Etiket: Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer

  • 10 ilde okulların açılacağı tarih belli oldu

    10 ilde okulların açılacağı tarih belli oldu

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıkıcı şekilde etkilediği 10 ilde eğitim öğretime ne zaman başlanacağına ilişkin açıklama yaptı.

    Bakan Özer, deprem nedeniyle eğitime ara verilen illerde, sağlam raporu olmayan hiçbir binada eğitim öğretimi başlatmayacaklarını belirtti.

    Özer, Gaziantep ve Osmaniye’de eğitim öğretime 1 Mart’a kadar verilen arayı 13 Mart’a kadar uzattıklarını söyledi.

    Özer, ”Adana, Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da merkez ve tüm ilçelerde 1 Mart itibarıyla eğitim ve öğretime başlıyoruz.” dedi.

    Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Hatay’da ise eğitim öğretime verilen ara 27 Mart’a kadar uzatıldı.

     

  • Deprem bölgesinde taşımalı eğitim kararı

    Deprem bölgesinde taşımalı eğitim kararı

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, deprem bölgesindeki eğitim öğretime ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Depremden etkilenen 10 ilde 1 Mart’a kadar eğitim öğretime ara verilmesinin ardından yine deprem bölgesindeki lise öğrencileri için 71 ilde 1 milyon 279 bin öğrenci kapasitesi oluşturulduç

    Bakan Özer, Özer, “Depremden etkilenen 10 ilde çadır merkezleri, yurtlar, konteyner merkezleri gibi konaklama alanlarını taşımalı eğitim kapsamına aldık.” dedi.

    Bakan Özer, önceki açıklamalarında ihtiyaç duyulan yerlerde ikili eğitime geçileceğini duyurmuştu.

  • “10 ildeki okulları, çalışmaları yapmadan açmayacağız”

    “10 ildeki okulları, çalışmaları yapmadan açmayacağız”

    Milli Eğitim Bakanlığı psikososyal destek merkezinden yaptığı bağlantıda son gelişmeler ile ilgili açıklamalarda bulunan Özer, Türkiye’nin normalleşmesi için eğitimin normalleşmesi gerektiğini belirterek, salgın döneminde Bakanlığın kararlı bir şekilde okulları açtığına işaret etti.
    Özer, “Eğitimi ne kadar hızlı bir şekilde normalleştirirsek Türkiye’nin de bu süreçte normalleşmesiyle ilgili sürecini hızlandırırız. Bu nedenle 71 ilde, yani depremden etkilenmeyen illerde 20 Şubat’ta eğitim öğretimi başlatacağımızı açıkladık. Dolayısıyla 71 il hızlı bir şekilde eğitim öğretime okul öncesinden ilkokula, ortaokuldan liseye, tüm eğitim kademelerinde eğitim öğretime başlayacak” değerlendirmesinde bulundu.

    “Belki 1 Mart’ta bu 10 ilin bazılarında eğitim öğretime başlayamayacağız”

    Depremden etkilenen 10 ilde gelinen nokta hakkında konuşan Özer, söz konusu illerde Bakanlığın 20 bin 868 binasının bulunduğunu, bunlardan 24’ünün yıkıldığını ve 83’ünün de ağır hasarlı olduğunu belirterek, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla birlikte bu hafta içinde tüm okul binalarımızın hasar tespit raporunu çıkaracağız. Şubat ayının sonuna kadar bu süreci tamamlamayı planlıyoruz. Dolayısıyla 10 ildeki eğitim öğretime 1 Mart’a kadar ara verdiğimizi açıkladık. 1 Mart’ta başlayacağını açıklamadık, belki 1 Mart’ta bu 10 ilin bazılarında eğitim öğretime başlayamayacağız” diye konuştu.

    “1 Mart’a kadar tüm eksikliklerimizi tamamlamayla ilgili açıklama yapacağız”

    Özer, şöyle devam etti:

    “Ama bizim Bakanlık olarak hedefimiz sanki 1 Mart’ta başlayacakmış gibi tüm önlemlerimizi, tüm çalışmalarımızı, tüm planlamalarımızı nihayetlendirebilmek. Burada da biz Bakanlık olarak il bazlı bir değerlendirme yapmayacağız. İlçe bazlı ve okul bazlı değerlendirme yapacağız. 1 Mart’a kadar tüm eksikliklerimizi tamamlamayı ve 1 Mart’a kalmadan 10 ildeki eğitim öğretim sürecinin nasıl devam edeceğiyle ilgili ilave açıklamaları yapacağız.”

