Etiket: merkez bankası

  • Kredi kartıyla nakit çekimine karar

    Kredi kartıyla nakit çekimine karar

    Kredi kartlarından nakit avans kullanımının son dönemde artması nedeniyle Merkez Bankası yeni bir adım attı.

    Kişisel kredi kartlarından belirli limitin üzerinde yapılan nakit avans çekimi menkul kıymet tesisi uygulamasına tabi oldu. Aynı karar kuyum harcamaları için de geçerli kılındı. Her iki başlık için de yüzde 30 oranında menkul kıymet tesisine tabi olma şartı getirildi.

    Talimat değişikliğini içeren yazıyı Merkez Bankası dün bankalara gönderdi. Yazıda bireysel kredi kartlarıyla nakit çekimi ve kuyum harcamalarında kredi türüne göre yüzde 30 menkul kıymet tesisi yükümlülüğü getirildiği ifade edildi. Yükümlülüğün başlangıç tarihi bugün olarak bildirildi.

    Kredi kartları konusunda limitin 50 bin lira üstü olduğu belirtiliyor.

    Mevcutta azami yüzde 1,36’ya kadar uygulanan nakit avans limitinin düzenleme sonrası daralacağı kaydediliyor.

    Kredi kartına nakit avans ya da taksitli nakit avans maliyetleri aylık bazda yüzde 1,36 faiz ile TL cinsi en düşük borçlanmayı sağladığı için seçim öncesinde bireysel talebin en yüksek olduğu borçlanma kanalı haline gelmişti.

    Merkez Bankası ayrıca, kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisi uygulamasının kapsamı genişletilerek, diğer ticari krediler ile tüketici kredilerini de bu kapsama dahil etti.

    Kredi türleri bazında ayrı ayrı olmak üzere bir önceki hesaplama tarihine göre büyüme oranları yüzde 3’ün üzerinde gerçekleşirse, bu oranı aşan kredi tutarı kadar menkul kıymetin bir yıl boyunca bloke olarak tesis edilmesi gerekecek.

  • Merkez Bankası’nın rezervleri azaldı

    Merkez Bankası’nın rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası toplam rezervleri 5 Mayıs ile biten haftada 752 milyon dolar azalarak, 114 milyar 132 milyon dolar oldu.
    Brüt döviz rezervleri 59 milyon dolarlık azalışla 68 milyar 471 milyon dolardan 68 milyar 412 milyon dolara indi.
    Altın rezervleri ise 5 Mayıs haftasında 693 milyon dolar azalarak 46 milyar 413 milyon dolardan 45 milyar 720 milyon dolara geriledi.

  • Yıl sonu dolar tahmini yükseldi

    Yıl sonu dolar tahmini yükseldi

    Merkez Bankası, reel ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 40 katılımcıyla gerçekleştirdiği nisan ayına ilişkin Piyasa Katılımcıları Anketi’ni yayımladı.

    Geçen ay yüzde 2,89 olan nisan ayı TÜFE artışı beklentisi, bu anket döneminde yüzde 2,65’e indi. Cari yıl sonu TÜFE’deki artış beklentisi de yüzde 37,77 oldu.

    TÜFE’de artış beklentileri 12 ay sonrası için yüzde 31,63’ten 31,02’ye, 24 ay sonrası için yüzde 17,91’den 17,54’e geriledi.

    Bir yıl sonrası için dolarda 24 lira tahmini

    Katılımcıların yıl sonu dolar/TL beklentisi 22,90’dan 23,15’e yükselirken, 12 ay sonrası dolar/TL beklentisi 23,52’den 24,08’e çıktı.

    Bir önceki anket döneminde 36 milyar dolar olan yıl sonu cari işlemler açığı beklentisi, bu dönemde 37,8 milyar dolara yükseldi.

    Gelecek yıl için cari işlemler açığı beklentisi ise 25,8 milyar dolar oldu.

    12 ay sonrası için faiz beklentisi yüzde 13,75 

    Cari yıl için Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) artış beklentisi yüzde 3,5’te, gelecek yıl büyüme beklentisi de yüzde 4,4’te sabit kaldı.

