Etiket: MHP

  • MHP lideri Bahçeli Bursa’ya geliyor

    MHP lideri Bahçeli Bursa’ya geliyor

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Bursa programında detaylar netleşti. Bahçeli, 11 Eylül’de Gökdere’de Bursalılarla bir araya gelmeye hazırlanıyor.

    Geçtiğimiz günlerde netleşen Eylül ayı programı çerçevesinde MHP’nin “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı mitingleri başlıyor. MHP’den yapılan açıklamaya göre, sırasıyla Sivas, Bursa, Kayseri ve Erzurum’da mitingler düzenlenecek.

    Hedef 2023 projesi kapsamında 4 Eylül’de Sivas’da miting planlayan Bahçeli, 2018 yılından bu yana ilk defa 11 Eylül’de Bursa’da miting gerçekleştirecek.

    MHP Bursa İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “2023’e doğru aday belli, karar net!” Liderimiz, Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli Beyefendiyi Ulu Şehir Bursa’mızda ağırlayacağımız Bursa Mitingimize Tüm Halkımız davetlidir” ifadelerine yer verildi.

     

     

  • MHP lideri Bahçeli’den seçim açıklaması

    MHP lideri Bahçeli’den seçim açıklaması

    MHP lideri Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) toplantılarının ardında basın açıklaması gerçekleştirdi. Seçime kadar yapılacak çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulunan Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı adaylarının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu bir kez daha tekrarlayarak Erdoğan’ın seçilmesi için insanüstü bir çaba sarf edeceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu’na ve 6’lı masayı da hedef alan Bahçeli 6’lı masanın fiilen dağıldığını ifade etti.

    “Partimiz bütün imkan ve inancıyla 2023’e kilitlenmiştir”

    MHP’nin 2023 yılında gerçekleştirilecek seçimlere hazır olduğunu ifade eden Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yıl dönümüne hem fikren, hem zihnen, hem siyaseten, hem de moralman hazır bir kıvama çoktan gelmiştir. Partimiz bütün imkan ve inancıyla 2023’e kilitlenmiştir. Özellikle ifade etmek isterim ki, tedavüle sokulan algı operasyonları, linç kampanyaları, yalan rüzgarları, itibar suikastları, her gün bir yenisi servis edilen, adeta FETÖ taktiklerini aratmayan şaibe ve şüphe yüklü iddialar 2023 yılının umutlarını asla kıramayacaktır. Hiç kimse yürüyüşümüzü engelleyemeyecektir” diye konuştu.

    “TBMM çalışmalarına başlar başlamaz sosyal medya düzenlemesi kanunlaştırılmalıdır”

    Sosyal medya yasasının bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini söyleyen Bahçeli, “Son gelişmeler göstermiştir ki, sosyal medyanın mutlak surette denetim altına alınması şarttır. Bunun yanı sıra ahlaki ve hukuki açıdan sınırlandırılması hayat memat konusudur. Bu kapsamda 1 Ekim 2022 tarihinde, TBMM çalışmalarına başlar başlamaz hazırlığı büyük oranda tamamlanmış olan sosyal medya düzenlemesi kanunlaştırılarak gittikçe büyüyen, huzur ve güvenliğimizi artan şekilde yutan kara delik hukuki bir temele bağlanmalıdır. İnsanların özel hayatlarının siyaset malzemesi yapılması vahim bir ahlaksızlıktır. Siyaset yapıyor olmanın bir erdemi olmalıdır. Siyaset hizmet değil hizip ve hüsran üretirse bunun altından kalkılması çok zordur. Şayet bir suç varsa, üstelik suçlu tespit edilmişse bununla ilgili ne yapılacağı, hangi işlemlerin sırasıyla tatbik ve temin edileceği yürürlükteki mevzuat hükümlerince açıktır, bellidir. Yargısız infazların demokrasi ve hukuk ilkeleriyle bağdaşmadığı meydandadır. Sosyal medya ifşalarının peşine düşüp siyaset oluşturmaya, rant ve ikbal devşirmeye heveslenen muhalefet partilerinin acizliği, fırsatçılığı ve tükenmişliği artık örtülemeyecek kadar ileri noktadadır” ifadelerini kullandı.

    “CHP Genel Başkanı’nı da siyasi edep ve terbiye sınırlarına mutlaka dönmelidir”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya üzerinden provokasyon çağrısı yaptığını söyleyen Bahçeli, “Sosyal medya aracılığıyla provokasyon üstüne provokasyona meyledenler Türkiye’nin önüne taş koymaya muktedir olamayacaklardır. Buna en başta aziz milletimiz prim ve izin vermeyecektir. ‘Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız’ diyerek aklınca ön alan, cambaza baktırarak provokatörlüğün ana karargahını kuran CHP Genel Başkanı’nı da siyasi edep ve terbiye sınırlarına mutlaka dönmelidir. Dahası pervasızlığının ve pişkinliğinin siyaset mücadelesine bir şey kazandırmayacağını aklından bir an olsun çıkarmamalıdır” ifadelerine yer verdi.

    “Kılıçdaroğlu’na diyorum ki, sen affetsen ne yazar, affetmesen ne çıkar”

    Ankara’da yapılan bir eylemde bir polis memuru ile eylemci arasında gerçekleşen olaylara değinerek sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Kılıçdaroğlu’nu hedef alan MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’nun demokrasi anlayışı sakat, milliyetçilik iddiaları sahte, adalet ve siyaset zihniyeti batıktır. Sokak aralarında kanunsuz gösteri yapan görevli ve nöbetçi provokatörlere Türk polisinin hukuk çerçevesinde yaptığı müdahale anlaşılan Kılıçdaroğlu’nu çileden çıkarmıştır. Zira Kılıçdaroğlu askerimizin de, polisimizin de, milli güvenliğimizin de karşısındadır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir sokak eyleminde görevinin gereğini yapan cesur bir polisimiz hakkında Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla suç duyurusu yapılması namertliktir. CHP işte budur. Sözde ‘Öğretmene yapılan efeliği affetmeyeceğiz’ diyen Kılıçdaroğlu’na diyorum ki, sen affetsen ne yazar, affetmesen ne çıkar. Asıl Türk milleti seni affetmeyecek, bu yaptıklarını yanına bırakmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi kahraman güvenlik güçlerimizin sonuna kadar yanındadır” açıklamasında bulundu.

