Etiket: mustafa necmi ilhan

  • Bilim Kurulu üyesinden bayram uyarısı

    Bilim Kurulu üyesinden bayram uyarısı

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, geçen yıl Kurban Bayramı’ndan sonra eylülden itibaren vaka sayılarında artış yaşandığını hatırlatarak, “Bayramda çok kalabalık olmamaya dikkat etmeliyiz. Elbette büyüklerimizi ziyaret edelim; ama maskeye, mesafeye dikkat edelim” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, Kurban Bayramı tatili öncesi uyarılarda bulundu. Prof. Dr. İlhan, geçen yıl bayramda kurallara uyulmadığı için eylül-ekim’den itibaren artan vakalar ile karşılaştıklarını dile getirerek, “Bu dönem biraz farklı bir dönem. Bu dönem korunmayı hepimiz biliyoruz. Bayram gelirken aşımızı olarak bayrama girmeye niyet etmiş olmalıyız. En azından 1 doz aşı olursak bayramdan sonra ikinci doz sıramız gelecektir. Bayramda çok kalabalık olmamaya dikkat etmeliyiz. Elbette büyüklerimizi ziyaret edelim; ama maskeye, mesafeye dikkat edelim. Aşılarını olmayan vatandaşlar varsa onların da bayrama girmeden aşılarını olmasının doğru olacağını ifade etmek gerekiyor” diye konuştu.

    ‘EN FAZLA 2 KİŞİ GİDİLMELİ’

    Prof. Dr. İlhan, kurban pazarlarında ve kesim yerlerinde koronavirüs ile mücadele kapsamında kalabalık oluşturulmaması gerektiğini söyledi. İlhan, “Kurban Bayramı’nda hem kurbanlık seçimlerinde hem de kesim yerlerinde bir kalabalık haliyle olacaktır. Kurban kesimine olabildiğince az sayıda kişi gitmekte fayda var. Bir aileden 2 kişinin gitmesi doğru olacaktır. Kurbanlık seçerken çok kalabalık oluyor, herkes bakıyor. Aslında bakıp, kararını verip gezenti yapmadan bir an önce kurbanlığını seçip dışarıya çıkmak daha doğru bir şey. Kurbanlık kesiminde de böyle. Kalabalık olmadan kurbanın kesilip, kurban etini aldıktan sonra dağıtım ve parçalamayı vatandaşların müstakil bir yerde yapması daha doğru olacaktır. Bazen görüyoruz, kurban kesilen yerlerde vatandaşlar dağıtacakları parçaları ayırmaya çalışıyor, bu da çok yoğunluğa neden oluyor. Bunun yerine olabildiğinde az kişi ile sırası gelince orada bulunmak, kapalı yerlere girmek için acele etmemek, sırası gelenlerin kesimhanelere girmesi en doğru yaklaşım olacaktır” dedi.

    ‘SİGARA’ UYARISI

    Prof. Dr. İlhan, kurban pazarlarında geçen yıl olduğu gibi bu sene de tokalaşma çubuğu kullanılabileceğini belirterek, “Dezenfektan bulunduruluyor kurban kesim yerlerinde; ama tokalaşmak yerine yine sopa kullanılabilir. Bir de bu kalabalık yerlerde vatandaşların sigara içmemesi gerektiğini de söylemek gerekiyor. Sigara içmek maskeyi çıkarmaya sebep oluyor hem kurban satış yerlerinde hem de kurban kesim yerlerinde. Maskenin çıkmaması sağlanmalı. Kurbanlıkları vatandaşlar Türkiye’nin farklı yerlerinden getiriyor. Virüsün çok kalabalık yerleri sevdiğini düşünürsek, buralarda mutlaka maske takmaya özen gösterilmeli. Temastan, tokalaşmaktan kaçınmalı, geçen yıl olduğu gibi tokalaşma çubuğu kullanmanın doğru bir yaklaşım olacağı kanısındayım” diye konuştu.

  • 50 yaş altına 3’üncü doz açıklaması

    50 yaş altına 3’üncü doz açıklaması

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 50 yaş altına 3’üncü doz aşıyı süreç içinde değerlendirerek karar vermek gerektiğini söyledi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan, sağlık çalışanları ve 50 yaş üstü için 3’üncü doz aşılamanın başladığını hatırlatarak, “Burada önemli olan şey 2’nci doz aşısını olan vatandaşlarımız 3’üncü doz aşısını 3 ay sonra olabilecekler, randevu bu şekilde veriyor. Örneğin sağlık çalışanlarımızın aşılaması şubat ayında büyük oranda tamamlanmıştı. Sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğu için randevu sistemi açılacaktır. Diyelim ki mart ayında 50 yaş üzeri bir vatandaşımız 2’nci doz aşısını olduysa yeni dönemde de sistemde randevusu açılacaktır” dedi.

