Etiket: meme kanseri

  • Meme kanserinde ‘Erken teşhis’ vurgusu

    Meme kanserinde ‘Erken teşhis’ vurgusu

    Her yıl Ekim ayında düzenlenen ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ çerçevesinde, kadınların meme kanserine karşı alabilecekleri tedbirler ve bireysel muayeneler ön plana çıkarılıyor. Erken teşhisin ardından müdahale edildiği takdirde meme kanserinin korkulacak bir hastalık olmadığını vurgulayan Eskişehir Özel Anadolu Hastanesi Genel Cerrahı Op. Dr. Hüseyin Pala, kadınlara önemli uyarılarda bulundu. Yaptığı ameliyatların ardından sağlığına kavuşan hastalarıyla bir araya gelerek meme kanserine karşı bilinçlendirmeyle ilgili konuşan Op. Dr. Pala, “Meme kanseri farkındalığının kadınlarda oluşabilmesi için bu ay özelikle çok önemli. Kadınların yapacağı elle muayenede herhangi şüpheli bir şey görülürse mutlaka bize gelmesi gerekiyor” dedi.

    “Kadınlar banyodan sonra kendilerini elle muayene etmeliler”

    Meme kanserine karşı ilk teşhisin ve erken tedavinin hayat kurtardığını, bundan dolayı da kadınların evde kendilerini muayene etmeleri gerektiğini belirten Eskişehir Özel Anadolu Hastanesi Genel Cerrahı Op. Dr. Hüseyin Pala, “Meme kanseri farkındalığının kadınlarda oluşabilmesi için bu ay özelikle çok önemli. Bu anlamda kadınlarımızı her zaman olduğu gibi kontrollere gelmelerini zaten söylüyoruz. Ancak kadınların tek başına yapabileceği şeyler var. Bunlardan ilki her adet döneminde, eğer adet görüyorsa her ayın belli bir zamanında banyodan sonra kendini muayene etmesi. Bu muayenede herhangi şüpheli bir şey görürse mutlaka bize gelmesi gerekiyor. Ancak normal şartlarda biz genelde 6 ay duruma göre 1 yıllık kontrollerle mamografi meme ultrasonu yaparak takip ediyoruz hastalarımızı. Herhangi bir lezyon saptandığında bu lezyonun önemli olup olmadığı konusunda hastayı bilgilendiriyoruz. Belli kontrollere geldiğinde eğer büyüme varsa bu kütleleri alarak erken teşhisle hastanın hayatı kurtulmakta. Dolayısıyla günümüzde çok ilerlemiş meme kanserlerini nadir görüyoruz Allah’tan. O kadar ilerleyen güzel tetkik yöntemlerimiz var” dedi.

    “Korkup gelmeyen hastalarda ilerleyen bir senaryo ile karşılaşıyoruz”

    Erken teşhis ile hastalığın kolayca tedavi edilebildiğini fakat geç kalınmış kitlelerin kötü sonuçlar oluşturabildiğini söyleyen Op. Dr. Pala, “Erken teşhis kesinlikle hayat kurtarır. Bu slogan kesinlikle vazgeçilmez gayet güzel bir slogan. Bize gelen bayanlardan tek isteğimiz takip edilmesi gereken bir lezyon olmasa dahi rehavete kapılmayıp hayatları boyunca en az iki yılda bir menopozdan sonra, normal zamanlarda adet dönemindeyse eğer yılda bir kez kontrole gelmelerini istiyoruz. Birinci derece akrabalarında meme kanseri hikayesi varsa bu hastamızın mutlaka yılda bir kez hastaneye gelmesi gerekiyor. Eğer bir lezyon saptanırsa korkmasınlar, çok kolay artık. Kimse artık meme kanserinde erken teşhisi koyduğumuzda rahmetli olmuyor, hayatına devam ediyor, çocuklarını torunlarını seviyor. Bizim çok sayıda hastamız var. Hayatına kaldığı yerden devam etmiş, bir sorun yaşamayan kişiler hep erkenden teşhis koyulmuş kişilerdir. Ancak ilerleyen zaman içerisinde korkup gelmeyen hastalarımızda hep gördüğümüz tablo maalesef ilerliyor. İlerlediğinde maalesef başka yerlere dağıldığında çözümünün imkansız hale geldiği oluyor. Bunları daha azaltmanın tek yolu hastalarımızın takibi bırakmaması, normal rutin meme kontrolüyle gelmesi” ifadelerini kullandı.

