Etiket: memleket

  • Tatil için geldiği memleketinde boğuldu

    Tatil için geldiği memleketinde boğuldu

    Köseli Mahallesi Dizgine mevkiinde, Bahtiyar Cebeci (43) ailesiyle beraber denize girdi. Bir süre sonra gözden kaybolan Cebeci’yi, suyun yüzeyinde hareketsiz gören vatandaşlar, hemen müdahale ederek Cebeci’yi kıyıya çıkardı. Olay yerine gelen 112 ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Cebeci, Eynesil Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak tüm müdahalelere rağmen Bahtiyar Cebeci kurtarılamadı.

    Bahtiyar Cebeci’nin gurbetçi olduğu, Eynesil’de tatile geldiği, İzmit’te ikamet ettiği ve bir ilaç fabrikasında temsilci olarak çalıştığı ve iki çocuk babası olduğu öğrenildi.
    Öte yandan Bahtiyar Cebeci ile birlikte denize giren iki kişi daha boğulma tehlikesi yaşadı. Deniz kenarında bulunan vatandaşlar, boğulma tehlikesi geçiren iki kişiyi kurtarmayı başardı.

  • Turgut Özal, memleketinde anıldı

    Turgut Özal, memleketinde anıldı

    8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, vefatının 31. ölüm yıl dönümünde Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde düzenlenen program ile anıldı. Üniversitenin Battalgazi Konferans Salonunda gerçekleşen ‘Turgut Özallı yıllar’ konulu panele TBMM Eski Başkanı Cemil Çiçek katıldı.

    Anavatan Partisi’nin (ANAP) kurucu üyeleri arasında yer alan Çiçek, 1987 Türkiye genel seçimlerinde Yozgat milletvekili olarak girdiği mecliste Turgut Özal tarafından kurulan 46. Türkiye Hükûmetinde aileden sorumlu devlet bakanı olarak de yer aldı.

    Özallı yıllardan bahseden Cemil Çiçek, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına girildiğini belirterek, “Bu birinci yüzyılda bu ülkenin çok önemli kazanımları var. Olanları o gününün şartlarında değerlendirdiğimizde Türkiye epey mesafe kat etti. Ama nedense çeşitli sebeplerden dolayı birinci yüzyılda 3 önemli kazanımımızın yeteri kadar farkında değiliz. Bu 3 önemli kazanımdan bir tanesi milli mücadeledir. Eğer milli mücadeleyi başaramasaydık, o kurtuluş havasından muzaffer olarak çıkmasaydık bugün burada bu toplantıyı yapamazdık. İkincisi geçen yüzyılda Türkiye’nin Cumhuriyete kavuşmuş olmasıdır. Cumhuriyet olmasaydı bu kürsüde konuşan insan belki de bu sıfatla konuşamayacaktı. Cumhuriyet milletimizin en önemli kazanımlarından birisidir. Eksiği olabilir, noksanlar olabilir yapılacak daha çok iş var ama önemli bir kazanımdır. Üçüncüsü de demokrasidir. Babamdan sonra benim üzerimde en çok hakkı olan kimdir derseniz; kardeşlerim, dayılarım, amcalarım değil rahmetli Turgut Özal’dır. Turgut Özal olmasaydı bugün bu konuşmayı yapan insan siyasette olmazdı. Ben 57 senedir devlet ve millet için aklınca kararınca hizmet eden bir insanım. Turgut Özal Türk siyasetinde çok önemli bir devlet ve siyaset adamı, bir öğretmen bir öğretici” şeklinde konuştu.

    Siyasetin yol haritasının tecrübeyle çizildiğini ifade eden Çiçek, “Tecrübeyi yok sayan tecrübeyi dışlayan, her şeyin sadece kendisiyle başladığını kabul eden siyasetçilerin hizmeti de eksik olur, devlete millete verebilecekleri de fevkalade sınırlıdır” dedi.