    50 YAŞ ALTI İÇİN 3’ÜNCÜ DOZ UYGULANACAK MI?

    Prof. Dr. İlhan, 3’üncü doz aşının tercihinin vatandaşlara bırakılması ile kendisine hangi aşının tercih edilmesi gerektiği yönünde çok fazla soru geldiğini belirterek, “Burada tercih vatandaşlarımıza kalmış durumda. Akıllarında soru işareti varsa aşı olurken bunu sorabilirler, kronik hastalıkları varsa hekimlerine danışabilirler, bu şekilde bir yaklaşım benimserlerse süreç en hızlı şekilde gerçekleşecektir. Şu anda dünyadaki yaklaşım 1 ve 2’nci doz aşının aynı aşı olması yönünde, tek aşı olan ülkelerde haliyle 3’üncü doz aşı için uygulama yapılacaksa mecburen o aşı tercih edilecek. Ama aşı tercihi olan Türkiye gibi ülkelerde ise vatandaşın tercihi burada söz konusu. 50 yaş altı için 3’üncü doz aşı için süreç içinde değerlendirip ona göre karar vermek doğru olacaktır” ifadesini kullandı.

    3’ÜNCÜ DOZ AŞININ GEREKLİLİK NEDENİ

    Prof. Dr. İlhan, 3’üncü doz aşıya neden gereklilik duyulduğuna ilişkin, “Normal aşılama şemasında 2 doz aşı ile başlıyoruz, ihtiyaç durumunda 3’üncü doz aşının olması gerekiyor. Şu an geldiğimiz aşamada yeni bir normal döneme giriyoruz, pek çok kısıtlamanın kalktığı bir gün yaşıyoruz. Bu nedenle vatandaşlarımızı korumak gerekiyor. Bir yandan da sürekli mutasyona uğrayan, değişen koronavirüs varyantlarını düşündüğümüzde hızlıca toplumsal bağışıklığa ulaşmamız gerekiyor. Toplumsal bağışıklığa ulaşmak için de ne kadar çok vatandaşımız aşı olur, ne kadar çok antikor düzeyi yüksek olursa o kadar avantajlı olacağımızı söylemek mümkün. Bu nedenle de vatandaşlarımızın aşılaması devam ederken diğer yandan da koronavirüs yönünden en riskli olan sağlık çalışanları ve hasta olduklarında hastalığı daha ağır geçirecek 50 yaş üstü vatandaşlarımızın aşısı başlamış durumda” dedi.

  • Prof.Dr. İlhan Temmuzu işaret etti

    Prof.Dr. İlhan Temmuzu işaret etti

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, pazar günü uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının kalkması için vaka sayılarının biraz daha oturması gerektiğini söyledi. İlhan, “5 binli rakamları gördük. Bu rakamlar bu şekilde devam ederse Sayın Cumhurbaşkanı’mız da ‘Temmuz başına kadar’ diye ifade etmişti. Temmuza da 15 gün kaldığını düşünürsek temmuz ayında daha rahat sosyal ortamın olabileceğini öngörebiliriz şimdiden” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan, kısıtlamaların vaka sayısına göre değerlendirildiğini belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı’mız da söylemişti; biz yeni bir döneme girdik. Bireysel önlemler ve aşılar ile ilerleyeceğiz. Toplumsal kısıtlamayı olabildiğince az yapmaya çalışıyor Türkiye Cumhuriyeti. İyi de bir politika bu ama bu rakamların biraz daha oturması gerekebilir. 5 binli rakamları gördük. Bu rakamlar bu şekilde devam ederse Sayın Cumhurbaşkanı’mız da ‘Temmuz başına kadar’ diye ifade etmişti. Belki önümüzdeki hafta değerlendirilebilir. Temmuza da 15 gün kaldığını düşünürsek, temmuz ayında daha rahat bir sosyal ortamın olabileceğini öngörebiliriz şimdiden” diye konuştu.

