Etiket: migren

  • Botoks migrene iyi geliyor

    Botoks migrene iyi geliyor

    Migrenin, baş ağrısının en sık görülen türlerinden biri olup hastaların iş ve sosyal yaşamlarını ciddi oranda düşüren rahatsızlıklardan biri olduğunu ifade eden Nöroloji Uzmanı Uz. Dr. İlknur Altaylı Ener, “Clostridium Botulinum bakterisinin ürettiği Botulinum toksin yani halk arasında bilinen ismiyle botoks estetik uygulamalar başta olmak üzere birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılabilmektedir. Migren botoksu, migrenin tedavisinde öne çıkan konforlu yöntemler arasında yer almaktadır. Dünya nüfusunu yüzde 2 ile yüzde 15‘ini etkilemektedir. Kadınlarda erkeklere oranla 3 kat fazla görülmektedir. Migren tedavisi çeşitli medikal basamakları içerir. En az 3 ay boyunca, her ay 15 veya daha fazla günde migren ağrıları yaşıyorsanız, migren ilaç tedavileri artık yetersiz kalıyor, ağrılarınız da beklenen azalmayı sağlamıyor ve yaşam kalitenizde istenilen düzelmeyi sağlamıyor ise, migren botoksu ile bu ağrılarınızdan kurtulmanız mümkün olabilir. Botoksu, kronik migren teşhisi alan, bir ayda en az 8 migren atağı yaşayan kişilerin hiç düşünmemesi gerekiyor. Ayrıca bir ayda 15 veya daha fazla günde baş ağrısı yaşayan, gerilim tipi dahil tüm hastaların botoks ile kendini mutlu etmesi gerekmektedir” dedi.

    Botoksun birçok nörolojik hastalık tedavisinde kullanıldığını belirten Uzm. Dr. Ener, “Uzun yıllardır kullanılmakta iken 2010 yılından itibaren FDA onaylı olarak kronik migrenin önleyici tedavisinde oldukça etkin bir yöntem olarak yerini almıştır. Botoks tedavisi ile kronik migren ataklarının sıklığının azaldığı bu hastaların tedaviden oldukça fayda sağladığı ve yaşam kalitesinin ciddi şekilde arttığı birçok çalışmada kanıtlanmıştır. Migren botoksu tedavisi sadece 15 dakika sürer ve klinik muayene odasında yapılır. Başın belirli bölgelerine küçük dozlar halinde uygulanır. Enjeksiyon sırasında çok ince iğneler kullanılır ve hasta ağrı hissetmez. O bölgede kas kasılmalarını ve sinir uçlarında ağrı iletiminde yer alan kimyasalların salınımını engeller. Migren botoks uygulamalarında genel prosedür 3 ay ara ile 3 tedavi dozudur” şeklinde açıkladı.

    Migren botoks uygulaması sonrası yapılması gerekenleri sıralayan Ener, “2 gün boyunca kan sulandırıcılardan, sıcak su, hamam, sauna ve ağır sportif faaliyetlerden kaçınmak gerekmektedir. En önemli hususlardan birisi migren botoksu uygulama ihtiyacı bir nöroloji hekimi tarafından koyulması ve nöroloji hekimi veya bu konuda eğitim almış bir hekim tarafından uygulanması konusudur” dedi.

  • Ameliyatı olmayan hastalık

    Ameliyatı olmayan hastalık

    Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin düzenlediği “Migren Farkındalık Ayı Haziran 2023” başlıklı seminerde Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burcu Polat önemli bilgiler paylaştı. Migrenin en yaygın beyin hastalığı olduğunu söyleyerek sunumuna başlayan Doç. Dr. Burcu Polat, migreni; “Beyinde yaşanan bir dizi kimyasal değişimin sonucu yaşanan özel bir baş ağrısı türüdür” şeklinde tanımladı. Ağrının genellikle başın bir yarısından başlayıp, 4 saat gibi uzun bir süre devam ettiğinin bilgisini veren Polat, şiddetli baş ağrısı ve zonklama ile beraberinde; mide bulantısı, kusma, ışık, ses, koku ve dokunmaya artmış hassasiyetin eşlik ettiğini ifade etti.

