Etiket: Mersin

  • Mersin’de Rus öğrenciler 23 Nisan’ı kutladı

    Mersin’de Rus öğrenciler 23 Nisan’ı kutladı

    Rus öğrencilerin eğitim gördüğü bir ilkokulda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında çerçevesinde etkinlik düzenlendi. Rus ve Türk Milli Marşların okunmasıyla başlayan etkinlikte, Rus öğrenciler ‘Silifke’nin Yoğurdu’ türküsü eşliğinde oynadı. ‘Hayat Bayram Olsa’ şarkısı ile devam eden gösterilerde öğrenciler 23 Nisan’ı büyük coşku ile kutladı. Rus öğrencilerinin ellerinde Türk ve Rus bayraklar ve giydikleri ay yıldızlı tişörtler ilgi çekti.


    Yöresel oyunların ağırlıkla gösterildiği etkinlikte konuşan Okul Müdürü Fatma Yalçıntaş, “Böylesine bir etkinlikte Rus çocukların göstermiş oldukları oyunlar bizleri çok mutlu etti. Dünyanın kutladığı 23 Nisan’ı çocuklarımızla bu şekilde kutlamak bizim için de bir ayrıcalık oldu. Bugün 23 Nisan’ı kutlamaktayız. Okulumuzda Akkuyu Nükleer Güç Santralinde çalışan Rus vatandaşların çocukları öğrenim görmektedir.

    Tamamı Rus vatandaşlarımızın çocukları. Öğrencilerimizin kendi istekleri ile bu tür bayramları kutluyoruz. Türk ve Rus personeller olarak çok uyum içerisinde çalışıyoruz. Ben ülkemle bizlere bu ortamı hazırladığı için gurur duyuyorum. Bu kardeşlik devam etsin” dedi.

  • Miras paylaşımı canından etti

    Miras paylaşımı canından etti

    Olay, ilçeye bağlı Kültür Mahallesi Uzun Sokak’taki bir evde meydana geldi. İddiaya göre, miras paylaşım dolayı ile aralarında tartışan Harun Ö. (34) abisi Oğuz’u (37) silahla vurdu. Vurulan ağabey hayatını kaybetti.

     

    Şüpheli şahıs Harun Ö. ihbar üzerine polis tarafından yakalanıp gözaltına alındı. Şüpheli emniyete götürülürken, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

     

  • Mersin’de yenidünya hasadı başladı

    Mersin’de yenidünya hasadı başladı

    Türkiye’nin yaş sebze ve meyve üretimde önemli merkezlerinden olan Mersin’de açıktaki yenidünya bahçelerinde 2 gün kendisini hissettiren güneşli havanın da etkisiyle ilk meyveler sararıp olgunlaştı. Üreticiler de oldukça zahmetli olan ilk meyveleri hasat etmeye başladı. İlk toplanan meyvelerin İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlere gönderileceği kaydedildi. Yaklaşık bir hafta sonra yoğun hasat dönemine geçilmesi beklenen ürünün daha sonra tüm yurda ve ihracat edilen ülkelere gönderileceği kaydedildi.


    “İşçiliği fazla, zahmetli bir ürün”

    Üretici Ramazan Kılıç, yenidünyanın zahmetli bir ürün olduğunu belirterek, “Sezonun ilk yenidünyalarının siftahını yapmış olduk, şu an turfanda. İnşallah ilerisi iyi olur. Ürünler zahmetle yetişiyor. Bakımı zahmetli, toplaması zahmetli, yani zahmeti çok yenidünyanın. İşçiliği fazla” dedi.
    Ürünü komisyoncular aracılığı ile pazarladığına değinen Kılıç, “Malı topluyoruz, Erdemli’deki komisyonculara gönderiyoruz, onlar satıyor. Nereye verebilirse İstanbul, Ankara, İzmir. Türkiye’nin her yerine, ekseriyet İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara’ya, sonra da her tarafa gider” diye konuştu.