    “Zillet ittifakı fikri ve fiili olarak dağılmıştır”

    Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının belli olmadığını bir kez daha dile getiren Bahçeli, “Geçmişte denenmiş ve test edilmiş siyaset eskilerini tekraren gündeme getirip Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili tartışmaların istikametini değiştirmeye çalışmak zillet adına beyhude bir çırpınıştır. Bir isim üzerinde uzlaşmaktan aciz kalan, birbirine sürekli çalım atan, kulisleri kaynatan, dedikodu çarkını döndüren partilerin asıl üzerinde durmaları gereken husus aynı şeyleri söylemeleri değildir. Önemli olan söylediklerinin ne kadar arkasında durdukları, üstelik ne anladıkları meselesidir. Zillet ittifakı fikri ve fiili olarak dağılmıştır. Masa devrilmiş, altından CHP’nin kuklası olduğu aşikar olan ‘Emek ve Özgürlük’ isimli sol ve bölücü bir ittifakın ortaya çıktığı görülmüştür” ifadelerini kullandı.

    CHP’nin hiçbir milli meselede duyarlılık göstermediğini iddia eden Bahçeli, Yunanistan’ın S-300’lerle Türk jetlerini taciz etmesini, Mavi Vatan’da verilen beka mücadelesini CHP’nin gündemine almadığını söyledi.

    “NATO bu düşmanlıkla ilgili gereğini süratle yapmak zorundadır”

    Yunanistan’ın S-300 Hava Savunma Sistemi’nin Türkiye’ye ait F-16 savaş uçaklarına radar kilidi atmasına değinen Bahçeli, “Yunanistan elbette bardağı taşırmak için elinden gelen tacizleri sahnelemektedir. S-300 Hava Savunma Sistemi’nin F-16 savaş uçaklarımıza radar kilidi atması karşılıksız ve yaptırımsız bırakılmaması gereken bir haydutluk ve hayasızlık örneğidir. Söz konusu radar kilidinin NATO misyonu çerçevesinde görev icra eden savaş uçaklarımıza atılması da meselenin bir başka düşündürücü boyutudur. NATO bu düşmanlıkla ilgili gereğini süratle yapmak zorundadır. Radar kilidi atan Yunanistan, kural ve hukuk ihlali yaparak Türkiye’nin radarına girmiş, vuruş menzilinin içine yuvarlanmıştır. Tam da bu sırada, ABD Kongresi’nin Dış ilişkiler Komitesi Başkanı’nın Atina’da dile getirdiği, ‘Türkiye Doğu Akdeniz’de en büyük tehdittir’ sözü küstahlıktır, kifayetsizliktir, kepazeliktir. Asıl stratejik tehdit Yunanistan’ı askeri üs haline getirip Türkiye’ye silah doğrultmasını kışkırtan ve bunun için askeri yığınak yapan ABD’dedir. Hiç kuşku yok ki, Türkiye her türlü ihtimale bütün milli güç unsurlarıyla hazırdır. Milli bekamızı ve egemenlik haklarımızı zedeleyecek, tahrip edecek, zaafa uğratacak hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğimiz herkesçe çok iyi bilinmelidir” diye konuştu.

    “Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için insanüstü bir gayret sarf edilecektir”

    MHP’nin 2023 seçimlerine hazır olduğunu ve partinin seçim stratejisini duyuran Bahçeli şu ifadelere yer verdi:

    “Vatandaşlarımızla yüz yüze temas ve iletişim gönül seferberliği halinde yaygınlaşacak, ‘Adım Adım 2023’ çalışmalarımız il ve ilçelerimizin tamamında yapılmaya seçim gününe kadar devam edilecektir. ‘2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net’ temalı açık hava toplantılarımızın ilki Sivas ilimiz merkez olmak suretiyle Amasya, Tokat, Çorum ve Yozgat teşkilatlarımızın ve değerli vatandaşlarımızın iştirakiyle 4 Eylül 2022 Pazar günü gerçekleşecektir. Açık hava toplantılarımız tespit edilmiş illerimizde artan bir şevkle yapılacak, aynı zamanda ihtiyaç hasıl olursa salon toplantıları da planlanacaktır. Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için insanüstü bir gayret sarf edilecektir. 28’inci dönem TBMM’de milletvekili sayısını ve siyasal desteğini en çoklaştırmış Milliyetçi Hareket Partisi’nin varlığı da kesin hedefimizdir. Bunun yanında Cumhur İttifakı’nın TBMM’de anayasa değişikliğini sağlayacak nitelikli çoğunluğa ulaşması bir diğer tartışma götürmeyen hedefimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi tuzaklara düşmeden, tahriklere kapılmadan, saldırı ve sabotajlara teslim olmadan sabırlı, inançlı ve ilkeli şekilde kutlu mücadelesine devam edecektir. Hiç kimseyi ayırmadan, hiç kimseyi ötekileştirmeden, her insanımızı Cenab-ı Allah’ın kutsal bir emaneti sayarak çalışmalarımız kararlılıkla sürecektir. Milliyetçi Hareket Partisi gönüldedir, dildedir, duadadır, fikirdedir, aydınlık yarınların gözbebeğidir.”

    Açıklama sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Devlet Bahçeli, af yasasının çıkıp çıkmayacağı sorulmasının üzerine, “Bizim haberimiz yok. Bunu söyleyen gazetecilere sormak lazım” diye konuştu.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda “Gençler, size yeniden seslenmek istiyorum. Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız” ifadelerinin sorulması cevap veren Bahçeli, “CHP’nin kışkırtıcı üslubu her alanda devam ediyor. Şimdi aklınca sokağa çekmeye çalışıyor. Sokak tehlikelidir, karanlıktır, sokağa itilenler sokak tarafından yutulur. Bunu Kemal Kılıçdaroğlu’nun unutmaması lazım” dedi.
    CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun KHK’lılar hakkında yaptığı geri dönüş açıklamalarına değinen Bahçeli, “Kılıçdaroğlu gizli kalmış FETÖ’cülük oynamasın. O sevdadan vazgeçsin. KHK’nın dönüşü mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

  • Bahçeli, Alaattin Çakıcı’yla görüştü

    Bahçeli, Alaattin Çakıcı’yla görüştü

    MHP lideri Devlet Bahçeli ile Alaattin Çakıcı saat 14.00’te MHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Görüşmede af konusunun ele alındığı iddiaları üzerine Çakıcı sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yayınladı.

