Etiket: müslüm gürses

  • Hayranları Müslüm Gürses’i andı

    Hayranları Müslüm Gürses’i andı

    Arabesk müziğin ustalarından olan ve hayranları tarafından ‘Müslüm Baba’ olarak anılan 3 Mart 2013 yılında hayatını yitiren Müslüm Gürses, bugün ölümünün 11’inci yılında Türkiye’nin birçok yerinde anılmaya devam ediyor. Merhum sanatçının İzmir’deki hayranları da merhum sanatçıyı unutmadı. Hayranlar Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelip bin 500 kişilik pilav ve lokma döktürdü.

    Etkinlikte Müslüm Gürses hayranları, ‘Müslüm Baba’yı şarkılarını söyleyerek yad ederken, ‘mekanın cennet olsun Müslüm Baba’ ve ‘unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız’ yazılı pankartlar astı. Öte yandan kendisini ‘radikal Müslümcü’ olarak tanıtan kebap ustası Mehmet Kara, koleksiyonunda bulunan posterler ve kasetleri alanda sergiledi.

    “Amacımız İzmir’den Müslüm Babaya bir ses olmak”

    Kendini radikal Müslümcü olarak tanımlayan Mehmet Kara, “Müslümcülük İzmir’de ölmedi. Amacımız İzmir’den Müslüm Babaya bir ses olmak, Müslümcülüğün sesini dünyaya duyurmak. Ne mutlu Müslümcüyüm diyene. O bizim kalbimizde yaşıyor. Ölmedi, ölmeyecek. Hiçbir zaman da ölmedi zaten. Bizim için Müslüm Baba vefa demek. Müslüm Baba sağken gerçekten kıymeti bilinmedi. Vefat ettikten ve filmi çıktıktan sonra bazı insanlar anladı. Fakat biz hiçbir zaman Müslüm Babayı unutmayacağız, unutturmayacağız. Yani bizim için Müslümcülük bir şereftir, bir namustur. Bugün burada Müslüm Baba için toplandık. 11. ölüm yıl dönümü dolayısıyla lokmanımızı, pilavımızı dağıttık. Rabbim kabul eylesin. Mekanı cennet olsun” dedi.
    14 yaşından beri Müslüm Baba’yı dinlediğini söyleyen Havva Polat ise “Onunla büyüdüm, onun şarkılarıyla büyüdüm. İzmir Müslüm Baba Arşiv Evi’nin hatıralarıyla, hatıralarıyla buradayım. Dünyanın babası Müslüm Baba. Ölümüne Müslüm Baba” cümlelerini aktardı.

    Anma etkinliğinde konuşan bir diğer Müslüm Gürses hayranı Nuri Alptekin, “Bu dünyadan bir efsane geldi ve geçti. Müslüm diye yazılır, baba diye okunur” ifadelerine yer verdi. Celal Demir isimli hayran ise “Müslüm baba ölmedi, ölmeyecek. Biz var oldukça yaşıyoruz ve yaşatıyoruz. Son baba Müslüm baba, ölümüne Müslüm baba. Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız” ifadelerini kullandı.

  • Harik ustasının Müslüm Gürses hayranlığı

    Harik ustasının Müslüm Gürses hayranlığı

    Lise yıllarından bu yana büyük bir hayranlık duyduğu Müslüm Gürses’in bütün albümlerini toplayan Yılmaz; bilgisayar, tablet ve akıllı telefon yerine antika sayılabilecek kasetçalarda dinliyor. Bitlis’te 26 yıldan beridir yöresel ayakkabı üretimi ile uğraşan 2 çocuk babası 43 yaşındaki Yılmaz, çocukluğundan beri hayranı olduğu arabesk müziği sanatçısı Müslüm Gürses’in kasetlerini biriktirdi. Bitlis’te yöresel ayakkabı harik sanatının son temsilcisi Haydar Yılmaz, harikleri örerken yıllarca biriktirdiği Müslüm Gürses kasetlerini dinliyor.

    Müslüm Gürses’in bugüne kadar çıkardığı kasetlerden 85 tanesini alarak koleksiyon yapan Yılmaz, gençlik yıllarında kazandığı harçlıklarından aldığı kasetlere de gözü gibi bakıyor. Kasetleri dolabında saklayan, zaman zaman da çıkarıp tozlarını alan Haydar Yılmaz, yeni nesil dijital cihazlarda dinlemek yerine kasetleri müzik çalara takarak dinlemeyi tercih ediyor.