    “Yaprağı ve çekirdekleri de kullanılıyor”

    Ürün hakkında bilgi veren Ziraat Mühendisi Emine Yaman da, “Meyvemiz lifli sulu bir meyve. Bağışıklık sistemimizi güçlendirir, sindirim sistemini kolaylaştırır, kalbe faydası var, zayıflamayı sağlıyor. Meyvemizin hem kendinden faydalanıyoruz, hem çekirdeği kozmetik sanayisinde kullanılıyor. Ayrıca yaprağı da kozmetik sanayisinde kullanılıyor. İlk ürünler yurt içine gönderiliyor. Yoğunluk arttığında yurt dışına da gönderiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Mersin’de ‘Afet Eylem Planı’ hazırlanacak

    Mersin’de ‘Afet Eylem Planı’ hazırlanacak

    Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin katıldığı toplantıda; jeoloji, jeofizik, hidrojeoloji, şehir planlaması, hukuk, halk sağlığı, gıda güvenliği, çevre, afet lojistiği, ziraat mühendisliği, kimya mühendisliği, peyzaj, mimarlık ve inşaat mühendisliği alanında uzman akademisyenler ve uzman isimler yer aldı. İki oturumda gerçekleşen toplantının ilk oturumunda Mersin’in coğrafi yapısı, risk kategorileri, nüfus artışı, sıvılaşma riskinin olduğu bölgeler, yağış haritası, hazırlanacak olan ‘Afet Eylem Planı’nın kapsamı ve yöntemi ile olası senaryolar konuşuldu. 5 başlık altında gerçekleştirilen ikinci oturumda ise deprem, kuraklık, sel, yangın gibi olası afet konu başlıklarında; altyapının geliştirilmesi, önlemler, öneriler, yapılması gereken yatırımlar ve planlamalar konuşuldu.

    5 başlık altında uzmanlar görüşlerini dile getirdi
    Mersin Büyükşehir Belediyesi Afet Yönetim Planı’nın hazırlık komisyonunda görevli Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Doktor Fikret Zorlu, 2 oturumda gerçekleşen toplantının ilk oturumunu değerlendirdi.

    “Diğer riskleri de göz ardı etmeyen bir çalışma planlamaktayız”
    Zorlu, ‘Mersin İli Afet Riskleri ve Eylem Çalışma Kapsamı’ isimli sunumunda; afete nasıl hazırlık yapılmalı, eylem planı nasıl olmalı, çalışma, yöntem ve yol haritaları nasıl olmalı gibi konuların üzerinde durdu. Yapılacak çalışma için 2 kez daha bir araya geleceklerini ve bir eylem planı oluşturacaklarını ifade eden Zorlu, “Haziran ayı içerisinde yerel katılımcıların, odaların, belediyelerin, uygulamadaki uzmanların katılımıyla, yerelin problemlerinin tartışıldığı bir çalıştay planlamaktayız. Dolayısıyla bu çalışma, Mersin Büyükşehir Belediyesinin koordinasyonunda yürütülen çok yönlü bir çalışma olma hedefinde. Deprem güncel olması ve olayın büyüklüğü nedeniyle ön planda. Ama tabi diğer afetleri de göz ardı edemeyiz. Deprem sonrası müdahaleler ile buna yönelik mutlaka önlem almalıyız ama esas prensip bunun bir afete dönüşmesini engelleyici mekanizma ne olmalı? Altyapı ne olmalı? Tabii ki Mersin’de deprem dışında heyelan ve su baskınları var. Kuraklık riski, yangın, patlama, kimyasal kaza riskleri var. Çünkü burası bir sanayi bölgesi ve bir petrol depolama ile dağıtım bölgesi. Dolayısıyla diğer riskleri de göz ardı etmeyen bir çalışma planlamaktayız” dedi.

