Etiket: Memur-Sen

  • “Tarihin yeniden yazıldığı bir dönüm noktası”

    “Tarihin yeniden yazıldığı bir dönüm noktası”

    Başkan Acar,  15 Temmuz’un büyük bir darbe ve işgal girişimine karşı milletimizin seferber olduğu direnişin adı olduğunu ifade ettiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Vatanın dört bir yanında sokakların, caddelerin, meydanların, havalimanlarının ve şehirlerin yıkılamaz birer direniş cephesine dönüştüğü muazzam destandır. Emperyalistlerin asırlık hesap ve planlarının altüst edildiği, kurdukları oyunların ve hayallerin başlarına geçirildiği kritik bir eşiktir. Türkiye’nin mücadele tarihinin yeniden yazıldığı bir dönüm noktası; vatan için canını ortaya koyanlarla vatana ihanet edenlerin amansız mücadelesidir.”

    “MİLYONLAR KALPLERİYLE İMANLARIYLA İHANETE DUR DEDİ”

     15 Temmuz’un milletin zaferi olduğuna vurgu yapan Acar, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden Boğaziçi Köprüsü’ne, Genelkurmay Kavşağı’ndan Saraçhane’ye, Ankara Emniyeti’nden Vatan Caddesi’ne ve Gölbaşı Özel Harekât’tan Marmaris’e ve yurt genelinde saatlerce, günlerce devam etmiştir. Uçaklara, helikopterlere, tanklara ve teçhizatlı cuntaya karşı genç-yaşlı, kadın-erkek milyonlar kalpleriyle imanlarıyla meydanlara akın etmiştir. Bu mücadelede vatan için canını ortaya koyanlar, ihanete dur demiş, hainleri bir daha gün yüzü göremeyecekleri şekilde cezalandırmıştır.” ifadelerini kullandı.

  • Memur-Sen’den Birleşmiş Milletlere siyah çelenk eylemi

    Memur-Sen’den Birleşmiş Milletlere siyah çelenk eylemi

    Memur-Sen teşkilatı, Gazze’de soykırıma uğrayan binlerce masum sivil konusunda Birleşmiş Milletlerin (BM) işlevsiz kaldığını belirterek BM Ankara Temsilciliği önünde toplanarak eylem gerçekleştirdi.
    İnsanların orada soykırım altında olduğu bir süreçte insani sorumluluğu yerine getirmek adına bu gün burada Birleşmiş Milletler Ankara temsilciği önünde bir arada olduklarını belirten Memur Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Ali Yalçın, “Filistin toprakları 1948’den beri Siyonist İsrail tarafından işgal altında. Her geçen gün yerleşimci adı altında silahlı çeteler tarafından gasp edilen yerler genişletiliyor. Dünya ile bağı işgalci Siyonistlerin insafına bırakılan Gazze büyük oranda mülteci kamplarından oluşuyor artık” ifadelerini kullandı.

    “Katledilen Gazzelilerin 24 binden fazlası kadın ve çocuk”
    BM ve uluslararası toplum soykırımı durdurmadığı her gün bilanço daha da korkunç bir hal aldığını söyleyen Yalçın, “Vahşetin düzeyi her geçen gün genişliyor ve dönüşüyor. 7 Ekim’den bu güne kadar Gazze’de işgalci İsrail güçleri tarafından yapılan soykırımda yaklaşık 35 bin sivil şehit edildi, 77 bin masum yaralandı. Katledilen Gazzelilerden 24 bin den fazlası kadın ve çocuk. Gazze’nin yüzde 70’i yerle bir oldu. Evlerin yüzde 60’ı, ticari tesislerin yüzde 80’i, okulların yüzde 90’ı yok oldu. 35 hastanenin 24’ü bombalandı. 11 tanesi ise kısmen çalışabiliyor. 267 ibadethane bombalandı. Su kuyularının yüzde 83’ü artık çalışamaz durumda” şeklinde konuştu.