    “Türkiye’de her 5 kadından biri, her 10 erkekten biri migren hastası”

    Ülkemizden her 5 kadından biri ve her 10 erkekten birinin migren hastası olduğunu söyleyen Polat, “Bu hastalık ülkemizde ve dünyada kişilerin yaşam kalitesini bozarak mağduriyet yaşatan ilk on hastalık arasındadır. Ülkemizde çocuk ve ergenlerin onda birinde migrene bağlı baş ağrısı sorunu bulunmaktadır” dedi. Stres seviyesinde ani değişim, anksiyete, deprosyon, kronik stres, fiziksel veya mental tükenmişlik hali gibi nedenlerin migreni tetiklediğini kaydeden Doç. Dr. Polat, fermante besinler, küflü peynir, kurutulmuş besinler, çikolata, kuruyemişler, nitrat içeren besinler ve işlenmiş besinler gibi gıda ürünlerin de migreni tetiklediğini söyledi.

    Migren mi? Sinüzit mi? Psikolojik mi? yoksa beyin tümörü mü?

    Migren mi? Sinüzit mi? Psikolojik mi? Yoksa beyin tümörü mü? gibi soruların sıklıkla sorulduğunu dile getiren Doç. Dr. Burcu Polat, “Migrenlilerin yüzde 70’e yakınında alerjik üst solunum yolu problemleri görülür. Bu bazen sinüzite yol açar. Ancak bu iki sorun baş ağrısı konusunda uzman bir hekim tarafından kolaylıkla ayırt edilebilir. Migren atakları stresle tetiklenir; ancak bu özünde psikolojik diye tanımlanan bir ağrı türü değildir. Beyin tümörleri neyse ki baş ağrılarının seyrek nedenleri arasındadır” ifadelerini kullandı.

    “Migren hastalığınızı 3 soru ile belirleyebilirsiniz”

    Migrenin 3 soru testi ile tespit edilebileceğini söyleyen Burcu Polat, bu soruları; “3 ay içinde, 1- Midenizde bulantı veya rahatsızlık hissettiniz mi? 2- Baş ağrısı sırasında ışık rahatsız etti mi? 3- Baş ağrılarınız en az bir gün işten güçten kısıtladı mı?” şeklinde sıraladı. Migrenin tedavi edilebileceğinin altını çizen Polat, “Hastanın bilinçlenmesi, yaşam şeklinin düzenlenmesi, atak esnasında uygulanacak ilaç ya da ilaç dışı müdahaleler, atakları önleyecek düzenlemeler ve gerekirse ilaç ya da müdahaleler” gibi müdahale ve önlemlerle migrenin tedavi edilebileceğini söyledi.

    Yaşam tarzı değişikliği ve Akdeniz usulü beslenmeyle etkisini azaltabilirsiniz

    Migrenin ameliyatı olmadığını vurgulayan Burcu Polat, bünyesel bir hastalık olan migrenin ameliyatla düzelemeyeceğini, Akdeniz usulü beslenme ve yaşam tarzını değiştirmeyle etkisinin azaltılabileceğini dile getirdi.

    Seminer sonunda kısa bir konuşma yapan Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, seminerin yararlı olduğunu ifade ederek, seminere katkı sunanlara ve katılımcılara teşekkür etti. Başarılı sunumu ve yaptığı çalışmaları için Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burcu Polat’a teşekkür belgesi takdim eden Prof. Dr. Sözbir, katılımcılarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.

    Seminere; Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şerif Demir, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı ve Doç. Dr. Cengiz Tuncer, öğretim elemanları, sağlık çalışanları, öğrenciler ve davetli misafirler katıldı.

