Etiket: mustafa kemal atatürk

  • ‘İlk Adım Anıtı’ yerleştirildi

    ‘İlk Adım Anıtı’ yerleştirildi

    Beyoğlu Belediyesi tarafından Cumhuriyetin 100. Yılında Kurtuluş Savaşı’nda kahramanlık destanı yazan milletin ve mücadeleye liderlik eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasını yaşatmak için Karaköy Rıhtımına “İlk Adım Anıtı” yerleştirildi. Anıtın açılışına İstanbul Valisi Davut Gül, Beyoğlu Kaymakamı Can Aksoy, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ile çok sayıda öğrenci ve vatandaş katıldı. Saygı duruşu ile başlayan tören, iki öğrencinin İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını okuması ile devam etti. Daha sonra, İstanbul Valisi Davut Gül ve Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız kürsüye çıkarak günün anlam ve önemini anlatan konuşmalarını yaptı. Konuşmaların ardından “İlk Adım Anıtı” öğrencilerin de katılımıyla açıldı.

    “Bu vatanın tesadüfen elimize geçmediğini bilmemiz gerekiyor”

    Törende konuşan İstanbul Valisi Davut Gül, “Bu vatanın tesadüfen elimize geçmediğini ve elimizde tesadüfen kalmayacağını bilmemiz gerekiyor. İşte bunun için, bu memleketin bize vatan olmasında katkısı olan bütün şehitlerimizi, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyoruz. Onların yaptığı mücadeleyi tarihe not düşerek hatırlıyoruz, hatırlatıyoruz. İnşallah ikinci yüzyılda, Türkiye Yüzyılında kardeşliğimizi güçlendirerek, birlik ve beraberliğimizi güçlendirerek, farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edip, ikinci yüzyılın sonunda, Türkiye Yüzyılının sonunda Türkiye’nin hedeflediği Dünyanın 10 güçlü ülkesinden biri olduğunu torunlarımız, yavrularımız görmüş olacak” dedi.

    “Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizimdir, Türkiye bizimdir ve hep öyle kalacaktır”

    Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ise “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün buradan karşı yakaya, Sarayburnu’na, oradan Bandırma Vapuru ile Anadolu’ya Milli Mücadele’yi başlatmak üzere yola çıktığı, ilk adımın atıldığı yer. Beyoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü iki defa uğurladı. Birincisinde, Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü buradan Anadolu’ya uğurladı. İkincisi, 1938’de vefatıyla birlikte ay yıldızlı bayrağımıza sararak ebedi istirahatgahına, milletimizin gönlüne bir bayrak olarak uğurladık. Bu toprakların çocukları olarak Cumhuriyet hepimizin. Cumhuriyeti hep birlikte kurduk ve hep birlikte koruyacak, onu muasır medeniyet seviyesinin üzerine de hep birlikte taşıyacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyet, bugün Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak hepimize yüklediği bir sorumluluk var. Selçuklu bizimdir, Sultan Alparslan bizimdir. Osmanlı bizimdir, Fatih Sultan Mehmet Han bizimdir. 1919 bizimdir, 1923 bizimdir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizimdir. Bayrağımız bizimdir, Cumhuriyet bizimdir. Türkiye bizimdir ve hep öyle kalacaktır” diye konuştu.

  • Bursa’da çocuklardan Atatürk’e 100. yıl mektubu

    Bursa’da çocuklardan Atatürk’e 100. yıl mektubu

    Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından 100. Yıla özel düzenlenen ‘Cumhuriyet ve’ temalı Kütüphane Günleri’nde çocuklara yönelik atölye çalışması yapıldı. Demirci Kütüphanesi’ndeki etkinlik ‘Cumhuriyet’in Çocukları’ temasıyla gerçekleştirildi.

    Eğitimci Gülşah Güler’in yürüttüğü atölyeye Demirci İlk ve Ortaokulu’ndan 19 öğrenci katıldı. Drama atölye çalışması gerçekleştiren Güler, çocukların özgüvenlerinin yanı sıra fiziksel ve zihinsel gelişimine yönelik etkinlik gerçekleştirdi. Çeşitli oyun ve canlandırmaları kapsayan programda çocuklar, eğlenceli vakit geçirdi.