    “Bölgelerdeki problemlere yönelik çalışmalar yürütmeliyiz”
    Mersin nüfusunun hem Suriyeli göçü hem de yaşanan depremlerin ardından çok büyük artış gösterdiğini belirten Zorlu, “2011 yılından sonra Suriyeli sığınmacılar nedeniyle, 2 milyon 200 binleri aşmış bir nüfus vardı. Bu deprem sonrasında gelen nüfusla beraber, sayı 2.6 milyona ulaşmış durumda. Bunların çok önemli bir kısmının kalıcı olacağını biliyoruz. Bu planlama çerçevesinde nasıl bir değer için çalışmamız gerekiyor? Nüfus bizim en büyük değerimiz olduğuna göre, bu nüfusu koruma üzerinde durmalıyız” ifadelerine yer verdi. “En önemli yerleşimlerimiz kıyı bölgesinde” diyen Zorlu, “Tarsus hem sanayi hem de nüfus bakımından sıvılaşma riskinin yüksek olduğu bölgelerden biri. Akdeniz, Mezitli, Yenişehir barındırdıkları nüfus ve çalışma alanları nedeniyle, değerlerin çok yüksek ve risklerin yüksek olduğu bölgeler. Sırasıyla Toroslar, Silifke ve Çamlıyayla, nispeten nüfusun az olması ve zemin yapısı nedeniyle biraz daha avantajlı. Ama orada da Ecemiş fayının uzantıları var, başka riskler var” diyerek, özellikle bölgelere ve bölgelerdeki problemlere yönelik çalışmalar yürütmenin elzem olduğunu vurguladı.

    “Afet İşleri Dairesinin kurulması çok isabetli bir karar oldu”
    Eylem Planının uygulama sürecinin etaplar halinde olacağını kaydeden ve yapı üretimi, sosyal konut üretimi, yeni konutların üretimi, altyapının güçlendirilmesi, köprüler gibi uygulama kısmının zaman alacağını ifade eden Zorlu, son olarak Mersin Büyükşehir Belediyesinin Afet İşleri Dairesini çok hızlı bir şekilde kurması ile ilgili de “Büyükşehir Belediyesi, afet risklerini öngördüğü için Adıyaman’da bir takım hazırlıklar yaptı, oraya destekler verdi ve böyle bir dairenin ihtiyacını öngördü. Şu anda Büyükşehir Belediyesinin aslında fiilen Fen İşleri, Sosyal Hizmetler, İtfaiye Dairesi, Ulaşım Dairesi gibi farklı farklı daireler altında yaptığı işi, tek bir merkez altında, tek daire altında koordine ettiği bir yapılanma olacak. Tabii ki bütün dairelere görev düşüyor ama bunların planlanması, organizasyonu, dağıtımı, lojistiği, malzeme tedariğinin bir daire üstünde olması gerekiyordu. Dolayısıyla çok isabetli bir karar olmuş oldu” diye konuştu.

    “Güzel bir başlangıç”
    Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bahar Yetiş, toplantının oldukça verimli geçtiğinden söz ederek, “6 Şubat’tan sonra pek çok belediye, bu tarz çalışmaların yapılması gerektiğini fark etmiş durumda. Bu güzel bir şey. Mersin Büyükşehir Belediyesinin de bu bağlamda çok hassas olduğunu fark ettim. Yaptıklarını dinledim. Oldukça iyi işler başarmışlar. Ama tabi ki her zaman daha iyisi mümkün. Onun arayışı içindeler. Dolayısıyla da bu çalışmayı çok takdir ettim. Güzel bir başlangıç” dedi.

    “Mersin’in geleceği hakkında konuştuk”
    Jeoloji Mühendisi Profesör Doktor Selim İnan, yararlı bir toplantı gerçekleştiğini belirtti. İnan, “Mersin’in bir Afet Master Planının olması gerekiyor. Dolayısıyla da afetlerle ilgili bir birimin olması gerekiyor. Bu birimle ilgili olarak da belediye başkanımız adımını attı ve çalışan arkadaşlar da gayet güzel bir toplantı düzenlediler. Türkiye’nin değişik üniversitelerinden de çok sayıda bilim insanı geldi. Kamudan gelen arkadaşlarımız var. Neler yapılabilir, hangi birim kurulabilir, bu birimin görevleri ne olmalıdır, ilk yapılacak adım nedir, daha sonraki adımlar ile Mersin’in geleceği hakkında konuştuk” ifadelerini kullandı.
    6 Şubat’ta yaşanan depremin Mersin’i de çok etkilediğinden bahseden İnan, “Herkes dışarılara çıkmaya başladı ve gerçekten de buranın bu kadar etkilenmesinin nedenleri üzerinde çalışmaya başladık. Onun için de genel olarak baktığımızda etrafta faylar var. Faylar aktif midir ya da zemini nasıldır, bu zemin problemleri nelerdir, zemini düzeltmek amacıyla neler yapılabilir konularıyla alakalı toplantı yaptık” diye belirtti.

