Etiket: mezar

  • Kirpiyi iple mezarlığa bağladılar

    Kirpiyi iple mezarlığa bağladılar

    Manisa’da boynuna ip geçirdikleri kirpiyi mezarlık korkuluğuna bağlayarak orada bıraktılar. Sıcak ve susuzluktan bitkin düşen sevimli kirpi Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince kurtarılarak tedavi altına alındı.
    Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde bulunan Kırtık Mezarlığında, mezarlık ziyareti yapan vatandaşlar boynuna ip geçirilmiş kirpiyi fark etti. Yakından baktıklarına kirpinin mezarlığa bağlandığı ve bulunduğu yerden kurtulmaya çalıştığı anlaşıldı.

    Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü yetkilileri sevk edildi. Ekipler büyük bir dikkatle kurtardıkları kirpiyi tedavisi yapılmak üzere veterinere götürdü. Açlık ve susuzluktan bitkin hale düşen kirpi tedavisi tamamlanmasının ardından doğaya salınacak.

  • Bursa’da Üftade hazretleri anıldı

    Bursa’da Üftade hazretleri anıldı

    Bursa Ulucami Onarım ve Bakım Derneği ile Üftade Cami Bakım Derneği ile birlikte ortaklaşa hazırlanan program Bursa Hz.Üftade camisinde gerçekleştirildi.

    Programda Hz.Üftade’nin hayatını Uludağ Üniversitesi İlahiyat fakültesi emekli öğretim iyesi Prof.Dr. Mustafa Kara anlattı. Program Bursa İl Müftü Vekili Faruk Güneş’in yaptığı dua ile kapatıldı. Tüm gün boyunca Hz. Üftade cami ve türbesinde yemek ve lokma dağıtımı yapılacak.

    Ulucami Onarım ve Bakım Dernek Başkanı Hilmi Şanlı,”Bu programı ortaklaşa yapmamızdaki sebep şudur. Bildiğimiz gibi Üftade hazretleri Ulucami’de, müezzinlik yaparken Üftade mahlasını alıyor. Hem Ulucami’de müezzinlik yapması hem de türbesinin burada bulunması ile birlikte Üftade Cami Onarım ve Bakım Derneği Başkanı Üzeyir Kamış ile birlikte hazırladık.

    Bursa’mızın çok önemli şahsiyetlerinden Mehmet Muhiddin yani halk arasında Üftade hazretlerini bu yıl 4’üncü defa anacağız. Bu programdaki maksat bu manevi şahsiyetlerimizi bizden sonraki nesillere aktarılmaktır. Sadece vatandaşların türbelere gelip, türbelerde dua edip gitmemesi için, üniversiteden farklı hocalarımızı getirip onların hayatlarını, anlatıyorlar. Kitaplarını burada dağıtıyoruz. Gün boyunca yemek ve lokma dağıtımımız gerçekleşecek” dedi.

  • İnşaat kazısında mezar odası bulundu

    İnşaat kazısında mezar odası bulundu

    Samsun’un İlkadım ilçesi Karasamsun Mahallesi’nde Hikmet Soylu’ya ait araziye müteahhit tarafından bina yapımı için çalışma başlatıldı. Bölge 3. derece SİT alanı olduğu için Samsun Müze Müdürlüğü görevlileri gözetiminde cuma günü yapılan binanın temel çalışması sırasında Helenistik döneme ait olduğu tahmin edilen 2 ayrı mezar odası ortaya çıktı. Hafta sonu tatil, dün de havanın yağışlı olmasından dolayı müze görevlileri gözetiminde mezarlarda bugün çalışma başlatıldı.

    Mezarların içinin taş dolu olduğu ve taşları boşaltmak için çalışma yapıldığı öğrenildi.

