Etiket: Münevver Karabulut

  • Cem Garipoğlu’nun davasında FETÖ ilişkisi iddiası

    Cem Garipoğlu’nun davasında FETÖ ilişkisi iddiası

    Garipoğlu ailesinin oğulları Cem Garipoğlu sevgilisi olan Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde Bahçeşehir’de bir villada hunharca katledilmiş ve cesedi Etiler’de bir çöp konteynırında bulunmuştu. Cem Garipoğlu cinayetten 197 gün sonra teslim olmuş ve cezaevindeyken intihar ederek hayatına son vermişti. Bir anda Türkiye’nin gündemine oturan bu cinayet sonraki yıllarda her aşaması ile Türkiye gündeminden düşmedi. Son olarak geçtiğimiz hafta ailenin başvurusu üzerine yeniden DNA testi istendi. Ailenin avukatı Rezzan Epözdemir’in başvurusunu yerinde bulan mahkeme Garipoğlu’nun mezarının açılmasını ve yeniden DNA alınmasına karar verdi. Geçtiğimiz hafta açılan mezardan alınan naaş İstanbul Adli Tıp Kurumu’na getirilerek incelendi. İncelenme sonucunda alınan DNA örneklerinin Cem Garipoğlu’na ait olduğu kararı çıktı. Bu gelişme üzerine neredeyse her gelişmesi Türkiye gündemine oturan vahşi cinayetle ilgili olarak ortaya atılan FETÖ iddiaları yeniden gündeme geldi.
    Cinayetin ortaya çıkması ile Bahçeşehir’de bulunan villaya inceleme için gelen polislerin 700 bin euro’yu zimmetlerine geçirdikleri iddiası bir anda Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Villa’da inceleme yapan polislerden 6’sı 700 bin euro’yu kayıtlara geçirmeyerek zimmetlerine geçirmişlerdi. Zimmet olayının ortaya çıkmasının ardından 6 polis memuru ve güvenlik kamera görüntülerini sildikleri öne sürülen 3 site görevlisi yargılanmaya başlamıştı.

    Zimmet olayının ortaya çıkmasının ardından peş peşe açıklamalar yapan ailenin avukatı Rezzan Epözdemir zimmet olayının kişisel olmadığını paranın FETÖ’ye gittiğini iddia etmişti. Epözdemir, sanık polislerin avukatının daha sonra bir FETÖ kaçağı olduğunu da iddialarına ekledi.
    Konunun yeniden gündem olmasıyla, 2018’de karara bağlanan ve evde bulunan 700 bin Euro’yu tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamera görüntülerini incelemedikleri iddiasıyla 6 polis ve 3 site görevlisinin yargılandığı dava yeniden akıllara geldi. 16 Ocak 2018’de davayı karara bağlayan mahkeme, 6 polis memuruna “Görevi kötüye kullanmak” suçundan 6’şar bin TL adli para cezası verdi. İki site görevlisi de “Suç Delilerini yok etme gizleme veya değiştirme” suçundan da 6’şar bin TL adli para cezası aldı.
    Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir o günlerde iddianamenin bir türlü mahkeme tarafından kabul edilmediğine dikkat çekerek 26 Nisan 2010’da düzenlenen davanın 4 ay sonra zamanaşımına uğrayacağı konusunda uyarı yapmıştı. Epözdemir dosyaya gelen raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için kurumlara yazılan yazılara ret cevabı geldiğini anlatarak, mahkemenin harici diski incelenmesi için TÜBİTAK, İTÜ ve Adli Tıp Kurumu’na gönderdiğini belirterek, bu kurumların personel ve kalifiye eleman olmamasını gerekçe göstererek harici diski incelemediklerini ileri sürmüştü.
    Mahkemenin son olarak harici diski gönderdiği jandarmanın da diskin kendilerinde olmadığını ilettiğini anlatan Epözdemir, “Adeta gizli bir el bu dosyaya dokundu ve dosyadan harici diski kaybetti. Adeta dosyaya vebalı muamelesi yapıldı. Sonrasında bir baktık ki, dosyadaki polis olan altı sanığın avukatı, MHP’deki kaset komplosundan şike kumpasına kadar birçok önemli dosyada FETÖ’nün yargı imamından bahisle hakkında tutuklamaya esas yakalama kararı olan bir avukat. Sanık polislerin avukatı Halil İbrahim Koca 17 – 25 Aralık olaylarından sonra FETÖ’den aranan biri haline geldi. O zaman bütün parçaları birleştirdik. Hem aile de hem bizde makul şüphe uyandı. Buradan elde edilen 700 bin avronun dahi bu terör örgütüne aktarılmış olabileceği kanaatindeyiz” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.