    “İleride, keşke bunları yapsaydık dememek için oldukça önemli bir çalışma”
    Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Özbek ise “Depremi bizzat yaşayan biri olarak, böyle bir hassasiyetin gösterilmesi oldukça önemli. Çünkü biz bu tip uyarıları yerel yönetimlere Kahramanmaraş’ta yaptık. Burada tabii yerel yönetim olarak çalışma önceden planlanmış. Biz de buraya özellikle zemin etütleri konusunda katkı sunmaya geldik. Mersin risk taşıyan bölge. Özellikle sahil kesimi, sıvılaşma açısından oldukça riskli bir alan. Ayrıca çok katlı yapılan bulunması, deprem açısından önemli risk taşıyan bir durum. Bu yüzden tahminimce Mersin’in bu riski yaşamamak için böyle bir adım atıldığını düşünüyorum. En azından ileride, keşke bunları yapsaydık dememek için oldukça önemli bir çalışma” şeklinde konuştu.

  • Yenişehir Belediyesi Final-Four’da mücadele eden ÇBK için dev ekran kuracak

    Yenişehir Belediyesi Final-Four’da mücadele eden ÇBK için dev ekran kuracak

    Avrupa’da kadın basketbolunun kulüpler bazındaki en büyük kupası olan Euroleague Women’da dörtlü finallere kalma başarısı gösteren Mersin temsilcisi ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi, şampiyonluk için parkeye çıkıyor. ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi, Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenecek dörtlü finallerde ev sahibi takım ZVVZ USK Prag ile 14 Nisan Cuma günü yarı final maçında karşı karşıya gelecek. Turuncu- lacivertliler maçı kazanması halinde Fenerbahçe Alagöz ile Beretta Famila Schio maçının galibiyle 16 Nisan Pazar günü şampiyonluk maçına çıkacak.

    “Avrupa’nın en büyük kupasını Mersin’e getirmek istiyoruz”
    Yenişehir Belediyesi yarın saat 19.00’da başlayacak maç için sahil bandında bulunan Kültür Parkta dev ekran kuracak. Mersinliler takımlarının kritik maçını hep izleme fırsatı yakalayacak. Takımla birlikte Çekya’ya giden Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, “Avrupa’nın en büyük kupasını Mersin’e getirmek istiyoruz. Hemşehrilerimiz kentinin takımını hiçbir zaman yalnız bırakmadı, kendilerine teşekkür ediyorum. Son iki maçımız, inanıyorum ki şampiyonluğa ulaşacağız” dedi.

  • Mersin’de DEAŞ operasyonu

    Mersin’de DEAŞ operasyonu

    İl Jandarma Komutanlığından yapılan açıklamaya göre, DEAŞ silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çalışma başlatan jandarma ekipleri, terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğü tespit edilen 4 şüpheliyi tespit etti.
    Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Akdeniz ilçesinde belirlenen adreslere düzenlenen eş zamanlı operasyonda, aralarında sorumlu düzeyde faaliyet yürüten bir kişinin de bulunduğu 4 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
    Operasyon düzenlenen adreslerde yapılan aramalarda ise çok sayıda dijital malzeme ve dokümana incelenmek üzere el konuldu.

    Gözaltına alınan şüphelilerin jandarmadaki işlemlerinin sürdüğü bildirildi.

  • Depremde ağır hasar alan bina yıkıldı

    Depremde ağır hasar alan bina yıkıldı

    Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Pazarcık ilçesinde 6 Şubat günü 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde meydana gelen depremlerde Mersin’de bazı binalar etkilenmişti. 20 Şubat’ta Hatay merkezli meydana gelen 6.4 ile 5.8 büyüklüğündeki depremlerin ardından ise bazı binalara ağır hasarlı raporu verildi. 3 gün önce rapor verilen binalardan biri olan merkez Mezitli ilçesine bağlı Tece Mahallesindeki Baykent Sitesinde yıkım başlanmıştı. Mezitli Belediyesi kontrolünde yapılan yıkımda bölgede güvenlik önlemi alınırken, binanın yan yatma durumundan dolayı parça parça yıkım gerçekleştirilmişti. Bugün binanın son bölümü çökerken, yıkım tamamlandı.


