Etiket: milli savunma bakanı

  • Milli Savunma Bakanı Güler’den Eurofighter açıklaması

    Milli Savunma Bakanı Güler’den Eurofighter açıklaması

    Bakan Güler, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle yıllık değerlendirme toplantısında bir araya geldi, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

    Bakanlık olarak çok yönlü yoğun faaliyetlerin yanı sıra 91 ülkeyle ikili ve çoklu yüz yüze ve telefonla 154 görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Güler, kardeş, dost ve müttefik ülkelerle askeri işbirliğini geliştirmek için askeri çerçeve anlaşmaları, askeri eğitim işbirliği ve askeri yardım anlaşmaları imzaladıklarını ifade etti.

    Bu bağlamda, kardeş, dost ve müttefik 88 ülke ile Askeri Çerçeve Anlaşması, 63 ülke ile Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması imzalandığını aktaran Güler, “Ayrıca 47 ülke ile Askeri Çerçeve Anlaşması ve 13 ülke ile de Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması imzalanmasına yönelik müzakere süreci devam etmektedir. Askeri Yardım anlaşmaları kapsamında ise bugüne kadar 20 ülke ile Askeri Mali İşbirliği Anlaşması ve 30 ülke ile Nakdi Yardım Uygulama Protokolü imzalanmıştır.” bilgisini verdi.
    FETÖ ile mücadeleye de değinen Bakan Güler, elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda FETÖ ile mücadelenin, büyük bir hassasiyetle devam ettiğini belirterek, “Hain örgütle mücadelemiz, iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek tavizsiz bir şekilde ve kararlılıkla devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

    Milli Savunma Üniversitesinde İngilizce eğitim

    Silahlı Kuvvetlerin üstün niteliklerinin artarak devam etmesi için Milli Savunma Üniversitesinin eğitim faaliyetlerini titizlikle sürdürdüğüne dikkati çeken Güler, “Halihazırda Milli Savunma Üniversitesi Müşterek Harp Enstitüsünde eğitim öğretim, tüm öğrenciler için dost ve müttefik ülkeler dahil Türkçe olarak verilmektedir. Ancak, gelen yoğun talepler üzerine Türkçeye ilave olarak anılan eğitimin İngilizce olarak da ayrı bir seminer halinde verilmesi için çalışmalarımızı başlatmış bulunuyoruz.” diye konuştu.

    Güler, söz konusu seminer derslerinin 2024 yılı başından itibaren verilmeye başlanacağını belirtti.

    Askeralma faaliyetlerinin, 2019’da yürürlüğe konulan kanun çerçevesinde sürdürüldüğünü aktaran Güler, “Söz konusu kanun hükümlerinin yürürlüğe girmesinden bugüne kadar 2 milyon 817 bin 600 kişi askerlik yaparken, 641 bin 544 kişi de bedelli askerlik uygulamasından istifade etmiştir.” bilgisini paylaştı.

    Savunma sanayi

    Bakan Güler, içinde bulunulan hassas dönemde yerli ve milli savunma sanayinin öneminin her geçen gün daha da arttığına vurgu yaparak, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın desteği ve teşvikiyle yerlilik ve millilik oranı yüzde 80’lere ulaşan savunma sanayi ürünlerimizin de katkısıyla kahraman ordumuz kara, deniz, hava ve siber harekat alanlarında sürekli güçlenmektedir.” dedi.

    Devam eden modernizasyon projeleri kapsamında 2023 yılı içinde çeşitli cins ve miktarda önemli harp silah, araç ve gereçlerinin envantere alındığını belirten Güler, bu kapsamda, askeri fabrikalarda, yerli ve milli kaynaklarla modernizasyon, bakım ve onarım faaliyetlerinin başarıyla yürütüldüğünü söyledi.

    Bakan Güler, tersanelerde, yerli savaş gemilerinin ve milli denizaltıların tasarlanıp inşa edildiğine işaret ederek, “Su üstü ve su altı platformların bakım ve onarımları gerçekleştirilmektedir. Bakanlığımıza bağlı ASFAT, başta MİLGEM ve Mekanik Mayın Temizleme Teçhizatı olmak üzere savunma sanayi alanında kritik projeleri başarıyla yürütmektedir.” diye konuştu.

    Güler, Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ’nin de sahip olduğu köklü tecrübeyle milli proje ve yatırımlara öncelik verdiğini vurguladı.
    Türkiye’nin ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve milli savunma sanayi ürünleri ve bu alanda sahip olduğu imkan ve kabiliyetleriyle dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirdiğini aktaran Güler, şunları kaydetti:

    “Milli muharip uçağımız KAAN’dan HÜRJET’e, insansız savaş uçağımız KIZILELMA’dan ANKA-3 ve ATAK-2’ye, dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu’dan TCG İstanbul’a, İMECE uydumuzdan Yeni Altay Tankı ve Fırtına Obüsü’ne birçok kritik projemizin hayata geçirilmesi uluslararası pazarda önemli bir aktör haline gelen Türkiye’nin gücünü simgelemektedir.”

    Savunma sanayi güvenliği

    Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığında, HİSAR ve SİPER Ürün-1’in seri üretim sözleşmelerinin imzalandığını hatırlatan Güler, “Özgün tasarım ve ileri teknoloji yetenekleriyle göz kamaştıran yerli ve milli savunma sanayimizde ulaştığımız seviye, ülkemizin ve asil milletimizin gurur kaynağı olmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.
    Bakan Güler, savunma sanayi firmalarınca üretilen yerli ve milli ürünlerin güvenliği konusuna da değinerek, şunları dile getirdi:
    “Milli yetenek, değer ve gururlar övgüyle karşılanıp takdir edilirken, diğer yandan yürütülen çalışmaların ve proje teknik bilgilerinin kamuoyuyla kontrolsüz şekilde paylaşılması; sahip olunan yeteneklerin bilinmesine, ürünlerin işlevselliğini önlemeye yönelik karşı tedbir alınmasına, yeteneklerin zafiyete uğraması ve bilgi üstünlüğünün kaybedilmesine neden olabilmektedir. Bu konuda üretici, kullanıcı, basın, kısacası tüm taraflar her anlamda büyük hassasiyet göstermeli ve duyarlılık sergilemelidir.”

    F-16 tedariki ve modernizasyonu ile Eurofighter alımı

    Bakan Güler, Hava Kuvvetlerinin gücünü artırmaya yönelik faaliyetlere ilişkin, şunları aktardı:

    “ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. ABD ile teknik toplantılar tamamlandı. Ancak bir an evvel olumlu ve somut adımlar atılarak sürecin başlatılmasını beklediğimizi de muhataplarımıza iletiyoruz. Bu konuyla ilgili dün Sayın Cumhurbaşkanı’mız, ABD Başkanı Biden ile bir telefon görüşmesi yaptılar. Başkan Biden da ‘Bunu en kısa ürede kongreye iletme hazırlıklarını yaptım.’ diyerek ifade etmiş.”
    Tedarik sürecinde en önemli hususun müttefiklerin birbirine yaptırım uygulamaması olduğuna dikkati çeken Güler, “Müttefiklerin, Türkiye’nin küresel ve bölgesel fonksiyonunu iyi anlaması, ona göre bu gibi tahdit uygulamalarından derhal vazgeçmesi gerektiğini her zaman ifade ediyoruz. Güçlü Türkiye’nin, güçlü Türk Silahlı Kuvvetlerinin, güçlü NATO ve güçlü ittifak demek olduğunu hatta güçlü terörle mücadele olduğunu vurguluyoruz.” şeklinde konuştu.

    Güler, F-16 tedarik ve modernizasyonuna ilişkin süreç devam ederken, üzerinde durdukları ve en iyi alternatif olarak gördükleri tek uçağın Eurofighter Typhoon olduğunu söyledi.

    İlk aşamada 20, daha sonra da 20 olmak üzere en üst versiyon 40 Eurofighter Typhoon uçağı alma planları olduğunu belirten Güler, şöyle devam etti:

    “İngiltere’nin bu konudaki desteği ve yaklaşımı diğer müttefiklere örnek olması açısından önemlidir. İspanya da benzer desteği bize vermektedir. Almanya’nın itirazları konusunda; müttefiklik ruhu esaslarında, ortak güvenlik perspektifine uygun seçenek ve kararların alınması doğru bir yaklaşım olacaktır. Tüm bunların ötesinde asıl hedefimiz, muharip eğitim uçağımız HÜRJET ve 5’inci nesil milli muharip uçağımız KAAN’dır. KAAN’ın, ilk uçuşunun 27 Aralık’ta gerçekleştirilmesi, yerli motorun 2028’de hazır olması ve en geç 2032’de envantere alınması planlanmaktadır.”

