Etiket: merkez bankası

  • Merkez Bankası’na Uşaklı Başkan

    Merkez Bankası’na Uşaklı Başkan

    Uşaklı eğitimciler Prof. Dr. Servet Karahan ile Op. Dr. Hatice Karahan’ın büyük oğlu olan Fatih Karahan, 03 Şubat 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Merkez Bankası Başkanlığı görevine atandı.
    Çalışma ekonomisi ve mikroekonomi üzerine çalışan Fatih Karahan, 2012 yılından beri New York Merkez Bankası’na bağlı Para Politikası Araştırma Birimi bünyesindeki İşgücü ve Ürün Piyasası Çalışmalarında ekonomist olarak yer alıyordu.

  • Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan istifa etti

    Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan istifa etti

    MB Başkanı Hafize Gaye Erkan:

    “Cumhurbaşkanımızdan ilk günden beri şerefle yürüttüğüm görevimden affımı talep etmiş bulunuyorum.”

    Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’ten açıklama geldi;

    Şimşek: “Merkez Bankası eski Başkanı Sayın Hafize Gaye Erkan’ın aldığı karar tamamen şahsidir ve kendi takdirleridir. Aldığı bu kararı saygı ile karşılıyor ve ülkemize sunduğu kıymetli hizmet ve katkılarından dolayı teşekkür ediyorum”

    Şimşek: “Önerim doğrultusunda yeni atanacak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı ve ekibine başarılar diliyorum.”

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri azaldı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri azaldı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası toplam rezervleri 19 Ocak ile biten haftada 1 milyar 708 milyon dolar azalarak, 138 milyar 91 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 1 milyar 624 milyon dolarlık azalışla 91 milyar 990 milyon dolardan 90 milyar 366 milyon dolara indi. Altın rezervleri ise 19 Ocak haftasında 85 milyon dolar azalarak 47 milyar 810 milyon dolardan 47 milyar 725 milyon dolara indi.

  • Merkez Bankası yol haritasını paylaştı

    Merkez Bankası yol haritasını paylaştı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı Para Politikası metnini yayımladı. Metinde parasal sıkılık ve parasal aktarımın, likidite gelişmeleri yakından takip edilerek miktarsal sıkılaştırma kararları ile destekleneceği belirtildi. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının, TCMB’nin temel politika aracı olmayı sürdüreceği bildirildi. Öte yandan Para Politikası Kurulu’nun (PPK), önceden açıklanan bir takvim çerçevesinde 2024 yılında 12 toplantı yapacağı ifade edildi.

    Metinde şu ifadeler öne çıktı:
    “Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gereken parasal sıkılık düzeyi, enflasyonu Enflasyon Rapor’larında öngörülen patikaya, orta vadede ise yüzde 5 hedefine ulaştıracak şekilde gerektiği sürece korunacaktır.
    Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesindeki yedi günlük süre “sessiz dönem” olarak adlandırılmakta olup, bu süre içinde para politikasına yönelik dış iletişim yapılmamaktadır. Bu dönem içerisinde PPK toplantısına hazırlık amacıyla karar alma sürecine teknik girdi sağlayan birimler PPK’ya kapsamlı analiz ve değerlendirmeler yapmaktadır.
    TCMB, uluslararası etki alanını genişletmek amacıyla, uluslararası kuruluşlar ve platformlar ile diğer merkez bankaları gibi yurt dışı paydaşlarıyla etkin iletişimini sürdürecektir. Bu kapsamda, enflasyon, para politikası, finansal piyasalar ve bankacılık gibi konularda teknik sunumların yapılacağı Yatırımcı Günleri düzenlenecektir.

