Etiket: millet ittifakı

  • Akşener, Millet İttifakı’na kapıları kapadı

    Akşener, Millet İttifakı’na kapıları kapadı

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Yerel seçimlerde 81 ilin tamamında kendi adaylarını çıkartacaklarını ve seçime tek başlarına gireceklerini söyleyen Akşener, böylece Millet İttifakı’na kapıları tamamen kapatmış oldu.

    “Milletten değil, pazarlıktan medet uman ittifak siyasetini reddediyoruz”

    Mevcut siyasi ittifaklara dikkat çekerek, ittifak siyasetini reddettiklerini belirten Akşener, “İşin en acısı da ne biliyor musunuz? Bugün yaşadıklarımızın tek suçlusu AK Parti olmasına rağmen mesuliyetin sadece AK Parti’de olmaması. Eğer ki siyasetin popülizmle değil akılla, şahsi çıkarlarla değil milletin sesiyle yapılmasını sağlayabilseydik bugün her şey çok farklı olabilirdi. İYİ Parti olarak biz sadece yaptıklarımızdan değil, yapamadıklarımızdan da mesuliyet hissedenleriz. Çünkü bizim anlayışımıza göre mesuliyeti reddederek siyaset yapılmaz. Evet, ne yazık ki bugünlere gelmemize engel olamadık. Ancak yarın için mücadele etmekten vazgeçecek değiliz. Einstein der ki, ‘Delilik, aynı şeyleri yapıp, farklı sonuç beklemektir.’ İşte bu yüzden biz herkesin kendi iktidar sahasında, halinden gayet de memnun olduğu statüko siyasetini reddediyoruz. Ceketlerin, kola kutularının millete seçenek olarak sunulduğu dayatma siyasetini reddediyoruz. Her türlü öfkeyi, kini, kutuplaşmayı besleyen popülist siyaseti reddediyoruz. Toplum vicdanının yaralarını, merhem elindeyken kaşıyıp kanatmayı seçen çıkarcı siyaseti reddediyoruz. Her daim siyaset esnafının kazanıp milletin kaybettiği basiretsiz siyaseti reddediyoruz. Ez cümle milletten değil, pazarlıktan medet uman ittifak siyasetini reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız”

    Yaklaşan yerel seçimler hakkında da konuşan Akşener, “Aslında biz bundan sonra da en iyi bildiğimiz şeyi yapmaya devam edeceğiz. İl il, ilçe ilçe, sokak sokak, kapı kapı gezip milletimizin ayağına gideceğiz. Her bir vatandaşımızın taleplerini, isteklerini ve varsa eleştirilerini dinleyeceğiz. Onlara bahaneler değil, çözümlerimizi anlatacağız. Kayıkçı kavgalarını, suni gündemleri değil, milletin gerçek gündemini konuşacağız. Nasıl ki, dün korkaklığın sessizliği her yeri sarmışken milletin sesini haykırdıysak, bugün de milletin sesini yine tek başımıza duyuracağız. Nasıl ki 25 Ekim 2017’de çıktığımız bu kutlu yolda tüm engelleri, iftiraları, baskıları tek başımıza göğüslediysek, bugünden sonra da tek başımıza olacağız. Önümüzdeki yerel seçimlerde 81 ilde kendi adaylarımızla hür ve müstakil siyasetimizle tek başımıza aziz milletimizin huzuruna çıkacağız” dedi.

    “İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya da milletimiz adına teşekkür ediyorum”

    İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğüne gerçekleştirilen terör saldırısı girişimi hakkında konuşan Akşener, “Biliyorsunuz, geçtiğimiz pazar günü hep birlikte büyük bir endişeyle uyandık. Ankara’da İçişleri Bakanlığı’nın önünde hain bir terör saldırısı yaşandı. Şükürler olsun ki saldırı amacına ulaşamadan bertaraf edildi. Bu vesileyle buradan kahraman Türk polisimizi yürekten kutluyor, şükranlarımızı sunuyorum. Yaralanan polislerimize de acil şifalar diliyorum. Ayrıca uzunca bir süredir alışılagelenin aksine süreci ciddiyet ve şeffaflıkla yürüten İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya da milletimiz adına teşekkür ediyorum. Gerek bu süreçte, gerekse de son dönemde emniyet teşkilatımızın suç örgütlerine karşı yürütmüş olduğu başarılı operasyonlar, sayın bakanın kararlı bir duruş sergilediğini gösteriyor. Ancak tabii ki AK Parti bünyesindeki bazı odakların bu duruştan ne kadar memnun olduğu meçhul. Çünkü bu odakların, bu devletin, bu Cumhuriyetin yetiştirdiği liyakatli insanlarla problemi olduğunu çok iyi biliyoruz. Onların önünü açmak yerine yolunu kesmek istediklerini de biliyoruz. Nitekim geçtiğimiz günlerde benzer bir durumun Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek için de geçerli olduğunu söylemiştim. Dolayısıyla buradan sormak istiyorum: Artık, kendi kendini tüketen bir cadı kazanına dönüşen AK Parti bünyesinde dün Sayın Mehmet Şimşek’i, bugün Sayın Ali Yerlikaya’yı hedef alanlar acaba yarın kime odaklanacak? Sıradaki şanslı yarışmacı acaba kim olacak? Yoksa Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan mı?” ifadelerini kullandı.

  • Davutoğlu, Millet İttifakı dağılmış görünüyor

    Davutoğlu, Millet İttifakı dağılmış görünüyor

    Türkiye yeniden bir seçime hazırlanıyor…

    Genel seçimlerin yankıları sürerken, partiler bu kez yerel seçimler için kolları sıvadı.

    Ama Millet İttifakı’nın küçük ortaklarında ise ittifakın dağılmasından duyulan üzüntü hakim.

    Küçük partiler 38 milletvekili çıkardı

    Seçime CHP listelerinden giren DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti toplam 38 milletvekilini Meclis’e gönderdi. Alınan yenilginin ardından 3 parti, çıkardıkları vekillerle CHP’den ayrıldı.

    14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta gerçekleşen genel seçimlerde yenilgiyle ayrılan ‘Millet İttifakı’ ortaklarından bir bir ‘ittifak dağıldı’ açıklaması gelmeye başladı. İYİ Parti ve CHP’den gelen ‘Milleti İttifakı bitti’ açıklamalarına bir yenisi daha eklendi.

