Etiket: Meral Akşener

  • Bahçeli’den Akşener’e ‘Evine dön’ çağrısı

    Bahçeli’den Akşener’e ‘Evine dön’ çağrısı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti lideri Meral Akşener’e ‘evine dön’ çağrısında bulundu.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti lideri Akşener’e de çağrıda bulunarak, “Sayın Akşener’in böyle gitmeyeceğini, böyle ittifak olmayacağını, olsa bile bir ayağının çukura düştüğünü görüp derhal ve çok kısa süre içinde EVİNE dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır. EVİNDE rahatı ve huzuru bulacaktır. İkbal ile idbar arasında sıkışıp kalmak yerine, kaldı ki zillete düşmektense EVDE olmak isabetli bir tercihtir” ifadelerini kullandı.

    MUHARREM İNCE’NİN SİYASİ PARTİ KURACAĞI İDDİASI

    Devlet Bahçeli, Muharrem İnce’nin siyasi parti kuracağına ilişkin iddialara da yanıt vererek, ”CHP’de sular durulmaz, nitekim kaynayan tencere kapak tutmaz” açıklamasında bulundu.

    ”KÖKÜNDEN KOPAN OLUŞUM ÇOK YAŞAMAZ”

    Devlet Bahçeli sözlerine şunları da ekledi:

    ”37.Olağan Büyük Kurultay bir fırsattı, belki de bu fırsat kapısı ardına kadar açıldı. CHP, vaki geleneğiyle vahim gerçeği arasında kalmanın ağır sıkıntısını yaşıyor. Bana göre kökünden ve tarihinden kopan hiçbir sosyal ve siyasal oluşum çok yaşamaz.

    CHP iktidar hedefini falan bırakıp, girdiği tünelde karşısından gelen tehlikeli ışığa kafa yormalıdır. Bu ışık kurtuluş değil, şiddetli çarpışmadır, dağılmadır, parçalanmadır”

  • Meral Akşener, Ayasofya Camisi’ni ziyaret etti

    Meral Akşener, Ayasofya Camisi’ni ziyaret etti

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni ziyaret etti.

    Akşener, eşi Tuncer Akşener, oğlu Fatih Akşener ve yeğeni Banu Gürer ile birlikte geldiği Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde namaz kıldı.

    Yaklaşık yarım saat içeride kalan ve cami çıkışında basın mensuplarına açıklamada bulunan Akşener, mescid namazı kıldıklarını belirterek, “Allah kabul etsin inşallah. Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan Han’a, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’a, İstanbul’u, Ayasofya’yı özgürleştiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına dua ettik. Allah’ım kabul eder inşallah.” dedi.

    Basın mensuplarının bayramlarını da tebrik eden Akşener, caminin açılışına katılamamasına ilişkin soruya, “Karantina sebebiyle. 15 Temmuz programına katılacaktım. Hepimizden test istendi. O arada bir arkadaşımızda çıktı. 15 gün Ankara’da evden ayrılamadım. Bugüne nasipmiş. Biz sadece ailecek geldik. Yeğenim, oğlum, eşim burada. Kıldık namazlarımızı Allah kabul etsin.” yanıtını verdi.

    Akşener ve ailesi, daha sonra Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nden ayrıldı.

  • Meral Akşener: “Alparslan da Fatih de Atatürk de bizimdir”

    Meral Akşener: “Alparslan da Fatih de Atatürk de bizimdir”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Diyanet İşleri Başkanlığı makamının kendileri için kıymetli bir makam olduğunu belirterek, “Siz utanmadan Ayasofya’yı düşmandan kurtaran ecdada saygısızlık ederken, 16 Türk adasında Yunan bayrakları, dalgalanmaya devam ediyor. Onlar şanlı bayrağımızı ateşe vererek milli onurumuza hakaret ediyor ama siz hala Mustafa Kemal’le uğraşıyorsunuz. Yazıklar olsun.” dedi.

    Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasına Mersin’deki kazada şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, yaralılara da şifa dileyerek başladı.

    14 gün boyunca Ankara’da karantinada olduğunu ve bir sorunla karşılaşmadan süreci tamamladığını anlatan Akşener, Kovid-19’a yakalanan koruma polisinin de sağlığına kavuştuğunu bildirdi.

    Karantinada olduğu için bazı programlara katılamadığını dile getiren Akşener, Ayasofya Camisi’nin tamamen ibadete açılmasıyla ilgili programa da bu nedenle katılamadığını vurguladı.

    “Ayasofya’da ibadet etmeyi, dua etmeyi ben de istedim. Ancak maalesef olmadı. İnşallah ilk fırsatta ziyaret edeceğim.” diyen Akşener, hükümetin Ayasofya’ya ilişkin tutumunu, “Sayın Erdoğan ve arkadaşları, uyarılarımıza rağmen dayanamadılar ve hepimizin ortak değeri olan Ayasofya’dan, siyasi rant devşirme telaşına düştüler.” ifadeleriyle eleştirdi.