    Mevcut makroihtiyati çerçevenin tüm bileşenlerinin enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler ve finansal istikrar üzerindeki yansımaları değerlendirilerek ve etki analizlerine dayanılarak sadeleşme süreci 2024 yılında da devam edecektir.
    Yabancı para yükümlülükler üzerinden menkul kıymet tesisinin kademeli olarak azaltılmasına devam edilecektir. KKM hesaplarından Türk lirası hesaplara geçişin güçlenmesiyle bu alandaki düzenlemelerde de sadeleşme yapılacaktır.
    Kredi kompozisyonunun dezenflasyon sürecini ve makroekonomik dengeleri gözetici bir çerçevede şekillenmesi sağlanacaktır. Finansal koşullardaki sıkılaşmanın, finansmana erişim üzerindeki ikincil etkileri yakından takip edilecek, seçici kredi politikaları özellikle yatırım, üretim ve ihracata yönelik faaliyetleri destekleyecek şekilde sürdürülecektir. Bu süreçte, sıkılaşan finansal koşulların dar gelirli kesime etkisini azaltmaya yönelik tedbirler alınabilecektir.

    2023 yılında ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredisi günlük kullanım limiti 3 milyar TL’ye yükseltilmiş, toplam faiz maliyetine üst sınır getirilmiş ve kredi kullanımı kapsamında döviz alımı yapmama ve ihracat bedeli satış koşullarında kolaylaştırıcı adımlar atılmıştır. 2024 yılında da ihracatçı firmaların finansman koşullarını iyileştirmek ve finansmana erişimlerini desteklemek amacıyla ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinde ilave kolaylaştırıcı adımlar atılabilecektir.

    12 toplantı olacak

    TCMB’nin para politikası yol haritasında 2024’te 12 Para Politikası Kurulu toplantısı gerçekleşeceği ifade edildi. Söz konusu toplantı tarihleri, 25 Ocak 2024, 22 Şubat 2024, 21 Mart 2024, 25 Nisan 2024, 23 Mayıs 2024, 27 Haziran 2024, 25 Temmuz 2024, 22 Ağustos 2024, 19 Eylül 2024, 17 Ekim 2024, 21 Kasım 2024, 26 Aralık 2024 olarak açıklandı.

  • Merkez Bankası rezervlerinde yeni rekor

    Merkez Bankası rezervlerinde yeni rekor

    TCMB’nin rezervlerinde yeni rekor kırıldı. 22 Aralık haftasında brüt döviz rezervi 95,3 milyar dolardan 97,5 milyar dolara yükselirken, altın rezervi 47,1 milyar dolardan 47,9 milyar dolara yükseldi.

    Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervi 142,5 milyar dolardan 145,5 milyar dolara yükselerek tüm zamanların en yükseğini gördü.

    Toplam rezervlerde mayıs sonundan 22 Aralık ile biten haftaya kadar geçen sürede artış 46 milyar 995 milyon doları buldu. Söz konusu  dönemde rezerv yükselişi yüzde 47,7’ye karşılık geldi.

  • Merkez Bankası’ndan depo alım ihalesi

    Merkez Bankası’ndan depo alım ihalesi

    TCMB, sistemdeki likidite fazlasını çekmek amacıyla TL depo alım ihalelerine başladı. TCMB bugün 2 hafta vadeli 80 milyar TL tutarında TL depo alım ihalesi açtı. TCMB’nin 2006’dan beri ilk kez düzenlediği ihale kullandığı sterilizasyon araçlarının çeşitliliğini artırmak için devreye alındı.

    TCMB dün 250 baz puan faiz artışına gittiği Para Politkiası Kurulu toplantısı ile eşzamanlı olarak adımı duyurdu. TCMB bugüne kadar sterilizasyon için zorunlu karşılıklarla genel seçimlerden bugüne 1 trilyon TL fazla likiditeyi çekmişti. Bu kararla birlikte depo ihaleleri de miktarsal sıkılaşmada kullanılmaya başlamış olacak.

    DEPO ALIM İHALESİ NEDİR?

    Türk Lirası depo alım ihalesi, Merkez Bankası’nın, Türk Lirası likidite fazlalığını giderme konusundaki etkinliğini artırmak için bankalardan ihale yöntemi ile Türk Lirası depo alma işlemleridir.

    KAYNAK: NTV

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 15 Aralık ile biten haftada 1 milyar 154 milyon dolar artarak 142 milyar 528 milyon dolar oldu.

    Brüt döviz rezervleri 890 milyon dolar artarak 94 milyar 509 milyon dolardan 95 milyar 399 milyon dolara yükseldi.