    Atölyede Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e mektup da yazan öğrenciler, 100. yılda duygu ve düşüncelerini aktardılar. Kaleme aldıkları mektupta Cumhuriyet’in ve özgürlüğün önemini belirten çocuklar, minnetlerini dile getirdiler. Kendi üslupları ile bugün yaşadıklarını anlatan öğrenciler, saygı ve sevgilerini ifade ettiler. Daha sonra gruplara ayrılan çocuklar, Cumhuriyet’in 100. yılına özel gazete hazırladılar.

    Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Baba Pala, atölyeyi gerçekleştiren eğitimci Gülşah Güler’e teşekkür belgesi takdim etti. Atölye çalışmasında yer alan öğrencilere de katılım belgesi verildi.

  • Osman Zolan, Ata’mızın huzurunda

    Osman Zolan, Ata’mızın huzurunda

    Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve eşi Berrin Zolan, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümü kapsamında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedî istirahatgahı olan Anıtkabir’i ziyaret etti. Resmi ziyaret programına, Başkan Osman Zolan ve eşi Berrin Zolan’ın yanı sıra Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclis üyeleri ve ilçe belediye başkanları katıldı. Denizli Büyükşehir Belediyesi erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşüyle başlayan ziyarette, Başkan Osman Zolan, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk bıraktı. Saygı duruşunun ardından Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan duygularını Anıtkabir Özel Defteri’ne yazdı.

    Denizli dünya kenti haline geldi

    Başkan Osman Zolan’ın “Türkiye Cumhuriyetimizin Kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk” sözleriyle başlayan yazısında, “Şahsım, Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclis üyelerimiz ve ilçe belediye başkanlarımızla birlikte manevi huzurunuzdayız. ‘En Büyük mirasım’ dediğiniz Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümünde burada bulunmaktan dolayı büyük bir sevinç, gurur ve heyecan içerisindeyiz. Bu yıl, Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlarken aynı zamanda Denizli’mizi ziyaret ederek şereflendirmenizin 92. yıldönümünü de kutladık. Denizli’miz bizlere göstermiş olduğunuz muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için durmadan çalıştı ve bugün sanayide, tarımda, ticarette, turizmde, kültür ve sanat alanında bir dünya kenti haline geldi. Yüce Atatürk; büyük bir gurur ve şerefle 100. kuruluş yıldönümünü kutladığımız Türkiye Cumhuriyetimizi daha nice yüzyıllara taşımaya, sizin bizlere emaneti olan vatanımızı ve bayrağımızı canımız pahasına korumaya devam edeceğimizin sözünü veriyoruz. Zatıâlinizin huzurunda istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhunuz şad olsun” ifadelerini kullandı.

  • Çanakkale’de ilk kez ortaya çıkan harita

    Çanakkale’de ilk kez ortaya çıkan harita

    Mustafa Kemal Atatürk, Balkan Harbi’nden sonra 27 Ekim 1913 tarihinde Sofya Ataşemiliterliği’ne atandı. 1’inci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nden görev istedi. 25 Şubat 1915’te 19’uncu Tümen başında Çanakkale Cephesine gitti. 8 Ağustos’ta Anafartalar Grup Komutanı olarak atanan Mustafa Kemal Atatürk, 8 ay boyunca Çanakkale Cephesinde Mehmetçikle birlikte cephede düşmana karşı göğüs göğse çarpıştı. 8 ay boyunca cephede askerle birlikte düşman askerlerine karşı savaşan Mustafa Kemal Atatürk, 10 Ağustos’ta Gelibolu’da düşman askerini durdurarak Anafartalar Kahramanı oldu.

    Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk hakkında Cumhuriyetin 100’üncü yılında birçok yeni bilgi ve belge ortaya çıkmaya devam ediyor. Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda, Mustafa Kemal Atatürk’ün Anafartalar Grup Komutanlığına atandıktan sonra Grup Kumandanlığındaki Topçu Subaylığını yürüten Mehmet Ali Bey’e, ‘Kardeşim Mehmet Ali Bey’e’ imzalı haritası ilk kez ortaya çıktı.
    Cumhuriyetin 100’üncü yılına geldiğimizde Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki birçok yeni bilgi ve belgelerin ortaya çıkmaya devam ettiğini belirten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat, “Bunların bir tanesi de Çanakkale cephesine aittir. Çanakkale Cephesi esnasında Mustafa Kemal Atatürk özellikle 8 Ağustos 1915 tarihinde atanmış olduğu Anafartalar Grup Komutanlığı esnasında kendi emri altında bulunan bölgedeki Grup Kumandanlığındaki Topçu Subaylığını yürüten Mehmet Ali Bey’e bir harita imzalamıştır. Bu imzalamış olduğu haritanın arkasında ifade aynen şudur; ‘Kardeşim Mehmet Ali Bey’e. Aslında buradaki enteresan olan şey şudur. Çanakkale Cephesinde Mustafa Kemal tarafından imzalanan ve bugüne kadar hiçbir bilgimizin olmadığı harita ilk defa ortaya çıkmıştır. Ancak işin enteresan tarafı aslında bu haritanın imzalanmasından sonra başlamıştır. Mustafa Kemal Çanakkale Cephesinde Anafartalar Grup Kumandanı Mehmet Ali Bey’e imzalamış olduğu bu harita sonrasında, Mehmet Ali Bey Kurtuluş Savaşına katılmış. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İstanbul’a kendi bulunduğu ikamet adresine dönmüş ve İstanbul’da hayatını kaybetmiştir. Ve Mustafa Kemal’den aldığı bu harita ise eşi tarafından Bülent Tercan Bey’e ulaştırılmıştır.

    Bülent Tercan, Mustafa Kemal imzalı bu haritayla Eceabat’ta Maydos Hastanesinde doktorluk yaparken, kendisi haritayı almak suretiyle Gelibolu Yarımadasındaki Mustafa Kemal’in işaretlemiş ve imzalamış olduğu harita ile yarımadayı gezmiştir. Hatta kendisi yazmış olduğu günlükte şunu söylüyor; ‘Büyük bir heyecan ve ağlayarak Mustafa Kemal imzalı haritayla birlikte yarımadayı gezdim’ Ancak kendisi daha sonra 1980 darbesinin olmasından sonra yazmış olduğu bir mektupla Kenan Evren’e göndermiştir. Ve aslında bundan sonra haritanın bize ulaşma serüveni başlamıştır. Bu imzalı harita Kenan Evren’e sunulduğunda, Kenan Evren haritanın altına not düşmüş. Ve Bülent Tercan’a bir teşekkür gönderilmesini söylemiştir. Daha sonra haritanın arşive kaldırılmasını istemiş. Bugün harita askeri arşivde yer almıştır. Aslında böyle Çanakkale Cephesinde Mustafa Kemal’in imzalayarak hediye ettiği bir haritanın da Cumhuriyetin 100’üncü yılında gün yüzüne ve ortaya çıkmış olduğunu da söyleyebiliriz. Bülent Tercan özellikle kendisi Eceabat’ta bulunduğu sırada hastanedeki görev yapmaktadır. Hem bir musiki ustasıdır. Aynı zamanda bir Tıp Profesörüdür. Eline almış olduğu haritanın tarihi kıymetini bildiği içinde günümüze ulaştırılmasındaki önemli bir yere sahiptir” dedi.

    Mustafa Kemal’in imzaladığı haritanın içerisinden de bahseden Doç. Dr. Barış Borlat, “Harita özellikle Çanakkale Cephesi esnasında Gelibolu paftasını içeren ve özellikle içerisindeki taktik seviyedeki topçu atışına imkan sağlamasa bile büyük oranda yarımadadaki çıkarma koylarını gösteren ve özellikle her iki tarafın muharebe hatlarının nereden geçtiğinin de üzerine çizilmiş olduğunu söyleyebiliriz. Ve bu şekliyle aslında harita bize genel bir yarımada panoraması çizmiş olduğunu da söylemekte büyük fayda var” diye konuştu.
    Borlat, Mustafa Kemal’in imzası bulunan haritadaki çalışma #tarih dergisinin Cumhuriyet’in 100’üncü yılı sayısında kendisi tarafından kaleme alınarak okuyuculara ulaştırıldığını da sözlerine ekledi.