    “BU BENİM İŞİM DEĞİL”

    Açıklamada, “Uzun zamandır rahatsızlığımdan dolayı gelemediğim için bugün sayın genel başkanıma ziyarette bulundum. Halk TV bu ziyaretimi provoke ederek; ‘Çakıcı’nın Bahçeli’ye ziyaretinde genel af konusu masaya yatırıldı’ cümlesini dile getirerek haber yapmıştır. Bu haber ahlaki ve etik değildir. Politikayı politikacılar yapar. Bu benim işim değil. Sayın devlet başkanımızın, sayın genel başkanımın ve parlamentonun işidir. Muhalefetin basın organı olan Halk TV gelecekte bir af çıkacaksa onun önünü kapatmak için bu haberi yapmıştır.” ifadelerine yer verildi.

     

  • MHP lideri Devlet Bahçeli’den 30 Ağustos mesajı

    MHP lideri Devlet Bahçeli’den 30 Ağustos mesajı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “30 Ağustos Zafer Bayramı” dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

    30 Ağustos 1922’de Türkiye Cumhuriyeti’nin sönmeyecek meşalesi yakıldığını söyleyen Bahçeli, “Sabahtan akşama kadar düşman bütün unsurlarıyla yerle bir edilmiş, tahkimat kanalları kesilmiş, meydanda kesin bir üstünlük kurulmuştur. Yunan Başkomutanı Trikupis dahil işgalcilerin 300 subayı ve beş bin askeri esir alınmıştır. Gazi Mustafa Kemal Paşa işte bu savaşta çamur içinde gördüğü Yunan bayrağını yerden kaldırtmış, “bayrak her milletin istiklal alametidir, saygı lazımdır.” demek suretiyle aslında Türk düşmanlarına unutamayacakları ahlak ve asalet dersi vermiştir. 30 Ağustos 1922 tarihinde kuşatma yarılmış, felaket yılları büyük bir zaferle düğümlenmiştir” ifadelerini kullandı.

    “Yunanistan’ın Akdeniz ve Ege’de milletimizin sabrını zorlaması, havada ve karada tacizlerini sıklaştırması esasen yüz yıllık kuyruk acısının, yüz yıldır yaşadıkları kabusun asimetrik bir yansımasıdır” diyen Bahçeli şunları kaydetti:

    “Bunun yanında, Doğu Akdeniz’de görev uçuşu yapan Türk jetlerine Girit Adası’nda konuşlu S-300 Hava Savunma Sistemi aracılığıyla radar kilidi atılması düşmanca bir muamele, ileri düzeyde bir provokasyondur. Türkiye’nin S-400 Hava Savunma Sistemi’ne tepki gösterip yaptırım kararlarını uygulamaya geçen ABD’nin Yunanistan’ın S-300 Hava Savunma Sistemi’ne sessiz kalması tam ve tek anlamıyla çifte standarttır.

    Küresel güç iddiasında olanlara kurşun askerlik yapan bu ülke yönetiminin Mavi Vatan haritamızla ilgili beyhude sızlanmaları da korkakçadır, aynı zamanda çelişkide bocaladıklarından dolayı yanlışı savunacak kadar bilinç kaybına uğradıklarının açık kanıtıdır. Yunanistan hükümeti karakol devlet seviyesine indiklerini göremeyecek kadar basiretlerini kaybetmiştir. Bu çerçevede Türk ve İslam düşmanlığı Atina yönetiminin gözünü kör etmiş, terör örgütlerine verdikleri destekle de hem insanlık vicdanını hem de uluslararası hukuku hiçe saymışlardır.”

    CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın paylaştığı “Barışın İkinci Yüzyılı” afişlerine ilişkin açıklamalarda da bulunan Bahçeli, “30 Ağustos’un mirasını yağmalayan, İzmir’in kurtuluşunu tartışmaya açan işbirlikçilik, iradesizlik ve gayri milliktir. Söz konusu afişlerin öznesi barış değil zafer olmalıdır. Tarihe ve milli tecrübelere bakarak diyebiliriz ki, zafersiz bir barış teslimiyetçilik, barışsız bir zafer ise tedbirsizlik, temkinsizlik ve temelsizliktir. Düşmandan aman dileyen bir çürümüşün, zaferimizi barış diyerek gölgeleyen bir Megali İdea hayranının darbeci ve zalim babası gibi zillette olduğu ayan beyan ortadadır. Güzel İzmir’imiz 9 Eylül 1922’de kurtulmuştur, fakat yüz yıl sonra fiili esaret altında, zincirlenmiş halde bulunmasından mütevellit perişan vaziyettedir” açıklamasında bulundu.

    Bahçeli, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak, “Milli Mücadele’nin lideri, 30 Ağustos 1922’nin Başkomutanı, ilk Cumhurbaşkanımız ve Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ülkü ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi rahmetle, şükranla ve saygıyla anıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Bahçeli’den Malazgirt Zaferi mesajı

    Bahçeli’den Malazgirt Zaferi mesajı

    Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Malazgirt Zaferi’nin 951’inci yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.

    “Ağustos ayı Türk milletinin zafer dualarının kabul olduğu aydır”

    Malazgirt Zaferi’nin Anadolu’yu vatan yapan bir zafer olduğuna dikkati çeken Bahçeli, ağustos ayının Türk milletinin zafer dualarının kabul olduğu bir ay olduğunu belirterek, “Türk tarihi, birbiriyle eklemlenmiş kutlu zaferlerin ihtişamıyla süslenmiş, muazzam ve muzaffer bir millet ruhunun itibarıyla güçlenmiş ve yükselmiştir. Başka bir ifadeyle, mazi kayıtlarımıza geçen her zafer istiklal haysiyetimizin zırhı, istikbal hedeflerimizin ziyneti olmuştur. Ağustos ayı Türk milletinin zafer dualarının kabul olduğu, meydanlarda kabaran iman ve iradesinin zulüm ve zilleti yendiği bir aydır. Malazgirt’ten Otlukbeli’ne, Mercidabık’tan Mohaç’a, Büyük Taarruz’dan Dumlupınar’a kadar Türk milleti muhteşem atılımların, muazzez zaferlerin övüncüyle yoğrulmuştur. Bunlardan her birisi tarihe mühür vurmuş, hepsi de birbirini tamamlamıştır. Bilhassa 951 yıl önce fazilet ve fedakarlığın refakatiyle kazanılan Malazgirt Zaferi Anadolu’yu vatan yapan, zalimlerin hesabını bozan diriliş ve doğruluş şahikasıdır. Malazgirt Ovası’nda yalnızca iki ayrı ordu, yalnızca iki ayrı devlet karşılıklı olarak mevzilenmemiş; bunlardan çok daha önemlisi hak ile batıl, iman ile ihanet karşı karşıya gelmiştir” dedi.