    Altın rezervleri ise 15 Aralık haftasında 265 milyon dolar artarak 46 milyar 864 milyon dolardan 47 milyar 129 milyon dolara yükseldi.

  • Merkez Bankası’ndan ihracata destek kararı

    Merkez Bankası’ndan ihracata destek kararı

    ASO, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ı konuk etti. ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın ev sahipliğinde gerçekleşen ASO gündem toplantısında ekonomik gelişmelere dair değerlendirmelerde bulunan TCMB Başkanı Erkan, Ankaralı sanayicilerin sorularını da cevapladı. Reeskont kredilerine ilişkin ihracatçıların beklediği müjdeli haberi paylaşan Erkan, “Temmuz’da 10 kat artışla 3 milyar TL’ye yükselttiğimiz reeskont limitini daha da artıracağız. Çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

    TCMB Başkanı Erkan, reeskont kredisi kullanımında yüzde 30 ilave ihracat bedeli satış koşulunun kaldırıldığını ve reeskont kredi vadesi boyunca verilen döviz almama taahhüdünden ithalat ödemeleri kapsamındaki döviz alımlarının istisna tutulduğunu hatırlattı. Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri (YTAK) başta olmak üzere yatırım ve ihracat desteklerine ilişkin son dönemde atılan adımları ve yapılan çalışmaları aktaran TCMB Başkanı Erkan, “Firmaların finansmana erişimini ve finansman koşullarını desteklemeye devam etmekteyiz. Sağlanan bu imkânlarla sanayicilerimizden beklentimiz yatırımlara ağırlık vermeleri, uygulanan programa ve Türkiye’ye her koşulda destek olmaya devam etmeleridir” dedi.

    YTAK uygulama çerçevesinin yeniden yapılandırıldığını belirten Erkan, “Yatırımlara ilişkin süreci ilgili kurumlarla birlikte stratejik bir çerçevede yürütmekteyiz. Yeni çerçevesiyle güçlendirilmiş YTAK programıyla cari dengeye katkı verecek ve dolaylı etkileri döviz kuru ve fiyat istikrarı üzerinde hissedilecek alanlarda üretim kapasitesinin artışını hedefliyoruz” diye konuştu. TCMB Başkanı Erkan, YTAK’a 3 yıl boyunca toplam 300 milyar TL limit tahsis edildiğini söyledi.

    ASO Başkanı Seyit Ardıç ise, Türkiye’de üretici kesimin iç ve dış konjonktürün zorlayıcı koşullarına rağmen dayanıklılık sergileyerek ekonomiye çıpa olduğunu belirtti. Ekonominin en acil ihtiyaçlarının enflasyonla mücadele, fiyat ve finansal istikrarın tesisi, makroekonomik öngörülebilirliğin sağlanması olduğunu ifade eden Ardıç, “Orta ve uzun vadede üretimde verimlilik artışının sağlanması, sürdürülebilir büyüme için temel çabamız olmalı. Yeni ekonomi yönetiminin kısa, orta ve uzun vadeli gereksinim ve hedeflerimiz konusunda son derece rasyonel ve sağduyulu bir yol haritası ortaya koyması bizleri memnun etmektedir” dedi.

    “Merkez Bankası’nın mücadelesini destekliyoruz”