    Meral Akşener, dün Ayasofya’nın açılmasına itiraz edenlerin, bugün “Ayasofya Fatihi” pozları verdiğini öne sürerek, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine ilişkin sürece değindi.

    Akşener, şöyle konuştu:

    “Sürekli Vakıflar, Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, 2004 yılında Başbakanlığa dilekçe verip, Ayasofya’nın müze olması kararının iptalini istiyor. Başbakanlıktan dilekçelerine cevap alamayınca, 2005 yılı başında mahkemeye başvuruyorlar. Bursa 2. İdare Mahkemesi kanalıyla, Danıştay Başkanlığı’na gönderilen evrakta Başbakanlık, derneğin müracaatına yasal süresi içinde cevap vermediği için suçlanıyor ve dava başlıyor. O günün Başbakanlığı, bugünün Cumhurbaşkanlığı ne istiyor biliyor musunuz? Bu davanın reddini istiyor. Yani ‘Ayasofya müze olarak kalmalı.’ diyor. ‘Eğer ibadete açılacaksa, bu yargının değil, bizim, yani yürütmenin inisiyatifindedir.’ diyor. Peki gereğini yapıyor mu? Hayır. Davanın reddini isteyip oturuyor. Hatta Sayın Erdoğan bizzat çıkıp, ‘Önce Sultanahmet’i doldurun.’ diyor. Sonra, Danıştay ibadete açılma kararını verince, aynı iktidar meydana çıkıp, ‘Ben yaptım’ pozlarıyla caka satıyor.

    Başvuran bir dernek. Dilekçeyi sümen altı edip cevaplamayan, dönemin başbakanı Sayın Erdoğan. Kararı veren mahkeme ve Danıştay. Ama propagandist medyaya bakarsan bu işin kahramanı iktidar. Hem de bizzat o davanın reddini isteyen iktidar. Yine bir riyakarlık, yine vatandaşı değil, kendi ikbalini düşünme hastalığı.”

    İlk günden itibaren hükümete “Ayasofya’yı ibadete açın, ama siyasete kapatın” uyarısında bulunduklarını hatırlatan Akşener, ancak iktidarın, “Allah’ın evine siyaset sokma hastalığından bir türlü kurtulamadığını, ortak değerleri suistimal etmekten geri kalmadığını ve karar sürecinde gösterdikleri riyakarlığı, açılış programındaki sözleriyle bambaşka bir boyuta taşıdığını” ileri sürdü.

    “Alparslan da Fatih de Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir”

    Ayasofya’nın açılış programında “Selam olsun Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan’a, Selam olsun İstanbul’u fetheden Fatih’e, Selam olsun, İstanbul’a ve Ayasofya’ya istiklalini yeniden kazandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e” açıklamasını beklediklerinin altını çizen Akşener, “Söylenmesi gereken buydu. Ecdadımıza ve tarihimize saygının gereği buydu. Devlet insanlığına, cumhurun başkanlığına yakışan buydu. Ama bu bile efendilere zor geldi. Bırakın saygıyla selamlamayı, saygısızlık etmekte hiçbir beis görmediler. Böylesine güzel bir günde bile düşmanlık etmekten utanmadılar.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türk tarihinin bir bütün olduğuna dikkati çeken Meral Akşener, konuşmasın şöyle sürdürdü:

    “Alparslan da Fatih de Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir. Tarihte Atatürk’e düşman olup da Türk’e dost olan çıkmamıştır. Bunun tek bir istisnası bile yoktur. Çünkü Atatürk; Asya’dan Akdeniz’e, bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketin ve büyük Türk Milleti’nin, mavi gözlü bozkurdudur.

    Ayasofya’da, makamının ve sıfatının gereğini yapıp, gönülleri kazanmak yerine, lanetlerden bahsedenlere sesleniyorum: Hastanede koşa koşa ziyarete gittiğiniz, ‘keşke Yunan kazansaydı’ diyen fesliyi örnek alıp, tarihi delik deşik edeceğinize işgal kuvvetlerini dize getirenlerle, Sevr’i yırtıp atan ve Misakımilli’yi çizenlerle gurur duyun. Kuvayımilliyecilerin katlinin vacip olduğuna fetva veren, Durrizade gibi alçaklardan feyz alıp, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına lanet okuyacağınıza oturduğunuz koltuğun ilk sahibi olan, İstanbul Hükümeti’nin idama mahkum ettiği Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi Hocamızla gurur duyun. Yunan’a ilk kurşunu atan Hasan Tahsin’le, Çanakkale geçilmez diyen 57. Alayla, söz verdiği saatte Çiğiltepe’yi alamadı diye canına kıyan Albay Reşat’la, Kara Fatma’yla, 200 kiloluk top mermisini namluya süren Seyit Onbaşı’yla gurur duyun.”