    “Kanserden korkmasınlar, kanser değil biz güçlüyüz’’

    Memesindeki kitleyi kendi yaptığı küçük çaplı muayenede fark eden ve Op. Dr. Hüseyin Pala tarafından yapılan operasyonun ardından gördüğü tedaviyle 9 yıl önce meme kanserini atlatan Sabriye Özkan, hastalığa karşı verdiği savaşı bileğindeki pembe bileklik ile herkese gösteriyor. Meme kanserindeki farkındalığın artırılması ve erken teşhisin önemini her fırsatta dile getiren Özkan, “Benim ablam meme kanseriydi. Zaten kontroldeydim ben. Elime gelen bir kitle sonucunda doktorum Hüseyin Bey’in bana önerisiyle alıp önümüzü görelim dediler o kitleyi. Aldıktan sonra kanser olduğumu öğrendim. Tedavi süreci başladı böylelikle. İlk duyduğum zamanda biraz bocaladım tabii ki ama doktorumun, eşimin, ablalarımın desteğiyle yendim çok şükür. Erken teşhis çok önemli. Benim bayanlardan tek isteğim, elle olan muayenelerini aksatmasınlar. Rutin tetkiklerini yaptırsınlar. Ben tek kitleyken ikinci evrede yakalandım. Kontrollerim devam ediyordu. Önereceğim bu. Kanserden korkmasınlar, kanser değil biz güçlüyüz” dedi.

    “Ameliyata gülerek girdim, doktoruma güvendim”

    Elle muayenede fark ettiği meme kitlesini geçirdiği operasyonla aldıran ve sağlığına kavuşan Rukiye Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
    “Ben şimdi çok iyiyim. İlk olarak evde elle muayenede fark ettim. Sürekli banyodan sonra kontrol ediyordum. Elle muayenede fark ettikten sonra doktora gittim, teşhisim kondu. Sonra Hüseyin Bey ile buluştuk. Tedavim oldu, ameliyatım oldu. Korkmasınlar. Şahsen ben korkmadım. İlk evresiydi benim ki. Ameliyata gülerek girdim. Doktoruma güvendim. Onlar da güvensinler. Bu hastalığı yenerler.”

  • 8 kadından 1’i meme kanseri adayı

    8 kadından 1’i meme kanseri adayı

    Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Neslihan Özyurt, meme kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Meme kanserinde görülebilecek belirtilere değinen Uzm. Dr. Neslihan Özyurt, “Meme kanseri belirtileri meme başından kanlı veya şeffaf akıntı, memede veya koltuk altında ağrılı ya da ağrısız ele gelen kitle olarak karşımıza çıkmaktadır. Meme başının içeri doğru çekilmesi, çökmesi veya şekil bozukluğu, meme başı derisinde soyulma, kabuklaşma, meme cildinde yara, kızarıklık veya portakal kabuğu görünümü benzeri ödem, şişlik ve büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri olması da görülen diğer belirtiler arasındadır. Bu gibi bulgular ortaya çıktığında en kısa sürede doktora başvurulmalıdır” diye konuştu.

    “Hareketsiz yaşam meme kanseri riskini artırıyor”

    Uzm. Dr. Özyurt, meme kanserinin risk faktörleri ile ilgili şunları söyledi:
    “Meme kanseri risk faktörleri yaş, ırk, sigara ve alkol kullanımı, kırmızı et ve doymuş yağlardan fazla beslenme, hareketsiz yaşam, uzun süre adet görmek (12 yaşından önce başlaması, 55 yaşından sonrasında da sürmesi), hiç doğum yapmamış olmak veya ilk çocuğunu 30 yaşından sonra doğurmaktır. Bilinenin aksine, meme kanseri tanısı almış vakaların sadece yüzde 10’u kalıtsaldır. Birinci derece akrabasında meme kanseri olan kişide risk iki kat artar. Birinci derece 2 akrabasında olması riski 3’e katlar. Kesin olmamakla birlikte, babasında veya erkek kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda da meme kanseri riski artmaktadır.”

