Etiket: MHP

  • Bahçeli’den ‘Askıda Ekmek’ açıklaması

    Bahçeli’den ‘Askıda Ekmek’ açıklaması

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘Askıda ekmek’ kampanyası siyasal bir tepki veya eleştiri değil manevi bir görevi ifa hassasiyeti, kardeşliği, hatırlamayı, paylaşmayı ve kader ortaklığını ifade hasbiliğidir. Kampanyamızı eleştiren odakların milletimizin ekmeğine göz koyan, ekmeğinden çalmak için bahane hazırlayan kriz tacirleri olduğu açıktır” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, geçen hafta İstanbul Ticaret Odası’nca alınan kararla ekmeğin satış fiyatının arttığını, bu durum karşısında parti olarak özellikle İstanbul’da ‘askıda ekmek’ kampanyası başlattıklarını hatırlattı. Dar ve orta gelirlilere destek olmak için kampanyayı başlattıkları anımsatan Bahçeli, şunları söyledi:

    ‘Askıda ekmek’ kampanyası siyasal bir tepki veya eleştiri değil manevi bir görevi ifa hassasiyeti, kardeşliği, hatırlamayı, paylaşmayı ve kader ortaklığını ifade hasbiliğidir. Biliyoruz ki bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz. Vatandaşlarımızın evinde ne piştiğini, sofraya neyin koyulduğunu, ekmeğin olup olmadığını düşünmek, mesele etmek, bununla da ilgilenmek insani ve İslami mükellefiyetimizdir. Biz askıya ekmek koyduk, şu işe bakınız ki ekmeksizler birer birer saklandıkları delikten fırlayarak ortalığa çıktılar. Vay ekmeksizler vay, milletimizin ekmeğine bile göz koyacak kadar nankörsünüz, milli ve manevi hasletlere tahammülsüzlük gösterecek kadar da namertsiniz. Bunlar her fırsatta ya ekonomiyi kötülerler ya Türkiye’yi kötü gösterirler ya da milletimize korku aşılayıp küresel dayatmalara refakat ederler. Bir elleri yağda diğer elleri baldadır ne ekmeği bilirler ne yoksulu tanırlar ama sıra istismara geldi mi dikiş ve fren tutmazlar. Türkiye ekonomisi gücüne güç katacak, yegâne sermayesi dedikodu ve felaket tellallığı olan tüm art niyetli siyaset bezirgânlarını ters köşeye yatıracaktır.”

    ‘İSTESİNLER ONLARA DA EKMEK GÖNDERELİM’

    Kampanyayı eleştirenlerin, ne ekonomiden anladıklarını ne milli kazanımlara sevindiklerini ne de insan onuruna sahip çıktıklarını savunan Bahçeli, “Askıya ekmeğin koyulmasını milletin açlığa mahkum edilmesi, diye gören ve gösteren siyasi devşirmeler bizim nezdimizde sadece erdemsiz ve cibilliyetsiz değil aynı zamanda da ekmeksizdir. Bizi eleştiren şarlatanların evlerinde ekmekleri yoksa dolambaçlı yollara sapmasınlar, fitneye tevessül etmesinler, babayiğitçe söyleyip, dosdoğru talep edip bizden ekmek istesinler, layık değilseler bile onlara da gönderecek cömertlik bizde vardır. Aç kalmasınlar, açıkta yatmasınlar sonra onun bunun eline düşüyorlar, esaret altına giriyorlar. Bunlar, yağmurun hemen ardından biten zehirli mantar gibiler. İstiyorlar ki daima felaket yağsın, her felaketi bir diğeri takip etsin. Bu küstahlar, ekmeksizleriyle vefasızlıklarıyla döneklikleriyle Türkiye düşmanlarının içimizdeki Truva atı halinde sivrilip milletimizin hafızasına kazınmışlardır” diye konuştu.

    ‘EKMEKTEN ÇALMAK İÇİN BAHANE ARAYAN KRİZ TACİRLERİ’

    “Türkiye’de adalet, insan hakları, demokrasi askıda değildir; aksini iddia eden siyasi dolandırıcı, siyasi yağmacıdır” diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

    “‘Milliyetçilik askıya ekmek koymak değildir’ diyen ekmeksiz, sen nereden bilirsin milliyetçiliği, ne ilgin ve irtibatın var milletle ve milliyetle? Be hey şaşkın, aşı ekmeği, milleti milliyetçiliği bırak da sana talimat veren, seni kafese sokan, ayağına pranga vuran karanlık lobilere, yabancı efendilerine takla atmaya, şirinlik yapmaya devam et. Nasıl olsa en iyi yaptığın iş budur. Dün önüne koyulan çanağı bugün deviren, yediği ekmeğe ihanet eden kimliksizlerin zilletin askısında nasıl eridiklerini, nasıl rezil olduklarını görecekleri günler yakındır. ‘Askıda ekmek’ kampanyamızı eleştiren odakların milletimizin ekmeğine göz koyan, ekmeğinden çalmak için bahane hazırlayan kriz tacirleri olduğu açıktır.”

    ‘BİZDEN HABERSİZ BİR KUŞUN HAVALANMASI SÖZ KONUSU DEĞİL’

    Bahçeli, Karadeniz’deki doğal gaz keşfinin 405 milyar metreküpe ulaşmasına ilişkin ise “Enerjide dışa bağımlılığı azaltan bu keşif sonucunda kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan her insanımız ziyadesiyle memnuniyet duymuştur. Bu gelişmeler karşısında yüzleri asılan, canları sıkılan, moral seviyeleri inişe geçen ekmeksizler hemen kendilerini ele vermişlerdir. Mücadele eden, müdahale eden zamanlama yanlışına müsaade etmeyen bir ülke olarak Türkiye, bölgesel ve küresel olayların aktif, etkili sözü ve nazı geçen güçlü bir takipçisidir. Artık bizden habersiz bir kuşun havalanması söz konusu değildir” dedi.

    ‘DAĞLIK KARABAĞ’IN ASIL SAHİBİNE GEÇME ZAMANI GELİP ÇATTI’

    MHP lideri Bahçeli, Dağlık Karabağ meselesinin sıradan bir mesele olmadığını, işgalci unsurun Ermenistan olduğunu kaydetti. Türkiye ile Azerbaycan’ın ‘tek millet iki devlet’ olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

    “Mefkure bir tohumdur, filiz filiz büyüyüp çınar olacağı yer milletin engin yüreğidir. Tohum çatlayalı çok olmuş, mefkure güneş gibi doğmuş, mazlumların gözyaşıyla ıslattığı, kanlarıyla suladığı Dağlık Karabağ’ın asıl sahibine geçmesinin zamanı gelip çatmıştır. Doymak ve kanmak bilmeyen zalimlerin bu gerçeği engellemeye ne güçleri ne de takatleri yetecektir. Ermenistan hem korkak hem hain hem de savaş suçlusudur. Sivilleri öldürerek Azerbaycan Türklüğü arasında korku yaratmaya çalışmaktadır. Ermeni katiller geçmişteki alçak saldırılarına yenilerini eklemektedir. Soykırımcı Ermenistan işbaşındadır.”

    ‘BU SUSKUNLUK TÜRK’E YAKIŞIYOR MU?’

