Etiket: merkez bankası

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri artıyor

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri artıyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 2 Aralık ile biten haftada 2 milyar 388 milyon dolar artarak 124 milyar 989 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 1 milyar 535 milyon dolar artarak 79 milyar 766 milyon dolardan 81 milyar 301 milyon dolara çıktı.

    Altın rezervleri ise 2 Aralık haftasında 853 milyon dolar artarak 42 milyar 835 milyon dolardan 43 milyar 688 milyon dolara yükseldi.

  • Merkez Bankası’ndan enflasyon değerlendirmesi

    Merkez Bankası’ndan enflasyon değerlendirmesi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kasım ayı fiyat gelişmeleri raporunu yayımladı.

    Rapora göre, tüketici fiyatları kasım ayında yüzde 2,88 oranında artmış, yıllık enflasyon 1,12 puan düşerek yüzde 84,39 oldu. Bu dönemde tüketici yıllık enflasyonundaki gerilemeyi enerji ve temel mal grupları sürüklerken, aylık bazda gıda grubu fiyat gelişmeleri öne çıkmıştır. Yıllık enflasyon temel mallarda tüm alt gruplarda düşüş kaydetti. Enerji yıllık enflasyonu baz etkisiyle gerilerken, bu grupta aylık artış da nispeten ılımlı seyretti. Gıda grubu yıllık enflasyonundaki yükselişte taze meyve ve sebze kaleminin yanı sıra süt ve süt ürünleri fiyatları öne çıkmakla birlikte grup geneline yayılan artışların devam ettiği izlendi.

    Bu dönemde hizmet grubunda yıllık enflasyon kira ve haberleşmede yükselirken diğer alt gruplarda geriledi. Kiraların mevsimsel etkilerden arındırılmış aylık artış oranı ise yavaşladı. Elektrik, doğal gaz imalatının yanı sıra rafine petrol ürünleri ile ana metal sanayi fiyatlarındaki düşüşler öncülüğünde üretici fiyatlarında aylık artış oranı önemli ölçüde yavaşlamış, bu doğrultuda üretici yıllık enflasyonu geriledi. Bu görünüm altında, mevsimsellikten arındırılmış verilerle işlenmemiş gıda ürünleri hariç TÜFE (B) ve enerji hariç TÜFE (C) göstergelerinin aylık değişimlerindeki yavaşlama sürmüş, yıllık enflasyonlarında düşüş kaydedildi.

    Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 2,88 oranında artmış ve yıllık enflasyon 1,12 puan azalarak yüzde 84,39 oldu. Bu dönemde B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 0,83 ve 1,54 puan azalarak yüzde 76,18 ve 68,91 olarak gerçekleşti. Alt grupların yıllık tüketici enflasyonuna katkıları incelendiğinde, bir önceki aya göre gıda grubunun katkısı 0,87 puan artarken, temel mal, enerji ve hizmet gruplarının katkıları sırasıyla 0,98, 0,93 ve 0,09 puan azalmıştır. Alkol-tütün-altın grubunun katkısı ise belirgin bir değişim göstermedi. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, son dönemde B ve C endekslerinde aylık artışlarda gözlenen yavaşlama C endeksinde daha belirgin olmak üzere her iki endekste de devam etti. Fiyat artışları B endeksini oluşturan gruplardan hizmet sektörü ve temel mallarda zayıflarken, işlenmiş gıdada yükseldi.

    Hizmet fiyatları kasım ayında yüzde 2,18 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 0,48 puan artarak yüzde 60,72 olarak gerçekleşti. Bu dönemde yıllık enflasyon kira ve haberleşme hizmetlerinde yükselirken, diğer alt gruplarda gerileme kaydetti. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre, kira alt grubunda aylık artış bir önceki aya kıyasla yavaşlamıştır. Haberleşme alt grubunda fiyatlar telefon görüşmesi ve internet ücretleri belirleyiciliğinde yüzde 2,96 oranında artarken, bu grupta yıllık enflasyon yüzde 29,17’ye yükseldi. Diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar aylık bazda yüzde 1,41 oranında yükselmiş, bu gelişmede bakım-onarım, eğlence-spor hizmetleri, ev içi hizmetler ve sigorta hizmetlerinin etkisi hissedildi.

