Etiket: Mersin

  • Kayıp Müslüme 6 gündür aranıyor

    Kayıp Müslüme 6 gündür aranıyor

    Mersin’de, 10 Kasım’da kaybolan Sarıkeçili Yörük kızı Müslüme Yağal’ı (3) arama çalışmalarına devam ediliyor. 200 personel, 100 gönüllü, arama kurtarma-kadavra köpekleri, keşif uçağı ve dronlu aramalarda Müslüme’nin henüz izine rastlanmazken, olayın üzerinden 5 gece geçti. 20 kilometrekarelik alandaki aramalarda bulunamayan Müslüme’nin kaçırılma ihtimali üzerine savcılık kararıyla birçok kişinin ifadesine başvuruldu.

    Karaman’dan kış mevsimini geçirmek için Gülnar’ın Yanışlı Mahallesi’ne göçen Sarıkeçili Yörükler’den Yağal ailesi, 10 Kasım’da konaklayacakları çadırı kurduktan sonra saat 17.00’de kızlarının kaybolduğunu fark etti. Çadırın önünde oynarken kaybolan Müslüme’yi bulamayan ailesi, güvenlik güçlerinden yardım istedi. İhbar üzerine jandarma, itfaiye ve AFAD, AKUT ve sağlık ekipleri bölgeye sevk edildi. Bölgedeki arama çalışmaları devam ederken, Gülnar Kaymakamı Yunus Emre Bayraklı’nın koordinesindeki ekipler, 20 kilometrelik alandan fazla bölgeyi tek tek tarıyor. Yakınları Müslüme’den gelecek haberi beklerken; 200 personel, 100 gönüllü, arama kurtarma-kadavra köpekleri ve dron destekli arama çalışmalarında henüz ize rastlanmadı.

    ARAMA TARAMA ÇALIŞMALARI YENİDEN BAŞLADI

    Kaymakam Bayraklı’nın koordinesindeki ekipler, sabahın erken saatlerinde yeniden arama tarama çalışmalarına başladı. Ekipler, sarp dağlık bölgedeki vadi, orman ve dağlık alanda çalışmasını sürdürürken, aramada iz takip ve kokuya duyarlı köpekler de kullanılıyor. Çarşamba gününden bu yana devam eden tarama çalışmalarından sonuç elde edilememesi nedeniyle Müslüme’nin kaçırılma ihtimali üzerinde duruluyor. Soruşturma kapsamında savcılık kararıyla birçok kişinin de ifadesine başvuruluyor.

  • Mersin sahilleri müsilaj tehlikesi altında

    Mersin sahilleri müsilaj tehlikesi altında

    Geçen aylarda Marmara Denizinde devasa boyutlara ulaşarak büyük bir çevre sorununa neden olan müsilaj, Mersin’de de özellikle kapalı küçük koy ve körfezlerde risk oluşturmaya başladı. Mersin sahillerinin müsilaj tehlikesi altında olduğu uyarısı yapan Prof. Dr. Deniz Ayas, önlem alınmadığı ve eylem planları devreye sokulmadığı takdirde kentin büyük bir çevre sorunuyla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.

    Deniz bilimciler, müsilaj tehlikesine dikkat çekmeye devam ediyor. Marmara Denizini adeta istila etmesiyle Türkiye gündemine oturan müsilajın devam eden bir sorun olduğu uyarısında bulunan bilim insanları, tehlikenin sadece Marmara’yı değil, sahili olan tüm kentlerini kapsadığını belirterek, bir an önce önlem alınması ve eylem planlarının hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

    Mersin risk altında

    321 kilometrelik sahil şeridine sahip Mersin de müsilaj açısından riskli illerin başında geliyor. Özellikle deniz dibinde yapılan çalışmalar, Mersin’in batısında müsilaj olduğunu ortaya koydu. Şimdilik akıntının fazla olmadığı küçük koy ve körfezlerde görülen müsilajın, önlem alınmazsa tıpkı Marmara’daki gibi devasa boyutlara ulaşabileceği ve kentin büyük bir çevre sorunuyla karşı karşıya kalabileceği uyarıları yapılıyor.

