Etiket: merkez bankası

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 1 Nisan ile biten haftada 924 milyon dolar artarak 108 milyar 961 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 1 milyar 219 milyon dolar artarak 65 milyar 638 milyon dolardan 66 milyar 857 milyon dolara yükseldi.
    Altın rezervleri ise 1 Nisan haftasında 295 milyon dolar azalarak 42 milyar 399 milyon dolardan 42 milyar 104 milyon dolara indi.

  • Merkez Bankası enflasyondaki yükselişin sebeplerini açıkladı

    Merkez Bankası enflasyondaki yükselişin sebeplerini açıkladı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TCMB Mart ayına ilişkin fiyat gelişmeleri değerlendirmesini yayımladı.

    Rapora göre, tüketici fiyatları Mart ayında yüzde 5,46 oranında artmış, yıllık enflasyon 6,70 puan yükselişle yüzde 61,14 olarak gerçekleşti. Tüketici yıllık enflasyonundaki artış alt gruplar geneline yayılırken bu gelişmeye en belirgin katkı enerji, gıda ve temel mal gruplarından geldi. Yılın başından itibaren emtia fiyatlarında gözlenen artış eğilimi jeopolitik gelişmelerle beraber bu dönemde bir miktar daha belirginleşti. Türk lirası cinsinden uluslararası enerji fiyatlarındaki görünüm yurt içi enerji fiyatları üzerinde etkili olurken elektrik fiyatlarında kademeli tarife sisteminde yapılan düzenleme ve KDV indirimi daha olumsuz bir görünümü sınırladı.

    Gıda yıllık enflasyonundaki yükseliş alt gruplar genelinde devam ederken, son dönemde aylık bazda yüksek artışlar kaydeden taze meyve ve sebze fiyatları Mart ayında görece yatay seyretti. Ayrıca, gıda grubu alt kalemlerinde KDV indiriminin sarkan etkileri de gözlenmeye devam etti. Temel malda yıllık enflasyon giyim ve ayakkabı grubunda yatay seyrederken diğer alt gruplarda yükseldi. Bu dönemde, hizmet grubunda yıllık enflasyon alt gruplar genelinde artmış, enerji ve gıda fiyatlarındaki görünüme paralel olarak ulaştırma ve lokanta-otel öne çıkan gruplar olmaya devam etti. Uluslararası emtia fiyatlarında devam eden güçlü yükseliş ve tedarik zincirlerindeki aksamalar neticesinde üretici fiyatlarındaki artışlar sürdü. Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonlarındaki yükseliş devam etti.

    Mart ayında tüketici fiyatları yüzde 5,46 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 6,70 puan artarak yüzde 61,14 oldu. Bu dönemde B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 4,33 ve 4,34 puan artarak yüzde 51,34 ve yüzde 48,39 olarak gerçekleşti.

    Alt grupların yıllık tüketici enflasyonuna katkıları incelendiğinde, bir önceki aya göre enerji, temel mal, gıda, hizmet ve alkol-tütün-altın gruplarının katkıları sırasıyla 2,31; 1,46; 1,42; 1,15 ve 0,36 puan arttı. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, B ve C endekslerinde aylık artışların önceki aya kıyasla görece yatay seyrettiği izlendi.

    Aylık fiyat artışları B endeksini oluşturan temel mal ve işlenmiş gıda gruplarında Mart ayında bir miktar gerilerken, hizmet grubunda arttı.
    Hizmet fiyatları Mart ayında yüzde 4,19 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 3,83 puan artışla yüzde 36,72 oldu. Yıllık enflasyon, ulaştırma ve lokanta-otelde daha belirgin olmak üzere, tüm alt gruplarda yükseldi.

    Akaryakıt fiyatlarındaki artışların yansımasıyla, ulaştırma hizmetleri fiyatları yüzde 9,47 oranında artmış ve alt grubun yıllık enflasyonu yüzde 60,35 oldu. Ulaştırma hizmetlerinde, karayolu ile şehirler arası yolcu taşımacılığının yanı sıra otobüs ve demiryolu ile şehir içi yolcu taşımacılığı fiyatlarındaki yükselişler öne çıktı. Temel girdi maliyetlerindeki artışların sürmesi gerek yemek gerekse konaklama hizmetleri kaynaklı olarak, lokanta-otel alt grubunu olumsuz etkilemiş ve fiyatların yüzde 6,04 oranında artmasıyla yıllık enflasyon yüzde 60,40 seviyesine ulaşmıştır. Diğer hizmetler alt grubunda fiyat artışları genele yayılırken, geriye endeksleme davranışının yaygın olduğu eğitim hizmetleri ile birlikte sigorta ücretleri öne çıkan kalemler oldu. Bu dönemde, mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle incelendiğinde, kirada aylık artışların yavaşladığı izlendi. Temel mal yıllık enflasyonu Mart ayında 4,81 puanlık yükselişle yüzde 59,19 seviyesine ulaşmıştır. Bu dönemde, yıllık enflasyon giyim ve ayakkabı grubunda yatay seyrederken diğer gruplarda artış gösterdi.

