Etiket: Meral Akşener

  • Meral Akşener’den taziye mesajı

    Meral Akşener’den taziye mesajı

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Twitter hesabından “Şırnak’ta şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimize Yüce Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Milletimizin başı sağ olsun” mesajını paylaştı.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün Şırnak’ta şehit olan iki jandarma için Twitter hesabından taziye mesajı yayınladı. Akşener’in mesajı şöyle:

    “Şırnak’ta şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimize Yüce Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Milletimizin başı sağ olsun…”

     

  • “Milletimizin verdiği her bir oyun peşindeyiz”

    “Milletimizin verdiği her bir oyun peşindeyiz”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Twitter hesabından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ekrem İmamoğlu’nun tweetini paylaşarak açıklama yaptı. Akşener’in saat 23.00’de yaptığı açıklama şöyle:

    “Yine ve yeniden algı çalışmalarından beslenen bir seçim gecesindeyiz… Ama yemezler, çünkü biz bu filmi daha önce çok izledik. Milletimizin verdiği her bir oyun sonuna kadar peşindeyiz! Sabaha kadar buradayız! Merak etmeyin; güneş yerinde her şey yolunda! KAZANIYORUZ!”

  • “‘Bunlar işgalci güçler’ E sen kimsin?”

    “‘Bunlar işgalci güçler’ E sen kimsin?”

    İYİ Parti Genel Başkanı ve Millet İttifakı ortağı Meral Akşener, 14 Mayıs seçim çalışmaları kapsamında bugün Aydın’da miting düzenledi. Mitinge, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı. Akşener, şunları söyledi:

    “Demokrasi şehidi rahmetli Menderes’imiz, ‘Eğer Yassı Ada’dan kurtulursam Çine Çayı’ndan öbür tarafa geçmeyeceğim’ demişti. Bunu bir vasiyet olarak kabul et, dedi bana biraz evvel il başkanımız. Ben de baş üstüne dedim. Ailesi ile görüşüp mezarını siz de isterseniz Çakırbeyli’ye getirmek boynumun borcu olsun.  Nasıl ki rahmetli Demirel İslamköy’deyse, rahmetli Menderes’in mezarı da ailesi istediği takdirde Çakırbeyli’de olması münasiptir.

    “8 GÜN KALDI BU KAFAYI KIRMIŞLARDAN KURTULUYORUZ”

    Çok ilginç bir seçime gidiyoruz; ‘Allah, Allah’ nidalarıyla sanki savaşa gidiyoruz. Kızlar bu durumu nasıl karşılıyorsunuz? Hayatımızda işitmediğimiz küfürleri, iftiraları işittik. Sürtük olduk, çürük olduk, düşük olduk. Yetmedi gençler, siz de süfli oldunuz. Beraber tarih yazacağız, 14 Mayıs akşamında hep birlikte 1 oy Kemal’e 1 oy Meral’e. Gideceğiz, nezaketimizle, emekliye sevk edeceğiz Recep Bey ve arkadaşlarını. 5-10-15 maaş alan, yan gelip yatan, sizin hakkınızı yiyen, haram yiyen o danışmanların yüzünü çok merak ediyorum. Yazık, pudra çekemeyecekler.

    Tarımla üretim yapanlar 2019’da ‘teröristtiniz’, bugün ne oldunuz, hain. Bugün bu meydanı şereflendiren sizler nesiniz biliyor musunuz? Kafayı kırdılar ha. İşgalci güçler. Yaşını başını almış bir ağabey, çıktı; bu arada aynı ağabey İstiklal Marşı’nı kâğıttan okuyamadı; o derece milli… Döndü dedi ki ‘Bunlar işgalci güçler.’ E sen kimsin? Onlar istiklal mücadelesi verenlermiş. Muhterem! Zenginliğinin, paranın, bir yüzükle başladığınız hayatın sonunda geldiğiniz noktaların, gemiciklerin menşeini söyle, İstiklal mücadelesi verenin cebinde haram olmaz. 8 gün kaldı bu kafayı kırmışlardan kurtuluyoruz.

    “HADİ ORADAN BE, SİZİN ALINLARINIZIN NERESİ TEMİZ, KAPKARA BİRER MÜHÜR VAR ORADA”

    Temiz alınlarıyla secdeye varanlar onlarmış, biz kazanırsak şampanya patlatacakmışız. O temiz alnın olması için harama el uzatmamış, çocukların hakkını gasp etmemiş olmanız lazım. 5-10 maaş verip diğer çocukları, Fedai öğretmeni intihara zorlamamış olmanız lazım. Hadi oradan be, sizin alınlarınızın neresi temiz, kapkara birer mühür var orada. O seccadeye alnını sürecek temizlikte adamlar değilsiniz siz.

    Bunları dalga geçerek, üzülmeyesiniz diye anlatıyorum ama bu öyle bir şey ki. Bu seçmeni, milleti ahmak yerine koyan bir zihniyettir. Bizi birbirimizle dövüştürüp bedavadan oy alıp daha sonra da bu milleti maraba gören bir zihniyettir. Millet patrondur, baş tacıdır. İktidar hizmet etmekle yükümlüdür size, kendine değil. Buna karşılık muhalefet de sizin avukatınız olmak mecburiyetindedir.

    “SİNAN’IN KATİLLERİNİ DE AZMETTİRİCİLERİNİ DE BULACAĞIZ, GEREĞİNİ YAPACAĞIZ. BİR DAHA SİNANLAR KATLEDİLMEYECEK”

    Bir seçime gidiliyor, şimdi bir karar vereceksiniz. Aydın’ın hala cezalandırılmasına mı evet diyeceksiniz yoksa sizi soyanların, haksızlık edenlerin emekli edilmesine mi evet diyeceksiniz? Elbette ki emekli edilmesine evet diyeceksiniz.  Bu mülakat sürdüğü takdirde haksızlıklar devam eder, biz mülakatı kaldıracağız. Hepimizin ne olduğunu bildiğini iddia eden Recep Bey, senin devri iktidarında gencecik bir akademisyen katledildi. Azmettireni, katilleri herkes biliyor, ama Recep Bey’in devri iktidarında ne katiller ne azmettirenler bulundu. Yemin olsun ki Sinan’ın katillerini de azmettiricilerini de bulacağız, gereğini yapacağız. Gereğini yaptığımız için de bir daha Sinanlar katledilmeyecek.

    “KÖYDE ÇOBANLIK YAPMAK İÇİN YOLA ÇIKAN GENÇLERİN ASGARİ ÜRET ÜZERİNDEN MAAŞINI HEM DE SSK’SINI BİZ ÖDEYECEĞİZ”

    100 bin öğretmen hemen tayin edeceğiz, bütün köy okullarını açacağız. O köy okullarının şu andan 11 binini derhal açabilecek durumdayız. 150 bin öğretmen tekrar tayin olacak yani 250 bin öğretmen tayini var. Ziraat mühendisi, veteriner ve teknikerler tayin edilecek. Bütün çiftçi borçları yeniden yapılandırılacak, sadece faiz ödeyeceksiniz bir süre. Köylerde giden gençlerimizin BAĞ-KUR ya da SSK primlerini 5 yıl boyunca devlet ödeyecek. Köyde çobanlık yapmak için yola çıkan gençlerin asgari üret üzerinden maaşını hem de SSK’sını biz ödeyeceğiz, besicilik gelişsin diye. Havza merkezli tarımın yolunu açacağız, mazotun, gübrenin, yemin, elektriğin fiyatlarını yüzde 20-30 ürünü ekerken anında alacaksınız. Ektiğiniz ürünün fiyatını önceden ilan edeceğiz, düşük de çıksa oradan alacağız, fazla çıkarsa istediğiniz yere satıp daha fazla para kazanacak hale geleceksiniz.

    “KÜÇÜK ÖLÇEKLİ İHTİSAS VE BUTİK OSB’LER KURACAĞIZ”

    Aydın için, tarım için büyük bir fuar alanı yapacağız. Çıldır Havaalanı’nı sivil yolcu taşımacılığına açacağız. Yeni bir devlet ve vakıf üniversitesi istiyorsunuz, Millet İttifakı’nın paydaşlarına götüreceğim ama ben kişisel olarak arkasında duracağımı söyleyeyim size. Küçük ölçekli ihtisas ve butik OSB’ler kuracağız. Hızlı tren hattı faaliyete geçecek. Tarımda taban fiyatları ve destekleme prim miktarları çiftçi ürün ekim planlarını yapmadan önce açıklayacağız ve primler hasattan hemen sonra ödenecek. Bu ülkenin, milletin paraları ile yaptıkları bütün varlıklarını haraç mezat sattılar. Özelleştirmeler yeniden gözden geçirilecek.

    “14 MAYIS AKŞAMI KILIÇDAROĞLU 13’ÜNCÜ CUMHURBAŞKANIMIZ, KARŞINIZDA DURAN BU KİŞİ DE BAŞBAKANINIZ OLACAK”

    Seçim için bu kadar yalan, iftira, çirkinlik, hakaret, tehdit, ne alakası var seçime gidiyoruz kardeşim. Ama niye böyle oluyor biliyorsunuz, cebelleziler bitiyor. Ne soymuşlar be bu ülkeyi. Soyulmuş Türkiye’nin tüm paralarını geri getireceğiz. Dün akşam Hıdırellez’di; hepimiz dileklerimizi gül ağacına astık. 14 Mayıs akşamı Kılıçdaroğlu 13’üncü cumhurbaşkanımız, karşınızda duran bu kişi de başbakanınız olacak. Bir oy Kemal’e bir oy Meral’e.”