    Diğer Türk cumhuriyetlerinin Dağlık Karabağ konusundaki sessizliğini eleştiren Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Bu suskunluk, bu durgunluk Türk’e yakışıyor mu? ‘Türkiye’de sokak ve toplum hazır ama buna uygun hareket edecek muhalefet yok’ diyen görevli ve provokatör gazeteci artıklarının kaosa el sallamalarını, iç karışıklığa umut bağlamalarını da dikkatle izliyoruz. ‘Sokak hazır’ diyerek aba altından sopa gösteren Soros uşakları, millet iradesiyle demokrasi onurunu yok saymalarının bedelini çok ağır ödeyeceklerdir. Şu kadar ki bizim kararlılığımız ve meşru hazırlığımız karşısında yılan dillerini yutmaktan başka seçenekleri asla olamayacaktır. Diyoruz ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Bunu biliyor, buna inanıyor, bunu haykırıyoruz. Türk’ün feryat ettiği bir ortamda, bir başka Türk’ün buna duyarsız kalması abesle iştigaldir. Hadi Kıbrıs davasında sesiniz çıkmıyor. Hadi Kerkük’ten habersizsiniz bari Dağlık Karabağ’da taraf olun, üstelik hakkın ve hakikatin safında yer alın. Haklı olan ülke, mağdur olan ülke Azerbaycan’dır. Toprak bütünlüğü ve egemenlik çıkarları suikasta uğrayan ülke de Azerbaycan’dır. Haksızlık karşısında susmak tarihi hata, elim ve trajik bir acziyettir. Dağlık Karabağ’da zafer Azerbaycan Cumhuriyeti’nin olmalıdır. İşgalci Ermenistan 30 yıla yakındır kirlettiği topraklardan derhal çekilmelidir. Sivilleri katlederek ulaşacağı hiçbir yer yoktur. Hangi coğrafyada yaşarsak yaşayalım, Türk milletinin şerefli mensupları olarak, haklı ve meşru mücadele şartlarının gereği her neyse hesap yapmadan, tereddüde kapılmadan yerine getirmek zorundayız. Biriz, beraberiz, hep birlikte Türklüğün eğilmez başı, bükülmez kolu, kesilmez nefesiyiz, nitekim kocaman bir aile olan büyük Türk milletiyiz.”

    ‘TAVİZ DEĞİL MİLLİ DURUŞ KAZANDI’

    Bahçeli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) seçimini kazanan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı tebrik ederek, “KKTC Cumhurbaşkanı Seçimi’nde bahis oynayan kumandalı anket şirketleri hezimet yaşayarak vahim şekilde çuvallamışlardır. Kamuoyu araştırma şirketlerinin güvenirlikleri sıfırlanmıştır. Hepsi nal toplamış, tahminlerinde yanılmış, kamyon farı görmüş tavşan gibi donup kalmışlardır. Bizim beklentimiz şudur. ‘Eğer Kıbrıs’taki seçimleri Türkiye’nin desteklediği Ersin Tatar kazansın, ben bu mesleği bırakacağım’ diyen hangi anketçi varsa artık işini tasfiye ederek sözünü tutmasıdır” dedi.

    Seçimde cesaretin kazandığını vurgulayan Bahçeli, “Taviz değil milli duruş kazanmıştır. Zillet değil millet kazanmıştır. Rum tezleri değil Türk’ün muteber iradesi kazanmıştır. Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır” diye konuştu.

    ‘IŞIKLAR YANIYOR, DİYENLER YARIM AKILLARINI BAŞLARINA ALSIN’

    MHP lideri Bahçeli, KKTC’nin tanınması, uluslararası toplum nezdinde kabulü, aynı şekilde egemen bir devlet halinde varlığı ve sürekliliğinin mutlaka sağlanacağını, gecikmiş adaletin yerini bulacağını söyledi. Bahçeli, “Lefkoşa Ankara’nın ikiz kardeşidir. KKTC Doğu Akdeniz’deki son siperimiz, son savunma hattımızdır. Kıbrıs demek vatan demektir, Türk demektir, ecdat demektir. Kıbrıs demek, Akdeniz’deki sönmeyen millet ışığı demektir. Ne var ki ‘Işıklar yanıyor’ mesajıyla kafalarında yer etmiş darbe özlemlerini sosyal medya kanalıyla paylaşan sorumsuzların ışığı yakanın da kapatacak olanın da sadece ve sadece aziz millet varlığı olduğunu bilmeleri, yarım akıllarını başlarına almaları hem tavsiyemiz hem de ikazımızdır” dedi.

  • Son seçim anketi yayınlandı! Kararsızların sayısı artışta

    Son seçim anketi yayınlandı! Kararsızların sayısı artışta

    MetroPOLL Araştırma Şirketi’nin son seçim anketine göre barajı sadece AK Parti ve CHP geçiyor.

    MetroPOLL Araştırma, ‘Türkiye’nin Nabzı Eylül 2020’ anketinin sonuçlarını paylaştı.

    “Bu pazar milletvekili seçimi olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusunun yöneltildiği ankete göre, AK Parti’nin oy oranı yüzde 32.3.

    CHP’nin oy oranı yüzde 17,7 olurken, İYİ Parti yüzde 8.8, HDP yüzde 8.1, MHP ise yüzde 7.3 olarak kaydedildi.

    Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi yüzde 0,7 oy alırken, Ali Babacan‘ın kurduğu DEVA Partisi’nin oy oranı yüzde 1.

    Ankete göre ‘Kararsızım’ diyen seçmenlerin oranı yüzde 11.2 olarak açıklandı. Bununla birlikte ankete katılanların yüzde 6.9’ü protesto oy kullanacağını açıklarken, katılımcıların yüzde 4.2’si yanıt vermemeyi seçti.

    EN ÇOK OY KAZANAN İYİ PARTİ

    Daha önce yaptığı araştırmalarla karşılaştırmalı bir tabloyu da paylaşan MetroPOLL’ün aktardığı verilere göre, Eylül ayında en çok oy kaybeden parti CHP olurken, en çok oy kazanan parti ise İYİ Parti.

    Ağustosta CHP’nin oyu yüzde 21,2 olarak görülürken, Eylül ayında yüzde 17,7’ye düştü. AK Parti ise yüzde 31.3’lük oy oranından yüzde 32.3’e yükseldi.

    Araştırmaya göre, protesto oylarında ve kararsızlarda da artış yaşandı. Ağustos’ta katılımcıların yüzde 11,2’si ‘Kararsızım’ derken, temmuz ayında da aynı oran ölçüldü. Protesto oylarında ise bir önceki aya göre yüzde 0.2’lik bir düşüş yaşandı.

  • Bahçeli: Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır

    Bahçeli: Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP’nin genel seçimlerin zamanında yapılmasından, sandığın 2023 Haziran ayında kurulmasından yana olduğunu belirterek, “Bu tutarlılığımızı ve kararlılığımızı muhafaza edeceğiz. Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır.” dedi.

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Hatay ve Kahramanmaraş’ta insanları evsiz bırakan, tarım arazilerini çöle çeviren, ağaçları yakıp yıkan, bitkileri, hayvanları katleden yangının son zamanların en trajik olayları arasında yer aldığını ifade etti.

    Devamında Osmaniye ve Trabzon’da da orman yangınlarının görülmesinin büyük bir kayıp ve üzüntüye yol açtığını belirten Bahçeli, yangınların nasıl çıktığıyla ilgili araştırma ve incelemelerin doğal mecrasında devam ettiğini söyledi.

    “Ağacımıza, doğamıza, insanımıza kim ya da kimler sabotaj yapmışsa bulunup en ağır şekilde cezalandırılmaları ertelenemez bir hedeftir.” diyen Bahçeli, “Bilindiği üzere, bölücü terör örgütü 2019 yılında ‘ateşin çocukları insiyatifi’nin kurulduğunu, bu hain grubun çakmak ve kibritle mücadele edeceğini duyurmuştu. Bu teröristler Hatay’daki sözde kutsal ateşi de selamlamışlar ve yangınların sorumluluğunu üstlenmişlerdir. Ateşin böyle nesebi gayri sahih çocukları var mı bilemeyiz. Fakat bildiğimiz bir şey varsa o da şudur: Bunlar iblisin çocukları, ifritin çaşıtları, ihanetin çakallarıdır. Kimin çocukları oldukları esasen meçhul olan bu şerefsizlerin kısa sürede yakalanıp yaktıkları kadar yakılmaları, dahası yaptıkları her türlü kötülük ve menfur eylemlerden dolayı hesaba çekilmeleri en acil hukuk ihtiyacıdır.” değerlendirmesini yaptı.

    Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Dün emzikli bebeklerimize kurşun sıktılar, bugün ormanları yakıp canlıları ateşte kavurdular. Dün sözde öz yönetim ilanlarıyla vatanımızın bir bölümünü işgale kalktılar, bugün ağaçlarımıza, kuşlarımıza, yeşil bitki örtümüze nefret saçtılar. Dün masum insanlarımızı, Mehmetlerimizi, polislerimizi, korucularımızı katlettiler, bugün de aynı yerdeler. Hazin gelişmeler karşısında aydın müsveddelerinin tepkilerini duyanınız oldu mu? Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin haktan ve hakikatten yana tavrını göreniniz oldu mu? Savaşa hayır bildirileri hazırlayıp çözülmeye, çürümeye ve çöküşe boyun eğmemizi isteyen aklı ve kalbi esirleşmiş iş birlikçi güruhun itirazına tesadüf edeniniz oldu mu? Peki, terörist Demirtaş’ın hakkındaki iddiaları göğsüne asacağı şeref madalyası gibi gören CHP Genel Başkanı’ndan ses çıktı mı? Bırakınız büyüğünü, en küçük bir sitem işitildi mi? Kılıçdaroğlu, şereften ne anlıyor, şeref deyince aklına ve hatırına ne geliyor? Hayata ve doğaya kast eden hainlerin elebaşı Demirtaş’la ilgili nazlı nazlı kahvaltı rezervasyonu yapanlar, evlerinin kapılarını açmak için hazır kıta bekleyenler, sorarım sizlere, nasılsınız, iyi misiniz?

    Terör seviciler, terörist hayranları, eğip bükmeden, istismar ve inkara yeltenmeden şu soruma da cevap vermelidirler: Geçtiğimiz hafta, Ağrı Doğubayazıt’ta şehit düşen ve gelecek ay evlenecek olan Çorum İskilipli Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Emre Dokumacı’nın muhterem annesine, babasına, hatta al bayrağa sarılı tabutuna kapanıp ağlayan nişanlısı Hatice Karagöz evladımıza ne diyecekler? Ne anlatacaklar? Onların gözlerinin içine hangi cesaretle bakabilecekler? Teröriste terörist diyemeyen bize göre teröristtir. Hainlere arka çıkan, kol kanat geren, bununla yetinmeyip siyasi iş birliğe heves eden kim varsa dökülen kanda, yanan ormanda, yıkılan umutlarda payları ve parmak izleri olan namertlerdir.”

    Bahçeli, bütün imkanlar seferber edilerek facianın yaralarının sarılacağına, zarar ve ziyanların gecikmeye mahal bırakmadan telafi edileceğine inandığını belirterek, “Unutmayınız, tüm ağaçlarımızı yaksalar da fidan dikecek toprağımız vardır; topraklarımız susuz kalsa da hamd olsun sulayacak kanımız vardır.” dedi.

    “Terazi var tartı var, her şeyin bir vakti var”

    Devlet Bahçeli, konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendisine yönelik “erken seçim çağrısı yapma” önerisini anımsattı.

    “CHP Genel Başkanı’nın seçim isteği de sipariştir, aynı zamanda hezeyandır.” diyen Bahçeli, “kaçış sendromu” yaşayan Kılıçdaroğlu’nun düne kadar “erken seçime karşı olduğunu” söylediğine işaret etti.

    “Sayın Kılıçdaroğlu ülkemi ve milletimi canımdan aziz biliyor, her şeyden çok seviyorum. Bunu senin teyit ve tayin etmen ne haddindir ne hakkındır. Ancak senden ve zihniyetinden hiç mi hiç hazmetmiyorum.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Seçime gidip ne yapacaksın, nereye ulaşacaksın, sana kimler ne söyledi? Neyi vaat ettiler? Ankara’dan bir Bişkek mi çıkarmayı düşünüyorsun? Buna mı hazırlanıyorsun? Osman Kavala’ya duyduğun sempatinin altında yatan asıl neden Sorosçuların desteğini mi almak?” sorularını yöneltti.

    Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Biz erken seçim talebini söyleyenden daha çok söyletenleri yani sahibinin sesini ve kimliğini merak ediyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, sen ki, KKTC’deki Kapalı Maraş bölgesine bile yabancısın, sanki ilk kez duymuş gibisin, sana bakıp bakıp üzülüyorum, hep çalışmadığın yerlerden sorularla karşılaşıyorsun. Kılıçdaroğlu’na diyorum ki seçimi falan boşver, altının para ettiği bir dönemdeyiz, söz gümüşse sukut altındır, sükut et de biraz kazan. Terazi var tartı var, her şeyin bir vakti var, beklemesini bil. Sakın ha tedbiri elden bırakma, davetsiz gelen döşeksiz oturur. Kulağına küpe olsun, elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez. Hele biraz sabret; gurkun cücüğü güzün sayılır. Bu işlere kafa yorma, seçim meçim derdine düşme; işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol. Göz var izan vardır, bizim görüşümüz açıktır, değişmemiştir. MHP, genel seçimlerin zamanında yapılmasından, sandığın 2023 yılının Haziran ayında kurulmasından yanadır. Bu tutarlılığımızı ve kararlılığımızı muhafaza edeceğiz. Erken seçim tartışması boşuna emek ve nefes israfıdır.”

    Türkiye’nin 2023 hedeflerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarını inşa ederek, yapısal reformları hayata geçirerek ulaşacağını dile getiren Bahçeli, anket aldatmalarını milletin iradesinin yıkıp geçeceğini kaydetti.

    Bahçeli, “Cumhur İttifakı; inanmış gönüllerin mecmuuyla, yüksek ülkülerin muazzam heyecanıyla, millete adanmış milli ve yerli duruşun manevi hikmetiyle yoluna ve yolculuğuna sonuna kadar devam edecektir.
    Kim aday olursa olsun, hangi partiler zilletin çatısı altına sığınırsa sığınsın, parlamenter sisteme dönmenin hesabını hangi siyasi defolar yaparsa yapsın, nafiledir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yaşayacak, geleceğin rotası Cumhur İttifakı’nın fedakarlıklarıyla çizilecektir. MHP, sözünün eridir. 2023’de Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır, Türk milleti Cumhur İttifakı’yla kutlu yarınlara yürüyecektir. Hiç kimse ülkemizin hızını kesemeyecek, ekonomide yıkım ve kriz çığırtkanlığı yapanlara, yalan ve umutsuzluk aşılayanlara aziz millet varlığı icazet vermeyecektir. Türkiye salgını da bertaraf edecek, etrafındaki çemberi de yaracaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Çare yoktur, çözüm kalmamıştır, Dağlık Karabağ masada değil, sahada terör devleti Ermenistan’ın kafasına vura vura alınmalıdır.” dedi.

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen haftaki toplantıda, “Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının, ateşkes, diyalog, müzakere, diplomasi gibi kandırmacalar yoluyla çözüm teklifleri, şu aşamada tuzaktır, tertiptir, yenilgiye onaydır.” dediğini hatırlattı.

    İki ülke arasında ateşkes çağrıları, diyalog arayışları, masa kurma önerileri, yanlı ve tarafgir arabulucuların baskılarının, Dağlık Karabağ davasını karalamaktan ve kilitlemekten başka manaya gelmediğini vurgulayan Bahçeli, “Neyin ateşkesi, neyin görüşmesi, konu vatan konusudur, konu bağımsızlık onurudur.” ifadesini kullandı.

    Bahçeli, terörist devlet Ermenistan’ın, Dağlık Karabağ’dan çekilmeden, işgal ettiği toprakları hak sahibi Azerbaycan’a teslim etmeden silahları indirmenin, ateşi dindirmenin, masalarda çözüm aramanın, cinayetlerin, rezaletlerin ve zulmetin meşrulaşması anlamına geleceğini söyledi.

    Cephede başarı sağlanmadan, işgal altındaki Türk toprakları özgürleşmeden “ateşkes olsun” demenin, hiçbir şart altında geçerli olamayacağını, Türklüğün vicdanında kabul görmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, “Ermenilerin diplomasiyle, diyalogla, görüşme ve temas trafiğiyle Dağlık Karabağ’ın bütününden çekilmeleri, sadece boş bir hayaldir. O halde, zor oyunu bozacak, güç kullanarak vatan toprakları alınacaktır.” diye konuştu.