    Dayanıklı mal fiyatları (altın hariç) Mart ayında yüzde 5,09 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu yüzde 68,54 oldu. Bu dönemde otomobil (yüzde 7,56) ve mobilya (yüzde 3,48) öne çıkan kalemler oldu. Diğer temel mallarda fiyatlar başta ilaç olmak üzere alt gruplar genelinde yüksek aylık artışlar göstermiş ve bu grupta yıllık enflasyon yüzde 65,85 oldu. Giyim ve ayakkabı alt grubu yıllık enflasyonu yüzde 26,54 ile diğer alt gruplara kıyasla daha düşük seyretti. Enerji fiyatları Mart ayında yüzde 11,01 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 19,96 puanlık yükselişle yüzde 102,94 oldu. Bu dönemde artan jeopolitik risklerle beraber hızlanan uluslararası enerji fiyatları akaryakıt (yüzde 25,76), katı yakıt (yüzde 18,92) ve tüp gaz (yüzde 14,60) aylık fiyat değişimleri üzerinde belirleyici oldu. Öte yandan, elektrik fiyatlarında kademeli tarife limitinin arttırılması ve KDV indirimiyle birlikte elektrik fiyatları gerilemiş (yüzde -9,70) ve grup enflasyonunu sınırladı. Gıda ve alkolsüz içecek fiyatları Mart ayında yüzde 4,73 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 5,86 puan yükselerek yüzde 70,33 oldu.

    Uluslararası tarımsal emtia fiyatlarında belirginleşen artışlar yurt içi fiyatları baskı altına alırken, Şubat ayı ortasında uygulamaya konulan KDV indirimlerinin sarkan etkileri daha olumsuz bir görünümün önüne geçmiştir. Bu görünüm altında, işlenmemiş gıda grubunda daha belirgin olmak üzere gerek işlenmemiş gerekse de işlenmiş gıda grubunda yıllık enflasyon artış kaydetti.

    İşlenmemiş gıdada, mevsimsellikten arındırılmış taze meyve ve sebze fiyatlarının yataya yakın seyrettiği izlendi. Öte yandan, diğer işlenmemiş gıda grubu içinde, yükselen yem fiyatlarının etkilediği kırmızı ve beyaz et kalemlerinin yanı sıra patates ve yumurta olumsuz ayrıştı. İşlenmiş gıda gruplarından ekmek ve tahıllarda görülen yüzde 5,65 oranındaki artışta buğday fiyatları belirleyici olurken, diğer işlenmiş gıda grubunda ayçiçek yağı öncülüğünde katı-sıvı yağlar ile et ürünleri, şeker ve alkolsüz içecekler öne çıktı. Alkollü içecekler ve tütün ürünleri fiyatları Mart ayında yüzde 3,91 oranında artmış, yıllık enflasyon yüzde 51,43 seviyesine yükseldi. Bu gelişmede sigara fiyatlarında üretici firmalar kaynaklı yapılan artışlar etkili olurken, tütün ürünleri grubunun aylık tüketici enflasyonuna katkısı 0,18 puan oldu. Yurt içi üretici fiyatları Mart ayında yüzde 9,19 oranında artmış, yıllık enflasyon 9,96 puan yükselişle yüzde 114,97 oldu. Mart ayında emtia fiyatlarındaki güçlü artış sürmüş ve tedarik zincirlerindeki aksaklıklar devam etti. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, yıllık enflasyon enerji grubu başta olmak üzere tüm alt gruplarda yükseldi.

    Alt gruplar bazında, aylık değişimler dikkate alındığında rafine petrol ürünleri öne çıkarken, inşaat ile bağlantılı ürünler, metaller, elektrik-gaz üretimi ile dağıtımı, temel eczacılık, tütün ve gıda ürünleri takip eden gruplar oldu.

