Etiket: MHP Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu

  • Vahapoğlu takip etti, gazi maaşları eşitlendi

    Vahapoğlu takip etti, gazi maaşları eşitlendi

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), TBMM gündemine getirip ısrarla takipçisi olduğu gazilerin şeref aylıklarının eşitlenmesi ve asgari ücret seviyesine çıkarılması yönündeki çalışmadan sonuç aldı. Konuyla ilgili MHP Grubu adına TBMM Başkanlığı’na Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in cevaplaması istemiyle iki ayrı yazılı soru önergesi veren MHP Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu, muharip gazilerin, Meclis iradesi gereği katıldıkları tüm savaşlarda mazlum milletlerin yanında yer alan şanlı Türk askerinin hayattaki kahramanları olduğunu hatırlattı.
    Muharip gazilerin devlet tarafından şeref aylığı ile ödüllendirildiğini hatırlatan TBMM Milli Savunma Komisyonu ile Güvenlik ve İstihbarat

    Komisyonu Üyesi Bursa Milletvekili Vahapoğlu, şöyle devam etti:

    “Fakat aynı şart ve ortamda savaşa katılan gazilerimizin şeref aylığı Mart 2007’de 1005 Sayılı Kanun’da yapılan değişiklik ile yeniden düzenlendi. Bu düzenleme ile şeref aylığı tutarı sosyal güvencesi olanlar ve olmayanlar şeklinde belirlendi. Bu durum gazilerimizi rahatsız etti. Yapılan ödeme maddeten karşılığı olmayan ulvi bir görevin karşılığı olup farklı kategorilere dayandırılmasını anlamak mümkün değildi. Gazilerimizin bu ayrımcılığın sonlandırılması yönündeki taleplerini dikkate alarak harekete geçtik. Konunun hem TBMM’de hem de bakanlıkta ısrarla takipçisi olduk ve Sayın Bakanımız Vedat Bilgin’in duyarlı yaklaşımıyla sorunu çözdük.”

    “Gazilerimize ödenen aylıkları asgari ücret düzeyine çıkarıyoruz. Gazilerimiz arasındaki aylık farklılıklarını da ortadan kaldırıyoruz” şeklindeki açıklamasıyla müjdeyi veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e şahsı ve partisi adına teşekkür eden Vahapoğlu, “Kore ve Kıbrıs gazilerimize de diğer gazilerimize sağlanan araç alımlarındaki ÖTV muafiyeti gibi, Kore ve Kıbrıs gazilerimizin çocukları ya da torunlarından birinin kamuda istihdam edilmesiyle ilgili de çalışmalarımızı yürütüyoruz. İnşallah Cumhur ittifakı olarak bu iki başlıktaki gazi taleplerimizi de en kısa sürede sonuçlandıracağız” dedi.

  • “ABD’nin hedefi Türkiye’yi yormak”

    “ABD’nin hedefi Türkiye’yi yormak”

    Türkiye’ye yönelik aleni veya gizli husumet sadece ABD ve güdümündeki ülkelerle sınırlı olmadığını ifade eden Vahapoğlu, “Tüm bu gizli veya aleni husumeti frenleyen güç, TSK’nın caydırıcı, etkin ve saygın konumu ile milli birlik ve beraberliğimizin bozulmamış olmasıdır.