    Haydar Yılmaz, Müslüm Gürses dinleyerek ördüğü harikleri daha kısa sürede tamamladığını belirterek, “Bitlis’e özgü harik geleneksel ayakkabısının son ustasıyım. 1996 yıllarında bu mesleğe başladım. Yaklaşık 26-27 yıldır bu mesleği yapıyorum. Harik mesleğine başlamadan önce başka bir hayranlığım vardı, o da Müslüm Gürse hayranlığıydı. Kasetleri çıktığı zaman hemen alıyordum. Kasetleri topladım, eksik olanları da buldum, seriyi tamamladım. Şu anda Müslüm Gürses’in bütün kasetleri bende mevcut. İş yaptığım zaman özellikle Müslüm Gürses’i dinlediğim zaman verimim artıyor, daha çok yapıyorum. Müslüm Gürses hayranlığı yaklaşık 30 yılı buluyor. Tabi o zamanlar kaset vardı. Bilgisayar, telefon ve şu anki teknolojik ürünler yoktu. Kasetleri teypte dinliyorduk. Şu an bile bilgisayar ve telefon gibi ürünlerde dinlemekten zevk almıyorum. Daha şok kasetten dinliyorum. O zamandan beridir kasetçalarımı da kasetlerimi de muhafaza ettim. İnşallah dinleyerek de devam edeceğim” dedi.

    Harikin Bitlis’e özgü geleneksel bir ayakkabı olduğunu da ifade eden Yılmaz, “Yöre halkı ayakkabı olmadan kullandığı bir ayakkabı çeşididir. Tamamıyla el işçiliği ve 4-5 günde bir çift yapılabiliyor. Ayakkabı kullanıldıkça unutulmaya başlandı. Şu anda benden başka yapan yok. Kurslar açıyorum, kursiyerler yetiştiriyorum. Onlara hariki öğretiyorum. Harik’in yanında kursiyerlerim ister istemez Müslüm Gürses’i dinledikleri için hayranı oluyorlar. 85’e yakın Müslüm Gürses kaseti bende mevcut. Bütün şarkılarını seviyorum ama Güldür Yüzümü, Gitme, Küskünüm ve Anlatamadım albümleri bende farklı bir yere sahip” diye konuştu.

  • Sevenlerini duygulandıran benzerlik

    Sevenlerini duygulandıran benzerlik

    Antalya’da yaşayan 58 yaşındaki Baki Çiçek, hastanede 4 aylık yaşam mücadelesinin ardından 3 Mart 2013 hayatını kaybeden arabesk müziğin unutulmaz isimlerinden Müslüm Gürses’e olan benzerliğiyle dikkat çekiyor. 30 yıllık taksicilik mesleğinin yanı sıra ses sanatçılığı da yapan Çiçek, sokağa çıktığında ise vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. 7’den 70’e herkesin cep telefonlarına sarılıp hatıra fotoğrafı çekindiği Çiçek, bu istekleri kırmıyor. Yüz, saç, bıyık benzerliğinin yanı sıra kıyafetiyle de usta sanatçıyı akıllara getiren Çiçek’in sesini duyanlar ise ikinci bir şok yaşıyor.

    “Sanki iki kardeş”

    Daha önce çalıştığı yerdeki mesai arkadaşı İsmet Koç, benzerliği “Burada çalışırken herkes fotoğraf çekinmek için geliyordu. Çok beziyorlar çünkü. Sanki iki kardeşler” sözleriyle anlatırken, Çiçek ile fotoğraf çekinen gençlerden Simay Taşçı, çok heyecanlı olduğunu dile getirdi.

    “Müslüm baba candır, gerisi heyecandır”

    Müslüm Gürses’in şarkılarını halen dinlediğini belirten başka bir vatandaş ise, “Çok benziyor, orijinal gibi. Onu görünce Müslüm Baba geliyor zannettim” dedi. Gürkan Taşçı da, “Müslüm baba candır, gerisi heyecandır. Eski kültürlerimizi, insanlarımızı, tarihimizi unutmayalım” diye konuştu.

    “Beni gören ‘Allah rahmet eylesin’ diyor”

    Oluşan ilgiden dolayı memnun olduğunu dile getiren Baki Çiçek ise “Allah rahmet eylesin. Onu her zaman hatırlamak, kalbimizde yaşatmak zorundayız. Beni gören ‘Allah rahmet eylesin’ diyor. Sanki onu görmüş gibi oluyorlar. Seviniyorlar ve fotoğraf çekiniyorlar. Beraber reklam filminde oynamıştık. O öldükten sonra Antalya’ya geldim. Ölmese gelmezdim. Sürekli beraberdik. ‘Allah seni ıslah etsin evlat’ derdi. Bir şey istediğinde hemen koşardım. Her zaman sevilen bir insandı. Babayı yaşatsınlar. Elimizden geldiğince de yaşatacağız” ifadelerini kullandı.

    “Birisi cam parçasıyla kendini kesti, işime son verildi”

    Ses sanatçılığı yaparken bir müzik kulübünde yaşadığı anıyı da paylaşan Çiçek, “Bir yerde işe gitmiştim, dinleyenlerden birisi şişeyi kaldırıp kafasına vurdu, cam parçasıyla kendini kesti. Patron da benim işime son verdi” dedi.

