Etiket: müjde

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan emeklilere müjde!

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan emeklilere müjde!

    İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:

    Ekonomiden güvenliğe, bölgesel gelişmelere kadar pek çok konuyu değerlendirdiğimiz kabine toplantımızı tamamladık. MGK’nın Eylül ayı toplantısında önemli kararlar aldık. Türkiye’nin güvenliği söz konusu olduğunda sınırları içinde ve dışında stratejimizi sürekli geliştirerek hayata geçiriyoruz. İzmir’de de düzenlenen TEKNOFEST’in heyecanını tüm katılımcılarla yaşadık. Bir araya geldiğimiz evlatlarımızın dinamizmi bize de güç veriyor.

    Ülkemizde düzenlenecek en büyük etkinlik olacak Uluslararası Uzay Kongresi’nin 72’sine Antalya’da ev sahipliği yapacağız. TBMM’nin açılış töreninde milletvekillerimizle birlikte gazi meclisimizde hazır bulunduk. Bu vesileyle, cumhuriyetimizin kuruluşundaki ideallerden Türkiye Yüzyılı hedefine kadar pek çok başlıktaki görüşlerimizi milletimizle ve meclisimizle paylaştık. Her ne kadar bazılarının milli mücadeleyi yürüten 15 Temmuz’da hain darbe girişimine direnen meclisimize gazi demeye dile varmıyor olsa da TBMM bu şanlı unvanı ilelebet taşıyacaktır. Yüksek yargı mensuplarımızla bir araya geldik .Türkiye Yüzyılını adaletin yüz yılı yapmaya adım adım yaklaşıyoruz. Partimizin 4. olağanüstü kongresi vesileyle ağırladığımız misafirlerimizle de ülkelerimiz arasındaki ilişkileri değerlendirme fırsatı bulduk. Dün İstanbul’da Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin açılışını gerçekleştirdik. İnşa ettiğimiz kilise, ülkemizdeki din özgürlüğünün sembolüdür. Nefret suçlarının arttığı bir dönemde, Türkiye’nin sergilediği kuşatıcı tavır çok önemlidir. İstanbul’da tüm semavi dinlerin temsilcilerinin katılımıyla başarılan hoşgörü ve dayanışma iklimin Kudüs başta olmak üzere dünyanın her yerine örnek olmasını temenni ediyoruz. Bugün de kabine toplantımızdan önce üniversitelerin açılış törenini gerçekleştirdik. Yeni akademik yılımızın herkese hayırlı olmasını diliyorum. Ankara’da yaptığımız birçok toplantıda ülkemizi büyütme çabamızı kesintisiz sürdürdük.

    Rekabeti bozucu Faaliyet yürüten firmalara ceza

    Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminlerin düzenli olarak yükseltilmesi doğru istikamette gittiğimizi gösteriyoruz. Otomotiv sektörü ile ilgili getirdiğimiz yılbaşına kadar uzattığımız pazarlama, satış, ilan sınırlamamalarının etkisi giderek daha fazla hissediliyor. Otomotiv piyasasında yaşanan spekülatif fiyat artışları ortadan kalkmaya başladı. Bu kapsamda stokçuluk yapan, haksız fiyat uygulamasına giden firmalar ve şahıslara idari para cezası kesildi. Rekabeti bozucu faaliyet yürüttüğü tespit edilen 139 firma 2 milyar 105 milyon lira cezaya maruz kaldı. Şimdi benzer uygulamayı gayrimenkul piyasasında devreye alıyoruz. Konut ve kira sektöründe adil, dürüst, özenli, makul şekilde hareket etmeyerek kişi ve kurumlara ağır yaptırımlar getiriyoruz. Fiyat yükselttiği tespit edilen firmalar bunun bedelini ağır cezalar ödeyecekler. Aldatıcı ve yanıltıcı reklam yapan firmalar, etiket ile kasası üzerinde fiyat farkı bulunan işletmeler üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Bu tür yollara tevessül edenlere 215 bin lira ceza yazıldı.

    Emekliye tek seferlik 5 bin Tl’lik ikramiye 

    Yaptığımız kapsamlı değerlendirmelerin ardından emeklilerimizi rahatlatacak karar aldık. Emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin Türk Lirası ödeme yapmayı kararlaştırdık. Hem emekli olup hem de fiilen çalışmaya devam eden emeklilerimizi kapsam dışı bırakıyoruz. Bütçemize toplam maliyeti 61 milyar lirayı geçen bu ödemeler, Kasım aynın ilk yarısı itibariyle emeklilerimizin hesabına yatırılmış olacaktır. Yılbaşında emeklilerimizin durumunu yeniden gözden geçireceğiz.