    PKK ve türevlerinin ABD, AB ve NATO üyesi ülkelerce desteklenmesi üzerine MHP Lideri Bahçeli, ‘Türkiye seçeneksiz değildir. Türkiye çaresiz değildir. NATO’yla var olmadık. NATO’suz da yok olmayız’ şeklindeki sözleri Türk milletinin tepki ve düşüncesinin siyasi yansımasıdır. Suriye, iç harbi ile zirve yapan bir ‘düzensiz göç’ ve Afganistan kaynaklı bir ‘yönlendirilmiş planlı göç’ ile karşı karşıyadır. Bu çerçevede TSK’nın sınır ötesi müdahaleleri Türkiye’nin öz savunmasının bir gereğidir. Doğu Bloğunun dağılmasının ardından ‘Neoconlar’ın güdümündeki ABD ve yedeklediği AB ve Japonya ile Anglosakson ülkelerin küresel bir hegemonya inşa etmek adına milli devletleri hedefine alıp, saldırıya geçti. Türkiye’de hedef ülkelerin başında geliyor. Kendilerinin kontrolünde olması kaydıyla küreselleşme teşvik edilmiş, milli ve üniter devletler öncelikli hedefler haline getirilmiş, dinler, mezhep ve meşrepler ile diğer alt kimlikler tahrik edilmiş ve vahşi-yıkıcı istilacılığın tüm oyunları sahnelenerek Asya, Afrika’nın Kuzeyi ve Güney Amerika yeniden dizayn edilmeye çalışılmıştır” dedi.

    Vahapoğlu, günümüzde yaşanan belirsizlikler ve risklerin temelinde tek kutupluluğu sürdürme çabasındaki ABD ve bunu kabul etmeyen Rusya ve Çin ile destekçisi ülkeler arasındaki çekişmenin yattığını belirtti. Bu süreçte ABD’nin yeni jeopolitik düzeni tek başına kuramayacağının farkında olduğunu ifade eden Vahapoğlu, “Bunun için AB ve Japonya ile Anglosakson ülkeler dışında kalan Türkiye gibi müttefiklerini yorarak kendisine sürekli tabi tutma çabasındadır” diye konuştu.

    ABD’nin PKK’ya verdiği destekle Suriye topraklarında oluşturulmaya çalışılan terör koridoru, BM sözleşmesinin verdiği yetkiye dayanılarak Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı sınır ötesi harekâtlar ile engellendiğini belirten Vahapoğlu, “Ayrıca yurt içine yönelik yapılan Pençe, Kıran, Kapan ve Yıldırım operasyonları ile de önemli miktarda teröristi etkisiz hale getiren temizlik harekâtları gerçekleştirilmiştir. PKK ve türevlerinin ABD ve AB ile Türkiye’ye aleni ya da gizli husumet duyan ülkelerce siyaseten desteklenmesi, eğitilmeleri, donatılmaları, ihtiyaç duydukları her türlü silah, mühimmat, araç gereç ve sahte belgenin temin edilerek verilmesi Türkiye’nin bekasına yönelik ciddi bir tehdittir. Türkiye çaresiz değildir. Eğer şartlar içinden çıkılmaz hale bürünürse NATO’dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır” dedi.

    Türkiye bugüne kadar olduğu şekliyle ne ABD, ne AB, ne Rusya, ne Çin’in jeopolitiğine boyun eğmeyeceğini belirten Vahapoğlu, “Türkiye’nin bugüne kadar yaptığı üzere kendi jeopolitiğini merkeze alarak karar geliştireceğini ve pozisyon-tavır alacaktır. Bunun için elindeki en önemli imkanlar, vatandaşın güven ve kararıyla oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Peygamber Ocağı gördüğümüz Türk Silahlı Kuvvetleri ve vatandaşımızın engin sağduyusu ve desteğidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin dünyanın en caydırıcı ordularından biri haline getirilmesi Türkiye’nin gerçeklerinin bir gereğidir” şeklinde konuştu.

  • “Bursa ‘Kalite Şehri’ unvanıyla anılmalı”

    “Bursa ‘Kalite Şehri’ unvanıyla anılmalı”

    Bir süredir Kalite Birliği’nin öncülüğündeki sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin ve kanaat önderlerinin başlattığı, “Bursa Kalite Şehri Unvanıyla Anılmalı” kampanyasına, MHP Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu’ndan güçlü bir destek geldi. TBMM Milli Savunma Komisyonu ile Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Üyesi Milletvekili Dr. Vahapoğlu, şehrin bu talebini Gazi Meclis’te dile getirdi. Genel kurul kürsüsünden gündem dışı bir konuşma yapan Milletvekili Vahapoğlu, sözlerine Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki terör eylemini, eylemin arkasındaki örgütü ve bu örgüte ovaya indirilmiş tüm uzantılarıyla her seviyede destek veren siyasi parti ve devletleri lanetleyerek başladı. Saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.