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katıldığı canlı yayında ‘Millet İttifakının’ akıbetine ilişkin açıklamada bulundu.

    “Millet İttifakı artık yok”

    Ahmet Davutoğlu, “Millet İttifakı artık yok açıklamasında bulundu.

    “Bu realiteyi kabul etmek ve bununla yaşamak durumundayız”

    Davutoğlu, İlk defa bu tabiri kullanacağım ve üzülerek söylüyorum. Millet İttifakı dağılmış görünüyor.  Akşener ve birçok lider bunu vurguladığı için ortada bir realite var. Bu realiteyi kabul etmek ve bununla yaşamak durumundayız.

    “Muhafazakar seçmeni ikna edemedik”

    Genel seçimlerdeki yenilgiye ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, Muhafazakar seçmeni ikna edemedik dedi.

  • Özdağ: Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz

    Özdağ: Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz

    Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile görüşmek için Zafer Partisi Genel Merkezi’ne geldi.

    Zafer Partisi Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşme sonrası Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin geleceği açısından her bir genel partiye sorumluluklar düşüyor. Biz de bu çerçevede güzel bir görüşme gerçekleştirdik.” açıklamasında bulundu.

    Özdağ ise şunları söyledi:

    “Yılda 11 milyar dolar sığınmacılara harcayarak Türk halkının fakirleşmesini engelleyemeyiz. 14 Mayıs seçimlerine giderken Zafer Partisi olarak sığınmacıların vatanlarına geri gönderilmesi için seçmene bir çağrıda bulunduk.

    İkinci tur için Numan Kurtulmuş gelip bizden destek istedi. Ancak Kurtulmuş’un ifadelerinde sığınmacıların vatanlarına dönmesi için bir polita yer almadı. Kemal Kılıçdaroğlu ile de bir fikir birliğine vardık. Zafer Partisi olarak Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz”

  • Millet İttifakı vekilleri mazbatalarını aldı

    Millet İttifakı vekilleri mazbatalarını aldı

    Cumhuriyet Halk Partisi Muğla milletvekilleri Cumhur Uzun, Gizem Özcan, Süreyya Öneş Derici, CHP Muğla listesinden aday gösterilen Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve İYİ Parti Milletvekili Metin Ergun’a, Muğla Barosu toplantı salonunda gerçekleştirilen törende Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Yargı Komisyon Başkan Ercan Arslan tarafından mazbataları verildi.


    Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Yargı Komisyon Başkan Ercan Arslan yaptığı konuşmada, “Bugün burada 28. dönem genel seçimlerinde Muğla’yı temsil etmek amacıyla seçilen milletvekillerimizi Ankara’ya gönderiyoruz. Muğla’mızı en iyi şekilde temsil edeceklerine inanıyoruz. Devletimize, milletimize ve Muğla’mıza hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

  • “Beraber çalışmaya hazırız”

    “Beraber çalışmaya hazırız”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Cumhur İttifakı, anayasa değişikliği ile alakalı, ‘Gelin beraber çalışalım’ derse, çalışmaya hazırız. Biz onlara da ‘Gelin beraber çalışalım’ deriz. ‘Gelin, bakın burada bir referans metin var, 84 madde, altı parti uzlaşmışız. Bu maddelerin içinde örnek veriyorum 50 tanesinde uzlaşır mıyız, gelin haydi değiştirelim, yapalım bunları’ diyebiliriz, bu mümkün. Çünkü demokrasi, aynı zamanda bir uzlaşı arayışıdır” dedi.

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün akşam TV 5 canlı yayınında gazeteci Mustafa Yılmaz’ın sorularını yanıtladı. Babacan, yayında şu mesajları verdi:

    “28 ŞUBATÇILARIN, FETÖ’CÜLERİN UYGULADIĞI TEKNİKLERİ, SAYIN ERDOĞAN VE İLETİŞİM EKİBİ UYGULUYOR”

    “Bizim; FETÖ olsun, PKK olsun, terör örgütlerine karşı net bir tutumumuz var. Altı partinin, Sayın Kılıçdaroğlu’nun net bir tutumu var. Geçit vermeyiz. Benim söylediklerimin bütünlüğü var. İçerisinden tek bir cümleyi, tek bir kelimeyi seçiyorlar; söylemediğim şeyleri sanki söylemişim gibi algı oluşturmaya çalışıyorlar. Ellerindeki propaganda makinesini acımasızca itibar suikastında kullanıyorlar. Yalan söylüyorlar, çamur ve iftira atıyorlar. Bu teknikler eskiden FETÖ’nün, 28 Şubatçıların teknikleriydi. 28 Şubatçıların, FETÖ’cülerin uyguladığı teknikleri şu anda Sayın Erdoğan ve iletişim ekibi uyguluyor.

    “YALANLARINI YÜZLERİNE ÇARPMAK ZORUNDAYIZ”

    Bu seçimde yalan siyaseti yaptılar. Yalanlarını yüzlerine çarpmak zorundayız. Böyle bir şey olmaz. Yıllarca vatandaşın güvenini kazan, sonra o güveni kullanarak koskoca LED ekranda montaj bir videoyu göster. Bizim inancımızda böyle bir şey var mı? Yalan siyasetlerini ortaya koyacağız. Sayın Erdoğan, vatandaş karşısında biriktirdiği güveni şimdi hoyratça harcıyor. Güvenden, itibardan yiyor. Bunun sonu kötü olacak, belli.

    “2 BUÇUK MİLYON FARK DA KAPANIR 12 BUÇUK MİLYON DA”

    Fatih Terim’in bir sözü vardı, Galatasaray 8 puan gerideyken ‘8 de kapanır 18 de’ demişti. Galatasaray o dönemi şampiyonlukla bitirdi. 2,5 milyon fark da kapanır 12,5 da. Buna inanmak lazım.

    “OY KULLANMAYAN ARKADAŞLARINIZA OY KULLANDIRIN”

    Cuma namazından çıkınca ODTÜ’de bilgisayar mühendisliği öğrencisi iki arkadaş ‘Oyumuzu İstanbul’da kullanmıştık, tekrar gitmeye değer mi?’ dediler. ‘Gidin, mutlaka oy kullanın’ dedim. Yüksel Caddesi’nde denk geldiğim gençlerin hepsine, ‘Bu iş sizin elinizde. Oy kullanmadığını bildiğiniz arkadaşlarınız varsa gidin evinden alın, kolundan tutun götürün ve oy kullandırın’ dedim.”