    Makroekonomik koşulları sanayi sektörü açısından değerlendirdiklerinde kendilerini zorlu bir dönemin beklediğini anlatan Ardıç, üçüncü çeyrek büyüme verilerini de bu çerçevede okumak gerektiğini belirtti. Sıkılaştırıcı para politikası uygulamalarının ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin dördüncü çeyrekte daha belirgin hale gelmesiyle üretimde ve büyümede kayıplar yaşanabileceğini öngördüklerini dile getiren Ardıç, “Enflasyonla güçlü ve kararlı bir mücadelenin büyüme ve üretim üzerinde geçici etkileri olacağının farkındayız. Diğer taraftan fiyat istikrarının sağlanması, orta ve uzun vadede en önemli kazanımımız olacaktır. İş dünyası olarak bizler Merkez Bankası’nın mücadelesini destekliyoruz” dedi.
    Büyümeden ödün vermeden enflasyonu düşürmenin mümkün olabileceğini ancak bunun için bazı koşulların oluşması gerektiğini anlatan Ardıç, sözlerine şöyle devam etti:
    “Enflasyonla mücadele edilirken, verimsiz kamu harcamalarından tasarruf edilip, verimlilik odaklı bir kaynak tahsisiyle üretim artışının desteklenmesi büyük önem arz ediyor. Eğer üretimde ve ihracatta nitelik ve nicelik artışı birlikte sağlanır ise, büyüme ve düşük enflasyon hedeflerine eşzamanlı olarak ulaşabiliriz. Kredi maliyetlerinin yüksek olduğu bu dönemde katma değerli, yüksek teknolojili üretimin ve ihracatın artırılması ise güçlü destekler gerektiriyor. Bu çerçevede Merkez Bankası’nın ihracatçı firmalara yönelik reeskont kredilerinde düzenleme yaparak finansman maliyetini düşürmesi ve firma limitlerini artırması doğru istikamette bir uygulama olmuştur.”

    Ardıç, nitelikli üretimin, yatırımların ve ihracatın güçlü ve istikrarlı politikalarla desteklenmesi sayesinde enflasyon gerilerken büyüme kaydetmekle kalmayıp, büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliğinde de önemli kazanımlar elde edilebileceğini dile getirdi. Bankanın para politikasını tasarlarken fiyat istikrarının yanında toplumsal maliyetlere hassasiyet göstermesini çok kıymetli bulduklarının altını çizen Ardıç, “Benzer şekilde yatırımları, üretimi ve ihracatı gözetmesinin ülkemizde ihtiyacını çok hissetmiş olduğumuz bütüncül ve kapsayıcı bir yaklaşım olduğu kanaatindeyiz” dedi.

    Toplantıya Merkez Bankası’nın üst düzey bürokratları, ASO Meclis Başkanlık Divanı ile Meclis ve Komite üyeleri katıldı. Konuşmaların ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, ASO Meclis ve Komite üyelerinden gelen soruları cevapladı.

  • Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Merkez Bankası’nın toplam rezervleri arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haftalık Para ve Banka İstatistikleri’ni açıkladı. Buna göre, Merkez Bankası toplam rezervleri 24 Kasım ile biten haftada 2 milyar 25 milyon dolar artarak 136 milyar 493 milyon dolar oldu.
    Brüt döviz rezervleri 1 milyar 771 milyon dolar artarak 89 milyar 226 milyon dolardan 90 milyar 997 milyon dolara yükseldi. Altın rezervleri ise 24 Kasım haftasında 255 milyon dolar artarak 45 milyar 241 milyon dolardan 45 milyar 496 milyon dolara yükseldi.

  • Erdoğan, Merkez Bankası brüt rezervini açıkladı

    Erdoğan, Merkez Bankası brüt rezervini açıkladı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Türkiye’nin devleti ve milleti ile Filistinli kardeşlerinin yanında olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bölgemize barış ve huzurun ancak 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olduğunu hatırlatmak istiyorum. Almanya ile 50 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaretimizi kısa sürede 60 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Cezayir’le bu sene 6 milyar doları bulacak ticaret hacmimizi ise 10 milyar dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz” dedi.

    Önceki gün Maldivler Cumhurbaşkanı’nı bu ülkeden devlet başkanı düzeyinde bir ilki teşkil eden ziyareti vesilesiyle Ankara’da ağırladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler’le de turizm, savunma ve ekonomik işbirliklerinin geliştirileceğini aktardı.