    “Tarama testleri ile erken evrede yakalanabilir”

    Kanseri erken evrede yakalamak için tarama testleri yapıldığını söyleyen Uzm. Dr. Özyurt, bu tarama testlerinin amacının, henüz belirtiler ortaya çıkmadan kanseri teşhis etmek olduğunu söyledi. Belirtiler ortaya çıktığında hastalığın çoğu zaman ileri evrede olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Özyurt, “Erken evrelerde tespit edilirse, hastaların yüzde 90’ından fazlası normal yaşamını sürdürmektedir. Bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla ekim ayı ‘Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı’ olarak belirlenmiştir. Ekim ayında hastalığın farkındalığının artması amacıyla eğitim faaliyetleri yürütülmekte, insanların tarama programlarına ilgi göstermesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde 40-69 yaş arasındaki kadınlara, iki yılda bir mamografi ve 40 yaşından itibaren yılda bir kez de doktora meme muayenesi için başvuruyla tarama önerilmektedir. Eğer birinci derece yakınlarında meme kanseri tanısı alan kişi varsa, bu muayeneler kanser tanısı alan akrabanın tanı aldığı yaştan 5 yıl öncesinden başlamalıdır” ifadelerine yer verdi.

    Erken teşhisin diğer yolları

    Erken tanı için başvurabilecek diğer seçenekleri anlatan Uzm. Dr. Özyurt, “Meme ultrasonografisi, gerekli durumlarda meme MR’ı ve kan testleri gibi testleridir. Memede kitle saptandıktan sonra buraya yapılan biyopsinin patolojik incelemesiyle tanı konulur. Sistemik görüntüleme yöntemleri ile hastalık evrelendikten sonra tedavi kararı verilir. Meme kanserinin tedavisinde cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, hormonal tedaviler, immünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler hastanın sahip olduğu evreye göre uygulanır” diye konuştu.

    Meme kanserinden korunmak için tavsiyeler

    Meme kanserinden korunmak için önerilerde bulunan Medical Park Ordu Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Neslihan Özyurt, “Sigarayı bırakmak başta olmak üzere, kilo kontrolü, dengeli ve sağlıklı beslenme oldukça önemlidir. Sigara ve alkolden kaçınılması, haftada en az 1,5 – 2,5 saatlik tempolu yürüyüşler (riski yüzde 18 azaltır), doğum sonrası en az 2 yıl emzirme, stresten kaçınılması, rutin tarama testlerine uyulmasına dikkat edilmelidir. Ailesinde meme kanseri olan bireylerin kendilerinde bu hastalığın sıklığının artmış olabileceğini düşünerek genetik danışma alması ve daha erken yaşta tarama kontrollerine başlaması önerilir” ifadelerine yer verdi.

  • Meme kanserine farkındalık semineri

    Meme kanserine farkındalık semineri

    Kadınlar için birçok etkinlik düzenleyen İzmit Belediyesi Spor İşleri Müdürlüğü, meme kanseri farkındalık ayı olan ekim ayında kadınlar için seminer düzenledi. Geçtiğimiz günlerde Meme Kanseri Farkındalık Yürüyüşü programında 150 kadını ağırlayan İzmit Belediyesi, bu kez farkındalık semineri ile kadınları bilgilendirdi.

    Yunus Emre Kültür Merkezi’nde Kocaeli Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nihat Zafer Utkan’ın düzenlediği seminere çok sayıda kadının yanı sıra İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, İzmit Belediye Başkan Yardımcısı Sibel Solakoğlu, İzmit Belediyesi Spor İşleri Müdürü Mithat Ağa ve Kocaeli Kanserle Mücadele Derneği Başkanı Asiye Aslan katıldı.

