Etiket: “Meslek

  • Hobisini işe çevirdi, meslek sahibi oldu

    Hobisini işe çevirdi, meslek sahibi oldu

    Eskişehir’de yaşayan 58 yaşındaki Sema Çolpan, kızının kullanmayı bıraktığı taş tozundan kalıplar ziyan olmasın diye hobi olarak boyama yapmaya başladı. Yaklaşık 30 yıl önce el işi sanatları eğitimi aldığını dile getiren Çolpan, yaptığı ürünlerle çevresindeki insanlardan olumlu geri dönüşler aldığını söyledi. Bu işe ilk olarak kızının başladığını, ürünleri yapmak için malzemelere çok para harcadığını dile getiren Çolpan, “Kızım bu işi yapmaya başladığında malzemeler çok pahalı olduğu için bu işi yapmasını istemiyordum ama o sürekli yeni malzemeler alıp bir şeyler üretmeye devam ediyordu. Başka bir iş bulduğunda malzemelerini evde bıraktı ve ben o kadar masraf boşa gidecek diye düşünüp hobi maksatlı boyama yapmaya başladım. 30 yıl önce el işi sanatları eğitimi aldığım için bu işi yapmakta çok zorlanmadım ve çevremdeki insanlardan güzel yorumlar aldım. Yaptığım ürünler ilgi görmeye başlayınca onları belediyenin el işi yapan kadınlar için düzenlediği ‘Hanımeli Sokağı’ adlı pazarda satışa sundum. Müşterilerden de yoğun talep gördüğüm için Eskişehir ve Kütahya’daki diğer pazarlarda da ürün satışına gittim. Şimdi insanlar çok talep gösteriyor, bu yüzden ürün yetiştirmekte bile zorlanıyorum” dedi.

    “Boş zamanım yok, gece gündüz boyama yapıyorum”

    Kızının kullanmayı bıraktığı malzemelerle hobi olarak taş tozu boyama işine başladığını belirten Sema Çolpan, ürün yetiştiremediği için kızından yardım istediğini söyledi. Kızı bu işi yaparken ona kızdığını dile getiren Çolpan, “Bu işi yapmaya kızımın elde kalan malzemeleri ile hobi maksadıyla başladım. Yaptığım ürünleri İlk olarak belediyemizin el işleri yapan bayanlara bir hizmeti olarak düzenlediği Hanımeli Sokağı’nda satıyordum. El işi yapan bütün kadınlara ücretsiz yer belirlemesiyle satış yaptık. İlk olarak kızım başlamıştı bu işe ama biraz yapıp sıkıldı ve başka işe başladı. Kalıpları evde kalmıştı, malzeme silikondan olduğu için fiyatı çok pahalı. Kızım alıp kullanmayınca çok üzüldüm, sonrasında da ben devam ettim. Kızım pahalı malzemeleri alırken kızıyordum ‘Çok para veriyorsun bu kalıplara’ diye fakat şimdi kendim daha fazlasını alıyorum. Çeşit çıkarmayı, boyama yapmayı çok seviyorum. Elimden geldiği kadar değişik objeler yapmayı seviyorum. Silikon kalıbını hazır alıyorum, taş tozundan döküyorum ve el emeğimle boyuyorum. Bazen kızımdan da yardım alıyorum çünkü müşterilere ürün yetiştiremiyorum. Müşterilerim çok fazla talep gösteriyor sağ olsunlar.

    Farklı yerlerde satışa çıkıyorum. Tek yerde satış yapmaya başlamıştım ama şimdi birkaç yere gidiyorum. İnanın boş zamanım yok, gece gündüz sürekli boyama yapıyorum. Tezgahın başında bile boyama yapıyorum ve işimden çok memnunum. Olgunlaşma Enstitüsü mezunu olduğum için bu tarz işlere elim yatkın diyebilirim. Benim için çok rahat ve zevkli bir iş oldu. Satışa eşimle birlikte çıkıyoruz, sağ olsun bana destek oluyor. Başlarda bu işi yapmamı hiç istememişti ama yine de getirip götürmeye yardımcı oluyor sağ olsun” diye konuştu.