    Malatya’da iki üniversite bulunduğunu da belirten Cemil Çiçek, “Üniversitelerimiz Malatya için önemli bir kazanım. Birisi İnönü Üniversitesi diğeri Turgut Özal Üniversitesi. Bu 2 isim size önemli bir sorumluluk yüklüyor. Değerli rektörlerimiz eğer bilgi temelli bilgiye dayalı bu insanların anlamazsak anlatamazsak emin olun siyasi çatışmalarının konusunu yapmaktan Türkiye’yi kurtaramayız. Turgut Özal hayatın içinden gelen bir devlet ve siyaset adamıdır. Hiçbir yere yatay geçiş yapmamıştır. Bir memur çocuğu olarak hayatın bütün zorluklarını da yaşayarak en tepe noktaya kadar gelmiş bir insan, dolayısıyla hayatında ikbali de görmüş, kahrı da çekmiş bir isim” ifadelerine yer verdi.

    Panelde konuşan Malatya Valisi Ersin Yazıcı ise Turgut Özal’ın Türkiye’yi dönüştürdüğünü ve ufkunu açtığı ifade ederek, “Türkiye’nin adeta istikametini, yönünü, raylarını dönüştürdüğü dönemde üniversite öğrenciydim ben. O dönemde çok farkında değildik ama bugünlere geldiğimizde 83’ten itibaren Türkiye’nin nasıl ray değiştirdiğini ufkunu ne kadar genişlettiğini çok daha iyi müşahede ettik” şeklinde konuştu.

    Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli’de Turgut Özal’ın Türkiye’de bir döneme damgası vurmuş ve büyük bir dönüşüm hareketini gerçekleştirmiş bir isim olduğunu dile getirerek “Özal, vizyonu ile Türk siyasetinde farklı bir çizgi geliştirmiş, Türk toplumunu sürekli yeni kavramlarla tanıştırmıştır. Türk siyasetini Özal öncesi dönem ve Özal sonrası dönem olarak adlandırmak doğru bir yaklaşım olacaktır. Özal reformist kişiliği ile ekonomi, iç ve dış siyasette yeni bir dönemi ve kavramları hayatımıza yerleştirmiştir. Onun oluşturduğu zihniyet dönüşümü daha sonraki dönemlerde siyasetimize de yön vermiş ve Türkiye onun belirlediği ilkelerle yoluna devam etmiştir. Bu durum çizdiği vizyonun Türkiye için ne kadar isabetli olduğunu da göstermektedir” diye konuştu.

    Panelin ardından TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek ve beraberindekiler üniversitede bulunan Turgut Özal Müzesi’ni gezdi.

  • ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

    ‘Köprülüler’ memleketi Samsun’da yaşatılıyor

    Köprülü ailesinin kurucusu Köprülü Mehmed Paşa aslen Arnavutluk asıllı. Devşirme olarak Enderun’a yerleştirilen paşa, Samsun’un Köprü ilçesinden bir hanımla evlendi ve burayı ikinci memleketi olarak gördü. Sadrazamın Osmanlı’da daha önceden görülmemiş yetkileri elinde toplamasının ardından ilçenin Köprü olan adı, Vezirköprü olarak adlandırılmaya başlandı.

    17’nci yüzyılda Osmanlı’da Kösem Sultan’ın etkin olduğu ve 4. Mehmet’in 6 yaşında tahta çıktığı dönemde devletin başına getirilen Köprülüler, Osmanlı’yı içinde bulunduğu kaotik ortamdan çıkartıp, tekrar şaşalı günlerine geri döndürmüştü. Osmanlı’da bir döneme adını verecek kadar hizmetlerde bulunan Vezirköprülü sadrazamlar Köprülü Mehmed Paşa, Oğlu Fazıl Ahmet Paşa ve damadı Kara Mustafa Paşa’nın 27 yıl boyunca devlet yönetiminin elinde bulundurması Samsun Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Müzede, 3 sadrazamın balmumu heykellerinin yanı sıra bilgilendirme yazıları, Osmanlı dönemine ait savaş malzemeleri ve araç gereçleri de sergileniyor.