    ‘3’ÜNCÜ DOZ AŞI BU AY’

    Prof. Dr. İlhan, üçüncü doz aşıya ilişkin, “Üçüncü doz aşıyı pekiştirici olarak düşünmek gerekiyor, bağışıklığın daha uzun olmasını amaçlıyoruz. Önce nasıl sırayla başlandıysa nasıl önce sağlık çalışanları, 65 yaş üstü büyüklerimiz ile devam ettiyse aynı şekilde uygulanması düşünülebilir. Dünyada aşıda 9 aylık bir deneyim var. ‘Ne zaman yapıldığında acaba aşı ne kadar çok etki yapıyor’ bunun sonuçlarına göre bu ay içinde bu da belli olacaktır. Sağlık çalışanlarının aşılanması, 65 yaş üstü ile beraber ocak ayında başlamıştı, ikinci dozları şubatta yapıldı. Hesabı yaptığımızda temmuz-ağustos aylarında 3’üncü doz aşının da yapılmasının mümkün olacağını düşünebiliriz. Burada sıra benzer bir sıra ile gidecektir. Güz dönemi gelmeden özellikle en riskli meslek grubu olan sağlık çalışanları ve daha ileri yaştakilere yapılması ile beraber sürecin pekiştirici olacağını düşünüyorum” dedi.

    TATİLCİLERE UYARI

    Prof. Dr. İlhan, tatil sezonunun başlaması ile tatilcilere de uyarılarda bulunarak, “İki görüş ile bu konuyu değerlendirmek gerekiyor. Geçen yıl yaşadığımız bir deneyim var. Geçen yıl haziran ayından sonra açılmanın başlaması ile beraber özellikle Kurban Bayramı sonrasında memlekete, izne giden vatandaşların daha sonra büyük şehirlere dönmesi ile birlikte çok zor günler yaşadık ama bu sefer farklı bir durumdayız. Hem koronavirüs ile ilgili ciddi bilgiye sahibiz hem de ciddi bir aşılanmamız var. Bu, ‘Her şey rahat, gideyim tatilde kurallara uymayayım’ anlamına gelmiyor. Biraz daha dikkatli olarak; ama bir parça da içimiz rahat olarak tatil yapmak mümkün elbette. Tatile gittiğimizde aşılı olsak bile açık alanlarda risk biraz daha düşük; ama çok kalabalığa karışmamaya, kapalı alanlara gittiğimizde aşılı olsak da olmasak da maske ve fiziksel mesafeye dikkat edersek daha güvenli yaz dönemi yaşayacağımıza inanıyorum” diye konuştu.

    DENİZ VE HAVUZ RİSKLİ Mİ?

    Prof. Dr. İlhan, deniz ve havuzların tehlikeli olup olmadığına ilişkin ise “Deniz ya da havuzda yüzerken koronavirüs bulaşına bugüne kadar rastlanılmış değil ama plajda yan yana otururken ya da denizde çok yan yana duruyorsak 4-5 kişi su şakası yapıyorsak tabi ki orada risk söz konusu olabilir. Açık havada fiziksel mesafenin çok önemli olduğunun altını çizmem gerekiyor. Çok sıkış tıkış plajlara gitmekten vatandaşlar geri durmalı. Memleketlerine gidenler kurallara uydukları takdirde, düğün ve sünnet gibi etkinliklere katılmadıkları takdirde riskin düşük olduğunu söyleyebiliriz. Eğlence mekanları şu an kapalı; ama Cumhurbaşkanı’mız ‘Temmuz başında’ demişti, o zaman değerlendirme yapmak daha doğrusu olacaktır” dedi.

  • Bilim Kurulu üyesi normalleşme için tarih verdi

    Bilim Kurulu üyesi normalleşme için tarih verdi

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, eylül ayı başında toplumsal bağışıklığa ulaşılabileceğini söyledi. İlhan, “Dışarıda fiziksel mesafeye dikkat ederek, belki çok rahat yerlerde maske de kullanmayarak, aşımızı da olduğumuz takdirde güz dönemi başında daha normale döneceğimizi söylemek mümkün” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, koronavirüs ile mücadelede Türkiye’de iyi noktaya gelindiğini söyledi. İlhan, vefat sayısının vaka sayısına oranla hızlı düşmediğine vurgu yaparak, “Buradaki iyiye gidiş içinde vatandaşların bireysel önlemlere uyması ve artık giderek yaş ve meslek gruplarına göre açılan aşılarda bir an önce aşısını olmasının önem arz ettiğini, bu iki bileşen ile beraber bu noktaya kadar geldiğimizi ifade etmek gerekiyor. Halen günde 50 civarında vatandaşımız koronavirüsten vefat ediyor. Maalesef vefat sayısı o kadar hızlı düşmüyor. Vaka sayısı 60 binlerden 5 binlere geldi; ama vefat sayısının 400’lerden 50’lere gelmesi için çok fazla zaman gerekti” dedi.