    “Mersin’de kapalı koy ve körfezlerde müsilajı görüyoruz”

    Mersin Üniversitesi (MEÜ) Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, Mersin’deki müsilaj tehlikesini İHA muhabirine anlattı. Müsilajın devam eden bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Ayas, “Müsilaj, doğal deniz ekosistemi içerisinde özellikle planktonik canlı gruplarının belli şartlar bir araya geldiğinde sayılarını astronomik düzeyde arttırarak oluşturdukları doğal bir olgu. Bu, Mersin’de de oldu. Eğer ortamda azot, fosfor gibi atıksu deşarjından kaynaklı kirleticiler varsa bunlar uygun şartlar sağlıyor. Özellikle sonbahar ya da ilkbahar başlarında planktonik canlı gurupları sayılarını artırarak doğal bir bileşik olan müsilajı oluşturuyorlar. Mersin sahillerinde kapalı koy ve körfezlerde, akıntı hızının düşük olduğu yerlerde biz müsilajı görüyoruz” dedi.

    “Mersin’de ciddi problemlere yol açabilir”

    Müsilajla ilgili araştırmalarının da devam ettiğini, şimdi tekrar ‘müsilaj oluşuyor mu’ diye tüm sahili taramaya başladıklarını kaydeden Ayas, özellikle küçük koy ve körfezlerde müsilajla ilgili bir araştırma projesi başlattıklarını, yoğun bir dalış programıyla müsilajı burada tekrar belgelemek istediklerini vurguladı.

    Mersin’de, müsilajın Marmara’daki gibi büyük kütleler halinde oluşmasa bile özellikle uygun yerlerde ciddi problemlere yol açabileceğini dile getiren Ayas, şu anda Mersin’in Silifke ilçesi açıklarındaki Dana Adası ve Boğsak tarafındaki daha kapalı alanlarda müsilaja rastladıklarını ifade etti. Ayas, “Kazanlı’dan Anamur’a kadar bir tarama gerçekleştirmek istiyoruz. Müsilajın geçen sene de oluştuğu dönem ekim-kasım aylarıydı. Bu faaliyet sonucunda Mersin’de müsilajın oluştuğu bölgeleri çok daha net söyleyebiliriz. Ama şu anda akıntı hızının daha düşük olduğu ve kirletici yükünün de biraz fazla olduğu bölgelerde tabi ki oluyor. Göksu Nehri çok önemli burada; kıta içi kirliliği yoğun bir şekilde denize deşarj ediyor. Göksu Nehrinin etkilediği alanlar Dana Adası, Tisan, Yeşilovacık’a kadar ulaşıyor. Öte yandan, Silifke bölgesinde çok yoğun tarımsal aktivite yapılıyor, dolayısıyla gübre sularında da bu kirlilik mevcut. Tabi ki yazlık sitelerin de etkisi var. Biz bu sitelere su sağlıyoruz, belediyelerin görevi bu ama bu çıkan atık suyu ne yapacağımızı düşünmüyoruz. Sorun burada. Küçük, basit filtrasyonlarla bu atık suyu denize deşarj ediyoruz. Çok yoğun bir şekilde azot, fosfor gibi kimyasal molekülleri denize salıyoruz” diye konuştu.

    “Tüm sahil kentlerimiz risk altında. Eylem planları tüm kentlerde yapılmalı”

    “Hem Mersin hem tüm sahil kentlerimiz, deşarja bağlı bu kirleticiler ya da taban veya yüzey sularına bağlı taşınan kirleticiler yönünden risk altında” diyen Prof. Dr. Ayas, Marmara ölçeğinde önerilen eylem planları gibi ileri biyolojik filtreler ve ileri arıtma sistemlerinin tüm kentlerde bir lüks değil, zorunluluk olması gerektiğinin altını çizdi. Önlem için ilgili tüm kurumlara çağrı yapan Ayas, “Belediyeler ve bakanlığa bağlı yerel kurumların ve merkezi otoritenin bir bütün halinde tüm kentleri kapsayacak bir eylem planına ihtiyaç var, çünkü tarımsal üretim sahil kentlerimizde fazla; Antalya’da da öyle Mersin’de öyle. Bir sürü sebze meyve buralarda üretiliyor, çok yoğun tarımsal sular yüzey sularıyla denizlere taşınıyor. Yerleşimler çok fazla, yaz ayalarında sahil kentlerinde nüfus çok çok artıyor. Bu da çok büyük bir kirlilik yükü oluşturuyor. Denizin bunu taşıma kapasitesinin üzerine çıkabilecek bir durum var. Bununla ilgili eylem planları sadece Marmara ölçeğinde değil, tüm kentlerde yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    “Tüm etkileri minimuma indirmek zorundayız”