    “Alacağımız kararları da tüm illerimizle paylaşacağız”

    Bakanlığın hasar gören binalarının oranının genele göre oldukça düşük olduğunu bildiren Bakan Özer, bununla beraber eğitim öğretime başlamadan önce tüm okulların sağlam da olsa az hasarlı da olsa tüm okulların hasar tespit raporunun alınmadan eğitimin başlatılmayacağını vurgulayarak, “Bizim amacımız ne olursa olsun eğitim öğretimi başlatmak değil, çocuklarımızın güvenli ortamda eğitim öğretime başlamalarını sağlamak. İnanıyorum ki bir hafta içinde tüm bu süreçleri tamamlamış olacağız ve alacağımız kararları da tüm illerimizle paylaşacağız” ifadelerini kullandı.

    “Öğretmen ihtiyacı durumunda da yeni öğretmen atamaları yapacağız”

    Özer, devamında şunları söyledi:

    “10 ilimizdeki ikinci dönem tüm eğitim kademelerinde devam şartı aramıyoruz. Bunu daha önceden açıkladık. Daha sonra da 10 ildeki öğrencilerimizin 71 ile nakliyle ilgili süreci başlattık. Şu ana kadar 2 bin öğrenci 71 ile dağılmak suretiyle nakillerini aldırdı. Bu hafta içinde bu sayı giderek artacak. Ayrıca özel öğretim kurumlarındaki yüzde 3 burslu öğrenci kabul etme şartını da yüzde 10’a çıkardık, yüzde 7’yi bu 10 ilden diğer illere gidecek olan öğrencilerimiz için kullanacağız. Öğretmen ihtiyacı durumunda da yeni öğretmen atamaları yapacağız. Bugün yeni bir çalışma daha yaparak nihayetlendirdik. Bu bölgedeki öğretmenlerimizin diğer illere mazeretle ilgili, sağlıkla ilgili görevlendirmeleriyle ilgili süreçleri de inşallah bu hafta içinde başlatacağız. Eğitim öğretimin devam etmesiyle ilgili, öğretmenle ilgili ne ihtiyacımız varsa onları hızlı bir şekilde atama yoluyla görevlendirme yoluyla karşılayacağız.”

    Ailesi deprem bölgesinde olan veya kayıpları olan öğretmenlerin durumu için çalışmalar yapıldığını anlatan Bakan Özer, liseye geçiş ile ilgili sınavlara ilişkin bir tarih açıklanmadığını dile getirerek, koşulların iyileşmesi durumuna göre sınav tarihinin belirleneceğini bildirdi.

    Depremden etkilenen çocuklar için verilen psikolojik desteğe değinen Bakan Özer, “Milli Eğitim Bakanlığı, 6 Şubat’tan itibaren tüm ekibiyle sahada. Meslek liselerimiz, halk eğitim merkezlerimiz, olgunlaşma enstitülerimiz ve gönüllü öğretmenlerimiz. Biz zaten 71 ildeki ikinci haftayı, bu yardım mekanizmaları sekteye uğratmamak için uzattık” dedi.

    “Milli Eğitim Bakanlığı tüm imkanlarıyla vatandaşının yanında olmaya devam edecek”

    Özer, Milli Eğitim Bakanlığının depremden etkilenen 10 ilde vatandaşlara günlük yaklaşık 2 milyon sıcak yemek verdiğini anlatarak, şu bilgileri paylaştı:

    “1 milyon 600 bin ekmek üretiliyor günlük. MEB AKUB ekibi, yaklaşık 5 bin öğretmenimiz 10 ilde arama kurtarma çalışmalarına katılıyor. Psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerimiz yaklaşık 4 bin öğretmenimiz sahada vatandaşlarımızın, öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin psikolojik sağlamlığıyla ilgili çalışıyor. Öğrencilerimizin psikososyal sağlamlığını artırmak için bir merkez kurduk. Çocuklarımızı burada toplayan rehber öğretmenlerimiz ve psikolojik danışmanlarımız onlara oyun oynatıyor, etkinlik yapıyor ve psikolojik destek sunuyorlar. Şu ana kadar bunlardan Türkiye’de 187 tane kurduk. 10 ildeki tüm çadır merkezlerine de kuracağız. Adım adım aldığımız kararları uyguluyoruz. Mümkün olduğu kadar çocuklarımızın bu travmayı çok hızlı bir şekilde atlatabilmeleriyle ilgili onların sosyalleşmesiyle, birlikte dertleşmesiyle, birlikte oyun oynamasına fırsat veren mekanlar oluşturuyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı tüm imkanlarıyla vatandaşının yanında olmaya devam edecek.”