    “15 ARKADAŞIMIZIN 15’İ DE HAKKIYLA, HELALİNDEN SEÇİLMİŞTİR”

    CHP’nin oyu yüzde 2,5 artmış. Adaylar açıklanınca bir hafta Sadullah Ergin’i tartıştılar. Ankara 1. Bölge’deki oy artışı yüzde 5,5. Kahramanmaraş’ta il başkanımız 2. sıradan aday oldu. CHP’nin 1 milletvekili vardı. CHP’nin önceki seçimlerde aldığı oy yüzde 9,5; bu seçimde yüzde 16,3. Mersin’de Mehmet Emin Ekmen 3. sıradan adaydı, arttık yüzde 3,8. CHP 5 milletvekili çıkardı. 15 arkadaşımızın 15’i de hakkıyla, helalinden seçilmiştir. Bu konuda en ufak bir kaygımız yok.

    “VATANSEVERLİĞİMİZİ, ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNİ ÇOK DAHA FAZLA DÜŞÜNDÜĞÜMÜZÜ SÖYLEMEMİZ GEREK”

    Bizler vatansever insanlarız. Ülkemizin birliğini, bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü, ülkemizin bölünmez birliğini son derece önemseyen insanlarız. Bir taraf günlük siyasette başarı üretemeyip ekonomide, hukuk ve adalette ülkeyi kötü bir noktaya getirip, eğitimde maalesef ülkeyi çuvallatıp tamamen milletimizin milli ve dini duygularını istismar ederek bir siyaset izliyorsa bizim de vatanseverliğimizi, ülkemizin güvenliğini onlardan çok daha fazla düşündüğümüzü, bu ülkenin savunmasını, teknolojisini onlardan daha iyi güçlendirebileceğimizi söylememiz gerekiyor.

    “BAŞÖRTÜLÜ VATANDAŞLARIMIZIN HAKKINI KORUYACAK OLAN SADECE SEN DEĞİLSİN”

    Milli hassasiyetler ve dini hassasiyetler konusunda iktidara istismar alanı bırakmamak gerekiyor. Bir dakika kardeşim, Türkiye’de başörtülü vatandaşlarımızın temel hakkını koruyacak olan sadece sen değilsin. Biz de koruyacağız, biz buradayız. Mesele imam hatip okullarıysa, o konuda da bizim hassasiyetlerimiz var. Eğitim özgürlüğü var. Vatandaşlarımız evlatlarını istedikleri okula gönderirler. Diyanet kapatılacakmış, yalan. Böyle bir şey yok.

    “ERDOĞAN KAZANIRSA BİZİ BİR DEHŞET BEKLİYOR”

    Erdoğan kazanırsa bizi bir dehşet bekliyor. Ülkelere gidip 3 milyar, 5 milyar para yalvarmakla bu ekonomi düzelmez. Daha kötüsü olur, Allah korusun. Bunu söylerken çok da içim yanıyor. Aynı zamanda çok da kızıyorum.

    “KILIÇDAROĞLU’NUN SEÇİLECEĞİNE İNANIYORUZ”

    “28 Mayıs seçimlerinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçileceğine inanıyoruz. Bütün gayretimizi bu yönde ortaya koyacağız. Tek hedefimiz başarılı olmak. DEVA Partisi olarak ideallerimiz ve hedeflerimiz var. Asla vazgeçmeyiz.

    “84 MADDEDE UZLAŞMIŞIZ, CUMHUR İTTİFAKI’NA ‘YAPALIM BUNLARI’ DİYEBİLİRİZ”

    Anayasa değişikliği ile ilgili yapılan her türlü araştırmada, vatandaşlarımızın en az yüzde 55’inin Türkiye’de sistem değişikliği istediğini de görüyoruz. Mevcut sistem mi, parlamenter sistem mi diye sorduğumuzda; her türlü araştırmada parlamenter sisteme destek veren vatandaşlarımızın sayısı daha fazla. Ama Meclis aritmetiği; anayasanın ancak Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı beraber çalışırsa değişeceğini bize söylüyor. Yani Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın uzlaşmadığı bir konuda anayasa değişikliği mümkün görünmüyor.

    Anayasada herhangi bir değişiklik yapmak istiyorsak, tam mutabakat aramamız lazım. Bizim bu anayasa değişikliği önerimiz önemli ve referans bir metin. Önerdiklerimizle ilgili dikkat ederseniz, iktidar tarafından da çok ciddi bir eleştiri gelmedi…

    Dolayısıyla biz şu noktadayız. Eğer Cumhur İttifakı, herhangi bir noktada; anayasa değişikliği ile alakalı, ‘Gelin beraber çalışalım’ derse, çalışmaya hazırız. Biz onlara da ‘Gelin beraber çalışalım’ deriz. Ben onu söyleyeyim. ‘Gelin, bakın burada bir referans metin var, 84 madde, altı parti uzlaşmışız. Bu maddelerin içinde örnek veriyorum 50 tanesinde uzlaşır mıyız, gelin haydi değiştirelim, yapalım bunları’ diyebiliriz, bu mümkün. Çünkü demokrasi, aynı zamanda bir uzlaşı arayışı.

    Yeni anayasa; gerçekçi olalım, olmaz, zor. Ancak mevcut üzerinde değişiklikler olur. Yeni anayasa dediğinizde; o çok daha farklı bir ortam gerektiriyor. Çok daha farklı bir demokrasi iklimi gerekiyor. Kutuplaştırma üzerinden siyaset çizgisinin bırakılması gerekiyor. Bizim ortada bir teklifimiz var. Cumhur İttifakı da desin ki, ‘Bizim de şöyle bir teklifimiz var.’ Ki yok onların ortada. Hiçbir şey yok. Tek bir madde getirmeye çalıştılar, başörtüsü ile ilgili. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Sonra da vazgeçtiler. Bir maddeyi beceremediler. Bizim burada 84 tane maddemiz var.