  • “Bütün mesele bir psikolojik harp”

    “Bütün mesele bir psikolojik harp”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; İçişleri Bakanlığı’nda paralel bir seçim takip sistemi kurulduğu yönündeki tartışmaları değerlendirdi. Akşener, “Bu arkadaş, canını istediğini yapabilir. Bu suç. Ama bu suç, her şeyden evvel yargının müdahale edeceği bir suç… Bütün mesele bir psikolojik harp. Bir taraftan bizlerle ilgili, bir taraftan Sayın Erdoğan’ın gözüne girme çabası var” yanıtını verdi.

    İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener, bugün Fox Tv’de Liderler Fox’ta programına konuk oldu.

    “EKONOMİDEKİ DERTLERİN DUYULMAMASI ÇOK MÜHİM AMA BİR DE BU ÇATIŞTIRMA HALİNDEN BIKMIŞ İNSANLAR”

    Akşener Cumhur İttifakı’nın güçlü olduğu illere ilişkin kendisine yöneltilen soruya şu cevabı verdi:

    “Bunlar Sivas, Elazığ, Malatya gibi Doğu Anadolu’nun dini hassasiyeti çok yüksek yaşadığı iller, Karadeniz’in bir bölümünü de dahil edersek eğer, oralarda 2018 ile mukayese ettiğimde iki ile çarpılmış bir ilgi alaka görüyorum. Biz Mansur Bey ile geziyoruz oraları. İYİ Parti Genel Başkanı olarak CHP yöneticilerinden herhangi bir yardım istemiyorum, gerçeği görebilmek için. Enteresan bir biçimde o bölgenin AKP’ye üst üste birçok seçimde oy vermiş, özellikle kadınlarda inanılmaz bir hareket var. Samimi söylüyorum şaşkınım. Çünkü, yorulmuyorlar. Biz iki kişi konuşuyoruz. Mansur Bey birçok şe anlatıyor, sonra ben çıkıyorum ve insanlar yorulmuyor. Tam tersine canlılık sürüyor, şaşırtan beni o. Üç yıldır esnaf geziyorum; 20 Ocak 2020’de yola çıktığımda, Antalya’da ilk gittiğim dükkanlarda karşılaştığım AKP seçmeninin tutumu ile bugün AKP’den vazgeçmiş seçmenin tutumunu görebiliyorum. Ana nedeni ekonomi ama insanlar da yorulmuş. Şimdi, ben üç yıldır bir şey yaptım. O tutmuş. Esnaf için şuydu, esnaf için müşteri velinimettir. Aslında hepimiz için, seçmen velinimet olmalıdır… Kitle partilerinde hedefteki, özne seçmendir. Onu dinlersiniz… Ondan sonra da çözümlerinizi üretirsiniz. O çözümleri paylaşırsınız. Seçime kadar bunları yaparsınız. Seçimde de bütün siyasi partiler, seçmenin gönlünü almak, derdine çare üretmek üzere çare üretirsiniz. Rekabetinizin öznesi hizmetinizdir. Türkiye, fark ettim ki uzun bir süredir siyasetçiler yan gelip oy almışlar. Yani, kutuplaştır, kolonize et, dolayısıyla iki böl harika bir durum… Sesimizin duyulmadığı bir sistemde, ben bunu üç yıl boyunca konuşa konuşa orada bir mesafe almışız. Ekonomi çok önemli. Ekonomideki dertlerin duyulmaması çok mühim ama bir de bu çatıştırma halinden bıkmış insanlar.”

    “İLK DEFA BİR SEÇİMDE BU KADAR VAAT VERİYOR SAYIN ERDOĞAN”

    Akşener, vatandaşların kutuplaşmasına ilişkin şu açıklamayı yaptı:

    “Çok kolay bir şekilde yıkılamaz ama buradaki farkı anladı erişebildiğimiz seçmen. Dikkat ederseniz, Sayın Erdoğan yine küfrediyor, yine hakaret ediyor, yine bir sürü şey yapıyor ama inanılmaz da bir vaat veriyor. İlk defa bir seçimde bu kadar vaat veriyor Sayın Erdoğan. Vatandaşın onu beklediğini fark ettiler. Buradaki değişimle bir tek ben yaptım desem ayıp olur; değişimde pay sahibiyim ben.  Doğru Yol Partisi’nde başladığım siyasetin bende bir alışkanlığı…”

    “NE KISMETLİ KADINIM. SAYIN KILIÇDAROĞLU’NUN MEZARI KAZILIRKEN, CUDİ’DEN BAKALIM NE ÇIKACAK?”

    Cumhur İttifakı’nın vaatlerinde devlet gücü kullanılıp kullanılmadığın ilişkin soruya Akşener şu yanıtı verdi:

    “Devlet gücü elbette kullanılıyor. Biz bunlara alıştık; özellikle 2017’deki referandumdan sonraki seçimlerde bunlar büyük bir güçle üzerimize geldi. Dolayısıyla yargısı ile geldi, hukuku ile geldi… Ama 2019’dan beri bu ülkede bir şeyler değişti. Devlet gücü kullanılıyor bu arada bunu bir tehdit unsuru olarak kullanıyor. Yani, TOGG hepimiz almak zorundayız; alalım da yanlış hatırlamıyorsam sokakta 4 TOGG var. Şimdi, eleştirilmiyor böyle şeyler, hepimiz alkışlamaktan öldük. Arkadaş, sen bunu yapmak zorundasın. Benim param ile yapıyorsun. Onu denetleme hakkım var benim. Seçmen olarak vatandaş olarak söylüyorum. Biliyor musunuz Gabar’a beni gömecekti, Cudi’ye de Sayın Kılıçdaroğlu’nu. Şimdi o mezar kazılırken petrol bulundu. Ne kısmetli kadınım. Sayın Kılıçdaroğlu’nun mezarı kazılırken, Cudi’den bakalım ne çıkacak?”

    “15 MAYIS SABAHINDAN İTİBAREN DENETLEME DEDİĞİMİZ SİSTEM DEVREYE GİRECEK”

    İktidar tarafından yapılan hizmetlerin denetlenebilirliğine ilişkin ise Akşener, şunları dedi:

    “Siyasetin denetleme aracı, Meclis’tir. Benim davet edildiğim ama gidemeyeceğim her yere benim adıma milletvekillerin grup başkanı olan Sayın Tatlıoğlu’nu gönderiyoruz. Bir küskünlük yok. Söylemek istediğim şey şu, buna ne kadar para harcandı, AR-GE’si ne oldu, hangi mühendisler çalıştı gibi soruları sorduğunuzda vatan hainisiniz. Şu sözü verebilirim ben size, 14 Mayıs akşamından itibaren 15 Mayıs sabahından itibaren denetleme dediğimiz sistem devreye girecek.”

    “BİRİNCİSİ, BU GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ”

    14 Mayıs’tan sonra ilk yapılacak eylem planını Akşener, şöyle açıkladı:

    “Biliyorsunuz, bizim üç metnimiz var. Birincisi, bu güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş. Yani altı siyasi partinin beraber çalışıp, sonra kamuoyu ile paylaştığınız varsa bazı düzeltmelerin yapılabileceği güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş yol haritası. Bu en önemlisi. Çünkü, Sayın Erdoğan’ın yanlışlıklarını söylüyoruz ama bunları bu hale getiren bu ucube sistem. Bu sistemi bırakmaya canları istemiyor. Sonra, altı siyasi partinin bir araya gelip yaptığı bu somut konularla ilgili öğretmen tayininden köy okullarının açılmasına kadar ortak politikalar mutabakat metnimiz var. İkincisi de bu, ciddi bir metin bu; 2800 maddelik falan bir şey.

    “100 BİN ÖĞRETMEN TAYİN EDECEĞİZ. 20 BİN CİVARINDA KAPALI KÖY OKULU VAR, BUNUN 11 BİNİ DERHAL AÇILABİLİR POZİSYONDA; KÜÇÜK BİR TADİLAT İLE BÜTÜN KÖY OKULLARI AÇACAĞIZ”

    Derhal bir ay içerisinde 100 bin öğretmen tayin edeceğiz. 20 bin civarında kapalı köy okulu var, bunun 11 bini derhal açılabilir pozisyonda; küçük bir tadilat ile bütün köy okulları açacağız. Ondan sonra 150 bin öğretmeni derhal tayin edilecek. Tarımda; gıda güvenliğinin beka meselesi olduğunu öğrenmiş olduk. Ata tohumlarından tutun, havza bazlı üretime gelin, gençlerin köylerde üretim yapmasına teşviki için her türlü şeyi ortaya koyacağız. Bir aile köyüne dönüp, toprağını işlemeye başlayınca onların 5 yıl boyunca SSK ya da BAĞ KUR’larını devlet olarak biz ödeyeceğiz. Mazot, elektrik, yem ve ilaç da 20 ile 30 arasında indirim yapacağız.”