  • Bakan Özer’den LGS ve YKS açıklaması

    Bakan Özer’den LGS ve YKS açıklaması

    Bu yıl LGS’ye girecek öğrenciler 2. dönem konularından, YKS’ye girecekler de 12. sınıfın 2. dönem konularından sorumlu tutulmayacak.

    2023 LGS de 8. sınıfın birinci dönem konularından yapılacak.

    Açıklama Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den geldi. Özer, LGS ve YKS’ye ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

    ”Bu yıl LGS’ye girecek öğrencilerimiz 2. dönem konularından, YKS’ye girecek öğrencilerimiz ise 12. sınıfın 2. dönem konularından sorumlu tutulmayacaktır. 2023’te LGS’yi sadece 8. sınıfın birinci dönem konularından yapacağız”

  • Eğitimde dijitalleşme hamlesi

    Eğitimde dijitalleşme hamlesi

    Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bakanlık olarak eğitimi daha erişilebilir kılmak ve dijital teknolojilerin kullanım becerileri ile akademik başarıların artırılması amacıyla geliştirilen dijital platformlar sayesinde, dijital teknolojilerin hem kullanımının arttığını hem de dezavantajlı bölgelerdeki öğrencilere ulaşıldığını belirtti. Bakan Özer ayrıca dijitalleşme adımlarını eğitimin tüm alanlarını kapsayacak şekilde genişlettiklerine değinerek Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) ile öğretmenlere yönelik, Halk Eğitimi Merkezleri Bilişim Ağı (HEMBA) ile de tüm vatandaşlara yönelik özel dijital platformlar kurulduğunu ifade etti.

    Özer, eğitim alanındaki beklentilerin de bu yönde değiştiği bir dönemin içinde bulunduklarını söyleyerek “Çağımızda dijitalleşme, beşeri faaliyetlerin birçoğuna sirayet etmiş durumda. Elbette bu durum, toplumların ve onları oluşturan bireylerin gereksinimleri çerçevesinde olgunlaşıyor. Teknolojinin hızlı bir biçimde gelişimi de bireylerin ihtiyaçlarını farklılaştırarak şekillendiriyor” açıklamasında bulundu.

    “Dijital dönüşümde öğretmen ve öğrenci odaklı bir süreç yürütülüyor”

    Bakan Özer, bilginin çokluğu, artış hızı ve farklılığı da bireylerin sürekli öğrenme ihtiyacını arttığını vurgulayarak, “Bu çerçevede dijitalleşmenin sunduğu imkânlar, insanların öğrenme yaşamlarını da daha uyumlu, sürdürülebilir, kolaylaştırıcı ve konforlu hâle dönüştürüyor. Bu dönüşümün dijitalleşmenin eğitim sürecine uyum sağladığı ve refah düzeyini artırdığı kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor” dedi.

    “Eğitimde okuryazarlık becerilerini geliştirmek için dijitalleşme hamleleri başlattık”

    Okullardaki dersliklerin yüzde 90’ının yıl sonuna kadar etkileşimli tahta ile buluşacağını açıklayan Bakan Özer, Bakanlık olarak dijital dönüşümde özgünlüğü ve inovasyonu merkeze alan, öğretmeni ve öğrenciyi odak noktasına koyan bir süreç yürüttüklerini dile getirdi. Özer, değerlendirmesinde “21. yüzyıl dünyasında bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan değişim ve dönüşüm sürecine eğitim sistemimizin adaptasyonunu sağlamak ve öğrenci, öğretmen ve velilerimizin dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmek için son bir yılda eğitimde dijitalleşme hamleleri başlattık” ifadelerini kullandı.