    Parlamenter sistem elbette ki önemli. Biz anayasa değişiklikleri ile mevcut sistemi rehabilite edebiliriz. Mevcut sistem de denge-kontrol mekanizmasının güçlendirildiği ve güçler ayrımının daha sağlıklı yapılabildiğini şekle getirilebilir… Önümüzdeki beş yıl, mevcut parlamento ile, yapacağımız her şeyi mutabakat ile yapmak zorundayız. Tabii parlamenter sistem isteriz. Sayın Erdoğan da bundan içten içe pişmanlık duyuyor olabilir.”

  • Millet İttifakı Vekilleri Mazbatalarını Aldı

    Millet İttifakı Vekilleri Mazbatalarını Aldı

    14 Mayıs milletvekilliği seçimlerinde CHP’den milletvekili seçilen Aşkın Genç ile Mahmur Arıkan, İYİ Parti’den milletvekili seçilen Dursun Ataş mazbatalarını aldı. Mazbatasını alarak açıklamalarda bulunan CHP Milletvekili Aşkın Genç Kayseri’deki oylarını yüzde 50 artırdıklarını kaydederek; “Atanmamızla birlikte geldik, çalışmalarımıza son hız devam ettik. Yakinen bizi biliyorsunuz, hiçbir dönem çalışmaktan gocunmadım. Her zaman örgütün içerisinde çok ciddi mücadeleler verdik. aday olmamızla birlikte arkadaşlarımızla birlikte her zaman sahada olduk. Sabah 08.00’de evden çıktık, akşam 23.00’de evimize girdik. Günün 24 saatin 20 saatini çalıştık. Bunun neticesinde Kayseri’de 50’lik bir oy artışı gerçekleştirdik. 1977’den sonra gerçekleştirilen en büyük başarıyı gerçekleştirdik. Kayseri’de 108 bin olan oyumuzu 163 bin 381’e çıkardık. Türkiye’deki en önemli başarılardan bir tanesi Kayseri’dir. Buna emek veren her bir kardeşimi kutluyorum” dedi.

    “Şehrimize, ülkemize en güzel hizmetleri yapacağımızı ümit ediyorum”

    CHP Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ise, en iyi şekilde hizmet etme gayreti içerisinde olacaklarını ifade ederek; “Verimli bir süreç yaşadık. Kayseri’de siyasete bu güne kadar olan ama eksik olduğunu düşündüğümüz sevgiyi getirme gayreti gösterdik. Bundan dolayı Millet İttifakı bileşenleri 6 siyasi partinin yöneticilerine, seçmenlerine teşekkür etmek istiyorum. Şehrimiz, ülkemiz kutuplaşmadan çok yoruldu. Hep şunu söyledik; ‘hiçbir zaman geren tarafta olmayacağız’ dedik. Bununla alakalı da güzel bir süreç yönettik tüm arkadaşlarımızla beraber. Seçmenlerimiz de bize teveccüh ettiler, 3 arkadaşımızı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderdiler. 20 arkadaşımızın tümü de bu görevi yapmaya en layık olan arkadaşımızdı. Aday olan 20 arkadaşımıza da teşekkür etmek istiyorum. Hakikaten sıralamaya bakmadan yan yana durarak bir gayret içerisinde olduk. Daha iyi şeyler yapabilirdik, ama zor şartlarda mücadele verdik. Şehir büyük, kamu imkanlarından faydalanmadık. Tamamıyla sizlerin helal parasıyla siyaset yaptık, hiçbir zaman haram kaynaklara elimizi uzatmama noktasında gayret gösterdik. Çocukluğumdan beri bir hayalim vardı; doğduğumuz, büyüdüğümüz şehre hizmet etme noktasında. Bu güne kadar farklı kulvarlarda şehrimize hizmet ettik. Bu günden sonra da bu şehrin vekili olarak hizmet etmeye gayret göstereceğiz. Kutuplaştırıcı olmayacağız, birleştirici olacağız, ayrıştırıcı olmayacağız, kucaklayıcı olacağız. Hiçbir zaman kuvvetin yanında değil her zaman hakkın yanında olma gayreti içerisinde olacağız. Hiçbir zaman siyasi rantın değil halka nasıl hizmet edilirin peşinde olacağız. Şehrimize, ülkemize en güzel hizmetleri yapacağımızı ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

    İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş ise tüm Kayserilinin vekili olacaklarını söylediği açıklamasında; “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda üç aday da kazanamadı. Bu seçimin kazananı olmadı ama kaybedeni de yok. Şimdi 28 Mayıs’ta tekrar ikinci kez sandığa gidilecek. Bu seçime sıfırdan başlanıyor, 1 fazla oyu alan kazanacak. O yüzden seçim hala bitmedi ve biz seçime çalışmaya devam edeceğiz. Kayserili seçmenlerimizin sandığa gitmelerini bekliyorum. Teşkilatlarımızla yine milletin arasında olacağız. 28 Mayıs’taki seçimin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir önceki seçimde sandıklarda yaşananlar inşallah bu seçimde yaşanmayacak. İnanıyorum ki ikinci seçim çok daha farklı olacak. Hala işimiz bitmedi. 28’ine kadar tüm teşkilatlarımızla sahada olacağız. Hemşehrilerimin hepsini sandığa davet ediyorum. Vatanını seven herkesin oy vermesi gerektiğini düşünüyorum. 28’indeki seçimin de huzur ve güven içerisinde tamamlanmasını ümit ediyorum. Tüm Kayserililere bize gösterdikleri teveccühten dolayı teşekkür ediyorum. Ne şartlarda olursa olsun 1 buçuk milyon Kayserilinin vekili olacağımı bir kez daha ifade ediyorum” diye konuştu.

  • Altılı liderden ortak açıklama

    Altılı liderden ortak açıklama

    Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin genel başkanları, Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde bu gece CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Altı lider görüşme sonrasında, “Türkiye yeni bir dönemin eşiğindedir. Bu yeni dönem, liyakatli kadrolar, şeffaf ve adil yönetim anlayışıyla inşa edilecektir. Beklentimiz, oy kullanma hakkına sahip 64 milyon 114 bin 341 seçmenimizin, eksiksiz şekilde, demokrasiye katkı sunmasıdır. Millet İttifakı liderleri olarak, güzel ülkemizde demokrasiyi inşa edeceğimize söz veriyoruz. Haydi Türkiye” açıklamasını yaptı.

    Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin genel başkanları Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde bu gece CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Altı siyasi partinin genel başkanlarının toplantısı, saat 22.00’da başladı ve görüşme 2 saat sürdü.

    Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın imzası ile görüşme sonrasında ortak yazılı açıklama yapıldı. Açıklama şöyle:

    “1,5 YILDIR SÜRDÜRÜLEN SANDIK GÜVENLİĞİ HAZIRLIKLARINI ELE ALDIK”

    “Aziz Milletimiz, Millet İttifakı genel başkanları olarak, bahara 48 saat kala bir araya geldik. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde, 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz toplantıda, kampanya sürecinde yürütülen çalışmalar ve yaklaşık 1,5 yıldır sürdürülen sandık güvenliği hazırlıklarını ele aldık.

    Büyük bir inanç, kararlılık ve gönül rahatlığıyla söylemek isteriz ki, ülkemize baharı getirecek 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimine tüm kadrolarımızla hazırız.

    “MİLLETİMİZ MÜSTERİH OLSUN”

    Milletimiz müsterih olsun;

    Millet İttifakı, 192 bin 229 sandık için 561 bin 977 görevli ve gönüllü ile hazırdır. Ayrıca gönüllü avukatlar, ihtiyaç halinde, her itirazı dikkatle inceleyecek şekilde, oy kullanılan her noktada hazır bulunacaktır. Hiçbir sandık boşta bırakılmayacak, seçim, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokrasi geleneğine gölge düşürülmeksizin sonuçlanacaktır.

    “SÖZ VERİYORUZ”

    Aziz Milletimiz,

    Türkiye yeni bir dönemin eşiğindedir. Bu yeni dönem, liyakatli kadrolar, şeffaf ve adil yönetim anlayışıyla inşa edilecektir. Beklentimiz, oy kullanma hakkına sahip 64 milyon 114 bin 341 seçmenimizin, eksiksiz şekilde, demokrasiye katkı sunmasıdır. Millet İttifakı liderleri olarak, güzel ülkemizde demokrasiyi inşa edeceğimize söz veriyoruz. Haydi Türkiye!”

  • İnce’den Millet İttifakı’nı destekleme şartı

    İnce’den Millet İttifakı’nı destekleme şartı

    Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Sözcü TV’nin konuğu oldu.

    Canlı yayında soruları cevaplayan İnce yine Millet İttifakı’na yüklendi, kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıt verdi.

    İnce, “Babacan ve Davutoğlu ittifaktan çıksın o zaman destekleyeceğim. Cumhurbaşkanı yardımcılığı filan istemiyorum. At ikisini kenara. Var mı bundan daha iyi teklif? Üç tane cumhurbaşkanı yardımcısı olsun Akşener, İmamoğlu ve Yavaş. Ben gereğini yapacağım” diye konuştu.

    İnce ayrıca, kendisine video ile Kılıçdaroğlu’nu destekleme çağrısı yapan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’a da yanıt verdi.

    İnce, “Erkan Baş kaale almadığı bir adama neden ‘Destekle’ diyor. Ben de kendisini kaale almıyorum. Ben de ona bir teklifte bulunayım. O da üçüncü bölgede adaylıktan çekilsin bizim adayımızı desteklesin” dedi.

    İnce’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “Sayın Kılıçdaroğlu, Babacan’ı Yüksek Divan’dan kurtarıyor. Ben ilke ittifakını savunuyorum. Suriyelileri göndereceğim diyor. Yahu Esad ile en son konuşan kişi Davutoğlu değil mi? Emevi Camii’nde namaz kılacağız demedi mi?

    Süleyman Şah Türbesi’ni kim kaçırdı? Davutoğlu. Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıranı cumhurbaşkanı yardımcısı yapıyor. Ben buna inanmıyorum. Umudun bildirgesini yayınladım. 20 dakikası vaatlerim. 25 dakika Erdoğan’ı eleştirdim. 1 dakikası sadece muhalefeti eleştirdim.

    Ali Babacan bakanken kamu bankaları kime bağlıydı? Bunun getirdiği kadroların yüzde 80’ini FETÖ’den açığa alınmış. Bunlar kurtarıcı olacak. Oyları 1 bile yok. Ben referandumda boğazım yırtılana kadar hayır dedim, bunlar imza verdi. Bunlar vatan kurtarıcısı ben Saray’ın adamıyım öyle mi?

    Bugün kötü ama siz diyorsunuz ki sıtmaya razı olalım. Babacan ve Davutoğlu ittifaktan çıksın o zaman destekleyeceğim. Cumhurbaşkanı yardımcılığı filan istemiyorum. At ikisini kenara. Var mı bundan daha iyi teklif. Üç tane cumhurbaşkanı yardımcısı olsun Akşener, İmamoğlu ve Yavaş. Ben gereğini yapacağım.

    Mahir Ünal ile tabii görüştüm. Elbistan’da bir kişi ziynet eşyam var benim dedi. Ben de Mahir Ünal’ı aradım hemen. Beraber grup başkan vekilliği yaptım. 6 saatlik bir görüşmem yok. Erkan Baş kaale almadığı bir adama neden ‘Destekle’ diyor. Ben de kendisini kaale almıyorum. Ben de ona bir teklifte bulunayım. O da üçüncü bölgede adaylıktan çekilsin bizim adayımızı desteklesin.

    Kavala ve Demirtaş’ın adil yargılanmadığını düşünmüyorum. Uçakları satacağım. Saray’ı ilk bine girmiş öğrencilere vereceğim AR-GE merkezi yapacağım. Marmaris’teki yazlık sarayı da engelli çocuklara vereceğim.

    İlk işim Kızılay Başkanı’nı görevden almak olacak. Diyanet İşleri Başkanı’nı da görevden alacağım. Varlık Fonu’nu kapatacağız. İletişim Başkanlığı’nı kapatacağız. Millet İttifakı’nın 2 bin 500 maddelik bildirgesini okumadım ama itirazım var.”

  • “Kendilerine başka ad bulsunlar”

    “Kendilerine başka ad bulsunlar”

    Millet Partisi’nden heyet, Altılı Masanın ittifak adı olan ‘Millet İttifakı’ ismine itiraz etti. YSK’ya itiraz başvurusu yapan Millet Partisi Genel Sekreteri Mehmet Ali Küçükgüzel, ardından açıklamalarda bulundu. Altılı Masanın ittifak adının ‘Millet İttifakı’ olamayacağını savunan Küçükgüzel, “Çünkü Millet Partisi, kendi adı ve logosu altında tek başına seçimlere giriyor. Dünyanın en zengin dillerinden güzel Türkçemizde kelime mi kalmadı da Millet Partisi’nin ön adı olan ‘millet’ adını ittifakınıza ad olarak koyuyorsunuz.