    Marka ve kalite şehri Bursa’mızın tarihi, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan önemli olduğuna dikkat çeken Vahapoğlu, şöyle devam etti:

    “Karacahisar-Yenişehir-İznik ve Bursa, Osmanlı Devleti’nin ilk başkentleridir ve tam 130 yıl başkentliğini yapmıştır. İstanbul’un ve Balkanların fethi Bursa’da planlanmıştır. Türk Milleti’nin ‘Manevi Başkenti’ olarak tanımlanan tek şehir Bursa’dır ve bu tanımlama Atatürk tarafından yapılmıştır. Çanakkale Savaşlarında 4 bin 737 şehidimiz ile en çok şehit veren ildir. 1502 yılında, II. Beyazıt döneminde Kanunname-i İhtisab-ı Bursa (TSE, bu standardı üç dilde yayınlamış, aslı Topkapı Revan Kütüphanesi’nde sergilenmektedir) ile dünyada ilk defa belediye hizmet standartları ve tüketiciyi koruma kanunu Bursa’mızda uygulanmıştır. Osmanlı Devleti’nin ilkleri ‘Kalite Şehri Bursa’mızdadır. Osmanlı’nın ilk kalıcı eserleri Bursa’da inşa edilmiştir. Osmanlı’nın ilk parası, Bursa Darphanelerinde basılmıştır. Osmanlı’nın ilk hastanesi 1394 yılında yapılan Yıldırım Darüşşifasıdır. Osmanlı’nın ilk atıcılık ve binicilik spor alanı Bursa’dadır. Karagöz oyunu Orhan Gazi Döneminde Bursa toprakları üzerinde doğmuştur. Osmanlı’nın ilk ve tek ipekçilik okulu Bursa’da açılmıştır. Osmanlı çinisi ilk defa İznik’te üretilmiştir.”
    “Osmanlı’nın ilk Bedesteni (kapalı çarşı) Yıldırım Beyazıt tarafından Bursa’da yaptırılmıştır. İlk yün, pamuk ve ipek dokumacılığı Üçkuzular Tekkesi’nde kurulan makineler ile yapılmıştır” diyen Vahapoğlu, şöyle devam etti;

    “Osmanlı’nın ilk medresesi Orhaniye Medreseleri 1331 yılında Orhangazi tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı’nın ilk kâğıt üretim tesisi, ilk ipek fabrikası, ilk krom madeni, marka şehir Bursa’mızda hayata geçirilmiştir. İlk Modern Tiyatro Ahmet Vefik Paşa tarafından Bursa’da açılmıştır. Mevlit Süleyman Çelebi tarafından Bursa’da yazılmıştır. Dünya’da müziğin eşlik etmediği nadir halk danslarından biri olan ‘Kılıç-Kalkan’ oyunu Bursa’mızın kültür değeridir. Dünya’nın ilk çarşılı köprüsü Irgandı köprüsüdür ve halen ayaktadır. Sadece Osmanlı Devleti döneminde değil Cumhuriyet döneminde de ‘Kalite Şehri Bursa’ olmaya devam etmiştir.”
    Bursa’nın cumhuriyet dönemindeki ilklerine de dikkati çeken Milletvekili Vahapoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti, Millî Mücadele’nin ilk diplomatik zaferini Mudanya ilçemizde taçlandırmıştır. Türkiye’deki ilk okul bağışı Bursa’da yapılmıştır. Türkiye’nin ilk kız meslek lisesi (Necatibey) Bursa’dadır. İlk Türk Operası Nesteren, Bursalı hemşerimiz besteci Mehmet Baha Pars tarafından bestelenmiştir. Türkiye’nin ilk kayak ve dağcılık kulübü Bursa Dağcılık Kulübüdür. Türkiye’nin ilk tekstil kongresi Bursa’da gerçekleştirilmiştir. İlk Sunğipek fabrikası, ilk çamaşır ve bulaşık makine fabrikası, ilk yerli tramvay ve bisiklet üretimi, ilk organize sanayi bölgesi, ilk hayvan hastanesi, ilk teleferik hattı, Türkiye’deki ilk uluslararası kayak yarışları, ilk festival ve milli fuar organizasyonu, ilk şehirlerarası yolculu otobüs seferi Bursa-Bilecik arasında yapılmıştır” dedi.