    “Oturup konuştuğumuzda özellikle komşularımızla aşılamayacak hiçbir sorunumuz olmadığı inancındayız”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Dış politikada dostlarımızın sayısını arttırma, hasımlarımızın sayısını azaltma stratejimizi başarıyla uyguluyoruz. Buradaki çizgimiz gayet açıktır. Biz diplomasiyi bir tarafın kaybettiği, diğer tarafın ise kazandığı sıfır toplamlı bir oyun olarak görmüyoruz. Diplomasi her iki tarafın da makul bir çizgide buluşarak kazançlı çıktığı, kazan-kazan ilkesinin hayat bulduğu önemli bir imkandır. Ülkeler arasında anlaşmazlıkların, uyuşmazlıkların olması gayet doğaldır. Asıl olan bu ayrılıkları kördüğüme dönüşmeden çözme iradesidir. İşte biz buna sahibiz. Oturup konuştuğumuzda özellikle komşularımızla aşılamayacak hiçbir sorunumuz olmadığı inancındayız” dedi.

    “Komşumuz Yunanistan’la ihtilaflarımız dün de vardı yarın da olacak, bu ortak paydada buluşamayacağımız anlamına asla gelmez”

    7 Aralık’ta yapmayı planladıkları Yunanistan ziyaretine de yaklaşımlarının bu yönde olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Komşumuz Yunanistan’la ihtilaflarımız dün de vardı, yarın da olacak. Aynı şekilde bu ihtilaflardan çıkar sağlama peşinde koşanlar da olacak. Bu gerçek aynı denizi, aynı iklimi, aynı coğrafyayı paylaşan iki komşu ülke olarak ortak paydada buluşamayacağımız anlamına asla gelmez. Karşılıklı güven esasına dayalı olarak iş birliğimizi geliştirebileceğimiz pek çok başlık vardır. Ziyaretimizde bunlara odaklanma niyetindeyiz. Yunanistan seyahatimizin şimdiden ülkelerimiz arasında yeni bir sayfanın açılmasına vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında iştirak ettikleri inovaLig ödül töreninde Türkiye’nin yenilikçilik ekosisteminin ulaştığı seviyeyi bizzat görme fırsatı bulduklarını belirterek, ”Çeşitli kategorilerde ödül alan şirketlerimizi buradan bir kez daha tebrik ediyorum. Türk özel sektörüyle inanın ne kadar gurur duysak azdır. Muhalefetin ve ülkemizdeki mandacı ekonomistlerin sürekli karamsarlık sevk eden propagandalarına rağmen hamdolsun firmalarımız dünya çapında başarılara imza atıyor. Bilhassa savunma ve bilişim alanında faaliyet gösteren şirketlerimiz inovasyon konusunda diğer firmalarımıza da ilham kaynağı oldu. Devletimizin teşvikleri sayesinde tüm Türkiye safında adeta bir ihracat ve üretim seferberliği yaşanıyor. Küresel ekonomideki zorluklara, bölgemizdeki patlak veren krizlere, 6 Şubat depremlerinin olumsuz etkilerine rağmen yakaladığımız bu ivmeyi çok değerli bulduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Bu iklimin güçlenmesi için iş dünyamıza her türlü desteği sağlıyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve inovasyon odaklı çalışan her girişimcimizin yanındayız” dedi.

    Geçen hafta Merkez Bankasının önemli bir karar aldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yatırım taahhütlü avans kredisi programına yıllık 100 milyar Türk lirası limit tahsis edildiğini aktardı. Erdoğan, “Program kapsamında 3 yıl boyunca toplam 300 milyar lira limit ayrılacak. Böylece yatırımcılar çok uygun koşullarda finansmana erişim imkanı elde edecekler. Ayrıca ihracatçılarımız için günlük reeskont kredi limitlerini 10 kat artırarak 3 milyar lira seviyesine çıkardık. Her iki kararın başta ihracatçılarımız olmak üzere özel sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

    “Merkez Bankası brüt rezervi 134,5 milyar dolara çıktı”