    “Bizzat BM’nin gözetiminde olan mekanlar vuruluyor”
    Vahşetin büyük olduğuna dikkat çeken ve gelen haberler ile görüntülerini kan dondurduğunu vurgulayan Yalçın, “İnsanların canlı canlı toprağa gömüldüğü, buldozerler ile bedenlerinin paramparça edildiği, gözaltında işkenceler ile katledildiği görüntüleri görüyoruz. Enkaz altında kalanların çıkarılmasına, katledilen cenazelerin alınması dahi izin verilmiyor. Savaş suçu sayılan fosfor bombaları kullanılıyor. Sivil yerleri hedef alıyorlar. Hastaneleri, ambulansları, sağlık görevlilerini, eğitimcileri, siyasileri herkesi ve her şeyi toptan hedef alıyor Siyonist işgal çetesi. Bizzat BM’nin gözetiminde olan mekanlar vuruluyor. Yardım için bir araya gelen kalabalıklar katlediliyor. Pazar yerleri bombalanıyor. Sivil altyapı tamamen yok ediliyor, insani yardımlar da engelleniyor. Elektrik, su, gıda girişine yeteri kadar izin verilmiyor. Kitlesel katliamlar gerçekleştirilirken bir yandan da kıtlık ve açlıkla, sağlık hizmetlerine erişimi engelleyerek, yaralıların tedavisine izin vermeyerek kitlesel ölümler hedefleniyor” ifadelerini kullandı.
    BM’yi ve uluslararası toplumu terör devletini durdurma konusunda somut adımlar atmaya davet eden Yalçın, “İnisiyatif almaya, soykırımı duyurmaya çağırıyor ve 1 Mayıs’a Gazze’deki, Filistin’deki emekçiler soykırım altında giriyor diye buradan bir kez daha haykırmak için bugün buradayız” dedi.
    Konuşmaların ardından BM Ankara temsilciliği önüne siyah çelenk bırakıldı.

  • Memur-Sen 8’inci Büyük Türkiye Buluşması Ankara’da gerçekleştirildi

    Memur-Sen 8’inci Büyük Türkiye Buluşması Ankara’da gerçekleştirildi

    Memur-Sen yönetim kurulu üyelerini, bağlı sendikaların genel başkanlarını ve yönetim kurulu üyelerini, İl temsilcileri ve şube başkanlarını, Genç, Emekli, Kadın ve Engelli Komisyonlarının yöneticilerini bir araya getiren Memur-Sen 8’inci Büyük Türkiye Buluşması Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştirildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un katılımıyla düzenlenen programda, Memur-Sen’in çalışma hayatında yaptığı çalışmalar ve geleceği dair hedefleri ele alındı.

    “Sendikacılığın kitabını yazdık”

    Burada bir açılış konuşması gerçekleştiren Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ideolojileri değil, insanları merkeze alarak çalıştıklarını belirterek, “Bu bilinçle 11 Hizmet kolunda yetkili sendikalarımızla önemli mesafeler aldık. Bin 7 kazanım diyerek, yaptıklarımızı kitaplaştırarak, sendikacılığın kitabını yazdık ve kazanım skalasını ortaya koyduk. Çalışan, üreten ve yol açan bir teşkilat olarak gayretimiz devam edecek” diye konuştu.
    Adil bir dünyanın emekle kurulacağını belirterek, bu çerçevede Uluslararası Emek Konfederasyonu’nun dün 1’inci Olağan kongresini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yalçın, 5 kıtada 127 ülkedeki emek örgütleriyle dayanışma ağı geliştirdiklerini aktardı. Yalçın, bu dayanışma zemininde dünyanın içinde bulunduğu küresel krizlere ve sorunlara karşı emek ve insan merkezli çözüm önerileri üreteceklerini de sözlerine ekledi.
    Dünyanın büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu söyleyen Yalçın, Ortadoğu ve Avrupa’da halen savaşların devam ettiğini dile getirdi. Türkiye’nin de etrafında gerçekleşen savaşlardan etkilendiği söyleyen Yalçın, yaşanan enflasyon ve fiyat istikrarsızlığının ise alım gücünü zayıflattığını dikkati çekti.