    “Dijital platformlar ile telafi destek mekanizmaları oluşturuldu”

    Bakanlığın, yüz yüze eğitimden uzaktan eğitime geçişi destekleyen dijital ve çevrim içi platformların öğrenciler ve aileler tarafından kullanımının daha kolay ve erişilebilir olması için projeler, eylemler ve eğitimler gerçekleştirerek birçok alanda seferberlik başlattığını anlatan Özer, şöyle devam etti:

    “Ücretsiz ders kitaplarıyla birlikte 160 milyon yardımcı kaynak dağıtımı yapıldı ve bu kaynaklar aynı zamanda dijital platformda da yer aldı. Öğrencilerimizin pandemi sonrası öğrenme kayıplarını telafi etmek ve temel eğitimde eksikliklerini gidermek için bireyselleştirilmiş bir mekanizma olan Öğrenci-Öğretmen Destek Sistemi’ni (ÖDS) oluşturduk. Bu dijital platformda da yine öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz kendi ihtiyaçlarına yönelik olarak destek alabilecekler. Bununla birlikte yine pandemi sonrasında matematik, yabancı dil ve Türkçe seferberlikleri başlattık. Öğrencilerimizin bu alanlara yönelik temel beceri ve kazanımlarını artırmayı hedefliyoruz. Bu sebeple her bir seferberlik alanıyla ilgili bir dijital platform hazırladık. Matematik platformumuz hayata geçti. Yabancı dil ve Türkçe platformlarımızı da yakın bir zamanda hayata geçireceğiz.”

    Bakan Özer, mesleki ve teknik eğitim ders materyallerinin dijitalleştirilmesini sağlayıp eğitim sürecinde zaman ve mekân kavramına bağımlılığı ortadan kaldıran, materyale ulaşım konusunda dezavantajlı bölgelerde bulunan öğrencilerin 3D modelleme ve artırılmış gerçeklik teknolojisi ile gerçek bir materyal deneyiminin yaşanabilmesini amaçlayan Mesleki Eğitimde Artırılmış Gerçeklik Platformu’nu hayata geçirildiğini kaydetti. Bu sayede, öğrencilerin dijital ortamda sanal deneyler ile üretici düşünme ve tasarım becerilerinin geliştirilmesi, mesleki eğitimde daha donanımlı hâle getirilmesi amaçlandığını da sözlerine ekledi.

  • Bakan Özer açıkladı: Yazılı sınavdan muaflar

    Bakan Özer açıkladı: Yazılı sınavdan muaflar

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, öğretmenlik kariyer basamakları yazılı sınavı ile ilgili son verileri açıkladı. Öğretmenlik kariyer basamakları eğitimleri için toplam 614 bin 390 öğretmenin başvurduğunu kaydeden Özer, bu öğretmenlerin yüzde 99’unun yani 606 bin 185’inin eğitimlerini tamamladığını belirtti.

    Öğretmenlik kariyer basamakları yazılı sınavına ise 595 bin 598 başvuru yapıldığını bildiren Özer, yüksek lisans ve doktorası bulunanların sınavdan muaf olacağını hatırlattı.

    Bakan Özer, “Muaf olan öğretmenlerimizin sayıları belli oldu. Buna göre, hali hazırda eğitim sistemimizde bulunan 75 bin 506 bin uzman öğretmen sayısı, sınavdan muaf olan 94 bin 606 yeni uzman öğretmenle 170 bin 112’e ulaşacak. Şu anda 89 olan başöğretmen sayısı da sınavdan muaf olan 257 öğretmenle beraber toplam 346 başöğretmen sayısına çıkacak. İnşallah sınava girerek uzman ve başöğretmen olmaya hak kazanacak arkadaşlarımızla birlikte bu sayı daha da artacak ve hep birlikte yolumuza çok daha güçlü devam edeceğiz” dedi.

    Özer, öğretmenlik kariyer basamakları yazılı sınavının daha önce planlandığı gibi 19 Kasım’da 81 ildeki sınav merkezlerinde yapılacağını, sınav soru kitapçıklarının da baskı aşamasında olduğunu söyledi.

  • Köy yaşam merkezleri iş birliği protokolü imzalandı

    Köy yaşam merkezleri iş birliği protokolü imzalandı

    Milli Eğitim Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde köy yaşam merkezlerinde genel, mesleki ve teknik kurslar düzenlenmesi; tarım, bahçecilik, ormancılık, tarım teknolojileri, gıda ve hayvancılık alanlarında ihtiyaç duyulan kurs programlarının geliştirilmesi amacıyla “Köy Yaşam Merkezleri İş Birliği Protokolü” imzalandı.