    Güler, önceliklerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hayata geçirilen milli teknoloji hamlesi doğrultusunda, teknolojisiyle tecrübesiyle mühendislik altyapısı ve proje yönetim sistematiğiyle dünyada büyük yankı uyandıran savunma sanayisini daha da ileriye taşımak olduğunu ifade etti.

    Doğal afetlerle mücadele

    Bakanlığın, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ilk anından itibaren tüm imkanlarıyla arama kurtarma, ulaştırma, güvenlik, barınma ve iaşe desteğiyle yaraların sarılması için seferber olduğunu belirten Güler, başta deprem bölgelerinde hayatın normalleştirilmesi olmak üzere ilgili bakanlık ve kurumlarla tam bir koordinasyon içinde çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

    Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından oluşturulan rezerv güç ile yangın söndürme çalışmalarına sağlanan desteğin de aralıksız sürdürüldüğünü belirterek, şunları anlattı:

    “Bu çerçevede, Silahlı Kuvvetlerimize ait helikopter ve uçaklarımız tarafından yıl içerisinde 1369 sorti yapılarak yangınla mücadele çalışmalarına katkı sağladık. Ülkemizde meydana gelen afetlerin yanı sıra, Libya ve Afganistan’da meydana gelen afetler sonrasında AFAD’ın arama kurtarma ekipleri, sağlık ekipleri ve yardım malzemeleri askeri gemi ve kargo uçaklarımızla bölgeye sevk edilmiştir. Ayrıca, Gazze için ülkemiz tarafından gönderilen insani yardımlar da Mısır’a ulaştırılmıştır.”

    “Askerliğim” ve MSB mobil uygulaması

    Milli Savunma Bakanı Güler, faaliyetlerinin yanı sıra askeralma süreçlerinin daha rahat bir şekilde yürütülebilmesi için oluşturulan “Askerliğim” uygulamasının, mart ayında e-Devlet üzerinden erişime sunulduğunu hatırlattı.

    Bakanlığın resmi internet sayfasında yer alan içeriklerin yanı sıra kullanıcıların anlık bildirimler ve duyurulara hızlı erişim sağlayabileceği, “Milli Savunma Bakanlığı Mobil Uygulaması”na da değinen Güler, uygulamanın kasım ayında mobil cihazlar üzerinden kullanıma sunulduğunu aktardı.

    “Türkiye ile birlikte olanlar kazanacak”
    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, gerginlik ve çatışmaların savaşa evrildiği bu dönemde Türkiye’nin huzur, güven ve istikrarın merkezinde olarak, müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi olduğunu vurguladı.

    Artık, Türkiye’yi içermeyen hiçbir değerlendirmenin kıymetiharbiyesinin bulunmadığını ve gelecek dönemde Türkiye ile olanların kazanacağını belirten Güler, şunları kaydetti:

    “Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri, Cumhuriyet’imizin ikinci asrında ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda, bekamıza yönelen her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye, ülkemizin savunma ve güvenliği için var gücüyle çalışmaya dün ve bugün olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir.”

  • Bakan Güler, Vrenezi’yi kabul etti

    Bakan Güler, Vrenezi’yi kabul etti

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kosova’nın Ankara Büyükelçisi Agon Vrenezi’yi kabul etti.

    Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kosova’nın Ankara Büyükelçisi Agon Vrenezi’yi bakanlıktaki makamında kabul etti. Kabul, bakanlığın sosyal medya hesabından duyuruldu.

  • Bakan Güler, Özbek mevkidaşı ile görüştü

    Bakan Güler, Özbek mevkidaşı ile görüştü

    Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, telefon görüşmesinde Bakan Kurbanov, yeni görevi dolayısıyla Bakan Güler’e başarı dileklerini iletti. Görüşmede ayrıca, kardeşlik hukukuna dayanan ve stratejik ortaklık seviyesine yükselen ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi için sahip olunan ortak irade ve kararlılık vurgulandı.

  • Bakan Akar’dan NATO toplantısı sonrası önemli açıklamalar

    Bakan Akar’dan NATO toplantısı sonrası önemli açıklamalar

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Belçika’nın başkenti Brüksel’de gerçekleştirilen NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ardından gazetecilerle bir araya geldi.

    NATO Karargahı’nda Savunma Bakanları Toplantısı’nın yanı sıra Ukrayna Savunma Temas Grubu Toplantısı’nın da gerçekleştirildiğini hatırlatan Akar, “Bu toplantılarda Türkiye olarak yaptıklarımızı, hangi noktada olduğumuzu oradaki arkadaşlarımızla paylaştık. Katkılarımızı, desteklerimizi ifade ettik” diye konuştu.

    Özellikle Ukrayna konusunda Türkiye’nin çalışmalarını dile getirdiğine dikkat çeken Akar, “Bunun dışında hala şu anda bizim Ukrayna konusunda yaptığımız çalışmalardan biri de Sayın Cumhurbaşkanımızın ve diğer ilgili bakanlarımızın, bizlerin yaptığı şey, bir an önce ateşkesin sağlanması. Bu konuda tarafların barışçıl yol ve yöntemlerin bulunması konusunda çalışmalarını artırması. Çünkü orada gerçekten kötüleşen bir insani durum var. Bu duruma da bir an önce son verilmesi konusundaki girişimlerimizi sürdürüyoruz ve diplomatik yol ve yöntemlere başlanılmasını, girilmesini, diplomasinin önünün açılmasının da önemli olduğunu yine bu toplantılar sırasında gündeme getirdik” ifadelerini kullandı.

    “Tahıl ve esir değişimi Türkiye olarak göğsümüzü kabartan konular oldu”

    Burada tabi en önemli konu Türkiye olarak yaptığımız çalışma Ukrayna konusunda bildiğiniz gibi diğer ilgili bakanlıklarımızla beraber sonuçlandırdığımız tahıl konusu var. Ayrıca yine ilgili bakanlıklarımız ve ilgili kurumlarımızın yaptığı çalışmalarla bu esir değişimi var. Bunlar gerçekten Türkiye olarak göğsümüzü kabartan konular oldu. Bu toplantılar sırasında, hem bu temas grubu toplantısında hem de NATO Savunma Bakanları Toplantısında oradaki bizim Bakan arkadaşlarımız kendi ülkeleri adına bu konuda Türkiye’ye takdirlerini, Türkiye’ye teşekkürlerini de ifade ettiler” dedi.

    “Terörle mücadele konusunda müttefiklerimizden anlayış, destek beklediğimizi gündeme getirdik”

    Akar, görüşmelerde Türkiye ile ilgili konuları da dile getirdiklerini belirterek, “Bunların en başında gelen konu, bildiğiniz gibi terörle mücadele konusu. Türkiye olarak bizim terörle mücadele konusunda ciddi bir çabamız olduğunu, ciddi bir gayretimiz olduğunu ve bunun da ne anlama geldiğini de yine ayrıntılı bir şekilde muhataplarımıza izah etme ve aktarma fırsatı bulduk. Burada bizim Türkiye olarak diğer bir husus da terörle mücadelenin yanı sıra, terörle mücadele konusunda dostlarımızdan, müttefiklerimizden de anlayış, destek beklediğimizi, konunun objektif şekilde değerlendirilmesi gerektiğini de yine toplantıda gündeme getirdik” diye konuştu.

    “Barış için NATO çerçevesinde yapılabilecek ne varsa bunların hepsini yaptığımızı kendilerine ifade ettik”

    Türkiye’nin konumu, durumu itibariyle nerede olduğu konusunda ise yine burada bizim 70 yıldan beri NATO’nun bir üyesi olduğumuzu, bugüne kadar bize verilen her NATO görevlerini büyük bir başarıyla yerine getirdiğimizi ve silahlı kuvvetlerimizin seçkin ve saygın yerini koruduğunu, Türkiye’nin bu konuda gerçekten barış için, bölge barışı için, dünya barışı için NATO çerçevesinde yapılabilecek ne varsa bunların hepsini yaptığımızı kendilerine ifade ettik” dedi.