    Bu önlemler alınmazsa en başta besin zincirinin etkileneceği uyarısında bulunan Ayas, denizi kirletmenin besin zincirini de kirletmek anlamına geldiğini söyledi. Ayas, “Denizdeki ekosistem içerisinde dengeleri tahrip ediyoruz. Bu açıdan koruma önceliklidir. Denizleri doğal ekosistem olarak kabul etmek zorundayız. Oralar vahşi sistemlerdir, oraya minimum etki prensibiyle koruma öncelikli olarak insanın neden olduğu tüm etkileri minimuma indirmek zorundayız. Bu bir zorunluluk” dedi.

    Müsilajın, doğal sistemlerin verdiği bir refleks olduğuna işaret eden Ayas, şöyle devam etti: “Biz kirliliği denize deşarj ediyoruz, sistem de aslında bunu bertaraf etmeye çalışıyor. Aslında sistemin kendini koruma mekanizması. Sistem bize bir uyarı veriyor, ‘Burada fazla kirlilik var; ben bunu müsilaj oluşturarak yok etmeye çalışıyorum’ diyor. Onu besin zincirine sokuyor, doğal bir bileşik olduğu için bazı balık grupları bunları yiyor. Yani deniz kendi çözmeye çalışıyor. Ama Marmara’da çözemedi, çünkü devasa boyutlara ulaştı. Ayrıca orada balık popülasyonları aşırı sömürülmüş ve bu tüketilebilir boyutların çok ötesine geçmiş. Mersin’de de bu oluşuyor, biz kirletiyoruz, deniz kendini korumaya çalışıyor ve bu müsilaj minimal boyutlarda oluştuğu için besin zincirine direk besin olarak giriyor. Balık ve bazı yengeç grupları bunu tüketerek o kirliliği ortadan kaldırıyor. Ama önlem alınmazsa Mersin’de de bunun devasa boyutlara ulaşmaması için hiçbir neden yok. Özellikle kapalı koy ve körfezlerde, akıntı hızının düşük olduğu yerlerde ciddi riskler görüyoruz. Mutlaka kontrol altında tutulmalı.”

  • Yılda 40 bin lira kazandırıyor

    Yılda 40 bin lira kazandırıyor

    Mersin’in Erdemli ilçesinde alternatif ürün olarak yetiştirilmeye başlanan ejder meyvesinin tanesi 25- 30 liradan alıcı buluyor. Irak’taki Amerikan askerlerine ejder meyvesi gönderdiklerini belirten Zekeriya Akyar, “Amerikalılar, ejder meyvesini çok seviyor. Rusya, Ukrayna, Irak gibi ülkelere de ihracatı yapılıyor” dedi.

    Türkiye’de ilk defa 2014 yılında ekimi yapılan ejder meyvesi, en çok para kazandıran alternatif ürün oldu. Bahçede tanesi 30 liraya kadar satılan meyve, bir dönümden yaklaşık 40 bin lira kazanç sağlıyor.

    Erdemli’nin Tömük Mahallesi’nde domates serasını ejder meyvesi serasına çeviren Bahire Timurtaş (45), “4 yıl önce domates seramız vardı ve gelirimiz çok düşüktü. Bir arkadaşımızın tavsiyesi üzerine alternatif ürün olarak ejder meyvesi diktik. 3 yıldır ejder meyvesinin hasadını yapıyoruz ve gerçekten çok mutluyuz. Bakımı çok kolay ve kazancı da çok olan bir meyve. Şu anda dalında tanesini 25-30 TL’den satıyoruz. Pazar sorunumuz hiç yok. Bir dönümden yılda 40-50 bin TL arası gelir elde ediyoruz. Seramızda ejder meyvesi hasadı yapıyoruz. Bütün çiftçilerimize tavsiye ediyorum” dedi.