  • Lübnan’da devlet ve merkez bankası iflas etti

    Lübnan’da devlet ve merkez bankası iflas etti

    Lübnan adına Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakereleri sürdüren heyetin başında bulunan Başbakan Yardımcısı Saadeh Al-Shami, dün akşam katıldığı yerel bir televizyon programında, devletin ve Lübnan Merkez Bankası’nın iflas ettiğini ifade etti.

    Kayıpların devlet, Lübnan Merkez Bankası, bankalar ve mevduat sahipleri arasında dağıtılacağını aktaran Al-Shami, “Merkez Bankası gibi devlet de iflas etti. Kayıpları en az şekilde halka yansıtmaya çalışacağız ve söz konusu kayıplar devlet, Merkez Bankası, bankalar ve mevduat hesapları arasında paylaştırılacak” dedi.

    IMF ile devam eden müzakerelere de değinen Al-Shami, “Lübnan hükümeti ile Uluslararası Para Fonu arasında müzakereler devam ediyor. Bugün konuştuğumuz en önemli şey bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması, ekonomik toparlanma planının tamamlanması, bütçenin ve Sermaye Kontrolü projesinin mecliste onaylanması” ifadelerini kullanarak, yakında bir anlaşma varmayı umduklarını belirtti.

    Lübnan Merkez Bankasından iflas açıklamasına yalanlama

    Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riad Salameh ise yaptığı açıklamada, Başbakan Yardımcısı Al-Shami’nin iflas ile ilgili açıklamalarını yalanlayarak, bankanın kanunla kendisine verilen görevi yerine getirmeye devam ettiğini aktardı.

  • Kavcıoğlu: Merkez Bankası’nın mücadelesi desteklenmeli

    Kavcıoğlu: Merkez Bankası’nın mücadelesi desteklenmeli

    Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, Konya Sanayi Odası üyesi sanayicilerle çevrim içi düzenlenen ‘Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler Işığında Türkiye Ekonomisi İstişare Toplantısı’na katıldı.

    ‘FİYAT İSTİKRARI, CARİ DENGEYLE SAĞLANABİLECEK’

    Başkan Kavcıoğlu enflasyonla mücadele konusunda etkin çalışmalar yürüttüklerini ancak döviz kurlarındaki oynaklığın giderilmesi ve enflasyonun düşmesi için Merkez Bankası’nın mücadelesine tüm kesimlerin destek vermesi gerektiğini söyledi.

    Kavcıoğlu, ”Sürdürülebilir fiyat istikrarı cari dengeyle sağlanabilecektir. Merkez Bankası olarak yatırımı, üretimi ve ihracatı desteklemek, kapasite kullanım oranlarını artırmak, ithal edilen ürünlerin Türkiye’de üretilmesini sağlamak için üzerimize düşen neyse onu yapıyor, iş dünyasının finansmana erişimini kolaylaştırıyoruz” dedi.

    Ekonomik modelin iyileşebilmesi için Türk lirası kredilerinin önemli olduğunu belirten Kavcıoğlu, ”Türkiye ekonomi modelinin işleyebilmesi için finansa erişimde uzun vadeli TL kredilerinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Tüm politikamızı buna göre oluşturduk. İş dünyamıza, yüzde 9 ile ihracat artışı veya ithal ikamesi sağlayacak yatırımlar için bankalar aracılığıyla kredi kullandırıyoruz. Bu kredilere firmaların erişimi ve limit noktasında bir problem yok. Firmalara uzun vadeli TL kullandırılmasını sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye’nin ihracatı, ithalatı, borçlanması, bütçe açığı, reel sektörün döviz borcu konularında kendi alanımızdaki ülkelerden daha iyi olduğunu görüyoruz. Bunda Konya’nın da çok büyük payı var. Konya, 180’den fazla ülkeye gerçekleştirdiği 3 milyar dolar ihracatıyla büyük katkı sunuyor. Şehrin OSB’lerini, fabrikalarını gezmiş biri olarak bunu çok iyi biliyorum” diye konuştu.