    Kurtuluş Savaşı’nın, İslam ülkelerinin bağımsızlığını kazanması için bir psikolojik eşik olduğunu ve Müslümanların, Mustafa Kemal’in büyük zaferinden ilham aldığını belirten Akşener, şunları söyledi:

    “Kalın kafalara girememiş olsa da Türk olmak bir şereftir. Türk tarihine, hakkıyla sahip çıkmak bir şereftir. İstiklal Mücadelemizin önderi Gazi Mustafa Kemal’i anmak, bir şereftir. Sizler bu şerefle yaşamamayı tercih edebilirsiniz. Bu sizin sorununuz. Rahmetli Elçibey’in dediği gibi ‘Allah’ın bahşettiği şerefi istemeyene, biz zorla şeref verecek değiliz.’

    Ama unutmayın ki bağımsızlığı sağlamak için ödenmiş bedeller var. O bedeli tereddütsüz göze alıp, toprağa düşenlere, saygı göstermek zorundasınız. Bu bir lütuf değil, hem dinimizin hem de töremizin gereğidir. Allah-Muhammed aşkına, Muhammed-Ali aşkına; Atatürk’le alıp veremediğiniz nedir kardeşim sizin? Vatanı işgale yeltenen Yunanlılar, Fransızlar, İngilizler, Mustafa Kemal’e düşman olsa anlarım. Ama siz neden düşmansınız? Buradan iktidardakilere sesleniyorum; Diyanet İşleri Başkanlığı bizim için kıymetli bir makamdır. Ama şunu söylemeden de geçemem. Siz utanmadan Ayasofya’yı düşmandan kurtaran ecdada saygısızlık ederken, 16 Türk adasında Yunan bayrakları, dalgalanmaya devam ediyor. Onlar şanlı bayrağımızı ateşe vererek milli onurumuza hakaret ediyor ama siz hala Mustafa Kemal’le uğraşıyorsunuz. Yazıklar olsun.”

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının öz yurdunda, beş vakit ezan sesinin yankılandığı Türk vatanında, şan, şeref ve nur içinde yattığını ifade eden Akşener, ‘önce vatan’ diyenlerle, atasını bilmeyen vatansızlar arasındaki farkın bu olduğunu söyledi.

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı eleştiren Meral Akşener, “Göreve geldiği günden bu yana, İstiklal kahramanları için bir hayır duayı bile çok gören Ali Erbaş, bu sefer de utanmadan onlara lanet okumaya kalktı. Varsın onlar günlerini aynı vefasızlıkla, aynı nankörlükle aynı kadir kıymet bilmezlikle geçirmeye devam etsinler.” dedi.

    Akşener, salonda bulunanları İstanbul’u ve Ayasofya’yı yeniden özgürleştiren kahramanların ruhuna fatiha okumaya davet etti.

    İstanbul Sözleşmesine ilişkin tartışmalar

    Kadın cinayetlerine de değinen Akşener, Türkiye’nin, 34 OECD ülkesi arasında, kadına yönelik şiddet olaylarında birinci sırada olduğunu iddia etti. Akşener, bu yılın Ocak ayında 27, Şubat ayında 22, Haziran ayında ise 27 kadının öldürüldüğünü vurguladı.

    Muğla’daki Pınar Gültekin cinayetine ilişkin de Akşener, kadınların korku içinde yaşadıklarını ve kendilerini güvende hissetmediklerin belirtti.

    Türkiye’de son 10 yılda 3 bin kadının öldürüldüğünü belirten Akşener, Türkiye’nin bu utançtan kurtulmak zorunda olduğunu vurguladı.

    İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin tartışmaları anımsatan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, “Sayın Erdoğan’ı bir kez daha yaptığı ender iyi işlerden biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek yerine, sözleşmenin maddelerini hakkıyla uygulamaya çağırıyorum. Bir avuç ahlaksızın hayallerini gerçekleştirmek uğruna, kadınlarımızı mağdur etmenize izin vermeyeceğiz. Bir avuç özgüvensizin egolarını eylemek uğruna, İstanbul Sözleşmesi’ni feda etmenize izin vermeyeceğiz. Çünkü, İstanbul Sözleşmesi yaşatır.” şeklinde konuştu.

    Turizm sektöründe yaşanan sorunlar

    Turizm sektöründe yaşanan sorunlara işaret eden Akşener, turizmin yalnız döviz geliri açısından değil, istihdam açısından da çok önemli bir sektör olduğuna dikkati çekti.

    Sektörün zor durumda olduğunu öne süren Akşener, Fethiye’den Çalış Turizm ve Tanıtım Derneği Başkanı Mete Ay’ı turizm sektöründe yaşanan sıkıntıları dile getirmek üzere kürsüye davet etti.