    ‘130 DEKARLIK ALANDA ÜRETİM YAPILIYOR’

    Ziraat Mühendisi Mustafa Besili ise, “Mersin’in iklimi dolayısıyla Asya ve Güney Amerika ülkelerinde yetiştirilen ejder meyvesi, burada da çok rahatlıkla yetiştirilebiliyor. Çiftçilerimizin alternatif ürün olarak dikimine başladığı ejder meyvesi her geçen gün üretimi de artmaktadır. Mersin bölgesinde şu anda yaklaşık 130 dekarlık alanda üretim yapılıyor. Bu üretim miktarı gelecek yıllarda da daha da artacaktır. İlaçsız sadece doğal olarak yetiştirilen ve özellikle diyabet hastalarının çok tükettiği ejder meyvesi, vitamin ve mineral bakımından da çok zengin bir meyve. Domates ve diğer sebzelere oranla kazancı çok olan ejder meyvesi, üreticilerin gözdesi olmaya devam ediyor. Bakımı kolay ve masrafı az olan ejder meyvesinin bölgemizde daha çok yetiştirilmesi için çiftçilerimize yardımcı oluyoruz” diye konuştu.

    ‘YURT DIŞINDAN BÜYÜK TALEP GÖRÜYOR’

    Ejder meyvesi üreticisi Zekeriya Akyar da şunları söyledi:

    “Ejder meyvesi bölgemizde hızla üretimi yapılan bir meyve. Özellikle yurt dışından büyük talep gören ejder meyvesi, Rusya, Ukrayna, Irak gibi ülkelere ihracatı yapılıyor. Şu anda ejder meyvesini Irak’ta bulunan Amerikan askerlerinin isteği üzerine Irak’a gönderiyoruz. Amerikalılar ejder meyvesini çok seviyor. Tanesi 25-30 TL’den alınan ejder meyvesi hem üreticisini sevindiriyor hem de tüccarını sevindiriyor. Ejder meyvesi hasadı bölgemizde devam ediyor.”

  • Yolcu otobüsü şarampole yuvarlandı: 33 yaralı

    Yolcu otobüsü şarampole yuvarlandı: 33 yaralı

    Mersin’in Silifke ilçesinde yolcu otobüsünün şarampole devrildiği kazada, 33 kişi yaralandı.

    Antalya’dan Gaziantep’e giden yolcu otobüsü, sabaha karşı saat 04.00 sıralarında, Silifke ilçesi Kapızlı mevkisinde park halindeki minibüse çarparak yolun alt kısmındaki şarampole devrildi.  Otobüsteki 33 yolcu yaralandı.

    Yoldan geçen diğer sürücülerin ihbarı üzerine kaza yerine jandarma, polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılardan bir bölümü sağlık ekiplerince kaza yerinde ayakta tedavileri yapılırken, diğerleri ise ambulanslarla Silifke Devlet Hastanesine götürüldü. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu, hayati tehlikelerinin bulunmadığı belirtildi.

     

  • Denizi kirleten gemilere 51 milyon TL ceza

    Denizi kirleten gemilere 51 milyon TL ceza

    Mersin’de, 2019 yılının Nisan ayından bugüne kadar denizi kirlettiği tespit edilen 30 gemiye yönelik 51 milyon 926 bin 955 TL ceza kesildi.

    Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi, tekneyle yaptığı denetimlerde Mersin Limanı 15 No’lu rıhtımda yük boşaltan, Barbados bandıralı, 18 bin 17 grostonluk gemiden denize evsel nitelikli atık su bırakıldığını tespit etti. Ekipler, gemiye yönelik 1 milyon 490 bin TL ceza uyguladı. Ekipler, aldıkları numuneyi test için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın akredite ettiği laboratuvara gönderdi. Ceza ödenmeden veya teminat mektubu bırakılmadan gemi limandan ayrılamayacak.

    Büyükşehir Belediyesi, Nisan 2019’dan bu yana gerçekleştirilen denetimlerde denizi kirlettiği tespit edilen 30 gemiye yönelik toplam 51 milyon 926 bin 955 TL ceza kesildiğini de açıkladı.

     

  • Denize kirli su bırakan gemiye 1 milyon 355 bin TL ceza

    Denize kirli su bırakan gemiye 1 milyon 355 bin TL ceza

    Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi, Mersin Limanı’nda yükleme yaptığı sırada kirli balast suyu bırakarak denizi kirleten gemiye 1 milyon 355 bin TL ceza kesti.