    “Vatan 951 yıldır namusumuza ve mukaddesat onurumuza emanettir, dahası asla terk edilmeyecektir”

    Bahçeli, mesajına şöyle devam etti:

    “Nitekim Malazgirt Meydan Savaşı analitik bir akılla ve derinlemesine bir bakışla incelendiğinde; siyasi, askeri, kültürel, toplumsal ve dini boyutları açısından tamamen birbiriyle ters düşmüş iki medeniyetin nasıl bir mücadele halinde olduğu, nasıl bir cepheleşme içinde yer aldığı bariz şekilde görülebilecektir. Malazgirt Zaferi haklı davalarına inanmış tertemiz yüreklerin, şehadeti peşinen kabullenmiş yüce gönüllerin, mazluma dost zalime düşman kesilmiş kahraman neferlerin unutulmayacak, unutturulmayacak destanıdır. Büyük Hakanımız Sultan Alparslan’ın ‘Ben kendimi Allah’a adadım, benim için şehitlik de, muzaffer olmak da bahtiyarlıktır’ sözü esasen paslı kilitleri söküp atan, köhne engelleri yıkıp aşan inanmışlığın tezahür ve temin kuvvetidir. Bizans’ın asker sayısı ve silah teknolojisi konusundaki üstünlüğü kutlu ecdadımızın aklı, ahlakı, azmi ve anıtlaşmış cesareti karşısında elbette tutunamamış, nihayetinde bozgun kaçınılmaz hale gelmiştir. 26 Ağustos 1071’de Anadolu coğrafyası asıl ve ebedi sahiplerine kucağını açmış, işgal ve ilkellik son bulmuştur. Hala kıyıda köşede karanlık senaryolarla meşgul olan Bizans’ın varisleri ne yaparsa yapsın, vatan tektir, adı Türk’tür, 951 yıldır namusumuza ve mukaddesat onurumuza emanettir, dahası asla terk edilmeyecektir.”

    “Kötü ve kötürüm niyet sahipleri ayaklarını denk almalıdır”

    Malazgirt Zaferi’nden 851 yıl sonra düşmanı vatan topraklarından sürüp çıkaran taarruz şuurunun hala milletin vicdanında kor gibi durduğunu vurgulayan MHP lideri Bahçeli, “Hiçbir makus oyun, hiçbir menfur tuzak Malazgirt’in şanına leke düşüremeyecektir. Zaferlerimiz geride kalmış, tarihin bir anında donmuş ve durmuş değildir. Sultan Alparslan’ın ve kahraman ecdadımızın Anadolu topraklarına diktiği var oluş ve bağımsızlık fideleri çınarlaşmış, milletimizin ve mazlum toplumların tamamını gölgesine almıştır. Bizans’ın ve kirli emellerinin dirilmesi için faal halde olanlara hatırlatırım ki, Malazgirt Zaferi’nden 851 yıl sonra düşmanı önüne kattığı gibi vatan topraklarından sürüp çıkaran taarruz şuuru hala milletimizin vicdanında kor gibi durmaktadır. Bu nedenle kötü ve kötürüm niyet sahipleri ayaklarını denk almalıdır. 951 yıl önce üzerinde yaşadığımız topraklara kardeşliğin ve kader ortaklığının tohumları saçılmış, asırlar içinde de kökleşmiştir. Çok şükür kökümüz sağlam, önümüz aydınlıktır. Malazgirt Zaferi’nden Büyük Taarruz’a kadar geçen asırlar içinde adımız, anımız ve acımız bir olmuş, birlikte gülüp birlikte ağlamanın asalet ve hissiyatı büyük Türk milletiyle vücut bulmuştur. Bilinmelidir ki, vatanın bedeli şehadet ve gazilikle ödenmiştir” ifadelerini kullandı.

    “Vatanımız sonsuza kadar var olsun”

    Bahçeli, mesajında şunları kaydetti:

    “Bu duygu ve düşüncelerle Türk tarihinin her bir döneminde, milli bekanın muhafazası için emsalsiz sorumluluklar üstlenmiş, en çetin imtihanları sabır ve vatanperverlikle geçmiş kahramanlık nişanesi aziz ecdadımızı hürmet ve rahmetle yad ediyorum. Malazgirt Zaferi’nin 951’inci yıl dönümünde Büyük Hakanımız Sultan Alparslan’a, kahraman neferlerimize, Büyük Taarruz’un 100’üncü yıl dönümünde de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, ülkü arkadaşlarına ve muhterem şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum. Zafer günümüz mübarek olsun. Vatanımız sonsuza kadar var olsun.”

  • Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na sert eleştiri

    Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na sert eleştiri

    Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “FETÖ’nün Siyasallaşma Sinsiliğine Hizmet Edenlerle” başlıklı yaptığı yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi.

    “Zillet ittifakı bünyesinde tecessüm ve temerküz eden, adeta iftira ve ihanet cephesine dönüşen irili ufaklı partilerin Türkiye aleyhine estirdikleri yalan rüzgarı kendilerini zora sokacak bir fırtına halini almıştır.

    Türk siyaset hayatının bu tip ve böylesi bir yozlaşma akımına kapılan partileri daha fazla taşıma imkanı, daha fazla hazmetme ihtimali eşyanın tabiatına aykırı olduğu gibi; akıl, ahlak ve milli irade ölçülerine de bütünüyle terstir.

    Türkiye’yle hesaplaşmak için sıraya girmiş iç ve dış mihrakların hem ümit kapısı olan hem de bunlarla derin bir ünsiyet bağı oluşturan zillet partilerinin demokrasi güvenliğimizi her mevziden tehdit ettiği kristalize bir gerçektir.

    CHP Genel Başkanı’nın aleni bir şekilde devlete saldırması, çürüdüğünü pervasızca iddia etmesi, bununla da yetinmeyip Erzurum ziyaretinden hemen sonra koşa koşa Şırnak Uludere’yi ziyaret edip kabuk bağlamış yaraları açmaya çalışması su katılmamış bir provokatörlüktür.

