat İlkokulunu ziyaret ederek Esmanur’un mektubuna karşı mektup ve beraberindeki 13 öğrenciye hediyeler takdim ettiler.

  • İlk mektuplarını asker abilerine yazdılar

    İlk mektuplarını asker abilerine yazdılar

    Erzurum’da Kültür İlkokulu 1. Sınıf öğrencileri ödev olarak kendilerine verilen ilk mektuplarını Mehmetçiğe yazdı. Minik yüreklerin duygu yüklü mektuplarına Mehmetçik hem bir mektupla cevap verdi hem de onları okullarında ziyaret etti.

    Askerlerin okul ziyaretleri duygu dolu anlara sahne olurken aynı zamanda gururlandırdı. Mehmetçik minik yüreklerin bu örnek davranışına cevap olarak bu kadarla da yetinmedi ve onları 9. Kolordu Komutanlığı’nın karargahında da misafir etti. 9. Kolordu Komutanı Tümgeneral Tevfik Algan, Kültür İlkokulu 1. Sınıf öğrencilerini kabul etti ve örnek davranışları için hepsini tek tek tebrik etti.

    Tugay Komutanı Yardımcısı Piyade Albay M. Kelami Kablay, öğrencilerin mektuplarına verdiği cevapta duygu dolu ifadeleri kullanırken, “Sevgili Kültür Kurumu İlkokulu 1-A Sınıfı öğrencileri, minik elleriniz ve kocaman yüreklerinizle yollamış olduğunuz içten sıcak ve samimi mektuplarınızı duygulanarak okuduk. Bu duyarlı davranışınızı ve yazmış olduğunuz mektuplardaki sevgi, saygı, cesaret ve güven verici ifadeleriniz bizleri onurlandırmıştır. Sayenizde bir kez daha yalnız olmadığımızı, güzel vatanımızın her zaman olduğu gibi yediden yetmişe kenetlenerek bir bütün olduğunu hatırladık. Sizlerin bu en temiz duygularla yazmış olduğunuz mektuplara her zaman layık olmaya çalışacağız. Bizler bu coğrafyada görevimizi en iyi şekilde yapıyoruz, içiniz rahat olsun. Geleceğimizin teminatı olan siz çocuklarımızın da gelecekte hangi mesleği yapıyorsanız yapın başarılı olacağınıza, Atatürk ilke ve devrimlerinden ayrılmayacağınıza, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ve geçmek için bütün zorlukları yeneceğinize ve ülkemizi daha güzel yarınlara taşıyacağınıza olan inancımız tamdır. Cumhuriyetimizin kurucusu ebedi Başkomutan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk de sizler için “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak dan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” diyerek bir milletin ilerlemesindeki temel taşın siz çocuklar olduğunu belirtmiştir. En derin sevgi ve saygılarımı sunarak adeta bir gökkuşağı gibi geleceği renklendirecek olan siz değerli öğrencilerimizin gözlerinden öper, yazmış olduğunuz tüm temenni ve dualarınız için sizlere ve bu güzel mektupların yazılmasına vesile olan ve gelecek nesillerimizi yetiştiren çok kıymetli öğretmenlerimize 25’inci Hudut Tugay Komutanlığı Artvin Komutan Yardımcılığı personeli ve tüm Mehmetçiklerimiz adına teşekkür bir borç bilirim.”

     

  • Murat Kurum’dan gençlere mektup

    Murat Kurum’dan gençlere mektup

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, gençlere dijital mektup gönderdi.

    “Deprem algı dinlemez”

    Mektubunda İstanbul’da beklenen depreme dikkat çeken Kurum, “Kabul etmek gerekir ki İstanbul, depremi bekliyor. Bölgedeki en ufak sarsıntı bile yüreklerimizi ağzımıza getiriyor. Hissettiğiniz son depremde, o birkaç saniyede, içinizde uyanan duygu neydi? O an zihninizde size dayatılan algılar mı vardı, yoksa hayatta kalma isteği mi? Tabi ki hayatta kalma isteği. Çünkü deprem algı dinlemez” dedi.