    TCMB’nin politika faizine ilişkin cari ay sonu ve 3 ay sonrasına yönelik beklentiler yüzde 8,50 olarak belirlendi.

    12 ay sonrası için politika faizi beklentisi ise yüzde 13,75 düzeyinde oluştu.

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri azaldı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası toplam rezervleri 7 Nisan ile biten haftada 1 milyar 320 milyon dolar azalarak, 121 milyar 103 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 1 milyar 756 milyon dolarlık azalışla 70 milyar 247 milyon dolardan 68 milyar 491 milyon dolara indi. Altın rezervleri ise 7 Nisan haftasında 436 milyon dolar artarak 52 milyar 176 milyon dolardan 52 milyar 612 milyon dolara yükseldi.

  • Merkez Bankası’nın rezervleri azaldı

    Merkez Bankası’nın rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası toplam rezervleri 24 Mart ile biten haftada 2 milyar 193 milyon dolar azalarak, 124 milyar 694 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 2 milyar 592 milyon dolarlık azalışla 73 milyar 928 milyon dolardan 71 milyar 336 milyon dolara indi. Altın

  • “Enflasyonda kalıcı düşüş sağlanacak”

    “Enflasyonda kalıcı düşüş sağlanacak”

    Cumhuriyet’in 100. yılı ve Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) 60’ıncı yılı etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen Ankara Sanayi Odası Mart ayı Meclis Toplantısı, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun katılımıyla yapıldı. 2’inci TBMM binasında gerçekleştirilen toplantıda güncel ekonomik gelişmeler ve bankacılık sektörü ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. ASO Başkanı Seyit Ardıç, yaptığı konuşmada yurtiçi kredilere erişimde yaşanan zorluğun yanında sanayicilerin yurt dışı teminat mektuplarını temin etmekte de bazı sorunlar yaşadığını ifade ederek, “Bütüncül olarak baktığımızda kredi genişlemesine bağlı ekonomik model uygulayan bir ülkeyiz. Krediye ulaşma imkanları genişledikçe büyüme artacaktır. Beklentimiz kamu bankalarının yanında özel bankaların da piyasayı uygun bir faiz oranı ile fonlamasıdır. Yüksek enflasyon ortamında yurtiçi yerleşiklerin gelecek kaygısı ve Türk lirasına güven sorunu, tasarruflarını dövize endeksli olarak değerlendirmeleri önemli bir risk. Dolarizasyon ekonomide, enflasyon, faiz, yatırım, büyüme ve istikrar politikalarının etkinliğini olumsuz yöne etkilemektedir” diye konuştu. Ardıç, bu çerçevede Merkez Bankası’nın özellikle üretimin devamlılığı açısından reel sektörün öncelikleneceği bir para politikasına ağırlık vermesini beklediklerini dile getirdi.

    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu ise son bir yılda daha da etkin şekilde uyguladıkları para politikasını “liralaşma stratejisi” adıyla özetlediklerini belirtti. Bu stratejinin iki önemli odak noktası bulunduğunu açıklayan Kavcıoğlu, bunlardan birisinin cari fazla kapasitesi, diğerinin ise Türk lirasının finansal sistemdeki ağırlığının artırılması olduğunu söyledi.

    “Liralaşma stratejisi ile fiyatlama davranışlarında ve enflasyon beklentilerinde iyileşme ile enflasyonda kalıcı olarak düşüş sağlanacaktır”

    Kavcıoğlu, uyguladıkları politikanın enflasyonu düşürme gücüne sahip olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
    “Dış şokların etkilerine rağmen enflasyonda kademeli bir gerileme sürecini adım adım yaşıyoruz. Enflasyondaki düşüş süreci, ekonomimizi tehdit eden birçok büyük şokun ardı ardına yaşandığı ve bunlara rağmen ekonomimizin kazanımlarını korumayı başarabildiğimiz bir ortamda yaşanmaktadır. İlerleyen dönemde liralaşma stratejisi kapsamında uygulanan politika bileşimi parasal istikrarı tesis ederek parasal aktarımı güçlendirecek, finansman maliyeti kanalıyla potansiyel arzı desteklemeye devam edecek ve arz-talep dengesine olumlu katkı verecektir. Bu doğrultuda fiyatlama davranışlarında ve enflasyon beklentilerinde iyileşme ile enflasyonda kalıcı olarak düşüş sağlanacaktır.”