    Mersin Limanı’nda bulunan bir geminin dün atık bıraktığı ihbarı üzerine anında harekete geçen Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi nöbetçi ekipleri, denetim tekneleri ile geminin olduğu bölgeye çok kısa süre içerisinde ulaştı. Yaptıkları incelemelerde 2 bin 827 grostonluk bir geminin yükleme yaptığı sırada denize kirli balast suyu bıraktığını tespit eden ekipler, gemiye 1 milyon 355 bin 754 lira cezai işlem uyguladı. İdari yaptırım cezası ile denizi korumaya çalışan ekipler, caydırıcılığın fazla olması için de farklı noktalar üzerinde çalışmalar yapıyor. Ekiplerin çalışmaları tamamlandığında denizi kirleten gemiler idari para cezası ödemenin yanı sıra sebebiyet verdikleri kirliliği de temizlemekle sorumlu olacak.

    29 GEMİYE 50 MİLYON 436 BİN CEZA UYGULANDI

    Öte yandan rutin denetimler ve gelen ihbarları değerlendiren deniz temizliğinden sorumlu ekipler, Nisan 2019’dan bu yana toplam 29 gemiye 50 milyon 436 bin 951 TL cezai işlem uyguladı.

    BALAST SUYU

    Limanda veya denizde geminin dengesini sağlamak için deniz suyunun gemiye girip çıktığı işleme balast operasyonu denir. Bu operasyon için borulardan oluşan devreler ve yüksek kapasiteli pompalar kullanılır. Balast suyu ile taşınan sucul organizma ve patojenlerin etkilerinin azaltılması için bu uygulamanın sözleşmeye uygun olarak yapılması gerekir. Gemilere en yakın karadan 200 deniz mili açıklık ve 200 metre derinlikte veya bu şartın sağlanamadığı yerlerde 50 deniz mili açıklık ve 200 metre derinlikte yapılması önerilir. Balast suyu değişimi esnasında geminin rotası ve hızı korunmalıdır. Ayrıca, deniz canlılarının taşınmasına neden olarak ekolojik dengeyi bozabildiği için çeşitli arıtma ekipmanları bulunuyor. Dünyada bazı limanlarda, bu ekipmanları bulundurmayan gemilerin girişine izin verilmiyor.

  • AFAD duyurdu! Manavgat’taki yangında 3 can kaybı

    AFAD duyurdu! Manavgat’taki yangında 3 can kaybı

    Türkiye’nin güneyi orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Antalya, Adana, Mersin ve Osmaniye’deki yangınlar devam ediyor. Antalya Manavgat’ta 4 ayrı noktada çıkan yangın 21 saat sonra kontrol altına alınırken, Akseki’deki yangın sürüyor. AFAD, Manavgat’taki yangında 3 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Manavgat Kaymakamı Yiğit, Oymapınar Barajı’nda mahsur kalan 10 kişinin ise kurtarıldığını açıkladı. Mersin Silifke’deki yangın nedeniyle de Antalya kara yolu ulaşıma kapatıldı.

    ANTALYA

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde dün öğle saatlerinde Kavaklı, Sarılar, Kalemler ve Yeniköy mahallelerindeki ormanlık alanda, henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangın, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede yayıldı.

    Alevlerin tehdit ettiği 18 köy ve mahallede yaşayan vatandaşlar tahliye edildi.

    Özellikle Kalemler bölgesinde tahliye edilen birçok ev yangından zarar gördü.

    MANAVGAT’TAKİ YANGINDA 3 CAN KAYBI

    AFAD, Manavgat’taki yangında 3 kişinin hayatını kaybettiğini, yangından etkilenen 58 kişinin tedavisinin sürdüğünü bildirdi.

    AKSEKİ’DEKİ YANGIN SÜRÜYOR

    Antalya’da Akseki ilçesi Kepezbeleni Mahallesi’nde de orman yangını çıktı. Şiddetli rüzgarın etkisiyle yayılan alevler Manavgat ilçesi Oymapınar Barajı çevresine kadar geldi.

    Yangın nedeniyle Akseki’nin Kepezbeleni Mahallesi ile Manavgat ilçesine bağlı Karavca, Güzelyalı, Saraçlı, Çeltikçi ve Ulukapı Mahalleri’ndeki bazı evler boşaltıldı.

    AKSEKİ’DE YANGINDA 1 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

    Akseki Kaymakamı Volkan Hülür, yangının saat 00.30 sıralarında başladığını söyledi.

    Yangının kısa sürede Kepezbeleni Mahallesi’ni sardığını aktaran Hülür, “Yangın nedeniyle Kepezbeleni yolu kapandı, 13 kişi mahallede mahsur kaldı. İtfaiye, Jandarma ekiplerimizin müdahalesiyle 12 kişi kurtarıldı. Dumandan etkilenen 82 yaşındaki Hasan Ali Yüksel maalesef yaşamını yitirdi. Mahalledeki evlerin yüzde 80’i de yanmış durumda” dedi.