    Samsun Müzesi’nde kendilerine ayrılan köşede Köprülü ailesi hakkında, “17. yüzyıl ortalarından itibaren saltanata önemli vezir ve sadrazamlar yetiştirmişti. Köprülü ailesinin kurucusu olan Köprülü Mehmed Paşa’nın 1656 tarihinden itibaren kesintisiz olarak oğlu Fazıl Ahmet Paşa, damadı Kara Mustafa Paşa ile birlikte 27 yıl boyunca devlet yönetimini elinde bulundurmuştu. Kara Mustafa Paşa’nın Viyana yenilgisi adeta Köprülü ailesi için de bir dönüm noktası olmuştur. Aile bu tarihten itibaren hiçbir zaman eski gücünü elde edememiş olsa da Abaza Siyavuş Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Amcazade Hüseyin Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Abdullah Paşa da sadrazamlık makamına yükselen aile üyeleridir. Kars ve İstanbul milletvekillikleri, dışişleri, devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı da yapan edebiyatçı, edebiyat tarihçisi ve Türkolog olan Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) de bu aileden gelmektedir” ifadeleri yer alıyor.

    Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği müzede ayrıca Köprülü ailesi ile ilgili olarak, “17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı’da değişim ve dönüşüm faaliyetleri kısa süreli çalkantılar yaşanmasına yol açmıştır. 17. yüzyıl ortalarından itibaren mutlak otoriteyi ele geçiren Köprülü Mehmed Paşa saray içerisindeki konumunu güçlendirirken Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da büyük imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Bu şekilde hem kendinden sonraki aile fertlerine zengin vakıflar bırakmış, hem de halk nazarında devlet otoritesinin gücünü yansıtmayı amaçlamış olmalıdır. Köprülü Mehmed Paşa’nın ilk olarak imar faaliyetinde bulunduğu yer Vezirköprü’dür. Burada önce bir konak, han, arasta, namazgah ile Kedeğre/ Köpri kasabasının su yollarının tamiri, çeşmeler yaptırmıştı. Gümüşhacıköy, Turhal, Hekimhan, Safranbolu, Bilecik, Bozcaada, İstanbul ve Balkanlarda cami, mescit, namazgah, medrese, han, hamam, mektep, sebil ve çeşmeler yaptırdığı kitabe, vakfiye ve arşiv belgelerinden öğrenilmektedir” bilgileri yer alıyor.

    Köprülüler Devri

    Kaynaklar, ‘Köprülüler Devri’ veya ‘Köprülüler Dönemi’ni, Osmanlı’da 15 Eylül 1656 ile 15 Aralık 1683 tarihlerini kapsayan ve Köprülü ailesinden sadrazamların görev yaptığı ve imparatorluğun toparlanması ve istikrarı için bir fırsat yaşanan tarihi döneme verilen isim olarak nitelendiriyor.
    Ayrıca, Samsun’un batısında bulunan ve hala Vezirköprü adını kullanan ilçede 90 bin 388 kişi yaşamını sürdürüyor. Köprülülerin kentte bıraktığı izler ve eserler de geçmişten bugüne köprü vazifesi görmeye devam ediyor.

  • Azerbaycan’dan Tokat’a sanat köprüsü

    Azerbaycan’dan Tokat’a sanat köprüsü

    17 yıldır Tokat Üniversitesi’nde eğitim veren Tokat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehemmed Yüzbaşıyev, özellikle Azerbaycan Türkçesiyle öğrencilerin dikkatini çekiyor.

    Öğrenciler, ilk başta öğretmenlerinin Erzurumlu olduğunu sansalar da onunla tanıştıklarında gerçek kimliğini öğreniyor. Tokat’ı memleketi gibi gören Yüzbaşıyev, öğrencileriyle resim sanatını çalışarak Türkiye’deki vatanını bulduğunu ifade ediyor. Öğrencileriyle iletişimde herhangi bir sorun yaşamayan Yüzbaşıyev, Türk soylu devletlerarasında en yakın ilişkinin Azerbaycan ve Türkiye arasında olduğunu vurguluyor. Dil benzerliği sayesinde iletişimde herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını belirtiyor.