  • DNA sonucu belli oldu!

    DNA sonucu belli oldu!

    Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu’nun mezarından alınan kemik parçaları üzerindeki Adli Tıp incelemesi tamamlandı.

    “MEZARDAN ÇIKAN DNA AİLE İLE UYUMLU”

    Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan inceleme sonucunda mezardan alınan kemiklerde yapılan DNA incelemesinin, Cem Garipoğlu’nun anne ve babasıyla doğrudan uyumlu olduğunu açıkladı.

    Başsavcılığın açıklamasında, Garipoğlu’nun mezarında 3 Ekim günü feth-i kabir işlemi yapıldığı hatırlatıldı.

    Biyoloji İhtisas Dairesi’nin mezardan alınan kemik, diş ve diğer tüm örnekler üzerinde DNA incelemelerini büyük bir titizlikle gerçekleştirdiği belirtilen açıklamada, “Yapılan işlemlerin sonucunda mezardan çıkarılan örneklerin, Baba Mehmet Nida ve Anne Tülay Makbule’nin müşterek çocuğu Cem Garipoğlu’na ait olup yine bu kişinin 2014 yılında otopsi işlemi yapılarak intihar ettiği belirlenen şahısla birebir aynı DNA profiline sahip olduğu tespit edilmiştir.” denildi.

     

  • Cem Garipoğlu’nun mezarının son hali

    Cem Garipoğlu’nun mezarının son hali

    Bahçeşehir’de 2009 tarihinde lise öğrencisi Münevver Karabulut’u vahşice öldüren Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı. Mezardan çıkarılan cesedin kalıntıları Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Kazılan mezarın son hali görüntülendi. Açılan mezarın ceset çıkarıldıktan sonra tekrar toprakla örtüldüğü, daha öncesinde mezarın içinden yükselen ağacın kesildiği ve mezarda bulunan otların yolunduğu görüldü.

  • Karabulut ailesinin avukatından açıklama

    Karabulut ailesinin avukatından açıklama

    Bahçeşehir’de 2009 tarihinde lise öğrencisi Münevver Karabulut’u vahşice öldüren Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı. Mezardan çıkarılan cesedin kalıntıları Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

    “15 senedir bu süreci takip ediyoruz”

    Mezarlıkta açıklama yapan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, “15 senedir bu süreci takip ediyoruz. 3 Mart 2009’da Münevver Karabulut hunharca katledildi. İnsanın insan olma vasfına aykırı bir cinayet işlendi. Türkiye’de kadına şiddet ve kadın cinayetleriyle ilgili toplumsal farkındalık ve fikri takip süreçlerinin yürütülmesinin müsebbibidir Münevver Karabulut cinayeti. Cem Garipoğlu kamera kayıtlarına göre önceden testereyi alıyor, sonra Münevver Karabulut’u Bahçeşehir’deki villaya getiriyor. Saat 18.46’da da Münevver Karabulut’un kafası gitar kılıfında vücudu valizde olacak şekilde evden çıkıyor. Bahçeşehir’den 1 saat uzaklıktaki babaannesinin evinin önündeki çöp konteynerine bırakıyor. Sonra da kahve içmeye gidiyor” dedi.

    “Alabileceği en ağır cezayı aldı”

    Soruşturmanın sürüncemede kaldığının altını çizen Epözdemir, “Mahkeme henüz ikinci celsede tahliye kararı verdi. Bu mahkemenin yıllar önce Garipoğlu ailesinin milyar dolarlık hileli iflas dosyasında beraat kararı verdiğini öğrendik. Reddi hakim istedik, mahkeme çekildi ve yeni gelen heyetle birlikte adalet tecelli ederek emsal mahiyette ceza verildi. Alabileceği en ağır cezayı alarak 24 yıl hapis cezası aldı” diye konuştu.