  • O şahsa 3 yıla kadar hapis istemi

    O şahsa 3 yıla kadar hapis istemi

    Üsküdar’da 8 Temmuz 2023 tarihinde Atatürk’ün fotoğrafına uygunsuz hareketlerde bulunan A.E.S. (17) hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, suça sürüklenen çocuğun Atatürk’ün fotoğrafıyla uygunsuz hareketlerde bulunduğunun tespit edildiği, ihbarı değerlendiren İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü tarafından suça sürüklenen çocuğun 20 Eylül 2023 günü gözaltına alındığı ve aynı gün atılı suçtan İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandığı kaydedildi.

    “Eğlenmek amacıyla yaptık”

    Atatürk fotoğrafıyla uygunsuz hareketler yapan kişinin kendisi olduğunu belirten A.E.S., bu videonun yaklaşık 2 yıl önce çekildiğini, sınıfta fotoğraflarla oyun oynadıklarını, fotoğrafın Atatürk’ün fotoğrafı olduğunu bilmediğini, rastgele ellerine aldıkları farklı fotoğraflarla yaptıkları bu hareketleri, kendi aralarında eğlenmek amacıyla yaptıklarını, Atatürk’ün hatırasına hakaret gibi bir amacının olmadığını ifade etti.
    İddianamede, suça sürüklenen çocuğun yaptığı eylemiyle Atatürk’e alenen hakaret ettiği ve bu suçun basın yoluyla işlendiğine dair kamu davası açmak için yeterli delil bulunduğu kaydedildi. İddianamede, tutuklu A.E.S.’nin “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

  • Azmi Milli fabrikası 99 yaşında

    Azmi Milli fabrikası 99 yaşında

    “Milletin azmi” anlamına gelen Azmi Milli ismiyle genç Türkiye Cumhuriyeti bundan 99 yıl önce 1924 tarihinde tanıştı. Orta Anadolu’da bozkırın ortasında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan Azmi Milli Un Fabrikası genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk fabrikaları arasında yer alıyor. Azmi Milli Un Fabrikası tarih serüveninde 1997 yılına kadar üretimine devam ederken sonraki yıllarda tarihe ışık tutan bir müze olarak görevini ifa etmeyi sürdürüyor.
    Fabrikanın milletin azmi ile Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla kurulduğunu belirten Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer, “Aksaray’ımızda bulunan Azmi Milli Un Fabrikamız 3 Ağustos 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla Aksaray’ımızda kurulmuş. 73 yıl bu fabrikamız hizmet veriyor. 1997 yılına kadar üretimini sürdürüyor ve vatandaşlarımıza ve ülkemize katma değer sağlayan bir fabrikamız. 97 yılından itibaren de Aksaray Belediyemize ait olarak şu an müze hizmeti vermektedir. Bilim ve Sanayi Müzesi şeklinde vatandaşlarımıza hizmet veriyor” dedi.
    Azmi Milli Sanayi ve Bilim Müzesi olarak tarihe ışık tutan fabrika, haftanın 7 günü ücretsiz olarak ziyarete açık. Zinciriye Mahallesi, Zinciriye Sokak’ta bulunan fabrikanın arşiv kısmında 1924 yılından beri çalışan işçilerin kayıtları bulunurken, 4 kattan oluşan fabrikanın içerisinde o dönemin sistemine ait buğday yıkama, buğday öğütme, buğday temizleme, mekanik değirmenler, torbalama ve dikim makinesi bulunuyor.

  • Tarihinin en kapsamlı restorasyonu yapılıyor

    Tarihinin en kapsamlı restorasyonu yapılıyor

    15-17 Eylül 1924 tarihlerinde Trabzon’a ilk ziyaretini yapan Mustafa Kemal Atatürk, Soğuksu mahallesinde yaptığı gezintide çam ormanları içinde Kostantin Kabayanidis tarafından 1890 yılında yazlık olarak yaptırılan köşkü beğendi. 1930 yılında Trabzon Özel İdaresince tescil edilerek İl Daimi Encümeninin 18.5.1931 tarih ve 361 sayılı kararıyla Mustafa Kemal Atatürk’e ‘temlik’ edilen köşkün tapusu ve anahtarı Trabzon’da oluşturulan bir heyet tarafından Atatürk’e teslim edildi.