    “BİZDEN SAYIN BİLGE YILMAZ İLE SAYIN BİROL AYDEMİR’İ GÖREVLENDİRDİM”

    Millet İttifakı’nın ekonomi politikalarını yönetecek kadrolarına ilişkin soruya Akşener, şunları dedi:

    “Sayın Kılıçdaroğlu ile bir telefon görüşmesi yaptık, üç dört gün oluyor. Bana dedi ki ‘Siz iki kişi, biz Selin Sayek Böke ile Faik Öztrak’ı görevlendiriyorum. Diğer siyasi partileri arayacağım, ikişer kişi onlar da versin. Bu arkadaşlar bir araya gelsin, son durumu kendi aralarında göz geçirsinler’ dedi. Bizden Sayın Bilge Yılmaz ile Sayın Birol Aydemir’i görevlendirdim. Onlar bir araya geleceklerdi, son durum hakkında gerçekten bir bilgim yok. Ama Sayın Kılıçdaroğlu’nun Şampiyon Ligi’ndeki insanlar onlar. Onlarla ilgili bir durum var ama yarın çıkacaklar mı inanın bilmiyorum. Milletvekili olan hiçbir arkadaşımız bakan olmayacak, öyle de karar aldık. Dolayısı ile Birol Bey ile Bilge Bey’i gönderiyorum. 12 kişi bir araya gelecek.”

    “KAÇ MİLLETVEKİLİ LİSTELERDE BEN ONU BİLMEM. SORMAK AYIPTIR”

    Millet İttifakı’nın 14 Mayıs’tan sonra iktidara geldiğinde bakanlık dağılımına ilişkin Akşener, şu açıklamayı yaptı:

    “Koalisyon görüşmelerini bilen bir insanım. O masada da tek kişi benim. Ben iki koalisyonunun kuruluşunda arka kapı diplomasisini yürütenlerden birisiydim ve DYP-SHP, koalisyonun da içinde DYP’li bir vatandaş olarak, bir siyasetçi olarak gördüm orayı. Bütün bu ortak şeyler, yaptığımız her türlü çalışmaların altına imza attığımız andan itibaren o partinin sözüdür. O imzaların her biri kurullarımızda alınan kararlar ile atılır. Dolayısıyla onlar hepimizin. 14 Mayıs akşamı, bizim haricimizde diğer 4 parti CHP listesinden girdi. CHP ile biz Millet İttifakı olarak kendi logosu ile giren iki siyasi partiyiz. Kaç milletvekili alındı, kaç milletvekili listelerde ben onu bilmem. Sormak ayıptır.

    “SOMUT BİR ŞEY KONUŞULMADI AMA BİZİM AÇIMIZDAN EKONOMİYE DAİR BİLGE BEY, YÖNETECEK”

    Biz, 16 17 ilde beraber giriyoruz. Seçim olacak, kaç milletvekili çıkarılacak, kaç oy alınacak bu bu iki parti arasında hesaplanır. Ondan sonra da oturursunuz, görevlendirmeleri çalışırsınız. Dolayısıyla, Hazine Bakanlığı birindeyse, Maliye öbüründe olur. Adalet Bakanlığı birindeyse, İçişleri birinde olur. Bunları hiç konuşmadık. Yıllarca yapılan usul bu. Dolayısıyla somut bir şey konuşulmadı ama bizim açımızdan ekonomiye dair Bilge Bey, yönetecek.”

    “EN AZ YÜZDE 50 OLMAK ÜZERE TEMMUZ BAŞINDA, O ZAMMIN O ŞEKİLDE YAPILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMİŞLERDİ”

    Emeklilere, memurlara, işçilerin maaşına ilişkin Akşener şu açıklamayı yaptı:

    “Ocak ayında arkadaşlarımız çalışmışlardı ve bu zammın yüzde 55 olması gerektiğini söylemişlerdi. O kadar yapılmadı. Şimdi tekrar çalıştı arkadaşlarımız ve en az yüzde 50 olmak üzere Temmuz başında, o zammın o şekilde yapılması gerektiğini söylemişlerdi ama rakamlar nereye vardı, enkaz devralacağız edebiyatı da yapmayayım ama hiçbir bilgimiz yok. Öğrenmeye çalışıyoruz. Nerede ne var, problem ne kadar derinleşti diye. Dolayısıyla o rakamlara göre bunun revize edilmesi gerekiyor ama temel hedefimiz şu. Kimsenin açta ve açıkta kalmadığı, sadece çocuklar değil; anne ve babalar da açıkta yatıyor. Asgari ücreti bütün bunlarla yeniden hesaplayacaksınız, enflasyon ile alakalı hesaplayacaksınız. TÜİK daha dürüst bir hale gelecek. Hem memurun, hem emeklinin hem emekçinin aklınıza gelen asgari ücretlinin Türkiye şu anda yanlış hatırlamıyorsam yüzde 50’yi geçen bir halde asgari ücretlilerin çalıştığı bir ülke. Emekliye zam yaptılar 7 bin 500 liraya. Emekli maaşı alanlar da 7 bin 500 lira oldu. Bütün her şey, buna eşitleniyor. Biz yoklukta eşitleniyoruz.”

    “HER ŞEYDEN EVVEL YARGININ MÜDAHALE EDECEĞİ BİR SUÇ…”

    Akşener; CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in, İçişleri Bakanlığı’nda paralel bir seçim takip sistemi kurulduğunu tespit ettiklerini yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine şunları söyledi:

    “Kaymakamlar, valilerin büyük bir çoğunluğu AKP’nin ilçe başkanlığı makamı olmakla birlikte bu ülkenin yetiştirdiği elbette her bakanlıkta bu ülkenin hafızası gibi kalmış doğru dürüst bürokratlar da var. Bu arkadaşın bakanlığı döneminde AKP’liler polis dövdü. Bu arkadaşın bakanlığı döneminde polis, AKP’li olmayan insan dövdü. Böyle bir saçmalık var.

    Polislerimizi siyasiler dövmeyecek, vatandaşlar dövmeyecek, tokatlamayacak. Polis müdür çıkıp ‘hazır ol’da, gençlik kolları başkanı yanında emniyet müdürü kalkıp ‘hazır ol’da selam durmayacak. Ama polis de hukuka uygun, adaletin yargının bağımsız olduğu bir sistem içinde vatandaş polis ilişkisi kuracak.

    Bunu neden söyledim, bu kaymakamlar için de valiler için de geçerli. Öyle bir şey var ki İçişleri Bakanı’nın ya da başka bir bakanın yanlış bir talimatı verdiğinizde uygulamama hakkı vardır. Yazılısını ister; yazılısı da hukuka aykırı ise onu da uygulamama hakkı vardır ve siz onu görevden aldığınızda mahkeme iade eder. Bütün bunlar ortadan kalktı. Yargı devreden çıkınca bu böyle oluyor. Bu arkadaş, canını istediğini yapabilir. Bu suç. Ama bu suç, her şeyden evvel yargının müdahale edeceği bir suç.

    “BÜTÜN MESELE BİR PSİKOLOJİK HARP”

    Bütün mesele bir psikolojik harp. Bir taraftan bizlerle ilgili, bir taraftan Sayın Erdoğan’ın gözüne girme çabası var. Ama İstanbul örneğinden kimse korkmasın. Bütün abidik gubidikler, bütün hileler sandığın başında olur. Onun için de Millet İttifakı’nın iki partisi olarak biz oraya insan verebiliyoruz. Bizim arkadaşlarımız orada, aynı İstanbul’da olduğu gibi ıslak tutanaklar olmamış olsaydı 13 bin 500 fark kalıcı olamazdı. Ne yaptılar? İptal ettiler. İptal edince ne oldu? 805 bin fark attı. Yani AKP’Li seçmen de oy verdi. Şimdi bu millet, iradesine el uzatmaya uyuz olur. Onun için biz darbelerden çok hızlı çıktık. Onun için paşaların işaret ettiği yere değil, tam tersine verildi. O ‘darbeci’ diyerek iradeye el uzatıyor. Şimdi vatandaşın iradesine siz darbe dediğiniz andan itibaren, kendi partinize oy vermeyenleri hain, terörist, vatan haini, işgalci dediğiniz andan itibaren ötesine gidiyorsunuz demektir. Bu normallik değil. Bunların cezai ehliyetleri yok.”

  • Devlet Bahçeli’den sert eleştiri:

    Devlet Bahçeli’den sert eleştiri:

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, açık hava toplantılarına Çorum’da devam etti. İl merkezinde bulunan Abide Meydanı’nda vatandaşlara seslenen Bahçeli, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

    “Cumhuriyetin yeni yüzyılında güçlü devleti hep birlikte ihya ederiz”

    Seçimlerin hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Bahçeli, “14 Mayıs 2023 tarihi bir dönüm noktasıdır. Türk ve Türkiye yüzyılının cümle kapısı açılmıştır. Lider ülke Türkiye’nin meşalesi yakılmıştır. Bu meşalenin aydınlığı ile yürüyüşümüz hızlanmıştır. Allah’ın izni ile gelen Türk asrı, geleceğin gücü Türkiye’dir. Bizim ülkümüz Türkiye merkezli yeni bir medeniyet ve insanlığın huzurudur. Bizim anlayışımıza göre toplumsal uzlaşmanın dinamikleri milliyetçilik ve demokrasidir. Sosyal, siyasi, siyasal ve ekonomik uzlaşma hedefimize refakat edecek toplumsal dayanışma ve uzlaşma ile milli birliğimiz çok daha güçlenecektir. Elbette yapacağız, hep birlikte güçleneceğiz. Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümü, yani 29 Ekim 1923 artık ufukta görülmüştür Bu ufukta milli kucaklamayı dört başı mamur şekilde sağlayabilmek için 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerini Cumhurun zaferi ile pekiştirmek lazımdır. Devlet milletiyle her şeyden önce Türkiye, yeni Türkiye, yeni hayatı hep birlikte kurarız. Milli birlik ve kardeşlikle hep beraber yaşarız. Bugüne istikrar yarına huzur diyorsak hep birlikte başarırız. Engelleri, zorlukları hep birlikte aşarız. Devletin gücü, milletin feraseti ile hep birlikte yaparız. Cumhuriyetin yeni yüzyılında güçlü devleti hep birlikte ihya ederiz” dedi.