    Merkez Bankası brüt rezervinin Eylül 2014’ten bu yana ilk kez 134,5 milyar dolara çıktığının müjdesini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece bunlarla yetinmiyoruz, Meclise sunduğumuz yeni kanun teklifinde pek çok düzenleme yer alıyor. Yurt dışında şirket kurmuş müteşebbislerimizin buralardan kazandıklarını ülkemize getirmelerini teşvik eden yeni düzenlemeleri devreye alacağız. Bir diğer konu başlığımız deprem bölgemizde fahiş fiyat uygulayanlara yönelik müeyyidelerdir. Açıkçası biz böyle bir meseleyi konuşmaktan bile hicap duyuyoruz. Ama ülkemizde maalesef depremi siyaseten fırsata çevirmek isteyenler olduğu gibi ekonomik kazanca dönüştürmek isteyen tamahkarlar da var. Milletin acısını istismar eden deprem turistleri, son seçimlerde sandıkta derslerini aldılar, milli iradenin şamarını yediler. Ekonomik hayattaki deprem fırsatçılarına da biz göz açtırmıyoruz. Yapı malzemeleri ve yapım işlerinde piyasa gerçekleriyle izah edilmeyecek fahiş fiyatlar söz konusu. Öyle durumlar var ki aynı malzeme, aralarında 60-70 kilometre olan iki şehrimizde yüzde 20, yüzde 30 fiyat farkıyla satılıyor. Tamamen açgözlülükten kaynaklanan bu çarpıklığın, bu vicdansızlığın üzerine gitmekte kararlıyız. Genel afet bölgesi ilan edilen yerlerde 2025 yılı sonuna kadar mevcut cezaların 10 kat daha ağır uygulanmasını sağlayacağız. Fırsatçılarla mücadele ederken deprem konutlarını tamamlamak için bölgede fedakarca çalışan firmalarımıza da her türlü desteği vereceğiz” açıklamasını yaptı.

    Deprem felaketi sonrası oluşan yoğun talebin yapım işlerinde maliyetleri arttırdığının farkında olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu süreçte şirketlerimize yardımcı olmak adına yapım işlerine ek fiyat farkı ve süre uzatımı verilmesine imkan veriyoruz. Özellikle depremden önce ihale edilen yapım işi sözleşmelerinin zamanında tamamlanmasında sorunlar yaşandığını gördük. Yatırımların planlanan sürede tamamlanması için devlet olarak bu konuda da hem kolaylık gösteriyor hem de yük alıyoruz. Bizim görevimiz, işini düzgün yapana destek olmak, aşırı kar peşinde koşanlara da fırsat vermemektir. Deprem bölgesinde yürütülen inşaat ve ihya çalışmalarına yaklaşımımız bu yöndedir. İnşallah önümüzdeki aydan itibaren yapımı tamamlanan deprem konutlarının hak sahiplerine teslimine başlıyoruz” dedi.

    “5 bin lira ödeme kararımızı çalışan emeklilerimize de teşkil ediyoruz”

    Yıl bitmeden toplam 46 bin deprem konutu ve köy evini hak sahibi depremzedelere teslim etmeyi planladıklarını açıklayan Erdoğan şunları söyledi:

    “24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle İstanbul Kongre Merkezi’nde maarif davamızın öncüleri olan öğretmenlerimizle bir araya geldik. Buradan bir kez daha sorumluluğu ağır olduğu kadar ulvi bir mesleği azimle, gayretle, başarıyla icra eden tüm öğretmenlerimize, eğitim ordumuzun her bir neferine kalpten teşekkür ediyorum. Şehit öğretmen Şenay Aybüke Yalçın’ın hayat hikayesini, mücadelesini ve umutlarını beyaz perdeye aktaran ’Aybüke Öğretmen Oldum Ben’ filmini gençlerimizin mutlaka izlemesini tavsiye ediyorum. Öğretmenler Günü etkinliğimizde emeklilerimizle ilgili son müjdemizi de kamuoyumuzla paylaştık. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek amacıyla hayata geçirdiğimiz 5 bin lira ödeme kararımızı çalışan emeklilerimize de teşkil ediyoruz. Meclisimizin de onayını aldıktan sonra çiftçi ve Bağ-Kurlu emeklilerimiz dahil çalışan tüm emeklilerimize tek seferlik ödemelerini yapacağız. Önergemizin Meclisten süratle geçeceğine inanıyorum. Teklifin yasalaşmasını müteakip ilk düzenlemeden faydalanamayan 4 milyon 689 bin emeklimizin hesaplarına 5’er bin liralarını yatıracağız. Böylece 76 milyar lira ilave kaynak kullanarak 15,2 milyon emeklimizin tamamına bir defaya mahsus 5 bin lira ödemiş olacağız. Bu kararımızın emeklilerimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.”