  • 30 yıldır aynı yerde, görenleri şaşırtıyor

    30 yıldır aynı yerde, görenleri şaşırtıyor

    Tarihi Niksar Ulu Camii’ni yaptıran Çepnizâde Hasan Bey’in mezarı, cami yakınlarına defnedildi. Yaklaşık 30 yıl önce belediye başkanlığı tarafından yolda genişletme çalışması yaptırıldı. Yapılan genişletme çalışmalarında mezar, korumak maksadıyla kavşak içerisinde bırakıldı. Niksar-Ünye Karayolu üzerinde kalan mezarlık, dört yolun kesiştiği kavşak içerisine alınırken, mahalle sakinleri tarafından rivayetleriyle biliniyor. Mahalle sakinleri arasında kepçenin mezarı kaldıramadığı rivayeti dilden dile dolaşırken, 4 yolun birbirine bağlandığı noktada bulunan mezar görenleri şaşırtıyor.

    “Yolun açılmasıyla birlikte kabir yolun ortasında kaldı”

    Mezarın yaklaşık olarak 30 yıldır aynı noktada olduğunu belirten mahalle sakinlerinden Metin Ovaçın, “Burada yatan kişi Çepnizâde Hasan Efendi’dir. Bildiğimiz kadarıyla şu an bulunan kabir, sembolik bir kabirdir. Asıl kabri, bu sembolik mezarın altında bulunuyor. Daha öncelerden yol çalışmalarında mezara yaklaşılmaya çalışılsa da iş makinelerinde bir şekilde aksaklık oldu. Mübarek kişinin olduğu yere giriş yapılamadı. Bu kabrin arkada tarafında bir ev daha vardı. Kamulaştırma çalışmaları neticesinde evin olduğu yerden bir yol açıldı. Yolun açılmasıyla birlikte kabir yolun ortasında kaldı ve burada bir kavşak meydana geldi. Burada çok fazla çalışma yapılamadı. Gelen makineler hep bir arıza çıkardı. Burada bulunan kabir sembolik bir kabir aslında, orada bulunan kişi sembolik mezarın yanında bulunan kapaktan indiğimizde alt tarafta yatıyor” dedi.

  • Bu mezarın uzunluğu 8 buçuk metre

    Bu mezarın uzunluğu 8 buçuk metre

    Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Dikili köyünde bulunan ve Şeyh Ziya Baba isimli bir zata ait olduğu düşünülen mezar uzunluğuyla dikkat çekiyor. Köye ilk defa gelip mezarı görenler merak edip mezarın uzunluğunu ölçüyor.

    Köy sakinlerinin anlattığı rivayetlere göre ise Şeyh Ziya Baba’nın Kıbrıs harbinde mezarından kalkarak savaşa gittiği ve zaman zaman namaz kılmak için çeşmeye gidip abdest alarak mezarının yanında namaz kıldığı anlatılıyor

    Köy sakinlerinden Hakkı Koç, köydeki büyüklerinden zatın mezarından kalkıp çeşmeye abdest almaya gittiğini anlattıklarını söyleyerek, “Benim çok yaşlı bir ebem vardı. Bana bu zatın mezarından kalkıp Kıbrıs harbine gittiğini anlattı. Şeyh Ziya Baba 7 kardeşmiş ve mezarları da birbirini görecek şekilde farklı noktalara yapılmış. Kayınbabam derdi ki ‘Çeşmeden ibrik ile suyu doldururdum sabah kalktığımda ise ibrikte su yok’ derdi. Çeşmenin orada abdest aldığını ve burada namaz kıldığını görenler de var. Bu mezar 8.5 metre gelenler de soruyor neden böyle diye fakat bilemiyoruz.” dedi.

    Köy muhtarı Veysel Koç da mezarı görenlerin dikkatini çektiğini belirterek, “Bizim bu mezara aklımız yetmiyor. Biz doğduk doğalı bu mezar burada var. Şeyh Ziya Dede diye bir zat yatıyor. Uzunluğu 8 buçuk eni ise 2 buçuk metre, gelip gidenlerin dikkatini çekiyor. Neden böyle olduğunu soruyorlar ama bizim de bir bilgimiz yok.” diye konuştu.

  • Mezarlarına rüzgar gülü bıraktılar

    Mezarlarına rüzgar gülü bıraktılar

    Adana’da faaliyet gösteren bir derneğin üyeleri, Hatay’da depremde hayatını kaybeden çocukların mezarına süper kahraman kostümleri giyerek rüzgar gülü bıraktı.
    Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerden en çok etkilenen illerinden biri de Hatay oldu. Hatay’da deprem nedeniyle binlerce çocuk hayatını kaybederken Adana’da faaliyet gösteren Ogün Abi Çocuk Derneği üyeleri de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları için kente gitti. Süper kahraman kostümleri giyen dernek üyeleri Arsuz ilçesinde çocuklarla kutlamalara katıldı. Ardından depremde hayatını kaybeden çocukların mezarlarına giden dernek üyeleri dua edip rüzgar gülü bıraktı.