    Tokat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehemmed Yüzbaşıyev, arkadaşının önerisi üzerine 2007 yılında Azerbaycan’dan Tokat’a geldi. Tokat Üniversitesi’ne yaptığı akademik başvurusunun onaylanması üzerine eşini de alarak Türkiye’ye taşındı. 17 yıl boyunca yüzlerce öğrenciye eğitim veren Yüzbaşıyev, kaybetmediği Azeri Türkçesiyle de öğrencilerin gönlünde taht kurdu. Öğrencileri hocalarının şivesinden dolayı il başta Erzurumlu sansalar da gerçeği tanıştıklarında öğreniyor. 8 bin barajı ve özel yetenek sınavıyla alınan 2 öğrenciler Azeri öğretmenlerinden resim sanatının sırlarını öğreniyor.

    Tokat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehemmed Yüzbaşıyev, “Burada bizimle beraber müzik bölümünde çalışan bir hocamız vardı. Yusuf Habiboğlu adında doçent vardı. Önce o buraya gelmişti. Bana da buraya gelmek ister misin diye söylemişti. Ben de isterim dedim. Sonrasında da üniversiteden davet edince geldim. 4 Nisan 2007 yılında burada göreve başladım” dedi.

    “Tokat benim memleketim”

    Türkiye’ye tam olarak alıştığını ifade eden Yüzbaşıyev, “Tokat’ta benim memleketim gibi bir yer. Hiçbir sıkıntı yaşamadım. Burası da benim vatanım gibi bir yerdir. Zaten de vatanımdır. Türkiye’de benim vatanımdır. O yüzden geldik ve burada göreve başladık. Öğrencilerle çalışmalara başladık. Onlara resim sanatını öğretmeye çalışıyoruz. Çok farklı tekniklerde çalışmalar yapıyoruz. Öğrencilerimizle ilk önce karakalem çalışmalarıyla başlayarak sulu boya ve yağlı boya çalışmaları yapıyoruz. Bu konularda onlara bilgi veriyorum. Resim sanatının sırlarını öğretiyorum. Çalıştığımız zaman resme eli yatkın mı belli oluyor. Yetenekli öğrencilere daha hızlı anlıyorlar. Güzel sanatlar lisesinden gelmeyen öğrenciler de oluyor. Onlar da burada bir şeyler öğreniyorlar” diye konuştu.

    “Türk soylu devletlerde birbirine en yakın biziz”

    Öğrenciliyle iletişimde herhangi bir sorun yaşamadığını vurgulayan Yüzbaşıyev, “İletişimde bir problem yaşamıyorum. Onlar da benim çocuklarım gibiler. Derste birbirimizi anlıyoruz. Ben iletişimde herhangi bir sorun yaşamıyorum. Benim anlattığım dersleri anlıyorlar mı diye de öğrencilerimize sormanız lazım. Azerbaycan Türkçesinde de birkaç kelime farklı. Türk soylu devletler içerisinde birbirine en yakın olan biziz. O yüzden bize kardeş diyorlar. Bir millet iki devlet diyorlar. Dilimiz çok yakın. Buradan Azerbaycan’a giden Türkler de hiç sıkıntı yaşamıyor” dedi.

    “İletişim konusunda bir sorunumuz yok”

    Resim İş Öğretmenliği 3’üncü sınıf öğrencisi Nazlıcan Evci, “Bir farklılık yok. Zaten hocamız derslere ve bize çok emek veren bir öğretmen. Resim dersimizi biz 2 kişi alıyoruz. Derslerimiz özel ders gibi geçiyor. Bu yüzden de çok şanslıyız. Hocamız bazı kelimeleri farklı söylese de iletişimde herhangi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Zaten kelimelerimiz ve cümlelerimiz hemen hemen birbiriyle aynı, birbirine çok benziyor. O konuda bir sıkıntımız yok” dedi.