    Üstelik Türkiye Cumhuriyeti’nde “Roboski” diye bir yerleşim yeri olmamasına rağmen, bölücü terör örgütünün bu kirli üslubunu seslendiren Kılıçdaroğlu bir kez daha yaş tahtaya basmıştır.

    Şırnak’ın Uludere ilçesinin Ortasu Köyü’nde 28 Aralık 2011 tarihinde yaşanan müessif hadisenin üzerinden geçen 11 yıl sonra helalleşme maskesi altında bölücü tezlere destek vermek, terör örgütünün değirmenine su taşımak aymazlık ve tabansızlıktır.

    Kılıçdaroğlu özellikle şunu bilmelidir ki, Türkiye’de “Roboski” diye bir yer yoktur, olmamıştır, olmayacaktır.

    Roboski tanımlaması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kast etmek, taş koymak, pusu kurmak, ateş açmak, bölücülüğe hizmet etmektir.

    Kılıçdaroğlu Kürt kökenli kardeşlerimi istismar çemberine alarak hissiyatlarını kanatmayı siyaset zannedecek kadar art niyetli, heveslerini kaşımayı helalleşme adıyla tevil edecek kadar da izansız ve kalpsizdir.

    Uludere’den Roboski, Türkiye’den de Kürdistan çıkarmayı düşleyen kim olursa olsun akıbeti felakettir, bu çerçevede yanlış hesap yüklü bir maliyetle Türk milletinin kutlu iradesine çarpıp bölücü ittifakın tepesine binecektir.

    Türkiye’nin her başarısı, her milli kazancı, yüreklerimizi sevince boğan her atılımı CHP başta olmak üzere, zillet ittifakının diğer ortaklarında derin ve tedavisi imkansız hayal kırıklıklarına neden olmaktadır.

    Çünkü söz konusu ittifak partileri kimliğini kaybetmenin yanında ülkemizin gerçeklerinden tamamıyla kopmuşlardır.

    Son tahlilde zillet ittifakı Türkiye’nin yabanı ve yabancısı bir çıkar ortaklığı hüviyetine bürünmüştür.

    Bu ittifakın kendine bile devası olmayan marjinal bir partisinin sözde Kürt sorununu gündeme getirip Cumhur İttifakı’na akıl danelik yaparak mesaj vermeye çalışması beyhude bir rezaletin, sipariş bir hıyanetin dile getirilmesinden başka bir şey değildir.

    Türkiye düşmanlarına acentelik yapan, milli birlik ve dayanışma ruhuna zehir saçan iflah olmaz münafıkların sözde Kürt sorununu ısıtıp ısıtıp ana gündem konusu yapma iştahları kiralık siyasetlerinin, sömürgeleşmiş zihniyetlerinin, mandacı şahsiyetlerinin ibretlik bir sonucudur.

    Bu teslimiyetçi ve tezvirat ehli ikiyüzlü devşirmelere milletimizin kulak vermesi, dikkate alması, ciddiyete müstahak görmesi muhal bir hayaldir.

    Maalesef zillet ittifakı PKK’nın kanlı ve kahredici istikametindedir.

    Bunun yanında FETÖ de ahtapot gibi bu ittifakı sarmış, uyuşturmuş, akıl ve siyasetine ambargo koymuştur.

    Artık hiçbir şey gizli saklı değildir.

    PKK’nın yıllardır siyasallaşma arayışlarına refakat eden HDP’nin hala ve henüz siyaset ve demokrasi hayatından çıkarıl(a)maması büyük bir risk ve tehlike olarak karşımızda duruyorken, FETÖ’nün zillet ittifakında siyasal taban tutma çabaları da bir diğer vahim gelişme halinde belirginlik kazanmış durumdadır.

    Görülen ve görücüye çıkarılan yakıcı gerçek şudur ki, FETÖ’yü siyasallaştırmak için zillet ittifakı aynı zamanda kuluçka, aynı zamanda kundak işlevi görmektedir. Ve bütün amiller, bütün ameller buna işaret etmektedir.

    Terör örgütü olan Gülen hareketi zillet ittifakını taşıyıcı beden olarak kullanırken, buna karşılık hiçbir itiraz veya aykırı ses bugüne kadar duyulmuş değildir.

    Herkes dürüst bir şekilde siyaset muhasebesini yapmak zorundadır.

    CHP ve diğer vagon partileri eğer FETÖ’yü siyasallaştırma hususunda gizil ve gizli bir hedefin takipçisi ise bunu milletimizin karşısına çıkıp anlatacak yürekli tavrı gösterebilmeli ve kararı da Türk milletine bırakmalıdırlar.

    Bizim nazarımızda PKK ile FETÖ arasında hiçbir fark yoktur.

    PKK’nın yörüngesine sabitlenen zillet partilerinin FETÖ’nün siyasette açık seçik temsil noktasına gönüllü olmaları malumun ilanı, bilinenin ibrası şeklinde okunacak, böyle de yorumlanacaktır.

    Hiç kimse minderden kaçmamalı, kaçak güreşmemelidir.

    Siyasi namus gereğince herkes tercihini yapmalı, nerede durduklarını, kimlerle yanak yanağa verdiklerini, nasıl bir emel ve hedef birlikteliği içinde yer aldıklarını açıklamalıdır.

    Türkiye’nin aleyhine konuşlanan Biden muhalefeti PKK’yla FETÖ’nün oksijen çadırıdır, soğuk hava deposudur, siyasi sığınağıdır.

    2023 yılına yaklaştığımız şu günlerde kartlar açık oynanmalı, aziz milletimiz şeytani hesaplarla rahmani haysiyeti tefrik ve teşhis eden basiretiyle karanlık senaryoları yırtıp atmalıdır.

    Madem Biden’ın muhalefeti vızır vızır faaliyet halindedir, o halde FETÖ’nün siyasallaşmasına sözde demokrasi, insan hakları ve özgürlükler adına ABD’nin ortam açması, destek çıkması, fırsat sunması tutarlılık olarak değerlendirilecektir.

    ABD’nin siyasal sistemine tıpkı Demokratlar ve Cumhuriyetçiler gibi Gülen hareketinin de partileşerek girmesinde yarar vardır.

    Teröristbaşı Gülen’i Türkiye’ye iadeye yanaşmayan ABD yönetimi, Washington ile Pensilvanya arasında casusluk ve istihbarat köprüsü değil, siyasi bağlantı kuracak tavrı gösterebilmelidir.