    Türkiye’ye uygulanan ihracat sınırlaması

    “Burada bizim bazı sıkıntılarımız da vardı, bunları da dile getirdik” diyen Akar, “Bunlardan birincisi maalesef bazı müttefiklerimiz tarafından Türkiye’ye karşı uygulanan bir ihracat listelerindeki birtakım sınırlamalar var. Bunların da hem mevcut durumla hem de müttefiklik ile hiç uyumlu olmadığını, çünkü Türkiye’nin NATO için yapması gereken önemli görevler olduğunu, bu görevleri yapabilmesi için de malzemeye ihtiyacı olduğunu, dolayısıyla bu tür tahditlerle mevcut sistemin idamesinin de çok zor olduğunu, olacağını, bunların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği hususunda yine muhataplarımızla yaptığımız görüşmeler sırasında dile getirdik. Zaten esasen böyle bir uygulamanın da müttefiklik ruhuna aykırı olduğunu, uygun olmadığını da yine arkadaşlarımızın dikkatlerine sunduk. Biz burada NATO’nun güvenilir, etkin, saygın bir müttefiki olduğumuzu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da barış için, huzur için, dünya barışı için yapılması gereken ne varsa bu konuda da NATO çerçevesinde yapacağımızı ifade ettik” şeklinde konuştu.

    Bir gazetecinin görüşmelerde İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunun gündeme gelip gelmediği sorusuna Akar, şu şekilde yanıt verdi:
    “Biz NATO’nun tabi ki güçlenmesini istiyoruz, tabi ki kuvvetlenmesini istiyoruz, tabi genişlemesini istiyoruz. NATO’nun bu açık kapı politikasında bizim hiçbir şekilde bir şeyimiz olmadığını, sıkıntımız olmadığını, fakat diğer taraftan da bizim hassasiyetlerimize saygı gösterilmesi gerektiğini de yine burada yaptığımız görüşmelerde gündeme getirdik. Burada önemli konulardan biri de NATO bir güvenlik örgütü. Dolayısıyla NATO güvenliği sağlarken en büyük mücadele alanlarından biri de terörizm. Terörizm şu anda ciddi bir problem tüm ülkeler için. Birden çok terör örgütü ile mücadele eden tek ülkeyiz biz. Bunun anlaşılması gerektiğini, bunun görülmesi gerektiğini ve bu konuda bizim yaptıklarımızın farkındalığının artırılması gerektiğini muhataplarımıza söyledik.”

    Haziran ayında Madrid Zirvesi sırasında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yönelik imzalanan üçlü memorandumu hatırlatan Akar, şöyle konuştu:

    “Orada yazılan, imza atılan taahhütler var İsveç tarafından, Finlandiya tarafından. Biz bunların yerine getirilmesini kendilerine ifade ediyoruz ve bu mutabakatın bir sonuç değil, bir başlangıç olduğunu da tekrar tekrar yine burada dikkate sunduk. Bunun sonuçlanmasıyla, bunlar tamamlandıktan sonra nihai kararı da bildiğiniz gibi bizim anayasal sistemiz içinde, hukuk sistemimiz içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi kararını verecek. Geçen hafta yine bir toplantı yapıldı Türkiye’de heyetlerarası. Biz de orada elimizden geldiğince arkadaşlarımıza, muhataplarımıza, İsveç-Finlandiya, yardımcı olmaya çalışıyoruz. Fakat maalesef aynı zamanda tabi İsveç’teki, Finlandiya’daki durumu da yakından takip ediyoruz. Hala bu ülkelerde maalesef bir takım provokatif eylemlerin, birtakım hala görüntülerin devam ettiğini de üzülerek görüyoruz. Bu manada hem İsveç’in hem de Finlandiya’nın somut adımlar atmasını da biz hakikaten bekliyoruz.”

    “Bazıları 2014’te neredeydi”

    Ukrayna’daki gelişmelere yönelik soru üzerine Akar, Türkiye’nin konuyla ilgili çok yönlü çabalarını sürdürdüğünü söyledi. Başlangıçtan beri Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne önem verdiklerini belirten Akar, şöyle konuştu:

    “Son olarak yapılan bu 4 bölgenin ilhakına da karşı olduğumuzu da açık ve net bir şekilde ortaya koyduk. 2014’ten beri biz bu kararımızı, bu politikamızı sürdürüyoruz. Biz hiçbir şekilde Kırım’ın da ilhakını kabul etmedik bugüne kadar. 2014’te bazıları neredeydi? Bazılar 2014’te neredeydi? Bu konuda Türkiye’nin açık ve net politikasını herkesin çok iyi anlaması lazım.”

    “Karadeniz’in sükuneti de sakin olması da Türkiye’nin ayrı bir başarısı”

    Karadeniz’in stratejik bir mücadele alanı olmamasında, sakin kalmasında Türkiye’nin önemli rolü olduğunu vurgulayan Akar, “Ne Karadeniz’den dışarı, ne Karadeniz’in içine herhangi bir şekilde savaş gemisinin girmesine müsaade etmedik, etmiyoruz. Dolayısıyla orası bir mücadele alanı olmaktan çıktı. Onu engelledik. Dolayısıyla şu anda Karadeniz’in sükuneti de sakin olması da Türkiye’nin ayrı bir başarısı. Bunun da mutlaka kayıt altına alınması lazım” diye konuştu.

    Ateşkes konusu

    Hafta içi Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile bir telefon görüşmesi hatırlatan Bakan Akar, “Benzer şeyleri konuştuk. Bir an önce ateşkesin sağlanması konusunda ve bunun da karşı taraf yani Sayın Şoygu tarafında da bunun bu şekilde algılandığını, ateşkes konusunda bizim yaklaşımımıza benzer yaklaşım olduğunu da büyük bir memnuniyetle müşahede ettik” ifadesini kullandı.

    “Türkiye güvenilir bir muhatap olduğunu hem Ukrayna’ya hem de Rusya’ya göstermiş oldu”

    Türkiye’nin çabalarının ardından oluşturulan tahıl koridorundaki son duruma ilişkin soru üzerine Akar, “BM ile koordineli olarak İstanbul’da, tahıl ürünlerinin güvenli transferi için kurulan Müşterek Koordinasyon Merkezi faaliyetlerini sürdürüyor. Merkezin yoğun çalışmaları sonucu 7 milyon tondan fazla tahıl Ukrayna limanlarından taşındı. Taşınmaya devam diyor. Tabi bu şekliyle Türkiye güvenilir bir muhatap olduğunu hem Ukrayna’ya hem de Rusya’ya göstermiş oldu. Biz diyoruz ki bundan sonraki çalışmalarda da bu geldiğimiz noktadan dolayı, Türkiye’nin bu prestijinden dolayı bu enerji konusunda olsun, diğer konularda olsun, bu yaptığımız çalışma ateşkes konusu olsun, görüşmeler konusunda olsun, biz model olarak kullanılabilir diyoruz” yanıtını verdi.

    Yunan mevkidaşı ile görüşme

    Ege’de tansiyonun yükseldiği bir dönemde Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos ile görüştüğü belirtilerek bu görüşmeye yönelik değerlendirmesi sorulan Akar, “Bu konuda da yine orada yaptığımız çalışmalar sırasında arkadaşlarla, bu sorunların çok boyutlu olduğunu, çok yönlü olduğunu ve karmaşık olduğunu ve fakat bunun da çözümünün uluslararası hukuk çerçevesinde, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde barışçıl yol ve yöntemlerle, diyalogla çözülebileceğini, bunun için de esasen çözümün diyalog olduğunu, muhatabımızla da konuştuğumuzda kapsamlı ve kalıcı bir çözüm için karşılıklı görüşmemiz lazım. Bunun için de biraz önce söylediğim gibi uluslararası hukuk esastır, iyi komşuluk ilişkileri esastır, müttefiklik ruhu esastır. Çünkü biz NATO içinde iki müttefik ülkeyiz. Dolayısıyla problemlerimizi bizim kendimizin çözmesi lazım. Bunun için de diyalog bizim için olmazsa olmaz bir araç olarak ortaya çıkıyor” şeklinde cevap verdi.

    Akar, açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Gerginliğe neden olmayacak şekilde ilişkilerimizi sürdürmenin iki ülke için de yararlı olduğunu değerlendiriyoruz. Türkiye-Yunanistan arasındaki meselenin herhangi bir şekilde üçüncü tarafların müdahalesine gerek kalmadan çözülmesi esas olmalıdır. Türkiye’nin de Yunanistan’ın da olumlu bir gündeme odaklanarak olayları çözmek için görüşmesi önemlidir.”