    “218 bin konutla ilgili çalışmalar hızla ilerliyor”

    Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe ortaya çıkan kaynağı milletimizle paylaşmayı sürdüreceğiz. Şehir merkezlerimizdeki örnek olarak söylüyorum deprem yıkıntılarını büyük ölçüde temizledik. Dünyada böyle bir felaketle böylesine etkili mücadele eden başka bir ülke örneği yoktur. Geçici barınma alanlarında 600 bin vatandaşımıza hizmet veriyor, kira yardımı ve diğer desteklerle 1,3 milyon insanımızın yanında yer alıyoruz. Rezerv alanlarda yapacağımız 200 bin konut ve yerinde dönüşümle inşa edilecek 218 bin konutla ilgili çalışmalar hızla ilerliyor. Kimi aksaklıklar yaşanabilmektir. Ama devlet ve millet dayanışmasıyla her sorunu çözeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

  • Yargıtay’dan o babalara müjde

    Yargıtay’dan o babalara müjde

    Karıştığı bir suçtan dolayı cezaevine düşen kocasına boşanma davası açan genç kadın, davayı kazandı. Mahkeme tarafların boşanmasına hükmederken, cezaevindeki babanın çocuklarla haftanın belirli günlerinde görüşmesine karar verdi. Cezaevinde olan baba, karar düzeltme talebinde bulununca dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin önüne geldi. Kararda; ana ve babadan her birinin, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahip olduğu hatırlatıldı. Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmenin, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir hak olduğu dile getirildi.

    Kararda şöyle denildi: “Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir. Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması kural olarak çocukla kişisel ilişki kurmasına engel değildir. Ceza ve tutukevinin, tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla mevzuat çerçevesinde görüşme imkanı ölçüsünde, çocukla tutuklu veya hükümlü ebeveyni arasında kişisel ilişki tesis edilebilir. Dosya kapsamından mahkemece, ortak çocuk ve baba arasında yasal düzenlemeler dikkate alınarak, açık görüş imkanıyla ilgili babanın hükümlü olarak bulunduğu cezaevinden bilgi alınmak suretiyle çocukla babası arasında görüş ve ziyaret imkanının araştırıldığı görülmüş ise de; kişisel ilişki düzenlenirken infazda zorluk ve tereddüt oluşturmayacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi gerekmektedir. Ayrıca özellikle çocuğun yaşı, eğitim çağında olması, görüş günleri, ortak çocuğun bulunduğu yer ile hükümlü babanın bulunduğu cezaevi arasındaki mesafe ve yolda geçecek süre dikkate alınarak, infazda tereddüt oluşmayacak şekilde kişisel ilişkinin düzenlenmesi gerekmekte iken, uygun şekilde kişisel ilişki tesis edilmemesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.”

  • Uşakspor taraftarını sevindiren haber

    Uşakspor taraftarını sevindiren haber

    Geçtiğimiz sezon 2024 Mayıs ayına kadar Uşak Belediyesi ve Uşakspor’a tahsisli olan stada ilişkin, Federasyon yetkilileri incelemelerde bulunarak eksiklerin giderilmesi halinde oynayabileceği raporunu vermişti.
    Rapora istinaden hızla çalışma başlatıldı eksikler tamamlandı. Bugün Uşak Valisi Turan Ergün Başkanlığında yapılan İl Spor Güvenlik Kurulu’nda 1 Eylül Stadına ilişkin 2023-2024 futbol sezonunda oynanabilir raporu çıktı. Kararı Türkiye Futbol Federasyonu’na ileten İl Spor Güvenlik Kurulu yetkilileri, öncesinde 1 Eylül Stadyumu’nda incelemelerde bulundu.

    Rapora istinaden Türkiye Federasyonun onayı ile yeniden Profesyonel Futbol karşılaşmaları oynanmaya devam edecek.

  • Erdoğan’dan Üniversite Öğrencilerine müjde

    Erdoğan’dan Üniversite Öğrencilerine müjde

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencilerinin 1 defaya mahsus vergisiz telefon ve bilgisayar almasını sağlayacak uygulama için talimat verdi. Açık öğretim, yüksek lisans ve doktora öğrencilerini kapsamayacak.