    “İlk kez Türk otomotiv endüstrisinde silindir bloklar, dingil ve diferansiyellerin üretimi Bursa’da yapıldı. Türkiye’nin ilk elektrikli otomobil fabrikası Gemlik’te açılmıştır” vurgusuyla MHP Bursa Milletvekili Dr. Vahapoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:

    “İlk Avrupa Şehri unvanı olan şehir Bursa’dır. 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti Unvanı da Bursa’mızdadır. İlk Sivil Cumhurbaşkanı Celal Bayar Bursalıdır. Dünya’daki ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen Bursalıdır. ‘Bursa’ demek ‘yenilik’ demektir, ‘teknoloji’ demektir, ‘inovasyon’ demektir, ‘kültür’ demektir. ‘Bursa’ demek hayattır, tabiattır. Bursa yeşildir, beyazdır. Bursa Ay Yıldızlı Al Bayrağın ta kendisidir. Türkiye’nin gurur kaynağı, sayısız ilklerin ve enlerin öncüsü Bursa’mızın, Marka Şehir Bursa, Kalite Şehri Bursa olarak anılması hakkın teslimi olacaktır. ‘Bursa büyürse Türkiye büyür, Bursa nefes alırsa Türkiye nefes alır.”

  • “Şehir hastanelerine misafirhane gerek!”

    “Şehir hastanelerine misafirhane gerek!”

    Sağlık Bakanlığı’nın son 5 yılda Türkiye’ye kazandırdığı ‘Şehir Hastanelerinin” ne kadar gerekli yatırım olduğu gerçeği özellikle salgın döneminde daha net anlaşıldı. Salgınla Avrupa’da sağlık sistemi çökmenin eşiğine gelirken, 4’ü İstanbul ve 2’si Ankara’da olmak üzere “Her Hastaya 1 Oda” anlayışıyla Türkiye genelinde açılan yaklaşık 30 bin yatak kapasiteli 20 şehir hastanesi, fiziki kapasite ve ileri teknolojisinin yanı sıra sağlık ihtiyaçlarını aynı kampüste karşılayan hizmet modelleriyle vatandaşa şifa dağıttı.

    İnşaatı devam eden 13 projenin tamamlanmasıyla birlikte Türkiye genelinde şehir hastanesi sayısı 33’e, yatak kapasitesi ise yaklaşık 45 bine ulaşacak. Lakin söz konusu yatırımların sadece bulundukları illere değil, çevre şehirlere hizmet veriyor olması, yine inşa edildikleri bölgelerin kent ve ilçe merkezlerine olan mesafesi, hasta ve hasta yakınları için konaklama sorununu gündeme getirdi. Bu yöndeki yoğun vatandaş şikâyet ve taleplerini dikkate alan MHP Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet

    Vahapoğlu, konuyu TBMM’ye taşıdı.