    “Deprem kapıyı çalmadan harekete geçeceğiz”

    Bugüne kadar aldığı görevlerde, ülkenin dört bir yanında vatandaşların sorunlarına çözümler ürettiğini dile getiren Kurum, “Deprem, yangın ve sel gibi Türkiye’nin gördüğü en büyük afetlerde vatandaşımızın yaralarını sarmak için ekibimle birlikte mücadele ettim. Şimdi sıra İstanbul’un hayati sorunlarının üstesinden gelmekte. Sizleri bekleyen geleceği güvenle inşa etmek ve İstanbul’da endişesiz bir yaşam sürmeniz için çok çalıştım. Birçok proje geliştirdim. Bilim insanlarının işaret ettiği o kaçınılmaz gün gelmeden yani deprem kapıyı çalmadan harekete geçeceğiz. 1 Nisan’dan itibaren yapacağımız işler sayesinde depreme hazır bir İstanbul’da, evinizin huzuru ve odanızın sıcaklığı sizi sarmaya devam edecek. İşte size sözüm budur” ifadelerini kullandı.

    “Deprem kapıyı çalmadan, her şey altüst olmadan İstanbul kazanacak”

    İstanbul’u en hızlı şekilde depreme hazırlamak amacıyla yola çıktığının altını çizen Kurum, “Açık ve net konuşacağım. Deprem geldiğinde sizce kimin algı yönetimi ya da şov yaptığının, kimin rakibine sataştığının bir önemi olacak mı? Elbette hayır. İşim ne oyun oynamak ne de rol yapmaktır. İşim; İstanbul’u olabildiğince en erken vakitte depreme hazır hale getirmektir. İşim; muhtemel depremdeki can kayıplarını engelleyici tedbirleri şimdiden almaktır. Çünkü İstanbul için deprem, algı değil gerçek ve ne yazık ki gelecektir. Sadece İstanbul için tüm yaşam alanları güvenli olana dek çalışacağım. Önünüzde inşallah uzun bir ömür var. Tüm gayretim; o depremden sonra evinizde, ailenizle birlikte hayatınıza sapasağlam devam etmeniz için olacaktır. Bunun tek yolu, vakit kaybetmeden harekete geçmektir. Söz veriyorum! Bu seçimi İstanbul kazanacak, siz kazanacaksınız! Çünkü aslolan hayattır. 31 Mart, senin için sağlam ve dirençli bir İstanbul’da yaşamak adına tarihi bir fırsat. Deprem kapıyı çalmadan, her şey altüst olmadan İstanbul kazanacak” dedi.

  • Çocuklarını öldürüp arkalarından mektup yazmış

    Çocuklarını öldürüp arkalarından mektup yazmış

    Dehşete düşüren olay, 23 Mart 2023 tarihinde Körfez ilçesinde meydana geldi. Gece saatlerinde bir vatandaşın sokakta şüpheli şekilde gezdiğini gören polis ekipleri 45 yaşındaki Murat R.’yi durdurdu. Şahıstan şüphelenen ekipler hemen evi kontrol etti. Murat R.’nin annesinin evinde yapılan incelemede Beril Yağmur (13) ve Yunus Emre R.(10) isimli kardeşler ölü bulundu. Murat R. gözaltına alınırken, çocuklar ise morga kaldırıldı. Yapılan otopside çocukların boğularak öldürüldüğü tespit edildi. Gözaltına alınan Murat R. ruh ve sinir hastalıklarına sevk edildi. Burada 5 ay kalan zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    “Eşimin bana davranışları ve hakaretlerinden dolayı psikolojim bozuldu”
    Olayla ilgili duruşma Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı. Duruşma salonunda taraf avukatları hazır bulunurken tutuklu sanık Murat R. ile müşteki anne Merdiye R. SEGBİS ile davaya katıldı. Mahkeme başkanının başka çocukların var mı? sorusuna sanık Murat R., “Yok diyorlar. Hatırlamadığım şeyden dolayı cezaevindeyim. Eşimle 14 yıldır evliyim. Evliliğimizden beri eşim bana kötü davranıyor. Eşimin bana davranışları ve hakaretlerinden dolayı psikolojim bozuldu. Erkekliğime adamlığıma laflar söylüyordu. Evi geçindirmeye çalışmama rağmen hakaretlerine devam etti” diye konuştu.