    “Ağırlaştırmış suç teşkil eden ve düşmanlık saçan açıklamalara Kılıçdaroğlu sessiz, İYİ Parti başkanı tepkisiz kaldı”

    “Söz sizin, karar sisin, ülke sizin, gelecek sizin, vatan sizin, bayrak sizin, devlet sizin, millet sizsiniz” diyerek sözlerini sürdüren Bahçeli, muhalefet partilerine sert tepki göstererek, “Geleceğinizi karartmak isteyenler var. Zilleti zemzem diye servis edenler var. Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu Türkiye’nin önünü kesmek için çırpınıyor. Kervan yağmacıları istikrarımızı bozmak için uğraşıyor. Bölücü terör örgütü PKK Kılıçdaroğlu ile yol yürüyor. FETÖ Kılıçdaroğlu’na umut bağlıyor. Terörist Demirtaş, cezaevinden, ‘Kılıçdaroğlu’na oy vereceğim’ diyor. Merhum şairimiz Abdürrahim Karakaş, ‘beden ölür, çürük cana bakın siz, kim kiminle yürür ona bakın siz, bırakın dönsün dönme dolapları haktan, hakikatten yana bakın siz’ diyor. Biz haktan, hakikatten yana bakıyoruz. Biz halkımız ne diyor ise ona bakıyoruz. Baktığımız yerden zillet ittifakının kumpaslarını görüyoruz, baktığımız yerden ülkemize zincir vurmak isteyenleri görüyoruz, Kılıçdaroğlu’nun Ağrı ve Van mitingleri bir demokrasi şölenine değil, bölücülüğün meydan okumasına, azgınlaşan terör sevenleri intikam çığlıklarına sahne oldu. Kimin kimlerle yürüdüğünü, Çorumlu bir kez daha gördü. İhanet ve rezalet ittifakına yeniden aziz milletimiz şahit oldu. Bir HDP’li diyor ki, ‘Anayasadan Türklüğü çıkartacağız, dokunulmaz maddelere dokunacağız.’ Aynı şerefsiz ifadeleri Ali Babacan da paylaşıp, ‘Türklüğü Anayasadan çıkartacağız’ demedi mi? Bu ağırlaştırmış suç teşkil eden ve düşmanlık saçan açıklamalara Kılıçdaroğlu sessiz, İYİ Parti başkanı tepkisiz kaldı. Utanmadan üç maymunu oynadılar. İşlerine öyle geldiği için itiraz etmeyi çıkarlarına uygun bulmadılar. Türklüğün Anayasadan çıkartılması demek Türk’e biçilmiş kefendir. Türklüğün Anayasadan çıkartılması Türkiye’nin temellerine dinamit döşenmesidir. Allah ecelden aman verdiği müddetçe son Türkoğlu Türk yaşadığı müddetçe bu topraklarda Türk ve Türk milletini hiç kimse, hiçbir alçak, hiçbir dış bağlantılı hain sökemez, buna güç yetiremez. Çünkü muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur” diye konuştu.

    “Ne kadar Türk ve İslam düşmanı varsa zalimlerin paravan Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun arkasında duruyor”

    “Bir terörist çıkıp demiş ki, ’14 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı değil, sistem de değişecek.’ Yine bir başka terörist, adeta kin ve nefretini kusarak, ‘Türkiye’nin Suriye ve Irak’tan geri çekilmesini sağlayacağız’ demiş. İngiliz menşeli The Ekonomist dergisi, muhalefetin iktidar olması halinde güney sınırlarımız boyunca bir terör koridorunun açılacağını, Türk dış politikasının tamamen değişeceğini, S-400 hava savunma füze sisteminin de depoya alınarak çürümeye bırakılacağını iddia etmiş. Yine aynı ülkeden yayımlanan bir gazeteden Kılıçdaroğlu’nun bir tabuyu yıktığını, dolambaçlı sözlerle Erdoğan’ın kaybedeceğini ileri sürmüş. 7 düvel, 14 Mayıs’ı bekliyor, Haçlı bakiyeleri 14 Mayıs için senaryo geliştirip son kozlarını oynuyor, ne kadar Türk ve İslam düşmanı varsa zalimlerin paravan Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun arkasında duruyor. Terörü aklamaya, arındırmaya ve asıl maksadını saklamaya niyetlenen bu melanet siyaseti ekonomik ve diplomatik amaçlarının içine tıpkı bir mayın gibi yerleştiren ülkeler 14 Mayıs için mual hayal kuruyor. Hakkından vaz geçmiş bir Türkiye’nin özlemini çekiyorlar. İçine kapanmışı, iç meselelere gömülmüş, etnik ve mezhep bölünmesine düşmüş, tarihi ve kültürel müktesebatından kopmuş bir Türkiye için ayin yapıyorlar. Ancak hevesleri boşuna, çabaları beyhudedir. Çünkü sıra ve söz aziz milletimdedir. Teröristin hükmü Türkiye’den geçmez, bebek katillerinin temkin ve temellileriyle yaprak bile kımıldamaz, küresel emperyalizmin borusu Türk vatanında ötemez. Karşımıza kim gelirse gelsin, nasıl bir güce ve imkana sahip olursa olsun, son neferimize, son damla kanımıza kadar milli şerefimizi, milli varlığımızı, istiklal ve istikbal haklarımızı gözü kapalı şekilde koruyacağız. Biz Türkiye’yi yolda bulmadık, zillete ve destekçilerine bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

    “Zillet ittifakının tek yaptığı koltuk ve makam taksimidir”

    Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ezberleriyle Türkiye’nin siyasi istikrarsızlık yıllarına geri götürülemeyeceğini ifade eden Devlet Bahçeli, “Cumhurbaşkanı yardımcı sayısının her gün arttığı dokuz başlı zillet korkuluğuna Çorum tahammül etmez, geçit vermez. Zillet ittifakının tek yaptığı koltuk ve makam taksimidir. İşleri güçleri rant takviyesi, ikbal tahkimidir. Tek bir projeleri yoktur. Gündeme ve geleceğe dönük tek bir mesajları, kavrayıcı ve kuşatıcı sözleri, hazırlıkları, üstelik heyecan ve birikimleri yoktur. Türkiye’de istikrar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle sağlanmıştır. Geride kalan yaklaşık beş yıllık dönemde ülkemizin karşılaştığı ağır sorun ve saldırılar Parlamenter Sistemin egemenliğinde gerçekleşmiş olsaydı hiç birinin altından kalkamaz, üstesinden gelemezdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kazanımları sayesinde, devletin ve hükümetin tesirli mücadelesiyle krizlere zamanında mukavemet edilmiştir. Siyasi ve ekonomik operasyonlara her anlamda direnç gösterilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güvenlik, refah, huzur ve barış iklimini derinleştirmiş; kuvvetler ayrımını netleştirmiştir. Kazanan Türkiye olmuştur. CHP’sinden İYİ Partisi’ne varıncaya kadar koalisyon dönemlerine övgüler düzen siyasi zihniyetler milletimizin ve ülkemizin munzam ve muntazam gerçekleriyle ters düşen aymazlardır. Bunlar iş bilmez, yol bilmez, erdem bilmez, ahlak bilmez. Akıntıya karşı kürek çekmek nafiledir. Güneşi balçıkla sıvamaya çalışmak akılsızlıktır” ifadelerini kullandı.

  • “Patates, soğan yiyemeyenler, seni yiyecek”

    “Patates, soğan yiyemeyenler, seni yiyecek”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sayın Erdoğan; üzgünüm, söylemeliyim. Patates, soğan yiyemeyenler, seni yiyecekler. Nerede yiyecekler? Sandıkta yiyecekler. Nasıl yiyecekler? Helal oyları ile yiyecekler. Sonuç ne olacak? 14 Mayıs akşamı sana güle güle diyeceğiz, emekli edeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu’nu da Çankaya’ya alkışlar arasında götüreceğiz” dedi.

    Meral Akşener, bugün partisinin İstanbul’un Şişli ilçesindeki seçim koordinasyon merkezini ziyaret etti. Burada yurttaşlara seslenen Akşener, şunları söyledi:

    “AKLINI YİTİRMİŞ BİR RUH HALİ İLE YÖNETİLİYORUZ”

    “Anlaşılıyor ki Sayın Kılıçdaroğlu, 13. Cumhurbaşkanı’mız. Meral Akşener de başbakan. Öyle görünüyor. Şu an için bizi yönetenler, baştan aşağı, tepeden sona doğru sıyırmış durumda. Çünkü konuşanlara baktığımız zaman, inanın aklını yitirmiş bir ruh hali ile yönetiliyoruz. Ben, bu ucube sistemden kurtulalım propagandası, iknası yaparak gezerken, bu arkadaşların konuşmalarını yaparken bu arkadaşların ortaya çıkardığı psikoloji, aynı zamanda bu arkadaşların da emekli edilmesini şart koşuyor. Biz, bir seçime gidiyoruz, alt tarafı bir seçime gidiyoruz. Normal şartlarda seçmenin bayramı, düğünü olması gereken bir seçime gidiyoruz. Maşallah, başta Recep Bey olmak üzere bütün hepsi, şurayı şereflendiren sizler, bugün itibariyle işgal güçlerisiniz. Ben, zaten hainlerin başıyım. Hem PKK’lıyım.