    Genel kurulda söz alan TBMM Milli Savunma Komisyonu ile Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Üyesi Milletvekili Vahapoğlu, şehir hastanelerinin her türlü sağlık ihtiyacının aynı kampüste karşılanabildiği, ileri teknoloji ve tıbbi imkanlara sahip kuruluşlar olduğunu hatırlattı. Söz konusu sağlık kuruluşlarının sadece bulundukları şehre değil komşu illere de hizmet verir hale geldiğini vurgulayan Milletvekili Vahapoğlu, şöyle devam etti:

    “Ben ve ailem de şehir hastanelerinden yararlanmaktayız. Tedavi görmek amacıyla başka illerden bu hastanelere gelen, tedavileri ve tahlil sonuçları ileri bir güne kalan, yatış verilme zorunluluğu bulunmayan hastaların bir kısmı hastane içerisindeki koltuklarda, araçlarda ya da hava şartlarına göre bahçe de konaklamaktadır. Şehir hastanelerinde aynı kampüs içinde hasta ve refakatçisinin yararlanacağı misafirhane açılması ve bu misafirhanelerde kamu misafirhanelerinde uygulanan en düşük ücretin alınması vatandaşımızın geçici barınma ihtiyacını karşılayacaktır. Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızı konuya el atmaya davet ediyorum.”

    Kayseri örneği

    Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın vatandaşın bu yöndeki taleplerini mutlaka dikkate alacağını belirten Milletvekili Vahapoğlu, konuya yerel yönetimlerle hayırseverleri de duyarlı olmaya çağırdı. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın hayırsever İştahlı Ailesi’nin katkısıyla projelendirdiği ‘Hasta Yakınları Misafirhanesi’nin örnek alınmasını isteyen Vahapoğlu, “Hem Kayseri Şehir Hastanemizin hem de Erciyes Üniversitemizin karşısında tamamlanma aşamasında olan tesis, yapanın da yaptıranın da hep hayırla anılmasına vesile olacaktır” dedi.

    Milletvekili Vahapoğlu, hasta ve hasta yakınları için konaklama ihtiyacının karşılanması gibi şehir hastanelerine yerelde ulaşımı daha kolay kılmak adına yürütülen çalışmaların da önemine işaret etti. Vahapoğlu, “Bu yönde Bursa’da Ulaştırma Bakanlığımızın desteğiyle yürütülen ve önümüzdeki yıl nisan ayında tamamlanacak metro hattı gibi, Sayın Alinur Aktaş’ın yönetimindeki Büyükşehir Belediyemizin üstlendiği ve tamamlanma aşamasına gelen bağlantı yolları çalışması önemli ve örnek alınması gereken yatırımlardır” diye konuştu.

  • Vekil Vahapoğlu’ndan karbon vergisi uyarısı

    Vekil Vahapoğlu’ndan karbon vergisi uyarısı

    Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, MHP Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu’nun “Nilüfer Çayı’nda had safhaya ulaşan kirlilikle” ilgili soru önergesini cevapladı. Bakan Murat Kurum, Milletvekili Vahapoğlu’nun “Nilüfer Çayı’nda yaşanan kirliliği önlemek için yapılan ya da planlanan çalışmalar, sanayi atıklarının takibi konusundaki periyodik ölçümler, denetim ve cezai müeyyideler ile Marmara Denizi’ndeki Müsilaj Temizliği Eylem Planı’na Bursa’nın dahil edilip edilmediğine” yönelik sorularını cevaplandırmaya, Haziran 2021’de yayınlanan ve deşarj standartlarına kısıtlama getiren yeni genelgeye değinerek başladı. Genelgeyle getirilen kısıtlamaların bakanlığınca takip edildiğini belirten Murat Kurum, şunları kaydetti:

    “Marmara Deniz Havzası Eylem Planı çerçevesinde Deşarj Standartlarında Kısıtlama Genelgesi’yle Boğazlar ve Susurluk Havzası dâhil Marmara Denizi Hidrolojik Havzası’nda ve bu havzada yer alan illerden İstanbul, Bursa ve Kocaeli illerinin tamamında, sanayi ve evsel atık su arıtma tesisleri için Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ve Kentsel Atık su Arıtımı Yönetmeliği ekinde yer alan ve kirliliğin göstergesi olan Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) parametresinde kentsel atık sularda yüzde 20 oranında, endüstriyel atık sularda ise her bir sektör için yeni bir deşarj standardı düzenlemesi yapılarak yaklaşık yüzde 50 ye kadar kısıtlamalar yapılmıştır. Genelge ile değiştirilen şartlara uyum için süreler belirlenerek iş termin planları alınmış olup, taahhüt edilen sürelere uyum durumu Bakanlığımızca takip edilmektedir.”