    10-12 Haziran 1937 tarihlerinde Trabzon’u tekrar ziyaret ettiğinde bu köşkte 2 gün konaklayan Atatürk, vasiyetini burada hazırladı. Müzede, 19. yy sonu ile 20. yy ait, mobilyalar, porselenler, halılar ve Atatürk’e ait tablolardan oluşan etnografik nitelikli 344 adet eser sergilenirken, Atatürk Köşkü için Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından bir proje hazırlandı ve proje Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü sunularak onaylandı. Restorasyon kapsamında köşkün dış ve iç cephesinde iyileştirme çalışmaları sürerken 2013 yılında da restorasyona alınarak içerisinde bulunan eşyalar bilimsel yöntemlerle incelemeye alınmıştı.

    Restorasyon Projesi 2021 yılında Anıtlar Kurulu tarafından onaylandı

    Restorasyon çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Trabzon Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı ve İnşaat Yüksek Mühendisi Murat Öztürk, köşkteki restorasyon sürecinin 2022 yılında başladığını belirterek içerisindeki eşyaların da nitelikli bir şekilde aslına uygun olarak tamiri yapıldığını kaydetti.

    Hazırlanan restorasyon projesinin 2021 yılında Anıtlar Kurulu tarafından onaylandığını ifade eden Öztürk, “Atatürk Köşkü rölöve restorasyon ve restitüsyon işimiz 2020 yılında Büyükşehir Belediye Başkanımızın riyasetinde Atatürk Köşküyle ilgili bir teknik heyet kuruldu. Bu teknik heyette üniversiteden hocalarımız dışardan danışman hocalarımız kendi birimlerimizden ilgili arkadaşlarımızla birlikte bir heyet kurularak burayla ilgili gerekli çalışmalar geçmişine dönük yapıldı, raporlandı. Sonucunda proje Anıtlar Kuruluna sunuldu. Anıtlar Kurulundan da 2021 yılında projemiz onaylandı. Akabinde ihale hazırlık çalışmalarına başladık ve 2021 yılında ihalemizi yaptık. Ardından yer teslimini yaptık. 2022 yılında aktif olarak inşaat sürecimiz başladı” dedi.

    “Binanın içi de dışı da tamamen restore edilecek”

    “Buradaki eşyaların durumuyla ilgili uzman ekipler tarafından eşyalar alındı, nitelikli bir şekilde aslına uygun olarak tamir yapılıyor” diyen Öztürk “Restorasyon işini tamamladıktan sonra yerlerine montajı yapılacak. Bütüncül anlamda sadece rölöve restitüsyon ve restorasyon değil akabinde de eşyalar perdeler dahil çok ince eleyip sık dokunarak bir süreci yürütülmekte. Rölöve restitüsyon ve restorasyon anlamında şuana kadar binanın içi ve dışını tamamen raspalarımızı, söküm işlemlerini yaparak ham hale getirdik. Şimdi de yavaş yavaş kaplama imalatlarına başlayacağız, sıvalarımızı yapacağız, akabinde dış cephe sıvalarımızı yapacağız. Dış cephe temizliği tamamlanmış çatı imalatımız devam etmekte. Bu işler devam ederken çevre korkulukları çevre zemini, aydınlatma imalatlarını da yaparak tamamlayacağız. Hedefimiz Cumhuriyetimizin 100 yılında Başkanımızın riyasetinde Atatürk Köşkü’nü hizmete açmak” şeklinde konuştu.

  • Çanakkale Zaferi’nin 108.yılı

    Çanakkale Zaferi’nin 108.yılı

    Bugün 18 Mart… Çanakkale’nin ‘geçilmezliği’ni dünyaya ilan eden bu büyük zaferin 108’inci yıl dönümünü kutluyoruz.

    Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli muharebelerinden biri. İngiltere, Avrupa’da savaşın mevzi çatışmalara dönüşmesi üzerine, Çanakkale ya da Balkanlar’da yeni bir cephe açıp İstanbul’u ele geçirerek, Osmanlı Devleti’ni Almanya’dan ayırmayı ve kararsız Bulgaristan’ın ittifak devletleri yanında yer almasını önlemeyi düşünüyordu.