    50 bin TL’lik telefon 25 bin TL’den alınabilecek.

  • Pandemide istifaya zorlanan işçiye müjde

    Pandemide istifaya zorlanan işçiye müjde

    Dünyayı sarsan Covid-19 döneminde patronunun ‘istifa et’ baskısına dayanamayan işçi, istifasını imzalamak zorunda kaldı. İş Mahkemesi’nin kapısını çalan mağdur işçi, 2007-17/03/2020 tarihleri arasında çalıştığını, Covid-19 salgını gerekçe gösterilerek işçilerinin bir kısmının ücretsiz izne zorlandığını, kabul etmeyen işçilerin istifaya zorlandığını öne sürdü. 13 yıl gibi uzun süre çalışan davacının bütün haklarından feragat ederek istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyan ederek, feshin geçersiz olduğunun tespiti ile işe iadesine karar verilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı patron; davacının 17/03/2020 tarihli dilekçe ile istifa ettiğini, işveren feshi olmadığını, pandemi ilanı sonrasında kısa çalışma ödeneğine başvuru yapıldığını, zorla istifa dilekçesi alındığı iddiasının doğru olmadığını beyan ederek, davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın reddine hükmetti.

    Davacı işçi, kararı Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. İstinaf müracaatını değerlendiren BAM 3. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. İstifanın işçinin gerçek iradesini yansıtması gerektiğinin vurgulandığı kararda; 13 sene çalıştığı iş yerinden tüm haklarından feragat edip ayrılmanın hayatın olağan akışına ters olduğu hatırlatıldı.

    Kararda şu ifadelere yer verildi:

    “İş Mahkemesi’nce istifa dilekçesinin davacıdan iradesi sakatlanarak alındığı, gerçek iradesinin istifa olmadığı davacı tarafça ispat edilemediğinden davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak; dosyadaki delil durumu, dosyaya sunulan deliller ile aynı gün diğer işçilerden de dilekçe alınması, bu dilekçeler ve davaya ilişkin dilekçe içeriği, genel ifade kullanılması, kendisini bağlayıcı mahiyette fesih sebebi gösterilip bildirilmediği anlaşılmaktadır. Davacının uzun yıllar çalışma süresi, hayatın olağan akışı, taraflara yönelik ve dosyaya sunulan tarihsiz olduğu belirtilen senede ilişkin verilen yazının dilekçenin hemen akabindeki tarihi içerdiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde görülmemekle, açıklanan tüm bu hususlar, dosya kapsamı, kanuni gerektirici sebepler, delil durumu ile davacı işçinin işe iade talebinin kabulü gerekmiş, deliller, denetime açık bilirkişi raporu ile bu davaya konu edilen çalışma dönemi, süresi (yaklaşık 13 yıl) ile 5 aylık işe başlatmama tazminatı ve 4 aya kadar boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması gerekmiştir. Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile 11. İş Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

  • Emeklileri heyecanlandıran gelişme

    Emeklileri heyecanlandıran gelişme

    Temmuz ayında yapılan zamdan memnun olmayan emekliler hükümetin yapacağı yeni düzenlemeye odaklandı. Seyyanen zam, prim-maaş dengesizliğini giderilmesi ve en düşük emekli maaşının 10 bin TL’ye çıkarılmasını bekleyen emeklileri heyecanlandıran bir gelişme yaşandı. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen Kabine toplantısında da ele alınan düzenlemenin ekim ayında Meclis’e gelebileceği konuşuluyor.

    Temmuzda yüzde 25’lik zammı kök maaşa göre alan emeklilerin bir bölümünün maaşları artmadı. Seçim öncesi 5.500 TL’den 7.500 TL’ye çıkan en düşük emekli maaşı temmuzda da 7.500 TL’de kaldı. Bu durum milyonların tepkisini çekerken, hükümet düzenleme sinyali vermişti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’da geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “Emekliler noktasında yıl sonu itibarıyla yeniden bir değerlendirme yapmamız söz konusu. Memura, işçiye ve emekliye bütçe şartlarını zorlayarak yapabileceğimiz en iyi zammı yaptık. Kimseyi enflasyona ezdirmeyeceğimize dair söz verdik ve şu ana kadar da ezdirmedik.” demişti.