  • Müslüm Gürses’e benzerliğiyle dikkat çekiyor

    Müslüm Gürses’e benzerliğiyle dikkat çekiyor

    Taksicilik ve ses sanatçılığı yapan 57 yaşındaki Baki Çiçek, 2013 yılında hastanede geçirdiği 4 aylık yaşam mücadelesinin ardından 3 Mart 2013’te hayata gözlerini yuman arabesk müziğin unutulmaz isimlerinden Müslüm Gürses’e olan benzerliğiyle dikkat çekiyor.

    30 yıldır yaptığı taksiciliğin yanı sıra ses sanatçılığı da yapan Çiçek, gezmek için sokağa çıktığında vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. 7’den 70’e herkes cep telefonlarına sarılıp Çiçek ile hatıra fotoğrafı çekiyor. Görüntüsü olduğu kadar sesiyle de Gürses’i andıran Çiçek’in gören vatandaşlar şaşkınlığını gizleyemiyor.

    Müslüm Gürses ile tanışma anını anlatan Baki Çiçek, “1996 yılında Mahmut Bey yolunda bir gazino vardı, ben de orada çıkıyordum sahneye. Ben saat 12.00’da bitiriyordum programı Müslüm Gürses de 12.00’da programa başlıyordu. Geliyordum onun sahnesinin karşısında oturuyordum o da durup izliyordu beni. İnsanlar ona bakarken o da bana bakıyordu.

    Birkaç gün sonra beni müdüriyete çağırdılar orada Muhterem ablam da oradaydı. Ben de istiyordum beni sahneye yanına çağırsın şarkı söyleyeyim, sesimi dinlesin ben de müdüriyete gitmedim. Müslüm Gürses sahneye çıkarken benim soy ismim Çiçek, dedi ‘Çiçek ya çağırıyorum da gelmiyorsun’ ben de ‘Özür dilerim baba’ dedim. Yanına çağırdı elini öptüm baktım bana ‘Saygılıymış da’ dedi orada bir parça okudum tanışmamız orada başladı.

    Ondan sonra hep yan yanaydık. Gündüz Bakırköy’de otururduk çay kahve içer sohbet ederdik. Allah rahmet eylesin. Fotoğraf çekiyorlar, çok fanatikleri sarılmak istiyor seni gördük onu gördük gibi diyorlar.” dedi.

  • Bomba iddia! “Müslüm Gürses’i eşi Muhterem Nur öldürdü”

    Bomba iddia! “Müslüm Gürses’i eşi Muhterem Nur öldürdü”

    KKTC’de özel bir kanalda yayınlanan televizyon programa katılan şarkıcı ve oyuncu Yunus Bülbül, Arabesk sanatçısı Müslüm Gürses’in, eşi Muhterem Nur tarafından öldürüldüğünü ileri sürdü.

    KKTC’de yayın hayatını sürdüren bir televizyon kanalının programına konuk olan şarkıcı ve oyuncu Yunus Bülbül, yaptığı açıklamalarla gerek stüdyodakileri ve gerekse ekranları karşısındakileri şaşkınlığa uğrattı. Yakın dostu Müslüm Gürses ve hayat arkadaşı Muhterem Nur hakkında açılan bir sohbet sırasında kendisine konuşma fırsatı verilen Bülbül, “İlk kez açıklıyorum; Müslüm Gürses’i öldüren de Muhterem Nur’dur” şeklinde bir çıkış yaptı.

    Program sunucusu Fahriye Özay tarafından uyarılan ve ölmüş isimlerin arkasından böyle konuşmaması istenen Yunus Bülbül, açıklamasını tamamlamak istediğini söyleyerek konuşmayı sürdürdü.

    Bülbül, sözünü tamamlaması gerektiğini ve ilk defa böyle bir açıklama yaptığını belirterek şunları söyledi: “Biz Müslüm Baba ölmeden önce birkaç ünlü isimle birlikte Londra’ya gittik. Bu ziyaretimizden sonra da eve döndük. Muhterem Abla onu kontrole götürdü döner dönmez, ‘Ne oldu abla Müslüm Baba’ya?’ dedim. Kontrol yaptırmak istediğini söyledi ve Müslüm Baba’yı hastaneye götürdük, hiç bir şeyi yoktu. Yemin ediyorum.”

    Öte yandan Müslüm Gürses hayranları sanatçı Bülbül’e sosyal medyadan tepki gösterdi.

    Müslüm Gürses 2013 yılının Mart ayında hayatını kaybetmiş, Muhterem Nur da içinde bulunduğumuz yılın Mart ayında vefat etmişti. Muhterem Nur uzun bir süredir böbrek yetmezliği tedavisi görüyordu