    Hülür, havadan ve karadan müdahale edilen yangının mahalle içinde, kontrol altına alındığını, ancak çevrede ise devam ettiğini kaydetti.

    OYMAPINAR BARAJI’NDA 10 KİŞİ MAHSUR KALDI

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de Oymapınar Barajı’nda 10 kişinin mahsur kaldığını ancak hayati tehlikelerinin bulunmadığını belirtti.

    ADANA

    Adana’nın Kozan ilçesindeki yangın ise dün saat 19.45 sularında çıktı. Alevler rüzgarın etkisiyle büyüdü, 7 köy boşaltıldı. Birçok ev hasar gördü.

    Aladağ’da da gece başlayan yangına müdahale sürüyor. Bazı evler tahliye edildi. Mahsur kalan 10 kişi kurtarıldı.

    MERSİN

    Mersin’de 3 ilçede yangın var. Aydıncık, Bozyazı ve Silifke ilçelerinde çıkan orman yangınları havadan ve karadan müdahalelerle kontrol altına alınmaya çalışılıyor.

    Aydıncık ile Gülnar ilçesi arasında yer alan Pembecik Mahallesi’ndeki kızılçam ormanında dün çıkan yangını söndürmek için bölgeye gönderilen ekipler, sabah saatlerine kadar alevlere karadan müdahale etti.

    Şiddetli rüzgar nedeniyle yangına müdahalede güçlük çekilen bölgeye, çevre illerden de takviye ekipler yönlendirildi.

    Söndürme helikopterleri de sabahın ilk ışıklarıyla bölgede çalışmaya başladı.

    Ekiplerin müdahalesi sürerken alevler, Yenikaş Mahallesi’ndeki yerleşim yerlerini ve seraları tehdit etmeye başladı.

    Bazı evlere sıçrayan yangın nedeniyle mahalle tedbiren boşaltılıyor. Bazı vatandaşlar da kendi imkanlarıyla su dolu kovalarla evlerindeki yangına müdahale ederek ekiplere yardımcı oluyor.

    Mahalle sakinlerinden Halim Yavaş, sabah saat 05.00 sıralarında kuvvetli rüzgarın etkisiyle yangının mahallelerine yaklaştığını anlattı.

    Yarım saat içerisinde mahalledeki tüm vatandaşları tahliye etmeye çalıştıklarını aktaran Yavaş, “Yaşadıklarımız tarif edilemez, korku var, can var, mülk var. Biz burada kıt kanaat geçinen insanız. Kendi çabalarımızda çiftçilik yapan insanlarız. Çok zor yani, anlatmak mümkün değil” dedi.

    BOZYAZI’DA DA YANGINA MÜDAHALE SÜRÜYOR

    Dün, Bozyazı ilçesinde, muz seralarının da bulunduğu Kötekler Mahallesi’nde çıkan orman yangınına da müdahale ediliyor.

    Ekiplerin havadan ve karadan müdahalesiyle yangın kontrol altına alınmaya çalışılıyor.

    MERSİN-ANTALYA KARA YOLU ÇİFT YÖNLÜ ULAŞIMA KAPATILDI

    Silifke ilçesi Boğsak mevkisindeki ormanlık alanda da henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. İhbar üzerine bölgeye yönlendirilen ekipler, alevlere havadan ve karadan müdahale ediyor.

    Yangın nedeniyle Mersin-Antalya kara yolu çift yönlü ulaşıma kapatıldı. Boğsak’taki bazı kamp alanları da tedbiren boşaltıldı. Ekiplerin yangını kontrol altına alma çalışmaları sürüyor.

    OSMANİYE

    Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde de orman yangını ikinci gününde.

    Gece boyu karadan yürütülen söndürme çalışmalarına, sabah havadan destek verilmeye başlandı.

    Dereobası mevkisindeki yangın ise kontrol altına alındı.

  • Havalı silahlarda Osmangazi Belediyespor farkı

    Havalı silahlarda Osmangazi Belediyespor farkı

    Koronavirüs salgını sebebiyle çalışmalarına bir süre ara veren Osmangazi Belediyespor Atıcılık Takımı, sezona yeniden merhaba dedi.
    Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu (TAAF) tarafından Mersin’de düzenlenen Havalı Silahlar Türkiye Şampiyonası, kıyasıya mücadelelere sahne oldu.