    “8 bin 77 liralık seyyanen zam güncellenerek emeklilerin de gelirlerine yansıtılmalı”

    Bu durumun önüne geçmek için mücadele ettiklerini söyleyen Yalçın, “Toplu sözleşmede tekliflerimizi uzun süredir eşel-mobil sistemi üzerinden konuşuyoruz. Enflasyona yenilmemek, aldığımız gelirin 6 ay içerisinde kaybolmaması için ya 6 aylık eşel- mobil ya da 3 aylık sistemler üzerinden olsun diyoruz. Dolaylı vergi azalsın, doğrudan vergi arttırılsın diyoruz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınsın ve vergide adalet sağlansın istiyoruz. Dar gelirliler, emekliler açlık sınırında ve altında yaşamasın istiyoruz. Uzun süreli çalışmaktan sonra emekli olanlar, meslekten emekli oldular ama hayattan emekli olmadılar. Onun için emeklilerin alım gücü yükselmeli asgari ücretin altında emekli maaşı olmamalı. Kamu görevlileri için ödenen 8 bin 77 liralık seyyanen zam güncellenerek emeklilerin de gelirlerine yansıtılmalı diyoruz” açıklamalarında bulundu.
    Yalçın, 7’inci Dönem Toplu Sözleşme’de kayıt altına alınan 4688 Sayılı yasanın tadili noktasında çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, mevcut kanunun sorunları çözmede yetersiz kaldığını ifade etti. Bu konuda 10 rapordan oluşan çalışma hazırladıklarını söyleyen Yalçın, kanunun ILO normlarına göre yeniden ele alındığını belirterek, örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, dayanışma aidatının getirilmesi, grev hakkının gelmesi, hakem heyetinin adil bir kimlik kazanması, toplu sözleşmenin kapsamının genişlemesi gibi hakların kazandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
    Yalçın, ayrıca 7’inci Dönem Toplu Sözleşme’de kayıt altına alınan, ‘1’inci Dereceye 3600 Ek Gösterge’nin hemen hayata geçirilmeli, gerektiğini de vurguladı.

  • Memur-Sen’den Filistin yürüyüşü

    Memur-Sen’den Filistin yürüyüşü

    İsrail güçlerinin, ABD, desteğiyle Gazze’de gerçekleştirdiği olaylara ses yükseltmek ve Filistinli insanların yanında olmak amacıyla Filistin’e Destek Platformu öncülüğünde 1 Aralık’ta Sakarya’da başlayan Filistin’e Destek Yürüyüşleri’nin ikincisi Şanlıurfa’da gerçekleştirildi. Ali Şelli Parkı’nda bir araya gelen binlerce Şanlıurfalı ve platform gönüllüleri, kortej eşliğinde bayraklarla, marşlarla, sloganlarla Rabia Meydanı’na yürüdü.

    Rabia meydanında bir konuşma yapan Memur-Sen Genel Başkanı ve Filistin’e Destek Platformu Sözcüsü Ali Yalçın, Gazze’nin bir haysiyet meselesi olduğunu vurgulayarak, “Gazze’de tarihin en korkunç soykırımı yaşanıyor. 17 binden fazla kardeşimiz şehit edildi. 7 binden fazla çocuğumuz Bebeğimiz 5 bin kadın 46 bin yaralımız var ve tedavi edilemiyor. Hastanelerimiz, ambulanslarımız, okullarımız, camilerimiz yerle bir edildi. Hastanelerdeki bebeklerimizi, Sokakta oynayan çocuklarımızı öldürüyorlar. Filistinli çocukları öldürmeye ‘Gazze’de çim biçiyoruz’ diyorlar! Bunlar Meleklerin lanet okuduğu, şeytanların alkışladığı alçaklardır” dedi.