    “15 yıl cezaevinde kalacaktı, bu ay tahliye olacaktı”

    Avukat Epözdemir, “15 yıl cezaevinde kalacaktı, bu ay tahliye olmuş olacaktı. Yani öldüğü iddiası var, yaşıyor olduğunun tespiti halinde. 10 Ekim 2014 tarihinde Cem Garipoğlu’nun intihar ettiği söylendi. İntihar ilaçla olabilir, silahla olabilir ama bir insanın cezaevinde kantinden çamaşır ipi alması, kafasına poşeti geçirmesi, 1 dakika boyunca bu ipi sıkması ve kendisini boğarak öldürmesi hayatın olağan akışına aykırı bir intihar yöntemi. Çünkü vücut ona reaksiyon verir. Bir insanın kendisini boğması çok zordur. Dosyada psikoloğun raporu var, intihara meyilli olmadığına dair. İntihar eden kişi bir intihar mektubu bırakır. Burada o var mı yok? Çince, Rusça öğreniyor bir intihar notu yazmak bu kadar zor olmasa gerek. Son 3 yıl içerisinde kanlı kanepe fotoğrafı çıktı. Sizin çocuğunuz Münevver Karabulut’u hunharca katletmiş. Siz başsağlığı dileklerinizi iletmiyorsunuz, cinayetin işlendiği kanlı kanepenin üzerinde mutlu aile fotoğrafı çektiriyorsunuz. Bu nasıl bir şeydir ya, bu çok gayri insani, gayri vicdani, gayri ahlaki bir tavırdır” ifadelerini kullandı.

    “Dişler, saçlar ve sırt kemiği gibi uzun kemikler üzerinde inceleme yapılacak”

    Bunların üstüne Münevver Karabulut’un ailesinin ‘fethi kabir isteyelim’ dediğini söyleyen Epözdemir, “Yaklaşık 2 yıldır bununla ilgili hukuk mücadelesi yürütüyorduk. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı bu talebimizi kabul etti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazdı. Bu fethi kabir klasik bir fethi kabir olmayacak. Burada nasıl bir fethi kabir işlemi yapılacak? Mezarlık açılacak, mezarlıktan cesedin tamamı alınacak. Bir araçla birlikte Adli Tıp Kurumu’na götürülecek. Adli Tıp Kurumu cesedin üzerinde biyolojik ve kimyasal incelemeler yapacak. Özellikle dişler, kaldıysa saçlar ve sırt kemiği gibi uzun kemikler üzerinden DNA parçaları alınmak suretiyle biyolojik ve kimyasal inceleme yapılacak. Sonra tekrar buraya getirilip defnedilecek, mezar kapatılacak” diye konuştu.

    Avukat Epözdemir, “3 sonuç gelebilir. Birincisi, ‘Biz aradan geçen süre sebebiyle inceleme yapamıyoruz’, ikincisi ‘Ölen Cem Garipoğlu’dur’, üçüncüsü de ‘Ölen Cem Garipoğlu değildir’ şeklinde tespit yapılabilir” dedi.

    Ne olmuştu

    Münevver Karabulut 2009 yılında Bahçeşehir’de bulunan bir villada Cem Garipoğlu tarafından öldürüldü. Garipoğlu 10 Ekim 2014 tarihinde ise kaldığı hücrede ölü bulundu. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etti. Talebi kabul eden Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazdı. Savcılık, Üsküdar’da bulunan Karacaahmet mezarlığındaki kabrin 3 Ekim Perşembe günü saat 11.00’de açılmasına karar verdi.

  • Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı

    Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı

    Münevver Karabulut, 3 Mart 2009 tarihinde Bahçeşehir’de Cem Garipoğlu tarafından öldürülmüştü.

    Olayın ardından uzun bir süre firar eden Garipoğlu tutuklanmış ve 10 Ekim 2014 tarihinde kaldığı hücrede ölü bulunmuştu.

    Garipoğlu’nun ölümünün ardından ortaya atılan iddiaların ardından Karabulut ailesinin avukatları ‘Fethi Kabir İşlemi’ talep etti.

    Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından talep kabul edildi.

    Garipoğlu’nun mezarı bugün saat 11.00’da açılacak.

    Polis ekipleri Cem Garipoğlu’nun mezarının bulunduğu Karacaahmet Mezarlığı’nda güvenlik amacıyla demir bariyerlerle tedbir aldı.