    Akşener, Türkiye’nin son 10 yılda, 370 milyar dolar cari açık verdiğini, bu açığın 290 milyar dolarının, turizm gelirleriyle finanse edildiğini, turizmin tek başına ihracatın 5’te 1’i kadar döviz kazandırdığını dile getirdi.

    Turizmdeki yükselişin, 1980’li yıllarda başladığını anımsatan Akşener, 40 yıldır yapılan yatırımların ve birikmiş sermayenin heba edildiğini savundu.

    Fransa’da, salgının en az hasarla atlatılabilmesi için turizme ayrılan kaynağın 18 milyar avro olduğunu, İspanya ve İtalya’daki desteklerin de benzer boyutlarda olduğunu anlatan Akşener, “Akdeniz Çengeli olarak anılan bölgedeki tüm rakiplerimiz, turizme yönelik kapsamlı finansman paketleri açıkladılar. Bizde ise ‘Türk Ekonomisi’nin sigortası, gözbebeğimiz’ dediğimiz turizm, salgın sürecinde müteahhitlerin gördüğü kadar bile destek göremedi. Turizm sektörünün acilen nefes alması gerekiyor. Sektörde 4 bin işletme, 1 milyon yatak kapasitesi var. İhtiyaç duyan turizmciye, yatak başına 5 bin lira, bir yılı faizsiz olmak üzere, 3 yıllık işletme kredisi sağlayın. Kamu ve turizm sektörünün yükü ortaklaşa paylaşacağı bir kampanya başlatın. Salgın süresince büyük özveriyle çalışan, başta sağlık, güvenlik ve eğitim personelinin, turizm tesislerinden haftalık 250 liradan yararlanmasını sağlayın.” diye konuştu.

    Meral Akşener, Dünya Turizm Örgütü’ne göre, 2030 yılında 1,6 milyar turistin dünyayı gezeceğini, sektörden elde edilen gelirin 2 trilyon doları aşacağını söyledi. Akşener, Türkiye’nin her geçen gün büyüyen bu pastadan payını alabilmesi için değişen koşullara uygun şekilde bir sektörel dönüşüm gerçekleştirmek zorunda olduğunu belirtti.

    Akşener, Türkiye’de yaşanan sorunların kaynağının “2 yıldır ülkenin başına bela olan Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi” olduğunu ileri sürdü.

    İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin ikinci yılını değerlendirdiği konuşmasında bu sistemin yürümediğini farkettiğini dile getirdi.

    Devletin deneme-yanılmayla yönetilmeyeceğine işaret eden Akşener, “Her ne kadar ballandıra ballandıra anlatsa da Sayın Erdoğan’ın sistemi ‘değişmez’ görmediğini söylemesi, olumlu bir adımdır. İşlerin yürümediğinin farkında olmak, gelecek için olumlu bir işarettir. Bu vesileyle Sayın Erdoğan’a bir çağrıda bulunmak istiyorum, sorunun farkına varmak çözmenin yarısıdır. Türkiye’nin bu sarmaldan çıkışı, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemdir. İtiraf edemesen de bunu sen de biliyorsun. Gel, muhalefetle el ele ver, ülkemizi içine soktuğunuz bu sistem krizinden birlikte çıkaralım. Milletimizi içine soktuğunuz bu zor durumdan kurtaralım.” değerlendirmesinde bulundu.

    Partili cumhurbaşkanlığı sisteminin hiç bir araştırma yapılmadan uygulamaya sokulduğunu öne süren Akşener, ilk günden beri bu sistemin yürümeyeceği yönünde uyarılar yaptıklarını söyledi.

    Meral Akşener, araştırma şirketlerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin araştırmalar yaptığını ve bu araştırmalarda halkın en az yüzde 54’ünün güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistemden yana olduğunun ortaya çıktığını savundu.

    Akşener, konuşmasının sonunda merhum Aşık Mahzuni Şerif’in oğlu Emrah Mahzuni’ye İYİ Parti rozeti de taktı.

  • İyi Parti istifayla sarsıldı!

    İyi Parti istifayla sarsıldı!

    İYİ Parti kurucu üyesi Mahmut Bozkurt, partisinden ve kurucu üyelikten istifa etti.

    Bozkurt, istifa dilekçesinde, Adıyaman’da 28 Haziran’da parti açısından utanç verici bir kongre gerçekleştirildiğini iddia ederek, Teşkilat Başkanı Koray Aydın’ın bütün ilçe başkanlarını tek tek arayarak kurduğu baskılar sonucunda Adıyaman İl Başkanlığı Kongresi’nin ülkücülerle ülkücü olmayanlar arasında bir mücadeleye dönüştürüldüğünü savundu.