    “(Yunanistan ile) Olumlu görüşmeler oluyor. Olumlu çalışmalar yapılıyor”

    İki ülke arasında istişari, ayrıştırma usulleri ve güven artırıcı önlemler görüşmelerinin olduğunu hatırlatan Akar, “Bu üç kanalın da şu anda durduğunu görüyoruz. Bu görüşmelerin, bu alanlarda çalışmaların başlaması lazım. Olumlu görüşmeler oluyor. Olumlu çalışmalar yapılıyor. Biz bu şekliyle önümüzdeki dönemde ve bu çalışmaların başlayabileceğini değerlendiriyoruz. (Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı kapsamında) İki kez biz heyetlerimiz Atina’ya gitti, Yunanistan’ın heyeti bir kez Türkiye’ye geldi. Dolayısıyla bir dördüncü için Yunanistan heyetini Ankara’ya beklediğimizi de yine arkadaşlarımızla konuştuk, dile getirdik. Önümüzdeki günlerde bu tür diyalogların başlamasını bekliyoruz, umuyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye kesinlikle hiç kimse için tehdit değil, dostlar için, müttefikler için tehdit değil, güvenilir, güçlü ve etkin bir ülke”

    Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın teminatı olduğunu ifade eden Akar, “Şunu söylüyoruz biz. Türkiye bölgesinde gerçekten barış ve istikrarın teminatı. Barış için, istikrar için elimizden gelen gayreti gösterdik. Bundan sonra göstermeye devam edeceğiz. Türkiye kesinlikle hiç kimse için tehdit değil, dostlar için, müttefikler için tehdit değil, güvenilir, güçlü ve etkin bir ülkeyiz biz, müttefikiz biz. Bunun herkes tarafından bilinmesi lazım” diye konuştu.

    “Barış için daima biz bir adım önde olacağız”

    Bakan Akar, “Arzumuz, isteğimiz, temennimiz Ege’nin, Doğu Akdeniz’in bir dostluk denizi olması, tüm zenginliklerin adil bir şekilde paylaşılması, dolayısıyla huzurlu ve güvenli bir ortamın ortaya çıkması. Amacımız bu. Biz şunu söylüyoruz, şu konuda iddialıyız. Cumhurbaşkanımız da zaman zaman bunu söylediler, ifade ettiler. Barış için daima biz bir adım önde olacağız. Dolayısıyla biz barış istiyoruz, diyalog yoluyla bu barışın temininin mümkün olduğuna inanıyoruz. Üçüncü ülkelerden de beklentimiz var, sadece Yunanistan’dan değil sorunların çözümü konusunda. Onların da uluslararası hukuka uygun bir şekilde, haklı, mantıklı tezlerimizi görmeleri, konuya sadece AB dayanışması penceresinden bakmamaları, olaylara objektif ve tarafsız bakmalarının, adil bakmalarının önemli olduğunu, sorunun ancak bu şekilde çözülebileceğini, aksi halde taraf tutulduğu takdirde olayların çözümüne değil, çözülmemesine katkı sağlanacağını herkesin bilmesi lazım diyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “ABD Savunma Bakanlığı ile temaslarımızı sürdürüyoruz”

    Başka bir gazetecinin ABD’den F-16 tedariki ve modernizasyonuna ilişkin sorusu üzerine Akar, “F-16’ların bir tedarik bölümü var. Biz modernizasyon bölümü var. Bunlarla ilgili süreç devam ediyor. Basına da bunlarla ilgili gelişmeler yansıyor. Biz Milli Savunma Bakanlığı olarak ABD Savunma Bakanlığı ile temaslarımızı sürdürüyoruz. Şu ana kadar 4 heyetler arası toplantı yapıldı. Temaslarımız devam ediyor. Bu toplantılarla bunun da iş birliği içinde stratejik ortağımız, müttefikimiz Amerika ile temasımızı sürdürmek üzere çözülmesini bekliyoruz” diye konuştu.

    “(F-16) Olumlu bir şekilde sonuçlandırılmasına gayret gösteriyoruz. Ancak tabi ki elbette alternatifler mevcut”

    ABD Savunma Bakanlığı’nın bu konuda Türkiye’yi destekleyen açıklamalarını hatırlatan Akar, “Biz bunun da çözülmesiyle ilişkilerimizin daha da iyi bir aşamaya geçeceğini değerlendiriyoruz. İş birliği ve dayanışmamızın, bu F-16’ları almakla birlikte iş birliği ve dayanışmamızın da hem bölgesel hem de küresel barış ve güvenliğe de önemli katkılar sağlayacağını hepimiz görüyoruz, hepimiz biliyoruz. Bölgesel istikrar için Türkiye’nin de güçlü olması lazım. NATO’nun güçlü olması için de NATO üyesi ülkelerin güçlü olması lazım. Bizim şu anda dahi bizim çeşitli içeriklerde NATO’dan aldığımız görevler var ve Hava Kuvvetlerimiz icra ediyor. Dolayısıyla bizim güçlü bir hava kuvvetlerine sahip olmamız, çok doğal bir şekilde NATO’nun da güçlü olmasını getiriyor. Bu manada bizim de güçlenmemiz bakımından bu F-16 sorununun çözülmesi gerektiğini de yine tekrar tekrar dile getiriyoruz, bir taraftan tedarik çalışması diğer tarafta modernizasyon çalışması. Dolayısıyla bunun bir an önce planlandığı gibi başladığı şekilde, olumlu bir şekilde sonuçlandırılmasına gayret gösteriyoruz. Ancak tabi ki elbette alternatifler mevcut” ifadelerini kullandı.

    ABD’nin terör örgütüne yönelik desteğine ilişkin soru üzerine Akar, “Tüm toplantılarımızda bununla ilgili tepkimizi dile getiriyoruz” dedi. ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimine uygulanan silah ambargosuna yönelik kararına ilişkin soruya da Akar, “ABD’nin tarafsızlık ve dengeli politikalarından vazgeçmemesi gerektiğini muhataplarımıza ifade ediyoruz” yanıtını verdi.

  • Milli Savunma Bakanı Akar’dan tepki

    Milli Savunma Bakanı Akar’dan tepki

    Bakan Akar başkanlığında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Bakan Yardımcıları Alpaslan Kavaklıoğlu ve Muhsin Dere ile birlik komutanlarının katılımıyla video telekonferans toplantısı gerçekleştirildi. Akar’ın talimatlar verdiği toplantıda, kuvvet ve ordu komutanlarının yanı sıra yurt içi ve sınır ötesindeki birlik komutanları devam eden faaliyetlere ve sahadaki son duruma ilişkin bilgiler paylaştı.

    Savunma ve güvenlikle ilgili konuların ele alındığı toplantıda konuşan Bakan Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yoğun bir dönemden geçtiğini belirtti. Mehmetçiğin şu ana kadar kendine verilen görevleri büyük bir başarıyla yerine getirdiğini ifade eden Akar, “Bundan dolayı hepinizi kutluyorum. İnşallah bundan sonra da aynı ciddiyet ve samimiyetle, diyalog ve koordinasyon içinde faaliyetleri yürütmek suretiyle bize verilen görevleri başaracağız” diye konuştu.

    Terörle mücadelenin zorlu arazi ve hava şartlarına rağmen büyük bir başarıyla devam ettiğini vurgulayan Akar, şunları söyledi:

    “Bizim tek hedefimiz teröristlerdir. Başta Irak ve Suriye olmak üzere tüm komşularımızın hudutlarına, egemenlik haklarına saygılıyız. Tek amacımız hudutlarımızın ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak. Bunun için terörle mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Terörle mücadelede başlayan yeni dönemde, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar 36 bin 143 terörist etkisiz hale getirildi. Bu yıl ise ocak ayından itibaren Suriye ve Irak’ın kuzeyinde 2 bin 874 terörist etkisiz hale getirildi.”

    Pençe Kilit Operasyonu’nun da büyük bir başarıyla sürdüğünü belirten Akar, “Pençe Kilit Operasyonu kapsamında 397 terörist etkisiz hale getirildi. Bütün mağaralar, sığınaklar, barınaklar, sözde karargahlar, her taraf tek tek kontrol edilmeye devam ediliyor. Çok katlı, tahkimli mağaralar dahil her yer Mehmetçik tarafından kontrol altına alındı, alınıyor” dedi.

    Akar, operasyonda terör örgütü tarafından kullanılan çok sayıda silah, araç, gereç ve mühimmatın ele geçirildiğini de açıkladı.