    Ekipler olay yerinde 

    Münevver Karabulut’u 15 yıl önce öldüren Cem Garipoğlu’nun mezarıı kazacak olan görevliler, olay yeri inceleme ekipleri ve Cumhuriyet Savcısı mezarlığa geldi.

    Münevver Karabulut 2009 yılında Bahçeşehir’de bulunan bir villada Cem Garipoğlu tarafından öldürülmüştü. Garipoğlu, 10 Ekim 2014 tarihinde ise kaldığı hücrede ölü bulunmuştu. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etmişti. Talebi kabul eden Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat üzerine savcılık, Üsküdar’da bulunan Karacaahmet Mezarlığı’ndaki kabrin 3 Ekim Perşembe günü saat 11.00’de açılmasına karar vermişti. Fethi kabir işlemi için görevlendirilen Cumhuriyet Savcısı, olay yeri inceleme ekipleri ve mezarı kazmak için görevlendirilen kişiler mezarlığa geldi

    Cem Garipoğlu’nun mezarından çıkarılan ceset Adli Tıp Kurumu’na götürüldü

    İstanbul’da 15 yıl önce Münevver Karabulut’u canice öldüren Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı. Mezardan çıkarılan ceset, tabuta konularak Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

    Bahçeşehir’de 2009 tarihinde lise öğrencisi Münevver Karabulut’u vahşice öldüren Cem Garipoğlu’nun mezarının açılma işlemi tamamlandı. Sabah saatlerinden itibaren polis ekipleri mezarlık çevresinde geniş güvenlik önlemi alırken, görevlendirilen cumhuriyet savcısı, polis ve olay yeri inceleme ekipleri, Adli Tıp Kurumu görevlileri ile Münevver Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir mezarlıkta hazır bulundu. Garipoğlu’nun mezarından çıkarılan ceset, tabuta konularak cenaze aracı ile Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Garipoğlu’ndan alınan DNA örnekleri ailesiyle eşleştirilecek ve mezardaki kişinin Garipoğlu olup olmadığı netlik kazanacak.

    Münevver Karabulut, 2009 yılında Bahçeşehir’de bir villada Cem Garipoğlu tarafından öldürülmüştü. Garipoğlu, 10 Ekim 2014 tarihinde kaldığı hücrede ölü bulunmuştu. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olmadığı iddiaları üzerine Karabulut ailesi, avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etmişti. Talebi kabul eden Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazmıştı. Savcılık, Üsküdar’da bulunan Karacaahmet Mezarlığı’ndaki kabrin 3 Ekim Perşembe günü saat 11.00’de açılmasına karar vermişti.

    NE OLMUŞTU?

    Bahçeşehir’de bir villada öldürülen Münevver Karabulut’un parçalanmış cesedi, 3 Mart 2009’da Etiler’de bir çöp konteynerinde bulunmuştu.

    Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011’de Münevver Karabulut’u öldürdüğü gerekçesiyle Cem Garipoğlu’nu 24 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Garipoğlu, 10 Ekim 2014’te kaldığı Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde intihar etmişti.

    Yapılan otopsinin ardından Garipoğlu toprağa verilirken, aileden alınan DNA örnekleri de bu kişiyle uyuşmuştu.

     

  • Cem Garipoğlu’nun fethi kabir işlemi hukuken işte böyle yapılacak

    Cem Garipoğlu’nun fethi kabir işlemi hukuken işte böyle yapılacak

    Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri Cezaevi’ndeki koğuşunda intihar etmişti. Garipoğlu’nun ölümünün ardından, ölen kişinin gerçekten Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi, avukatları aracılığıyla fethi kabir talebinde bulunmuştu. Ailenin avukatları tarafından yapılan talep, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edildi. Bu kabul kapsamında Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazıldı.
    Avukat Buket Nurşah Tekışık, fethi kabir işleminin nasıl yapılacağı konusunda detayları anlattı.

    “Söz konusu cinayetin aile tarafından gerçekleştirilen bir ayin olduğu iddia edildi”

    Münevver Karabulut’un vahşice öldürüldüğünü dile getiren Avukat Buket Nurşah Tekışık, “Katil zanlısı Cem Garipoğlu, 197 gün boyunca saklandı ve ardından teslim oldu. Cinayetle ilgili soruşturma devam ederken Adli Tıp Kurumunun hazırladığı otopsi raporunun hatalı olduğu ortaya çıktı. Otopsi sırasında başka cenazelerin DNA örneklerinin karıştırıldığı anlaşıldı ve ikinci kez otopsi raporu hazırlandı. Söz konusu cinayetin aile tarafından gerçekleştirilen bir ayin olduğu iddia edildi ve Türkiye kamuoyunda fazlaca dikkat çekerek büyük tepki topladı” diye konuştu.