    Ulaştırma hizmetlerinde fiyatlar görece yatay seyretmiş, grup yıllık enflasyonu 1,54 puan geriledi. Yemek hizmetlerinin sürüklediği lokanta-otel grubunda fiyatlar yüzde 3,18 oranında artmış, yıllık enflasyon baz etkisiyle yüzde 80,30 seviyesine geriledi. Temel mal grubunda yıllık enflasyon 3,54 puan düşüşle yüzde 76,11 oldu. Bu dönemde, yıllık enflasyon tüm alt gruplarda geriledi. Dayanıklı mal fiyatları (altın hariç) kasım ayında yüzde 2,46 oranında artarken, bu gelişmeyi beyaz eşya, mobilya ve otomobil kalemleri sürükledi. Dayanıklı mal alt grubunda yıllık enflasyon baz etkisiyle 2,97 puan azalmış ve yüzde 89,50 seviyesine geriledi. Benzer bir şekilde, diğer temel mallarda bu dönem yüzde 2,17 oranında fiyat artışı gözlenirken, yıllık enflasyon 3,74 puan azalışla yüzde 81,64 olarak gerçekleşti. Bu alt grubun fiyat artışında, kişisel bakım ürünleri ve ev ile ilgili temizlik malzemeleri öne çıkmaya devam etti.

    Giyim ve ayakkabı alt grubunda fiyatların mevsimsel eğiliminin aksine bu dönemde aylık bazda yüzde 1,54 oranında gerilemesiyle, yıllık enflasyon 4,41 puan düşüşle yüzde 36,22 oldu. Enerji fiyatları kasım ayında yüzde 1,28 ile son aylara kıyasla düşük bir oranda artmış, grup yıllık enflasyonu baz etkisiyle 10,06 puan azalarak yüzde 118 seviyesine geriledi. Aylık artışta akaryakıt fiyatlarında gözlenen yükselişin (yüzde 1,19) etkisi hissedilmiştir. Bu dönemde uluslararası propan ve bütan fiyatlarındaki gelişmeleri takiben tüp gaz fiyatlarında (yüzde 2,73) artış gerçekleşti. Kasım ayında şebeke suyu fiyatları ise yüzde 3,33 oranında yükseldi. Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon kasım ayında 3,50 puan yükselerek yüzde 102,55 oldu. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 5,00 puan artışla yüzde 97,24, işlenmiş gıdada ise 2,03 puan yükselişle yüzde 107,35 olarak gerçekleşti.

    İşlenmemiş gıda grubunda mevsimsellikten arındırılmış veriler bu dönemde taze meyve ve sebze fiyatlarındaki yükselişin hızlandığına işaret etti. Diğer işlenmemiş gıda kaleminde başta süt fiyatları olmak üzere pirinç, patates ve bakliyat fiyatlarındaki artışlar dikkat çekmiştir. İşlenmiş gıda fiyatlarında görülen yüzde 5,86 oranındaki artışta çiğ süt fiyatlarının yansımalarının izlendiği peynir ve diğer süt ürünleri başta olmak üzere, ekmek-tahıllar, katı-sıvı yağlar, alkolsüz içecekler ile konserve sebze ürünlerinin etkisi öne çıkmıştır. Alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatlar tütün ürünleri kaynaklı önceki aydan sarkan etkilerle yüzde 3,19 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 5,61 puan artışla yüzde 83,49 oldu. Yurt içi üretici fiyatları kasım ayında yüzde 0,74 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 21,67 puan azalışla yüzde 136,02 oldu.

    Bu gelişmede, döviz kuru ve emtia fiyatlarındaki ılımlı seyrin etkileri hissedildi. Ana sanayi gruplarına göre bakıldığında, yıllık enflasyon enerjide daha belirgin olmak üzere, tüm alt gruplarda azalış gösterdi. Aylık fiyat gelişmeleri sektörler bazında incelendiğinde, bu dönemde elektrik, doğal gaz imalatı, rafine edilmiş petrol ürünleri ve ana metal sanayi fiyatlarında düşüş gözlenirken, diğer madencilik ve taş ocakçılığı, deri, kâğıt ve inşaat ile bağlantılı olan metalik olmayan mineral ürünleri fiyat artışları ile öne çıktı.

  • Merkez Bankası toplam rezervleri azaldı

    Merkez Bankası toplam rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı.

    Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 25 Kasım ile biten haftada 284 milyon dolar azalarak, 122 milyar 601 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 264 milyon dolar azalarak 80 milyar 30 milyon dolardan 79 milyar 766 milyon dolara indi.

    Altın rezervleri 25 Kasım haftasında 20 milyon dolar azalarak 42 milyar 855 milyon dolardan 42 milyar 835 milyon dolara geriledi.

  • Açık Bankacılık hizmetleri kullanıma açıldı

    Açık Bankacılık hizmetleri kullanıma açıldı

    Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamaya göre, 12 Kasım 2019 tarihinde güncellenen 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un 12’nci maddesinin birinci fıkrasına ödeme emri başlatma hizmeti ve ödeme hesabına ilişkin pekiştirilmiş edilmiş bilgilerin çevrim içi platformlarda sunulması hizmeti eklenerek söz konusu hizmet türleri kanun çerçevesinde ödeme hizmeti olarak tanımlandı. Ödeme Hizmetleri Veri Paylaşım Servisleri (ÖHVPS) olarak adlandırılan bu iki hizmet ile ödemeler alanındaki açık bankacılık servisleri tanımlandı.

    Düzenleme çalışmalarına paralel olarak ÖHVPS uygulama stratejisi ile detaylı teknik ve operasyonel gerekliliklerin belirlenmesi amacıyla dünyadaki en iyi uygulama örnekleri de incelenerek TCMB ve Bankalararası Kart Merkezi (BKM) iş birliği ile çalışmalar yürütüldü. Söz konusu çalışmalar sonucunda Türkiye’nin koşulları ve ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak, paydaşların hızlı entegrasyonunun sağlandığı düşük maliyetli, verimli ve etkin ödeme hizmetleri veri paylaşım servisleri deneyimi için ortak bir platform tasarlandı. Bu doğrultuda finansal hizmet kullanıcılarının birbirinden farklı ödeme hizmeti sağlayıcıları nezdindeki hesaplarını tek bir erişim noktasından yönetebileceği ve ödeme emirlerini verebileceği güvenli, verimli, etkin, düşük maliyetli ve yenilikçi iş modellerinin oluşmasına fırsat tanıyan ‘‘GEÇİT’ altyapısı tesis edildi. BKM tarafından tamamen kurum içi beşeri ve teknik kaynaklar ile geliştirilip sunulan GEÇİT, ortak ÖHVPS altyapısı olarak konumlandırıldı.

    Bugün itibarıyla, testlerini ve teknik sertifikasyonlarını başarıyla tamamlamış olan altı TCMB, ‘GEÇİT’ üzerinden hesap hizmeti sağlayıcıları olarak hizmet vermeye başladı. Aynı zamanda, ÖHVPS Çalışma Grubunun gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda ÖHVPS için teknik ve operasyonel gereksinimlerin belirlendiği ÖHVSP API İlke ve Kuralları (API Standardı) belgesi hazırlanarak kamuya açık bir şekilde TCMB internet sayfasında yayınlandı.

  • Merkez Bankası faizi 150 baz puan indirdi

    Merkez Bankası faizi 150 baz puan indirdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,5’ten yüzde 9’a indirilmesine karar verdi.

    Karar metninde Ağustos ayında başlatılan faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar verildiği vurgulandı. Metinde, dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üzerinde şimdilik sınırlı olan etkilerinin daha belirgin hale geldiğini belirtildi.

    Karar metninde şu ifadeler yer aldı:

    “Jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisi artarak sürmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır. Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları yüksek enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artarak devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.

    2022’nin ilk yarısında güçlü bir büyüme gerçekleşmiştir. Yılın ikinci yarısına dair öncü göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. Bununla birlikte, imalat sanayi üzerindeki dış talep kaynaklı baskıların iç talep ve arz kapasitesi üzerinde şimdilik sınırlı olan etkileri daha belirgin hale gelmektedir. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir. Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme ihtimali cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makroihtiyati tedbirlerin katkısı ile geldiği denge yakından takip edilmektedir. Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve ilave tedbirleri devreye alacaktır. Uygulanacak politikalar aralık ayında açıklanacak olan 2023 Yılı Para ve Kur Politikası metninde kapsamlı olarak ilan edilecektir.

    Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Azalan dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi ile arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliği açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 150 baz puan düşürülmesine karar vermiştir. Kurul, mevcut politika faizinin küresel talebe ilişkin artan riskleri dikkate alarak yeterli düzeyde olduğunu değerlendirmiş, ağustos ayında başlatılan faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar vermiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
    Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 11 Kasım ile biten haftada 3 milyar 841 milyon dolar artarak 117 milyar 523 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 1 milyar 445 milyon dolar artarak 75 milyar 176 milyon dolardan 76 milyar 621 milyon dolara çıktı. Altın rezervleri ise 11 Kasım haftasında 2 milyar 395 milyon dolar artarak 38 milyar 507 milyon dolardan 40 milyar 902 milyon dolara yükseldi.

  • Merkez Bankası toplam rezervleri azaldı

    Merkez Bankası toplam rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 4 Kasım ile biten haftada 498 milyon dolar azalarak, 113 milyar 682 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 371 milyon dolar artarak 74 milyar 804 milyon dolardan 75 milyar 175 milyon dolara yükseldi. Altın rezervleri 4 Kasım haftasında 870 milyon dolar azalarak 39 milyar 377 milyon dolardan 38 milyar 507 milyon dolara geriledi.

  • Altındaki düşüşler alım fırsatı verebilir

    Altındaki düşüşler alım fırsatı verebilir

    ABD Merkez Bankası (FED), kasım ayı toplantısında faiz oranlarını beklentiler doğrultusunda 0,75 oranında artırdı. Piyasalar tarafında, bu kararın özellikle altın fiyatları üzerindeki yansımaları takip ediliyor. Ons altın, kararın ardından 1616 dolara kadar çekildi. Gram altında 967 TL’yi görüldü. Haftanın son işlem gününe girerken gelen tepki alımlarıyla birlikte, ons altın 1640 doların üzerine çıktı, gram altın da tekrar 985’e yükseldi. ALB Yatırım Menkul Değerler Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Şirin Sarı, konu hakkında açıklamalarda bulundu.

    “2023, henüz belirsiz”
    FED kararını değerlendiren Şirin Sarı, “FED Başkanı Powell’ın açıklamalarına bakarsak; enflasyonla mücadele kapsamında para politikasında erken gevşeme hatasından kaçınmak istedikleri, faiz oranlarının nihai noktasına ilişkin önemli bir belirsizlik olduğu, bu anlamda FED’in hâlâ gidecek yolunun bulunduğu, nihai faiz oranlarının da beklenenden daha yüksek olacağı yönünde mesajlar öne çıktı. Buradan, ABD’de yüksek faiz oranlarının belki de 2023 yılının büyük bölümünü kapsayacak şekilde devam edeceğini anlıyoruz. Daha önce yüzde 4,5 olarak tahmin edilen FED politika faizinde tepe noktanın da, bir kademe daha yukarı çıkma ihtimali artmış durumda. Dolayısıyla bu gelişmeler, dolar getirisiyle ters korelasyona sahip altın fiyatları üzerinde baskı oluşturuyor” dedi.


    “ABD’de iki veriye dikkat”
    ABD tarafında bundan sonra enflasyon ve istihdam verilerinin de dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Sarı, “Enflasyon, FED’in dikkatle takip ettiği bir veri. Dolayısıyla ABD’de enflasyonun yüzde 8’in altına düşmeden ve gevşemeye başladığı görülmeden, FED’in, işi sıkı tutmaya devam edeceğini öngörüyoruz. 4 Kasım’da açıklanacak ABD Tarım Dışı İstihdam verisinde 200 binlik artış bekleniyor. Beklentiler civarında ya da beklenti üzeri gelecek bir veri de, altın için pozitif olmayacak. Hatta FED Başkanı Powell son konuşmalarında, istihdamda bir miktar kaybı da göze aldıklarını belirtiyor. Bu çerçevede ancak enflasyonist baskının hafiflediğini gördüğümüz andan itibaren, ons altın tarafında da artık dip çalışmasının tamamlanmış olduğunu ve yönün yavaş yavaş yukarı dönmeye başlayacağını görebileceğiz. Şu anda bu noktaya yakın değiliz” ifadelerini kullandı.