  • Kavcıoğlu’ndan enflasyon ve liralaşma açıklaması

    Kavcıoğlu’ndan enflasyon ve liralaşma açıklaması

    TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, bankanın olağan genel kurul toplantısında konuştu. Kavcıoğlu, salgın kaynaklı olarak bazı dönemlerde belirsizliklerin arttığını ancak buna rağmen küresel iktisadi faaliyetin 2021 genelinde güçlü bir seyir izlediğine vurgu yaparak, “Ülkemiz de bu gelişmelerden benzer şekilde etkilenmiştir. İktisadi faaliyet 2021 yılının ilk yarısında salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen iç ve dış talep kaynaklı olarak güçlü seyretmiş, yılın ikinci yarısında ise dış talebin artan etkisiyle gücünü korumuştur. Yıl genelinde aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması, hizmetler ve turizm sektörünün canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimde sürmesine olanak kılmıştır” dedi.

    ‘JEOPOLİTİK SORUNLARIN SINIRLI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ’

    Bu görünüm altında 2021 yılında büyüme oranının yüzde 11 olarak gerçekleştiğini ve uzun dönem eğiliminin üzerinde kalmaya devam ettiğini belirten Kavcıoğlu, “Büyümenin kompozisyonda ise sürdürülebilir bileşenlerin payı artmıştır. Son dönemde kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin bölgesel farklılıklar olmakla birlikte dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyretmeye devam ettiğine işaret etmektedir. Yaşanan jeopolitik sorunların ihracatımız üzerindeki doğrudan yansımalarının da sınırlı olacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin jeopolitik konumu ile ihracatçıların ürün ve pazar çeşitlendirmedeki kabiliyetlerinin son dönemdeki sıcak çatışma ortamı nedeniyle yaşanan ihracat kayıplarını telafi edeceğini ve ihracat performansımızın üzerinde destekleyici rol oynayacağını ön görmekteyiz” ifadelerini kullandı.

    ‘YILIN İLK ÇEYREĞİNDE SALGIN ÖNCESİ DÜZEYLERE ULAŞILDI’

    2021 yılında iktisadi faaliyette gözledikleri güçlü seyrin iş gücü piyasasına da olumlu yansıdığını işaret eden Kavcıoğlu, “Yılın ilk çeyreğinde, tarım dışı istihdam, hizmet sektöründen gelen sınırlı katkıya rağmen sanayi sektörünün desteği ile salgın öncesi düzeylere ulaşmıştır. Yılın ikinci çeyreğinde, iş gücüne katılım oranı dönemlik olarak sınırlı bir oranda artarken istihdamdaki artış işsizlik oranlarının düşüşünde etkili olmuştur. Yılın üçüncü ve son çeyreğinde de iş gücü piyasasındaki iyileşme iktisadi faaliyet görünümüyle uyumlu olarak devam etmiştir” diye konuştu.

    2021 yılında küresel enflasyonun salgının seyrine bağlı olarak gelişen arz kısıtları, emtia fiyatlarındaki artış, arz-talep uyumsuzlukları ile hızla yükseldiğini kaydeden Kavcıoğlu, “Enerji ve enerji dışı emtia fiyatlarındaki artışlar küresel enflasyon dinamikleri üzerinde ana belirleyicilerden biri olmaktadır. Petrol fiyatlarında, yeni varyantın yarattığı talep belirsizliğinin azalmasının yanı sıra jeopolitik gerilimler ve süregelen arz sıkıntıları gibi faktörlerden dolayı yükseliş eğilimi gözlenmektedir. Enerji fiyatlarına benzer şekilde, gıda fiyatlarının enflasyon dinamikleri üzerindeki belirleyici etkisi de tüm dünyada önemini korumaktadır. Girdi maliyetlerindeki yükselişler, iklim koşulları, kuraklık, bazı ülkelerde gıda ihracatına yönelik özel kısıtlamalar ve stok sıkıntıları gıda fiyatlarının küresel düzeyde yüksek seyretmesine neden oluyor. Uluslararası gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki bu gelişmelerin yansımalarını Türkiye’de de gözlemliyoruz” dedi.

    ‘ÜRETİCİ FİYATLARINDAKİ YÜKSELİŞ EĞİLİMİ SÜRÜYOR’

    Üretici fiyatlarının Türkiye’de olduğu gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de yüksek seyretmesinin enflasyon dinamikleri açısından önem arz ettiğini söyleyen Kavcıoğlu, “Uluslararası emtia fiyatları, tedarik zincirlerinde devam eden sorunlar ve enerji fiyatlarına bağlı olarak üretici fiyatlarındaki yükseliş eğilimi sürmektedir. Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki fark, son zamanlarda birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomide uzun vadeli eğilimlerin üzerinde seyretmeye devam etmektedir. Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Son dönemde yaşanan sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyetlerindeki artışlar da önemli bir rol oynamaktadır” diye konuştu.