    “İleri geri boş boş konuşanlar, ordubozanlar var”

    “Son zamanlarda yazılı ve sözlü basında Türk Silahlı Kuvvetlerine dil uzatanlar var” ifadeleri ile Mehmetçiğe yönelik birtakım söylemlere tepkisini gösteren Bakan Akar, şunları kaydetti:

    “İleri geri boş boş konuşanlar, ordubozanlar var. Silahlı Kuvvetlerimiz şu anda çok şükür büyük bir övünç ve güvenle, yüksek bir moral ve motivasyonla yurt içinde ve sınır ötesinde kendisine verilen görevleri zorlu arazi ve hava şartlarına rağmen büyük başarıyla yerine getiriyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin saygın ve seçkin konumu uluslararası dahil her platformda artarken, bu duruma dil uzatanlar var. Kimin tarafındalar, neyin tarafındalar gerçekten meçhul. Devlete, millete ve Türk Silahlı Kuvvetlerine dil uzatanları bizim kabul etmemiz mümkün değildir.”
    Türk Silahlı Kuvvetlerinin Cumhuriyet tarihinin en yoğun döneminden geçtiğine dikkati çeken Akar, “Bunun görülmemesi büyük bir körlüktür. O kişilerin gözlerini açıp Mehmetçiğin ne yaptığını görmeleri ve ordubozanlık yapmamaları, 85 milyonun hakkını, hukukunu, güvenliğini sağlamak için gece gündüz, yaz kış demeden görev yapan Türk Silahlı Kuvvetlerine saygı duymaları lazım. Milli olanların, bu vatanın evlatlarının saygı duyması, Silahlı Kuvvetlerinin ne yaptığını görmeleri lazım” ifadelerini kullandı.

    “Herkes bunu bilsin”

    Bakan Akar, Türkiye’nin tarihi, coğrafyası, genç nüfusu ve ordusu ile büyük ve güçlü bir devlet olduğunu vurgulayarak, “Bu çerçevede Türk Silahlı Kuvvetleri binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerleriyle 85 milyonun, asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla, aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde görevinin başındadır. Herkes bunu bilsin” dedi.

    Sultan Alpaslan’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kadar bu toprakların vatan olmasında, devletin bu seviyeye gelmesinde emeği geçenlere, katkı sağlayanlara saygılarını, şükranlarını ileten Akar, şehitlere rahmet, yaralılara şifa dileklerini iletti. Bakan Akar, sözlerini zorlu şartlarda görevlerini yerine getiren tüm Mehmetçiğe başarılı dileklerini ileterek tamamladı.

  • Suriye’ye yeni harekat olacak mı?

    Suriye’ye yeni harekat olacak mı?

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Kabine Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye rejimiyle görüşmelerin başlatılıp başlatılmayacağına ilişkin soru üzerine Akar, Sayın Cumhurbaşkanı ve Bakanların bu konuya ilişkin açıklamaları olduğunu hatırlatarak, görüşmelerin şartlara ve duruma bağlı bir süreç olduğunu belirtti.

    “Bizim için önemli olan ülkemizin hak ve menfaatlerini korumaktır ve bunda da kararlıyız”

    Suriye’de olası bir rejimle görüşmede operasyonların akıbetine ilişkin soru üzerine Bakan Akar, “Ülkemizin ve hudutlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından operasyon yapmak Türkiye’nin en doğal hakkıdır. Bu konuda ne lazımsa bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yaparız. Ne müdahale gerekiyorsa, terör örgütlerinin arkasında önünde kim olursa olsun yeri ve zamanı gelince yapılır. Bizim için önemli olan ülkemizin hak ve menfaatlerini korumaktır ve bunda da kararlıyız” cevabını verdi.

    “Her şeyin bir yeri bir zamanı var”

    Bakan Akar, Türkiye Cumhuriyetinin hedefinin sadece teröristler olduğunu vurguladı. Suriye’nin kuzeyine olası bir operasyona yönelik soru üzerine Bakan Akar, “Operasyon zaten oluyor, zaten olacak. Her şeyin bir yeri bir zamanı var. Taktiği var, tekniği var mühendisliği var, matematiği var” ifadelerini kullandı.

    “Abdülhamit Han sondaj gemisi, araştırmalarına devam ediyor”

    “Abdülhamid Han sondaj gemisine Yunanistan’ın bir tacizi oldu mu” sorusuna Akar, “Abdülhamit Han sondaj gemisi, araştırmalarına devam ediyor. Gediz Firkateyni refakat ediyor, güvenliğini sağlıyor. Yanlış bir şey yapmamalarını temenni ediyoruz. Uluslararası hukuk çerçevesinde kendi imkan ve kabiliyetlerimizi kullanmak suretiyle, ülkemizin hak ve menfaatlerini koruyarak, iyi komşuluk ilişkilerini sürdürüyoruz” yanıtını verdi. Bir soru üzerine Bakan Akar, Irak’ta sivillere yönelik saldırı sonrası Türkiye’nin sağlık yardımı ve olayın aydınlatılması için “birlikte çalışalım” talebine Irak makamlarının teşekkür ettiklerini ancak başka bir gelişme olmadığını söyledi.

    “Temennimiz bölge ülkelerinin barış içinde yaşaması”

    ABD’den F-16 teminine ilişkin dördüncü toplantının 15 Ağustos’ta Amerika’da yapıldığını aktaran Akar, “Bizim askeri heyetimiz Amerika’ya gitti. Uçakların tedarik edileceğinden hareketle çalışmalar yapılıyor. Teknik konular görüşülüyor. Olumlu bir şekilde görüşmeler devam ediyor” şeklinde konuştu.

    “TSK’nın görev sorumlulukları arttı”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye’nin bölgesel bir güç olduğunun altını çizen Akar, şunları söyledi:

    “Herkesin gördüğü gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti, uluslararası ortamda bir özne haline geldi. Bunu görelim. Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin etki ve ilgi alanı genişledi. Etki alanı Avrupa, Afrika, Asya ve Ortadoğu, ilgi alanı bütün dünya oldu. Buna paralel TSK’nın görev sorumlulukları arttı. Bu nedenle çalışmalarımızı, hazırlıklarımızı yaparken, tedariklerimizi yaparken olaya bu manada bakıyoruz.”

    “Tatbikatta bir araya gelmek demek her şeyiyle müttefik olmak demek değil”

    Mısır’ın Yunanistan’la tatbikatının Türkiye’yi rahatsız edip etmediğine ilişkin ilişkin soru üzerine Akar, “Tatbikatta bir araya gelmek demek her şeyiyle müttefik olmak demek değil. Biz de son bir yıl içinde onlarca tatbikat yaptık. Hem milli hem çok uluslu. Dolayısıyla tatbikatlar yapılabilir onda bir şey yok. Görüşmeler ilerler ilişkiler belli bir noktaya gelirse Mısır’la ileride biz de tatbikat yapabiliriz. Önemli olan ülkelerin hak ve menfaatlerinin korunması ve kollanması. Temennimiz bölge ülkelerinin barış içinde yaşaması. Mesajımız bu, Cumhurbaşkanımızın söylediği de bu” açıklamasında bulundu.

  • Tahıl krizi çözülüyor! Prensipte anlaşmaya varıldı

    Tahıl krizi çözülüyor! Prensipte anlaşmaya varıldı

    Milli Savunma Bakanı Akar başkanlığında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kuvvet Komutanları, Bakan Yardımcıları ve birlik komutanlarının katılımıyla video telekonferans toplantısı gerçekleştirildi. Kuvvet ve Ordu Komutanlarının yanı sıra yurt içi ve dışındaki birlik komutanlarının devam eden faaliyetlere ve sahadaki son duruma ilişkin bilgiler paylaştığı toplantıda talimatlar veren Bakan Akar, “Türk Silahlı Kuvvetleri yoğun bir dönemden geçiyor. Şu ana kadar büyük bir başarıyla bize verilen görevleri yerine getirdiniz. Bundan dolayı hepinizi kutluyorum. İnşallah bundan sonra da aynı ciddiyet ve samimiyetle, diyalog ve koordinasyon içinde faaliyetleri yürütmek suretiyle bize verilen görevleri başaracağız” ifadelerini kullandı.