    Adil olmayan kongre sonucunda Koray Aydın ve onun hizipçi askerlerinin binde 2’lik oyunun, kendisinin yüzde 12’lik oyuna karşı galip geldiğini ileri süren Bozkurt, “Böylece Koray Aydın, kendi uzun vadeli planının Adıyaman bölümünü başarıyla tamamlamış oldu. Kağıt üzerinde kongreyi o aldı fakat gerçekte İYİ Parti Adıyaman’da kaybetti.” ifadesini kullandı.

    24 Haziran 2018 Genel Seçimleri’nde Adıyaman’dan İYİ Parti milletvekili adayı olduğunu ancak seçilemediğini hatırlatan Bozkurt, dilekçesinde şunları kaydetti:

    “Sayın Genel Başkanım ben Adıyaman’da 200 bin nüfuslu büyük bir aşiretin önde gelen bir üyesiyim. Bu büyük ailenin içinde ülkücü yok denecek kadar azdır ama Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlı bir topluluktur. Benim milliyetçi kimliğimde buradan kaynaklanmaktadır.

    Adıyaman il kongresinde teşkilat başkanının güdümündeki binde 2’lik bir oyun, yüzde 12’lik oyu, kağıt üzerinde yenmiş olması hayal kırıklığına sebep olmuştur. Partiye oy vermeyenler delege yapılırken, parti için çalışan, ter döken insanlar delege yapılmamıştır. Bu insanların hakları teşkilat başkanı tarafından organize edilen bir kumpas sonucunda ben ve arkadaşlarımda güvensizlik oluşturmuş, partiyle ilişkimin devam etmesi durumunda ise artık benimle birlikte hareket etmeyeceklerini haykırmışlardır.”

    Bozkurt, bu çerçevede kurucusu olduğu İYİ Parti ve kurucu üyelikten istifa ettiğini vurguladı.

  • Akşener’in koruma polisi koronavirüse yakalandı

    Akşener’in koruma polisi koronavirüse yakalandı

    İYİ Parti, Genel Başkan Meral Akşener’in koruma ekibinde bir polis memurunun yeni tip corona virüs (Covid-19) testinin pozitif çıkması nedeniyle TBMM’de düzenlenecek 15 Temmuz anma programına katılmayacağını duyurdu.

    İYİ Parti’den yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “15 Temmuz hain darbe girişiminin 4’üncü yıldönümü münasebetiyle, millet iradesinin tecelligahı TBMM’de düzenlenecek olan anma programına, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in de katılacağını kamuoyuna duyurmuştuk. Ancak, Sayın Genel Başkanımızın koruma ekibinden bir polis memurunun Covid-19 testi pozitif çıkmıştır. Her ne kadar sayın Genel Başkanımıza yapılan test ‘negatif’ çıkmışsa da, yapılan değerlendirmeler sonrası, törene katılanları riske atmamak için, törene katılmama kararı alınmıştır.”

     

  • “Amasız, fakatsız, ancaksız, lakinsiz özür diliyorum”

    “Amasız, fakatsız, ancaksız, lakinsiz özür diliyorum”

    İYİ Parti lideri Meral Akşener, katıldığı canlı yayında, parti üyesi Levent Özeren’in Semiha Yıldırım hakkındaki tweet’leri için özür diledi. Semiha Yıldırım’ın olaydan haberi olup olmadığını bilmediği için önce Binali Yıldırım’ı da aradığını söyleyen Akşener, “Benim ahlaksızım, onun ahlaksızı diye yürürse bu mesele çözülmez” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım hakkında hakaret içerikli paylaşımları ortaya çıkan İYİ Parti üyesi Levent Özeren hakkında “Sorumluluk bendedir” diyerek özür diledi.

    Halk TV’de yayınlanan ’20. Saat’ programında Özlem Gürses’in konuğu olan Akşener, Semiha Yıldırım’a hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan İYİ Parti Bursa Milletvekili aday adayı Levent Özeren’in twitleriyle ilgili olarak Binali Yıldırım’ı da aradığını açıkladı. Akşener, “Semiha Hanım’ın haberinin olup olmadığını sordum. Bilmediğini söyledi. O nedenle dün tweet atmadım. Başak Demirtaş’a da atmamıştım. Bu tür konuları bir tweet ile halledemiyorsunuz. Salı günü grupta bu konuyu konuşmak üzere bıraktım. İsminin keşke geçirilmemesini sağlayabilseydim” dedi

    “Parti üyemiz olan Levent Özeren’in 2015’de Emine Hanım için bir tweet’i, 2016’da Semiha Hanım için attığı tweet var” diyen Akşener şöyle konuştu: “İYİ Parti üyesi Özeren’in bu tutumu sebebiyle ben Semiha Yıldırım’dan İYİ Parti genel başkanı olarak özür diliyorum. Bir kadının incitilmesi çok kötü bir şeydir. Amasız, fakatsız, ancaksız, lakinsiz özür diliyorum. Anlıyorum ki bana çok kızmışlar. Sebebini bilmiyorum.”

