Etiket: mikroplastik

  • ‘Mikroplastik’ tehlikesi

    ‘Mikroplastik’ tehlikesi

    Mikroplastik‘ tehlikesine dikkat çeken Uzm. Dr. M. Emin Dinççağ, “Mikroplastik, günümüzün en önemli halk sağlığı sorunu, en ciddi çevre kirleticisidir. Günümüzün en önemli çevre kirleticisi olan mikroplastik, yediğimiz içtiğimiz gıdadan, içme suyumuza, anne sütüne kadar yapılan tıbbi araştırmalarda her yerde karşımıza çıkmaktadır. Henüz insan sağlığı için yol açacağı sağlık problemleri net olarak bilinemese de, otoimmün hastalıklara, Alzheimer hastalığında, üreme sistemini etkileyen hormonları bozduğu konusunda bilgilerimiz var. Ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızdadır” diye konuştu.

    Dünya nüfusunun hızla arttığını hatırlatan Dinççağ, “İnsanoğlunun turistik ve hareketli yaşamı, endüstriyel üretim ve tüketimin artması, daha iyi yaşam kalitesi beklentileri hızla çevrenin kirlenmesine ve ekosistemlerin bozulmasına yol açıyor. Hava kirliği, deniz kirliliği, toprağın bilinçsizce kirletilmesi, yanlış tarımsal politikalar yanında endüstri için ucuz, hafif ve kolay elde edilen bir madde olan plastiğin daha çok kullanılması günümüzde en ciddi çevre kirliliğine neden olmuştur. Son zamanlarda plastiğin yol açtığı çevre felaketi daha çok gündeme gelmekte ve artık bir önlem alınmasının kaçınılmaz olduğu sıklıkla vurgulanmaktadır. Zira yapılan birçok araştırmada, anne sütünden, içtiğimiz suya, yediğimiz balığın bünyesinde, ergenlerden alınan kan örneklerinde mikroplastiğe rastlanması ve gittikçe önlenemeyen plastik kullanımı önlem alınmasının gerekli olduğunu ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

    Dr. Dinççağ, şöyle devam etti:
    “Özellikle çevreye saçılan mikroplastiğin dünyanın en uzak ve bakir yörelerinde tespit edilmesi, sular ile denizlere taşınması ve balıkların ve diğer deniz ürünleri ile karıştırılarak balıklar için gıda ürünü gibi balığın bünyesine taşınması ve oradan insan vücuduna besin olarak geçmesi, su içtiğimiz pet şişeler ile yine insan vücuduna girmesi alarm verici bir tespit olarak karşımızdadır. Banyo perdelerinden paspaslara, ev gereçlerinden birçoğundan giysilerimize, diş fırçasından çocuk oyuncaklarımıza, kozmetik ürünlerden diş macununa, peynir kaplarımızdan alışveriş poşetlerine her şeyde hayatımızda olan plastik ve mikroplastik insan sağlığını da olumsuz olarak etkilemektedir. Henüz çok aydınlatıcı veriler olmamasına rağmen insanın üreme sistemi üzerine olumsuz etkileri olabileceği, otoimmün hastalıklara etken olabileceği ve Alzheimer gibi hastalıkları tetikleyebileceği şeklinde düşünceler mevcuttur.”
    Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğden bahseden Dinççağ, “Plastiğe temas eden gıdalarla ilgili tedbirlerin alınması için üreticiye Türk Gıda Kodeksi Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeler Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklikler, süre verilerek Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Avrupa Kimyasal Ajansının(ECHA) önerileri ile Avrupa Parlamentosu’na ve Konseyi’ne bu alanda kısıtlamalar yapılmasına dair tavsiyeleri sürekli gündemde olmuştur. 2023/2055 Avrupa Birliği Yönetmelikleri mikroplastikler üzerine kısıtlamalar getirmektedir. Sentetik polimer mikro partikülleri kendi başlarına maddeler olarak belirli bir oranın üzerinde üretimde kullanılmaları yasaklanmıştır. Yılda 42 bin ton mikroplastiğin havaya, toprağa, suya ve okyanuslara karıştığı ve bu tehlikenin önlenmesinin insan hayatı için çok önemli olduğu artık günümüzde çok ciddi düşünülen çevre sorunlarındandır” ifadelerini kullandı.

  • Bebeklerin plasentasında mikroplastik tespit edildi

    Bebeklerin plasentasında mikroplastik tespit edildi

    Bebeklerin plasentasında ilk kez mikroplastik parçacıkları tespit edildi. Vücuttaki mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkileri henüz bilinmiyor, ancak çalışmada araştırmacılar plasentanın önemli rolü nedeniyle muhtemel olarak zararlı plastik parçacıklarının varlığının büyük bir endişe kaynağı olduğu sonucuna vardı. Çalışmayı yöneten Antonio Ragusa ise konuyla ilgili “Bir Cyborg bebeğe sahip olmak gibi” ifadelerini kullandı.