    Terörle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Bakan Akar, “En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar artan bir şiddet ve tempoda, taarruzi bir ruhla teröristleri kaynağında etkisiz hale getirmek amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

    “Başta PKK/YPG, DEAŞ ve FETÖ olmak üzere tüm terör örgütleri ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz”

    Başta Suriye ve Irak olmak üzere tüm komşuların sınırlarına saygılı şekilde faaliyetlerin devam ettiğini aktaran Akar, “Pençe Kilit Operasyonumuz büyük bir başarıyla devam ediyor” dedi. Şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dileklerini ileten Akar, şunları söyledi:

    “Başta PKK/YPG, DEAŞ ve FETÖ olmak üzere tüm terör örgütleri ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu konudaki politikamız çok açık, net. Yoğun mücadelemiz devam edecek. PKK/YPG, DEAŞ ve diğerleri ile arazideki mücadelemiz sürerken FETÖ ile mücadelemiz ilk günkü gibi, yani 16 Temmuz 2016’da ne ise, aynı ciddiyet, samimiyet, dikkat ve hassasiyetle devam ediyor. Bunun dışında bir şey asla düşünülemez. Son bir yıl içinde FETÖ ile bağlantısından dolayı 1980 kişinin ilişiği kesildi. FETÖ’den temizlendikçe gücümüzün arttığını görüyoruz. Bunun de en somut örneği Mehmetçiğin yaptığı başarılı operasyonlar ve kara, deniz ve havada gerçekleştirdiği tatbikatlardır.”

    Tahıl koridoru

    Tüm dünyayı etkileyen tahıl krizinin çözümüne yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği diplomatik çalışmalar ve direktifleri kapsamında sürdürdükleri faaliyetlere de değinen Akar, bu kapsamda ilgili bakanlık ve kurumların birçok ikili toplantı icra ettiğini belirtti.
    Son olarak 13 Temmuz’da Türkiye, Rusya Federasyonu ve Ukrayna savunma bakanlıkları askeri heyetleri ile Birleşmiş Milletler heyeti arasında İstanbul’da dörtlü toplantı yapıldığını hatırlatan Bakan Akar, toplantı kapsamında Ukrayna ve Rusya Federasyonu askeri heyetlerinin ilk defa BM mensupları ile beraber aynı masa etrafında bir araya geldiğini vurguladı. Bakan Akar, “Tahıl ve gıda maddelerinin taşınması için bir plan üzerinde, genel prensipler üzerinde anlaşmaya varıldı. Bunun somut uygulama planına dönüşmesi için gayretlerimizi sürdürüyoruz. Bu hafta içinde bununla ilgili bir toplantı yapılması muhtemel. Bu kapsamda İstanbul’da bir harekat merkezinin kurulması, liman çıkış ve varış noktalarında müşterek kontrollerin yapılması ve intikal rotalarında seyir emniyetinin sağlanması gibi temel teknik hususlar söz konusu” açıklamalarında bulundu.

  • Bakan Akar ve komutanlar sınır hattında

    Bakan Akar ve komutanlar sınır hattında

     

    Bakan Akar, Pençe Kilit Operasyonu bölgesinde 5 askerin şehit olduğu hain terör saldırısının ardından dün beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile geldiği sınır hattındaki incelemelerini gün boyunca sürdürdü.

    https://twitter.com/HulusiAkarMSB_/status/1529141625720545282

    İlk olarak Mardin’e, oradan Şırnak’taki 23’üncü Piyade Tümeni’ne geçen Akar ve beraberindeki komutanlar, daha sonra 1815 rakımlı Işıklı Üs Bölgesi’ne çıktı. Sınırın sıfır noktasında Pençe Kilit Operasyonu bölgesinin hemen yakınındaki mevkide bulunan üs bölgesinde incelemelerde bulunan ve sahadaki duruma ilişkin yerinde bilgi alan Akar, ardından Çukurca’daki 2. Ordu Taktik Komuta Yeri’ne gitti. Gece boyunca buradan Pençe Kilit Operasyonu’nu beraberindeki komutanlarla birlikte takip eden Akar, operasyonda görevli sınır hattındaki ve sınır ötesindeki birliklerin komutanları ile video konferans yöntemi ile görüştü.

    Son duruma ilişkin aldığı bilgiler çerçevesinde yeni talimatlar veren Akar, Pençe Kilit Operasyonu sırasında teröristlerin hain saldırısı sonucu şehit olan 5 kahraman askere rahmet dileyerek sözlerine başladı. Hain saldırının gerçekleştiği bölgedeki operasyonların bölgedeki olumsuz hava şartlarına rağmen devam ettiğini belirten Akar, “Komandolarımız bir grup teröristi mağarada sıkıştırdı. Mehmetçiğin ‘teslim ol’ çağrısına teröristlerin ateşle karşılık vermesi sonucu mağaraya yönelik operasyon gerçekleştirildi. Söz konusu operasyonla birlikte Pençe Kilit Operasyonu’nda bugüne kadar etkisiz hale getirilen terörist sayısı 100’ü geçti. Şehitlerimizin kanlarını, yakınlarının gözyaşlarını yerde bırakmadık, bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.

    Bakan Akar, olumsuz ve zor arazi ve hava koşullarına rağmen yürütülen harekata kara ve hava ateş destek vasıtaları, İHA ve SİHA’larla yoğun destek sağlandığını da belirtti.

    “Operasyonu başarıyla tamamlayacak kilidi kapatacağız”

    Pençe Kilit Operasyonu’nun planlandığı şekilde sürdürüldüğünü vurgulayan Akar, “Pençe serisi harekatlarımız devam ediyor. Bu bir zincir, zincirin son halkası da Pençe Kilit Operasyonu. Bu operasyonu da başarıyla tamamlayarak hem kilidi kapatacak hem de hudutlarımızın tam olarak kontrolünü sağlamış olacağız. Buna çok yaklaştık” diye konuştu.

    Mehmetçiğin terörle mücadelede geldiği noktanın çok önemli olduğunu ifade eden Bakan Akar, “Büyük bir kahramanlık ve fedakarlıkla gerçekleştirdiğimiz mücadelenin başarıyla sonuçlanmasına az bir zaman kaldı. Terör örgütünün sözde elebaşları dahil büyük bir panik içindeler. Örgütte çöküş alametleri var. Bunlar istihbarat raporları, terörist ifadelerinde de ortaya çıkıyor. Biz artan bir şiddet ve tempoda taarruzi ruhla operasyonlarımızı sürdürecek, asil milletimizi başına 40 yıldır musallat olan terör belasından kurtaracağız” dedi.

    Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tek hedefinin teröristler olduğunu vurgulayarak, “Kürtler ve Türkler kardeştir. Yüzyıllarca ekmeğimizi, suyumuzu paylaştık. Bunun en açık kanıtı şehitlikler. Bütün şehitliklerde Türkler, Kürtler, Araplar birlikte yatıyor. Teröristlerin arkasında kim olursa olsun terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.

    Gecenin geç saatlerine kadar beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Avsever ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Küçükakyüz ile Çukurca’daki 2. Ordu Taktik Komuta Yeri’nde harekatı takip eden Bakan Akar, geceyi de Çukurca’da geçirdi.

  • Bakan Akar’dan sığınmacı açıklaması

    Bakan Akar’dan sığınmacı açıklaması

    Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile Akdeniz Bölge Komutanlığına geldi.

    Komutanlığa gelişinde tören birliğini selamlayan Akar, faaliyetlere ilişkin aldığı brifingin ardından liman bölgesine geçti.

    Akdeniz Bölge Komutanlığı Yeni Rıhtım ve İskele Açılış Töreni’nde konuşan Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Çaka Bey, Barbaros Hayrettin Paşa, Gazi Hasan Paşa, Kılıç Ali Paşa, Mezamorta Hüseyin Paşa, Oruç Reis, Piri Reis ve Turgut Reis’ten aldığı ilhamla her geçen gün çok daha etkin, caydırıcı ve saygın bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

    “Türk Deniz Kuvvetlerimiz, denizlerimizde hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak için kendisine verilen görevleri büyük bir başarıyla yerine getirmeye devam ediyor.” diyen Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Türk bayrağını tüm denizlerde dalgalandırarak Türk milletinin gücünü, kuvvetini temsil görevini de büyük bir onurla yerine getirdiğini anlattı.

    Akar, “Türk Deniz Görev Grubu’nda görev yapan Gökçeada fırkateynimiz Libya’nın Misrata açıklarında, içinde göçmenlerin bulunduğu bir tekneyi tespit etti. Yarı baygın haldeki 17 düzensiz göçmene hemen sağlık personelimiz tarafından gerekli müdahaleler yapıldı. Kurtarılan düzensiz göçmenler, kurulan koordinasyon sonucunda Libya makamlarına teslim edildi. Bu ve benzeri faaliyetler TSK’nın çok çeşitli coğrafyalarda barışa, istikrara ve huzura yaptığı insani katkıları göstermektedir.” ifadelerini kullandı.

    TERÖRLE MÜCADELE

    Terörle mücadele operasyonlarına dikkati çeken Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadelesini artan bir tempoda devam ettirdiğini dile getirdi.