    Beykent Sitesinin yanında bulunan Mavi Kent içinde yıkım kararı alınırken, bina boşaltıldı.

  • Mersin’de DEAŞ operasyonu

    Mersin’de DEAŞ operasyonu

    Mersin İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, DEAŞ terör örgütünün faaliyetlerinin engellenmesi ve deşifre edilmesine yönelik yaptığı çalışmalarda, örgüt içerisinde sözde istihbarat ve lojistik yapılanması içerisinde sorumlu düzeyde bulunan, çatışma bölgelerinde silahlı olarak faaliyet de yürüten ve gönüllü geri dönüş çerçevesinde Türkiye’den ayrılıp yasa dışı yollardan tekrardan Türkiye’ye girip örgüte elaman kazandırma arayışında olan 8 şüpheli tespit edildi.

    Bugün sabah operasyon için düğmeye basan ekipler, özel harekat ve dron desteğiyle belirlenen adreslere şafak operasyonu düzenledi. Koçbaşlarıyla kapılar kırılarak adreslere girilirken, operasyon bölgelerinde yoğun güvenlik önlemi alındı.


    Polislerin adreslerdeki aramaları devam ediyor.

  • Mersin’de çilek hasadı başladı

    Mersin’de çilek hasadı başladı

    Türkiye’nin yaş meyve ve sebze üretim merkezlerinden Mersin Silifke’de açıkta çilek hasadı başladı. Coğrafi tescili bulunan Silifke çileğinin üretimi 20 bin dönüm alanda yaklaşık 3 bin aile tarafından yapılıyor. İlçede önemli bir gelir kaynağı olan, Türkiye’nin dört bir yanına gönderilen çileğin dikiminden budanmasına, bakımından hasadına kadar olan 8 aylık süreçte yaklaşık 10 bin kişi bu işte çalışarak aile bütçelerine destek sağlıyor.

    Bu sene 80 bin rekolte beklenen çileğin bin dönümünü topraksız tarım ile 3 bin dönümü örtü altında, geriye kalanı ise açıkta üretiliyor. Mart ayında başlayan açıkta çilek hasadı Haziran ayının sonuna kadar yoğun olarak sürerken, başta Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere ülkenin dört bir tarafına gönderildiği kaydedildi.

    Çileklerin şu an az olması nedeniyle iç piyasada değerlendirildiğini belirten üretici tüccar Ayhan Eski, “Çilekler az, ihracatımızın açılması için Nisan ayını bekliyoruz. Silifke çileği bir marka, Silifke’nin geçimi çilektir. Çilek ekonomiye büyük katkı sunmaktadır” dedi.

  • Depremzede aile çaresiz kaldı

    Depremzede aile çaresiz kaldı

    6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen 2 büyük depremde 11 ilde büyük yıkımlar oluşurken, binlerce insan hayatını kaybetti. Depremlerde evleri büyük hasar alan ya da enkazdan çıkan vatandaşlar da çevre illere gitmek zorunda kaldı. Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan yüzde 96 engelli Emine Alagöz ile dini nikahlı eşi Şahin Turfandağ da ağır hasar oluşan evlerinden kaçıp, Mersin’e geldi. Merkez Toroslar ilçesine bağlı Turgut Türkalp Mahallesi’nde yaşayan kuzenlerinin yanına yerleşen çift, hayata tutunmaya çalışıyor. Zor günler geçiren çift, kuzeninin ev sahibinin evi satışa çıkarmasıyla birlikte çıkmaza girdi. Yetkililer ve hayırseverlere seslenen engelli kadın, başlarını sokabilecekleri bir ev istedi.