    “Hedeflere ulaşmak için kredi kompozisyonunun ekonomideki arz-talep dengesizliklerini giderecek yönde gelişmesi gerekiyor”

    Kalıcı cari fazla kapasitesinin artışı için ihracat kapasitesinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Kavcıoğlu, “Ülkemiz, dış dengesini sürekli bir fazlayla sağladıktan sonra döviz piyasalarındaki arz-talep dengesi kalıcı bir istikrara kavuşacaktır. Bu hedeflere ulaşmak için finansmanın yatırımları destekleyici nitelikte olması ve kredi kompozisyonun ekonomideki arz-talep dengesizliklerini giderecek yönde gelişmesi gerekmektedir. 2022 yılında TL ticari kredi kullanımı güçlü bir gelişim göstermiş ve 2021 yılı kullanım tutarının yaklaşık 5,5 katı düzeyinde gerçekleşmiştir. Bir taraftan kredilerin hacmi artarken, diğer taraftan kredi kompozisyonunda ihracat ve yatırım kredilerinin ağırlığı artmaktadır. Limitlerini artırarak etkin şekilde 67 ilde 800 firmaya toplamda 150 milyar TL kullandırdığımız YTAK kredilerinin cari dengeye yatırımlar tamamlandıktan sonra yılda 5 milyar dolardan fazla katkı vermesi beklenmektedir” şeklinde konuştu.

    “Yaşanan deprem felaketinin ülkemizin ekonomik performansı üzerinde oluşturduğu etkinin telafi edileceğini öngörüyoruz”

    Kavcıoğlu, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin birçok ülkenin yüzölçümü ve nüfusuna karşılık gelen bir büyüklükte olduğunu söyleyerek, “Depremin kısa, orta ve uzun vadedeki tüm etkilerini ve alınması gereken tedbirleri detaylı bir şekilde değerlendiriyoruz. Gerek temel altyapının çoğunun korunmuş olması, gerekse ülkemizin depremin açtığı yaraları sarma konusunda gösterdiği refleks önemlidir. Yerinde, dengeli ve hedefli politikaların da desteğiyle yaşanan felaketin ülkemizin ekonomik performansı üzerinde oluşturduğu etkinin telafi edileceğini öngörüyoruz. Öncü göstergeler bölge ve Türkiye ekonomisinin büyük bir dayanıklılık gösterdiğine işaret etmektedir” açıklamasında bulundu.

    “Liralaşma stratejisi kararlılıkla uygulanmaya devam edilecektir”

    Son olarak Türkiye ekonomisinin üretim ve yatırım kapasitesi bakımında yüksek olduğunu, Kahramanmaraş merkezli depremlerin sonrasında dahi mevcut politikalar çerçevesinde güçlenerek yoluna devam etme imkanına sahip olduğunu sözlerine ekleyen Kavcıoğlu, “Önümüzdeki dönemde sürdürülebilir ve kalıcı fiyat istikrarı perspektifiyle oluşturulan liralaşma stratejisi kararlılıkla uygulanmaya devam edilecektir. Gerileyen politika faizlerinin sunduğu uygun finansman maliyeti imkanlarından ekonominin üretken alanlarının faydalanmasını teşvik edecek bir anlayışla hedefli kredi politikalarımızı ihracat ve yatırım kapasitesini destekleyecek şekilde geliştirmeyi sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası, piyasaların merakla beklediği faiz kararını açıkladı. Mart ayı olağan toplantısını yapan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini yüzde 8,5’te bıraktı. Merkez, Türkiye’yi sarsan depremlerin etkisiyle şubat ayında politika faizini 50 baz puan düşürmüştü.

    Merkez Bankası karar metninde depreme yönelik olarak “Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte orta vadede kalıcı etkide bulunmayacağı öngörülmektedir.” ifadesi kullanılmıştı.

    Merkez Bankası yılın ilk toplantısında faizi yüzde 9’da sabit bırakmıştı.