    Gazze’nin geleceği Türkiye’nin geleceğidir
    Emperyalistlerin korkunç bir küresel plan dâhilinde hareket ettiklerini ve Gazze’de soykırım ittifakı kurduklarını söyleyen Yalçın, “Arzı-ı Mev’ud için çalışıyorlar. Bazı nasipsizler de çıkmış hala “Gazze’den bize ne” diyor. Bunu diyenler ya haindir ya da cahil! Arz-ı mev’ud’a göre Kudüs’ten sonra alınması gereken ilk şehir Urfa’ymış, bak hele! Kudüs’ü aldılar, Hedeflerinde Urfa var. İşte bu yüzden diyoruz ki Kudüs’ün geleceği İstanbul’un geleceğidir. Gazze’nin geleceği Türkiye’nin geleceğidir” şeklinde konuştu.
    Filistin direnişinin önemli liderlerinden Şeyh Ahmet Yasin’in “Dirensek de öldürüyorlar, direnmesek de öldürüyorlar. Biz direnmeyi seçtik” sözlerini hatırlatan Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Büyük bir acı ve kahır deryasındayız. Evet, acı var, kahır var ama umut da var. Gazze’de oyunları bozan kahraman bir direniş de var. Gazze’de yiğitlik var, cesaret var, haysiyet var, izzet var. ‘Berran ve bahren ve cevven’ diyen bir yürek var. Zalimlere zilleti, mazlumlara izzeti taşıyan bir tufan var. Yılgınlık yok, direniş var”

    “Gazze insanlığın haysiyet sınavıdır”
    Yalçın, dünyanın 7 Ekim’den beri büyük bir uyanış ve diriliş yaşadığını; milyonlarca insanın meydanlardan Filistin’e özgürlük diyerek küresel intifadayı büyüttüğünü söyledi.
    Kudüs özgür oluncaya, Hanzala yüzünü dönünceye kadar her ilden, her meydandan zulme karşı haykırmaya devam edeceklerine işaret eden Yalçın, Almazsak ölmeyiz ama alırsak ölecekler diyerek, boykota devam edeceğiz! Zulmü haykıracağız, hakkı haykıracağız, hakikati haykıracağız! Bugün Gazze, insanlığın haysiyet sınavıdır, adamlık sınavıdır” dedi.
    Konuşmasında İslam ülkelerine seslenen Yalçın, “İsrail denen gasp çetesiyle, terör örgütüyle ilişkinizi kesin! Dik durun! Tehditlere şantajlara boyun eğmeyin. Reelpolitiğe aldanmayın! Çocuklarımızın katledilmesini durdurmak sizin elinizde. Bilin ki hiç bir reel politik, hiçbir ulusal çıkar Gazzeli bir çocuğun hayatından daha kıymetli değildir” diye konuştu.
    BM binalarına sığınan insanların dahi vahşice katledildiklerini söyleyen Yalçın, “Yarın 10 Aralık İnsan Hakları Günü ama şu anda tarihin en vahşi insanlık suçu işleniyor. Ama BM ve tüm uluslararası toplum üç maymunu oynuyor. Taşları bağlayıp, köpekleri salmış, vahşeti izliyorlar. Buradan açıkça söylüyorum: Gazze’de yüzyılın soykırımı işleniyor And olsun soykırımı da soykırımcıları da unutmayacağız, unutturmayacağız. Çocuklarımızın katilleri döktükleri kanda boğulmadıkça bu hesabı kapatmayacağız! Siyonist çete, Filistin’den defolmadıkça durmayacağız! Şanlıurfa’dan Gazze’ye, Kudüs’e, Aksa’ya bin selam olsun. Kahrolsun Siyonizm, kahrolsun Emperyalizm, yaşasın özgür Kudüs, yaşasın nehirden denize özgür Filistin” diyerek sözlerini noktaladı.

    “Siyonizm tüm dünya için büyük bir tehdit”
    Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Selim Argun ise Siyonizmin tüm dünya için büyük bir tehlike arz ettiğini söylediği konuşmasında, tüm dünyanın. Gazze’deki insanların metaneti ve haklı duruşu tüm dünya haklarını derinden etkilediğini ifade etti. Filistin’de yaşanan zulmün dünyanın dört bir tarafında bir uyanışa vesile olduğunu söyleyen Argun, herkesin Siyonizmin tüm dünya için ne kadar tehlikeli olduğunun farkında vardığını dile getirdi.
    Şanlıurfa Büyük Filistin Yürüyüşü, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun’un savaş, çatışma, yoksulluk ve zulüm altındaki mazlumlar için ettiği duayla sona erdi. Yürüyüşe, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Selim Argun, Memur-Sen genel başkan yardımcıları, Konfederasyon bünyesindeki sendikaların genel başkanları ile yönetim kurulu üyeleri katılım sağladı.