    Akşener “Hiç dolandırmadan, İYİ Parti’nin üyesi değildi, onu yapmış bunu yapmış demiyorum. Bugün İYİ Parti’nin üyesiyse sorumluluk bendedir. Özür dilerim. Ama 2006’daki o tweet’i bugün ‘tag’ haline getirmek ve öznesinin Semiha Yıldırım olması, onun incitilmesi, bunun herkes tarafından öğrenilmesinin sağlanmasını da o mahir ellerin çok yanlış yaptığını söylemek isterim” diye konuştu.

  • İyi Parti Lideri Akşener partisinin grup toplantısında konuştu

    İyi Parti Lideri Akşener partisinin grup toplantısında konuştu

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sosyal medya düzenlemesi tartışmalarına ilişkin, “Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere birçok gelişmiş ülke, vatandaşlarını korumak için bu tip adımlar atıyor. Biz de bu adımları atmalıyız. Ancak bunu yasaklarla değil, özgürlükleri sınırlayıp, insanlarımızı mağdur ederek değil, aklıselimle yapmaktan yanayız.” dedi.

    Akşener, partisinin Meclis Grubu’nda yaptığı konuşmada, gündeme dair görüşlerini dile getirdi.

    Hendek’teki fişek fabrikasında meydana gelen patlamada hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dileyerek sözlerine başlayan Akşener, bu konuyu yakından takip edeceklerini söyledi.

    Irak’taki Türkmenlerin durumuna değinen Akşener, yeni kurulan Irak hükümetinde Türkmenlere bakanlık verildiğini ancak bunun yeterli olmadığını belirtti. Bu durumu olumlu bir gelişme olarak gördüklerinin altını çizen Akşener, “Ancak kardeşlerimizin bir hükümetten diğerine, farklı tavırlarla karşılaşması riski, maalesef hala devam ediyor. Bu riskin giderilmesi için Türkmen kardeşlerimizin statüsünün, anayasal bir güvenceye ve coğrafi bir tanıma kavuşturulması gerekiyor.” diye konuştu.

    “Madımak ile Başbağlar’ı ayıranlardan değiliz”

    Sivas ve Başbağlar olaylarının geçen hafta yıl dönümleri olduğunu anımsatan Akşener, “Sivas’ta yakılan da bizdik, Başbağlar’da vurulan da bizdik. O kara günlerde kurşunların adresi, alevlerin hedefi, tek tek canlarımız değil, bütün milletimizdi. Huzurumuzdu, birliğimizdi, beraberliğimizdi. Madımak, 27 yıldır sönmeyen bir ateştir. Madımak, 83 milyonun yüreğini yakan bir ateştir. Madımak, ‘insanım’ diyebilen herkesin yüreğini kavuran bir ateştir.” değerlendirmesinde bulundu.

    Akşener, 33 vatandaşın hayatını kaybettiği Madımak’tan 3 gün sonra, Başbağlar’da bir saldırının gerçekleştiğini ve orada da insanlığın sustuğunu belirtti.

    Terör örgütünün yaşananları fırsat olarak görüp, Başbağlar köyüne saldırdığını vurgulayan Akşener, “Vatan bilen, bayrak bilen insanlarımıza kurşun yağdırdı. Biz, Madımak ile Başbağlar’ı ayıranlardan değiliz. Biz, Madımak için adım atıp, Başbağlar’da sus pus olanlardan hiç değiliz. Biz, her iki acıyı da, kendi acımız bilenleriz. Biz, insanlık ateşe verilmesin, vicdanlara kurşun sıkılmasın diyenleriz. Allah, 27 yıl önce kaybettiğimiz vatandaşlarımıza rahmet eylesin. Allah, canları ateşe atanları, canlarımıza kurşun sıkanları kahretsin. Allah, milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın. Kaybettiğimiz vatandaşlarımızın ruhları şad, mekanları cennet olsun.” ifadelerini kullandı.

    “Yangın söndürme uçaklarına para yok”

    Gelibolu’daki orman yangınında 300 hektarlık alandaki ağaçların kül olduğunu anımsatan Akşener, “Açıklamalar yine aynı. Beceriksizlikte bir dünya markası olan Tarım Bakanı’ndan, yine göstermelik üzülmeler, yine numaradan bir ciddiyet hali, yine ‘olayı yakından takip ediyoruz’ havaları. Ama yine uçak yok, yine müdahale yetersiz. Geçen sene yaşanan yangınlardan, yine ders almak yok, yine planlama yok. Her şeye para var ama her sene çıkan orman yangınları için alınacak yangın söndürme uçaklarına para yok. Çünkü hala akıl yok, hala liyakat yok, hala en ufak sorumluluk bilinci yok. Allah ıslah etsin.” dedi.