    “Bunların kadın hakları ile ilgili bir dertleri olsaydı bölücü alçakların katlettiği kadınlarımızın hatıralarına sahip çıkarlardı”

    “25 Kasım tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günüydü” diyen Erdoğan, ”Bu anlamlı gün münasebetiyle düzenlenen programda kadına yönelik şiddetle mücadele 2024 yılı faaliyet planının detaylarını açıkladık. Toplam 66 alt hedef ve 218 faaliyet başlığının yer aldığı plan kadına yönelik şiddet konusundaki irademizin en somut ifadesidir. İstanbul Sözleşmesi’nden ülkemizin çekilmesine dair marjinal çevreler tarafından yürütülen kampanyaların hiçbir temeli yoktur. Şiddet meselesini bu sözleşme ile irtibatlandıranların amacının kadına yönelik şiddet olmadığını çok iyi biliyoruz. Çünkü bunlar gerçekten kadına şiddetten rahatsız olsalardı bölücü terör örgütünün kuyruğuna takılmazlardı. Bunların kadın hakları ile ilgili bir dertleri olsaydı bölücü alçakların katlettiği kadınlarımızın hatıralarına sahip çıkarlardı. Bugüne kadar ne bölücü örgütün dağa zorla kaçırdığı 13-14 yaşındaki kız çocukları için iki kelam ettiler ne de evlatlarına kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerine destek oldular. Bölücü örgüte sempati ile bakanlarla opera dinlemeyi, kahvaltı yapmayı, seçim ittifakı kurmayı maharet saydılar. Şimdi de el etek öptükleri için onur duyduklarını ifade ediyorlar. Varsın onlar yollarına bu şekilde devam etsin. Biz şehit analarıyla, Diyarbakır anneleriyle, gerektiğinde canı pahasına darbecilere meydan okuyan yiğit kadınlarımızla, elleri nasırlı emekli kadıncılarımızla, vatanı için canını ortaya koyan kadın polislerimiz ve askerlerimizle, elleri öpülesi saygıdeğer öğretmenlerimizle yol arkadaşlığı yapmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

    birinin istifade etmesi için gayret ediyoruz. İnşallah bundan sonra da devletin kaynaklarını milletin emrine vermeyi sürdüreceğiz. Burada özet olarak ifade ettiğim tüm bu çalışmalar, projeler, eserler, destekler bizim millete hizmet sevdamızı gösterme yanında muhalefet ile aramızdaki derin vizyon farkını da ortaya koymaktadır. Bizim gündemimizde sadece ülkeye, millete, insanlığa hizmet var. Muhalefetin gündeminde ise bolca ayak oyunu var. Kimin kimi hançerlediği muamması var. Her gün bir yenisi patlak veren skandallar var. Bizim gündemimizin en başında Türkiye Yüzyılı’nın inşası varken onların gündeminde bölücü örgütün emrinde olanlarla Mecliste nümayiş yapmak var. Bizim gündemimizde deprem bölgesinin süratle ayağa kaldırılması, depremzedelerimizin bir an önce yeni yuvalarına kavuşturulması varken, onların gündeminde yalnızca siyasi geleceklerini kurtarmak var” açıklamasını yaptı.