    Siz ad bulamadıysanız bize bildirseydiniz, biz size yakışan ad bulurduk. Altılı Masa kendine başka bir ad bulmalıdır. Altılı Masanın Millet Partisi’nin adını ittifak adı olarak belirlemesi ahlaki, hukuki ve yasal değildir. Nezakete sığmaz, siyasi ahlaka, erdeme aykırıdır. Ayıptır, haksızdır, kanunlara açıkça aykırıdır. Her bir partinin ön adları kendine özeldir. Bu düşüncelerimizi nisan ayında yaptığımız basın açıklamamızda da kamuoyu ile paylaşmış ve ittifakınızda ‘millet’ adını kullanmaya devam ederseniz biz size ‘gasp ittifakı’ diyeceğiz’ demiştik” açıklamasında bulundu.

  • Millet İttifakı, İzmir’de toplandı

    Millet İttifakı, İzmir’de toplandı

    İzmir Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin 5. gününde 6’lı masanın temsilcileri bir araya geldi. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan ‘Millet İttifakı Genel Başkanlar Buluşması’nda CHP Genel Başkanı ve 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde bir araya geldi. Buluşmada İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yer alamaması ise dikkat çekti. İYİ Parti’yi, genel başkan yardımcısı Ümit Özlale temsil etti.

    “İşimizin çok kolay olduğunu kimse düşünmesin”

    Konuşmasına diğer parti liderlerinden önce başlayan Kemal Kılıçdaroğlu, “İkinci yüzyılı birlikte inşa edeceğiz. İşimizin çok kolay olduğunu kimse düşünmesin ama birinci yüzyılın kongresinde de o dönemin liderlerinin işinin çok kolay olmadığını onlar da biliyordu. Zor zamanlardan geçtiğimizin farkındayım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hep iki temel ilke ile anarım. Benim gönlümdeki Gazi Mustafa Kemal’in iki temel ilkesinden biri siyasi bağımsızlık. İkinci ilkesi ise ekonomik bağımsızlıktır. İzmir’de 100 yıl önce yapılan kongrede Mustafa Kemal Atatürk, ‘Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisat zaferleri ile taçlandırılmazlarsa elde edilen zaferler sürüp gidemez’ der. Bugüne kadar büyük sıkıntılar çektiğimizi biliyoruz. Zaman zaman büyük krizlerin çıktığını biliyoruz ama öyle bir düzen kuralım ki kim iktidar gelirse gelsin bu tür krizlerle Türkiye karşı karşıya kalmasın” dedi.

    Dört ayaklı strateji

    Millet İttifakı’nın dört ayaklı stratejisinden bahseden Kılıçdaroğlu, bu stratejilerin demokrasi, üretim, sosyal devlet ve sürdürülebilirlik olduğunu aktardı. Demokrasiye ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “Güçlü bir demokrasi, güçlü bir parlamenter sistem. 6 lideri bir araya getirmenin temel felsefenin özünde demokrasi yatıyor. Dünyaya baktığımızda kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülkelerin tümünde demokrasi anlayışı vardır. Biz de demokrasiyi geliştirmek, kuvvetler ayrılığını getirmek zorundayız. Sağlıklı ilerleyen hiçbir demokraside denetimsiz alan yoktur. Her alan mutlaka denetlenir. Türkiye Büyük Millet Meclisi de denetlenir. Özgür medya altyapısının sağlanması lazım. Siyaset kurumunun halkına hesap vermesi gerekiyor. İktidar sahipleri halkına hesap vermiyorsa orada demokrasi yoktur. ‘Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçerken ulusal vergi konseyi kuracağız’ dedik. 85 milyon, toplanan vergilerin nerelere harcandığını bilecek. Sağlıklı işleyen demokrasilerde siyaset kurumunun lekelenmemesi lazım. Burada da irade koyduk. Siyasi etik kanunu çıkaracağız. 6 lider imza attık. Siyaset ahlak zemininde yürürse pek çok sorun çözülür. Böyle bir yasa olduğunda çok farklı bir Türkiye’ye imza atmış olacağız. Harcanan paraların sağlıklı harcanıp harcanmadığının hesabının verilmesi lazım. Bunun için 6 lider, ‘TBMM’de plan ve bütçe komisyonu dışında kesin hesap komisyonu kuracağız’ dedik. Ayrıca tarihimizde ilk olacak; kesin hesap komisyonu başkanı ana muhalefet partisinden olacak. Ayakları yere basan, ahlaklı siyasetin egemen olduğu, harcanan her kuruşun hesabının verildiği, medyanın özgür olduğu güzel bir Türkiye kuracağız” ifadelerini kullandı.

    “Hedef, çip üreten ülke olmak”

    Stratejin ikinci ayağının üretim olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Türkiye’nin her alanda üretmesi lazım. Sanayiden tarıma, kültüre kadar üreten bir Türkiye. Üreten Türkiye güçlü Türkiye’dir. Kaynaklarınız, yeriniz yurdunuz, çalışkan insanlarınız var ama üretimden koparılıyorlar. Herkes üretim zincirinin halkası olacak. Herkesin ürettiği Türkiye, dışarıya el avuç açmayan, komşularına her türlü yardım yapacak kapasiteye sahip bir ülkedir. Neyi nasıl üreteceğimizi çok iyi bilmek zorundayız. 21. yüzyıl ekonomisi artık tarım ekonomisi, sanayi ekonomisi değil, bilgi ekonomisidir. Hangi ülke bilgi üretirse o ülke hızla büyür ve kalkınır. Bilgiyi üniversitelerde üreteceğiz. Bizim iktidarımızda üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak. Kimse farklı düşündü diye üniversiteden atılmayacak. Üniversiteler bilgi yuvası olacak. Bu bilgiler sanayiciler tarafından elle tutulur metaya dönüştürülecek. Katma değeri yüksek ürün üretmek zorundayız. Katma değeri yüksek ürün üretmenin yolu, üniversitenin bilgi üretmesi ve sanayicinin bu bilgiyi metaya dönüştürmesidir. Biz bilgiyi üreten ülkelerin pazarıyız. Millet İttifakı iktidarında başkalarının pazarı değil, dünyaya mal üreten ülke olacağız. 20. yüzyıl petrol yüzyılıydı. 21. yüzyıl çip savaşlarıdır. Çipin nerede üretileceğine bilgi üretenler karar verir. 21. yüzyıl Türkiye’sinin temel hedefi çip üreten ülke olmaktır.”