    Ancak memura yapılan 8 bin 77 liralık seyyanen zamla en düşük memur maaşı 22 bin TL’ye çıkarıldı. Bu gelişme sonrası emeklilerde de seyyanen zam beklentisi oluştu. Bir süredir hükümetin gündeminde olan çalışma dün Kabine toplantısında da masaya yatırıldı. Emekliler seyyanen zammın yanında, primi daha çok olana daha fazla maaş verilmesi ve en düşük maaşın 10 bin liraya çıkarılmasını istiyor. Söz konusu çalışmanın ekim ayında Meclis’e gelmesi bekleniyor.

  • Amcalık müjdesi alan Mert Ramazan Demir’i yıkan olay

    Amcalık müjdesi alan Mert Ramazan Demir’i yıkan olay

    Son zamanlarda attığı her adımı olay olan Yalı Çapkını dizisinin başrol oyuncusu Mert Ramazan Demir’in amca olacağı müjdesi verildi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Demir’in abisi ve yengesi, bebek haberinden günler sonra çocuklarını kaybettiğini açıkladı.

    “BEBEĞİMİZİN KALBİ DURDU”
    Demir’in yengesi Şebnem Demir, Instagram hesabından yaşadığı acıyı paylaşarak “Buraya her zaman iyi haberle gelmeyi çok isterdim ama maalesef her zaman bu kadar şanslı olamıyoruz. Cumartesi günü bebeğimizin kalbinin durduğunu öğrendik.

    Bizim için bu çok hassas dönemi anlayışla karşılayacağınızı hiç şüphemiz yok. Yazan, merak eden herkese çok teşekkür ederiz. Her zaman dediğimiz gibi Allah’ın bizim için farklı planları varmış. Umarım bu süreci en sağlıklı şekilde atlatacağız” dedi. Yakışıklı oyuncudan acı kayıpla ilgili bir açıklama gelmedi.

  • Yeni şarkı müjdesi

    Yeni şarkı müjdesi

    Genç şarkıcı Hale Yıldırım önceki akşam “Azka Yaz Konserleri” çerçevesinde Azka Otel’de sahne alırken, sevenlerine yeni şarkı müjdesi verdi.
    Güçlü sesiyle son dönemlerde sevilerek dinlenen kadın vokalistlerden Hale Yıldırım, Azka Otel sahnesinde kulakların pasını sildi. Yıldırım, sahneye Sezen Aksu’nun ‘Ne Kavgam Bitti Ne Sevdam’ şarkısıyla gelirken, gece boyu söylediği yerli ve yabancı hareketli şarkılarla konuklara eğlenceli bir Bodrum gecesi yaşattı. Hale Yıldırım sahneden yeni şarkısının müjdesini de verdi.

  • Erdoğan’dan emeklilere zam müjdesi

    Erdoğan’dan emeklilere zam müjdesi

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

    “Bize güvenen, bize inanan milyonların umutlarını boşa çıkarmayacağız”

    14 Mayıs’ta toplam 323 milletvekili ile ittifakımızı sandıktan açık ara birinci çıkaran milletimiz, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda ilk tura göre çok daha büyük bir farkla şahsımıza teveccüh gösterdi. Aziz milletimizin takdiri ile yüzde 52,18 oy oranıyla Türkiye’yi yönetme vazifesini hamdolsun gelecek 5 sene boyunca deruhte ettik.

    Türkiye, bu seçim sonuçlarıyla istikrara, demokrasiye, güvene, özgürlüğe, kalkınmaya ne kadar değer verdiğini bir kez daha ortaya koydu. Seçimlerin sadece partimiz için değil, Türkiye için, demokrasimiz için çok aydınlık, çok güzel neticelere vesile olacağına inanıyorum. İnşallah son 21 yıldır olduğu gibi önümüzdeki 5 yıl süresince üstlendiğimiz bu görevi en güzel şekilde yerine getirmeye çalışacağız. Bize güvenen, bize inanan milyonların umutlarını boşa çıkarmayacağız.