    “Cezaevinde kuru ekmek yiyorum ama huzurum yerinde”
    Eşiyle geçinemediklerini belirten tutuklu sanık Murat R., “Eşim, birkaç kez evlilik yaptığından dolayı anneme, ‘Namussuz kadın’, bana da ‘Namussuzun çocuğu’ diyordu. Ev almak için uğraşıyordum ancak dolandırıldım. O süreçte eşimi memleketine gönderdim bir süre uzak kalırsak sorunlarımız düzelir diye düşündüm ama düzelmedi. Eşimin hakaret ve isteklerinden yoruldum ve boşanmak istedim. Çocuklarım için elimden geleni yaptım. Eşim bana, ‘Çocukları sana göstermeyeceğim’ diyordu. Mahkeme kararı olacağı için bu sözleri umursamıyordum. Cezaevinde kuru ekmek yiyorum ama huzurum yerinde. Evlilikte hiç huzur bulamadım” şeklinde konuştu.

    “Çocuklarımı öldürdüğümü hatırlamıyorum”
    Eşinin çocuklarını kendisine karşı da doldurduğunu belirten Murat R., “Eşim çocuklarımıza, ‘Bu sizin babanız değil’ diyordu. Bir süre sonra çocuklar da birkaç kez öyle demeye başladı. Olay günü çocuklara ayakkabı almak için evden çıktım. Çocuklar evde uyuyordu, daha sonra çay bahçesine gittiğimi ve polisin yanlarına oturduğumu hatırlıyorum. Polislerle konuştuğumu, annemin evine gittiğimizi, sonra cezaevine geldiğimi hatırlıyorum. 5 ay ruh ve sinir hastalıklarında kaldım, sonra cezaevine geldim. Çocuklarımı öldürdüğümü hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı.

    Çocukları öldürdükten sonra not yazmış
    Çocukları öldürdükten sonra sanığın yazdığı not da mahkeme salonunda okundu, “Melek evlatlarım benim. Bu dünyada sizden başka kimsem yok. Ben hem annesiz hem de babasız büyüdüm. Sizi asla kimselere mahcup ettirmem. Sizler meleksiniz. Artık sizi bu kötü dünyanın insanlarına emanet etmeyeceğim. Ben sizi almadan yaşamam. Sizlere babasızlığın acı gününü yaşatmam asla. Dolandırıldım, annenizle aramızda maddi olarak hep kavga vardı. Sizlerden ayrılmak benim için ölüm gibi geliyor. Sizler benim içimde birer melek olarak yaşayacaksınız. Sizi seven babanız. Sizleri çok seviyorum, onun için sizleri Allah’a emanet ediyorum, varsın ben yanayım” notu dikkat çekti. Mahkeme başkanının notu hatırlayıp hatırlamadığını sorduğunda sanık, “Çocukları uyuttuktan sonra bir şeyler yazmışımdır ama ne yazdığımı hatırlamıyorum” dedi.

    “Murat, ‘Çocukları uyuttum’ diyor, çocukları boğarak mı uyutmuş?”
    Olaya ilişkin dinlenen sanığın eşi Merdiye R., “Ben ne kendisine ne de annesine hakaret etmedim. Murat sürekli bana hakaret ediyordu. Asıl ben dayanamadığım için kendisinden boşanmak istedim. 14 yıldır bir gün bile oturup benimle sohbet etmedi. Bana, ‘Köyden geldin, mağaradan geldin, Suriye’den geldin, çingenesin’ deyip hakaretler diyordu. Olay günü Murat çocuğu berbere götüreceğini ve alışveriş yapacağını söyledi. Çocuğu gelip aldı gitti. Kızımı ise kurs çıkışı alıp götürmüş. Çocukları boğarak öldürmüş. ‘Çocukları uyuttum’ diyor, çocukları boğarak mı uyutmuş? Sanık annesine çocukların fotoğrafını çekip atmış, annesi bana haber vermedi. Haber verseydi belki yetiştirdim, çocuklarımı kurtarırdım, şikayetçiyim” diye konuştu.