    ’50 MİLYONUN ÜZERİNDE AŞILAMA GEREK’

    Prof. Dr. İlhan, birinci doz aşısını olan 20 milyon kadar kişinin bulunduğunu söyleyerek, “Üst üste koyduğumuzda aslında hızlı bir şekilde toplumsal bağışıklığa doğru yol alıyoruz. Sırası gelen vatandaşların aşı olması ve kurallara uyması ile beraber eşit hızla ancak normal yaşama doğru yol alabileceğimizi söylemek mümkün. Her şey yolunda giderse toplumun yüzde 60’ının bağışık ya da bir başka ifade ile aşılanmış olması günlük yaşama dönmek için uygun gibi görünüyor. Biz bunu daha iyi olması için yüzde 70 gibi bir rakam olarak düşünürsek nüfusumuza göre oranlarsak yaklaşık 56-57 milyon vatandaşımız ediyor. Hızlı bir şekilde 50 milyonun üzerinde vatandaşımız aşılandığında iyi bir noktaya doğru yol alacağımızı söylemek mümkün” diye konuştu.

    ‘TEMİZ HAVA AVANTAJI VAR’

    Prof. Dr. İlhan, günlük aşılama kapasitesinin çok yüksek olduğunu belirterek, “Güz dönemi her şey zorlaşıyor, buna hepimiz şahit olduk. Mücadelenin en büyük bileşenlerinden biri temiz havada olmak. Hazır böyle bir temiz hava avantajı varken, dışarıda fiziksel mesafeye dikkat ederek, belki çok rahat yerlerde maske de kullanmayarak, aşımızı da olduğumuz takdirde güz dönemi başında daha normale döneceğimizi söylemek mümkün. Toplumsal bağışıklık olduğu durumda belli bir rakama elbette ulaşacağız; ama koronavirüs dünyada veya Türkiye’de bitmeden hepimizin bire bir günlük yaşama döneceğini söylemek pek de doğru olmaz” dedi.

    ‘DIŞARIDA MASKE TAKMAK GEREKMEYEBİLİR’

    Prof. Dr. İlhan, iyiye doğru gittiklerini belirterek, “Güz döneminde belli bir seviyeye geldiğimizde belki şöyle olması gerekebilir. Günlük hayatta dışarıda yürüyoruz, fiziksel mesafeye uyuyoruz, maske takmamız gerekmeyebilir; ama bunun yanında toplu taşımaya bindiğimizde, uçağa bindiğimizde, kalabalık bir yere gittiğimizde belki bir süre daha cebimizde maskeyi taşıyarak, riskli yerlerde maske takarak, fiziksel mesafeye uyarak, aşımızı olmak koşuluyla hayatımıza devam edeceğiz. Toplumsal bağışıklık oluştuktan sonra ‘çok riskli yerler’ diyebileceğimiz kalabalık toplu taşıma, kalabalık AVM, sinema salonları gibi yerlerde en azından riskli insanlar için riskli yerlerde maske takmak söz konusu olabilir; ama onun dışında daha rahat zamanları yaşayabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.

  • Bilim Kurulu üyesi kaçınılmaz diyerek uyardı

    Bilim Kurulu üyesi kaçınılmaz diyerek uyardı

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Türkiye’deki tüm vakaların yüzde 85’inin İngiliz mutasyonu olduğunu düşündüğümüzde mutant virüs ve kalabalık bir araya gelince vaka artışı kaçınılmaz oluyor” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, ülke genelinde koronavirüste vaka artışlarına dikkat çekti. İlhan, “Yüzde 85 mutant virüs, nüfus hareketliliği, dolaşımın artmasıyla beraber bu vakalardaki artışı açıklamak mümkün. İstanbul’da artış çok daha fazla katken, Samsun’daki artış 3 kat kadar. Bu yüzden karşılaştırma yaptığımızda kalabalık illerimizde özellikle vatandaşların kurallara uymakta imtina etmeleri, kalabalıkta bir araya gelmelerinin etkili olduğunu söylemek mümkün. Bunu örneğin sadece mutant virüse bağlamak mümkün değil. Sürecin başında olsaydı, mutant virüs az sayıda ilimizde olsaydı o zaman derdik ki ‘evet mutant virüs buralarda gerçekten etkili oluyor’. Ama şu an Türkiye’deki tüm virüslerin yüzde 85’inin İngiliz mutasyonu olduğunu düşündüğümüzde mutant ve kalabalık bir araya gelince vaka artışı kaçınılmaz oluyor” diye konuştu.