    11 milyon lirayı bulan ceza

    Marmara Bölgesi’ndeki kurulu kapasitesi 1.000 metreküp/gün ve üzerinde olan atık su arıtma tesislerinin 7/24 online takibinin yapıldığını, sıcaklık, pH, çözünmüş oksijen, elektriksel iletkenlik, debi, KOİ ve askıda katı madde parametrelerinin de bakanlık bünyesindeki Sürekli İzleme Merkezi’ne (SİM) online olarak aktarıldığını vurgulayan Bakan Kurum, ‘Sürekli Atık su İzleme Sistemleri Tebliği’ çerçevesinde kurulan elektronik sistemin uyarısına göre alınan numunelerin yetkili laboratuvarlarda analizinin yapıldığını bildirdi.

    Analiz sonuçlarına göre harekete geçildiğini belirten Murat Kurum, bakanlık merkez ve taşra teşkilatının Çevre Kanunu ve ilgili yönetmelikler doğrultusunda ani, birleşik ve şikâyet üzerine denetimler yaptığını da hatırlattı. Denetimler sonucunda çevre mevzuatına aykırı faaliyet gösteren işletmelere para cezası uygulandığını, insan sağlığı için tehlike oluşturan firmaların da kısmi veya tamamen faaliyetten menedildiğini bildirdi. Bakan Murat Kurum, Bursa’da son 3 yılda 5 bin 892 denetim gerçekleştirildiğini açıklayarak, “Bu denetimlerden 3 bin 076 adedi su kirliliğinin önlenmesine yönelik çevre denetimleri olup, 10 milyon 980 bin 487 TL idari para cezası uygulanmıştır. Nilüfer Çayı da söz konusu genelge ile belirlenen alanda yer almakta olup, aynı kısıtlamalar Nilüfer Çayı için de geçerlidir” dedi.

    “Hep birlikte takipçisi olacağız”

    Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a teşekkür eden TBMM Milli Savunma Komisyonu ile Güvenlik ve İstihbarat Komisyon Üyesi Bursa Milletvekili Dr. Vahapoğlu, geçen yıl yayımlanan Marmara Deniz Havzası Eylem Planı çerçevesinde Deşarj Standartlarında Kısıtlama Genelgesi’nin önemine işaret etti.

    Genelgenin Bursa’yı, dolayısıyla Uludağ’ın yamaçlarından doğup, ovayı geçerek Karacabey’de denizle buluşan Nilüfer Çayı gibi bütün su kaynaklarını kapsadığını hatırlatan Vahapoğlu, şunları söyledi:

    “Bakanımız Kurum’un işaret ettiği genelgenin ekinde yer alan alıcı ortam standartlarına, yani yeni kısıtlama oranlarına; Bursa’daki mevcut atık su arıtma tesislerinden kapasitesi yeterli olanların 3 ay, revizyon ihtiyacı olanların ise Haziran 2022’ye kadar uyum sağlaması gerekiyordu. Bununla birlikte yeni yapılacak ki eski tesislerden de yeniden yapılması gerekenler dahil olmak üzere tüm atık su arıtma tesislerinin bu standartlara göre tasarlanması ve genelgenin yayımlanma tarihi olan Haziran 2021’den itibaren 6 ay içerisinde proje onay işlemlerinin tamamlanması şartı vardı. Bu projelerin de 1 yıl içerisinde inşaat ihalesinin sonuçlandırılması ve en geç Haziran 2024’te tesislerin inşaatlarının tamamlanarak işletmeye alınması gerekiyor.”

    “Şimdi bize düşen bütün Bursa olarak takvimin sağlıklı işleyip işlemediğinin takibini yapmak” diyen Vahapoğlu, “Daha önce de benzer çağrıyı yapmıştım. Sanayicisinden ev hanımına, öğrencisinden işçisine bütün Bursa’yı konuya duyarlı olmaya çağırıyorum. Şehir olarak hayat kaynağımız olan Nilüfer Çayı’na sahip çıkmalıyız” dedi.