    “Önce Bayburt’un misafiri olacağız, ardından Gümüşhane’ye geçeceğiz”

    Seçim döneminde rekor kıracak illerimizi ziyaret etme sözü vermiştik. Bayburt yüzde 82,45 ile birinciliği yine kimseye kaptırmadı. Gümüşhane, yüzde 78,54 oy oranıyla ikinci oldu. Ziyaretlerimize bu hafta sonu bismillah diyoruz. Cumartesi günü önce Bayburt’un misafiri olacağız, ardından inşallah Gümüşhane’ye geçeceğiz. Hem kendilerine destekleri için teşekkürlerimizi iletecek hem de yapımı tamamlanan projelerimizin toplu açılış törenini gerçekleştireceğiz. Sadece bu illerimize değil, tüm Türkiye’ye olan minnet borcumuzu daha fazla eser üreterek, daha çok hizmet ederek ülkemizi her alanda ileriye götürerek ödeyeceğiz.

    “Türkiye gelecekteki sonuçları itibarıyla çok kritik bir seçim yaşadı”

    Seçimlerle ilgili bir gerçeğin altını çizmek istiyorum. Türkiye gelecekteki sonuçları itibarıyla çok kritik bir seçim yaşadı. Ülkemiz aleyhine yürütülen kampanyaların zirveye tırmandığı seçim dönemini geride bıraktık. Masanın görünür görünmez ortaklarıyla birlikte küresel şer şebekeleriyle, envaı çeşit terör örgütüyle, tetikçi basın yayın kuruluşlarıyla, milletimizin birlik ve beraberliğine kast eden provokatörlerle mücadele ettik. Muhalefetin yalan rüzgarı hiç dinmedi. Partimizle ilgili iftiraların ardı arkası hiç kesilmedi. Seçmen iradesini manipüle etme çalışmaları hiç durmadı. Siyaset mühendisleri bir an olsun sahneyi terk etmedi. Farklı seslere tahammülsüzlük had safhaya çıkarken itibar suikastları ile siyasetçiler hedef alındı, yıpratıldı, linç edildi.

    Kaset kumpaslarıyla, bel altı yöntemlerle rakipler minder dışına itildi. 30 yılda edilmeyen hakaretin 3 güne sığdırıldığı utanç verici günler gördük. Siyasi tarihimize kara leke olarak geçecek pek çok örnekle karşılaştık. Seçimi kazanmak uğruna her şeyi yaptılar. Siyasi mücadelenin hudutlarını belirleyen ne kadar ahlaki çizgi varsa hepsini çiğnediler. Milletimizin desteğiyle 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta sadece 2 hafta arayla iki seçim kazanma başarısı göstermedik, aynı zamanda Türk demokrasisinin namusunu da şerefini de biz kurtardık.

    “21 yılda 17 seçim zaferine imza atmanın haklı gururunu yaşıyoruz”

    Sandıklara giderek iradesine sahip çıkan her bir vatandaşımızı, demokrasi kahramanlarımız olarak görüyoruz. Biz de AK Parti olarak son 21 yılda 17 seçim zaferine imza atmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Elbette bu kırılması zor bir rekordur. Bu dünyada başka hiçbir siyasi harekete ve ittifaka henüz nasip olmayan muhteşem bir zaferdir. Bu tarihe altın harflerle yazılacak, nesiller boyu gıptayla hatırlanacak siyaset literatürüne geçecek eşsiz bir başarıdır. Bu rekorun, zaferin ve başarının sahibi önce rabbimiz, sonra da basiret ve ferasetiyle tüm oyunları bozan aziz milletimizdir.

    14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri, uzun yıllar boyunca konuşulmaya, tartışılmaya, üniversitelerde ders diye okutulmaya devam edecektir. Akademisyenler, tarihçiler, gazeteciler başta olmak üzere herkes kendi penceresinden seçimleri enine boyuna değerlendirecektir.

    Millet olarak nasıl büyük bir badire atlattığımız, nasıl büyük bir uçurumun kenarından döndüğümüz zamanla çok daha iyi anlaşılacaktır.

    “Alınan not kadar nerede hata yaptığını görmek de sınavın bir parçasıdır”

    Seçim sonuçlarının ilk ve en büyük muhatabı siyasetçilerdir. Siyasi partiler açısından her seçim aynı zamanda unutmayalım bir imtihandır. Alınan not kadar nerede hata yaptığını görmek de sınavın bir parçasıdır. Siyasi partilerin istikbali için seçimlerin bu yönü çok daha mühimdir. Geleceğe dair hedefi olan her siyasi parti sandık sonuçlarını muhakkak çok iyi okur, analiz eder. Sandıkta seçmenin verdiği mesajları anlamaya özen gösterir. Bunları yapmayan ise siyaset sahnesinden silinip gider. Çok partili siyasi hayatımızda bunun nice örneği vardır. Arkasında büyük bir halk desteğiyle kurulan, hatta iktidara gelen ama bugün ismini dahi hatırlamadığımız birçok parti bulunuyor. AK Parti olarak şu ana kadar girdiğimiz tüm seçimlere hep bu zaviyeden baktık.