    ‘KALABALIK AZALTILMALI’

    Prof. Dr. İlhan, kalabalığın azaltılması gerektiğini belirterek, “Örneğin Karadeniz’de artışların çok olmamasının nedeni iki türlü olabilir; hem virüsün bulaşacağı kişi sayısı zaten belli bir doygunluğa gelmiştir, oralarda toplumsal bağışıklığa daha çok yaklaşılmıştır hem de o ilimizdeki virüsün hastalık yapma etkisinin potansiyeli görüldükçe, herkesin çevresinde hasta oldukça vatandaşlar kurallara daha çok uymuş hale gelmiş olabilir” diye konuştu.

    Prof. Dr. İlhan, alınabilecek önlemlere ilişkin, “İl yöneticilerimizin örneğin bir mahalleyi karantinaya almaları, kalabalık olan açık alanların, parkların dahi kapanması, market gibi yerlerde sırayla girilmesi, daha ciddi anlamda kısıtlama getirilmesi, kapalı ortamda fazla insanların bir araya gelmesine yönelik önlemleri almak mümkün. Burada kamu ile ilgili çalışanların esnek ve kademeli çalışmaları söz konusu olacak, aynı şeyi açıkçası özel sektörden de beklemek gerekiyor. Evden yapılacak işlerde iş yerine gelme zorunluluğunun olmaması gerekiyor. Evden yapılabilecek, özellikle bilgisayar bazlı işlerin şu an tamamen evden yapılması gerekiyor” ifadesini kullandı.

  • Bilim Kurulu üyesi duyurdu: Aşıdan sonra 4 kat azaldı

    Bilim Kurulu üyesi duyurdu: Aşıdan sonra 4 kat azaldı

    Ülke genelinde 65 yaş üzerindeki vatandaşların yüzde 76,4’ü aşı oldu. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 1 Ocak’ta 65 yaş üzeri kişilerin toplam vakalar içindeki oranı yüzde 17,7 iken, aşıdan sonra şu an yüzde 8,2’ye düştüğünü, sağlık çalışanlarının da toplam vaka içindeki oranının 1 Ocak’ta yüzde 5,5 iken aşıdan sonra bu hafta yüzde 1,3’e düştüğünü söyledi. İlhan, “Yani 4 kattan fazla azalmış. Demek ki aşı, gerçekten çok fazla miktarda koruyor” dedi.

    65 YAŞ ÜZERİ HER 4 KİŞİDEN 1’İ AŞI OLMADI

    Şu an neredeyse 65 yaş üzeri her 4 kişiden 1’inin aşı olmadığını söyleyen İlhan, “Bu vatandaşlarımızı ivedilikle aşı olmaya davet etmek gerekiyor. Biliyoruz ki aşı olanlar içinde hastalığı ağır geçirenler çok daha az. Halihazırda hastanede yoğun bakımda olanlar içinden de aşılı olmayanların fazla olduğunu söylemek mümkün. Tüm yaş gruplarında aşının etkisine baktığımızda sağlık çalışanlarında hem hasta sayılarının hem de yoğun bakıma yatış sayılarının ne denli düştüğünü görüyoruz. Sağlık çalışanları her yaş grubundalar, 20 yaşında olanlar da var 80 yaşında olanlar da var. Bunların tamamına yakınında aşının etkili olduğunu görmek çok sevindirici ve olumlu bir gelişme. Aynı şey tabi 65 yaş üzeri yaşlılarımız ve diğer vatandaşlarımızda da geçerli, tüm vatandaşlarımız hiç beklemeden aşılarını hemen olmalılar sıraları geldiği takdirde” diye konuştu.