    “Garipoğlu’nun ailesinin maddi gücü ve olay sonrasındaki firari durumu akıllarda şüphe bıraktı”

    Garipoğlu’nun intihar iddiası konusunda konuşan Avukat Tekışık, “Garipoğlu’nun, 10 Ekim 2014 tarihinde Silivri’de cezasını çektiği 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde ip ve poşet kullanarak intihar ettiği iddia edildi. 17 Aralık 2022 tarihinde Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut’un Cem Garipoğlu’nun cezaevinde intihar etmediği, kaçtığı veya kaçırıldığı iddiası ile Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuru için takipsizlik kararı verildi. Garipoğlu’nun ailesinin maddi gücü ve olay sonrasındaki firari durumu akıllarda şüphe bıraktı” şeklinde konuştu.

    “Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması ile ilgili ailenin başvurusu kabul edildi”

    Olay tarihinde Garipoğlu’nun Interpol tarafından kırmızı bültenle aranmış olmasına rağmen 197 gün boyunca bulunamadığını dile getiren Tekışık, “Cem Garipoğlu’nun yurtdışına kaçtığı hatta öncesinde cezaevinde dil öğrenmek için kitaplar istediği iddia edildi. Tüm bu şüpheler neticesinde Türk halkının kafasında soru işareti bıraktı. Başsavcılık, Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde intihar eden Cem Garipoğlu’nun ölümüne ilişkin yeni karar aldı ve Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması ile ilgili ailenin başvurusunu kabul etti. 15 yıl önce Münevver Karabulut’u öldürmesinin ardından cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu’nun ölümüne ilişkin şüpheleri gidermek maksadıyla Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, fethi kabir işlemlerinin yapılması için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazısı gönderdi” ifadelerini kullandı.

    “Açılan mezardaki cesetten parça alınır ve inceleme yapılır”

    Fethi kabir işlemi ile ilgili bilgi veren Buket Nurşah Tekışık, “Fethi kabir işleminin yapılmasına kimin karar vereceği Ceza Muhakemesi Kanunu olup m. 87/4’de düzenlenmiştir. Fethi kabir kararı resen verilir. Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde ise mahkeme karar verir. Ancak ilgililerin talebi halinde de verilebilmektedir. Talepte, fethi kabir işleminin neden yapılması gerektiği, hangi delillerin elde edilebileceği ve bunların suçu ispatlanmasına nasıl katkı sağılacağı açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Talebin kabul edilmesi halinde bu karar, mezarı açılacak kişinin bir yakınına bildirilir. Açılan mezardaki cesetten parça alınır ve inceleme yapılır” dedi.

    “Fethi kabir işlemi mecbur kalınmadığı sürece seçenek olarak görülmemektedir”

    Fethi kabir işlemi Türkiye’de çok tercih edilen işlem olmadığını ifade eden Tekışık, “Mecbur kalınmadığı sürece seçenek olarak görülmemektedir. Bu işlemin yapılabilmesi için mezarın açılması durumunda işe yarayacak delillerin olması gerekmektedir. Örneğin ölen kişinin kimliğine veya ölüm nedenine ilişkin bir şüphe varsa, sigorta veya yanlış tedavi iddiaları mevcutsa, önceki otopsilere ilişkin kuşku varsa, cesedin mermi gibi çıkarılmamış olan ve delil teşkil edebilecek bir yabancı cisimle gömülmesi halinde, ölenin kimliğine ilişkin belirsizlik mevcutsa, mirasçılar arasında anlaşmazlık varsa veya yeni deliller ortaya çıkması gibi sebeplerle yapılabilir. Öncelikle mezar açma kararı alınır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi dosyanın hangi aşamada olduğuna göre kararı alacak kişi Cumhuriyet savcısı veya mahkeme olabildiği gibi talep üzerine de açılabilir” diye konuştu.