    Bakan Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Pençe Kilit Operasyonumuz planlandığı şekilde başarıyla devam ediyor. Bugüne kadar diğer alanlarda yapılan çalışmalar var. Bunların hepsinin tamamlanabilmesi için bu kilidi bağlamamız, bunu başarılı bir şekilde sonuçlandırmamız gerekli. Zorlu hava ve arazi koşullarında Mehmetçik tarafından teröristlerin inlerine giriliyor, buralar alçakların başlarına yıkılıyor. Şu ana kadar 73 terörist etkisiz hale getirildi. Teröristlere ait 102 mağara, sığınak tahrip, 524 el yapımı patlayıcı imha edildi. Operasyonda 10 kahraman silah arkadaşımız şehit oldu. Şehitlerimizin, gazilerimizin kanlarının ve onların kıymetli ailelerinin gözyaşlarının hesabını sorduk, sormaya devam ediyoruz. Mehmetçik’in nefesi teröristlerin ensesinde. Teröristlerde ciddi bir korku, endişe, panik hakim. Terör örgütünde çöküş alametleri var. Asil milletimizi 40 yıldan beri başına musallat olan bu terör belasından kurtarmakta azimli ve kararlıyız. Mücadelemiz en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar kararlılıkla devam edecek.”

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonlarındaki tek hedefinin teröristler olduğunu vurgulayan Akar, “Teröristler dışında bir hedefimiz yoktur. Ayrıca bir kez daha vurgulamak isterim ki binlerce yıldır bu coğrafyayı, ekmeği, suyu birlikte paylaştığımız Kürtler bizim kardeşimizdir. Bunun en açık göstergesi şanlı bayrağımız ve sancağımız için canlarını feda eden ve şehitliklerimizde bir arada yatan kahramanlarımızdır. Faaliyetlerimizde dostumuz, komşumuz, kardeşimiz Irak’ın sınırlarına, egemenlik haklarına, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne son derece saygılıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

    “GERÇEKLERİ GÖRMÜYORLAR”

    Sınır güvenliği konusunda alınan tedbirlere de değinen Akar, “Mehmetçik, ‘hudut namustur’ anlayışla gece gündüz demeden mücadelesini büyük bir fedakarlık ve kahramanlıkla sürdürüyor.” diye konuştu.

    Sınırların güvenliğini milli bir mesele olarak nitelendiren Akar, şunları kaydetti:

    “Yapılan tüm açıklamalara, bilgilendirmelere rağmen maalesef bazıları gerçekleri anlamamakta, dinlememekte, görmemekte, duymamakta ısrar ediyorlar. Hudutların korunması milli bir meseledir. Bunun herkes tarafından anlaşılması lazım. Mehmetçik hudutlarda kendisine sağlanan imkanları en etkin şekilde kullanıyor. Yapılması gerekenleri başarılı şekilde yapıyor. Mehmetçik’in tek beklentisi hudutlarda kahramanca ve fedakarca yapılan faaliyetlere, emeğine saygı gösterilmesidir. Tek isteğimiz bu. Yalan haberler, sahte videolar, dezenformasyonla farklı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bunlara karşı sağduyu sahipleri dikkatli, müteyakkız olmalı ve bunlara karşı gerçekleri görebilmeli.”

    “Yılbaşından bugüne kadar hudutlarımızda 2 bin 65 kişi yakalandı, 132 bin 473 kişi engellendi.” diyen Akar, hudutlarda birlik sayısı, altyapı, araç gereç, donanım bakımından Cumhuriyet tarihinin en yoğun tedbirlerinin alındığını vurguladı.

    Bazı basın yayın organlarında sınır güvenliği tedbirlerine yönelik yer alan yorumları da eleştiren Akar, “Bazıları gerçekleri bilmeden, 20-30 sene önceki konulardan bahsediyor. Bu yanlıştır. Hudutlarımızda çok ileri teknolojiler kullanılıyor. Bu büyük ve gelişmiş imkanların sağlanmasından dolayı milletimize, devletimize şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.

    “SİYASİ TARTIŞMA KONUSU YAPILMAMALI”

    Akar, Mart 2011’den bu yana Suriye’de devam eden iç savaşta 1 milyondan fazla Suriyelinin hayatını kaybettiğini belirterek, 7 milyondan fazla kişinin evlerini, topraklarını terk ettiğini söyledi.

    Bu insanların çevre ülkelere göç etmek zorunda kaldığını ifade eden Akar, şu açıklamalarda bulundu:

    “Bunlardan bir kısmı da hem rejimin hem de terör örgütlerinin zulmünden kaçmak, canlarını kurtarmak için Türkiye’ye geldi. Güvenliklerinden emin olduklarında bunlar dönecekler. Zaten dönmeye de başladılar. Suriye’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından terörden, teröristten arındırılmış bölgesinde yaklaşık 5 milyon Suriyeli bulunmakta. Türkiye’de daha önce 4 milyon civarında Suriyeli vardı. Son zamanlardaki dönüşlerle birlikte 3 milyon 700 bin civarında Suriyeli, Türkiye’de bulunmaktadır. Sığınmacıların Birleşmiş Milletler kriterlerine uygun, güvenli, gönüllü ve saygın bir şekilde dönüşleri için gerekli şartların oluşmasına yönelik her türlü çaba da ülkemiz tarafından gösterilmektedir. Bu, insani bir durumdur. Bunun siyasi tartışma konusu yapılmaması lazım. Türkiye tarih boyunca daima mazlumun, mağdurun yanında, onlarla birlikte olmuştur. Şu anda da Türkiye kendine yakışanı yapmaktadır. Milli ve manevi değerlerimiz çerçevesinde bu insanlara karşı insani, vicdani ve hukuki görevlerimizi uluslararası kurum ve kuruluşlarla bugüne kadar koordineli olarak yerine getirdik, getirmeye devam ediyoruz.”

    “HİÇBİR OLDU BİTTİYE İZİN VERMEYİZ”

    Yunanistan ile Ege, Akdeniz ve Kıbrıs’ta yaşanan sorunlara dikkati çeken Akar, “Biz tüm faaliyetlerimizde uluslararası hukuktan, diyalogdan yanayız. Bütün problemlerimizin barışçıl yol ve yöntemlerle çözümünü istiyoruz. Buna rağmen maalesef Yunanistan provokatif eylem ve söylemleri ile yayılmacı ve saldırgan politikalarını sürdürüyor.” diye konuştu.

    Yunanistan’ın sığınmacılara yönelik insanlık dışı davranışlarına da değinen Akar, şu ifadeleri paylaştı:

    “Yıllardır Yunanistan’ın masum insanlara karşı uyguladığı zulüm ve insanlık dışı davranışlar ile her türlü rezalet dünya tarafından maalesef görmezden gelinmiştir. Ancak Yunanistan, son FRONTEX olayıyla suçüstü yakalanmış ve nihayet Avrupa Birliği olayları sınırlı da olsa görmeye başlamıştır. Suçüstü yakalanan Yunanistan dikkatleri başka yöne çekmek ve FRONTEX olayını karartmak için suni gündemler üretmektedir. Yunanistan Tiger Meet’in de yer aldığı bazı uluslararası tatbikatları da bu amaçla kullanmaktadır. Tiger Meet Tatbikatı sırasında FIR, Gayri Askeri Statüdeki Adalar ve personel kurtarma sahalarındaki bazı konuları bencilce istismar etmeye çalışması ve tatbikatı Türkiye’nin hak, alaka ve menfaatlerine karşı kullanma gayreti nedeniyle Hava Kuvvetlerimize tatbikattan çekilme talimatı verdik. Hava Kuvvetlerimiz tatbikattan çekildi. Biz barıştan, iyi komşuluk ilişkilerinden uluslararası hukuktan yanayız. Bütün problemlerin görüşmeler yoluyla çözümünden yanayız. Ancak hiçbir oldubittiye izin vermeyeceğimizi, hakkımızı hukukumuzu çiğnetmeyeceğimizi herkesin bilmesi lazım. Hakkımızı, hukukumuzu korumakta azimli, kararlı ve buna muktediriz.”

    DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI ÖZBAL

    Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal da 1963’te inşa edilen eski iskelelerin 57 yıl süresince bölgedeki ihtiyacı karşıladığını bildirdi.