    Anne karnındaki bebekleri sarmalayan ve anneyle bebek arasındaki besin, oksijen ve diğer maddelerin alışverişini sağlayan yapı olan plasentada ilk kez mikroplastik parçacıkları tespit edildi. Vücuttaki mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkisi henüz bilinmiyor, ancak bilim insanları parçacıkların, uzun süreli hasara neden olabilecek ya da fetüsün gelişen bağışıklık sistemini bozabilecek kimyasallar taşıyabileceklerini söyledi. Mikroplastik parçacıklarının, annenin yeme içme veya solunumu aracılığıyla plasentaya ulaştığı tahmin ediliyor.

    PARÇACIKLAR PLASENTALARIN HEM FETÜS HEM ANNE TARAFINDA HEM DE FETÜSÜN GELİŞTİĞİ ZARIN İÇİNDE TESPİT EDİLDİ

    Çalışma, Environment International dergisinde yayımlandı ve İtalya’nın başkenti Roma’daki San Giovanni Calibita Fatebenefratelli Hastanesi’nde Doğum Bilim ve Jinekoloji Direktörü olan Antonio Ragusa tarafından yönetildi. Çalışmada 6 plasentanın incelendiği ifade edilirken, mikroplastik parçacıkları, normal gebelik ve doğumları olan 4 sağlıklı kadından alınan plasentaların hem fetüs hem anne tarafında hem de fetüsün geliştiği zarın içinde tespit edildi. Ayrıca, bir düzine plastik parçacıklarının bulunduğu, her plasentanın sadece yüzde 4’ünün analiz edildiği bunun da toplam mikroplastik sayısının çok daha yüksek olduğuna işaret ettiği ifade edildi. Analiz edilen tüm parçacıkların mavi, kırmızı, turuncu veya pembeye boyanmış plastikler olduğu ve parçacıkların kaynağının ambalaj, boya, kozmetik veya kişisel bakım ürünleri olabileceği belirtildi. Araştırmacılar, çalışmadaki diğer 2 kadının plasentasında parçacıkların bulunmadığını bunun da farklı fizyolojik yapı, diyet veya yaşam tarzının sonucu olabileceğini ifade etti.

    “PLASTİK PARÇACIKLARININ VARLIĞI BÜYÜK BİR ENDİŞE KAYNAĞI”

    Tespit edilen mikroplastiklerin çoğunlukla 10 mikron (0.01mm) boyutunda olduğu ve bunun da parçacıkların kan dolaşımında taşınabilecek kadar küçük olduğu anlamına geldiği ifade edildi. Parçacıkların bebeklerin bedenlerine girip girmediği ise araştırmacılar tarafından değerlendirilemedi. Çalışmada araştırmacılar, plasentanın fetüsün gelişimini desteklemedeki ve dış çevre ile bir arayüz görevi görmedeki önemli rolü nedeniyle, muhtemel olarak zararlı plastik parçacıklarının varlığının büyük bir endişe kaynağı olduğu sonucuna vardı. Mikroplastiklerin fetüsler üzerindeki olası etkilerinin fetüsün yavaş gelişmesini de içerdiği belirtilirken, plasentadaki mikroplastiklerin etkisi üzerine bilgi edinmek için daha fazla çalışma yapılması gerektiğine vurgu yapıldı.

    “BİR CYBORG BEBEĞE SAHİP OLMAK GİBİ”

    Çalışmayı yöneten Antonio Ragusa konuyla ilgili olarak “Bir Cyborg (biyolojik ve yapay kısımları olan varlıklara verilen isim) bebeğe sahip olmak gibi; artık sadece insan hücrelerinden oluşmuyor, biyolojik ve inorganik varlıkların bir karışımından oluşuyor” ifadelerini kullandı. Ragusa ayrıca bulguların anneleri şoke ettiğini de belirtti.

    PLASTİK İÇERMEYEN DOĞUM PROSEDÜRÜ UYGULANDI

    İtalyan araştırmacıların, plasentaların herhangi bir bulaşın önlenmesi için plastik içermeyen bir doğum prosedürü uyguladı. Doğum uzmanları ve ebelerin, doğum yapan kadınlara yardımcı olmak için pamuk eldiven kullandıkları, ayrıca doğum odasında sadece pamuklu havluların kullanıldığı ifade edildi.