    “Ateşkes kararı üzerinde mutabakat, bir tavizdir”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, çatışma alanının Ermenistan sınırları içinde olmadığını itiraf etmesinin, “bir nevi işgalin reddi” olduğunu belirten Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Elbette Azerbaycan’ın ‘evet’ diyeceği siyasi ve stratejik adımlar desteklenmelidir. Buna diyeceğim bir şey yoktur. Ancak Moskova’da kurulan masada çözümsüzlük hali somutlaşmıştır. Ateşkes kararı üzerinde mutabakat, bize göre bir tavizdir. Nitekim pamuk ipliğine bağlı ateşkesi ihlal eden beklendiği gibi Ermenistan olmuştur. Katille pazarlık kurşun, bomba, kalleşlik olarak fatura edilmiştir. Çare yoktur, çözüm kalmamıştır, Dağlık Karabağ masada değil, sahada terör devleti Ermenistan’ın kafasına vura vura alınmalıdır. Dağlık Karabağ kahramanlık ve silah zoruyla Azerbaycan’a geçmelidir. Ateşkes ve diplomatik görüşmeler bundan sonra ele alınmalıdır.”

    Bahçeli, bugün Bakü ve Gence’yi bile tehdit noktasına gelen Ermenistan’ın, bu çatışma sürecinden güçlenerek çıkması halinde, geleceğin Azerbaycan Türklüğü için çok ağır sonuçlara yol açacağını kaydetti.

    Ermenistan’ın, işgal ettiği her yerden önşartsız çekilmesi gerektiğine işaret eden Bahçeli, “Bakü’yü hedef yapanlar, Erivan’ın da bir gece ansızın bedel ödeyeceğini ne akıllarından ne de kabus dolu anılarından çıkarmamaları hayatları ve güvenlikleri açısından en makul davranıştır. Bizden söylemesi; Türk milleti bilendir, beklenendir, özlenendir, sevilendir, adaletin nişanesidir, dahası zulmün yuvasını dağıtacak devasa kuvvettir.” dedi.

    “CHP kim, Doğu Türkistan’ı savunmak kim?”

    Yaşanılan süreçte Doğu Türkistan meselesinin tekrar gündeme getirilmesinin tesadüf olmadığını söyleyen Bahçeli, “Uygur Türklüğü’nün sorunu kuşkusuz sorunumuzdur. Hak gaspları, hukuk ihlalleri, insani trajediler hiçbir zaman onaylamayacağımız zorbalıklardır. Fakat MHP, karanlık mahfillerde hazırlanıp servis edilen kirli senaryoların zehirli akıntısına kapılmayacak, hiçbir telkine alet olmayacaktır.” ifadelerini kullandı.

    “CHP bize Uygur Türklüğü konusunda parmak sallayamaz, istikamet çizemez, dikte edemez, tavsiye ve tembihte bulunamaz.” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Onlar Moskova yolu gözlerken, biz esir Türklerin davasıyla nefes alıyorduk, Turan ülküsüyle, Türklüğün muzaffer günlerine ulaşma heyecanıyla fikir ve siyaset mücadelesi veriyorduk. Çizgimizde kırıklık yoktur, halen bu azimdeyiz, bu ahlaktayız, bu düşünce namusuna sahibiz. CHP kim, Doğu Türkistan’ı savunmak kimdir? Hele bir de Serok Ahmet var ki gürültü patırdı çıkarmakta üstüne yoktur. Kalkmış bize soru sormuş: Doğu Türkistan’da yapılan zulme niye sessiz kalıyormuşuz? Hızını alamamış olacak ki Doğu Türkistan’ı kaça sattığımızı da sorularının arasına iliştirmiş. Be hey Serok, söylesem anlamazsın, göstersem algılayamazsın, sussam gönül razı değil, yine de şunu bilmelisin ki satmak senin işindir, pazarlamak seninle anılan bir meslektir. Sen Doğu Türkistan’ın haritada yerini bilmiyorken Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in kalbi bu sevdayla çarpıyordu. Sen git Kobanici yoldaşlarınla kucaklaş, ecdadımızın geride kalan türbelerini boşaltmak için sözler ver, gücün yeterse kamyonlara yükleyip kaçabildiğin kadar kaç, belki kurtulur, belki yakayı kurtarırsın. Aklının ermediği konularda yorum yapma, masken düşer; çamurlu yollarda yürüme, üstün başın batar. Ne tuhaf bir haldir ki zilletin ortakları hiç bilmedikleri, uğruna hiç mücadele etmedikleri Doğu Türkistan meselesini gündeme taşıyorlar, istismarla oyalanıyorlar. Çünkü bunların kulaklarına fısıldayan, önlerine talimatname koyan dış mihraklar görev başındadır.”

    KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri

    Bahçeli, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklı mücadelesinden ödün vermeden sağlam duruşunu koruduğunu dile getirerek, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin tekrar mavi sulara açılmasının bu dirayetin, cesaretin, iradenin ezcümle bir neticesi olduğunu söyledi.

    KKTC’de geçen pazar günü gerçekleşen Cumhurbaşkanı seçiminde hiçbir adayın ilk turda yeterli oyu alamadığını, bütün gözlerin bu hafta sonunda yapılacak ikinci tura çevrildiğini anımsatan Bahçeli, “Kıbrıs milli bir davadır. Kıbrıs Türklüğü’nün kararlarına bağlıyız ve saygılıyız. Düşüncemiz ve inancımız odur ki toprak vererek çözüm arayanların KKTC’nin geleceğinde olmaması, Kıbrıs Türklüğü’nü temsil makamına oturmaması tarihi bir görev ve sorumluluktur.” dedi.

    Adil, kalıcı ve kapsayıcı bir barışın önüne Rumların set çektiğini belirten Bahçeli, “KKTC Cumhurbaşkanı seçimini müteakiben kurulacak müzakere masasına, Rumlar iyi niyetle ve ön yargısız gelirlerse ne ala, var olan sorunlar hakkaniyetle çözülebilecektir. Aksi halde müzakere sayfası kapanmalı, masa dağılmalı, herkes ocağında sağ olmalıdır. Federasyon modeli üzerinde yürüyen görüşmelerin sonuç vermediği ortadadır. Eşit ve egemen iki devlet seçeneği yegane çözüm olarak önümüzdedir.” diye konuştu.

    Kıbrıs Türklüğünün milli ve tarihi çıkarları hilafına her ilişki, her irtibat, her anlaşma ve uzlaşmanın kesinlikle yok hükmünde olduğunun altını çizen Bahçeli, “Vatan toprağı vererek çözüm arayan değil, Rumlara şirinlik yaparak ayakta kalmaya çalışan değil, vatana sahip çıkan, Rum oyunlarına aldanmayan ahlaklı ve milli bir cumhurbaşkanı vazgeçilmez bir mecburiyettir, bizim de başımızın tacıdır. Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır, çileler, sıkıntılar, işkenceler, kanlı Noeller, ıstıraplı yıllar, şehitler unutulmamıştır, Kıbrıs Türklüğü geleceğini kendi iradesiyle tayin etmeli, geçmiş acılar tekrar yaşanmamalıdır.” değerlendirmesini yaptı.

  • MHP’li Bulut süt üreticilerinin sorunlarına çözüm istedi

    MHP’li Bulut süt üreticilerinin sorunlarına çözüm istedi

    MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, “Devletimizin birçok alanda aldığı yerinde ve etkili tedbirlerin, süt üreticileri için de bir an evvel hayata geçirilmesini istiyoruz.” dedi.

    Bulut, MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ve MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı ile Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Kovid-19 salgınının hayatın birçok yönünü ve toplumun her ferdini etkilediğini hatırlattı.

    Bulut, sürecin başından itibaren devletin tüm sektörlere ilişkin olağanüstü performans sergileyip yerinde ve etkili tedbirlerle sürecin yaratacağı hasarı minimum düzeyde tutmaya gayret gösterdiğini söyledi.

    Tüm bu azme ve gayrete rağmen hala çözüm bekleyen ve müdahale edilmesi gereken bazı alanların, sektörlerin bulunduğunu belirten Bulut, bunlardan birinin süt üreticilerinin durumu olduğunu kaydetti.

    Bulut, “Bir an evvel devletin süt üreticilerinin içinde bulunduğu mali açmazlara ilişkin etkili ve yerinde çözüm önerilerini gündeme getirmesi gerekiyor.” dedi.