  • “Gerçekçi bir teklifle gelinmeli”

    “Gerçekçi bir teklifle gelinmeli”

    Yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinde 1 Ağustos’ta başlayan süreç Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde devam ediyor.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, memur ve memur emeklisinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde gelinen aşamayla ilgili Memur-Sen Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

    Toplu sözleşmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcıları Hacı Bayram Tonbul’un önceki gün kalp rahatsızlığı geçirdiğini anımsatan Yalçın, tedavisi yoğun bakım servisinde süren Tonbul’a acil şifalar diledi.

    Memur-Sen olarak amaçlarının kamu görevlilerinin alın terinin karşılığını almak, hakkını, hukukunu korumak ve refah seviyelerini yükseltmek olduğunu ifade eden Yalçın, “Gerçekçi olmayan teklifleri reddederken de masada müzakereyi yürütürken de sahadan ses verirken de aynı hassasiyetle hareket ettik.” dedi.

    Yalçın, toplu sözleşme tekliflerini Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu ve bu sürece dair sorumluluklarını gözeterek hazırladıklarını belirterek, şöyle konuştu:

    “Yaşanan fiyat istikrarsızlığını ve ekonomik koşulları göz önüne alarak zam teklifimizi üçer aylık dönemler halinde sunmuştuk. Merkez Bankasının öngördüğü enflasyon beklentileri, tekliflerimizin doğruluğunu teyit etmiştir. Bu süreçte, Türkiye’nin büyüme rakamlarını ve hükümetin seçim beyannamesindeki refah payı vaadini Kamu İşverenine hatırlattık. Kamu İşvereninin, birinci ve ikinci teklifinde getirdiği rakamlar ne ifade ettiğimiz gerçekliğe uygun ne de beklentileri karşılayacak niteliktedir. Yüzdelik teklif, toplu sözleşmenin esası, enflasyon farkı, kayıpların telafisi, refah payı ise alım gücünü korumanın güvencesidir. Ama bugün görüyoruz ki 6 ay boyunca yaşayacağımız sıkıntılar sonrası alacağımız enflasyon farkı zam gibi sunuluyor. Halbuki enflasyon farkı Kamu İşverenin jesti değil, toplu sözleşme kazanımımız ve geçmişe dönük alacağımızdır.”

    Türkiye ekonomisinin karşı karşıya kaldığı sorunlarda kamu çalışanlarının hiçbir sorumluluğu olmadığını vurgulayan Yalçın, emeklerinin iktisadi sıkılaşma politikalarının tasarruf kalemine dahil edilmesini kabul etmediklerini söyledi.

    Toplu sözleşmenin sadece genel teklifin rakamları üzerinden konuşulmasının hizmet kollarına ve genele ilişkin üretilen çözümleri gölgede bırakabildiğine dikkati çeken Yalçın, şunları kaydetti:

    “Her ne kadar oransal zamda uzlaşılacak noktaya gelemediysek de hem hizmet kolu tekliflerinde hem de genele ilişkin bölümde bazı kritik başlıklarda önemli ilerlemeler sağladık. Toplu sözleşmede mutabakat her bir hizmet kolu ve genel ayrı ayrı sağlanabileceği gibi tek kalemde de olabilir. Arzumuz ve çabamız toplu sözleşmede genel ve hizmet kolu mutabakatının bir arada sağlanmasıdır. Yarın, Kamu İşvereninden gelen son teklifle müzakere ve istişare sürecini sürdürerek önemli bir karar alacağız.”

    Yalçın, Hakem Kurulu sürecinin başlamasına kadar süreci uzlaşmayla tamamlama hakkı ve iradelerinin olduğunu dile getirerek, “Beklentimiz gayet açık ve net. Gerçekçi, piyasa koşullarını dikkate alan, öngörülen enflasyonu ihmal etmeyen, refah payı içeren, kamu görevlilerinin reel alım gücünü yükseltecek yeni bir teklifle gelinmelidir. Bu sebeple yüzdelik zamda iyileştirici bir irade, refah payında ise olumlu bir adım bekliyoruz.” dedi.