    Seminerde kürsüye çıkan Başkan Hürriyet, “Değerli hocama verdiği bu farkındalığı yüksek ve kadınların kendi sağlığını kendi koruması, farkında olması adına verdiği seminerden dolayı teşekkür ediyorum. Hocam önleyici olarak yapmamız gereken birçok şeyi bizlere hatırlattı. Hocam muhteşem bilgilerini bizlerle paylaşarak farkındalığımızı arttırmak adına sunduğu destek için de teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız hocam, iyi ki bizimlesiniz. Ne zaman ‘kadınlar için gerçekleştireceğimiz bir çalışmamız var’ desek hep yanımızda oldu hocamız. Lütfen vücudunuzu tanıyın ve ihmal etmeyin. Tüm kadınlara ihtiyaç var bu ülkede. Önleyici tedbirleri değerli hocalarımızın bilgileri ışığında alalım. Bunları ihmal etmeyin. Sizler sporcu kadınlarsınız” dedi.

    Seminerde konuşan ve meme kanserine dair katılımcılara bilgiler aktaran Kocaeli Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nihat Zafer Utkan ise “Bu sinsi bir hastalık değil. Erken tanının kesinlikle hayat kurtaracağını biliyoruz” diye konuştu.

  • Bursa’da sokak lambaları pembe yandı

    Bursa’da sokak lambaları pembe yandı

    Türk Kanser Derneği’nin verilerine göre kadınlarda en çok görülen kanser türü olan meme kanserine yönelik erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla sokak lambalarının pembe renkle donatıldı. Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da elektrik dağıtım hizmeti veren UEDAŞ, sosyal farkındalık çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Tüm dünyada ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ olarak kabul edilen Ekim ayı kapsamında UEDAŞ, hizmet alanı içindeki sokak lambalarını 6. kez meme kanserinde erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla pembe aydınlattı. BUİKAD ile iş birliği içerisinde gerçekleştirilen Pembe Lambalar projesi, halkı erken teşhis konusunda bilinçlendirmek amacıyla hayata geçiriliyor.

    “Erken teşhis bilincini aşılamayı hedefliyoruz”

    Meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çeken UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı, “Proje, 2018 yılından beri Meme Kanseri Farkındalık Ayı çerçevesinde uygulanmaya devam ediyor. Şehirde yaşayan herkesin gün içinde en çok karşılaştığı sokak lambalarıyla meme kanserinde erken tanının hayat kurtaracağı bilincini aşılamayı hedefliyoruz. Meme kanserini temsil eden sembolik pembe renkle hizmet alanımızı birleştirerek bilinçaltında kalıcı bir iz oluşturmayı önem veriyoruz. Böylesine hayati bir konuda BUİKAD’ın desteğini çok kıymetli buluyorum” diye konuştu.

    Toplumsal konulara hassasiyetle yaklaşmanın önemine dikkat çeken BUİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Şeyda Şençayır, “Böyle önemli bir konuda UEDAŞ ile paydaş olmaktan gururluyuz. Dünyada her gün 2.3 milyon kadının bu konuda bilinçlendiriliyor. Ben ve takım arkadaşlarım bu farkındalığı önemsiyoruz. Bir kişiye bile ulaşabilirsek ne mutlu bize. Yapabiliriz, yapabilirim, hisset ve harekete geç diyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Meme kanserine karşı farkındalık yürüyüşü

    Meme kanserine karşı farkındalık yürüyüşü

    EÜ Tıp Fakültesi, EÜ Kanserle Savaş Uygulama Merkezi, European Medikal Students Association iş birliğiyle, meme kanserine dikkat çekmek amacıyla pembe yürüyüş gerçekleştirildi.

    “Pembe Tişörtlerinizle Yürüyüşümüze Bekliyoruz” sloganıyla Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde başlayarak kampüs öğrenci dekanlığında sona eren yürüyüşte katılımcılar, meme kanseri konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla “Meme Kanserinde Güç Sende” yazılı pankart taşıdı. Katılımın yoğun olduğu etkinlikte, meme kanserinde dikkat çekmek amacıyla pembe kurdele dağıtıldı.