    Şayet arzu ediliyorsa, Gülen hareketine kurdurulacak muhtemel parti ABD siyaseti ve zillet ittifakıyla eşzamanlı diyalog kanallarını da netleştirecek, 15 Temmuz’un planlayıcıları ve uygulayıcıları gecikmeyle de olsa aynı çatının sütunları halinde buluşacaklardır.

    Türk milleti zemzem diyerek zehir servisi yapanları tanımaktadır.

    Türkiye düşmanlığının ulaştığı mesafe de ortadadır.

    2023 yılı bu düşmanlığın sökülüp atılacağı muazzam bir milat olacaktır.

    Cumhur İttifakı bu kutlu hedefe ulaşmaya hazırlıklıdır, kararlıdır, yeminlidir.

    FETÖ’yü ve PKK’yı artan dozlarla siyasal alana çekmek için kapalı devre iş tutanları, bu uğurda faaliyet içinde olanları Türk milleti asla affetmeyecek, bunları gelmeden tarihin çöplüğüne fırlatıp atacaktır.”

  • MHP’li Büyükataman’dan Bursa’da önemli açıklamalar

    MHP’li Büyükataman’dan Bursa’da önemli açıklamalar

    MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, MHP İl Başkanı Cihangir Kalkancı ve yöneticilerle birlikte Bursa’da önemli açıklamalarda bulundu.

    Milliyetçi Hareket Partisi’nin 29 Temmuz’dan itibaren sahalara çıktığını, 4 Eylül’de Sivas’ta ilk mitingi yapacaklarını kaydeden İsmet Büyükataman, “Bu hafta sonu itibariyle yine Sayın Genel Başkanımızın talimatlarıyla toplantılarımıza devam ediyoruz. Bu hafta sonu, Hakkari, Sakarya ve Karabük illerinde bütün ilçelerini kapsayan başkanlık divanı, milletvekillerimiz ve merkez yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızdan müteşekkil heyetlerle toplantılar yaptık. Bu toplantılarda ne yapıyoruz? Amacımız tabii öncelikle vatandaşımızla konuşmak, bir araya gelmek. Bu toplantılarda memnuniyetle gördük ki bugüne kadar yaptığımız toplantılarda gerek muhtarlarımız, gerek sivil toplum kuruluşu temsilcilerimiz, gerekse hemşehri derneklerinin yetkilileri ve vatandaşlarımız çağrımızı çok dikkate ve ciddiye alıyorlar. Sağ olsunlar bizi bu toplantılarda hiç yalnız bırakmadılar. Türkiye’de değişen, gelişen, sıcak gündemle alakalı vatandaşımızla bilgi paylaşımında bulunmaya; özellikle çok yoğun bilgi kirliliğinin yaşandığı bu süreçte Türkiye’nin gerçek gündemini ve gelişmelerini ilk ağızdan vatandaşımıza nakletmeye ve vatandaşımızın sıkıntılarını siyaset kurumundan beklentilerini, çözümünü arzu etmiş olduğu problemlerini bizzat kendilerinden dinlemeye çalışıyoruz. Bu geri dönüşleri not edip genel merkezimizde değerlendirerek muhataplarına çözüm konusunda katkı olabileceğine inanarak taşımanın gayreti içerisinde olduk. Hamdolsun vatandaşın gerçekten çok sık ilgisine muhatap olduk. Bu zaman diliminde Milliyetçi Hareket Partisi’nin ülkenin geleceği ile alakalı üst düzeyde bir sorumluluk anlayışı içerisinde çalışmalarını vatandaşımızın, takip ettiği özellikle 15 Temmuz’da maruz kaldığımız o Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölünmeye kadar götürebilecek kalkışma sürecinde Sayın Genel Başkanımızın ve üstlenmiş olduğu o samimi duruş ve misyonun devamında oluşan Cumhur İttifakı’na, Milliyetçi Hareket Partisi’nin pazarlıksız, amasız, fakatsız desteği hususunda vatandaşımızın ciddi takdirlerine muhatap olduğumuza şahit olduk” dedi.

    Vatandaşların Milliyetçi Hareket Partisi’nin özellikle ülke bekası söz konusu olduğunda vatanın birliği, milletin huzuru, devletimizin bölünmez bütünlüğü konusundaki samimi duruşunu takdir ettiğini hatırlatan Büyükataman sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu çalışmaların özellikle bir bölümünde son seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin en çok oy almış olduğu 128 ilçede öncelikli bir program gerçekleştirdik. Bu programlarda da Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren, özellikle Atatürk’ün kurduğu parti anlayışı içerisinde Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkan o hassasiyetleri milli konularda Türkiye’nin geleceğine dair önemli konularda hassasiyeti bizden çok farklı olmayan Cumhuriyet Halk Partili vatandaşlarımızla buluşarak, Atatürk’ün kurduğu parti olmaktan Cumhuriyet Halk Partisi’nin nereye evrildiğini, hangi gizli ve karanlık ilişkilerle Türkiye’nin geleceğine dair sıkıntılar oluşturduğunu bu seçmen kitlesiyle paylaşma imkanını bulduk. Memnuniyetle ifade ediyorum. Yıllardır bu anlayışla Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkan bu vatandaşlarımızın da artık Kılıçdaroğlu yönetimindeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin gerçek yüzünü anladığını ve bunlara önümüzdeki seçimlerde mutlaka bir tavır göreceğini müşahede ettik. Dolayısıyla biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2021 yılı başından bu yana vatandaşımızla buluşmaya, kucaklaşmaya, Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntıları, tehdit ve tehlikeleri anlatmaya ve vatandaşımızın sıkıntılarını, bizden beklentilerini tespit amacına yönelik yoğun bir çalışma programı yürütüyoruz. Allah kısmet ederse 4 Eylül tarihinde Sivas’ta ilk mitingimizi gerçekleştireceğiz.”