    ‘AŞIDAN SONRA 4 KAT AZALMIŞ’

    Prof. Dr. İlhan, 65 yaş üzeri kişilerin yüzde 76,4’ünün aşı olduğunu kaydederek, “1 Ocak’ta 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın tüm vakalar içindeki oranı yüzde 17,7 iken şimdi ise yüzde 8,2’ye düşmüş. Yani aslında yarı yarıya azalmış bu açıdan baktığımızda aşının ne denli etkili olduğunu gösteriyor bize. Aynı şekilde sağlık çalışanlarına baktığımızda ise toplam vaka içinde sağlık çalışanlarının payı 1 Ocak’ta yüzde 5,5 iken bu hafta için baktığımızda bu rakam yüzde 1,3’e düşmüş. Yani 4 kattan fazla azalmış. Demek ki aşı gerçekten çok fazla miktardı koruyor. Üstelik bu bilginin de tamamını Sinovac aşısına yormak mümkün; çünkü Biontech daha yeni başladı, aşının etkisini görmek için henüz erken; ama demek ki halihazırda kullandığımız aşı bir hayli etkili. Bu nedenle vatandaşlarımızın aşılarını bir an önce olması gerekiyor. Yoğun bakımda yatanlar içerisinde de hem 65 yaş üzeri hem de sağlık çalışanlarının azaldığını söylemek mümkün, bu da aşının etkisini gösteriyor” dedi.

    ‘REHBERLERİ GÜNCELLEMEK GEREKİYOR’

    Prof. Dr. İlhan, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı rehberlerin mutant virüse göre güncellenip güncellenmeyeceğine ilişkin değerlendirmesinde ise “Elimizdeki bilgilere göre elbette rehberlerin sürekli güncellendiğini hepimiz biliyoruz. Örneğin; mutant virüs ortaya çıktığında mutant virüse sahip olanlar ile olmayanların aynı odaya yatırılmaması hatta yoğun bakımlarının ayrılması söz konusuydu. Şu an herkes neredeyse mutant virüse sahip olduğu için güncellemek gerekiyor. Buradaki kriterleri hem dünyadaki bilimsel bilgilere hem de mutant virüsün bulaşma hızına göre elbette güncelleme söz konusu olabilir” diye konuştu.

  • Vaka sayıları düşmezse hangi yeni tedbirler alınacak?

    Vaka sayıları düşmezse hangi yeni tedbirler alınacak?

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimi Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, 2 haftalık kısmi kapanma sürecinde öncelikli hedefin vaka sayısını 50 binin altına düşürmek olduğunu söyledi. Prof. Dr. İlhan, “Vakalar düşmezse bundan bir sonraki aşama AVM’lerin, kuaför, berber salonlarının kapatılması, okula giden çocukların (8 ve 12’nci sınıflar ile okul öncesi) artık hiçbirinin okula gitmemesi, özel sektör ve kamuda çalışma ile ilgili kısıtlamanın iyice arttırılması gibi bileşenler söz konusu olabilir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki haftalık dönemde hedeflenen iyileşme olmazsa daha sert önlemler alınabileceğini söyledi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, vaka sayısının aşağıya doğru yol alması gerektiğini belirterek, “Buna paralel olarak da hem ağır hasta hem de vefat sayısının daha aşağıya doğru yönelmesi gerekiyor. İlk önceliğimiz vaka ayısı. Sürecin başından beri bunu dile getiriyoruz; vaka sayısı azalmadan bir şeyi kontrol etme şansımız pek yok. Biliyorsunuz vakaların bir bölümü hasta oluyor, onların bir bölümü 10-15 gün sonra ağır hasta oluyor, maalesef bunların da bir bölümü 10-30 gün arasında ortalama olarak hayatını kaybediyor. Bunun için bizim ilk işimiz vaka sayısını düşürmek” dedi.

    “65 YAŞ ÜZERİ 4 KİŞİDEN BİRİ AŞISINI OLMADI”

    Prof. Dr. İlhan, 2 hafta içindeki beklentilerine ilişkin, “Şimdiki beklentimiz 15 gün sonra öncelikli olarak vakalar 50 binin altına düşmeli, sonra 40 binin altı gibi rakamları beklemek mümkün. Kısıtlama olunca etkisi ancak 7-14 gün arasında ortaya çıkıyor. Vatandaşlarımızın kurallara uyması ile birlikte bu mümkün. Aynı zamanda 65 yaş üzeri 4 kişiden birisi aşısını olmadı. Bunların da yapılmasıyla beraber daha aşağıya gitmek mümkün; önce 50 bini, sonra 40 bini hedef belirlemek gerekiyor; ulaşılabilir hedefler seçmek gerekiyor ki onu gerçekleştirince devamında ona göre yol almak için” diye konuştu.