    “Zaferlerimizle birlikte tevazuumuzu büyüttük”

    Seçim sonuçlarını partimiz için bir muhasebe ve murakabe vesilesi haline getirdik. Rakiplerinden daha kapsamlı, daha cesur, hatta çok daha objektif bir şekilde eksiklerimizi, hatalarımızı, kusurlarımızı tespit etmeye çalıştık. Sandıktan zaferle çıkmanın sevincini yaşarken asla zafer sarhoşluğuna kapılmadık. Zaferlerimizle birlikte unutmayın tevazuumuzu büyüttük. Başarılarımızla birlikte sorumluluğumuzun da arttığına inandık. Şımaranlardan, kibir ehlinden, yeryüzünde böbürlenerek yürüyenlerden asla olmadık.

    Bir çağı kapatıp yeni bir çağı açtığı fetihten sonra İstanbul’a hocası Akşemsettin’in arkasında tevazuuyla giren Sultan Fatih’i kendimize örnek aldık. Bugün de aynı hassasiyetle hareket ediyoruz. Anamızın ak sütü gibi helal olan tarihi başarımızı doyasıya kutlarken öz eleştirimizi yapmaktan da çekinmiyoruz. Seçim sonuçlarını tüm boyutlarıyla değerlendiriyor, milletimizin sandıkta dile getirdiği mesajları en doğru biçimde kavramaya gayret ediyoruz.

    “Partimizin oylarında görülen negatif ayrışmanın farkındayız”

    Tartışmasız zaferimize rağmen önceki seçimlere kıyasla partimizin oylarında görülen negatif ayrışmanın farkındayız. Özellikle kimi şehirlerimizde milletvekilliği ile cumhurbaşkanlığı oy oranları arasında ortaya çıkan uyumsuzluğu görmezden gelmiyoruz. Tüm bu sıkıntıların kaynağını il il, sandık sandık inceliyoruz. İstişarelerimizi tamamlayıp doğru teşhisimizi koyduktan sonra hangi alanda sorunumuz varsa süratle müdahale edeceğiz. Nerede bir hatamız olduysa hiçbir komplekse kapılmadan kabul edecek, düzeltmenin yollarını arayacağız.

    Vatandaşın beğendiği yanlarımızı güçlendirecek, eleştirdiği hususları değiştirecek, yenilenme beklediği alanlarda gerekli adımları atacağız. Kadrolarımızı takviye etmemiz, yeni yüzlerle güçlendirmemiz gerekiyorsa inşallah büyük bir titizlikle bunu da gerçekleştireceğiz. Ekim ayında yapmayı planladığımız büyük kongremize işte bu anlayışla hazırlanıyoruz. Seçim sonuçlarının işaret ettiği çizgide çalışmalarımıza şimdiden başladık. Kongremizi 11,5 milyon üyesiyle tüm AK Parti ailesinin dava ve yol arkadaşlığını yenilediği bir ahitleşme törenine dönüştürmekte kararlıyız. Yaş aldıkça gençleşen, dinamizmin i ve heyecanını koruyan, kendini yenilemeyi başaran bir parti olduğumuz bir kez daha görülecektir. Kongremiz bize aynı zamanda 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçimler için ihtiyacımız olan sinerjiyi de sağlayacaktır.

    “Şehirlerimiz kurtarılmak için adeta ün sayıyor”

    Hedef ve ölçek büyüttüğümüz mahalli idareler seçimlerine diğer tüm seçimlerden daha fazla asılmamız gerekiyor. CHP zihniyetinin elinde her gün kan kaybeden, kötüye giden şehirlerimiz kurtarılmak için adeta ün sayıyor. Muhalefetin yönettiği illerin belediye başkanları, şehirleriyle ilgilenmek yerine koltuk kavgasından başlarını kaldıramıyor. Vatandaş hizmet beklerken bunlar tüm mesailerini parti içi çekişmelerde harcıyor. İki tanesi zaten 3 ay boyunca Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağız diye il il dolaşmaktan kendi şehirlerinin yolunu unuttu. Adana’dan Antalya’ya, Mersin’den Eskişehir’e, Aydın’dan İzmir’e, nereye baksak aynı vizyonsuzlukla, aynı hizmet kıtlığıyla karşılaşıyoruz. İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde bu kötü gidişe dur diyeceğiz.

    İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 4 yıldır hiçbir hizmet alamayan şehirlerimizi tekrar hizmet ve eser siyasetiyle buluşturacağız.

    “Değişim adı altında yürütülen kayıkçı kavgalarıyla bizim işimiz olmaz”

    Muhalefetin kavgalı, dağınık, gerçekten içler acısı haline bakıp da gelecek seçimler dahil hiçbir seçimi çantada keklik göremeyiz. Bugün birbirlerine demediklerini bırakmayanlar yarın çıkarları uğruna can ciğer kuzu sarması olmakta asla tereddüt etmezler. Son seçim sürecinde bunun sayısız örneğini gördük, yaşadık. Masadan kalktı diye ittifak ortaklarına aşağılık hakaretlerde bulundular, 3 gün sonra hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ettiler.

    Dün baba-oğul videosu çekenlerin bugün gırtlak gırtlağa gelmesinin bizim için hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Değişim adı altında yürütülen kayıkçı kavgalarıyla bizim işimiz olmaz. Bugün değişim diye Bolu’dan Ankara’ya yürüyenler ve ona her türlü hakareti yapanlar, dün genel başkanınız Ankara’dan İstanbul’a yürüyordu. O zaman yollar yürümekle aşınıyor muydu? Şimdi ne oldu? Yollar yürümekle aşınmaz demeye başladılar. Bunlar çok kısa süre öncesinin tarihini de unutuyorlar. Zihniyet değişmedikten sonra CHP genel müdürlüğüne hangi kumpasla kimin getirildiğini bizim nazarımızda hiçbir anlamı bulunmuyor.

    “Gazeteci kılıklı terör sevicilere sahip çıkmayı sürdürüyor”

    Zaten muhalefetin son 1 aylık karnesine baktığınızda bu tespitlerimizin ne kadar haklı olduğu anlaşılıyor. Milletin sandıkta verdiği net mesaja rağmen CHP Genel Başkanı, bebek katillerini öven gazeteci kılıklı terör sevicilere sahip çıkmayı sürdürüyor. Gezi olaylarının organizatörlerinin avukatlığın yapmaya devam ediyor.

  • İstifa eden işçiye kıdem tazminatı ve ücret müjdesi

    İstifa eden işçiye kıdem tazminatı ve ücret müjdesi

    İş hayatında kural olarak, işten kendi rızasıyla ayrılan yani istifa eden işçinin kıdem tazminatı talep etme hakkı olmadığı bilense de bazı durumlarda mağdur işçi hakkını mahkeme kapılarında arayabiliyor. Çalıştığı iş yerinden, daha iyi şartlarda çalıştırılma vaadine inanan B.K., istifa etti. Aradan geçen süreye rağmen vaatte bulunan işveren, B.K.’yi işe almadı. Hem işinden hem tazminatından olan mağdur işçi İş Mahkemesi’nin kapısını çaldı. Mahkeme, kıdem tazminatı ve diğer taleplerin kabulüne hükmetti. Davalı işveren kararı istinafa taşıdı. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Yeni işverene güvenerek işinden istifa eden personelin işe başlatılmaması halinde, personelin mahrum kalınan kıdem tazminatı ile işe başlayana kadar doğan ücret alacağını işe almayan işverenden talep edebileceğine hükmetti.

    Kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Dava dosyasında yer alan icap ve kabul içeren ve HMK’nın 199 maddesine göre belge niteliğindeki içeriği inkar edilmeyen yazışmalara göre, davalının işinden istifasının istendiği ve davacının bu şekilde davrandığı ortadadır. Sözleşmenin imzası için istenen belgelerin sunulması ve göreve başlamasının bildirildiği ve bu aşamada işe alınmasından vazgeçildiğinden; davacının kıdem tazminat miktarı ile yeniden işe girdiği süre kadar ücret alacağına dayalı zararını tazminat olarak talep hakkı olup mahkemenin kararı isabetli bulunmuştur.”