    Gram altında alım fırsatı mı?
    Altın fiyatlarını bundan sonraki süreçte hangi seviyelerin beklediği konusunda da öngörülerini paylaşan Sarı, şunları söyledi: “Ons altında kısa vadede 1615 dolar çok kritik bir destek. Bu destek, bu hafta FED kararının ardından test edildi ve oradan son altı haftada üçüncü defa teknik bir tepki geldi. Bu ara tepkinin direnç bölgesi olarak 1650-1675 bölgesi öne çıkacaktır. Ancak ons tarafında 1650 dolar ve altında kalıcılık, tekrar 1615 dolara doğru geri çekilmeyi beraberinde getirebilir ve bu destek kırılırsa, 1600 doların da altına düşüş söz konusu olabilir. Dolar/TL tarafının stabil görünümünden dolayı, gram altında kayıplar daha sınırlı. 950-970 TL aralığı, gram altında orta-uzun vadeli yatırım için cazip seviyeler” şeklinde konuştu.

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı.

    Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 28 Ekim ile biten haftada 213 milyon dolar artarak 114 milyar 180 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 312 milyon dolar azalarak 75 milyar 116 milyon dolardan 74 milyar 804 milyon dolara geriledi.

    Altın rezervleri ise 28 Ekim haftasında 526 milyon dolar artarak 38 milyar 851 milyon dolardan 39 milyar 377 milyon dolara yükseldi.

  • TCMB Başkanı’ndan enflasyon açıklaması

    TCMB Başkanı’ndan enflasyon açıklaması

    TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Enflasyon Raporu 2022-IV” bilgilendirme toplantısında yaptığı sunumun ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

    Kavcıoğlu, enflasyonun dünyadaki gelişmeleri baz alarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Enflasyon noktasında kendimizi çok başarılı sayamayız. Ama enflasyonun şu an üretilmesi noktasında aldığımız kararlar ve uyguladığımız programlar bizi başarılı kılacak. Halkımızın sıkıntılarını kısa sürede çok daha olumlu şekilde hissedecekleri oranlara getirmeye çalışıyoruz. Bunun farkındayız. Özellikle gelir noktasında, enflasyon da varsa orada sorun vardır. Enflasyonun olduğu yerde başarıyı konuşmak da doğru değil. Böyle bir yaklaşımımız söz konusu değil. Ama başarılı olmak için vatandaşımızın bu sıkıntılarını çok yakından takip ediyoruz. En kısa sürede de bunu çözerek vatandaşımızın daha müreffeh hissetmesini sağlayarak tedbirleri alıyoruz. Biz başarılı olacağımıza inanıyoruz. Çok kısa sürede inşallah başarı alacağız” diye konuştu.

    “Hazinenin artık 20 yıllık borçlanmaya çıkması gerektiğini düşünüyorum”

    Sistemik riskin ve herhangi bir riskin söz konusu olmadığını söyleyen Kavcıoğlu, “Sistemik risk sektörde herhangi bir riskin tüm sektörü etkileyecek bir olumsuzluk oluşturuyorsa sistemik risk oluşur teknik olarak. Dolayısıyla şu an bankacılık sektörüne baktığınız zaman çok güçlü. Bankacılık sektöründe ya da herhangi bir sektörde sistemik risk oluşturma şansı sıfır. Endişeler olabilir. Biz Türkiye’nin 100 yılını planlarken Türkiye’nin 10 yıllık senedini, 5 yıl tahvilini almaktan kimse tereddüt etmesin. Hazinenin artık 20 yıllık borçlanmaya çıkması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla Türkiye artık uyguladığı ekonomik modelle sadece bugün değil, gelecekteki tereddütleri de ortadan kaldırmak üzere. Niye? Uyguladığımız faiz politikası, uyguladığımız yatırım, istihdam, üretim politikası bugün dünyada konuşulan ve ‘Sıkıntıları nasıl çözeriz?’ noktasında uygulanan en doğru politikalardan biri. Uyguladığımız politikada bir tereddüt yaşanmasını doğru bulmuyorum. Böyle bir şey de şu an bizim uyguladığımız tedbirlerde söz konusu değil. Buna inandığımızda bu anlamda bir tereddüt yaşamaya gerek yoktur. Artık Türkiye’nin potansiyeline baktığımız zaman üretim artırmak dünyanın geri kalanı için de önemli. Hem içeride hem dışarıda üretmenizi bekleyen böyle geniş bir pazarınız varken, bunu yapmaktan başka çareniz yoktur. Bunu yapmanın en önemli noktalarından biri de finansmana erişimi kolaylaştırmak, maliyetleri düşürmek ve üretimi artırmaktır. Türkiye artık doğru yolda ve çok doğru politikalar uygulayarak önünü görmektedir. Türkiye önündeki yüz yılı planlıyor. Herkes inansın. Türkiye bu yolda çok net bir şekilde yürüyor. Tereddütsüz bir şekilde uyguluyoruz” dedi.