    “Meme kanseri konusunda farkındalık ve erken tanı hayat kurtarır”

    Etkinlikte konuşan Prof. Dr. Emine Serra Kamer, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından ekim ayı, Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak tanımlandı. Her sekiz kadından birinde meme kanseri riski tanımlanmış olması nedeni ile geniş tabanlı erken tanı çalışmaları özellikle bu ayda önem kazanmakta. Meme kanseri, maalesef kadınlarda en sık rastladığımız tümör türü olarak karşımıza çıkıyor. Meme kanseri konusunda farkındalık ve erken tanı son derece önemli. Bugün düzenlediğimiz bu etkinlikte, Ege Üniversitesi Hastanesinden öğrenci dekanlığına kadar; hekimlerimiz, hocalarımız, öğrencilerimiz, hastalarımız ve hasta yakınlarımızla beraber yürüyerek, erken tanının ve hep beraber güçlü olacağımızın sinyalini vermek istedik. Erken tanı hayat kurtarır. Bugün, bir kurdeleden ötesi bir gün. Hep birlikte bu dönemi atlatacağız” diye konuştu.

    Prof. Dr. Kamer, “Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak meme kanseri farkındalık ayında, meme kanserinde farkındalık ve yeniden düşünmeyi artırmak amacı doğrultusunda Tıp Fakültemizde öğrencilerimiz, çalışanlarımız, hocalarımızla birlikte etkinlikler düzenlemeye devam ediyoruz” dedi.

    Etkinliğe ayrıca; EÜ Tıp Fakütesi Dekanı Prof.Dr. Rüçhan Sertöz, EÜ Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Emine Serra Kamer, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Prof. Dr. Zeynep Özsaran, Prof. Dr. Senem Alanyalı, Doç. Dr. Fatma Sert, akademisyenler, öğrenciler, idari personel, hasta ve hasta yakınları katıldı.

  • Meme kanserinde kendini muayene önemli

    Meme kanserinde kendini muayene önemli

    Doç. Dr. Mehmet Ali Gök, Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı çerçevesinde önemli uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Gök, meme kanserinin meme dokusunu oluşturan hücre gruplarından birinin değişmesi sonucu oluştuğunu belirterek, “Bu hücreler kontrolsüz olarak çoğalır, tümör olarak ortaya çıkar. Memenin kanserli dokusu önce yakın çevresine, sonra da memeye yakın lenf bezlerine yayılır. Zamanında tanı konup tedavi edilmeyen meme kanserleri diğer organlara yayılarak tedavi imkânının zor olduğu evreye geçer. Meme kanserlerinin son yıllarda görülme oranları oldukça arttı. Dünya çapında yapılan istatistiklere göre meme kanserinin görülme oranı 10 bin kişide 4-5 olarak hesaplanmıştır” diye konuştu.

    Doğumdan sonra ilk 6 ay bebek emzirilmeli

    Genetik yatkınlık ve ilerleyen yaşla beraber meme kanseri görülme sıklığının arttığına değinen Doç. Dr. Gök, meme kanserinden korunmanın yollarını da şu şekilde sıraladı:
    “Sigara ve alkol gibi kanserojen ürünlerden uzak durulmalı. Sağlıklı beslenmeli ve düzenli spor yapılmalı. İdeal kiloyu korumaya özen gösterilmeli. Bebek sahibi olan anneler ilk 6 ay emzirmeli. Geç yaşta anne olmaktan kaçınılmalı, hormon ilaçlarının kullanımına dikkat edilmedir. Memede kanserli bir hücrenin bir tümör oluşup muayene sırasında bir uzman tarafından tespit edilinceye veya radyolojik incelemede belirginleşinceye kadar uzun süre kalması gerekir. Kadınlarda genellikle en az 1 cm büyüklüğüne ulaşmış bir kitle elle kontrol edilerek tespit edilebilir.”