  • Memur-Sen’den 81 ilde eylem

    Memur-Sen’den 81 ilde eylem

    Memur ve memur emeklisinin iki yıllık zam pazarlığında kamu işveren heyeti dün ikinci teklifini yaptı.

    Teklifi yeterli bulmayan Memur-Sen’e bağlı memur ve memur emeklileri 81 ilde eylem yaptı.

    Ankara’daki eylemlerin adresi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı binasının önü oldu. Memur ve memur emeklileri alana afiş ve pankartlarla geldi, slogan attı.

    Memur Sen Ankara il temsilcisi Nevzat Öylek, memurun gerçekçi tepkileri karşısında hükümetin yetersiz teklifini protesto ettiklerini söyledi.

    Öylek, iki puan arttırarak yüzde 25’e çıkardığı 2024 zam oranının Merkez Bankası’nın enflasyon beklentisinin sekiz puan altında olduğunu belirtti.

    Öylek, “Piyasa gerçeklerine dayanan teklifi görmeyi bekliyoruz.” dedi.

    Toplu sözleşme görüşmelerinde 22 Ağustos’ta yeni teklif masaya gelecek. Tarafların bu tarihte de anlaşamaması durumunda Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurulacak. Bu aşamada kurul, en geç ay sonuna kadar sözleşmeye dair kararını açıklayacak.

  • Memur ve memur emeklilerinin zammı

    Memur ve memur emeklilerinin zammı

    Yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinde 1 Ağustos’ta başlayan süreç devam ediyor.

    Belirlenen çalışma takvimi doğrultusunda 11 hizmet koluna ait tekliflerin tasnifiyle ilerleyen görüşmelerde, kamu görevlilerinin geneline ilişkin tekliflerin ön müzakeresi de yapıldı.

    Tüm tekliflerin tasnif ve ön müzakerelerinin tamamlanmasıyla görüşmelerde büyük önem taşıyan müzakere aşamasına geçilmiş oldu.

    Bu kapsamda, 11 hizmet koluna ilişkin komisyon raporları, hükümet ile yetkili sendikalar arasında müzakere edildi. Müzakerelerin sona ermesinin ardından hükümetin, kamu görevlilerinin geneline ilişkin ilk zam teklifini 14 Ağustos’ta Memur-Sen’e sunması bekleniyor.

    Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, hizmet kollarına ait tekliflerin tasnifi ve ön müzakere süreçlerinin olumlu ve verimli geçtiğini söyledi.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın da süreci yakından takip ettiğini belirten Tonbul, şöyle konuştu:

    “Hizmet kollarına ait tekliflerin tasnifi ve ön müzakere sürecindeki olumlu havanın, görüşmelerin müzakere kısmında da devam etmesini istiyoruz. Gerçekleşen enflasyon rakamları, Merkez Bankasının revize ettiği enflasyon tahminleri ve çarşının pazarın durumu ortada. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda taleplerimiz oldukça makul. Bundan dolayı kamu işvereni, 14 Ağustos’ta enflasyon hedefleri üzerinden değil, piyasa gerçekleri üzerinden bir teklifle masaya gelmeli.”

     

  • 3 ayda bir zam istiyorlar

    3 ayda bir zam istiyorlar

    Memur-Sen, kamu görevlilerinin toplu sözleşmeden beklentilerini araştırdı.

    Memur-Sen’den yapılan yazılı açıklamaya göre, milyonlarca kamu görevlisini ilgilendiren 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde müzakere aşamasına geçilirken, konfederasyon kamu görevlilerinin toplu sözleşmeden beklentilerine yönelik yaptığı araştırmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.

    Konfederasyonun, 2-9 Ağustos’ta gerçekleştirdiği ankete, 50 bini aşkın kamu görevlisi katıldı. Katılımcıların yüzde 42’si kirada oturduklarını, yüzde 8,4’ü lojman hakkına sahip olduğunu belirtti.

    KİRA YARDIMI TALEBİNE DESTEK

    Anket sonuçlarına göre, kamu çalışanlarının yüzde 93,7’si Memur-Sen’in işverenden kira yardımı talebine destek verdi.

    Katılımcıların yüzde 90’ı, enflasyona karşı alım gücünün korunması için oransal zamların 3’er aylık dilimler halinde verilmesini desteklediğini ifade etti.