    “Yapılacak fethi kabir işlem sonucunda Türkiye’yi derinden etkileyen cinayet için son derece önemli gelişme yaşanmış olacaktır”

    “Alınan karar müteveffanın yakınına bildirilir” diyen Tekışık, “Mezar açma işlemi için gerekli araç ve gereçler hazırlanır. Mezar uzun süredir kapalı olduğu ve içerisinde ceset olduğu göz önünde bulundurularak zehirli gazların olabilme ihtimaline rağmen açılır açılmaz içine girilmez. Havalandırma işlemi sonrasında ceset çıkartılır. Ceset yeni ise cesetten parça alınır. Ceset çürümeye başlamış ise sadece gerekli organ ve kemik üzerinde inceleme yapılır. Cesedin fotoğraf ve video kayıtları alınır, otopsi ve diğer incelemeler yapılır. Fethi kabir işleminin ne kadar süreceği konusunda kesin bir süre belirtmek mümkün değildir. Söz konusu işlem için çeşitli aşamalar gerekmektedir. Bu aşamaların dışında; mezarın yeri, durumu, uzman sayısı gibi bir çok faktör süreyi etkileyecektir. Fethi kabir işlemine karar veren Cumhuriyet savcısı, mahkeme heyeti, adli tıp uzmanları, adli kolluk personeli, bilgi veya delil sunabilecek tanıklar, ölünün yakınları veya vekilleri katılabilir. Yapılacak fethi kabir işlem sonucunda yaklaşık 15 yıldır tüm Türkiye’yi derinden etkileyen cinayet için son derece önemli gelişme yaşanmış olacaktır” şeklinde konuştu.

  • Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir

    Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir

    Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir: “Bu caninin ölmemiş olma ihtimalini tevsik edecek gelişmeler yaşandı. Psikoloğun raporları var, intihara etmesini beklemiyorum diyor”

  • “Oğlumun mezarı açılsın”

    “Oğlumun mezarı açılsın”

    İstanbul’da 3 Mart 2009’da öldürülen Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun intihar ederek ölmediği iddialarına ilişkin Garipoğlu’nun babası Mehmet Nida Garipoğlu, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.

    “Cem Garipoğlu’nun mezarı için ‘fethi kabir’ kararı alınmasını ve DNA eşleştirmesi yapılarak gerçeğin ortaya çıkarılmasını arz ve talep ederim”
    Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan avukatı aracılığıyla talepte bulunan Mehmet Nida Garipoğlu’nun dilekçesinde, “Müvekkilin oğlunun ölmediğine, cezaevinden kaçırıldığına toplum inandırılmaktadır. Müvekkil de oğlunu kaybetmiş bir babadır. Olayın üzerinden geçen zamana rağmen gerçek dışı ithamlarla toplum nezdinde cezalandırılmaktadır. Müvekkil, gerçek dışı iddianın araştırılması için oğlunun mezarının açılmasına muvafakat ve hatta talep edecek, gerçeğin bir kez daha ortaya çıkarılmasını isteyecek kadar elem ve ızdırap duymuştur. Söz konusu iddia gerçek ise ortada bir suç olacağı düşünüldüğünden, müvekkilin oğlu Cem Garipoğlu’nun mezarı için ‘fethi kabir’ kararı alınmasını ve DNA eşleştirmesi yapılarak gerçeğin ortaya çıkarılmasını arz ve talep ederim’’ denildi.

    “Bu ateş üfleyerek sönmez, kamu vicdanı çok rahatsız’’

    Konuya ilişkin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı meydanında açıklama yapan Avukat Rezan Epözdemir, “14 yıl önce Münevver Karabulut katledildi. 10 Ekim 2014’de Cem Garipoğlu’nun Silivri Cezaevi’nde intihar ettiğine dair kamuoyuna bir duyuru yapıldı. Kamu vicdanı rahatsız. Kimse adaletin tecelli ettiğini, maddi gerçeğin ortaya çıktığını düşünmüyor. İnsanlarda Cem Garipoğlu’nun ölmediği, cezaevinden kaçırıldığına dair yaygın bir kanaat ve intiba var. Cem Garipoğlu’nun ölmediği, kaçtığı, nüfusunu, sosyoekonomik durumunu kullanmak suretiyle cezaevinden kaçtığına dair yaygın bir kanaat ve intiba uyandı. Kamuoyu da, kamu vicdanı da bu kadar rahatsızken insanların kafasında soru işareti varken, gittiğimiz her yerde ‘Cem Garipoğlu ölmedi, kaçırıldı’ şeklinde hukuk fakültesi öğrencilerinden sivil toplum örgütlerine kadar yazılı görsel basına, kitle iletişim araçlarına kadar herkeste böyle bir kanaat varken, geldiğimiz nokta itibariyle bu mezarın açılması ve fethi kabir işleminin yapılması gerekir.