    Hastaların yüzde 70’i kendisini incelerken tespit ediyor

    Doç. Dr. Gök, günümüzdeki meme kanseri belirtilerinin büyük bir kısmının kişinin kendisi tarafından bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
    “Kanserli kitleler sert, düzgün kenarlı, pürüzlü yüzeyli ve meme dokusunda gizlenmeyecek şekilde değişikliğe uğrar. Memede ele gelen bir şişlik veya kitle, iki meme arasında ortaya çıkan asimetri, meme ucunun içe doğru çekilmesi, şekilde değişiklik, memelerde kızarıklık, yara, egzama, kabuklanma, çatlama, deride portakal kabuğuna benzer görünüm, memede olağandışı boşluklar veya büyüklük artışı, adet değişikliği, memede bulunandan farklı nitelikte ağrı, meme ucu akıntısı, koltuk altında şişlik kanser tanısını koymaya yarayan önemli bulgulardır. Meme kanserlerinin yüzde 70’ini hastalar kendi memelerini incelerken veya muayene ederken buluyor. Bu yüzden 20 yaşından sonra kadınlar ayda bir kez adet bitimi sonrasındaki dönemde ayna karşısında kendi memelerini gözlemlemeli ve elleriyle memelerini, koltuk altlarını yoklamalılar. Herhangi bir değişiklikte farklılık varsa, en kısa sürede doktora başvurmalılar.”

    Tedavide multidisipliner yaklaşım şart

    Erken evrede tespit edilen meme kanserinin tedavisinde ilk seçenek olarak cerrahi yöntemlerin kullanıldığına işaret eden Doç. Dr. Gök, “Meme kanseri tedavisinin en önemli bölümünü cerrahi oluşturur. Meme kanseri ameliyatının amacı, kanserli parçaların uzaklaştırılmasıdır. Cerrahi tedavi yöntemleri tümörün tekrarlamasını (nüks) veya başka organlara dağılmasını önleyecek şekilde uygulanır. Yöntemler, takip eden sistematik tedavi yöntemleri, tedavi yöntemi (kemoterapi) ve/veya hormon tedavisi ile tedavi (hormonterapi) uygulanır. Kanser tedavisinde sıklıkla tercih edilen radyoterapi, kanserin yok edilmesi ve tümörlerin yok edilmesi amacıyla uygulanıyor. Meme kanserinin tedavisindeki başarı oranı, kanserin ne kadar erken evrede yakalandığı ile doğru orantılıdır. Meme kanseri erken evrede saptandığında 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 96 seviyesine çıkabiliyor. Meme kanseri tedavisinde multidisipliner yaklaşım uygulanmalıdır. Meme kanseri tedavisinin planlanmasının genel cerrahi, radyoloji, patoloji, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi bölümlerinin multidisipliner bir yaklaşımla birlikte ve işbirliği içinde çalışmalıdır” diyerek sözlerine son verdi.

  • Uludağ Elektrik’te ekimin rengi pembe

    Uludağ Elektrik’te ekimin rengi pembe

    Sağlık, çevre ve sosyal alanlardaki ihtiyaçlar doğrultusunda toplumda bilinç oluşturmayı amaçlayan Uludağ Elektrik, meme kanserine dikkat çeken Pembe Fatura projesini 2019 yılından bu yana devam ettiriyor.

    Şirket, hizmet verdiği tüm müşterilerine erken tanının önemine dikkat çeken mesajın yer aldığı pembe faturaları gönderiyor. ONKO-DAY’ın pembe partnerlerinden biri olarak 3 milyon müşterisine “Düzenli kontrol ve mamografi sizi meme kanserinden korur.” mesajlı pembe faturaları ulaştıran Uludağ Elektrik, bu çalışması ile dünyada en sık görülen kanser türü olan meme kanserine yönelik farkındalık oluşturuyor.

    Şirketin işlem merkezi çalışanları da bu aya özel olarak pembe kurdele ve ONKO-DAY’ın meme kanserine yönelik bilinçlendirme mesajıyla hediye ettiği inci küpeleri takarak konuya dikkat çekmeyi amaçlıyor. Şirket web sitesi ve sosyal medya hesapları gibi dijital mecralarda logosunu pembe renkte tasarlayarak, binanın aydınlatmasını da pembe renge çevirerek, tüm platformlarda meme kanserine vurgu yapıyor. Yüzde elliden fazla kadın çalışan oranına sahip olan Uludağ Elektrik, kadınların daha sağlıklı bir geleceğe sahip olmaları için yaptığı çalışmalarla tüm platformlarda meme kanserine farkındalık ışığı yakmaya çalışıyor.