    Dernek Başkanı Ogün Sever Okur, “Ben hayatımı adeta çocuklara adadım. Depremde ölen çocuklara çok üzüldüm. İlk deprem olduğundan bu yana bizler sahadayız. Çocuklarla sürekli etkinlikler yapıp onların moral ve motivasyonunu sürekli yüksek tutmaya çalışıyoruz. Ölen çocuklarımızı da unutmadık ve onların kabirlerine rüzgar gülü bıraktık. Her zaman onların yanındayız” diye konuştu.

  • Kilise okulunun bahçesinde mezar bulundu

    Kilise okulunun bahçesinde mezar bulundu

    Kanada’da “First Nation” olarak bilinen yerli grup, Vancouver Adası’nda bulunan eski Alberni Indian Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde yürütülen çalışmaların ilk sonuçlarına dair açıklama yaptı. Açıklamada, yatılı kilise okulunun bahçelinde 17 isimsiz mezar bulunduğu ifade edildi. Alanın şimdiye kadar sadece yüzde 10’unun yer altı radarı ve diğer araçlar kullanılarak tarandığı, mezarların kayıtsız olduğu belirtildi. Ayrıca okulda daha önce 67 öğrencinin hayatını kaybettiğine dair kanıtlar bulunduğu kaydedildi.

    First Nation yetkilisi Ken Watts, araştırmaların devam etmesine rağmen okulda ölen çocukların sayısının bilinmemesinin mümkün olmadığını ifade etti. Watts, “Eve dönemeyen çocukların tam sayısını asla bilemeyeceğiz. Bununla birlikte toplum olarak gerçekleri ortaya çıkarma konusunda kararlıyız. Dünyaya bunların sadece çocuklar olduğunu hatırlatmamız gerekiyor” diye konuştu.

    Okul 1973’te kapatılmıştı

    1900 yılında açılan Alberni Indian Yatılı Kilise Okulu, başlangıçta Presbiteryen Kilisesi tarafından yönetiliyordu. 1925’ten 1969’a kadar da Kanada Birleşik Kilisesi’nin himayesinde olan okulda yaklaşık 100 topluluktan çocuklar yer aldı. 1969’da federal hükümet tarafından devralınan okul, First Nations yetkililerinin baskısıyla 1973’te kapatıldı.

    Kanada’nın karanlık geçmişi

    Kanada’nın Britanya Columbia eyaletinde Mayıs 2021’de ise 1978 yılında kapatılan Kamloops Kızılderili (Yerli) Yatılı Okulu’nda yer radarı yöntemiyle yürütülen çalışmalarda 215 çocuğun kalıntılarına rastlanmıştı. Kanada Yerli Halklarla İlişkiler Bakanı Carolyn Bennett yatılı okulların “utanç verici” bir sömürge politikasının parçası olduğunu belirtmişti. 24 Haziran 2021’de ise Sakatchewan eyaletindeki Marieval Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde resmi kayıtlarda olmayan 751 çocuğun kalıntılarının yer aldığı mezarlar bulunmuştu. Yine 30 Haziran 2021’de British Columbia eyaletinde yer alan St. Eugene Misyon Okulu yakınında 182 isimsiz mezar tespit edilmişti. 13 Temmuz 2021’de ise Güney Körfez Adaları arasında yer alan ve eskiden “Kuper” olarak bilinen Penelakut Adasındaki Penelakut Yerli Kabilesi, Kuper Adası Yatılı Okulu’na ev sahipliği yapan bölgede 160’tan fazla “belgesiz ve işaretsiz” mezar bulunduğunu duyurmuştu. Ülkede devam eden çalışmalarda 2022’de de farklı noktalarda bulunan eski yatılı okulların yer aldığı arazilerde onlarca isimsiz mezara rastlanmıştı.