    “BÜTÜN PSİKİYATRİSTLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUM; MUAYENE EDİN ŞUNLARI”

    Ben, 30 senedir siyaset yapıyorum. Siyasi bir aileden geldiğim için 50 yıllık bir siyasi hafızam var. Pek çok rezillikler gördüm, bu ülke gördü ama rezilliğin dibine girmiş bir seçim. Bu ülke darbeler gördü. Gençler; büyükleriniz bilir, hızla kurtulduk. En son 15 Temmuz’u gördük, demokrasiye sahip çıktınız. Ama bu seçimde muhalefeti desteklediğiniz takdirde siz darbeci oluyorsunuz, aynı zamanda işgalci oluyorsunuz. Aynı zamanda FETÖ’yü kazandırıyorsunuz. Bu arkadaşları seçtiğiniz zaman harikasınız. ‘Hayır, fikrimi değiştirdim, seni emekli ediyorum’ dediğiniz zamanda hain oluyorsunuz. Bu dil, son derece zararlı ve tehlikeli bir dildir. Sadece bunun için bile bu seçimi kazanmak zorundayız. AK Parti Gençlik Kolları Başkanı, şerefli Türk polisinin şube müdürünü tokatlıyor. İl emniyet müdürü, korkudan, o tokat adan şahısla poz verebiliyor. Bu demektir ki devleti çürütmüşler. Bu demektir ki ciddiyetsizlik dibe vurmuş. Ama bu işlerin başındaki şahsın kafayı taktığı şey ne? LGBT. Erkek erkeğe evlilik olacakmış biliyor musunuz, biz seçilirsek? Aynı arkadaşa göre, erkekler ile hayvanlar da evlenecekmiş. Fantezi de dünya markası. Ben böyle bir şey duymadım, görmedim.

    Bu ülkenin güvenliğini, asayişini korumaktan, onu yerine getirmekten sorumlu olanlar, sınırları kevgire çevirmişler. Türkiye bir sığınmacı hendeği olmuş, arkadaşlar erkek erkeğe evlilik peşinde. Bütün psikiyatristleri göreve çağırıyorum; muayene edin şunları. Bunlar gerçekten raporluk, iş göremez raporuna sahip olmak zorundalar.

    “HADİ ORADAN BE CIVIK”

    Bir tanesi başbakanlık yaptı. Adam diyor ki ‘İşgal güçleri’. Başbakanlık yaptın ve sizi bu milleti, seçmeni diyor ki ‘Onlar işgal güçleri’. Bir tanesi daha vahim. Ben, iki sene Meclis yönettim, FETÖ’yü bu arkadaş gibi cıvık cıvık öven görmedim. Böyle bir cıvık, FETÖ savunucusu, yansıtma yapmış; biz sizlerin oyları ile kazanırsak FETÖ kazanacakmış. Hadi oradan be cıvık.

    “PATATES, SOĞAN YİYEMEYENLER, SENİ YİYECEKLER”

    Bugün enteresan bir şey oldu. Recep Bey’in 82 puan alıp mülakatta elenmiş çocukların hakkını konuşması lazımken, geçinemeyen emeklilerin durumunu konuşması gerekirken; işçinin, memurun maaşını konuşması gerekirken; çiftçinin, esnafın yaşadıklarını 21 yıldır çözemedi belki, konuşması gerekirken arkadaşın söylediği şu; ben, İYİ Parti olarak bu zillet ittifakının içinde, Suriye’nin kuzeyinde kurulacak olan Kürdistan devletinin kurulmasına sebep oluyormuşuz, ben başta olmak üzere. Çok komik. Ya arkadaş, 21 yıldır bu ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı benmişim. Benmişim, benim haberim yok. Ya Suriye ile ben kavga etmişim; kimine göre 6 milyon, kimine göre 8 milyon, kimine göre 10 milyon sığınmacı gelmiş, İstanbul Suriye’nin başkenti haline dönmüş. Bunları ben yapmışım. Kim bunları diyen? Recep Bey. Şimdi, bu cümleleri kuran bir kişinin gerçekten psikiyatrist tedavisine ihtiyacı var. İkinci durumumuz daha var. Diyor ki ‘Patates, soğan yiyemediğiniz için liderinizi yemeyin’. Patates, soğan; güle güle Erdoğan. Sayın Erdoğan; üzgünüm, söylemeliyim. Patates, soğan yiyemeyenler, seni yiyecekler. Nerede yiyecekler? Sandıkta yiyecekler. Nasıl yiyecekler? Helal oyları ile yiyecekler. Sonuç ne olacak? 14 Mayıs akşamı sana güle güle diyeceğiz, emekli edeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu’nu da Çankaya’ya alkışlar arasında götüreceğiz.”

  • “Türkiye tarih yazacak”

    “Türkiye tarih yazacak”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; 14 Mayıs seçimlerine yönelik Twitter hesabından; “Yer şahit, gök şahit olsun ki; bu emanet bizde durdukça Türkiye tarih yazacak” notuyla bir kampanya videosu paylaştı.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; bu akşam Twitter hesabından 14 Mayıs seçimlerine yönelik “Yer şahit, gök şahit olsun ki; bu emanet bizde durdukça Türkiye tarih yazacak” notuyla bir kampanya videosu paylaştı.

    Kampanya videosunda beş bin yıllık Türk devlet anlayışı, Türk devletinin ahlak anlayışı, Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte Türkiye’nin tarımla, üretimle, sanayiyle, demir yollarıyla kalkınması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk vurgusu, demir metaforu üzerinden işlendi.

    “BEYTÜLMALİ KORUYAN AHLAK ÖLÇÜSÜ BU DEMİRDİR”

    Hazırlanan video; “5 bin yıldır burada durur bu demir” seslendirmesi üzerine, bir demirci ustasının demir dövmesiyle başladı. “Toroslardaki yörük çadırlarının direklerini tutan bu demirdir” seslendirmesiyle Türk devletinin bağları; “Zafere koşan gazi atların nalları bu demirdendir” seslendirmesiyle Türk tarihindeki zaferler, “Beytülmali koruyan ahlak ölçüsü bu demirdir” seslendirmesiyle Türk devletinin ahlak anlayışı vurgulandı.

    “TAM 5 BİN YILDIR BURADA DÖKÜLÜR BU DEMİR”

    Tam beş bin yıldır dövülür, burada dökülür bu demir” seslendirmesiyle devam eden videonun bu bölümünde; Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte Türkiye’nin tarımla, üretimle, sanayiyle ve demir yollarıyla kalkınması vurgulandı.

    “İSTİKLALİN PAROLASINI VATAN VE NAMUS BİLENLERİN İRADESİ BU DEMİRDİR”

    Tam 5 bin yıldır burada işlenir bu demir” seslendirmesiyle devam eden videonun bu bölümünde; Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele’yi başlatan ruhuna, vatanın işgalden kurtuluşuna değinildi.

    “5 BİN YILLIK BU DEMİR, HER DAİM BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN EMANETİ OLACAK”

    Videonun son bölümünde; “5 bin yıllık bu demir, her daim büyük Türk milletinin emaneti olacak” seslendirmesinin ardından demirci ustasının demiri döverek İYİ Parti’nin güneş logosunu işlediği görüldü.

    Videonun sonunda; 5 bin yıllık Türk devlet anlayışına vurgu yapılarak; “Bu emanete sahip çıkan nice cesur yürekler olacak. Bu emanete hıyanet edenlerin karşısında duran nice kutlu neferler olacak” seslendirmesine yer verildi.

    Video; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kalabalıklar içinden vatandaşlarla birlikte yürürken; “Yer şahit, gök şahit olsun ki; bu emanet bizde durdukça Türkiye tarih yazacak” sözleriyle sona erdi.

  • Meral Akşener Bursa’da

    Meral Akşener Bursa’da

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sayın Erdoğan bizi, Sayın Kılıçdaroğlu ile beni Gabar’a gömüyordu. Mezar kazarken petrol bulmuş… Hayırlı bir işe sebep olmuşuz, vesile olmuşuz. Gabar’da mezar kazdılar, petrol çıkmış… Şimdi herhalde Cudi’de de başlayacak kazma, inşallah orada da bir doğalgaz, petrol neyse bir şey bulur. Türkiye kazanır. Şimdi böyle Cumhurbaşkanı olamaz” dedi. Akşener, “Bu asil millet senin beceriksizliğin yüzünden 15 Temmuz’da ortaya çıkan o darbe kalkışmasının karşılığı olarak bu devleti köprüden ve sokaktan topladı getirdi. Daha ne yapsın bu millet? Bir de onlara sen darbeci mi diyorsun? Senin canını onlar kurtardı, bu millet kurtardı. Milli irade hepimiz için, bütün siyasetçiler için baş tacıdır, baş tacı olmak zorundadır” diye konuştu.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bugün Bursa’da miting düzenledi. Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın da katıldığı mitingde Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş için memleketi Bursa’da ‘Sinan Ateş İçin Adalet’ yazılı dövizler de yer aldı. Akşener şöyle konuştu:

    “Çok teşekkür ederim. Mansur Başkan’ım pek çok şeyi sizlerle paylaştı. O şimdi buradan Ordu’ya gidecek ben de buradan İstanbul’a bir programa gideceğim. Dolayısıyla sizleri çok yorduk. Doldu taştı. Çok teşekkür ediyorum her birinize ayrı ayrı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.  Şimdi bu meydanı bu şekilde şereflendiren değerli kardeşlerim ben sizin yarı hemşeriniz sayılırım çünkü Bursa Öğretmen Okulu mezunuyum. Birincisi bu, bütün hayatımı Öğretmen Okulunda aldığım eğitim ve Bursa’da yaşadıklarım şekillendirdi. İkincisi anneannemin amcaları burada eskiden Filidar köyü derlerdi. Şu anda Kadıköy deniliyor. Gündoğdu’nun tümü hemen hemen yarısı benim anneannemin akrabalarından oluşuyor. Bir de ben Atatürk’ün hemşerisiyim. Evlad-ı fatihanım dolayısıyla öyle bir hemşericiliğimiz var. Kendimi evimde hissediyorum. Çok uzatmadan kitabın orta yerinden bazı konuları sizlerle paylaşmak istiyorum.