    Deniz Kuvvetleri Komutanlığının deniz güvenliğinin sağlanması ve deniz yetki alanlarının korunmasına yönelik yapılan faaliyetlere dikkati çeken Özbal, “Doğu Akdeniz kıyılarımızda gemilerimiz için ihtiyaç duyulan bakım, onarım ve lojistik destek imkanlarının artırılması da zorunlu hale gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında Aksaz Deniz Üssü’ne ilave olarak Mersin Limanı bölgede en önemli üs imkanını sağlayacaktır. Sahip olunan yeni imkanlar sayesinde önümüzdeki dönemde daimi olarak Mersin’e konuşlandırılacak gemilerle Doğu Akdeniz’deki kalıcı varlığımızın daha da güçlendirilmesi planlamaktadır.” diye konuştu.

    ÖNEMLİ BİR LOJİSTİK ÜS

    Akdeniz Bölge Komutanlığının yeni rıhtım ve iskelelerin inşası 546 günde milli imkanlarla tamamlandı. Proje kapsamında Doğu Akdeniz’de yoğunlaşan faaliyetlerin paralelinde yüzer birliklere hizmet için rıhtım ve parmak iskeleler yeniden inşa edildi.

    Tüm yüzer unsurların kullanımına uygun hale getirilen yeni rıhtım ve iskelelerin altyapısı gemilere ve denizaltılara hizmet vermek üzere yenilendi. Açılışı yapılan yeni rıhtım ve iskelelerin Doğu Akdeniz’de önemli bir lojistik üssü olması bekleniyor.

  • Bakan Akar Bursa’da konferansta konuştu

    Bakan Akar Bursa’da konferansta konuştu

    Birlik Vakfı Bursa Şubesi Öğrenci Topluluğu’nun davetlisi olarak Bursa’ya gelen, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, BUÜ tarafından Uluslararası İlişkiler Alanı’nda Fahri Profesörlük Unvanı Töreni ve ‘Krizde Savunma ve Güvenlik’ konulu konferansa katıldı. Mete Cengiz Kültür Merkezi Piyade Kurmay Yarbay İlker Çelikcan Salonu’nda düzenlenen törene AK Parti Dış İlişkiler’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, Vali Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Recep Yalçınkaya, İl Emniyet Müdürü Tacettin Aslan, AK Parti Bursa milletvekilleri, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile öğrenciler katıldı.

    Rektör Kılavuz’un Fahri Profesörlük Unvanını takdim ettiği Bakan Akar, törenin ardından katılımcılara, ‘Krizde Savunma ve Güvenlik’ konulu konferans verdi. Sözlerine Pençe Kilit Operasyonunda şehit olan Üsteğmen Ömer Delibaş’a rahmet, ailesine de başsağlığı dileyerek başlayan Bakan Akar, “Şahsıma tevdi edilen fahri profesörlük payesini de kahraman ve fedakar silah arkadaşlarım adına alıyor, tüm şehit ve gazilerimize ithaf ediyorum” dedi.

    Terör konusunun, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gündeminde ilk sırada yer aldığına dikkat çeken Akar, “Özellikle 15 Temmuz sonrasında terörle mücadelede yeni bir anlayışla hareket ediyor, Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği şekilde, terörü kaynağında yok etme stratejisi ile operasyonlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede Suriye ve Irak’ın kuzeyinde terör örgütlerine karşı icra ettiğimiz başarılı operasyonlarla, hudutlarımızın ve halkımızın güvenliğini sağlarken güney sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridorunu engelledik ve buna asla müsaade etmeyeceğimizi çok açık bir şekilde ortaya koyduk. Şayet bu operasyonlar yapılmasaydı ülkemiz ve bölgemiz çok daha büyük tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya kalacaktı” diye konuştu.

    ‘TERÖR YUVALARININ KİLİTLERİ TEK TEK PARÇALANIYOR’

    Pazar gecesi başlatılan Pençe Kilit Operasyonu ile terör örgütüne büyük darbe indirildiğini söyleyen Bakan Akar, şunları kaydetti:

    “Pazar gecesi başlatılan Pençe Kilit Operasyonu ile de terör yuvalarının kilitleri tek tek parçalanıyor. Mehmetçiğin nefesi teröristlerin ensesinde; hangi mağaraya girerlerse girsinler, hangi taşına altına saklanırlarsa saklansınlar, komandolarımız, teröristleri buluyor ve etkisiz hale getiriyor. Operasyonlarımız en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar, artan bir şiddet ve tempoda, komşularımızın egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak devam etmektedir. Biz sadece terör ve teröristle mücadele etmekteyiz. Terörist neredeyse hedefimiz orasıdır. Zira icra ettiğimiz operasyonlarda birçok riski de göze alarak başta sivil ve masum insanlar olmak üzere dini, tarihi ve kültürel yapıların ve çevrenin korunmasına yönelik gösterdiğimiz hassasiyet, dünyanın hiçbir ordusunda görülmemiştir. 40 yıldır ülkemizin enerjisini tüketen terörü bitirmekte, halkımızı bu terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Birbirinden hiçbir farkı olmayan PKK/PYD-YPG terör örgütüne karşı sürdürdüğümüz kararlı mücadele neticesinde terör örgütünde çöküş hızlanmış ve elebaşları tarafından da terör örgütünün yaşadığı dağılma, çöküş açıkça ifade edilmeye başlanmıştır. Pençe Kilit Operasyonu sırasında da teröristlerin yaşadığı bu çaresizliğin, telsiz konuşmalarına yansıdığı görülmektedir. Biliniz ve müsterih olunuz ki aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin tek damla kanını bugüne kadar yerde bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız; ailelerinin de gözyaşlarının hesabını sorduk, sormaya devam edeceğiz.”

    Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgale de değinen Bakan Akar, “Karadeniz’de de barış ve istikrarın sağlamasına yönelik çabalarımız devam ediyor. Bu çerçevede Ukrayna’daki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Öncelikle Ukrayna’nın egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Her fırsatta, daha fazla can kaybı yaşanmaması ve bir an önce huzur ve istikrarın temini için acilen bir ateşkes ilan edilmesinin önemli olduğunu vurguluyoruz” diye konuştu.

    ‘KARADENİZ’DE MAYINLARLA İLGİLİ GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMAKTAYIZ’

    Ukrayna’da bulunan A400M uçakları ile ticari gemilerin Türkiye’ye dönüşleri için çalışmaların devam ettiğini söyleyen Akar, mayınlarla ilgili gerekli tedbirlerin de alındığını belirterek, “Rusya ve Ukrayna Savunma Bakanları ve karargahları ile her seviyede muhataplarımızla temaslarımızı sürdürüyoruz. Yine bölgedeki istikrarın sürdürülebilmesi ve herhangi bir tırmanmaya sebebiyet vermemek için mayın avlama gemilerimiz, deniz karakol uçaklarımız, İHA’larımız, helikopterlerimiz ve diğer unsurlarımızla sürüklenen mayınlarla ilgili de gerekli tedbirleri almaktayız. Bu mayınların nereden geldiği ve kaynağına yönelik çeşitli iddialar mevcut. Tüm ihtimalleri değerlendirerek konuyu hassasiyetle inceliyoruz. Özetle Karadeniz’de çok önemli bir denge, güvenlik ve istikrar unsuru olan Montrö’nün ülkemize verdiği yetkilerin kullanılması da dahil, üzerimize düşen her türlü gayreti bugüne kadar gösterdik. Gayretlerimiz, bundan sonra da devam edecek. Temennimiz, bir an önce ateşkesin sağlanmasıdır” ifadelerini kullandı.

    ‘BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ ÇOK DAHA ÇETİN OLACAK’

    Bölgesel ve küresel düzeyde yaşanan gelişmelerin milli savunma sanayiinin geliştirilmesinin hayati önem taşıdığını bir kez daha gösterdiğini söyleyen Bakan Akar, şunları söyledi:

    “Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken, artık milli piyade tüfeklerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı, ÇNRA’larımızı, Fırtına obüslerimizi, İHA/SİHA/TİHA’larımızı, ATAK helikopterlerimizi, fırkateynlerimizi ve savaş gemilerimizi tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz. Silah sistemlerimizin harekat sahasında elde ettiği başarılar, tüm dünyanın da dikkatini çekmekte ve yerli- milli savunma sanayii ürünlerimize olan talep her geçen gün daha da artmaktadır. Fakat bu konuda kat etmemiz gereken mesafeler olduğunun, bundan sonraki sürecin çok daha çetin olacağının da bilincindeyiz. Amacımız; Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, teşviki ve desteğiyle yüzde 80’ler seviyesine yaklaşan yerli ve millilik oranını daha ileri seviyelere taşımaktır.”