  • Engellilik oluşturan ikinci hastalık

    Engellilik oluşturan ikinci hastalık

    Düzce Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Kliniği’nde hasta kabulüne başlayan Doç. Dr. Burcu Polat, toplumda oldukça yaygın görülen nörolojik hastalıklardan biri olan migren hakkında bilgiler paylaştı.
    Migrenin beyinde meydana gelen bir takım elektrokimyasal değişimler sonucu oluşan özel bir baş ağrısı türü olduğunu dile getiren Doç. Dr. Burcu Polat, “Ağrı genellikle başın bir yarısından başlar ve şiddetlenir. Migren baş ağrısı normal bir baş ağrısından çok daha zorlayıcıdır, uzun sürer (en az dört saat) ve beraberinde mide bulantısı, kusma, ışık, ses, koku ve dokunmaya karşı hassasiyet eşlik eder.” dedi.
    Ülkemizde her 6 kadından 1’inin ve her 10 erkekten 1’inin “migren” hastası olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Polat, bu hastalığın ülkemizde ve dünyada kişilerin yaşam kalitesini bozarak mağduriyet oluşturan hastalıklar arasında olduğunu ifade etti.

    “Dünyada migrenin görülme sıklığı yüzde 20’lerde”

    Tüm dünyada migrenin görülme sıklığının yüzde 20’lerde olduğunu belirten Polat, bazı tetikleyicilerin; uygun genetik yatkınlığı olan kişilerin hayatlarının bir döneminde, migren ataklarını ortaya çıkarabileceğine işaret etti. Hormonlar, açlık, stres, uyku düzeni bozukluğu, çeşitli besinler, su tüketiminin yeterli olmaması, iklim değişiklikleri, ışık-ses-koku açısından uygun olmayan çevre koşullarının migrenin başlıca tetikleyicileri olduğunu dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
    “Migrenli kişilerin büyük bir kısmında alerjik üst solunum yolu problemleri ve bununla ilişkili sinüzit de görülebilir. Migren atakları stresle tetiklenir ancak bu özünde psikolojik diye tanımlanan bir ağrı türü değildir. Beyin tümörleri neyse ki baş ağrılarının seyrek nedenleri arasındadır. Migren hastalarında muayene, kan tahlilleri ve beyin görüntüleme çalışmaları sıklıkla normaldir. Doktor teşhis için değil başka nedenleri dışlamak için bazen ilave incelemeler isteyebilir. Migren teşhisi koyarken doktorunuz 296 ayrı baş ağrısı türü arasında karar vermek zorundadır. Baş ağrısı, uzman bir hekim tarafından kolaylıkla ayırt edilebilir.”

    Hastalığın tedavisinde hastanın ağrıları konusunda bilinçlenmesi, yaşam şeklinin düzenlenmesi, atak esnasında uygulanacak ilaç ya da müdahaleler ve atakları önleyecek uygulamaların planlanabileceğini belirten Doç. Dr. Burcu Polat, özellikle ayda 3’ten fazla atak geçiren ve atakları uzun süren hastalarda 3 ay kadar takip ve tedavi uygulanmasının önemini vurguladı.

    “Migrenin ameliyatı yoktur”

    Migren aşısı diye bilinen, aylık uygulanan yeni ilaç grubunun dirençli migren hastaları için ilk başta önemli bir tedavi seçeneği olduğunu ifade eden Doç. Dr. Polat, aşı ile tüm dünyada kullanan binlerce hastadan umut verici sonuçlar elde edildiğine işaret etti. Migren ameliyatı olarak bilinen, başta ağrı hissini taşıyan sinirlere yapılan cerrahi müdahalelerin, bilimsel dayanağı olmayan tedavi yaklaşımları olduğunun altını çizen Polat, “Migrenin ameliyatı yoktur, hiçbir mantığı bulunmamaktadır.” diye konuştu.
    Migrenin tıbbi açıdan; sülük, hacamat, homeopati, proloterapi, fitoterapi vb. uygulamalarının ispat edilmiş hiçbir etkisi olmadığını dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Sadece akupunktur, klasik migren tedavilerine cevap vermeyen ya da ilaç kullanamayan / kullanmak istemeyen kişilerde bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilir” ifadelerine yer verdi.

    “Ağrı kesicileri sürekli tüketmek çok zararlı”

    Ağrı kesicileri sık ve uygun olmayan şekilde sürekli tüketmenin çok zararlı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Polat, “Aynı şekilde migreni tedavi etmeden ağrıya dayanmaya çalışmak da kişilerin yaşam kalitesini bozduğu gibi beyinlerinde de kalıcı kimyasal değişimlere yol açabilir, depresyon ve uyku bozukluğunu tetikleyebilir” dedi.