    “Enflasyonun indirilmesi noktasında biz talebi kısıtlayıcı tedbirler yerine üretimi artırıcı kararlar almayı ana politika olarak seçtik”

    Kavcıoğlu, para politikası kararlarında faiz indirimi yapılıp yapılmayacağına Para Politikası Kurulu metinlerinde yer verdiklerini ifade ederek, “Onun dışında faizle ilgili bir öngörüde bulunmayız. Ne ifade ettiysek o. Bir öncesinde söylediklerimiz kendi içerisinde tutarlı. Önümüzdeki dönemde aldığımız bu kararlarımıza paralel bir indirimden bahsettik. Ondan sonraki dönemde piyasa belirler. Bu önemlidir. Hatırlarsanız geçen sene de belirli bir süre indirdik, belirli bir süre durdurduk. Dolayısıyla piyasa şartları, çalışma arkadaşlarımızın araştırmaları ve ekibimizin kararları ışığında almamız gereken kararları alıyoruz. Enflasyonun indirilmesi noktasında biz talebi kısıtlayıcı tedbirler yerine üretimi artırıcı kararlar almayı ana politika olarak seçtik. Dolayısıyla faiz indirimlerimizi bu noktada görmek gerekiyor. Bütün para politikası kararlarımız da bu minvalde şekilleniyor” ifadelerini kullandı.

    “Üretimi destekleyen politikalar doğrultusunda bankacılık sektörü üzerine düşeni yapıyor”

    Yılbaşından bu yana yüksek seviyede kredi artışı olduğuna dikkati çeken Kavcıoğlu, “Son dönemde kredi artışlarına baktığımız zaman kredi faizlerinin de bizim politikamızla uygun şekilde yani üretimi destekleyen katkılarını göz ardı etmememiz lazım. Bu uyguladığımız kararı bugün Türkiye’de bankacılık sektörünün kredilere uyguladığı faiz kararı 17-18 civarında. Bu da çok önemli bir noktaya gittiğimiz gösteriyor. Dolayısıyla üretimi destekleyen politikalar doğrultusunda bankacılık sektörü üzerine düşeni yapıyor” diye konuştu.

    “Türkiye’nin Rusya yaptırımları konusunda uyguladığı çok net bir politika var, biz de kurumlar olarak bu ışıkta üzerimize düşeni yapıyoruz”

    Türkiye’nin Rusya’ya yaptırımda sergilediği tutumda TCMB’nin kararlarını anlatan Kavcıoğlu, “Rusya yaptırımları ile ilgili gerekli üzerimize düşen noktalarda gerekli koşullara uyuyoruz. Orada bir sıkıntı yok. Çeşitli görüşmeler oluyor. Bu görüşmeler ultimatom, ihtar, tehdit şeklinde olmuyor. Türkiye güçlü ve bağımsız bir ülke. Türkiye’nin bu konuda uyguladığı çok net bir politika var. Biz de kurumlar olarak o politika ışığında üzerimize düşeni yapıyoruz. Bu noktada bir sıkıntı yok. Çeşitli görüşmeler dönem dönem oluyor” dedi.

    “TCMB’nin altın rezervleri önemli derecede artıyor”

    TCMB’nin rezervler konusunda çokça eleştirildiğini ifade eden Kavcıoğlu, “Yılbaşından bu yana baktığımızda dünyada merkez bankalarının rezervleri 1 trilyon doların üzerinde bir düşüş kaydetmiş. TCMB’nin rezervleri bu süre içinde artmış. Bunda altının da payı var. Altındaki bizim artışımız çok aman aman bir rakam değil ama biz hem yastık altındaki altının (bozdurulmasına) teşvik edilmesi hem diğer altınların ekonomiye kazandırılması noktasında Merkez Bankası olarak teşvik edici önemli kararlar aldık. Bunun etkisiyle TCMB’nin altın rezervleri önemli derecede artıyor. Bunu bir şeylere bağlamanın da anlamı yok” değerlendirmesini yaptı.