    “SONRAKİ AŞAMA AVM, KUAFÖRLERİ KAPATILMASI”

    Prof. Dr. İlhan, eğer 2 hafta içinde vakalar düşmez ve artmaya devam ederse alınabilecek yeni önlemlere ilişkin şöyle konuştu:

    “Bundan önce bu deneyimlerimizi hep beraber yaşadık. Bundan bir sonraki aşama AVM’lerin kapatılması, kuaför, berber salonlarının kapatılması, okula giden çocukların artık hiçbirinin okula gitmemesi, özel sektör ve kamuda çalışma ile ilgili kısıtlamanın iyice arttırılması gibi bileşenler söz konusu olabilir. Mevcut kısıtlamalar hepimizin faydası için, hepimizin gayret göstermesi gerekiyor. Kurallara uymazsak, nisan-mayıs ayında hiç istemediğimiz zamanlarda yaşadığımız durumlara gelebiliriz, yine kayıplarımız çok fazla miktarda artabilir. Hepimizi kurallara uyma konusunda gayrete davet etmek istiyorum. Artık hepimiz gördü, kurallara uyulduğu takdirde vaka sayımız azalıyor ve günlük hayatımıza daha çok dönüyoruz. Diyelim ki kurallara uyduk vaka sayımız 15 gün sonra ya da 1 ay sonra 10 binin altını gördü. O zaman da biz temkinli olmalıyız, kurallara uyma konusunda gayret etmeliyiz, aşımızı yine olmamız gerekiyor ki tekrar bu günlere gelmeyelim. Deyim yerindeyse corona virüsle yaşamaya alışmamız gerekiyor.”

  • Aşı israfına yedek liste önerisi

    Aşı israfına yedek liste önerisi

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan, aşı randevusuna gidilmemesi sonucu ortaya çıkacak aşı israfı riskine karşı yedek liste önerisinde bulundu. İlhan, “Diyelim ki 60 kişi randevu aldı, gün sonuna geldiğimizde 58 kişi geldi. Bunun için yedek aşı listesi oluşturulabilir” dedi.

    Alınan randevulara gidilmemesi sonucu aşıların israf olduğu açıklamasına, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, ‘yedek liste’ önerisi geldi.

    BioNTech aşısında randevu aldığı halde yaptırmayanlar nedeniyle aşının çöpe gitme ihtimali endişe yarattı. Sağlık Bakanlığı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, BioNTech aşısı ile ilgili son dönem israf olduğuna dair bazı bilgiler ortaya çıktığını hatırlatarak, “Bir şişeden 6 doz kadar aşı çıkıyor. Bu 6 dozun planlaması yapılırken 6 kişi gelecek şekilde planlama yapılıyor. Diyelim ki 60 kişi randevu aldı, gün sonuna geldiğimizde 58 kişi geldi. O zaman o 2 doz için biraz sıkıntı karşımıza çıkabiliyor” dedi.

    ‘YEDEK LİSTE YAPILABİLİR’

    Prof. Dr. İlhan, olası israfın önüne geçebilmek için yedek listeler oluşturulabileceği önerisinde bulunarak, “Aşı olmak isteyen gönüllüler varsa öncelikli risk grubunda olanlardan, ya da hangi yaş grubundaysa oradan, yakındaki kişiler çağrılabilir, böylece olası israf da engellenebilir” dedi.

    İlhan, bu durumunda sanıldığı ya da söylendiği kadar çok fazla olmadığını belirterek sözlerine şunları ekledi:

    ”6’lı 6’lı randevu veriliyor belli bir saate, o geldikten sonra da kişilerin aşısı yapılıyor. BioNTech aşısı Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerinde yapılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerine zaten talep çok fazla olduğu için diyelim ki saat 09.30’a vatandaşlarımız randevu aldı, 6 kişiye randevu veriliyor, 3 odada olacaksa da değişen bir şey söz konusu değil, aşı açıldıktan sonra öbür vatandaş da oraya geliyor, diğeri de oraya geliyor ve aşılama süresi tamamlanıyor” diye konuştu.

    ‘RANDEVU TARİHİNE RİAYET ETMELERİ GEREKİR’

    Prof. Dr. İlhan, vatandaşlara aşı randevularına uyma çağrısında bulunarak, “Gün sonunda örneğin randevu alınıp gelinmezse 6 kişiye erişmek bazen zor olabiliyor akşam saatlerinde, bu nedenle belki 1 ya da 2 dozda israf durumu söz konusu olabilir. Bunun için de vatandaşlarımızın randevu aldıkları tarihe riayet etmeleri, hem başkalarının haklarını yememeleri hem de kendi aşılarını zamanında olmaları doğru bir yaklaşım olacaktır. Yedek liste ile bunun önüne geçmek mümkün” ifadesini kullandı.