    Süt fiyatlarının 15 Kasım 2019’da toplanan Ulusal Süt Konseyince, üreticiden fabrikaya 2 lira 30 kuruş ve KDV olarak belirlendiğini anımsatan Bulut, aradan geçen sürede konseyin bir daha toplanmadığını, fiyatların, sabitlenmiş şekilde beklediğini ifade etti.

    Bu süreçte girdi fiyatlarındaki olağanüstü artışın, süt üreticilerinin belini tamamen büktüğünü dile getiren Bulut, “Acil ve ivedi bir şekilde Ulusal Süt Konseyinin bir yıl aradan sonra Anadolu’daki bu sese kulak vermesi, bir an önce yeniden toplanması, vatandaşın belini bükmeyecek şekilde ama süt üreticisinin de yüzünü güldürecek bir şekilde fiyat ayarlamasını yeni baştan inşa etmesi gerekiyor. Devletimizin birçok alanda almış olduğu yerinde ve etkili tedbirlerin süt üreticileri için de bir an evvel hayata geçirilmesini istiyoruz.” diye konuştu.

    Bulut, ayrıca “Yem Konseyi”nin kurularak fiyat denetimini ve köylüye verilen yemle ilgili kalite denetimi yapması gerektiğini kaydetti.

    “İnsanlık suçu işlemektedir”

    MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz da Mersin’in, Türkiye’nin en önemli tarım kentlerinden biri olduğuna işaret ederek üreticilerin bazı sorunlar yaşadığını söyledi.

    Bu sorunların başında, girdi maliyetlerinin geldiğini belirten Kılavuz, üreticilerin bu maliyetlerin düşürülmesini istediğini aktardı.

    Kılavuz, “Bunun yanı sıra sulama ihtiyacının karşılanması, kapalı devre sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması önemlidir. Çiftçimizi zorlayan bir başka husus, kredi ödemeleridir. Kredilerin geri ödemelerinde faizin kaldırılması ve kredilerin yapılandırılması üreticilerimizi rahatlatacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Ermenistan’ın Azerbaycan’ı işgaline yönelik de Kılavuz, Dağlık Karabağ bölgesinde, uluslararası anlaşmaları hiçe sayan, hukuku ayaklar altına alan bir işgalin sürdüğünü belirtti.

    “Ermenistan, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını fırsat bilerek Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etmiştir.” diyen MHP’li Kılavuz, bu işgaller sırasında binlerce soydaşı katleden Ermenistan’ın, medeni dünyanın gözü önünde insanlık suçu işlediğini vurguladı.

    Kılavuz, Dağlık Karabağ’da birçok şehrin Ermenistan’ın işgali altında bulunduğunu ve çatışmaların başladığı günden bu yana Ermenilerin, sivillere yönelik saldırılarına devam ettiğini anımsattı. Kılavuz, şöyle devam etti:

    “Hınçak’tan, Taşnak’tan ve Asala’dan ilham alan Ermenistan, terör devleti olarak işlediği cinayetler, yaptığı soykırım ve katliamlardan ötürü tarih ve hukuk önünde hesap vermelidir. Ermenistan’ın gerçekleştirdiği alçakça saldırıları nefretle lanetliyorum. Karabağ’ın işgalden kurtulması tarihi bir haktır.”

    MHP Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı da Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarında provokatif saldırılarına tekrar başladığına işaret ederek “Azerbaycan ordusunun ilerlemesi yaklaşık 30 yıldır işgal altında bulunan Karabağ’ın da kurtarılması ümidini tekrar canlandırmıştır.” dedi.

    Ermenistan’ın geçen pazar günü Gence’ye sonra da Mingeçevir ve Terter’e saldırmasının, buralardaki masumları hedef almasının, insanlık suçu olduğunu vurgulayan Kaşıkçı, “Çatışma bölgelerinde bozgun yaşayan Ermenistan’ın, İran sınırından içeri sokulan PKK/YPG’li teröristleri de yanına alarak mazlumlara ateş ve ölüm yağdırdığına, tüm dünyanın dikkat kesilmesi gerekmektedir.” diye konuştu.

  • Bahçeli: “TTB kapatılsın diyorum”

    Bahçeli: “TTB kapatılsın diyorum”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bizim sorunumuz Türk Tabipleri Birliği (TBB) Merkez Konseyi’ne yuvalanmış bir avuç Türkiye düşmanıyladır. Bizim hesabımız teröristlere güzellemeler yapan, ödüller yağdıran, övgüler düzen küçük bir azınlıkladır. Bu nedenle ‘Türk Tabipleri Birliği kapatılsın’ diyorum” dedi.

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Koronavirüs salgınının hayatın akışını bozmasının yanı sıra siyasetten ekonomiye, ticaretten sosyal ilişkilere, sanattan spora pek çok alanda olumsuz tesirlerini gösterdiğini belirten Bahçeli; maske, mesafe ve temizlik kurallarına özen gösterilmesinin herkesin asli görevi olduğunu söyledi. Bahçeli, “Türkiye bu badireyi Allah’ın inayetiyle en az hasarla en az kayıpla atlatacaktır. Sağlık Bakanı’mız ve donanımlı ekibi hastalıkla mücadele sürecini başarıyla yönetmektedir. Bilim Kurulu’muz bazı çatlak seslere rağmen meseleye hâkimdir ve bahse konu kurulun değerli üyeleri mesleklerinin ehlidir. Doktorlarımıza, hemşirelerimize, diğer bütün sağlık çalışanlarımıza çok şey borçluyuz” dedi.

    ‘HİÇ KİMSE NİYET OKUYUCULUĞUNA HEVES ETMESİN’

    MHP lideri Bahçeli, Sağlık Bakanlığı’nın verileri üzerinde şüphe uyandırmaya çalışanların, kendilerine göre yalan makinesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:

    “Bizim sorunumuz Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’ne yuvalanmış bir avuç Türkiye düşmanıyladır. Bizim hesabımız teröristlere güzellemeler yapan, ödüller yağdıran, övgüler düzen küçük bir azınlıkladır. Bu nedenle ‘Türk Tabipleri Birliği’ kapatılsın diyorum. Hiç kimse niyet okuyuculuğuna heves etmesin. Öküz altında buzağı aramasın. Bilhassa CHP Genel Başkanı ve sivri zekâlı CHP’li yöneticiler iftira tezgâhını gitsinler başka kapılarda açsınlar. Son gelişmelerle sabittir ki, Türk Tabipleri Birliği’nin Başkanlığına kimin seçildiğini, bu şahsın nasıl bir kötü sicile ve maziye sahip olduğunu nihayetinde herkes görmüştür. Hükümet başarılı bir şekilde koronayla mücadele ederken, gerçekleri çarpıtanlara, insanüstü gayretleri sulandıranlara, sağlık camiasını zımnen suçlayanlara göz yumamaz, hareketsiz kalamazdık. Arı kovanına soktuğumuz çomak ne tesadüfi ki kovan içinde saklanan CHP’ye değmiş, iyisinden kötüsüne kadar diğer bütün siyasi yandaşlara temas etmiştir. Attığımız bir taşla aynı dalda tüneyen birden fazla kuş havalanmıştır. Doğruları eğip bükerek bizi doktorlarımızla kutuplaştırmak isteyen Kılıçdaroğlu’na tavsiyem, en iyi yaptığı işte ustalaşması, mesela yeni bir iskambil destesi alarak zilletin diğer ortaklarıyla masaya oturup, birbirlerini hile yaparak ütmeleridir.”