    “Nokta operasyonlar, milletimize ve güvenlik güçlerine moral aşılıyor”

    Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 40 yılı aşkın süredir terör örgütüyle mücadele ettiğini kaydeden İsmet Büyükataman, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok net bir irade ortaya koydu. Terör belası bedeli neye mal olursa olsun artık Türkiye’nin gündeminden çıkarılacak. Dolayısıyla bu amaca yönelik tüm güvenlik birimlerimizle, Milli İstihbarat Teşkilatımız başta olmak üzere mücadele hususunda netice almak için ne yapmak icap ediyor ise bu hazırlıklar topyekun yapılmak ve gereği noktasında da çok kararlı bir şekilde gereğini yapmak hususunda çalışmalar sürdürülüyor. Bu minvalde gerek sınır ötesinde, gerek içeride PKK terör örgütünün önemli üst düzey yöneticilerine yönelik nokta operasyonlar icra ediliyor. Hamdolsun bu konuda Milli İstihbarat Teşkilatımızın güvenlik güçlerimizin ne kadar marifetli ve kararlı bir mücadele yürüttüğüne de şahit oluyoruz. Bu alınan neticeler şüphesiz hem güvenlik güçlerimize, hem vatandaşımıza devletimizin bu konudaki kararlılığını ve marifetini anlamaları konusunda ciddi bir moral kaynağı temin ediyor. Yani moral bulmasına imkan sağlıyor. Tabii şer cephesinde de terör örgütlerinde de büyük moral bozukluğuna neden oluyor. Bu mücadele her hal ve şartta kararlılıkla yürütülecek ve mutlaka neticeye ulaştırılacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık bu musibetten kurtulmak konusunda bedeli neye mal olursa olsun kesin bir irade ortaya koydu. Bunun temini konusunda gerek yurt içinde gerek yurt dışında en net şekilde ortaya konulan bu iradeyle mücadelesini sürdürüyor. Maalesef zillet ittifakı terörle mücadele konusunda sınır ötesi harekata imkan sağlayan yasal düzenlemeler gündeme geldiğinde de iyi imtihan veremedi. Cumhuriyet Halk Partisi en son düzenlemelerle ilgili HDP’yle beraber çok net müşterek bir tavır ortaya koyarak hayır oyu verdi. O itibarla terörle mücadele konusunda sırf önümüzdeki seçimlerde netice alabilmek ve PKK’nın, HDP’nin desteğini temin edebilmek, bunlara şirin gözükebilmek adına iki yüzlü iki bir tavır içerisindeler. Ancak vatandaşımızın gözünden bu kaçmıyor. Kimin bu mücadelede ne duruş sergilediği, kimin devletinin yanında irade ortaya koyup vaziyet aldığını takdir ediyor, değerlendiriyor. Mutlaka bu 6+1 formatında bir araya gelen bu zillet paydaşlarının bu konuyla alakalı karnesini 2023 yılında yapılacak olan seçimlerde bu necip millet bu aziz millet mutlaka değerlendirip takdir ederek gereğini yapacaktır” şeklinde konuştu

  • Bahçeli’den Türk Ocakları’na tepki

    Bahçeli’den Türk Ocakları’na tepki

    Türk sinemasının usta isimlerinden Cüneyt Arkın’ın vefat etmesinden büyük üzüntü duyduğunu söyleyen Bahçeli, “Türk sinemasına seviyeli bir yorum getiren, hayatı boyunca çizgisini hiç değiştirmeyen, duruşuyla ve ahlaki vasfıyla her kesimde hayranlık uyandıran Cüneyt Arkın elbette şahsiyetiyle, sanatçı kimliğiyle, milli şuuruyla ve hayat verdiği karakterleriyle her zaman hatırlanacaktır” ifadelerini kullandı.

    “Adım Adım 2023; İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma” temasıyla yürütülen çalışmalar çerçevesinde 18 Şubat 2022 tarihinden bugüne kadar 589 ilçeyi ziyaret ettiklerini bildiren Bahçeli, “Hamd olsun Cumhur İttifakı’na duyulan muazzam güvene şahit olduk. Hamd olsun Milliyetçi Hareket Partisi’ne yönelen, gün geçtikçe de büyüyen millet iradesini görmekten ziyadesiyle memnuniyet yaşadık” açıklamasında bulundu.
    Genel Başkan Bahçeli, Millet İttifakı’nın mağlup olacağı günlerin yakın olduğunu söyleyerek, “Eğer seçim 18 Haziran 2023’te yapılırsa bugünden itibaren de 356 gün kalmıştır. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin üzerinden geçen yaklaşık 4 yıllık zaman dilimi, kimin millet ve vatan sevdalısı, kimin işbirlikçi ve Türkiye karşıtı olduğunu iyice tescillemiştir” ifadelerini kullandı.

    “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığı meşrudur, yasal ve anayasaldır”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı tartışmalarına ilişkin ise Bahçeli, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı meşrudur, yasal ve anayasaldır. Hevesler beyhude, çabalar boşunadır. 2023’de Sayın Cumhurbaşkanımız tekrardan ve yeniden, hatta çok güçlü bir şekilde Cumhurbaşkanı seçilecektir” değerlendirmesinde bulundu.

    “Her canı sıkılan bir yeri yakarsa, her kafası bozulan ülkemize vahim bir zarar verirse milli varlığımızı nasıl koruyacağız”

    Bahçeli, Marmaris’te yaşanan orman yangınlarına ilişkin şunları söyledi:

    “Ağaçlarımızı yakanların hayat ışığını söndürmek boynumuzun borcudur. Böylesi bir caniliğin, böylesi bir canavarlığın, bu tip bir vandallığın olağan karşılanması, sıradan görülmesi akla da, ahlaka da, adalete de, insanlık değerlerine de bütünüyle aykırıdır. Marmaris’te yüreklere ateş düşüren sapık utanmadan, sıkılmadan, vicdanı sızlamadan “aileme kızdım ormanı yaktım” açıklamasını yapmıştır. Şu cürete, şu şerefsizliğe, şu küstahlığa, şu zehirli sözlere bakar mısınız? Her canı sıkılan bir yeri yakarsa, her kafası bozulan ülkemize vahim bir zarar verirse milli varlığımızı nasıl koruyacağız?”

    “İdam cezası tartışmalarını çok yararlı gördüğümü ifade ediyorum”

    Ormanlara zarar verecek hiçbir teşebbüse izin verilmeyeceğini aktaran Bahçeli, “Orman yakanlarla mücadele etmek amacıyla idam cezası tartışmalarını çok yararlı gördüğümü, şayet bu cezanın tekraren hukuk mevzuatımıza girmesiyle ilgili bir kanun teklifi gelirse de seve seve destek olacağımızı açık seçik beyan ve ifade ediyorum. Bununla da kalmayıp, tasavvurdaki idam cezasının kadın cinayetlerini, tecavüz ve terör suçlarını da kapsayacak bir genişlik ve esneklik içinde olmasını hassaten bekliyor ve ümit ediyorum. Bu çerçevede üzerimize ne düşüyorsa yerine getirmeye de hazır olduğumuzu açıklıyorum” dedi.