    “Gelinimden çocukların boğulduğunu öğrendim”
    Tanık olarak dinlenen sanığın annesi Yurda B., “Olay anında Antalya’daydım. Görgüye dayalı herhangi bilgim yoktur. Olayı gece saatlerinde telefonla öğrendim. Saat 00.00-01.00 gibi beni gelinim aradı, Murat’ın nerede olduğunu, evinin anahtarını ona verip vermediğim sordu. Anahtarı Antalya’ya gelmeden Murat’a verdiğimi söyledim. Zaman zaman anahtarımı gelinime ve oğluma verirdim. Saat 02.00 gibi polisler beni aradı ve oğlumu sahilde dengesiz hareketlerde bulunduğunu, madde kullanıp kullanmadığını sordu, ben de kullanmadığını söyledim. Evime girmek için izin istediler ben de izin verdim. Daha sonra gelinimden çocukların boğulduğunu öğrendim” diyerek gözyaşı döktü.

    Cezai ehliyeti olup olmadığı tespit edilecek
    Mahkeme heyeti, sanığın cezai ehliyetinin olup olmadığının tespiti için ATK’ya gönderilmesine, tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.

  • Bakan Tekin’den öğretmenlere mektup

    Bakan Tekin’den öğretmenlere mektup

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kaleme aldığı mektupta toplumun kalkınması için çaba sarf eden eğitim ailesinin emektarları öğretmenlere ve emekli öğretmenlere şükranlarını dile getirdi.

    Mektubunu tüm öğretmenlere kısa mesaj yoluyla gönderen Bakan Tekin, mesleğinde ilk üç yılını dolduran öğretmenlere, “Şimdiden pek çok öğrencinin hayatına dokundunuz. Sizinle aynı yolda yürümekten kıvanç duyuyorum” dedi.

    Bakan Tekin, 4 yıldan fazla süredir öğretmenlik yapan, mezunlar veren meslektaşlarına ise, “Ektiğiniz bilgi tohumları bugün ışığınızla serpildi, fidan oldu. Mezun ettiğiniz öğrencilerin gururunu, yeni başlangıçların umudunu yüreğinizde taşıdığınızı biliyorum” diye seslendi. Bakan Tekin, “Kıymetli Öğretmenim” diyerek başladığı sözlerine, “Meslek hayatınız boyunca dokunduğunuz hayatlara bahşettiğiniz ilhamın ışıltısı, cumhuriyetimizin 100. yılından gelecek yüzyıllara dolacak ve çoğalarak aksetmeye devam edecektir. Şahsım ve ülkem size minnettardır” diyerek devam etti.

    Tekin, emekli öğretmenlere ise, “Siz, bir toplumun eğitimi, kalkınması için sabırla, anlayışla, özveriyle, vefayla, kendi ruhunuzun ağırlığını zaman zaman hiçe sayarak bir ömür hasrettiniz. Ne yapsak emeklerinizi ödeyemeyiz” dedi.

  • 21 yıl önce yazılan mektup sahibine ulaştı

    21 yıl önce yazılan mektup sahibine ulaştı

    Mektup 21 yıl sonra, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Selman Usca’ya teslim edildi. 2002 yılında PTT’nin düzenlemiş olduğu ‘Cumhuriyetimizin 100. yılına özel mektup’ kampanyasına katılan Raziye Usca’nın mektubu 21 yıl sonra eşi Selman Usca’ya ulaştı.
    Mektubu aldığında çok heyecanlanan ve duygulandığını dile getiren şu an Silifke’de gözlükçülük mesleğini icra eden Selman Usca, böyle bir mektubun yazıldığından haberi olmadığını belirtti.