    “GABAR’DA BİZE MEZAR KAZDIRAN SAYIN ERDOĞAN NASIL OLUYOR DA SİNAN ATEŞ’İN KATİLLERİNİ, AZMETTİRİCİLERİNİ BULAMIYORSUN”

    Diyor ki, ‘Sinan Ateş İçin Adalet’ diyor ki, ‘3 Mayıs Türkçüler Gününde Yolbaşçılarımızı Anıyoruz’ diyorlar. Şimdi Sinan Ateş’in kardeşleri, Sinan Ateş’in ablaları, Sinan Ateş’in büyükleri… Bursa bir değerini kaybetti. Gencecik bir akademisyen Ankara’nın göbeğinde katledildi. Azmettiriciler belli, katiller belli ama uçan kuşu bile, bilumum teröristlerin ayak numaralarına kadar bilen, Gabar’da bize mezar kazdıran Sayın Erdoğan nasıl oluyor da Sinan Ateş’in katillerini, azmettiricilerini bulamıyorsun? İşte bunun adı artık iktidardan gidiyor olmaktır. Sözünün geçmediği bir Cumhurbaşkanı, topal ördek olmuş bir Cumhurbaşkanı demektir. Öyle olduğu için bu kadar kabalar, bu kadar hakaret ederek yol yürüyorlar ama 14 Mayıs akşamı Allah şahittir. Helal oylarınızla bu seçimi kazanacağız. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 13’üncü Cumhurbaşkanımız olacak, Sayın Erdoğan, Recep bey ve arkadaşlarını emekli edeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu’nu da makamına alkışlarla oturtacağız.

    “MUHSİN BAŞKAN’IN DA KANI YERDE KALDI”

    Peki İYİ Parti ve Meral Akşener ne olacak? Ben Başbakan olacağım ama helal oylarınızla olacağım. Partimizi birinci parti çıkaracaksınız ve ben de sizin helal oylarınızla Başbakan olacağım. Buradan söz veriyorum. Sinan Ateş’in katilleri, azmettiricileri elbette hesap verecekler. Gerçekten hesap verecekler. Eğer o hesabı sormazsam namerdim, şerefsizim. Dün Sivas’taydık. Sivas’ta da aynı şey… Muhsin Başkan’ın da kanı yerde kaldı. Muhsin Başkan da bir suikasta kurban gitti. O suikastın ne oldu ne bitti, kapatıldı geçti gitti, kimse ne olduğunu anlamadı. İçimizde Muhsin Başkan bir yara, Sinan da çok yeni çok taze bir yara… Annesi, babası, kardeşleri, gencecik eşi, Bengisu ve Banu Çiçek küçücük iki kız çocuğu babasız kaldılar. Buna vicdanı sızlamayanın insan olması mümkün değil. Elbette hesabını soracağız. Hukuk önünde en ağır cezayla cezalandırılacaklar.

    “SEN BULGARİSTAN’A MI KAÇMAYI DÜŞÜNÜYORSUN MUHTEREM? 15 MAYIS SABAHI KAÇAMAYACAKSIN. GÖRÜRSÜN KAÇAMAYACAKSIN”

    Şimdi bugün evlerine gittik. Sinan’ın arkadaşlarından bazı arkadaşlarımızla görüştük. Bana dedikleri şu, milletvekili görünüşlü bir muhterem diyormuş ki bunlara onun arkadaşlarına, bu işin peşine düşenlere diyormuş ki, ’14 Mayıs akşamının ertesi günü 15 Mayıs sabahı artık Bulgaristan’a kaçarsınız’ dervişin fikri neyse zikri de odur. Sen Bulgaristan’a mı kaçmayı düşünüyorsun muhterem? 15 Mayıs sabahı kaçamayacaksın. Görürsün kaçamayacaksın.

    “HEPSİ KAFAYI SIYIRDI, HEPSİ KAFAYI YEDİ”

    Türkiye mübareklerin elinde sanki savaşa gidiyor. Yahu seçime gidiyoruz, seçime… Bursa’ya ne düşündüğümüzü, gençlerimiz için neler planladığımızı kovaladığımız, yani onlar tarafından kovulan doktorlar için, sağlık çalışanları için ne yapmak istediğimizi, öğretmenler için ne yapmamız gerektiğini, KPSS mağdurları için ne yapmamız gerektiğini, ne yapacağımızı, tarımı, sanayiyi, Suriyelileri ne yapacağımızı söylememiz gerekirken Allah Allah nidalarıyla savaşa gidiyoruz. Bu arkadaşlara göre biz işgalciyiz. Hadi oradan be, hadi oradan be… Ne zaman milli iradenin sahipleri bu ülkede işgalci oldu? Bu nasıl bir psikolojidir? Hepsi kafayı sıyırdı, hepsi kafayı yedi.

    “SAYIN KILIÇDAROĞLU İLE BENİ GABAR’A GÖMÜYORDU. MEZAR KAZARKEN PETROL BULMUŞ… HAYIRLI BİR İŞE SEBEP OLMUŞUZ”

    Sayın Erdoğan bizi, Sayın Kılıçdaroğlu ile beni Gabar’a gömüyordu. Mezar kazarken petrol bulmuş… Hayırlı bir işe sebep olmuşuz, vesile olmuşuz. Gabar’da mezar kazdılar, petrol çıkmış… Şimdi yakın zamanda Gabar’da petrol bulundu ya, Cudi’de de çünkü Cudi ve Gabar’a gömecekti muhterem, şimdi herhalde Cudi’de de başlayacak kazma, inşallah orada da bir doğalgaz, petrol neyse bir şey bulur. Türkiye kazanır. Şimdi böyle Cumhurbaşkanı olamaz. Cumhurbaşkanı bu ülkede yaşayan her bir vatandaşının namusunun, şerefinin, güvenliğinin, malının, mülkünün emniyetinden sorumludur. Kadına, ‘sürtük’ diyemez. ‘Çürük’ diyemez. ‘Düşük’ diyemez. Gençlere, ‘süfli’ diyemez. Doktorlara, ‘defoluna gidin’ diyemez. Çiftçiye ‘hain’ diyemez. Domates yetiştiricisine ‘terörist’ diyemez. Muhalefete oy verecek bu asil milletin mensuplarına ‘işgalci’ diyemez, ‘darbeci’ diyemez. Arkadaş kafayı mı yedin sen? Bizim belimizde silah mı var darbe yapacağız? Bu asil millet senin beceriksizliğin yüzünden 15 Temmuz’da ortaya çıkan o darbe kalkışmasının karşılığı olarak bu devleti köprüden ve sokaktan topladı getirdi. Şehit olma uğruna, şehit verme uğruna, gazi olma bedelini ödedi. Daha ne yapsın bu millet? Bir de onlara sen darbeci mi diyorsun? Senin canını onlar kurtardı, bu millet kurtardı. Milli irade hepimiz için, bütün siyasetçiler için baş tacıdır, baş tacı olmak zorundadır.

    “İSTİKLAL MARŞI’NI KAĞITTAN OKUYAMADI, O DA BİZİ İŞGALCİ YAPMIŞ”

    Bir arkadaş var. Kafayı erkeklerin birbiriyle evliliğine takmış, sonra ileri gitti fantezi uçtu uçtu uçtu. Şöyle bir durum var, ‘erkekler ve hayvanlar’ dedi. Şimdi asayişten sorumlu olması gereken muhteremin kafayı taktığı yerler. Ben her gittiğim şehirdeki bütün psikiyatrları baştan aşağı bu muhteremlerin muayenesini yapmak üzere ayağa kalkmalarını, bu konuda görev almalarını rica ediyorum. Gerçekten sıyırık bir durumdalar. Şimdi bir başkası, zaten darbe yapıyoruz geçti gitti. Bir tanesi yaşını başını almış bir arkadaş, İstiklal Marşı’nı kağıttan okuyamadı. O da bizi işgalci yapmış, kendisi neymiş? Ya AK Parti’nin yandaşları neymiş? Onlar da istiklal mücadelesi veren yiğitlermiş… Böyle bir şey olur mu? Biz seçime gidiyoruz, seçime… Muhterem sen ne düşünüyorsun? Mesela tarım için ne düşünüyorsun? Gençler için ne düşünüyorsun? Atanamamış öğretmenler için ne düşünüyorsun? Biz ne düşünüyoruz biliyor musunuz? Hemen bir ay içerisinde 100 bin öğretmen tayin edeceğiz, biz bunu söylüyoruz. Sen ne yapacaksın kardeşim? Ve arkasından 150 bin öğretmen tayini daha yapacağız. Çünkü bütün köylerde okulları yeniden açacağız. Bir veteriner, bir ziraat mühendisi, bir öğretmen ve aynı zamanda ziraat teknisyeni gibi arkadaşlarımızı oraya tayin edeceğiz ve devletten maaş alacaklar. Bütün köylerde, Bursa’da da öyle yaş ortalaması 50 ila 55 arası… Gençlerin köylerine dönüp üretip, tarım üretimi yapmaları için hem eşine evliyseler eğer veya kardeşseler bu genç arkadaşların tümünün SSK ya da BAĞKUR primlerini 5 yıl boyunca devlet olarak biz ödeyeceğiz.