  • Yarım asırdır mesleğini sürdürüyor

    Yarım asırdır mesleğini sürdürüyor

    Zamana yenik düşen mesleklerden olan kalaycılık, teknolojinin gelişmesiyle son demlerini yaşıyor. Bursa’da yaşayan 59 yaşındaki kalay ustası Yılmaz Erişen, babasından öğrendiği mesleğini 47 yıldır özveriyle devam ettiriyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleğin son temsilcilerinden birisi olan Erişen, sabahın erken saatlerinde dükkanını açarak güne başlıyor. Müşterilerinin getirdiği bakır kaplarla özenle ilgilenen Erişen’in kalayladığı malzemeler, müşterilerinden de takdir topluyor.

    Mesleğe 12 yaşında başladı

    Çocuk yaşlarındayken, babasının yanında mesleğe adım attığını söyleyen Erişen, “Ben bu işe ilkokul 3. sınıfa giderken başladım, aşağı yukarı 47 sene oldu. Baba mesleğim, okulda dersimizi bitirip buraya çalışmaya geliyordum. Çalışmaya gelmeyince kızarlardı, ‘dükkanda iş var siz burada oturuyorsunuz’ derlerdi” şeklinde konuştu.

    “Bu mesleği öldürmek istemiyoruz”

    Elinden geldiğince mesleğini yaşatmaya çalışacaklarını söyleyen Erişen, “Sürdürebileceğimiz kadar sürdüreceğiz. Elimiz ayağımız tutana kadar devam edeceğiz. Yapamayacak gibi olursak biz de bırakırız. Çünkü kolay değil 47 senedir yapıyoruz bu mesleği. İş olduğu sürece yapmaya çalışacağız. 70 senelik dükkan burası, bu mesleği öldürmek istemiyoruz” dedi.

    Gençler tercih etmiyor

    Gençlerin genellikle aile yadigarı antikaları getirip dekor yapmak için parlattıklarını belirten Erişen, “Evde yaşlı insanlar varsa, genellikle onlar bakır kullanıyor. Gençler pek tercih etmiyor. Gençler de genellikle yumurta tavaları ve bakır cezve kullanıyor. Yemek yapmaya bakır tencere kullanmıyorlar. Olursa ailesinden kalmış antikaları getiriyor, parlatıp dekor yaptırıyor” diye konuştu.

  • Yıldırım’da ücretsiz lojistik kursu

    Yıldırım’da ücretsiz lojistik kursu

    Yıldırım Belediyesi, ücretsiz teknik eğitimler çerçevesinde Sosyal İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi’nde 2. seviye lojistik kursu açtı.

    Lojistik sektöründe profesyonel eleman kazandırılması, faaliyetlerin daha kaliteli ve sistematik bir şekilde ilerletilmesi ve çağı yakalayabilen donanımlı gençlerin yetiştirilmesi hedefiyle açılan ’Lojistik Kursu’ toplam 536 saat sürecek olup eğitimi başarıyla tamamlayan kursiyerlere sertifika verilecek.


    Genç istihdamını arttırmak için 18-30 yaş arası gençlere ücretsiz teknik eğitim kursları düzenlediklerini belirten Başkan Oktay Yılmaz, Mart 2021’den bu yana eğitimlerden bin 452 kişinin yararlandığını söyledi.

    Başkan Yılmaz, “Eğitimlerden yararlanan 394 kursiyerimizi istihdama kazandırdık. Genç nüfusun istihdama kazandırılması için istihdam açığı olan meslek gruplarında gençlerimizin becerilerinin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar gerçekleştireceğiz” dedi.

  • Radyoyu tamir ederek başladı dükkan sahibi oldu

    Radyoyu tamir ederek başladı dükkan sahibi oldu

    İzmit’te yaşayan 60 yaşındaki emekli Hüseyin Kolaylı, çocukken ilgi duyduğu mesleğini 42 yıldır sürüyor. Elektrikli ve elektronik cihaz tamirciliğine 11 yaşında adım atan Kolaylı, bu işe bozuk radyoyu tamir ederek başladı. İlgisi dolayısıyla gençlik yıllarında radyo tamircisinde çalışmaya başlayan Kolaylı, kısa sürede işinde usta oldu. Yıllar önce kendi dükkanını açan Hüseyin Kolaylı, müşterilerinin getirdiği bozuk cihazlar ile özenle ilgileniyor. Bozulan elektrikli ve elektronik eşyaları onarıp, ilk günkü hallerine kavuşturan Kolaylı, müşterileri tarafından da seviliyor.