    ‘ERMENİSTAN KATİL BİR DEVLETTİR’

    Azerbaycan- Ermenistan çatışmasına ilişkin Bahçeli, Ermenistan’ın 27 Eylül Pazar günü aynı zamanda Türkiye’ye de saldırdığını belirterek, şunları kaydetti:

    “Biz iki devlet olsak da yeri gelirse aynı bayrak altında toplanır, Türklüğe kefen biçmeye çalışan ne kadar zalim varsa hepsine karşı aynı sipere gireriz. Şakamız yoktur, fakat işgalcilerin şakağını sıkacak irademiz hamdolsun vardır, hatta sefer için tetikte beklemektedir. Ermenistan katil bir devlettir. Türk milletini düşman olarak bellemiştir. Dağlık Karabağ 30 yıldır kanayan bir yaraya dönüşmüştür. Artık bıçak kemiğe dayanmış, sabır taşı çatlamıştır. Bu Paşinyan isimli kokuşmuşun pişman olacağı günler gelip çatmıştır. Nitekim o gün bugündür. Kadınları, yaşlıları, savunmasız insanları bombalayan bu rezillerdir. Güç birleşmeli, Türk milleti tek yumruk halinde hedefe kilitlenmelidir. Nahçıvan’ın kaderi Bakü’dür. Aksi halde kudurmuş Ermeni çeteleri buraya da üşüşebilecektir. Bize göre Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının ateşkes, diyalog, müzakere, diplomasi gibi kandırmacalar yoluyla çözüm teklifleri şu aşamada tuzaktır, tertiptir, yenilgiye onaydır. Mütecaviz düşmanın beli kırılmadan, askeri başarı siyaseten tasdik edilmeden kurulacak her masa tavizdir. Ermenistan’ın silahlı çeteleri ya Dağlık Karabağ’dan çekilecekler ya da ezileceklerdir. Çatışma bölgelerinde bozgun yaşayan Ermenistan, İran sınırından içeri sokulan PKK/YPG’li teröristleri de yanına alarak mazlumlara ateş ve ölüm yağdırmaktadır. Bu barbarlığın döktüğü kanların bedeli damla damla terör devleti Ermenistan’a ve cani ortaklarına ödettirilecektir. Güney Kafkasya’da çözümün tek yolu, Ermenistan’ın işgal ettiği Türk topraklarından bahanesiz çekilmesi, Dağlık Karabağ’a Azerbaycan bayrağının dikilerek egemenliğinin teyit edilmesidir. Başka çare yoktur, başka seçenek yoktur, başka çözüm yoktur.”

    ‘BU CHP’YE NE OLUYOR?’

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere bazı ülke ve uluslararası örgütlerin ateşkes çağrılarının boşuna olduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Geçmişte yine aynı Konsey’in Ermenistan işgalinin sona ermesi, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a iade edilmesi hakkındaki kararları ortadadır. Diğer yandan Macron’un Suriye’den intikal eden 300 cihatçının çatışma bölgesine getirildiğini söylemesi hayal mahsulüdür, şizofrenik bir yalandır. Macron Türkiye’nin siyasi açıklamalarını not alıyormuş, varsın kanlı kalemiyle not alsın dursun, dileğim sorulacak hesabımızı yazmayı da asla unutmasın. Üstelik NATO’yu göreve davet ederek Türkiye’den izahat etmesi küstah bir taleptir. Kurdun boynu kalınsa, kendi işini kendi yaptığından dolayıdır. Türk milletinin hiç kimseye ihtiyacı yoktur. Hadi Fransa’nın melun açıklamasını normal karşıladık diyelim, peki bu CHP’ye ne oluyor? Hangi çıkar odakları bu CHP’yi kontrol ediyor? Kimler bu CHP’nin tarlasını sürüyor? Türkiye’nin Azerbaycan’a silah yardımı yaptığını, milis ya da cihatçı grupları bölgeye aktardığını kaygılı bir üslupla söyleyen CHP’nin Dış Politika Başdanışmanı ve eski Bakü Büyükelçisi’ne ne diyelim? Bu sefil sefirin sözlerini neye yoralım, nasıl yorumlayalım? CHP yönetimine sesleniyorum; bir kez olsun kalbiniz milletle çarpsın, bir kez olsun siyasetiniz soydaşlarımızın sesine ses olsun. CHP Genel Başkanı ya çevresindekilere ayar vermeli hatta kulaklarını çekmeli ya da tarafını belli ederek Paşinyan’ı kucaklamak maksadıyla kollarını açıp yeni bir yürüyüşe başlamalıdır.”

    ‘TÜRK MİLLETİ KAHRAMANDIR’

    MHP lideri Bahçeli, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’a saldırmasıyla birlikte Türkiye’nin 7 ayrı noktada hedefe koyulduğunu belirterek, “Libya’da Fransa, Rusya ve darbeci Hafter, Suriye’de; ABD, Rusya, Esad, İran, PKK, YPG ve diğer terör grupları, Kıbrıs’ta; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, ABD, Irak’ta; PKK ve diğer mütecaviz güçler, Afrika’da; bazı körfez ülkeleri ve küresel güçler, Doğu Akdeniz’de; İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Yunanistan, Fransa olmak üzere Türkiye çoklu bir cephe hattındadır. Çok şükür bütün muhasım güçler ve mücavir bölgeler dengelenmiş, milli ve müessir irade kuvvetle sergilenmiştir. Türk milleti kahramandır, egemenlik haklarını, mavi vatanını, tıpkı Anadolu coğrafyası gibi sonuna kadar savunacaktır” dedi.

  • CHP’li İnce’den Bahçeli’ye çağrı

    CHP’li İnce’den Bahçeli’ye çağrı

    CHP’li Muharrem İnce, ‘Memleket Hareketi’ gezileri kapsamında geldiği Artvin’de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türk Tabipler Birliği’nin kapatılmasına yönelik çağrısına ilişkin “Sayın Bahçeli, doktorlar bu memleketin akıllı evlatlarıdır. Memleketin akıllı evlatlarının üzerinden elini çek. Onlar biz ölmeyelim diye ölüyorlar” dedi.

    CHP’li Muharrem İnce, ‘Memleket Hareketi’ gezileri kapsamında Karadeniz ziyaretleri için dün akşam saatlerinde Trabzon’a geldi. Üzerinde ‘Memleket Hareketi’ yazılı otobüsle Trabzon’dan ayrılan İnce, geldiği Artvin’in Borçka ilçesinde vatandaşlar tarafından karşılandı. İnce, beraberinde eşi Ülkü İnce ve hareketin kurucuları arasında yer alan bazı isimlerle ilçede dolaşarak vatandaşları da selamladı. Daha sonra esnafı ziyaret eden İnce, pandemi nedeniyle sosyal mesafe ve maske uyarılarında da bulundu.

    Borçka’nın 34 yıl önce öğretmen olarak ilk görev yeri olduğunu hatırlatan İnce, “1986’nın 22 Kasım’ında Rahmetli babamın kullandığı kamyonla 30 saat süren bir yolculuktan sonra sabah ezanı okunuyordu şu köşeye geldiğimizde. 3 aylık bir bebeğimiz vardı. Çok zor bir yolculuktu. Karşıda bir evde oturduk iki buçuk yıl. Sonra geçim sıkıntısından istifa ettim. Dershanecilik yapmaya mecbur kaldım. 34 yıl sonra aynı şehre geldim. Anılarım canlandı. Burada iki buçuk yıl çok zor geçindim. Ama şunu söyleyeyim. Bir insan bir yerde görev yapar da hiç mi kötü anısı olmaz? Hiçbir kötü anım yok burada. Öğrencilerim yardım ederdi, Belediye başkanı yardım ederdi, vatandaş yardım ederdi. Yaşımız çok ufaktı, bebekle ilgili sıkıntılarımız olurdu, komşumuz Naime Abla vardı. Sanki teyzemiz, ablamız gibiydi. Fırıncı da, manav da, öğrenci de veli de herkes yardım ederdi” dedi.

    ‘ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜRETMEK İSTİYORUZ’

    Memleketin sorunlarını yerinde görüp çözüm önerileri üretmeyi istediklerini kaydeden İnce, “Dışarıdan gelen memurlara karşı Borçkalıların olağanüstü bir misafirperverliği vardı. Sadece bizim sıkıntımız aldığımız maaşla ilgiliydi. Tek maaşla hatırlıyorum bilet parası bulamadığımı. Anneme telefon açtım ‘bana yol parası gönder bilet parası bulamıyorum’ diye. Şubat tatiline öyle gittiğimi hatırlıyorum. Tekrar 34 yıl sonra burada memleket hareketinin kurucuları ile birlikte dolaşıyoruz. Memleketin sorunlarını yerinde görmek istiyoruz. Çözüm önerileri üretmek istiyoruz. Biliyorsunuz Türkiye’nin en yoksul bölgelerinden birisi burası, Doğu Karadeniz, Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane. Türkiye’de açlık sınırı 2300 lira. Ama bu bölgede kişi başına gelir ortalama 2237 lira. İşte Türkiye’yi Bu derin yoksulluktan kurtarmak için, Türkiye’yi başı dik onurlu bir ülke yapmak için yollardayız” diye konuştu.