    Tarım ve Orman Bakanlığı Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy Konferans Salonunda gerçekleşen imza töreninde konuşan Bakan Kirişci, gençliğin dinamizminden yararlanılması gerektiğine dikkati çekti.

    “Bu ahaliye tereyağını, zeytinyağını terk ettirdiler”

    Gençliğin tarıma olan ilgisini ve arzusunu geliştirmenin herkesin önceliği olduğunu belirten Kirişci, “Maalesef bu ülkede tıpkı ‘zeytinyağlı yiyemem aman, basmada fistan giyemem aman’ dedirtip bu ahaliye tereyağını, zeytinyağını terk edip onun yerine margarinin almasına nasıl alkış tutulmuşsa, kırsaldan da uzaklaşıp kentlerin etrafında varoşların oluşturulması da aşağı yukarı aynı döneme denk gelir” dedi.
    Kırsala dönüşte bir kargaşa yaşanmaması için imzalanan protokole ayrı bir önem ve ehemmiyet verdiklerini dile getiren Kirişci, “İnşallah biz bu okullarımızla, bu eğitimle ilgili faaliyetleri en üst düzeyde sürdürerek tarımdan hem verimlilik noktasında hem daha fazla üretim ve kalite noktasında ciddi bir mesafe kat edeceğimizi hassaten belirtmek istiyorum” diye konuştu.

    “Tarlalarımızda 55 yaş üzerini değil, gençleri göreceğiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Türkiye Yüzyılı vizyon belgesi çerçevesinde Tarım ve Orman Gençlik Konseyi adı altında bir yapı oluşturacaklarını bildiren Kirişci, şunları aktardı:

    “Çünkü bu gençliği bu işin içerisine katmaz, bunları kale almaz, bunlarla oturup istişare etmezsek tarım sektörüne ilgi duymalarını beklemek ham hayal olur. Bunun altının doldurulması adına kurumsal anlamda konseyi ihdas edeceğiz ve bununla ilgili çalışmalarımızı tamamladıktan sonra iş birliği protokolünün gereği olan birtakım çalışmaları yaptıktan sonra bizim artık tarlalarımızda 55 yaş üzeri değil, gençleri göreceğiz ve onlar da para kazandıklarının farkına varacaklar. Daha konforlu, tabiatla iç içe yaşamın olduğunu fark edecekler ve hepimize dua edeceklerdir diye düşünüyorum.”

    “12 milyon vatandaşımıza 3 binin üzerinde kurslarla eğitim verme imkanını konuşmuş olacağız”

    İmzalanan protokolle köy yaşam merkezleri projesinin daha iyi bir boyuta taşınması için bir araya geldiklerini anlatan Bakan Özer, son yirmi yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yapılan yatırımlarla “Türkiye Yüzyılı”na hazırlıkla ilgili eğitim alanında büyük dönüşümlerin gerçekleştirildiğini kaydetti.
    “On aylık sürede 10 milyon 500 bin vatandaşa ulaştık, yıl sonunda 12 milyon vatandaşımıza 3 binin üzerinde kurslarla eğitim verme imkanını konuşmuş olacağız” diyen Bakan Özer, dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı olarak Türkiye’nin gelişmesine çok önemli katkılar sağlayacaklarını söyledi.

    “Yıl sonuna kadar Türkiye’de kapalı hiçbir köy okulu kalmayacak”

    Konuşmasına Köy Yaşam Merkezi projesinin detaylarını paylaşarak devam eden Özer, şöyle devam etti:
    “Şu ana kadar 15 bin vatandaşımızın tarım ve hayvancılık alanlarında eğitim almalarını sağladık. Bugün yapılan iş birliğiyle mevcut durumu bir aşama daha üste taşıyacağız. Köylerdeki yetişkin vatandaşlarımızın tarım ve hayvancılık ile ilgili her türlü eğitimi almaları, mevcut eğitimlerin güncellenmesi, aynı zamanda o okulların çevresinde bulunan alanlarda üretim yapılması ve üretimden elde edilen gelirlerin özellikle kadınların istihdamına katkı sunacak şekilde düzenlenmesinde çok önemli bir adım atmış oluyoruz. İnşallah, yıl sonuna kadar Türkiye’de kapalı hiçbir köy okulu kalmayacak. Bu protokol, Türkiye’deki tüm köy okullarını kapsayan bir protokol olmuş olacak. Her iki Bakanlığımızın emek veren tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum.”