    “Mesleğin ilk adımını kendi radyomuzda attım”

    Mesleğe başlama hikayesini anlatan Kolaylı, “Bu mesleğe hevesle başladım. Evde bir radyo vardı, lambalı. Radyo yanmıştı. Onu karıştıra karıştıra ses çıkardım. Ondan sonra heves edip bu işe başladım. Mesleğin ilk adımını kendi radyomuzda attım. Radyoyu bozdum ve sonra tamir ettim. O zamanlar elektronikçinin ne olduğunu bilmiyoruz. Televizyon da yoktu. Radyocunun camından içeriye baktım. Beni içeriye aldılar, ‘Burada gel başla’ dediler. Çıraklık dönemimde ortalık toparladık. Malzemeleri tanıdım, lambanın ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve nasıl söküldüğünü öğrendim. Askere gitmeden önce dükkan açmaya niyetlendim. Şu anki mevcut olan dükkanım bakkaldı. Yanında da boş bir yer vardı. Sahibinden rica ettik. Onlar da uygun gördü ve açtım. O günden bugüne burada devam ediyorum” dedi.

    “Babam ‘Milletten para almayacaksın, ben veririm’ derdi”

    11 yaşında başladığı mesleğinde 42 yılı geride bıraktığını vurgulayan Hüseyin Kolaylı, “11 yaşında mesleğe çırak olarak başladım. Karıştıra karıştıra, boza yapa başladım. Elektrik akımı, voltajları öğrenmeye başladım. Toplamda 42 yıldan beri bu işi yapıyorum. İlk dönemlerde parayla iş yapmıyorduk. İlk dönemlerde gelen gidenlerin işine yardımcı oluyorduk. Zaten o dönemlerde herkeste böyle cihazlar yoktu. Evlerde radyo ile millet idare ederdi. Kimisi para veriyordu, harçlık olarak veriyordu. Babamda ‘Milletten para almayacaksın, ben veririm’ derdi. Bizde babamıza olan saygımızdan almıyorduk” diye konuştu.

    “Bizim gibi mahalle esnafına çırak gelmiyor”

    Her usta gibi çırak bulamadığından yakınan Hüseyin Kolaylı, “Çırak yetişiyor ama büyük servislerde yetişiyor. Bizim gibi mahalle esnafına çırak çok gelmiyor. Çok da benimsemiyor kimse bu mesleği. Niye benimsemiyor bilmiyorum. Söylediğimiz kişiler gelse de burada bir şey yapmak istemiyor. Herkes paraya dönmüş artık. Para muhabbeti olunca çıraklık işi yatıyor” şeklinde konuştu.

  • Türkiye’de en çok itibar gören meslekler belli oldu

    Türkiye’de en çok itibar gören meslekler belli oldu

    Türkiye’de Çalışma Hayatı ve Meslekler Araştırması’na göre mesleki itibar sıralamasında ilk 10 meslek sırasıyla tıp doktorluğu, hakimlik, üniversite profesörlüğü, pilotluk, büyükelçilik, valilik, diş hekimliği, yüzbaşılık, generallik ve avukatlık şeklinde gerçekleşti.

    Toplumsal Yapı Araştırma Programı’ndan yapılan açıklamaya göre, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Sunar’ın yürüttüğü Türkiye’de Çalışma Hayatı ve Meslekler Araştırması tamamlandı. Toplumsal Yapı Araştırmaları Programı (TYAP) kapsamında yürütülen araştırma neticesinde yayımlanan rapor Türkiye’de çalışma hayatının dönüşümünü, insanların iş hayatından beklentilerini ve farklı mesleklere bakışını ele alıyor.

    26 ilde 2 bin 711 kişiyle yüz yüze görüşmelere dayanan araştırma, çalışma hayatındaki güncel dinamiklerin kapsamlı bir fotoğrafını çekiyor. Türkiye’de mesleki itibar hakkında yapılan ilk ve tek araştırma olan Türkiye’de Çalışma Hayatı ve Meslekler Araştırması beş yılda bir yapılıyor. İlki 2015 yılında gerçekleştirilen araştırma 2020 yılında yenilendi.