    MHP LİDERİ BAHÇELİ’YE ÇAĞRI

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türk Tabipler Birliği’nin kapatılmasına yönelik çağrısına ilişkin konuşan İnce, şunları söyledi:

    “Sayın Bahçeli, doktorlar bu memleketin akıllı evlatlarıdır. Memleketin akıllı evlatlarının üzerinden elini çek. Onlar biz ölmeyelim diye ölüyorlar. Onlar çoluk çocuğunu evde bırakıp bizi iyileştirmek, bizi yaşatmak için ölüyorlar. Tıp fakültesine yüksek topuklu arkasına basılmış ayakkabı ile girilmez. Tıp fakültesine yüksek puanlı sınav belgesi ile girilir. Sayın Bahçeli bu memleketin akıllı çocuklarını daha fazla üzme.”

  • Bahçeli: Türk Tabipler Birliği derhal kapatılmalı

    Bahçeli: Türk Tabipler Birliği derhal kapatılmalı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türk Tabipleri Birliği derhal kapatılmalıdır. Türk Tabipleri Birliği yeni tip koronavirüs kadar tehlikelidir ve gereği acilen yapılmalıdır” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, gazetecilerin “Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılmasıyla ilgili çağrınız gündemin en çok konuşulan konu başlıklarından birisi oldu. Bu çağrınız farklı değerlendirmelere ve eleştirilere yol açtı. Son gelişmeler çerçevesinde görüşlerinizi alabilir miyiz?” sorusu üzerine yazılı açıklamada bulundu. Vahim bir salgınla mücadele ettiklerini, her gün insanların hayatını kaybettiğini belirten Bahçeli, vaka sayısının giderek tırmandığını, yoğun bakımdaki hasta sayısının arttığını belirtti.

    ‘TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ SÜREKLİ KORKU AŞILIYOR’

    Buna karşılık hekimlerin, hemşirelerin ve diğer sağlık çalışanlarının insanüstü bir emek sarf ettiğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

    “İnsani ve vicdani değerlere haiz hiçbir insanımız Covid-19 hastalığının yayılmasını istemez. Bunu temenni etmez. Hükümet canla, başla, samimiyetle habis virüse karşı direniyor, bütün imkanlar seferber ediliyor. Sağlık Bakanımız çok başarılı. Fedakar hekimlerimiz ve sağlık personelimiz özveriyle felaketin önünü kesmeye uğraşıyorlar. Maske, mesafe ve temizlik kurallarının ihlal edilmesinden kaynaklı risk ve tehditler yoğunlaştıkça elbette kaybımız ve kaygımız çoğalıyor. Türkiye’nin böylesi kırılgan bir döneminde sağlık kuruluşlarında siyah kurdele takmanın ne manası var? Kime faydası var? Hükümeti ve devleti hedef alarak ‘Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz’ temalı karanlık ve maksatlı eyleme niye ihtiyaç duyuluyor? Nereye varılmak isteniyor? Salgından toplumsal hareketlenme mi arzulanıyor? Bunları millet adına sormak en tabii hakkımız. Türk Tabipleri Birliği sürekli korku aşılıyor. Vatandaşlarımızı telaşa sürüklüyor! Hekimlerimiz arasına nifak sokuyor. Güvensizliği yayıyor. Yani virüsün eksik bıraktığını tamamlamayı amaçlıyorlar. Bu ihanet odağının hiçbir açıklaması kalpleri ferahlatmıyor. Milletimizin yüreğine su serpmiyor! Saklamaya, gizlemeye tevessül etmek nafiledir, çünkü yalın gerçekler ortadadır.”

    ‘YÖNETİCİLERİNDEN HESAP SORULMALI’

    Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği’nin salgın döneminde ‘yandık, bittik, tükendik’ şeklinde karamsarlık yaydığını belirterek, “Adı Türk olan, gerçekte bölücülüğün ve terörizmin saklandığı karanlık oluşum olan bu birliğin milletimizin ne bir özlemini ne de hedef ve hayallerini paylaştığı vakidir. 16 Eylül’de Twitter’den yaptığım açıklamanın sonuna kadar arkasındayım. Türk Tabipleri Birliği derhal kapatılmalıdır. Aynı zamanda dediğim şudur: Bu Birliğin yöneticilerinden hesap sorulmalıdır. Bakıyorum ki, malum medya organları, kalemini satmış sözde yazar çizer taifesi bizi eleştiriyor. Hepsi birden ağız birliği yapmışlar, Milliyetçi Hareket Partisi’ne nefret kusuyorlar! Mayalarının ve mizaçlarının gereğini yapıyorlar. Yine CHP’den İP’e, HDP’den marjinal partilere kadar Türk Tabipleri Birliği’nin tetikçiliğine heveslenen siyasi çıkarcıları da aziz milletimiz ibretle takip ediyor. Hevesleri beyhude, çabaları boşuna. Türk Tabipleri Birliği’nin derdi hastalarımızın şifa bulması, tedavi edilmeleri, insan ve toplum sağlığının güvenceye kavuşması falan değil. Bunların asıl meselesi acaba surda gedik açabilir miyiz, sorusuna cevap aramaktır” ifadesini kullandı.

    ‘GEREĞİ ACİLEN YAPILMALI’

    “Şehidi bilmeyen, bayrağı bilmeyen, milli ve manevi değerlere yabancılaşmış bir birliğin neresini tasvip edeceğiz?” diyen Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Bu kokuşmuşlara millet hesap soracaktır. Bunlarla mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Haklıyız, haktan ve halktan yanayız. Bugünden geçerli olmak üzere, Başkanlık Divanı üyesi bir arkadaşımızın başkanlığında bir heyet teşekkül etmiştir. Bu heyet marifetince Türk Tabipleri Birliği’nin dünü, bugünü, bütün fiili ve eylemleri incelenecek, gerekirse hazırlanacak dosya Cumhuriyet Savcılıklarına intikal ettirilecektir. Ümidimiz, kirli çamaşırların ortaya çıkmasıdır. HDP’nin yanında hizaya giren Türk Tabipleri Birliği Başkanı’na destek amacıyla telefon kuyruğuna girenler bize göre kendilerine yakışanı yapmıştır! Biz millet ne diyorsa onu söylüyoruz. Türkiye’ye husumet besleyen mihraklara da her zeminde karşı çıkacağız. Diyeceğim odur ki, Türk Tabipleri Birliği yeni tip koronavirüs kadar tehlikelidir. Ve gereği acilen yapılmalıdır.”

  • MHP Grup Başkanvekili’nden Türk Tabipler Birliği açıklaması

    MHP Grup Başkanvekili’nden Türk Tabipler Birliği açıklaması

    MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, “MHP’nin tepkisi, siyah kurdele kampanyasıyla sağlık hizmetlerinde bozgun planları yapan, gayri milli duruşunun gereğini her daim ortaya koyan Türk Tabipleri Birliği (TTB ) ve yöneticilerinedir.” ifadelerini kullandı.

    Bülbül, yaptığı yazılı açıklamada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “TTB, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemektedir. Bu nedenle sadece adında Türk bulunan Tabipler Birliği, derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır.” değerlendirmesine işaret etti.

    MHP’nin tepkisinin, “siyah kurdele kampanyasıyla sağlık hizmetlerinde bozgun planları yapan, gayri milli duruşunun gereğini her daim ortaya koyan TTB ve yöneticilerine” olduğunu belirten Bülbül, TTB’nin başlatmak istediği siyah kurdele kampanyasının, adeta seferberlik halinde olan sağlık camiasında bölünme, kargaşa ve zafiyet oluşturmaya yönelik art niyetli bir girişim olduğunu kaydetti.