    ‘ALINAN KARARLARIN ETKİLERİNİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ’

    Kavcıoğlu, şöyle devam etti:

    “Sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmekteyiz. Bu çerçevede 2022 yılı Ocak-Mart döneminde politika faizinde bir değişiklik yapmadık. Alınmış olan kararların birikimli etkilerini yakından takip ediyoruz. Bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla tüm politika araçlarımızda kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme sürecine devam etmekteyiz. ‘Liralaşma Stratejisi’nin politika gözden geçirme sürecinin asli unsurlarından biri olduğunu belirtmek isterim. ‘Liralaşma Stratejisi’ yeni finansal ürünler, teminat çeşitlendirilmesi ve likidite yönetimi uygulamaları vasıtasıyla, Türk lirasının sistemdeki kullanımını merkeze alan bütüncül bir yaklaşımla oluşturulmaktadır” ifadelerini kullandı.

  • Merkez Bankası Başkanı’ndan rezerv açıklaması

    Merkez Bankası Başkanı’ndan rezerv açıklaması

    TCMB Başkanı Kavcıoğlu, videokonferans yöntemi ile yatırımcılarla bir araya geldiği toplantıda değerlendirmelerde bulundu. Kavcıoğlu, “İktisadi faaliyet güçlü seyrini sürdürmekte, iktisadi faaliyet yılın ilk çeyreğinde de güçlü seyrediyor. Yönetilen, yönlendirilen enerji kalemleri dışında üretici fiyatları tüketici fiyatlarına büyük ölçüde yansıdı. Son dönemde Üretici Fiyat Endeksi-Tüketici Fiyat Endeksi makası ham verilerin ima ettiğinden daha düşüktür. Uzun vadeli yatırım kredilerini önemserken bireysel kredilerin yavaşlamasının enflasyonu destekleyeceğini düşünüyoruz” dedi.

    Kavcıoğlu, son 1 yıldır geliştirdikleri proaktif rezerv yönetim stratejisini son aylarda çeşitlendirdiklerini belirterek, “Merkez Bankası olarak aynı kararlılıkla rezervlerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz. Liralaşma stratejisi fiyat istikrarında asli unsurdur” ifadesini kullandı.

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında yapılan Mart ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar verildi. Geçen yılın Aralık ayında son PPK toplantısında politika faizi 100 baz puan indirilerek yüzde 15’den yüzde 14 seviyesine çekilmişti. 2022 Ocak ve Şubat ayında ise yine yüzde 14’te sabit bırakılmıştı.

    Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.

    Çatışmaya dönüşen jeopolitik riskler ve salgında varyantlar, küresel ve bölgesel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin daha da artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte, varlık alım programlarını azaltarak devam ettirmektedir.

    Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler yakından takip edilmektedir. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kurul, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli bir rol oynayacağını değerlendirmiştir.

    Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir.

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

    Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

  • Merkez Bankası yıl sonu tahminlerini açıkladı

    Merkez Bankası yıl sonu tahminlerini açıkladı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın reel sektör ve finansal sektör temsilcileri ve profesyonelleri ile yaptığı mart ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’nde cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi Mart döneminde yüzde 40,47 oldu. Ankette yıl sonu dolar/TL beklentisi 16,68 TL oldu.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Mart ayı piyasa katılımcıları anketi sonuçlarını açıkladı. 2022 yılı Mart ayı Piyasa Katılımcıları Anketi, reel sektör ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 50 katılımcı tarafından yanıtlanmış ve sonuçlar katılımcıların yanıtları toplulaştırılarak değerlendirildi.

    Buna göre, katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 34,06 iken, bu anket döneminde 40,47 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 24,83 iken, bu anket döneminde yüzde 26,43 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 15,42 ve yüzde 17,03 olarak gerçekleşti.

    12 AY SONRASI ENFLASYON BEKLENTİLERİ

    2022 yılı Mart ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin ihtimal tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 16,87 ihtimalle yüzde 21,00 – 23,99 aralığında, yüzde 14,87 ihtimalle ise yüzde 33,00 – 35,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.
    Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre ise, katılımcıların yüzde 15,91’inin beklentilerinin yüzde 21,00 – 23,99 aralığında, yüzde 15,91‘inin beklentilerinin ise yüzde 27,00 – 29,99 aralığında olduğu gözlendi.