    Selman Usca, PTT tarafından arandığını, kendisine ait 21 yıl önceden gönderilen bir mektup olduğunu söylediklerinde çok şaşırdığını ve kendisi için sürpriz olduğunu ifade etti.

    Şu anda mektubu yazan Raziye Usca’yla evli ve 3 çocuğu olduğunu belirten Selman Usca, Cumhuriyet’in 100. yılının kutlandığı bu günlerde PTT’nin 100. yıla özel yapmış olduğu bu kampanyada mektubu 21 yıl saklayan PTT’ye ve eşi Raziye Usca’ya teşekkür ettiğini belirtti.

    Selman Usca, “Eşimin böyle bir mektup yazdığını bilmiyordum. Duygulandım, çok mutlu oldum. Eşimle iyi günde, kötü günde, acıda, kederde hep beraber birlikteyiz. Bu mektubu ömrümün gittiği yere kadar saklarım. Hep beraberdik, hep beraber olacağız” dedi.

    Raziye Usca ise, “Bu coğrafyada büyüyen herkes için sevgi, değerlerimiz ve aile olmak çok önemli. Bu mektup sevgi ve değerle yazıldı. Eşimle ve çocuklarımızla bir ömür boyu güzel günler görürüz inşallah” diye konuştu.

  • Eskişehirli çocuktan Gazze’ye mektup

    Eskişehirli çocuktan Gazze’ye mektup

    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları yaklaşık bir aydır devam ediyor. Yoğun ateş altında olan bölgede binlerce kişi hayatına kaybettiği, 19 bini aşkın da yaralı olduğu belirtiliyor. Türkiye’den de zor durumda olan savaş bölgesine hem maddi hem manevi destekler sürerken, Eskişehir’de yaşayan 5 yaşındaki Muhammed Ensar isimli bir çocuk, Gazze’de saldırı altında olan Müslüman kardeşlerinin zor durumuna kayıtsız kalmadı. Muhammed Ensar, Gazze’de abluka altında olan insanlara destek olmak amacıyla bir mektup yazdı.

    “Emin olabilirsiniz ki, biz hep tek yüreğiz ve ümmetiz”

    Henüz okuma yazma bilmeyen Muhammed Ensar’ın annesine yazdırdığı mektupta şu ifadeler yer aldı:

    “Bismillahirrahmanirrahim. Selamün Aleyküm canım kardeşlerim; ben Muhammed Ensar, 5 yaşındayım ve Türkiye’de yaşıyorum, henüz okuma yazma bilmediğim için bu mektubu anneme yazdırıyorum. Günlerdir zulüm altına olduğunuzu biliyorum ve sizin için her gece annemle birlikte dualar ediyoruz Allah’a. Sizi çok seviyorum çünkü siz çok kıymetlisiniz ve her zaman sizin yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim. Siz benim canım Müslüman kardeşlerimsiniz ve biz burada zalim İsrail’in zulmüne karşı çıkıyoruz. Belki onları durduracak gücüm yok ama onların ürünlerini, mallarını almıyoruz ve zalimin karşısında duruyoruz. Emin olabilirsiniz ki, biz hep tek yüreğiz ve ümmetiz. Selam ve dua ile.”

    Muhammed Ensar’ın duygulandıran mektupta el ele kalpten tutan iki insan resmi ile Türkiye ve Filistin bayrakları resmettiği de görüldü.

  • Cumhuriyet’in 100. yılına mektup

    Cumhuriyet’in 100. yılına mektup

    PTT, 21 yıl önce ‘2023’e Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılına Mektup’ isimli bir kampanya başlatmıştı. Kampanya çerçevesinde vatandaşlar o yıllarda yazdıkları mektuplarını 2023 yılında teslim edilmek üzere PTT’ye emanet etmişti. Kütahya’da 8 Mayıs 2002 günü oğlu Yasin Yılmaz’a yazdığı mektubu teslim alan Kütahya İl Genel Meclisi eski Başkanı Musa Yılmaz, duygusal anlar yaşadı. Yılmaz’ın 21 yıl önceki öngörülerinin hemen hemen hepsinin neticelendiği görüldü.