    Bülbül, siyah kurdele kampanyası ile sağlık çalışanları arasında kurdele takan-kurdele takmayan ayrımı üzerinden bir tefrika-fitne planı yapılmak istendiğini, birliğin ve kenetlenmenin tek reçete olduğu bir dönemde TTB tarafından başlatılan bu kampanyanın asla masum görülemeyeceğini ve gösterilemeyeceğini ifade etti.

    “MHP’nin tepkisi fedakarca hizmet eden hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza değildir”

    MHP’li Bülbül, şunları kaydetti:

    “Bu kampanya, seferberlik ruhuyla mücadele veren sağlık ordumuzun psikolojik direncini kırmaya ve yapılan hizmetleri akamete uğratmaya yönelik sinsi bir faaliyettir. Yine sosyal medya üzerinden yürütülmeye çalışılan ‘Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz’ kampanyasını da bu kapsamda değerlendirmek gerekmektedir.

    Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli, gerek siyah kurdele kampanyası gerekse bugüne kadar ortaya koyduğu gayri milli faaliyetleri nedeniyle hekimlere ve hekimliğe hizmetten uzaklaşarak, Türkiye’ye muhasım odaklarla ağız ve davranış birliği içinde olan TTB’nin kapatılması gerektiğini belirtmiştir. Liderimizin, sağlık ordumuzu birbirine düşürmeyi hedefleyen siyah kurdele fitne hareketine ve TTB’ye yönelik açıklamalarına karşı, TTB’den ve beraberlik içinde olduğu zillet odaklarından koro halinde tepki ve saldırılar gecikmemiştir. MHP’nin tepkisi fedakarca hizmet eden hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza değildir. Tepkimizin hekimlere ve sağlık çalışanlarımıza olduğu yönünde algı oluşturmaya çalışmak, alçakça bir çarpıtma faaliyetidir.”

    TTB’nin, devletin terörle mücadelesine karşı çıkan, Hendek operasyonlarında devletin savaş suçu işlediğini iddia eden, Afrin’e yapılan Zeytin Dalı Harekatı’nı ‘insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunu’ olarak gören, PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen, terör örgütü PKK tarafından Diyarbakır’da şehit edilen Doktor Abdullah Biroğlu’nun ölümüyle ilgili PKK’yı kınamadığını belirten Bülbül, “TTB’nin gayri milli bir çizgide olduğuna dair şüphe yoktur. Aynı TTB, şimdi de Kovid-19 salgınıyla ilgili olarak cansiperane mücadele içerisinde olan Sağlık Bakanlığımızı ve sağlık çalışanlarımızı yalanlarıyla, tahrikleriyle provoke etmektedir. Ülkemizin her kader anında düşman beşinci kolu gibi hareket eden TTB yönetimi, bu faaliyetlerine devam edememelidir.” ifadelerini kullandı.

     “MHP meselenin farkındadır”

    MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin bu konuda yaptığı açıklamaların son derece haklı ve kamuoyunun üzerinde dikkatle durması gereken açıklamalar olduğunu vurgulayan Bülbül, bu açıklamalara karşı sosyal medya üzerinden yapılan organize saldırıların ise Türkiye düşmanı terör odakları tarafından organize edilen saldırılar olduğunu belirtti.

    MHP’ye yönelen bu saldırıların, milli ve haklı duruşunu teyit ettiğini ifade eden Bülbül, bu odakların çok açık bir şekilde Kovid-19 mücadelesinde Türkiye’nin başarısız olmasını istediğini kaydetti.

    Bu çevrelerin Kovid 19 salgınını, ekonomi, dış politika, güvenlik ve enerji gibi, Türkiye’yi kuşatma ve zayıflatma alanlarından biri olarak gördüğünü belirten Bülbül, “MHP meselenin farkındadır. Büyük bir azim ve kararlılıkla Türkiye’ye yönelik kuşatmanın yok edilmesi için mücadelesine devam edecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Türk Tabipler Birliği’nden Bahçeli’ye cevap

    Türk Tabipler Birliği’nden Bahçeli’ye cevap

    MHP lideri Bahçeli’nin kapatılmasına yönelik çağrısının ardından Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada ”Uyarı ve öneri paylaşmak etik sorumluluğumuzdur. Sözlerimizin arkasında, görevimizin başındayız” denildi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybeden vatandaş ve sağlık çalışanları için sağlık kurumlarına siyah kurdele asma kararı alan Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) sert tepki göstermişti. TTB’nin kararını “zehirli ve zillet bir komplo” olarak niteleyen Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması için çağrı yapmıştı.

    Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi toplantısının ardından yapılan açıklamada, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınına yönelik bilimsel verilere dayalı uyarı ve önerilerin kamuoyu ile paylaşılmasının birliğin evrensel, yasal ve etik sorumluluğu olduğu vurgulandı.

    ”SÖZLERİMİZİN ARKASINDA, GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ”

    Açıklamada ”Covid-19 salgınında kaybettiğimiz meslektaşlarımızı siyah kurdele ile anmak ve başka kayıplar olmasın diye çabalamak ise kaybettiklerimize ve yakınlarına karşı vefa borcumuzdur” denildi.

    Açıklamada ayrıca Türk Tabipleri Birliği ve hekimlerin dün olduğu gibi bugün ve yarın da bu sorumluluğunu yerine getirmeye devam edeceğinin altı çizilirken, “Merkez Konsey üyeleri olarak sözlerimizin arkasında, görevimizin başındayız” ifadeleri kullanıldı.

  • Bahçeli: Türk Tabipleri Birliği kapatılmalıdır

    Bahçeli: Türk Tabipleri Birliği kapatılmalıdır

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği hakkında sosyal medya hesabından çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türk Tabipleri Birliği’nin insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklediğini belirten Bahçeli, “Adında Türk bulunan Tabipleri Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır” çağrısında bulundu.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Türk Tabipleri Birliği hakkında çarpıcı ifadeler kullandı.

    Türk Tabipleri Birliği’nin sağlık kurumlarında siyah kurdele takmasına tepki gösteren Bahçeli, “Bu teşebbüs zehirli ve zillet bir komplodur” dedi. Bahçeli açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

    Ülkemizin yeni tip Koronavirüs salgınıyla mücadelesini kösteklemek isteyen, vatandaşlarımızla birlikte sağlık çalışanlarımızı telaş ve paniğe sürüklemek amacı taşıyan kötü niyetli bir kampanya devamlı mesafe almaktadır. Bunu görüyoruz, karanlık emel sahiplerini biliyoruz.

    “BU TEŞEBBÜS ZEHİRLİ VE ZİLLET BİR KOMPLODUR”

    Türk Tabipleri Birliği isimli ihanet oluşumu sözde artan vakalara, hayatını kaybeden insanlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza dikkat çekmek maksadıyla tüm sağlık kurumlarında siyah kurdele takacakmış! Bu teşebbüs zehirli ve zillet bir komplodur. Siyah kurdele takınca ne olacak?

    KOVİD-19 hastalığından tedavi gören insanlarımıza ne diyecekler? Bu kapsamda vefat eden kardeşlerimizin ailelerine ne anlatacaklar? Birlikten ziyade illete dönen tabipliğin yüz karaları nereye ulaşmayı hedefliyorlar? Siyah kurdele takan-takmayan ayırımı hastanelerde vasat bulursa muhtemel gelişmeler hakkında bir fikri olan var mıdır? Türk Tabipler Birliği Korona kadar tehlikelidir,tehdit saçmaktadır. Üstelik, hükümete yönelik “Yönetemiyorsunuz, ölüyor,tükeniyoruz” eylemi haince bir tertiptir.

    “TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ DERHAL KAPATILMALIDIR”

    Türk Tabipleri Birliği’nin insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklediğini belirten Bahçeli, birliğin kapatılması çağrısında bulundu. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

    Türk Tabipleri Birliği, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemektedir. Bu nedenle sadece adında Türk bulunan Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır.

    Virüsle mücadeleye hesapsız ve art niyetsiz devam eden vatansever bilim insanlarımızdan oluşacak bir müteşebbis heyet kurulmalı, rezaletin, hıyanetin ve Türkiye husumetinin kara sayfası kapatılmalıdır. Artık Türk Tabipleri Birliği’ne sabır ve tahammül gösterilmesi imkânsızdır.