    “Sosyal devlet ve sürdürülebilirlik”

    Üçüncü ayağın güçlü bir sosyal devlet olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Huzurun olması, kaynağın hakça bölüşmesine bağlı. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülkeyi yeniden inşa edeceğiz. Bugün Türkiye’de sosyal devlet büyük yara almış durumdadır. 5-6 yılda alt gelir gruplarından bir avuç üst gelir grubuna milyarlarca gelir aktarılıyor. Her ailenin her bir bireyinin güvencesi olacak. Sosyal devlet, yardım yaparken kişiyi asla afişe etmeyecek” dedi. Dördüncü ayağın sürdürülebilirlik olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Durduğunuz andan itibaren geriye gidersiniz. Bu değişime ayak uydurmak zorundasınız. Sürdürülebilirlikte anahtar liyakattır. Değişime ayak mı uyduracağız, değişime öncülük mü edeceğiz? Biz yapalım, onlar bizi izlesin. Değişime dönüşüme öncülük yapan bir Türkiye istiyoruz. Sürdürülebilirliğin temel anahtarından biri de eğitimdir. Merak duygusunu büyütebiliyorsanız ve çocuk yaşamı sorgulama yeteneğine kavuşuyorsa Türkiye hızla büyümenin önünü açmış olur” diye konuştu.

    “Bu tuzaktan çıkış mümkün”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da konuşmasına bazı grafikleri katılımcılarla paylaşarak başladı. Babacan, “34 yıllık 2-3 haneli dönemden sonra enflasyon 2012-2013’te tek haneye iniyor, son yıllarda tekrar alıyor başını gidiyor. Kişi başı milli gelir de 2012-2013’te zirveye ulaşıyor, son yıllarda düşüşe giriyor. Şeffaflık endeksinde Türkiye kötü bir noktadan başlıyor, 2012-2013’te zirveye ulaşıp aşağı düşüyor. Ekonomi için olmazsa olmaz iki kavram, hukuk ve eğitim. Türkiye’nin zirvede olduğu yıllarda bundan bahsediyorduk. Bir önceki iktisat kongresinde İzmir’de ‘Eğitim ve hukukta gerekenleri yapmazsak Türkiye orta gelir tuzağına düşer demiştim’ ve düştük. Bu tuzaktan çıkış mümkün. Endişeye mahal yok. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye yüksek gelirli ülkeler sıralamasına girer. Ne kadar çok demokrasi o kadar ekonomi. Ne kadar adalet o kadar ekonomi. Ne kadar liyakat o kadar ekonomi. Ne kadar eğitim o kadar ekonomi” sözlerine yer verdi.

    “Her alanda hazırız”

    6 parti olarak cumhuriyet tarihinde yapılmamış iş başardıklarını kaydeden Babacan, “Ortak politikalar mutabakat metnimizi hazırladık. 6 birbirinden çok farklı parti, parlamenter sistem için buluştu. 84 maddelik anayasa değişikliği paketi hazırladık. Arkasından 6 imza ile 2 bin 300 maddelik eylem planının her kelimesinde mutabık kaldık. Yüzde 60’ını 5 yılda gerçekleştirsek Türkiye uçar. Burada hazine var. Her alanda hazırız. Hiçbir siyasi partinin olmadığı kadar bu ülkeyi yönetmeye hazırız. Çok önemli bir eşikteyiz. Bütün bu çalışmalarda en önemli püf noktası ise özgürlükler. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve bunu yapmak o kadar hızlı olacak ki. Endişeye mahal yok. Tüm krizleri en hızlı çözecek takım burada. Hazırız. Gençlerin kaçmak değil yaşamak istediği bir Türkiye’yi başaracağız. 14 Mayıs’ta kazanacağımız zafer, demokrasi mücadelesi verenler için umut olacak. Bürokratlara ders kitabı olacak. Yaptıklarımızla demokrasi tarihi yazıyoruz. Kitaplarda okutulacak bir başarıyı inşa ediyoruz” dedi.

    “En büyük toplumsal barış projesi”

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da şunları söyledi: “Bugün için ‘Türkiye’nin her kanadı, her görüşü, her siyasi akımı bir masada toplandı, hakimiyeti milli için hakimiyeti iktisadi kararı aldılar’ demeliler. Biz nesillerin önünü açmak için 6 lider bir araya geldik. 6’lı masa modernleşme tarihimizin, meclis tarihimizin, cumhuriyet tarihimizin, demokrasi tarihimizin en büyük toplumsal barış projesidir. Toplumu kutuplaştıranlara karşı buluşturanlar, tekleştirmeye karşı birleştirmeyen çalışan bir heyetiz.”

    Mal beyanı çağrısı

    Davutoğlu ayrıca mal beyanı çağrısında bulunacak şöyle devam etti: “Buradan çağrıda bulunuyorum; ekonomiyi temizlemek istiyorsak yaşayan tüm cumhurbaşkanları, başta ben olmak üzere başbakanlar, bakanlar mal varlığı beyanında bulunmalıdırlar. Görev yaptıkları sürece kendi gelirleriyle sahip oldukları mal arasında izah edilmeyecek artış varsa artış Hazine’ye intikal ettirilmeli, şehit yakınlarına, gazilere, engellilere, ihtiyaç sahiplerine aktarılmalı. Ben hesap vermeye hazırım. Hiç merak etmeyin, siyasi ahlak kanunu mutlaka çıkacak. Kimse siyasi pozisyon sayesinde mal mülkünü asla artıramayacak.”