    Bakan Kirişci ile Bakan Özer, konuşmaların ardından iş birliği protokolünü imzaladı.

    Tarım teknolojileri, gıda ve hayvancılık programları geliştirilecek

    Hazırlanan protokolle bu merkezlerde Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde genel, mesleki ve teknik kurslar düzenlenmesi; tarım, bahçecilik, ormancılık, tarım teknolojileri, gıda ve hayvancılık alanlarında ihtiyaç duyulan kurs programlarının geliştirilmesi amaçlanıyor.

    Protokol çerçevesinde düzenlenecek kursların yanı sıra köy/mahalle okulu uygulama bahçesi ve arazilerinde Tarım ve Orman Bakanlığının desteğiyle üretim yapılacak ve bu üretimden elde edilen gelirler yine bu merkezlerin ihtiyaçları için il/ilçe milli eğitim müdürlüklerince kullanılacak. Ayrıca bu merkezler tarafından ortaya konulan başarılı örnekler çevre köy/mahalle ve il/ilçe merkezlerindeki okulların düzenleyeceği gezilerle tanıtılacak, bu konuda da Bakanlıkların taşra teşkilatları da iş birliği yapacak. Aynı zamanda köylerdeki kadın kooperatifleri de köy yaşam merkezleriyle entegre edilerek eğitimle iş gücü piyasasını iç içe geçiren bir mekanizma, hayata geçirilmiş olacak.

  • Şehit madencilerin çocuklarına MEB’den destek

    Şehit madencilerin çocuklarına MEB’den destek

    Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda düzenlenen İmam Hatip Okulları Başarılı Örnekler Sergisi ve Ödül Töreni’ne katılan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, burada yaptığı konuşmada Amasra Taşköprü İşletme Müessesine ait maden ocağında 14 Ekim’de meydana gelen grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 41 maden işçisine Allah’tan rahmet diledi.

    Yaralılara da acil şifalar dileyen Bakan Özer, “Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu süreçte ilk andan itibaren tüm ekibimiz oradaydı. Yaraları sarmak için, kalanların konaklama imkanlarına destek olmak için tüm okullarımızı, yurtlarımızı açtık ve sürekli sıcak yemek çıkarttık. Bakanlığımızdaki tüm rehber öğretmenler, psikolojik danışmanlar öğrencilerimize, velilerimize, öğretmenlerimize, okuldaki diğer öğrencilerimize de psikolojik olarak destek olmak için hemen sahaya gittiler” ifadelerini kullandı.

    41 şehidin çocuklarının eğitim masraflarının karşılanacağı bilgisini paylaşan Özer, “Milli Eğitim Bakanlığı olarak 41 şehidimizin tüm evlatlarının eğitimlerini bugün itibarıyla üstlenmiş bulunuyoruz. O yavrularımızın tüm eğitim masraflarını Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz karşılayacağız. Burslar vereceğiz, tüm okul, kırtasiye masraflarını biz karşılayarak, onları yalnız bırakmayacağız” dedi.

    “En mağdur olan okulların başında imam hatip okulları geliyor”

    İmam hatip okullarının ardında bıraktığı hikayelerin unutulmaması gerektiğini belirten Bakan Özer, şunları aktardı:

    “Belki de eğitim sistemimizdeki en mağdur olan okullardan bir tanesinin başında imam hatip okulları, sonra meslek liseleri geliyor. Bu iki okula, özellikle imam hatip lisesine inanılmaz müdahalelerle, hayat bulmaması için entrikalar yaşandı bu ülkede. O günlerdeki çabalara, emeklere baktığımız zaman şunu düşünüyorsunuz; bu insanlar neden bu kadar eziyete uğradılar. Onların talep ettikleri şey sadece normal eğitimin yanında dini eğitim veren okulların da eğitim sisteminde olmasıydı. Bu talep neden sürekli ertelendi, neden korkuluyordu ve korkulan şey neydi.”