    Ankete katılan kamu çalışanlarının yüzde 96,8’i de bayram ikramiyesi teklifini olumlu karşıladı.

  • Memur-Sen’den seyyanen zam talebi

    Memur-Sen’den seyyanen zam talebi

    Memur ve memur emeklilerinin zam oranının yüzde 41,69 olarak belirlenmesi sonrasında Memur-Sen’den açıklama geldi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, enflasyon kaynaklı gelir kaybının karşılanması ve maaşlar arası makasın büyümemesi için seyyanen iyileştirme yapılması gerektiğini belirtti.

    Twitter’dan açıklama yapan Yalçın, “Başta kamu görevlilerimiz olmak üzere çalışanlarıyla büyüyen “Büyük ve Güçlü Türkiye” ile uyumlu olarak kayıpların tazmini için seyyanen zam yapılmalı, vergi matrahları yükseltilmeli, ikinci 6 aylık dönemde enflasyonun zam oranını aştığı durumda eşel mobil uygulanmalıdır” dedi.

  • Asgari ücret ve memur maaşı zammı için flaş talep

    Asgari ücret ve memur maaşı zammı için flaş talep

    Asgari ücrete ikinci zam yapılıp yapılmayacağı konusu hala belirsizliğini korurken Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Milyonlarca kişinin gözü kulağı asgari ücrete gelmesi beklenen ikinci zam haberlerinde… Yüksek enflasyon karşısında zor günler geçiren çalışanlar asgari ücrete yapılması gündemde olan yeni zam ihtimali ile ilgili son dakika gelişmelerini yakından takip ediyor.

    Ara zam tartışmaları ile ilgili Habertürk’ün sorularını yanıtlayan Ali Yalçın, ücret ve maaş alanların yüksek enflasyona karşı korunabilmesi için geçmişte olduğu gibi eşel – mobil sisteminin uygulanmasını önerdi. Enflasyonun geçmişte bu kadar yüksek olmadığını, şimdi yüksek enflasyon yaşandığını belirten Yalçın, şöyle konuştu:

    “Bu tür enflasyon dönemlerinde zammı ve enflasyon farkını almak için 6 ay beklenmemeli. Aylık ya da en geç 3 aylık dilimler halinde enflasyon farkları ödenmeli. Ayda bir olmasa da 3 ayda bir fark ödenmeli. Aksi halde ücret maaşla çalışanların alım gücü düşüyor, hatta kayboluyor. Bordro mahkûmları ve dar gelirliler yüksek enflasyonda ezilir. Alım gücü düşer. Gelir dağılımı bozulur.”

    Ali Yalçın, önceden maaşlara zam yapıldıktan sonra enflasyon farkının üçüncü, dördüncü, hatta altıncı ayda ortaya çıktığını, şimdi ise ilk aydan itibaren enflasyon farkı meydana geldiğini söyledi.

    YALÇIN: HERKESE 3600 EK GÖSTERGE OLMAZ

    Ali Yalçın 3600 ek gösterge ile ilgili sorularımızı da yanıtladı. Yalçın, 3600 ek gösterge verilmesi öngörülen öğretmen, polis, hemşire ve din görevlilerinin kamu çalışanlarının yaklaşık yüzde 80’ini oluşturduğunu, diğer kamu çalışanlarının dışarıda bırakılmasının doğru olmayacağını savundu.

    Ancak, 3600 ek göstergenin herkese verilemeyeceğini belirten Yalçın, ek göstergenin kademeli olarak artırılması gerektiğini söyledi. Yalçın, tek başına ek göstergenin artırılmasının da bir anlam ifade etmeyeceğini, tazminat yansıtma oranının da artırılması gerektiğini ifade etti. Ali Yalçın, 3600 ek gösterge ve yeni tazminat yansıtma oranı ile öğretmenlerin emekli aylığında 1300 TL dolayında artış olacağını kaydetti.

    Mayıs ayında bir toplantı daha yapacaklarını belirten Yalçın, hizmet kollarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ayrı ayrı görüşerek kendi alanlarıyla ilgili görüş ve önerilerini anlattıklarını söyledi.