    Kanada hükümeti, söz konusu sistem için yerli halktan özür dilemişti

    Kanada’da yatılı okullar, 19. ve 20. yüzyıllarda yerli gençleri asimile etmek amacıyla hükümet ve dini yetkililer tarafından işletilen zorunlu okullardı. Kamloops’taki Kamloops Kızılderili (Yerli) Yatılı Okulu ülkedeki yerli yatılı okulu sisteminin en büyüğü olarak biliniyordu. Okul, 1890’da Roma Katolik idaresi yönetiminde açılmıştı.

    Ülkedeki çalışmalara göre 1863’ten 1998’e kadar 150 binden fazla yerli çocuk ailelerinden alınarak bu okullara yerleştirildi. Çocukların genellikle kendi dillerini konuşmalarına ya da kültürlerini yaşamalarına izin verilmediği belirtilirken, birçoğunun kötü muamele ve istismara maruz kaldığı tespit edilmişti. 2008 yılında söz konusu uygulamaların yol açtığı etkileri belgelemek için kurulan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu, yürüttüğü çalışmalar sonucu çok sayıda yerli çocuğun “asla kendi topluluklarına geri dönmediğini” ortaya koydu. 2015’te yayınlanan dönüm noktası niteliğindeki raporda, okullardaki sistemin “kültürel soykırım” anlamına geldiğini ifade edilmişti. 2008 yılında ise Kanada hükümeti söz konusu sistem için yerli halktan resmi olarak özür dilemişti.

  • Mezarlar hasar gördü, bazıları yola uçtu

    Mezarlar hasar gördü, bazıları yola uçtu

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen 2 depremin ardından Hatay’da yüzlerce bina yıkılırken binlerce binada ise hasar oluştu. Depremin yıkıcı etkisi sadece binalara olmazken Antakya Asri Mezarlığında bazı mezarlarda hasar oluşurken bazılarının da yola uçtuğu görüldü.

    Yakınlarının mezarına ziyarete gelen bazı vatandaşlar depremden sonra yola gelen kabri görünce gözlerine inanamıyor.

    Açılan mezarlar ise iş makinalarının yardımıyla kapatılıyor.

  • Yarım kalan hikayeler mezarlara yansıdı

    Yarım kalan hikayeler mezarlara yansıdı

    Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 şiddetindeki ve Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 şiddetindeki depremlerde Gaziantep’in İslahiye ilçesinde vefat edenlerden yaklaşık 300’ü İslahiye Asri mezarlıkta oluşturulan mezarlıklara defnedildi.

    Büyük acının yaşandığı depremlerde vefat edenlerin yarım kalan hikayeleri mezarlıklara da yansıdı.

    Aynı soy isimden yan yana 6-7 kişinin yattığı mezarlar ilçedeki yıkımda enkaz altında yok olan ailelerin tanığı oldu. İsimleri Arapça harflerle yazılmış Suriyelilerin de yan yana defnedildiği mezarlara yarım kalan hikayeler de yansıdı.

    Kimi mezarların üzerine battaniye örtülürken, kim mezar taşlarına ise depremzedelerin enkaz altından kurtarılan bere, eşarp, atkı tişört gibi kişisel eşyaları da mezar taşına giydirildi.

    Depremde ölen gelinlik çağındaki kızların mezar taşlarına beyaz duvaklar bağlanırken, okulları yarım kalan öğrencilerin mezarlarında ise bırakılan kalemler yer aldı.

    Depremden sağ kurtarılan bir çocuğun ise Emir adındaki bir arkadaşının mezar taşına bıraktığı baş sağlığı notu ise görenleri duygulandırdı.

    Mezarlardan bazılarında ise dikili zeytin fidanları dikkat çekti.