     

  • Sağlık için yürüdüler

    Sağlık için yürüdüler

    Sağlıkçılar sağlıklı yaşam yürüyüşü yaparak dikkat çektiler. Düzce Sağlık Müdürlüğüne bağlı Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı ve Gümüşova İlçe Devlet Hastanesinde görevliler halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini vurgulamak, toplumda fiziksel aktivite alışkanlığını ve farkındalığını arttırmak, yürütülen çalışmaları daha da görünür kılmak amacıyla sağlıklı yaşam yürüyüşü programı düzenlendi.

    Gümüşova Kaymakamlığı önünde sona eren yürüyüşe sağlıkçılar, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

  • 20’li yaşlarda da dikkat edilmeli

    20’li yaşlarda da dikkat edilmeli

    Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda kadınlarda en çok görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Alper Akcan; daha önceleri menopozdan sonra gördükleri hastalıkla artık 20’li yaşlarda karşılaşabildiklerini söyledi. Prof. Dr. Akcan, “Bu ay Meme Kanseri Farkındalık Ayı. Bu anlamda bizim çok fazla faaliyetlerimiz oluyor. Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanserlerden. Ülkemizde de her geçen gün daha fazla tanı alıyor. Dünyada her yıl 2 milyon, ülkemizde de yaklaşık 20 bin kadının tanı aldığı biliniyor. Meme kanseri yaşı da giderek düşmeye başladı. Eskiden çok daha ileri yaşlarda, özellikle menopozdan sonra görmeye alışkındık. Ama şimdi 20’li yaşlardan itibaren meme kanseri ile karşılaşabiliyoruz. Bu nedenle artık daha erken yaşlarda düzenli kontrolleri öneriyoruz kadınlarımıza” dedi.

    “Son 20 yılda tedavi şekli değişti”

    Hastalığın tedavisinde önceliğin cerrahi müdahale olmadığını, sistemik tedavilerle hastalığı gerilettikten sonra cerrahi işlem uygulandığını aktaran Prof. Dr. Akcan, bunun da pek çok avantajı beraberinde getirdiğini aktardı. Akcan, “Hastalarımızın önemli kısmı bize hala ileri evre meme kanseri ile başvuruyor. Bu kanserde tedavi şekli özellikle son 20 yılda değişti. Önceliği cerrahi almıyor artık. Önce bu hastalarda kemoterapi ya da hormonoterapi dediğimiz sistemik tedaviler veriyoruz. Bu tedavilerle hastalığı gerilettikten sonra cerrahi uygulayabiliyoruz. Bu bize pek çok avantaj sağlıyor. Örneğin memenin alınması gereken hastalarda bazen meme koruyucu cerrahiler yapabiliyoruz. Ya da kemoterapi ilaçlarının yanıtını daha iyi değerlendirebiliyoruz. 6 aylık kemoterapi sürecini bazen genetik çalışmalar için bize fırsat veriyor. Beraberinde küçük memesi olan kadınlar da büyük bir kitle ile geldiğinde bunları küçülterek meme koruyucu cerrahi gibi birtakım avantajlar sağlıyor” diye konuştu.

    “20’li yaşlardan itibaren kendi kendine muayeneyi alışkanlık haline getirin”

    Hastalıkta erken teşhisin önemine değinen Prof. Dr. Alper Akcan, “Meme kanseri çok sık görülen bir kanser. Bu anlamda kadınlarımıza yapabileceğimiz en önemli tavsiye ise; kendi kendine meme muayenesi. 20’li yaşlardan itibaren kendi kendine meme muayenesini alışkanlık haline getirilmesi gerekiyor ki tanıda gecikmeyelim. Her ay adetin başlangıcından itibaren 5. ve 10. günleri arasında kadınların kendilerini ayna karşısında kontrol etmelerini mutlaka öneriyoruz. Ayna karşısında ve yatar durumda memenizi parmaklarınızla göğüs duvarı arasında sıkıştırarak yukarı aşağı ya da dairesel hareketlerle bakmayı alışkanlık haline getirmenizi istiyoruz. Böylece ilerleyen yıllarda ortaya çıkmış yeni bir kitleyi çok daha erken fark etme imkanınız olabilir. Kendi kendine muayene tabii ki önemli ama düzenli doktor kontrolleri de önemli. Bunların hepsinin yapıldığı hastalarda ortalama tümör saptama boyutu 7-8 milimetre iken bunların hiçbirini yapmayan hastalarda boyut 3,5 santimetreye kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla kendi kendine muayene ile başlayan bir süreçte yıllık düzenli kontrolleri, 40 yaşından sonra da düzenli mamografileri ihmal etmemeliyiz” ifadelerini kullandı.