    “O dönemdeki hayal, ufuk bugün maalesef yok”

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Birinci iktisat kongresinin maddelerini mutlaka bulun ve okuyun. 9 madde öne çıkmış ve ayrıca 12 başlık var. O kongreden sonra Türkiye’de ciddi bir hamle başlatılmış. Osmanlı’nın son dönemlerinde bir takım iktisadi faaliyetler başladı ama bunlar ülkemizi ayağa kaldıracak seviyeye gelmedi. Neyimiz varsa dışarıdan getiriyorduk. Kongreden sonra bir hamle başlatıldı. İkinci iktisat kongresinden sonra da bunlar şekillenmeye başladı. İşin en garibi, şahsi kanaatime göre Türkiye’de yapılması gereken en önemli işlerden biri uçak fabrikasıdır. O dönem uçak imalatına hemen başlanmıştır. Biz ise şimdi havanda su dövüyoruz. ‘O kadar uçmayın deniyor’. Ne uçması? Millet aya, Mars’a gidiyor. Ben Vecihi Hürkuş’u unutamam. Böyle bir vesileyi kendine dert etmiş. O dönemdeki hayal, ufuk bugün maalesef yok. Kardeşlerimiz, genel başkanlarımız güzel ufuklar çizdi ama bugüne dek bu noktada bir şey yapamamışız. Çekişmelerle uğraşmışız. Problemleri çözecek adımlar atamamışız” diye konuştu.

    Adalet vurgusu

    Ülkenin ayağa kalkması için iktisaden kalkınma olmasının şart olduğunu vurgulayan Karamollaoğlu, şöyle konuştu: “Problemleri çözmek için nereden başlayacağız dersek herkesin ittifak ettiği konu adalet. Bir ülkede adalet olmadan hiçbir şey yapamazsınız. Biz ayrıca ahlaki ve manevi değerler ihya edilmeden huzur olmaz diyoruz. Bunun başında adaletin tesisi gelir. Devlet, adalet üzerine inşa edilir. Ondan sonra dürüstlük gelir. İşi ehline vermezseniz o iş istenildiği gibi inşa edilemez. Yandaşınıza pas geçerseniz burada adaletle dürüstlük yoktur. Şu an ne adalete güven kaldı ne dürüstlük var ne liyakata önem veriliyor. Allah nasip eder de 15 Mayıs’ta yeni dönem başladığında ele alınacak ilk hususlar bunlar. Adalet tesisi, güven ortamının oluşması, liyakate önem verilmesi, yandaşlara peşkeş çekilmemesi.”

    “Büyük bir farkla bu seçimin alınacağına inanıyorum”

    CHP ve MSP koalisyonu dönemini hatırlatan Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “O koalisyon döneminde Kıbrıs zaferi kazanıldı. Farklı görüşmeler, çalışmalar oldu ve 50 yıl geçti. Yeniden bu meseleleri ele almayı ve farklı görüşlere sahip olan partilerin bir araya gelerek Türkiye’nin problemlerini çözmek üzere yola koyulmamız gerektiğini kabullendik. Cumhurbaşkanlığı sisteminin değişmesini önemsiyoruz. Cumhuriyet tarihinde yapılmamış bir adımı attık. Daha koalisyon oluşmadan koalisyon protokolünü imzalayıp hayata geçirdik. Bugünkü şartlar bunu gerektiriyor. Büyük bir farkla bu seçimin alınacağına inanıyorum. 6 siyasi parti bir araya geldi ve mutabakat sağladı. Bunun ne kadar önemli olduğunu her birimiz yaşayacak göreceğiz.”

    “100 yıllık bir muhasebeyi yapmak mecburiyetindeyiz”

    Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da “Değiştirip dönüştüremeyeceğimiz dünün üzerinden bir kavga yerine ortak yarınlar için buluştuk. Tarihi bir kongre gerçekleştiriyoruz. 100 yıllık bir muhasebeyi yapmak mecburiyetindeyiz. 100 yıl sonra düzenlenen bu kongrenin de yeni bir atılım için başlangıç noktası olmasını ümit ediyorum. Türkiye, yeniden dünyaya entegre edecek kurumsal yapısını yeniden kuracak. Meydan okumaları ortadan kaldıracak siyasi akla ihtiyacımız var. Öyle bir tarihi eşikteyiz ki ekonomik olarak asimetrik mücadele vermek zorunda olduğumuz değişim hızının yüksek olduğu çağda rekabette var olmak için tüm unsularımızı kullanmak mecburiyetindeyiz. Yükselen umudu daha da yükseltmeliyiz. Koyduğumuz iradeyi, 14 Mayıs’ta milletin kendi kaderine hakim olacağı gün olarak ifade etmek istiyoruz” sözlerine yer verdi.

    “Dünyaya ayak uydurmak değil onu yönetmek zorundayız”

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özlale, “10 yılda on binlerce eğitimli insan, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. On binlerce eğitimli insanımız, batı ülkelerine göç etti. Gelişmiş insan kaynağı, başka ülkelerin oluşturacağı ekonomik kalkınmaya hediye edildi. Batıya kafa tutar gibi yapan iktidarın çanak tuttuğu şey küresel güç dengesizliğine katkıda bulunmak. Bugün en önemli becerinin bilgi olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kontrol edemediğimiz büyük değişimler, bizi dünyaya çok hızlı ayak uydurmak zorunda bırakıyor. Bugün dünyaya ayak uydurmak değil onu yönetmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

    “Bir şey değişecek, her şey değişecek”

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise şunları söyledi: “100 yıl, ülkelerin tarihinde çok önemli kilometre taşıdır. 100 yıl önce İzmir’de yangının üzerinden 5 ay geçmiş, barış görüşmeleri Lozan’da kesilmiş, bütün ülke yanmış yıkılmış, on binlerce insan hayatını kaybetmiş. 100 yıl önce neden İzmir seçilmiş? Birlikte yaşam konusunda büyük birikime sahip olması, birçok ilke imza atması, farklılıkların zenginlik unsuru olarak kullanılması; İzmirliler birlikte yaşamanın sırrını bulmuş ve çok renkli bir yaşam biçimin refaha dönüştürmüş. Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk İzmir’i seçmiş. 100 yıl sonra, 100 yıl öncesinden farklı olarak doğa da paydaş olarak ekonominin önemli dinamiklerinden biri olarak masaya dahil edildi. Ortak akılla inşa edilen bu süreç, çok güçlü bir içerik de ortaya çıkardı. Ortaya çıkacak kararlar ve ilkeler, geleceğin Türkiye’sinin şekillenmesinde çok önemli rol oynayacak. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, Türkiye’nin içinden geçtiği kritik anlarda Millet İttifakı’nın adımlarına İzmir’den yaptığı katkıdır. Artık çok iyi biliyoruz; bir şey değişecek, her şey değişecek.”