    Karbon vergisi uyarısı

    Bursa’nın böyle bir bilinç oluşturma yeteneğine en güzel örneğin Yeşil Çevre Arıtma Tesisi Kooperatifi olduğunu anımsatan Vahapoğlu, Avrupa Birliği’nin Aralık 2019’da açıkladığı ve sadece bir iklim politikası olarak değil; aynı zamanda ekonomik bir dönüşüm programı olarak kurguladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı’na da dikkat çekti.

    Vahapoğlu, “Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile tüm politikalarını yeşil dönüşüm temelinde şekillendirme kararı aldı. Dolayısıyla bu yönde hem ülkemizin hem de sanayi şehri Bursa’mızın bir ‘Yeşil Mutabakat Eylem Planı’na ihtiyacı var. Bu çalışmayı hem doğal mirasımızı hem de ticarette uluslararası rekabetçiliğimizi korumak adına yapmak mecburiyetindeyiz. Kaldı ki kirletici vasfı yüksek sanayi tesislerinden kaynaklanan hava, su ve toprak kirliliğine yönelik emisyonları ve atık oluşumunu önleyemezsek 2026’dan itibaren AB ile ticarette bazı ürünlerde ton başına karbon vergisi ödeyeceğiz” diye konuştu.

  • Vahapoğlu’ndan Cumhurbaşkanına teşekkür

    Vahapoğlu’ndan Cumhurbaşkanına teşekkür

    TİP 1 diyabet hastası çocukların ihtiyaç duyduğu sensörlü glikoz ölçüm cihazlarının SGK ödeme listesine alınması için ilgili bakanlıklar nezdinde konuyu sürekli gündeme taşıyan isimlerden MHP Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bu yöndeki müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a TBMM kürsüsünden teşekkür etti.

    Gündem dışı söz alan TBMM Milli Savunma Komisyonu ile Güvenlik ve İstihbarat Komisyon Üyesi Bursa Milletvekili Dr. Vahapoğlu, insülin hormon eksikliği nedeniyle sıklıkla çocukluk ve gençlik yaşlarında ortaya çıkan Tip 1 diyabetin tedavisinde değişmez kuralın insülin enjeksiyonu olduğunu hatırlattı.

    “Diyabetli çocuklarda en önemli sorun, çok hızlı bir şekilde kan şekerinin düşmesi ve yükselmesidir” diyen Milletvekili Vahapoğlu, “Bu risk nedeniyle aileler diyabetli çocuklarının başında nöbet tutarlar. Çocuklar her gün 8-15 kez parmağını delmek zorundadır. Geliştirilen glikoz sensörleri tüm bu sorunları ortadan kaldırarak daha konforlu hayat imkânı sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

    ‘’Maddi külfetti’’

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamayla TİP 1 diyabet hastası çocuklar için sensörlü glikoz ölçüm cihazlarının SGK Ödeme listesinde yer alacağının müjdesini verdiğini belirten Vahapoğlu, “Türkiye genelinde 11 bin 500 çocuğumuz artık her gün defalarca parmağı delinmekten kurtarılacak. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aileler ve çocuklarımız adına bu duyarlılığı için teşekkür ediyorum” dedi.

    Bu arada 20 gün önce Mustafakemalpaşa ilçesindeki parti çalışmaları sırasında oğlu Yağız gibi bütün çocuklara cihaz talebini dillendiren anne Gizem Altıntaş’ı telefonla arayarak müjdeli haberi veren MHP Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu, “Ekonomik durumu el vermeyen aileler bu sensörlere erişemiyordu. Devletimiz, sensörler aracılığıyla düzenli kan şekeri ölçümü yapan cihazları SGK geri ödeme listesine alarak ailelerimizin sırtından bu külfeti de almış oldu. Var olsun devletimiz” diye konuştu.