    “İlk derste hocamızı Erzurumlu sandım”

    Zeynep Somuncu ise “İlk geldiğimizde ben hocamızı Erzurum’dan, Kars bölgemizden geldiğini düşünmüştüm. Sonradan tanıştığımızda Azeri olduğunu öğrendim ve çok şaşırmıştım. İletişim konusunda çok problem yaşamıyoruz. İlla ki kelime farklılıkları oluyor ama genelde anlaşıyoruz. Derslerimiz aynı özel ders gibi geçiyor herhangi bir problem yaşamıyoruz. Hocamız detaylı bir şekilde bizimle ilgileniyor. En ufak detayda bile bize çok yardımcı oluyor. Bu bölüme girmek için 8 bin barajıyla ve el becerisi şartı var. El özelliklerimize göre bu bölüme geliyoruz” diye konuştu.

  • “Memleketin gerçek kahramanları sanayicilerdir”

    “Memleketin gerçek kahramanları sanayicilerdir”

    Bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Karaman’a gelen Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda sanayicilerle ve iş insanlarıyla bir araya geldi. İnan, burada yaptığı konuşmada, “17-18 yıllık iş hayatımda bu memleketin gerçek kahramanlarının kalben sanayiciler olduğunu düşünüyorum. Çünkü gerçekten bütün çalıştığımız patronlarda da insanlarda da rahat rahat bu dünyada yaşamak varken varlığı ile kazandıklarıyla bir şeyler üretmek için engellerle, araziyle, insanlarla uğraşan bu memlekette bir taşın üstüne bir taş koymak için çalışıp didinen, ihracatının peşinde koşan sanayicilerin kalben memleketin kahramanları olduğunu düşünüyorum.


    Karaman şu anda büyük bir tohum. Ülkemizin deprem hassasiyetini düşündüğümüzde, bundan sonraki sanayileşme potansiyelini düşündüğümüzde, bölgenin güneyindeki ulaşım sorunlarını düşündüğümüzde Karaman gerçekten bu enerjisi ile şu anda yüz milyar dolarlara gidecek bir yolun başında gibi bir hissiyat oluştu. Biz bu görevlere geldik, bayrak yarışında bundan sonraki dönemde bayrağı aldığımız yerlerden daha ileriye taşımak için büyük bir enerji ile çalışmak, gayret sarf etmek, birlikte bu enerjiyi harekete geçirmek için hep birlikte çalışacağız” dedi.


    Konuşmaların ardından Bakan Yardımcısı İnan, iş adamlarının sorunlarını dinledi. Toplantıya; Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Gavgalı, Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kemal Boynukalın, sanayiciler ve iş insanları ile davetliler katıldı.
    Toplantıdan sonra Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, bazı sanayi kuruluşlarını gezdi.

  • Milli futbolcu Hakan Çalhanoğlu memleketi Bayburt’ta sevenleriyle bir araya gelecek

    Milli futbolcu Hakan Çalhanoğlu memleketi Bayburt’ta sevenleriyle bir araya gelecek

    İtalya Birinci Futbol Ligi (Serie A) takımlarından İnter’de forma giyen milli oyuncu 12 Temmuz Çarşamba günü saat 14.00’te Aydıntepe yol ayrımında karşılanacak. Aynı gün Bayburt Valiliği ve Bayburt Belediyesi’ni ziyaret edecek olan Çalhanoğlu, ziyaretlerin ardından Saray Bahçesi Atatürk Büstü önünde sevenlerine formalarını imzalayacak. Aynı gün akşam 21.00’de ise Arena Halı Sahada futbol maçında forma giyecek.

    13 Temmuz 2023 Perşembe günü Erzurum Köprüsü ile Bent Köprüsü arasında rafting yapacak olan Çalhanoğlu, 14 Temmuz 2023 Cuma günü ise Cirit Müsabakasını izleyerek, at binecek. Çalhanoğlu, Cumartesi günü ise Bayburt’tan ayrılacak.