    Başörtüsü, katsayı, imam hatip okullarına yapılan engellerin olduğu zamanların kolayca unutulmaması gerektiğini dile getiren Bakan Özer, o dönemlerin zorluğundan bahsetti. Özer, “Bir ülke kendi çocuklarının başörtüsüyle, eğitimle buluşmasının önüne başörtüsü ve kılık kıyafet engeli çıkartıyor. Yükseköğretim kurumlarının önünde acı hikayeler ortaya çıkıyor. Polisle kadınlarımız ve kızlarımızın karşı karşıya getirilmesi. Anayasal hak olan eğitim hakkından mahrum bırakılmaları. O günlerden sonra imam hatip okullarımız öğrenci bulamaz hale geldi. Kendisini imam hatip davasına adamış olan yiğit insanlar, öğrenci bulabilmek için köy köy gezmeye başladılar. Bunlar çok kolay unutuluyor” ifadelerini kullandı.

    Bakan Özer, başörtüsü, katsayı, imam hatip okullarındaki öğrenci ve okul artışında gösterdiği çabalardan ötürü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da teşekkür etti.

  • “2022-23 eğitim öğretim yılına hazırlıklı bir şekilde başladık”

    “2022-23 eğitim öğretim yılına hazırlıklı bir şekilde başladık”

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bir dizi ziyaret ve açılışlar için Zonguldak’a geldi. Vali Mustafa Tutulmaz ve il protokolü tarafından karşılanan Bakan Özer, valilik şeref defterini imzaladıktan sonra yaptığı açıklamada, 2022-2023 Eğitim ve Öğretim yılına hazırlıklı bir şekilde başladıklarını belirterek, “Tüm okullarımızın ihtiyacını karşılayarak, güçlendirilmesinden temizlik malzemesine kadar büyük onarımlarından küçük onarımlarına kadar tüm ihtiyaçlarını karşıladık” dedi.

    Öğrencilerin ders kitaplarının yanında yardımcı kaynak kitaplarını da tüm okullarda hazır etmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Özer, “Bugün de benim ikinci ilim olan Zonguldak’tayız. Hem lise açılışı yapacağız hem de Milli Eğitim Bakanlığı olarak son zamanlarda köylerdeki atıl olan okulları aktif hale getirerek anaokulları ve halk eğitim merkezleriyle bir arada bulunduğu köy yaşam merkezleriyle ilgili açılışımızın bir adımı olan Devrek Köy Yaşam Merkezinin açılışını yapacağız” diye konuştu.

    Bakan Özer, yapılan ziyaretlerle kentteki eğitimin geldiği noktayı ve daha önceki yatırımlarla eğitimin kalitesinin artmasıyla ilgili değerlendirmeyi geniş bir şekilde yapmış olacaklarını aktardı.

  • “Son iki atamanın yüzde 50’sini İstanbul’a ayırdık”

    “Son iki atamanın yüzde 50’sini İstanbul’a ayırdık”

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, AK Parti İstanbul İl Başkanlığının başlattığı Yüz Yüze 100 Gün Projesi çerçevesinde Esenyurt’ta bir dizi ziyarette bulundu. Önce metal fabrikasında staj yapan öğrencilerle bir araya gelen Özer, daha sonra Esenyurt’taki bir lise kampüsü inşaatında incelemelerde bulundu.

    Özer incelemelerinin ardından 41 yıl görev yapıp emekli olan öğretmen Kemalettin Çelik’i ziyaret etti.

    Program sırasında açıklamada bulunan Özer, ”İstanbul’un ertelenen tüm eğitim yatırımlarını hızlı bir şekilde yatırım programına aldık. İnşallah 39 ilçede eğitimle ilgili tüm sorunların çözüldüğü bir döneme doğru hızlı bir şekilde gidiyoruz. Eğitimin olmazsa olmazı öğretmenlerimiz anlamında da İstanbulumuza pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Son 2 atamanın yüzde 50’sini İstanbul’a ayırdık. Her 2 atamada, İstanbul’a ayırdığımız öğretmen sayısı 20 bine ulaşmış oldu. Esenyurt ilçemiz diğer ilçelerimiz içerisinde ayrıcalıklı olan bir yer. Gerçekten Okul yapımı ve arsa ile ilgili çok ciddi sıkıntıların yaşandığı ilçelerimizden bir tanesi. Buraya yatırım yapmak istiyoruz ama yatırım yapacak yer bulmayla ilgili bir sıkıntımız vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle burada 68 dönümlük araziyi Esenyurt’un eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için kazandırmış bulunuyoruz. Bu alanda 10 bin öğrencinin eğitim alacağı bir kampüsü inşa edeceğiz” diye konuştu.