    “İKTİDARA GELİR GELMEZ 2 YIL İÇİNDE TÜRKİYE’DEKİ BİLUMUM SIĞINMACILARI GERİ GÖNDERECEĞİZ”

    Aynı zamanda ev kadınlarımıza, en ağır yükü onlar çeker. 18-26 yaşındaki gençlerimize hiçbir soru sormadan, hiçbir şart ileri sürmeden, 2 bin 500 lira maaş bağlayacağız. Tarımın mazotunda, elektriğinde, ilacında, gübresinde indirimlere gidip sübvansiyonları en başında yapacağız. Havza bazlı tarım hayata geçirecek ve alım garantisi ve fiyat garantisi vereceğiz. Türkiye’nin en önemli Suriyeli nüfusuna sahip Bursa şimdi ben şu soruyu sorayım. 7 trilyon dolar sınırdaşlarımızla ticaret hacmimiz vardı. Biz Suriye ile niye kavga ettik bir bilginiz var mı? Durup dururken niye kavga ettik biz Suriyelilerle? Beşar Esad ile niye kavga ettik? Karşılığı 6,8,10 milyon Suriyeli… Miktarını da kimse bilmiyor bu arada diyelim 8 milyon Suriyeli ülkemize geldi. Şehirlerimize dağıldı. Beşar Esad yerinde duruyor. Attı gitti, hemen sınırlarımızda da bir Kürdistan kuruluyor hemen ötesinde, bu işten karımız ne oldu, zararımız ne oldu? Biz iktidara gelir gelmez iki yıl içinde Türkiye’deki bilumum sığınmacıları geri göndereceğiz bu netlikle söylüyorum.

    “MANSUR BEY ANKARA’NIN ÇİFTÇİSİNE 4,5 MİLYAR LİRA PARA KAZANDIRDI”

    Bursa önemli bir sanayi şehri ama sanayi konusunda herhangi bir yardım olunan, el uzatılan devlet adına herhangi bir durum yok. Devleti yöneten iktidar adına herhangi bir yardımcı olma durumu yok. Çünkü yandaşlar kayırmalar önde… Şimdi bir şey deniliyor, ‘Mansur bey seçildiği dakikadan itibaren bütün su saatlerini PKK’lılar ve DHKP-C’liler bakacakmış, evinize getirecekmiş’ bunların hiçbiri olmadığı gibi tertemiz vatan evlatları işe girdiler ve çalıştılar. ‘İşten herkesi atacak’ dendi. İşten atılmadığı gibi yeni insanlar işe alındı. Ankara’nın köylüsüne, çiftçisine 1 yılda 4,5 milyar lira para kazandırdı ama bir tane jeliboncu arkadaş var. Jeliboncu, yalnız bu adam niye dinozora takık? Ankapark diye bir park yapmış bu adam her yer dinozor, garibin dinozorların burasını koparmışlar, burasını koparmışlar. Harcadığı para ne biliyor musunuz? 16 milyar lira… 3 kişinin cebine girmiş, 16 milyar lira ile Ankara’da ya da Bursa’da neler yapılabilirdi? Türkiye’de neler yapılabilirdi? Mesela gençlerin Türkiye genelinde KYK borçlarının tümü ödenebilirdi, fabrika yapılabilirdi, istihdam sağlanabilirdi, yurt yapılabilirdi ki biz 12 buçuk metrekarelik bir kişiye düşen alan sayısının olduğu yurtlar yapacağız ve sizler çok rahat oturacaksınız çocuklar. Üniversite mezunlarının iş bulmalarına aracılık edeceğiz, öncülük edeceğiz.

    “SENİN SAĞ ELİNDE HİZBULLAH SOL ELİNDE PKK VAR”

    Şimdi bunların konuşulması gereken bir seçim esnasında en komiği şu, ben Bursa’da PKK’lıyım, Diyarbakır’da faili meçhulcüyüm vallahi kafayı yediler, aynı adamlar söylüyor. Muhteremler kafayı mı yediniz? Karar verin, ikisi birbirine o kadar zıt ki, PKK’lıysam PKK ile mücadele etmişlere yapılan bir iftiradır faili meçhulcülük bizatihi o mahkemelerin savcısıydın sen Sayın Erdoğan ve böyle bir durumda ben PKK ile mücadele etmişlerden birisiyim. Aynı zamanda da PKK’lı diyorsunuz. Şimdi soru şu, siz iktidarı kaybetmişsiniz, ben İçişleri Bakanlığı görevim nedeniyle ve Türkiye’nin sınır ötesi en uzun, en derin harekatının altında imzası bulunan tek İçişleri Bakanı olduğum için bu ülkenin şerefli polisleri tarafından korunuyorum. Ben istemiyorum, o kanun veriyor. Yahu arkadaş ben PKK’lıysam derhal tutuklayın. O şerefli Türk polislerini bana niye beni korumaları için bir PKK’lıyı korumaları için tahsis ediyorsunuz? Yeryüzünde böyle bir manyaklık olabilir mi? Böyle bir ruh hastalığı olabilir mi? Yani PKK’lı serbest geziyor, şerefli Türk polisleri koruyor ve bu arkadaşlar diyor ki, ‘bu PKK’lı’ hadi oradan be… Benim sağ elimde Gaffar Okkan’ın katilleri yok. Sayın Recep bey senin sağ elinde Hizbullah var, katiller var, Gaffar Okkan’ın katilleri var.

    “ULAN MEHMET KİM? APO’NUN KARDEŞİ, AKRABA MI OLDUNUZ”

    Sol elinde PKK var, sen Abdullah Öcalan’a diyorsun ki, ‘bizim Mehmet’ diyorsun. Diyorsun ki Apo’ya, ‘ailesi gitti, gitti gönderdik’ Ulan Mehmet kim? Apo’nun kardeşi, akraba mı oldunuz? Bebek katilinin kardeşine ‘bizim Mehmet’ diyen bir Cumhurbaşkanı var. İşte bütün bunlar niçin yapılıyor biliyor musunuz? Eskiden üzülüyordum artık üzülmüyorum. Çünkü tarzan zorda, 14 Mayıs akşamı, 15 mayıs sabahı emekliye sevk ediliyor, attaya gidiyor ve ben sizden çalışmanızı istiyorum. 1 oy Kemal’e 1 oy Meral’e… Söz mü? Allah bin kere razı olsun. 3 Mayıs Türkçüler Bayramı’nız kutlu olsun.”

  • “2 bin 500 lira maaş bağlayacağız”

    “2 bin 500 lira maaş bağlayacağız”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sivas’ta yurttaşlara seslenirken “Değerli kadınlar; size ihtiyacım var. Sebebi şu; bu ülkede hiçbir erkeğe yapılmayan ne kadar iğrençlikler varsa bana yapıldı. Anladım ki size de yapılıyor. Dolayısıyla el ele vereceğiz ve bu harami düzenle birlikte bu çirkinliği, bizi fakirliğe mahkum eden bu ayrımcılığı; tacize, tecavüze, dayağa karşı bizi suçlayan bu zihniyeti yerle bir edeceğiz. Eğer bu harami düzeni, kadınlara karşı yapılan bu iğrençlikleri bitirmezsem Allah benim canımı alsın. Bu derece samimiyim, kararlıyım” dedi. Akşener, “İş buluncaya kadar 18-26 yaş arası gençlerimize ve aynı zamanda ev kadınlarımıza 2 bin 500 lira, sorgusuz sualsiz, şartsız maaş bağlayacağız” diye konuştu.

    Meral Akşener, bugün Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Sivas’ta miting düzenledi. Akşener, mitingde şunları söyledi:

    “EĞER BEN PKK’LIYSAM TUTUKLAYIN ULAN BENİ”

    “Şimdi bir seçime gidiyoruz. Sanki seçim değil, bir savaşa gidiyoruz. Bu savaş ikliminde tehditler havada uçuşuyor, hakaretler havada uçuyor, iftiralar havada uçuyor. Ama bu arkadaşların konuşmadığı bir şey var. Muhsin Başkan’ın katilleri kimdir, konuşulmuyor, Sinan Ateş’in katilleri kimdir, konuşulmuyor. Gencecik çocukların işsizliği konuşulmuyor. 82 puan alıp atanamayan, mülakatta elenen kızımız, oğlumuz konuşulmuyor. Ama ne konuşuluyor? Meral Akşener Sivas’ta ‘PKK’lı’, ama Diyarbakır’da ‘faili meçhulcü’. Arkadaş, karar verin, ben kimim? Bu ülkenin İçişleri Bakanlığı görevini yürütmüş birisiyim. Türkiye’nin, sınır ötesi en derin harekatının altında imzası bulunan İçişleri Bakanı’yım. PKK’nın, DHKP-C’nin listelerinde olduğum için devletin talimatı ile şerefli Türk polisleri tarafından korunan bir insanım. Yahu arkadaş, eğer ben PKK’lıysam tutuklayın ulan beni. Niye şerefli Türk polislerine beni korutuyorsunuz? Bu nedir biliyor musunuz? Ciddiyetsizlik demektir. Bu, devlet ciddiyetini yere düşürmek demektir. Ben Megri Megri şarkısını söylemedim. Teröristlerin kafasından konfeti kaçırmadım, onları üflemedim. Habur rezaletini yapmadım. O Habur rezaletinin içinde, teröristler rahatsız olmasın diye Atatürk’ün resmi ve Türk bayrağını çıkartan ben değilim, sizsiniz. Açılım sürecini yapan ben değilim, sizsiniz. Gelinen noktada Sayın Erdoğan; sağ elinde Hizbullah var senin bu seçime giderken. Sağ elinde Gaffar Okkan’ın katilleri, sol elinde PKK var. Abdullah Öcalan ile akraba olmuşsun. Abdullah Öcalan’ın kardeşine ‘Bizim Mehmet’ diyorsun. Valilere talimat verdin, Oslo’ya gittin ve Habur rezaletini yaptın. 31 Mart seçimlerine giderken döndün dedin ki Öcalan’ın mektubunu okutun, okutuldu. Sizin, benin helal vergilerimiz ile ödediğimiz paralarla idame ettiren TRT’ye Öcalan’ın kardeşini çıkarttın. Sen Cumhurbaşkanı’sın, döndün dedin ki ‘Vallahi bilmiyordum kırmızı bülten ile arandığını’. Ama daha başka şeyler de yaptın. Türk ordusunu yerle bir ettin, FETÖ’ye teslim ettin. Ergenekon’muş, Balyoz’muş, onların savcısı oldun. Milli ordunun içini boşalttın. Bütün bunlara baktığımız zaman Sayın Erdoğan, en son konuşacak şahıs sensin bu konuda.