  • Hastaların yüzde 80’i kalıtsal değil

    Hastaların yüzde 80’i kalıtsal değil

    1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalarda bulunan Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fatma Nurgül Taşgöz, meme kanserinin meme dokusunda yer alan hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması ile ortaya çıktığını vurguladı. Tüm dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanser türü meme kanseri olduğu bilgisini veren Doç. Dr. Taşgöz, “8 kadından birinde meme kanseri görülür. Erken teşhis edilebilirse tedavi edilebilen bir hastalıktır” şeklinde konuştu.
    Meme kanseri için bir takım risk faktörleri bulunduğunu dikkat çeken Doç. Dr. Taşgöz, “Bunlardan bir kısmı değiştirebileceğimiz risk faktörleridir. Fazla kilolu isek kilo verebiliriz. Hareketsizsek spor yapabiliriz. Sigara ve alkol gibi maddelerden uzak durabiliriz. Bir de değiştirilemeyecek risk faktörleri var. Bunlardan ilki kadın olmak. Meme kanseri kadınlarda 100 kat daha fazla görülür. 40 yaşından sonra risk artmaktadır. Bir takım genler genetik yatkınlık oluşturur. Ancak hastaların yüzde 80’i aile hikâyesi olmayan,  ‘Meme kanseri ailemizde yoktu ilk kez bende ortaya çıktı’ diyen hastalardır. Erken yaşta adet görmek ve geç yaşta menopoza girmek de uzun süre östrojene maruz kalmak da meme kanseri riskini arttırabilir” ifadelerini kullandı.

    Elle Muayene Çok Değerli

    Hastalığın herhangi bir klinik bulgusu ortaya çıkmadan tespit etmeye yönelik taramaların bulunduğunun altını çizen Doç. Dr. Taşgöz, “Bunlardan ilki 20 yaşından itibaren bir kadının her ay özellikle adet bitiminde memesini muayene etmesidir. Bunu her ay düzenli yapan bir kadın, memedeki değişiklikleri en erken fark edecektir. Bu muayene çok kolay uygulanabildiği için çok da değerlidir. Klinik meme muayenemiz ise 40 yaşını geçen kadınlarımızın genel cerrahi kliniklerine başvurarak meme muayenelerini yaptırmalarını öneriyoruz. Birinci derece yakınında meme kanseri varsa yani annesi, ablası ya da kız kardeşinde meme kanseri görüldüyse o yakının meme kanseri tanısı aldığı yaştan 5 yıl önce başlayabilir. Annesi 42 yaşında meme kanseri olmuş bir kadının 37 yaşından itibaren klinik meme muayenelerine başlaması gerekmektedir” diye konuştu.

    Hemen Doktora Başvurun

    Meme kanserinin en sık belirtisinin hastaların kendi kendine yaptıkları meme muayenesinde ele gelen kitle olduğuna işaret eden Doç. Dr. Taşgöz, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
    “Bu kitle yumru meme dokusuna göre daha serttir. Hareket kısıtlılığı vardır. Sınırları çok net ayrılamaz, memenin tamamının veya bir kısmının şişmesi, meme başından kanlı akıntı gelmesi, memede ya meme ucunda ağrı, kabuklanma olabilir. Meme cildinin portakal kabuğu görünümünde olabilir. Tabi sadece memeyi kontrol etmiyoruz. Memede hiçbir problem olmadan koltuk altında bir yumru ile de kendini gösterebilir. Bütün bu bulgular olduğunda bu kanser olduğunuz anlamına gelmez. Başka durumlarda da bu belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumda derhal bir genel cerrahi hekimine başvurmanız gerektiğini gösterir.”

    Doç. Dr. Taşgöz son olarak, meme kanserinin tek bir hastalık olduğunu ancak her hastada farklı özellikleri olduğu için hastanın özelinde değerlendirme ve bireysel tedavi düzenleme gerekeceğini bildirdi.