    AA Finans’ın, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik beklenti anketi, 22 ekonomistin katılımıyla gerçekleşti.
    Anket sonuçlarına göre, ekonomistlerin çoğu politika faizinin yüzde 8,50’de sabit bırakılmasını bekliyordu.
    Ekonomistlerden 8’i mevcutta yüzde 8,5 düzeyinde bulunan politika faizinin 50 baz puan düşürüleceği yönünde görüş bildirirken, 14’ü politika faizinin sabit tutulacağını öngörüyordu.

    Kararla ilgili kuruldan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan veriler tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri sürmekte, finansal istikrarı tehdit eden koşulların oluştuğu gözlenmektedir.

    Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışma devam etmekle birlikte, takas anlaşmaları ve yeni likidite imkânları ile finansal istikrarı öncelikleyen eşgüdümlü adımlar atılmaktadır. Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıtmaktadır.

    Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi. Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmektedir. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte, orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir.

    Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek seyrederken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam etmektedir. Bunun yanında, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyet cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir.

    Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Kurul, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir.

    Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmakla birlikte, depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması deprem sonrasında daha da önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir.TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması için Liralaşma Stratejisi’ni tüm unsurlarıyla uygulayacaktır. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.”

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri azaldı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası toplam rezervleri 3 Mart ile biten haftada 811 milyon dolar azalarak, 120 milyar 359 milyon dolar oldu.
    Brüt döviz rezervleri 1 milyar 699 milyon dolarlık azalışla 71 milyar 980 milyon dolardan, 70 milyar 281 milyon dolara indi. Altın rezervleri ise 3 Mart haftasında 888 milyon dolar artarak 49 milyar 190 milyon dolardan 50 milyar 78 milyon dolara yükseldi.

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri azaldı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası toplam rezervleri 24 Şubat ile biten haftada 1 milyar 429 milyon dolar azalarak, 121 milyar 170 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 1 milyar 409 milyon dolarlık azalışla 73 milyar 389 milyon dolardan 71 milyar 980 milyon dolara indi. Altın rezervleri ise 24 Şubat haftasında 20 milyon dolar azalarak 49 milyar 210 milyon dolardan 49 milyar 190 milyon dolara indi.

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası, merakla beklenen faiz kararını açıkladı.

    Şubat ayı olağan toplantısını yapan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini 50 baz puan düşürerek yüzde 8,5’e çekti.

    OCAKTA PAS GEÇTİ

    Merkez Bankası yılın ilk toplantısında faizi yüzde 9’da sabit bırakmıştı.

    GEÇEN YIL 5 PUAN İNDİRİM

    Geçen yıl faizde üst üste dört kez indirime giden Merkez Bankası, kasım toplantısında faiz indirim sürecinin sonlandırıldığını açıklamıştı. Aralık ayında faizde değişikliğe gidilmemişti.

    Merkez, ağustos, eylül, ekim ve kasım toplantılarında toplam 5 puanlık indirim gerçekleştirdi. Politika faizi yüzde 14’ten yüzde 9’a çekildi. Politika faizi böylece Eylül 2020’den bu yana ilk kez tek haneye inmişti.

    EKONOMİSTLER NE BEKLİYORDU?

    AA Finans’ın anketine katılan ekonomistlerin çoğu, TCMB’nin faizi indirmesini bekliyordu.

    Ekonomistlerden 10’u mevcutta yüzde 9 düzeyinde bulunan politika faizinin 100 baz puan düşürüleceği yönünde görüş bildirirken, 1’i bu indirimin 150 baz puan olacağını tahmin ediyordu. Ekonomistlerden 6’sı ise politika faizinin sabit tutulmasını bekliyordu.

    “DEPREM YAKIN VADEDE EKONOMİK AKTİVİTEYİ ETKİLEYECEK”

    Karara ilişkin Para Politikası Kurulu’ndan yapılan açıklamada deprem felaketine ilişkin vurgu yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi. Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmektedir. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam etmektedir. Bunun yanında, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyet cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır.

    Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Kurul, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir.”

    “İNDİRİM DEPREM SONRASI TOPARLANMA İÇİN YETERLİ”

    Enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmakla birlikte depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği belirtilen açıklamada, “Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması daha da önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 50 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, bu ölçülü indirim sonrası para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir.” denildi.