    Migren Bir Engellilik midir?

    “Müzmin (kronik) migrenin” Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre acil müdahale listesindeki ilk 10 hastalık içerisinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Burcu Polat, “Hastaların 4’te 1’inde yaşam kalitesinin yüzde 90’ı aşan oranlarda bozulduğu rapor edilmiştir. Hastaların yüzde 65’ten fazlası migren atakları nedeniyle iş yerlerinde sorun yaşadıklarını bildirmişlerdir. Bu tür hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa da ise 50 milyon dolar harcanmaktadır. İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişi migren nedeni ile okula veya işe gidememektedir. Migren felçten sonra engellilik yapan en önemli ikinci hastalıktır” şeklinde açıklamasını tamamladı.

  • Migren ataklarınızı hangi besinler tetikliyor? Hangi besinlere dikkat edilmeli?

    Migren ataklarınızı hangi besinler tetikliyor? Hangi besinlere dikkat edilmeli?

    Migren ve beslenme arasında karmaşık bir ilişki bulunmaktadır. Bazı besin içerikleri sinir yollarını etkileyerek ağrı oluşturabilmektedir. Migrene ilişkin akut ve önleyici tedaviler ile birlikte beslenme de önemli bir parça olarak görülmektedir. Migren hastalarının değerlendirilmesinde tüketilen besinler sorgulanmakta ve hastanın beslenme günlüğü tutması sağlanarak atak zamanlarında dikkat edilmesi gereken besinler belirlenebilmektedir.

    Yalnızca beslenmeye dikkat edilerek migren ağrılarında yüzde 30’a kadar azalma sağlamaktadır. Beslenme kaynaklı tetikleyicilerin en başındaaçlık vardır. İkinci sırada ise çikolata ve alkol gelmektedir. Migren hastaları bazen besin öğelerinden bir ya da birden fazlasına karşı hassas olabilirler.

    Baş ağrısını tetikleyen besinlerin içerisinde bulunan bazı kimyasallar MSG (monosodyum glutamat), nitrat, nitrit, tiramin ve histamin içeren diğer aminlerdir.

    • Sert, Aşırı Tuzlu ve Çedar Peynir Çeşitleri, tiramin içeriklerinden dolayı atak riskini arttırmaktadır.
    • Çikolata, feniletilamin içeriğinden dolayı atak riskini arttırmaktadır.
    • Turunçgiller, oktopamin içeriğinden dolayı atak riskini arttırmaktadır.
    • Alkollü İçecekler, histamin içeriğinden dolayı atak riskini arttırmaktadır.
    • Yer Fıstığı, IGG(İmmünglobülin G) antikoru içeriğinden dolayı atak riskini arttırmaktadır.
    • Kafein bağımlılığı ve aşırı kahve tüketimi de zonklayıcı baş ağrısı ve migren ile ilişkilendirilmektedir.
    • Hazır ve Paketlenmiş Gıdalarda renk vermek amacıyla kullanılan sodyum nitritin bazı bireylerde baş ağrısına sebep olduğu ve vazodilatasyon (damar genişlemesi) ile ilişkili olabileceği belirtilmektedir.
    • Sigara, aşırı stres, yorgunluk ve uzun süre bilgisayar ve televizyon karşısında durmakta migren ataklarını tetikleyicidir.

    MİGREN HASTALARI NELERE DİKKAT ETMELİDİR?

    Kan şekerinin düştüğü durumlarda baş ağrısı durumu artar. Bu sebeple öğün atlamamaya önem göstermelisiniz. Günlük en az 2-2,5 litre su içmeli ve 30 dakika yürüyüş yapabilirsiniz. Günde en az 7 saat uyumalısınız. Kafein alımı sınırlandırmak ağrıları azaltıcı etki sağlamaktadır. Ağrı başlangıcı hissedildiği anda 1 kupa Melisa Çayı ve Ihlamur gibi rahatlatıcı çaylar tüketebilirsiniz.