    gayeleri kendi ikballeri. Dün de Kandil’e ve Pensilvanya’ya şirin gözükme peşindeydiler, bugün de ülke düşmanlarıyla iş tutuyorlar. Dün de etnik köken ve mezhep üzerinden siyaset yapıyorlardı, bugün de milleti bölmeye çalışıyorlar. Yani figüranlar dışında hiçbir şey değişmedi. Sahne önündekiler yenilendi, fakat sahne gerisindeki akıl daneleri aynı kaldı. Haklarını yemeyelim, bir hususta az da olsa kendilerini geliştirdiler, öğrendik ki Kabine üyelerimize özenip kendilerince güya bazı atamalar yapmışlar. Tabii bunların ortada fol yok yumurta yokken gelin-güvey olma sevdasını biz 14-28 Mayıs seçimlerinden çok iyi hatırlıyoruz. O zaman da erken gaza gelip daha sonra kendilerini komik duruma düşürmüşlerdi. Ama buna rağmen biz kabinemizi takip etmek üzere kolpa da olsa içlerinden birilerini görevlendirmelerini olumlu karşıladık. Çünkü bu vesileyle belki bizden bir şey kaparlar, böyle düşündük. Bakan arkadaşlarımızdan belki ülkeye ve millete nasıl aşkla hizmet edileceğini öğrenirler diye düşündük. Bize bakarak belki milletin gönlüne nasıl girileceğini, dürüst ve temiz siyasetin nasıl yapılacağını anlarlar. Şayet hızımıza yetişebilirlerse bizden öğrenecekleri çok şey var. Ne biz ne de kabine üyelerimiz bunları talim etmekten asla gocunmayız. Yeter ki onlar her işleri gibi bunu da tavsamasınlar, boşlamasınlar, daha yolun başındayken su kaynatmasınlar. Elbette bunu söylerken atalarımızın ’Bakmakla usta olsaydı kediler kasap olurdu’ sözündeki hikmeti de göz ardı etmiyoruz. CHP ve şürekasına bizi, kabinemizi, partimizi ve ittifakımızı izlemeye devam etmeleri tavsiyesinde bulunuyorum. Bizdeki muhalefetten ne köy olur ne de kasaba. Herkesin ufku denizi kadardır demişler. Bunların da ufku ancak buna yetiyor. Biz bunlara bakarak asla rehavete kapılmayacağız. 4 ay sonra yapılacak 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıklarımızı kendi önceliklerimiz ve programımıza göre yürüteceğiz. Rakiplerimizin karşımızdakiler değil, asıl onları kontrol edenler olduğunu asla aklımızdan çıkarmayacağız” dedi.

    “Seçim takvimimiz sorunsuz bir şekilde işliyor”

    Gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler; unutmayın, bakın bugün bir başlık atıyorum, yeniden İstanbul. Her zaman söylediğim gibi bizim kuklalarla ve kuklacılarla işimiz yok. Biz, kuklacıyı da parmağında oynatan üst akılla mücadele ediyoruz. Şimdiye kadar bu konuda en ufak bir zafiyet göstermedik. Başkaları ne yaparsa yapsın biz ev ödevlerimizi en düzgün, en titiz şekilde yapmaya çalıştık. Emanetini taşıdığımız aziz milletimize karşı sorumluluklarımızın hakkını vermeye gayret ettik. 31 Mart Mahalli İdare Seçimleri öncesinde de aynı şekilde yolumuza devam ediyoruz. Seçim takvimimiz sorunsuz bir şekilde işliyor. Cumhur İttifakı olarak en güçlü şekilde inşallah yolumuza devam edeceğiz. Belediye başkan adaylıkları için başvurular sona erdi, meclis üyelikleri için başvuruları almayı sürdürüyoruz. Elektronik ortamda illerimizin temayül yoklamalarını yaptık. Bunu da partimize yakışır bir olgunlukla tam bir kardeşlik iklimi içerisinde, adeta bir demokrasi şöleni havasında gerçekleştirdik. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi’yle görüşmelerimiz karşılıklı anlayış temelinde ilerliyor. 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz ve bugüne kadar çeşitli fitne girişimlerine rağmen güçlendirerek devam ettirdiğimiz Cumhur İttifakı’nın inşallah 31 Mart seçimlerinden de alnının akıyla çıkacağına inanıyorum. Sizlerden sahadaki çalışmalarınızı her zaman bu hassasiyette icra etmenizi beklediğimizi tekrar ifade etmek istiyorum. Önceki gün Pençe Kilit Harekat bölgesinde bölücü alçakların saldırıları sonucunda şehit olan kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabrı cemil niyaz ediyorum. Yaralı askerlerimize Rabbimden acil şifalar diliyorum. Son terörist de imha edilene veya teslim olana kadar terör örgütleriyle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.