    Türk Milli Takım kaptanlığının yanı sıra dünyanın en prestijli kulüplerinde forma giyerek Bayburtluları gururlandıran ve dünyanın en meşhur Bayburtlularından biri olan Hakan Çalhanoğlu’nun baba ocağına yapacağı ziyareti binlerce hemşehrisi merakla bekliyor.

  • Oğuzhan Koç memleketi Bursa’da sahne aldı

    Oğuzhan Koç memleketi Bursa’da sahne aldı

    ‘Bulutlara Esir Olduk’, ‘Beni İyi Sanıyorlar’, ‘Küsme Aşka’, ‘Yok Sanayım’, ‘Sükut-u Hayal’, ‘Kendime Sardım’, ‘Bence De Zor’ adlı şarkılarıyla müzikseverlerin kalbinde yer edinen Oğuzhan Koç, Bursalı sevenleriyle bir araya geldi. Abisi ve yakın dostlarının da yalnız bırakmadığı konserde Bursalı dinleyiciler Oğuzhan Koç’un seslendirdiği şarkılar ile coştu.


    “Aşk Beni Yendi” şarkısı ile konserine start veren Koç, kendi şarkılarının yanı sıra cover şarkılar ile de konsere renk kattı.

  • “Her şeyi sil baştan yapacağız”

    “Her şeyi sil baştan yapacağız”

    Yozgat’ta valilik ve belediye tarafından depremzedeler için başlatılan yardım kampanyası hummalı bir şekilde devam ediyor. Celal Atik Kapalı Spor Salonu’nda toplanan yardımlarla, kente gelen depremzedelerin ihtiyaçları onlarca gönüllü tarafından karşılanıyor. Yetkililer ise vatandaşlara özellikle kuru gıda, temizlik malzemesi ve iç çamaşırı gibi yardımların yapılması çağrısında bulunuyor.

    Çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürüyor

    Gönüllülerden Semiha Nur Doğru, depremzedelere yardım kampanyalarının yoğun bir şekilde sürdüğünü söyleyerek, “Yozgat Valiliğimiz ve belediyemizin düzenlediği afet bölgesine yardımlar için çalışmalarımız devam ediyor. Bugün depremin birinci haftasındayız ve çalışmamız tüm hızıyla devam ediyor. Biz de gönüllü olarak destekliyoruz. Burada ilk gün yardım sevkiyatını gerçekleştirdik, yardımları kabul ettik. Bugünlerde de depremzede ailelerimiz geliyor, onlara yardımcı oluyoruz. İhtiyaçlarını gideriyoruz, onlarla tek tek ilgileniyoruz. Mükemmel bir dayanışma söz konusu, bir hafta geçti ama yoğunluk hala dinmedi.” dedi.

    Yaşanılabilecek şehir kalmadı

    Öte yandan ise deprem bölgesinden Yozgat’a gelen aileler de yurt ve misafirhanelere yerleştirilerek gönüllüler tarafından ihtiyaçları gideriliyor. Adıyaman’dan Yozgat’a gelen Sakine Berk, “Adıyaman’dan geldik. Anlatılacak gibi değil çok korkunçtu. Oradan biran önce çıkma gereği duyduk artık yaşanılabilecek bir şehir kalmadı. Ev kalmadı, sağlam olan bir iki katlı evler kaldı. Burada belediyemiz bize yardımcı oluyor.” şeklinde konuştu.

    Canımızı kurtarıp memleketimizi terk ettik

    Deprem felaketi sonrası memleketlerine geri dönerek hayata sil baştan başlayacaklarını anlatan Sakine Berk de, “Yaşadığımız çok kötü ve korkunç bir şeydi. Çok şükür canımız, evlatlarımız sağ. Canımızı kurtarıp memleketimizi terk ettik. Ama bu değil ki geri dönmeyeceğiz, biz memleketimize geri döneceğiz ve her şeyimizi sil baştan yapacağız. Tekrardan kuracağız biz hayatımızı.” ifadelerine yerdi.