    Araştırmayla birlikte mesleklerin toplumsal itibar sıralaması güncellendi ve toplumun çalışma hayatına bakışında yaşanan değişim incelendi. Tıp doktorluğundan dansözlüğe kadar farklı mesleklerin itibar sıralaması, üniversite tercih sonuçlarının yeni açıklandığı bugünlerde toplumun hangi meslekleri nasıl gördüğünü anlamak için anahtar niteliğinde bir bakış sunuyor.

    Ücretli çalışma artıyor, meslek hayatı kayganlaşıyor

    Araştırma raporunda Türkiye’de çalışma hayatına dair üç temel değişim tespit ediliyor. Bunlardan birincisi, 1980’lerden bu yana hizmet sektörünün yükselişi. 1980’de çalışan 100 kişiden 25’i hizmet sektöründeyken bugün bu sayı 56’ya çıkmış durumda. Çalışan nüfusun ekseni son kırk yılda tarımdan hizmetlere kaydı.

    Çalışma hayatındaki ikinci temel değişim, ücretli çalışma oranının artması. Ücretli veya maaşlı çalışan oranı son yirmi yılda yüzde 48’den yüzde 70’e çıktı. Kendi iş yerine sahip olma oranı ise hızla azalıyor. Bu durum rekabet şartlarını ve iş güvencesini çalışan aleyhine zorlaştıran bir süreci gösteriyor. Üçüncü değişim ise meslek gruplarında yaşanıyor. Son yirmi yılda, hiçbir eğitim gerektirmeyen ve bedensel işlerde çalışanların oranı yüzde 8’den yüzde 14’e yükseldi. Vasıfsız hizmet ve satış elemanlarının oranı da yüzde 9’dan yüzde 20’ye çıktı. Bu iki meslek grubu geçici işlere ve en düşük ücretlere karşılık geliyor. Özellikle eğitim hayatını tamamlayıp iş hayatına atılan yeni kuşaklar için bu, meslek hayatının kayganlaşması ve meslekten beklentilerin aşınması demek oluyor.

    Otorite sahibi meslekler zirvede yer alıyor

    Açıklamaya göre, araştırmanın sonucunda Türkiye’ye özgü bir mesleki itibar sıralaması oluşturuldu. Araştırmayla elde edilen veriler kullanılarak 133 mesleğin 1 ile 100 arasında itibar puanları belirlendi.

    Araştırmaya göre genel olarak iyi bir kazanç, iyi bir eğitim gerektiren, iş garantisi olan, mesleki otorite kazandıran, yasal ve kurumsal bir özerkliğe sahip ve zihin emeğiyle icra edilen mesleklerin daha yüksek itibara sahip olduğu açığa çıktı.

    Mesleki itibar sıralamasında ilk 10 meslek sırasıyla tıp doktorluğu, hakimlik, üniversite profesörlüğü, pilotluk, büyükelçilik, valilik, diş hekimliği, yüzbaşılık, generallik ve avukatlık şeklinde gerçekleşti. Sıralamadaki son 10 meslek ise sırasıyla ütücülük, ayakkabı boyacılığı, çöpçülük, seyyar satıcılık, apartman bakıcılığı, falcılık, gündelik temizlikçilik, hamallık, düzensiz işlerde işçilik ve dansözlük şeklinde oluştu.

    Karar alma gücünün olduğu, masa başı ve temiz işlere yüksek itibar atfedilirken; bedensel emeğe dayalı ve kirlenme gerektiren işler düşük itibarlı çıktı. Benzer şekilde, kamu otoritesini temsil eden ve devletle irtibatlı üniformalı meslekler daha yüksek itibara sahip. Tarım ve sanayi sektörlerindeki işler genellikle düşük itibarlı sayılıyor.

    Siyaset ve hukuk meslekleri yükseliyor

    Araştırmada incelenen meslekler 2015’te yapılan ilk araştırmanın bulgularıyla karşılaştırıldı. Beş yıl önceye göre siyaset ve hukuk mesleklerinin yükseldiği görüldü. Milletvekilliği sıralama bakımından 22’den 11’e, belediye başkanlığı 18’den 13’e, muhtarlık 67’den 42’ye çıktı. Benzer şekilde hakimlik ve avukatlık bu sefer ilk onda yer aldı. Buna karşılık daha önce ilk onda yer alan generalliğin sıralamasında gerileme yaşandı. Hizmet sektöründeki düşük ücretli işlerin yükselişi dikkat çekti. Kasiyerlik 16, büro elemanlığı 20, sekreterlik 27, resepsiyonistlik 14 ve stüdyo fotoğrafçılığı 21 basamak yükselerek fark oluşturan meslekler oldu. Özel sektördeki medya, sanat ve spor mesleklerinde yükselme trendi tespit edildi.