    “Devlet bütün imkanlarını seferber etmişken, mesela Kılıçdaroğlu da husumet seferine çıkmıştır”

    “Zillet ittifakının diğer ortaklarının gerçek bir adalet ve demokrasiyle bağı hiç yoktur” diyen Bahçeli, “Çünkü bunların kalpleri taşlaşmış, vicdanları buzlanmıştır. Marmaris’te çıkan orman yangını süresince zillet ittifakının nerede durduğu, kör kütük bir şekilde istismar çukuruna nasıl gömüldüğü bir kez daha teyit edilmiştir. Devlet bütün imkanlarını seferber etmişken, mesela Kılıçdaroğlu da husumet seferine çıkmıştır” açıklamalarında bulundu.

    “Sayın Kılıçdaroğlu orman yangının çıkacağını nereden biliyorsun”

    Marmaris Bördübet’te yanan ormanlara, şiddetli rüzgar ve sarp arazi şartlarına rağmen, havadan ve karadan çok etkili müdahale yapılıyorken, Marmaris-Datça karayolunda açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu’nun siyasi hesap çetelesi tuttuğu dile getiren Bahçeli, “Yangından parsa toplamak için pusuda bekliyordu. Kılıçdaroğlu, dil sürçmesinden midir, yoksa bildiği veya haberini aldığı karanlık bir malumattan dolayı mıdır bilinmez, “orman yangını olacağını herkes biliyordu” diyerek itirafta bulunmuş. Sayın Kılıçdaroğlu orman yangının çıkacağını nereden biliyorsun? Kim sana kripto mesajlar gönderiyor? Kimlerle düşüp kalkıyorsun? Bu sorulara cevap vermek durumundasın” şeklinde konuştu.

    “Davet ede ede, hem de böylesi bir dönemde Kılıçdaroğlu mu davet edilmiştir”

    Türk Ocakları’nın Kuruluşu’nun 110’uncu Yılında; İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu’na CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun davet edilmesini eleştiren Bahçeli, “Şimdi herkes elini vicdanına koyup düşünsün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türk Ocakları’nın Kuruluşu’nun 110’uncu Yılında; İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu’nda” ne işi vardır? Biz bu hazin manzarayı nasıl okuyalım? Neye yoralım? Nasıl yorumlayalım? Davet ede ede, hem de böylesi bir dönemde Kılıçdaroğlu mu davet edilmiştir? Benim sözüm Türk Ocakları’nın üç-beş yöneticisinedir. Ya bunu nasıl yaptınız? Nasıl böyle bir hatanın faili oldunuz? Bu gaflete nasıl kapıldınız?” dedi.

  • MHP Diyarbakır İl Başkanlığı kapatıldı

    MHP Diyarbakır İl Başkanlığı kapatıldı

    Yalçın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

    “MHP Diyarbakır İl Teşkilatımız, görülen lüzum üzerine parti tüzüğümüzün ilgili maddelerinin tanıdığı yetkiye istinaden feshedilmiş, il başkanlığımız kapatılmıştır.”

    MHP kaynaklarından edinilen bilgiye göre, kısa süre içinde il teşkilatına yeni görevlendirmeler yapılması için çalışmalar başlatıldı.

  • “CHP milli güvenlik sorunu haline gelmiştir”

    “CHP milli güvenlik sorunu haline gelmiştir”

    Bursa’da MHP Yıldırım İlçe Başkanlığının düzenlediği yemekte partililere seslenen MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “Kılıçdaroğlu’na sormak gerekir. Türkiye’nin terörle mücadelesinde seni rahatsız eden nedir. Halihazırda Türkiye Cumhuriyetinin mevcut terörle mücadele yasası uluslararası hukuk ilkelerine kimsenin kuşkusu olmasın uygundur. Bu yasayı değiştireceğini söyleyen Kılıçlaroğlu’nun gerçek niyeti Türkiye’nin terör örgütleri karşısında elini kolunu bağlamaktır.

    Kılıçdaroğlu’nun maskesi bir kez daha düşmüş gerçek yüzü bu vesileyle ortaya çıkmıştır. Koltuk hırsı uğruna yolunu kaybeden Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi gerçek anlamda bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Türkiye karşıtı başkentlerin sözcülüğünü yaparken susmak bilmeyen millet ittifakının HDP’nin yediği fırçalar karşısında sessizliğe bürünmesi dikkat çekicidir” dedi.

    “Zillet masasının ayakları Anadolu’da değil Türkiye karşıtı başkentlerdedir”

    Cezaevinde tutuklu bulunan terörist Demirtaş’ın altılı masanın ortaklarına bir mektup yazarak fırçayı bastığını ifade eden Büyükataman, “Zillet ortakları bu mektuba ne yazık ki tek bir cevap verememişlerdir. Şahsiyetsiz bir suçludan aşağılık bir teröristten yedikleri fırçaya karşı gizli ortaklar HDP’yi ve talimat aldıkları büyükelçilikleri kızdırmamak için ne yazık ki adeta suspus olmuşlardır. Kravatlı teröristlerin hakaretleri karşısında üç maymunu oynayan sözde kuvayi milliyeci Kılıçdaroğlu ve her fırsatta devlete meydan okuyan Meral Akşener’in bu konuda sessizliği bir kez daha HDP’siz adım atmayacaklarını ve kapı arkası ittifakları gözler önüne sermiştir.

    Zillet masasının ayakları Anadolu’da değil Türkiye karşıtı başkentlerdedir. Zillet ittifakı adayını açıklamak için yabancı büyükelçilerden talimat beklemektedir. Zillet ittifakının adayına yabancı misyon şefleri istihbarat ajanları ve kandilin sözcülüğünü yapan hainler karar verecektir. Yoldan çıkmış iradesini Türkiye düşmanlarına teslim etmiş olan bu zillet ittifakı Türksüz Anadolu projesinin yerli işbirlikçisidir. Türk milletinin iradesinden başka irade arayanlar yabancı başkentlerde hazır ol da duranlar 2023 seçimlerinde milletin tokadını yiyecek bir utanç vesikası olarak mutlaka unutulup gideceklerdir” şeklinde konuştu.