    Sosyal medyaya ilişkin yasal düzenleme tartışmaları

    Akşener, sosyal medyaya ilişkin yasal düzenleme tartışmalarına işaret ederek, AK Parti’nin gündem değiştirmek için bu konuyu gündeme taşıdığını ileri sürdü.

    Sosyal medya platformları ve internet şirketleri için ülkenin kanunlarıyla uyumlu hukuki ve mali altyapının hazırlanmasına ve düzenlemeler getirilmesine karşı olmadıklarını belirten Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “AB başta olmak üzere birçok gelişmiş ülke, vatandaşlarını korumak için bu tip adımlar atıyor. Biz de bu adımları atmalıyız. Ancak bunu yasaklarla değil, özgürlükleri sınırlayıp, insanlarımızı mağdur ederek değil, aklıselimle yapmaktan yanayız. Gerekli yasaları çıkaralım, ahlaksızlara karşı caydırıcı önlemleri alalım, milletimizin hakkını, hukukunu güvence altına alalım. Ama ilk adımı şöyle atalım; Türkiye’de, internet üzerinden, sosyal medya ağlarında, insanların onurlarına, ailelerine her tür hakareti yapan, iktidarın maaşlı trol ekibini dağıtalım. İşe oradan başlayalım. Hükümet, samimiyet yerine hep art niyetle hareket ediyor. Hep bir gizli ajandaları var, olayları bahane edip, ‘fırsat bu fırsat’ diyorlar, kendi istediklerini Türkiye’ye dayatıyorlar. Mesela, barolardan rahatsızlar. Barolar bağımsız olmasın, kendi sözlerinden çıkmasın istiyorlar. Bu nedenle kafaya koymuşlar; körükledikleri toplumsal ayrışmaları barolara yansıtacak, yandaş baro konseptinin önünü açacak bir model getiriyorlar. Bir bakıyorsunuz; Ankara Barosu’nun haddi aşan açıklamasını bahane edip, tamamen yanlış bir uygulamanın yolunu yapıyorlar.

    Mesela; kadınlara gıcıklar. Türk kadını yükselmesin, hep geride kalsın, haddini bilsin istiyorlar. Kadın, hakkını, hukukunu koruyamasın istiyorlar. Bu nedenle kafaya koymuşlar; kırk yılda bir doğru yaptıkları bir iş olan, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilecekler. Bir bakıyorsunuz LGBT yürüyüşünü tartışmaya açıp, sanki konu oymuş gibi algı oluşturmaya kalkıyorlar. Mesela, interneti kontrol edemiyorlar. Gençlerin özgürce kendilerini ifade etmelerinden rahatsızlar. Bu nedenle kafaya koymuşlar. İnternete ve sosyal medyaya yasak getirecekler. Bir bakıyorsunuz düne kadar kendi trollerinin yaptığı iğrençlikleri görmezden gelmemişler gibi kendilerine yapılan alçakça bir saldırıyı bahane edip, ahlak üzerinden kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Twitter ne yaptı? İsmi cismi, yeri yurdu belli olmayan, iktidarın maaşlı trollerinin hesaplarını kapattı. Film de ondan sonra koptu.”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göre, Netflix, Twitter, Youtube’un suçlu olduğunu savunan Akşener, “Sayın Erdoğan, toplumdaki gerilimi bastırmak için sosyal medyayı kapatmak, Madımak’lar yaşanmasın diye, otelleri kapatmaya benzer.” ifadesini kullandı.

    “Ekonomi daha kötüye gitti”

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulamaya geçilmesinin üzerinden geçen 2 yıl içinde ekonominin daha da kötüyü gittiğini ileri süren Meral Akşener, 2 yıl önce 1 dolar 4,60 lirayken, bugün 6,85 liradan işlem gördüğünü belirtti. Akşener, geçen 2 yılda ekonominin yüzde 6,5 küçüldüğünü, özel sektör yatırımlarının yüzde 16 azaldığını, kişi başı milli gelirin 9 bin doların altına düştüğünü söyledi.

    Akşener, memur, işçi ve emeklilerin de zor durumda olduğunu ileri sürerek, Tüm İşçi Emeklileri Derneği Genel Başkanı Satılmış Çalışkan’ı kürsüye çağırdı.

    Çalışkan, emeklilerin ülkenin ekonomisine çok büyük katkılar sağladığını ancak bu emeklerinin karşılığını almadığını dile getirdi. Emeklilerin aylıkları arasında uçurum olduğunu ifade eden Çalışkan, “Çalışanlarla yapılan ücret artırımı emeklilere de yansıtılmalı. Maaş artışları memur, işçi, Bağ-Kur ayrımı kaldırılarak yapılmalı. Emeklilik tek sisteme dönüştürülmelidir.” diye konuştu.

    Akşener, daha sonra Marmara EYT Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak’ı kürsüye davet etti.