  • “Aslında mezarların üzerinde geziyormuşuz”

    “Aslında mezarların üzerinde geziyormuşuz”

    Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nin gün yüzüne çıkması için yapılan çalışmalar çerçevesinde Sarıca Sungur Mescidi ve Mehmet Efendi Türbesi’nin onarımı devam ediyor. Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi projesinin yüzde 70’i nisan ayı sonunda tamamlanacak.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde çalışmaları İhlas Haber Ajansı Bursa Bölge Müdürü İhsan Altıkardeş ile yerinde inceledi.
    Bünyesinde 14 han, 1 bedesten, 13 açık çarşı, 7 üstü örtülü çarşı, 11 kapalı çarşı, 4 pazar alanı, 21 cami,177 sivil mimarlık örneği yapı, 1 okul ve 3 türbenin bulunduğu alana 350 araçlık yer altı otoparkı da inşa ediliyor. Otopark projesi hariç diğer çalışmalar nisan ayı sonunda bitmesi planlanıyor. Ayrıca çalışmalar çerçevesinde gün yüzüne çıkartılan Sarıca Sungur Mescidi ve Mehmet Efendi Türbesi’nin onarımı da hızla devam ediyor.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özel teşekkür

    Başkan Alinur Aktaş, şehir için yapılan her projenin kıymetli olduğunu fakat Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nin yerinin ayrı olduğunu belirtti. Aktaş, “Taraflı tarafsız herkesin gıpta ettiği, çalışmaları büyük bir hayranlıkla izlediği ve neticelendirilmesini beklediği çok önemli bir projenin alanındayız. Tarihî Çarşı ve Hanların yer aldığı bu bölge bünyesinde 14 han, 1 bedesten, 13 açık çarşı, 7 üstü örtülü çarşı, 11 kapalı çarşı, 4 pazar alanı, 21 cami,177 sivil mimarlık örneği yapı, 1 okul ve 3 türbenin bulunduğu, tam anlamıyla bir açık hava müzesidir. Yani Osmanlı’nın dibacesi Bursa’mız, ülkemiz ve dünya mirası açısından tarihî çarşı ve hanlar bölgesi çok önemlidir. Sultan külliyeleri ve Cumalıkızık ile birlikte Bursa’nın UNESCO Dünya Miras listesinde yer almasını sağlayan bu alan, korunması ve gelecek nesillere hakkıyla taşınması gereken bir mirastır. Tabii, bu bölgenin etrafındaki yapıların yıkılması ve tarihin gün yüzüne çıkarılması fikri uzun yıllardır gündemde olan bir projeydi ancak zor bir süreçti. Biz konuyu; çok değerli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum’a arz ettik. Kendileri de bu projemize sahip çıktılar ve destek oldular. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da ilk günden itibaren himayelerini ve desteklerini eksik etmediler. Kamulaştırma maliyetleri ciddiydi ve yıkımı bile başlı başına bir iş. Cumhurbaşkanımıza da özellikle Bursalılar adına şükranlarımı arz ediyorum” dedi

    “38 bina ve 15 işyerinin yıkımını gerçekleştirdik”

    Projenin amacından da kısaca söz eden Başkan Aktaş, “Tarihî yapıların ortaya çıkmasını, bölgedeki esnafın daha görünür olmasını, hem Bursalıların hem de Bursa’ya gelenlerin daha ferah bir alanda dolaşmalarını,gezmelerini ve alışveriş yapmalarını sağlamaktır. Toplam 38 bina ve 15 işyerinin yıkımını gerçekleştirdik. Bursalıların yıllardır hayalini kurduğu Tarihî Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nin önünün açılması bu binaların yıkılmasıyla gerçekleşmiş oldu. Uygulama projesiyle 9 bin metrekaresi yeşil alan ve peyzaj düzenlemelerinden oluşan, 19 bin metrekare alan tarihî bölgeye kazandırılıyor” şeklinde konuştu.

    “350 araçlık yer altı otoparkı titizlikle inşa ediliyor”