    En güçlü donanma

    12’si İngiliz, 4’ü Fransız olmak üzere 16 muharebe gemisi, 6 muhrip, 14 mayın arama tarama ve bir uçak gemisinden oluşan müttefik donanması, Çanakkale Boğazı’nda ilerliyordu. Karşılarında ise vatanı savunmak için kanlarının son damlasına kadar savaşmaya hazır Mehmetçik vardı. Mehmetçik ve düşman donanması, 18 Mart 1915 günü karşı karşıya geldi. Türk topları, Nusret Mayın Gemisi’nin denize döşediği mayınlar, art arda patladı. O güçlü donanma bozguna uğratıldı.

    Milletin canı pahasına verdiği mücadelenin zaferle taçlandığı savaşta düşman orduları Çanakkale’yi geçemedi. Batı’yı dize getiren bu zafer tarihin akışını değiştirirken, bu topraklarda yaşayan milyonlara Kurtuluş Savaşı’nı müjdeleyen büyük bir uyanışın da
    kapısını araladı.

    ‘Size ölmeyi emrediyorum’

    Denizde ağır bir yenilgiye uğrayan itilaf devletleri, 25 Nisan’da Gelibolu Yarımadası’nın güneyindeki 5 noktaya asker çıkarınca kara savaşı başladı. Bu savaşın kaderini 34 yaşındaki bir yarbay Mustafa Kemal (Atatürk) belirledi. Askerleriyle Arıburnu’nu, Cesarettepe’yi, Kanlısırt’ı, Anafartalar’ı ve Conkbayırı’nı tuttu. “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum” sözü ile harekete geçen Mehmetçik, düşman birliklerini sahile hapsetti, bu büyük direniş 8 ay sonra zaferle taçlandı. İngiliz ve Fransız güçleri, 20-21 Aralık’ta geldikleri gibi gittiler.

    Büyük zafer 7 saatte geldi

    Müttefik donanması, 18 Mart saat 11.15’te ilk atışla taarruz başlattı. Saat 18.00’e kadar süren şiddetli çatışmalar sonunda, “Bouvet”, “Irresistible” ve “Ocean” zırhlıları battı, iki muharebe gemisiyle bir muharebe kruvazörü yara aldı.

  • MSB’den Anıtkabir fotoğrafı için açıklama

    MSB’den Anıtkabir fotoğrafı için açıklama

    Milli Savunma Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a bir gönderme olarak değerlendirilen fotoğraf hakkında açıklama yaptı.

    Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, bugünkü yazısında Genelkurmay Başkanlığı tarafından paylaşılan Anıtkabir fotoğrafıyla ilgili olarak kendisine yapılan yazılı açıklamayı paylaştı.

    Milli Savunma Bakanlığı’nın paylaştığı Anıtkabir görseli, cuma hutbesindeki sözleriyle Atatürk’e lanet okuyan ve daha sonra çark eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a bir gönderme olarak değerlendirilmişti.

    Hakan’ın paylaştığı açıklama yazısı şu şekilde:

    “26 Temmuz 2020 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Instagram hesabında yayımlanan 1891 görsel içerisindeki bir fotoğraf, gündemdeki bazı konularla ilişkilendirilerek, maksadı aşan ve TSK’yı bir tartışma ortamına çekmeyi hedefleyen yorumlar olarak değerlendirilmelidir.

    Söz konusu fotoğraf, TSK’nın değişik birimlerinde yürütülen eğitim, tatbikat, operasyon, tören gibi faaliyetleri yansıtan ve yayın planı BİR AY ÖNCEDEN belirlenen rutin fotoğraflardan biridir. Bu ve benzeri fotoğrafları gündeme ilişkin konularda mesaj aracı gibi algılamak veya bu şekilde yorumlamak zorlama bir yaklaşımdan ibarettir.

    Her türlü arazi ve hava şartlarında, gece-gündüz demeden terör örgütleriyle mücadelesini kararlılıkla sürdüren, farklı coğrafyalarda 5 büyük operasyonu başarıyla yürüten kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizi ve onun uyum içinde görev yapan komuta heyetini bu tür tartışmaların içine çekmeye çalışmak iyi niyetli bir yaklaşım değildir.

    Dünyanın ve ülkemizin içerisinden geçmekte olduğu siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik iklimde birlik beraberlik içerisinde dikkatli ve uyanık olmak zorunda olduğumuz unutulmamalıdır.”