    24 AY SONRASI ENFLASYON BEKLENTİLERİ

    2022 yılı Mart ayı anket döneminde, katılımcıların 24 ay sonrasına ilişkin ihtimal tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 34,24 ihtimalle yüzde 13,00 – 15,99 aralığında, yüzde 17,01 ihtimalle ise yüzde 19,00 – 21,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.
    Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre, 24 ay sonrası TÜFE enflasyonu beklentileri değerlendirildiğinde, katılımcıların yüzde 38,10’unun beklentilerinin yüzde 13,00 – 15,99 aralığında, yüzde 28,57‘sinin beklentilerinin ise yüzde 16,00 – 18,99 aralığında olduğu gözlendi.

    FAİZ BEKLENTİLERİ

    Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 14,19 iken, bu anket döneminde yüzde 14,22 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 14,00 olarak gerçekleşti.

    DÖVİZ KURU BEKLENTİLERİ

    Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 16,04 TL iken, bu anket döneminde 16,68 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 16,62 TL ve 17,42 TL olarak gerçekleşti.

    GSYH BÜYÜME BEKLENTİLERİ

    Katılımcıların GSYH 2022 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 3,7 iken, bu anket döneminde yüzde 3,4 olarak gerçekleşti. GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi de bir önceki anket dönemine göre değişmeyerek yüzde 4,2 olarak gerçekleşti.

  • Merkez Bankası toplam rezervleri azaldı

    Merkez Bankası toplam rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası toplam rezervleri 4 Mart ile biten haftada 2 milyar 883 milyon dolar azaldı.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) haftalık para ve banka istatistiklerini açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası toplam rezervleri 4 Mart ile biten haftada 2 milyar 883 milyon dolar azalarak, 110 milyar 261 milyon dolar oldu. Brüt döviz rezervleri de 2 milyar 20 milyon dolarlık azalışla 70 milyar 200 milyon dolardan 68 milyar 180 milyon dolara indi. Altın rezervleri ise 4 Mart haftasında 863 milyon dolar azalarak 42 milyar 944 milyon dolardan 42 milyar 81 milyon dolara geriledi.

  • Faiz kararına piyasaların ilk tepkisi

    Faiz kararına piyasaların ilk tepkisi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) şubat ayında politika faizinde değişikliğe gitmedi. Piyasaların merakla beklediği karar sonrası gözler dolar ve altın fiyatlarına çevrildi.

    Dolar/TL dün 13,59’dan tamamlamasının ardından yeni güne yatay başlamıştı. Kur Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı öncesinde 13,63 seviyesine kadar yükseldi.

    Merkez Bankası 2022 Şubat ayı toplantısında faizleri sabit tuttuğunu açıkladı. Faiz kararı sonrasında döviz kurlarında kayda değer hareketler yaşanmadı. Dolar şu sıralar 13,62 lira seviyesinde bulunuyor.

    GRAM ALTINDA HIZLI YÜKSELİŞ

    Gram altın fiyatı ise güne 819 liradan başlamasının ardındangün içinde en yüksek 828 lirayı gördü. Gram altın faiz kararı sonrasında 827 seviyesinden alıcı ile buluşuyor.

    PİYASALAR SAKİNLEDİ

    İngiliz haber ajansı Reuters, Türkiye ekonomisindeki son gelişmelere ilişkin bir analiz yayımladı. Raporda, “TCMB’nin TL’nin getirisini belirgin negatif bölgeye taşıyan faiz indirimleri ardından aralık ayında dolar/TL tarihi zirvelerini görürken bu enflasyonist bir sarmala da dönüştü. Daha sonra ise kamunun kur riskini üstlendiği mevduatlar ve maliyetli döviz müdahaleleri piyasayı ciddi şekilde sakinleştirmeyi başardı” ifadeleri yer aldı.

    “Kurumlar ve bireyler artık güvenli bir liman olarak gördükleri döviz mevduatına yönelmiyor” ifadesinin kullanıldığı analizde, “Aksine kur korumalı mevduata 350 milyar TL’lik yönelim oldu ve bu tutarın yaklaşık yarısı da döviz cinsi hesapların TL’ye dönüştürülmesinden geldi” denildi.