    “BEN, ŞU ANDA SİVAS’TA BULUNAN BÜTÜN PSİKİYATRLARI, BU ARKADAŞLARI MUAYENE ETMEK İÇİN DAVET EDİYORUM. YAZIKTIR BU ÜLKEYE”

    Daha da vahim bir hal var, kafayı yedi bunlar. Ya çok üzülüyorum hallerine, gerçekten çok üzülüyorum. Adamın teki çıktı, asayişten sorumlu olması lazım, adamın ağzından devamlı şu çıkıyor; LGBT olacak biz eğer iktidarı kazanırsak, erkek erkeğe evliliği serbest bırakacakmışız. Onca şey içinde akla gelen bu. Daha vahim bir şey var. Onunla da yetinmedi. Meğerse erkekler hayvanlarla da evlenecekmiş, onu serbest bırakacakmışız. Böyle fantezi olur mu oğlum? Ben, şu anda Sivas’ta bulunan bütün psikiyatrları, bu arkadaşları muayene etmek için davet ediyorum. Yazıktır bu ülkeye. Bir başka kişi de çıktı dedi ki biz kazanırsak FETÖ kazanacakmış. 8 sene Meclis yönettim, arkadaşın o Meclis’teki FETÖ sever, cıvık, insanın içini kaldıran konuşmalarını bir bilseniz, eyvah. Hadi oradan be cıvık adamlar. Ama birisi var, hayretler içindeyim. Şimdi, başbakanlık yapmış bir şahıs, İstiklal Marşı’nı okuyamadı yazıdan. Yani bu abi çıktı; biz işgalciymişiz, onlar istiklal mücadelesi veriyormuş. Bakın, milli irade ona oy verir, buna oy verir. Siyasetçinin yapacağı iş, ‘baş üstüne’ demektir. Siz oylarınızı kime veriyorsanız geçerli olan odur. Seçmenin tercihlerini biz sorgulayamayız. Siyasetçi, seçmenin karşısında hazır ol da durmak mecburiyetindedir.

    “İŞSİZ GENÇLER İÇİN NE YAPACAKSINIZ”

    Şimdi, konuşulması gereken, demin anlattığım manyakça konuşmalar değildir. Konuşulması gereken şudur; gençler için ne yapacaksınız, kadınlar için ne yapacaksınız, adalet ne yapacaksınız; hukuk için, tarım için ne yapacaksınız, işsiz gençler için ne yapacaksınız? Konuşulması gereken budur. Projelerinizi anlatırsınız, hizmet vizyonunu anlatırsınız, seçmeniniz karar verir, ona da uyarsınız.

    “AĞZINIZI AÇSANIZ, DAYILAR GELİP TELEFON İSTİYOR”

    Ben, 1980 öncesi talebesiyim. Böyle bir eziyet görmedim ben o zaman, haşarı talebeler olmamıza rağmen. Bu nasıl bir şeydir? Ağzınızı açsanız, dayılar gelip telefon istiyor. Ali’nin cebinde para yok ama dayı gelecek diyecek ki ‘Ben Almanya’dan geldim, harika bir hayatım var. Göster telefonunu’. Senin hayatın harika, benimki kötü. Halbuki bu çocuklar uzaktan eğitim gördüler. İnternet lazımdı, bilgisayar lazımdı, tablet lazımdı. Var mıydı? Hava gazı. Bir devlet, öncelikle açını doyurmak, dışarıda kalanını bir evin içinde muhafaza etmek zorundadır. Bir şey daha diyeceğim. Onlar hırsız.

    “EĞER BU HARAMİ DÜZENİ, KADINLARA KARŞI YAPILAN BU İĞRENÇLİKLERİ BİTİRMEZSEM ALLAH BENİM CANIMI ALSIN”

    13. Cumhurbaşkanı, Sayın Kılıçdaroğlu olacak; bir oy Kemal’e. Sonra İYİ Parti, birinci olacak; bir oy Meral’e. Helal oylarınız ile ben başbakan olacağım, hemen şimdi olacağım. Ama sizin iradeniz olmadan olmaz. Pazarlıkla olmam. Çünkü bu helal iradeye, millet iradesine ihtiyacım var. Bir şeye daha ihtiyacım var. Değerli kadınlar, size de ihtiyacım var. Sebebi şu; bu ülkede hiçbir erkeğe yapılmayan ne kadar iğrençlikler varsa bana yapıldı. Anladım ki size de yapılıyor. Dolayısıyla el ele vereceğiz ve bu harami düzenle birlikte bu çirkinliği, bizi fakirliğe mahkum eden bu ayrımcılığı; tacize, tecavüze, dayağa karşı bizi suçlayan bu zihniyeti yerle bir edeceğiz. Ben, bunun için kadınlardan destek istiyorum. Eğer bu harami düzeni, kadınlara karşı yapılan bu iğrençlikleri bitirmezsem Allah benim canımı alsın. Bu derece samimiyim, kararlıyım.

    “İŞ BULUNCAYA KADAR 18-26 YAŞ ARASI GENÇLERİMİZE VE AYNI ZAMANDA EV KADINLARIMIZA 2 BİN 500 LİRA, SORGUSUZ SUALSİZ, ŞARTSIZ MAAŞ BAĞLAYACAĞIZ”

    Ev kadınlarımız var, gençlerimiz var. İş buluncaya kadar 18-26 yaş arası gençlerimize ve aynı zamanda ev kadınlarımıza 2 bin 500 lira, sorgusuz sualsiz, şartsız maaş bağlayacağız. Hemen, derhal 100 bin öğretmen tayin edeceğiz. Sonra arkasından 150 bin öğretmen daha gelecek ve 250 bin öğretmeni derhal tayin edeceğiz. Bütün köylerdeki okulu yenide açacağız. Bir köye bir öğretmen, bir veteriner, bir ziraat mühendisini tayin edeceğiz. Köylerde 50 yaşlarındaki kişilerin dışında kimse yok. Gençlere diyeceğiz ki ‘Git, babanın toprağında iş yap, üretim yap’. Buna karar verip köye yerleşen her bir gencin 5 yıl boyunca SSK veya BAĞ-KUR primlerini biz ödeyeceğiz. Çiftçilerin borçlarını yeniden yapılandıracağız. Benzer düzenlemeyi esnaf için de yapacağız.

    Bu şehir, bu Cumhuriyet’i kuran şehir. Siz kurdunuz, buranın iradesi kurdu. Dolayısıyla bu harami düzeni, bu hırsız düzenini, bu çalma düzenini, bu hak yeme, haram yeme düzenini, kul hakkı yiyen düzeni 14 Mayıs’ta değiştirecek miyiz? Sayın Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapacak mıyız? İYİ Parti’yi birinci parti yapacak mıyız? Allah razı olsun.”

  • Bursa mitingi nedeniyle kapanacak yollar

    Bursa mitingi nedeniyle kapanacak yollar

    İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yarın Bursa’da miting gerçekleştirecek. İl Emniyet Müdürlüğü miting programı boyunca kapalı olacak yolları duyurdu.
    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklama şu şekilde:
    “03 Mayıs Çarşamba günü saat 09.30’dan itibaren Çarşamba Valilik – Kent Meydanı istikameti, Genç Osman kavşağı – 15 Temmuz Demokrasi Meydanı istikameti, Kıbrıs Şehitleri Caddesi çıkışından – 15 Temmuz Demokrasi Meydanı istikameti kapatılacak olup Genç Osman kavşağı istikametine mecburi yön verilecektir. Hakimiyet Kavşağı – Kent Meydanı istikameti, Kent Meydanı yan yollar, Celal Bayar Caddesi Hakimiyet Kavşağı istikameti araç trafiğine kapatılacak olup, Celal Bayar Caddesi’nden Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne mecburi yön verilecektir. Belirtilen güzergâh etkinlik bitinceye kadar araç trafiğine kapatılarak etkinlik sonrası tekrar araç trafiğine açılacaktır. Bu güzergâhlara bağlantısı olan yollar geçişler öncesi ve geçiş esnasında araç ve yaya trafiğine kapatılacağından sürücü ve yayaların trafik görevlilerimizce yapılacak olan ikaz ve uyarılara riayet etmeleri gerekmektedir. Vatandaşlarımızın mağdur olmamaları için özellikle trafiğe çıkacak olan araç sürücülerinin toplu taşıma araçlarını kullanmalarının uygun olacağı değerlendirilmektedir.”