    Düşen mesleklerde ise öğretmenlik başta geliyor. 5 yıl önceki araştırmada 4. sırada olan öğretmenlik 14. sıraya geriledi. Benzer şekilde eczacılık da sıralamada 11’den 24’e indi. Bu iki mesleğin yaşadığı düşüşün sebebinin iş piyasalarındaki değişen konumları olduğu görüldü.

    En fazla sıra kaybı yaşayan mesleklerse 51’den 97’ye inen maden işçiliği, 53’ten 96’ya inen çiftçilik, 28’den 65’e inen imamlık, 55’ten 89’a inen mandıracılık ve 52’den 83’e inen vinç operatörlüğü oldu. Bu trendler, geçen beş yılda toplumun kol emeğine ve zanaatkârlığa daha düşük; zihin emeğine ve beyaz yakalı işlere daha yüksek itibar atfettiği yönünde yorumlandı.

    Erkekler tıp doktoru, kadınlar öğretmen olmak istiyor

    Araştırmada kadınlarla erkeklerin mesleklere verdiği puanların anlamlı derecede farklı olduğu tespit edildi. Kadınlar psikologluk, milletvekilliği, aktristlik, müzisyenlik, astsubaylık, avukatlık gibi bilişsel emeğe dayanan mesleklere erkeklerden daha yüksek puan verirken erkekler ayakkabı boyacılığı, hamallık gibi yoğun bedensel işlere ve vinç operatörlüğü gibi nitelik gerektiren sanayi ve inşaat işlerine kadınlardan daha yüksek puan verdi. İmamlık ve futbolculuk da erkeklerin daha yüksek puanladıkları meslekler arasında yer aldı.

    En çok yapılmak istenen meslekler listesinde erkekler tıp doktorluğunu, kadınlar öğretmenliği birinci sıraya yerleştirdi. Kadınların en çok yapmak istediği meslekler arasında savcılık ve polisliğin yer alması dikkati çekti. Yüksek bir eğitim seviyesi, özerklik ve yaratıcılık içeren mesleklerin kadınlar tarafından daha çok istendiği görüldü.

    Çalışma hayatı nasıl algılanıyor?

    Araştırmada, vatandaşın şu an yaptığı işi nasıl gördüğü de ölçüldü. Sonuçlara göre Türkiye’de insanlar yüzde 71 oranında yaptıkları işin değerlerine uygun olduğunu düşünüyor. Benzer şekilde yüzde 70 oranında çalışmanın iş yerinde takdir gördüğüne inanıyor.

    Ancak iki kişiden biri yaptığı işin sağlığını olumsuz etkilediğini, ayrıca mevcut işinden yeni beceriler edinmediğini dile getiriyor. Bu durum mesleki adanma ve gelişim noktasında kaygı uyandırıyor. Toplumun yüzde 61’i de mevcut işini sadece para kazanmak için yaptığını söylüyor.

    Araştırmada dikkat çekici bir diğer bulgu ise kazancım bana yetmiyor diyenlerin oranının yüzde 64 olması. Araştırmaya katılanların iyi bir işte en fazla aradıkları ilk üç özellik; iş garantisi, iyi bir ücret ve işin kaza veya ölüm riski içermemesi. Bununla birlikte işin başarı hissi vermesi, kararlarda söz sahibi olmak ve yeni beceriler kazanmak, beş yıl önceki araştırmaya göre daha fazla puanlanan beklentiler olarak dikkat çekti.

    Beş yılda bir güncellenen Türkiye Çalışma Hayatı ve Meslekler araştırması önemli göstergeleri bünyesinde barındırıyor. Araştırma yürütücüsü Doç. Dr. Lütfi Sunar, araştırmanın kamuda, sivil toplumda ve özel sektördeki ilgili kurum ve kuruluşlara mesleklerin gidişatı ve çalışma hayatının dönüşümünü izlemek için rehberlik edeceğini belirtti.

    Araştırma raporuna ve diğer detaylara www.tyap.net/tma adresinden erişmek mümkün.