    Yılmaz’ın mektubunda, “Koalisyon hükümetinin kötü yönetimi, yıllık enflasyonunun yüzde 75’ler seviyesinde olması, başörtüsü zulmü, daha özgür, müreffeh, demokratik Türkiye temennisi” o dönemin problemleri ve çözüm önerileri gözler önüne serdi.

    Öngörülerinin gerçekleşmiş olmasından mutluluk duyduğunu kaydeden Yılmaz, “Mektup benim içinde sürpriz oldu, hatta belli bir süre unutmuştuk. En son ulaştırma bakanımız onu gündeme getirince bizde hatırladık bu mektubu. Adres güncellemesi yaptık. Tabii ki 2023’e yazıyoruz, sene 2002. Hayat bu belli olmaz diye. Hayatta oluruz olmayız diye. En kolay ulaşabileceği baba ocağının adresini vermiştik ama bugün çok şükür hayattayız ve kendi adresimize PTT’miz getirdi. Mektupta 2002 yılını çok özet olarak anlatmışım, çok detaylı, hem özet hem detay vererek konu başlıklarını arkalı önlü 2 sayfalık bir mektup, ailevi konulara değinmişim, çocuklardan beklentilerimi yazmışım. Çok mutlu oldum bugün, o gün öngördüğüm şeyler üzerinde çocuklarımın varmış olduğu noktayı bir de memleketin genel durumu, o gün başörtüsü sorununa değinmişim, İnşallah önümüzdeki yılların, Türkiye’nin daha özgür ve bu tip tartışmaları aşacak bir ülke olmasını dinlemişim, onu da gördük. O günkü kriz ortamındaki ekonomik durumu özetlemişim çok kötü olduğumuzu ve seçimlerden, 2002 seçimlerinden, 3 Kasım seçimlerinden 6 ay önce yazdığım bir mektup ve İnşallah bugünkü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidara geleceğini öngörmüşüm ve onun gelmesiyle birlikte tabi bir takım da sıkıntılar, ceza vs. o günkü şartlarda var, engellenmeye çalışıldığına değinmişim. Amerika’nın dünyanın tek sahibi olduğunu ve gerçekten dünyaya zulmettiğine değinmişim. Bu mektupta, kısacası 2002 yılı ortamında baktığım her konuda tespit ettiğim ve çocuklarımıza hedef gösterdiğim ülkemiz için temenni ettiğim şeylerin hepsinin gerçekleşmiş olmasından çok mutluyum. Mektup bizim için de önemli. 8 Mayıs 2002 Çarşamba günü saat 10.00’da yazmışım. Devletimiz o zaman PTT Genel Müdürlüğü bir kampanya yapmıştı. Cumhuriyetin 100. yılına diye, ona katılmışım. Benim yazı alışkanlığım var. Bu benim için kıymetli bir ödül oldu bugün. Bu mektubu çocuklarımdan birinin adresine, ismine yazmışım, Yasin Yılmaz ismine. O günlerde Anadolu Öğretmen Lisesinde okuyordu. Ona bir hedef koymuşum. Tabii kırsal kesimden geldiğimiz için bir tıp doktoru olmasını çok arzuluyorduk çünkü kendisi çok başarılıydı ve bu alanda da kendisini geliştirmesini çok arzu etmiştik. O da bir anlamda gerçekleşti. İyi bir dereceyle okulundan mezun oldu. Güzel bir dereceyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. Sonrasında ihtisaslar yaptı, yan dal uzmanlıkları yaptı ve şu anda da kendi alanıyla ilgili Amerika’da çalışmalar yürütüyor, eşiyle birlikte. O da ülkemiz adına gelecekte çok faydalı projeleri gerçekleştireceğine inanıyorum. Bundan da çok memnun oldum. Bu mektubu biraz sonra çocuklarıma, tabi sayfa olarak atacağım, whatsapp üzerinden. Onlarda heyecanlanacak ve o günkü düşüncelerimi görmüş olacaklar” diye konuştu.