    Artık madem Cem Garipoğlu’nun babası da buna muvafakat verdi, o zaman burada yapılması gereken tek şey mezarın açılması, fethi kabir işleminin yapılması lazım. Bu ateş üfleyerek sönmez, kamu vicdanı çok rahatsız. Adaletin tecellisi, maddi gerçeğin ortaya çıkması için bu işlemlerin yapılması lazım. Şimdiye kadar ailenin muvafakati yoktu, an itibariyle artık ailenin muvafakati de var” ifadelerini kullandı.

  • ‘Cem Garipoğlu’nun mezarı açılsın’ talebi tekrar reddedildi

    ‘Cem Garipoğlu’nun mezarı açılsın’ talebi tekrar reddedildi

    İstanbul’da 3 Mart 2009’da öldürülen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, avukatı Rezan Epözdemir aracılığıyla katil zanlısı ve intihar ettiği öne sürülen Cem Garipoğlu’nun ölmediğini iddia ederek mezarının açılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuştu. Yapılan başvuruların 2 kez reddedilmesinin üzerine avukat Rezan Epözdemir, son olarak Adalet Bakanlığı’na ‘kanun yararına bozma’ talebiyle başvurduklarını açıkladı.

    ‘’Adalet Bakanlığı’nın bu konudaki kararını bekliyoruz’’

    Konuya ilişkin avukat Rezan Epözdemir yaptığı açıklamada, ‘’Biz müvekkilin talebi üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduk ve fethi kabir, yani mezarın açılmasını istedik. Savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi, itiraz ettik. Sulh Ceza Hakimliği itirazımızı reddetti. Buna karşılık elimizde son olarak, olağanüstü kanun yolu olarak ‘kanun yararına bozma’ vardı. Ceza Muhakemesi Kanunu 309.maddesine göre Adalet Bakanlığı’na kanun yararına bozma talepli olarak başvurumuzu yaptık, şu an hukuki süreç nihayete ermiş değil. Adalet Bakanlığı’nda talebimiz derdest, Adalet Bakanlığı’nın bu konudaki kararını bekliyoruz. Adalet ve hakkaniyetin en kısa sürede tecelli edeceğini umut ediyoruz. Bakanlığın kararından sonra sürece ilişkin olarak daha geniş bir değerlendirme ve açıklama yapılacak’’ ifadelerini kullandı.

  • Cem Garipoğlu yaşıyor mu? Baba Karabulut’tan FETÖ iddiası

    Cem Garipoğlu yaşıyor mu? Baba Karabulut’tan FETÖ iddiası

    Bir televizyon programına bağlanan baba Karabulut çarpıcı açıklamalarda bulundu.

    Garipoğlu ailesine seslenen ve acısı hala ilk günkü gibi olan baba Süreyya Karabulut “Benim için önemli olan mezarın açılması. Gerçekler ortaya çıksın. Sokaktaki insan bana soruyor “Cem Garipoğlu öldü mü, kaçırıldı mı?” artık bu soruların muhatabı olmak istemiyorum” dedi.

    Çarpıcı bir iddiada daha  bulunan baba Karabulut “FETÖ bağlantısının olabileceğini düşünüyorum” dedi.  Süreyya Karabulut, kızının kanı bulaşan koltuğun sosyal medyada Cem Garipoğlu’nun ailesi tarafından paylaşılmasına da değindi.

    “Aile fotoğrafı ile internete verdiler. Kızıma saygıları yok hiç olmazsa kendi çocuklarına da mı saygıları yok? Bu ne rezillik” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

    “197 gün bana kan kusturdular” diyen Süreyya Karabulut “Cem Garipoğlu’nun naaşını sessiz sedasız gömdüler. Bana fotoğraf gösterdiler. Ben fotoğrafı ne yapayım? Sorarım size” sözleriyle şüphesini bir kez daha dile getirdi.