    Çalışmaları kısaca özetleyen Aktaş, “Tarihi ayağa kaldırıyoruz. Büyükşehir olarak 600 şantiyemiz var. Ancak en önemli ve bize heyecan veren çalışma burada yürütülüyor. 40 yıldır hayal edilen projeyi ayağa kaldırıyoruz. İlk etabını nisan ayında tamamını yıl sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Otopark çarşı ve bölge için önemli. Tarihi yapıdan dolayı ince eleyip sık dokuyoruz. Kuyu temelli bir inşaat yürütüyoruz. 73 kuyudan 60 tanesi açıldı. 17 metre aşağıya inen perdeler var. Şubat ayı sonunda perdelerin tamamı bitecek. Kazıya gireceğiz. Otopark için 14 bin metrekare inşaat alanı olacak. Bakırcılar Çarşısı Meydanı ve İpek Han Meydanı’nın alt yapı ve zemin tesviye çalışmalarına başladık. Nisan ayı sonuna kadar bitirmeyi planlanıyoruz. Yıllardır yok kabul edilen veya bir şekilde ortaya çıkarılamayan etrafında kamulaştırılmadan dolayı kaynaklanan sıkıntılardan dolayı çok önemi bir zatın medfun olduğu türbesi ve camisi ile çok önemli bir alan daha var. Sarıca Sungur Camisi’nin ve Mehmet Efendi Türbesi’nin ilk kayıtları 1549 yılına dayanmaktadır. Bir kaynağa göre Sarıca Sungur Mescidi’ni Hoca Sungur yaptırmıştır. İlk yapıldığı zamanlar kubbeli ve minareli olduğu anlaşılan cami sonraki zamanlarda onarım görmüş, 1678 yılı kayıtlarında Şeyhülislam Esiri Mehmed Efendi tarafından vakfedildiği ve onarımı yapılarak kiremit çatılı ve minaresiz formuna ulaştığı anlaşılmaktadır. 1681’de vefat eden Mehmet Efendi caminin kuzeyinde yaptırılan türbede defnedilmiştir. Türbede Şeyhülislam Mehmed Efendi’den başka annesi Fatma hanım ve kardeşi Ali Efendi’nin mezarları bulunmaktadır. Türbenin ve caminin kuzeyinde hazire alanı da bulunmaktadır. 1958 yangınına kadar mescid fonksiyonunu sürdüren camı yangın sonrası dükkana dönüşmüş ve Esiri Mehmed Efendi Türbesi de Esir Dede Türbesi olarak isim değiştirmiştir” ifadelerini kullandı.

    “12 adet mezar ile hazire alanı bulduk”

    Başkan Aktaş sözlerini şöyle devam etti; “Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak Tarihî Çarşı ve Hanlar Bölgesi Çarşı Başı Şehir Tasarım projesi çerçevesinde Kızılay, Merkez Bankası ve İş-Kur binalarının ardından, Pirinç Han’ın arkasında bulunan Mehmet Efendi Türbesi etrafındaki 15 dükkânın da yıkımını tamamlamıştık. İşte bu yıkımların ardından yapılan temizleme çalışmalarında Sarıca Sungur Mescidi’nin beden duvarı ile kalıntılarına ulaştık. Türbe ile Pirinç Han arasında belediyemiz tarafından yapılan arkeolojik kazılar sonucunda 12 adet mezar ile hazire alanı bulduk. Meydan düzenlemesi çerçevesinde hazire alanı açığa çıkarılacak, ecdat yadigârı eserlerimize gözümüz gibi bakmayı şiar edindik. Sadece bizim için değil, insanlık tarihi için de çok kıymetli eserlerdir. Bundan dolayı da arkadaşlarımız çalışmalara başladı. Şu anda Sarıca Sungur Mescidi’nin dış duvar ve minare imalatı tamamlandı, çatı imalatı da devam ediyor. Nisan ayı sonuna kadar mescid ile birlikte tuvalet ve abdesthane yapılarını bitirmeyi planlanıyoruz. Sözün özü; hem yaparak hem de yıkarak Bursa’mızı güzelleştiriyoruz”

    “Nisan sonu itibariyle yüzde 70’lik kısmı bitecek”

    Nisan sonu itibariyle 350 araçlık yer altı otopark kısmı hariç, alanın yüzde 70’lik kısmının ince işçilikleri dahil tamamını bitirip, Bursa’ya kazandıracaklarını anlatan Aktaş, “Bunları yaparken bir taraftan da civardaki dükkanlarla alakalı dış cephe iyileştirmeleri alan düzenlemeleri yapacağız. Burada bir tarih ayağa kaldırılmaya çalışılıyor. Düz bir yapı harekete geçirilmiyor. Bir taraftan tarihi fonksiyonuna uygun olarak süreç araştırılıp planlama projelendirilme yapılıyor. Bir taraftan imalat uygulamaları ona göre hayata geçiriliyor” dedi.