    “Ben sadece o an tekbir getirdim”

    Yaşadıkları deprem ve şu andaki durumlarıyla ilgili muhabirlere konuşan Emine Alagöz, eşinin fırıncı olduğunu ve depremden hemen önce işe gitmek için kalktıklarını söyledi.
    Eşinin depremden kısa bir süre önce evden çıktığını kaydeden Alagöz, “Zaten eşim çıktıktan 6-7 dakika sonra sallanmaya başladık. Ben sadece o an tekbir getirebildim çünkü kaçma şansım yok, ben yatalak sayılırım. O an öyle bir duygu vardı ki anlatılmaz bir şey. Çok korkunç bir olaydı. O vakit her an bina yıkılacak bende öleceğim diye düşünüyordum. Sürekli tekbir, şahadet getirdim. Bina yıkılmadı. Eşim o an yetişti zaten. Beni arabama oturtup, hemen binadan çıkardı. Tabi yağmur altında kalmak zorunda kaldım. Çadır gibi bir yerde ateş yakarak hayatta kalmaya çalıştık. Ben donmak üzereydim. Çünkü ellerimi, ayaklarımı hissetmiyordum. Sonra eşimin kuzeni Mersin’den geldi ve bizi aldı. Zaten eşimin kuzeni ‘geliyorum sizi almaya’ deyince hayata dair bir umudum oldu. Yoksa ben orada ölümü bekliyordum” ifadelerini kullandı.

    “İnsanlığın bu duruma geldiğine ben inanamıyorum”

    Kendi binaları yıkılmayınca diğer binaların da yıkılmayacağını düşündüğünü kaydeden Alagöz, “Ancak sokağa çıkınca her yerin yıkıldığını gördüm. Sanki başka bir dünyada gibi oldum. O an her şeyim durdu, robot gibi oldum. Üşüyordum, titriyordum, çok kötü bir duygu. Bunların hiçbiri anlatılmaz, ancak yaşanırsa anlaşılır. Biz ilk gün Mersin’e geldik. Tabi burasıda kuzenimizin kendi evi değil, kirada oturuyor. Depo gibi kullandığı bir yeri bize oda olarak hazırladılar. Ancak o kadar zorlanıyorum ki daha geldiğim günden beri banyo yapamadım. Burası benim yaşamam için çok bir yer. Kiralık ev arıyoruz, bulamıyoruz, bulsak bile çok para istiyorlar. Şu anda çaresiz durumdayız. Bir de buradaki evi sahibi satışa çıkardı. Herkes kendini düşünüyor. Hatta bizim burada kalmamıza bile tepki gösterdi. ‘Kim bu insanlar’, ‘neden burada kalıyorlar’ diye kızdı. Sonuçta biz depremden geldik. İnsanlığın bu duruma geldiğine ben inanamıyorum. Yetkililer ve hayırseverlerden bir ev istiyoruz. Banyo yapmak istiyorum. Çok zor şartlarda yaşıyoruz. Bize evi bedavaya da verin demiyoruz. Bize uygun fiyata bir ev versinler, kirasını verelim. Bize lütfen bir el uzatsınlar” şeklinde konuştu.

    “Bir canımız kaldı, başka bir şeyimiz yok”

    Emine Alagöz’ün eşi Şahin Turfandağ ise deprem anında işe gittiğini dile getirdi. Depreme boş alanda yakalandığını vurgulayan Turfandağ , “Eğer biraz daha yürümüş olsaydım binaların altında da kalabilirdim. İlk 2-3 dakika şok geçirdim, ne yapacağımı şaşırdım. Eşim beni arayıp, ‘koş’ deyince ben o şoku atlattım ve hemen eve yöneldim. Binaya girdiğimde bir tek eşim kalmıştı. Hemen onu sandalyesine oturttum ve çok zor bir şekilde dışarı çıkardım. Evimizin az ilerisinde çadır gibi bir yere sığındık. Orada bir ateş yakarak, eşimi sıcak tutmaya çalıştım. İlk gün akşamı kuzenim Mersin’den gelerek bizi oradan aldı. Şu an kuzenimin ev sahibi evi satışa çıkardı. İyice çaresiz kaldı. Eşim zaten bakıma muhtaç bir insan. Bize kalabileceğimiz bir yer istiyoruz. Ben en çok eşim için istiyorum, mücadele ediyorum. Eşimin kalabileceği sağlık bir yer olursa çok iyi olur. Banyosunu yapabileceği, dışarı çıktığında bende yaşıyorum diyebileceği bir yer istiyoruz. Yetkililerden, hayırseverlerden istediğimiz bir tek bu. Bir canımız kaldı, başka bir şeyimiz yok” diye konuştu.