    “Emeklilikte yaşa takılanların” sorunlarına değinen Özüpak, “Hukuk normlarına aykırı bir şekilde geriye işletilerek 1999’da çıkarılan yasayla mağdur edildik. Z kuşağı denilen gençler kendilerini ifade edebiliyorlar. Bizler ise yok sayılan X kuşağıyız.” görüşünü savundu.

    Özüpak’tan sonra konuşmasını sürdüren Akşener, EYT konusunun parti meselesi olmadığını, Türkiye’yi yönetenlerin, bu derde çözüm bulması gerektiğini dile getirdi.

    Türkiye’deki asıl sorunun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu öne süren İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, “Sayın Erdoğan ve ekibinin yanlışları, sadece bireysel hak ve özgürlüklerimizi kısıtlamakla kalmadı. Türkiye’ye olan güveni de yerle bir etti, Türkiye’nin kalkınmasını engelledi. Yatırımlar azaldı. Tüketim azaldı. İşsizlik arttı. Ülkenin kaynakları eridi. Menemen bile zengin yemeği oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Akşener’den Ayasofya çıkışı: Hayırdır Sayın Erdoğan?

    Akşener’den Ayasofya çıkışı: Hayırdır Sayın Erdoğan?

    İYİ Parti’nin Ayasofya Müzesi’nin toplu ibadete açılması talebiyle verdiği önergenin AK Parti’nin oylarıyla reddedilmesinin ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a göndermede bulundu.

    İYİ Parti, Ayasofya’nın toplu ibadete açılması için TBMM’ye önerge verdi. Önergeye AK Parti ret, MHP ve HDP ise çekimser oy kullandı. Önerge reddedildi.

    Konuyla ilgili İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Twitter hesabından Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a göndermede bulundu.

    “HAYIRDIR SAYIN ERDOĞAN ?”

    İYİ Parti resmi Twitter hesabından paylaşılan, ”Siyasette #GeriVites’in ne olduğuna ve nasıl yapıldığına dair bu öğretici nitelikteki tutumundan ötürü @Akparti’ye teşekkür ederiz” sözlerini alıntılayan Akşener, ”Hayırdır Sayın Erdoğan” ifadelerini kullandı.

    ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

    İstanbul’un fethinin 567. yıl dönümünde Ayasofya’da Fetih Suresi okunmasının ardından Yunanistan’dan tepki gelmişti. Yunanistan’ın açıklamalarının ardından Erdoğan, ”Yunanistan boş durmuyor, kuru sıkı atıyor. Türkiye’ye laf atılır mı? Sen kiminle dans ediyorsun? Haddini bil! Sen haddini bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir” ifadelerini kullanmıştı.

    ”TEMMUZDA GEREKLİ ADIMLAR ATILACAK”

    AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Ayasofya’nın ibadete açılması önerisi ile ilgili yaptığı açıklamada önergeyi reddedeceklerini ve temmuz ayında gerekli adımların atılacağını söyledi. Mehmet Muş açıklamasında şunları söyledi:

    “İbadete açılması önerisine şimdi ret veriyoruz ama temmuzda gerekli adımlar atılacak.”

  • “Hayırdır Erdoğan?”                  Meral Akşener’den Ayasofya göndermesi?

    “Hayırdır Erdoğan?” Meral Akşener’den Ayasofya göndermesi?

    Önergenin reddedilmesinin ardından sosyal medya hesabından paylaşım yapan Akşener, İYİ Parti resmi Twitter hesabından paylaşılan, ”Siyasette #GeriVites’in ne olduğuna ve nasıl yapıldığına dair bu öğretici nitelikteki tutumundan ötürü @Akparti’ye teşekkür ederiz” sözlerini alıntılayarak, ”Hayırdır Sayın Erdoğan” diyerek Erdoğan’a göndermede bulundu.

    ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

    İstanbul’un fethinin 567. yıldönümünde Ayasofya’da Fetih Suresi okunmasının ardından Yunanistan’dan tepki gelmişti. Yunanistan’ın açıklamalarının ardından Erdoğan, ”Yunanistan boş durmuyor, kuru sıkı atıyor. Türkiye’ye laf atılır mı? Sen kiminle dans ediyorsun? Haddini bil! Sen haddini bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir” ifadelerini kullanmıştı.

    AKP NE DEMİŞTİ?

    AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Ayasofya’nın ibadete açılması önerisi ile ilgili yaptığı açıklamada önergeyi reddedeceklerini ve temmuz ayında gerekli adımların atılacağını söyledi. Mehmet Muş’un yaptığı açıklama şöyle. “TBMM’de devam eden Ayasofya’nın cami olarak tekrar kullanıma açılmasıyla ilgili “İbadete açılması önerisine şimdi ret veriyoruz ama temmuzda gerekli adımlar atılacak”