    40 ilden toplam 494 sporcunun boy gösterdiği müsabakada Osmangazili atıcılar göz doldurdu. Poligonda fırtına estiren Beyza Anbarcılar, Elif Duman ve Esila Ercan, 754 puanla ikincilik kürsüsüne çıktı.

    Gümüş madalya kazanmanın mutluluğunu yaşayan minik yıldızlar, gelecek yarışlarda iddialarını koruyacaklarını söyledi. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar da sezonun en önemli şampiyonasında başarı gösteren sporcuları tebrik ederek, başarılar diledi.

  • Su kanalında çürümeye yüz tutmuş erkek cesedi bulundu

    Su kanalında çürümeye yüz tutmuş erkek cesedi bulundu

    Mersin’de su kanalında çürümeye yüz tutmuş erkek cesedi bulundu. Merkez Akdeniz ilçesi Çay Mahallesi’ndeki bir su kanalının içerisinde ceset olduğunu fark eden vatandaşlar, durumu polise bildirdi. İhbar üzerine bölgeye giden polis ekipleri, cesedin bulunduğu bölgede inceleme yaptı. Çürümeye yüz tutmuş ve tanınmayacak hale gelen erkek cesedi, polis ekiplerinin yaptığı çalışmanın ardından adli tıp kurumuna gönderildi.

  • Sezonun ilk hasadı! Kilosu 500 TL

    Sezonun ilk hasadı! Kilosu 500 TL

    Mersin’in Erdemli ilçesinde, yaz mevsiminin başlangıcını simgeleyen, sezonunun en çok tüketilen meyvesi olarak bilinen turfanda can eriği hasadı başladı. 3 dönümlük serada can eriği üretimi yapan Cengiz Yıldız, sezonun ilk hasadını alarak, eriğin kilogramını 500 TL’den sattı.

    Erdemli ilçesinde yazın habercisi can eriğinin hasadı, havaların sıcak gitmesi nedeniyle 10 gün erken başladı. Erdemlili üreticiler, Türkiye’den ilk turfanda erik hasadını gerçekleştirmenin sevincini yaşıyor.

    İlçeye bağlı Ayaş Mahallesi’nde 3 dönüm örtü altında, erik üreticiliği yapan Cengiz Yıldız, sezonun ilk hasadını yaptıklarını ve eriğin kilogramını 500 TL’ye sattıklarını söyledi. Yıldız, “Sezonun ilk hasadını şubat ayında yapmış bulunuyoruz. Havaların sıcak gitmesi nedeniyle hasat zamanı 10 gün öncesinden yapıldı. İlk hasat olmasına rağmen rekolte de çok güzel. İnşallah bundan sonraki hasatlar da güzel ve bereketli geçer. Herkese hayırlı uğurlu olsun” dedi.

    BÜYÜKŞEHİRLERE GİDİYOR

    Erdemli’de Türkiye’nin ilk turfanda erik hasadının ardından alım yaptıklarını aktaran erik tüccarı Selahattin Öztürk, “Kilosunu 500 TL’den satın aldığımız erikleri yüzer gramlık kaselere koyarak satışa sunacağız. İlk hasat ürünlerini İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlere göndereceğiz. Daha sonra hasat çoğaldığı zaman eriklerimizi bütün ülke geneline ve özellikle Rusya pazarına göndereceğiz. Şu anda özellikle hamileler ve aş erenlerin tercih ettiği can erikleri kısa süre sonra çoğalacaktır. Bütün üreticilerimize bol ve bereketli sezon diliyorum” diye konuştu.

    ‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE GİDİLİYOR’

    Can eriği hasadının erken yapılmasının nedenini iklim değişikliğine bağlayan Ziraat Mühendisi Mustafa Besili, “Türkiye artık iklim değişikliğine gidiyor. Akdeniz iklimi yerine yarı kurak bir iklime doğru gidiliyor. Artık bundan sonra bütün üreticilerin bunu dikkate alması gerekiyor. İklim değişikliğinin yaşanması ile birlikte birçok ürün artık normal mevsiminden önce hasat edilebiliyor. Can eriği hasadının normalde mart ayının başlarında yapılması gerekiyordu ama havaların sıcak olması nedeniyle hasat zamanı öne alınmış oldu” ifadelerini kullandı.