  • Prof.Dr. İlhan ramazanı işaret etti

    Prof.Dr. İlhan ramazanı işaret etti

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Ramazan ayında toplu olarak bir araya gelinmezse toplu olarak iftar yapılmazsa o zaman vaka sayısında azalma beklemek mümkün. Aşıda da hızlı ilerlersek yaz döneminde daha iyi sürece doğru yol alırız” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, virüsün kalabalık yerlerde bulaştığının bilindiğine dikkat çekti. Ramazan ayında toplu iftarların yapılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. İlhan, “Nitekim rengi kırmızı olan illerimizde de hafta sonu kısıtlamaları başladı, akşam kısıtlamaları da halen devam ediyor. Virüsün yayılmasını istemiyorsak yapmamız gereken tek şey kalabalıkta bir araya gelmemek. Bu, hafta sonu için de ramazan ayı için de geçerli. Ramazan ayında, Cumhurbaşkanı’mız da söyledi, toplu iftarlardan, kalabalık olarak bir araya gelmekten kaçınmak gerekiyor. Toplu olarak bir araya gelmekten kaçındığımız takdirde virüs bulaşının da azalacağını söylemek mümkün” diye konuştu.

    Prof. Dr. İlhan, vaka sayılarındaki artış nedeniyle ülkenin birçok ilinde hafta sonu kısıtlamalarının uygulandığını da anımsatarak, “Ülkenin büyük çoğunluğunda hafta sonları kapandı. Ramazan ayında da restoran ve kafeler paket servise geçecek. Toplu olarak bir araya gelinmezse toplu olarak iftar yapılmazsa o zaman vaka sayısında azalma beklemek mümkün. Aşıda da hızlı bir şekilde ilerlersek yaz döneminde daha iyi bir sürece doğru yol alacağımızı hep beraber görmemiz mümkün” dedi.b

  • Sokak kısıtlamaları kalkıyor mu? Dikkat çeken açıklama

    Sokak kısıtlamaları kalkıyor mu? Dikkat çeken açıklama

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanan sokak kısıtlamalarının vaka sayılarının binli rakamlara düşmesi ile kademeli kaldırılabileceğini söyledi. İlhan, “Öncelikli olarak belki hafta içi 00.00’a çekilebilir. Hafta sonu kısıtlamaları akşam saatleri olabilir, belki hafta sonu bir gün kısıtlama söz konusu olur” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, hafta sonu uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması ile hafta içi uygulanan saat kısıtlamasının vaka ve hasta sayısının düşmesinde büyük etkisi olduğunu söyledi. Prof. Dr. İlhan, “Sokak kısıtlamalarının hem vaka sayısında hem de hasta sayısının azalmasında etkisinin çok olduğunu hepimiz gözlemledik. Onun için kısıtlamaların kalkması için acele etmemek gerekiyor; ama peyderpey vaka sayısı, hasta sayısı daha aşağıya yöneldiğinde elbette bunların kalkması gündeme gelebilir” dedi.

    ‘BELKİ HAFTA SONU BİR GÜN KISITLAMA SÖZ KONUSU OLUR’

    Prof. Dr. İlhan, kısıtlamaların peyderpey nasıl gevşetileceğine ilişkin ise, “Öncelikli olarak belki hafta içi kısıtlamaları biraz ileri çekilebilir yani hafta içi 00.00’a çekilebilir. Hafta sonu kısıtlamaları başlangıçta kalkmayabilir, sonra hafta sonu kısıtlamaları akşam saatleri olabilir, belki hafta sonu bir gün kısıtlama söz konusu olur. Bunlar hep değerlendirilmesi gereken konular. Vatandaşlarımızın kısıtlamalar kalkmasa bile kendi önlemlerini alması gerekir. Vatandaşlarımızın da kısıtlamalar kalksa bile tekrar eski duruma gelmek istemiyorsak eğer, mutlaka kendi kısıtlamalarını oluşturması gerekiyor, kalabalık yerlere gitmemek, maske takmaktan vazgeçmemek, fiziksel mesafeye uyma seçeneklerine dikkat etmesi gerekiyor” diye konuştu.

    ‘BİNLİ RAKAMLARI GÖRÜRSEK KISITLAMALAR GEVŞETİLEBİLİR’

    Vaka sayılarının binli rakamlara düşmesi ile kısıtlamaların gevşetilmesinin uygun olacağını vurgulayan Prof. Dr. İlhan, “İller özelinde de ayrı bir değerlendirme söz konusu olabileceği gibi, şu an genel olarak baktığımızda iyi gittiğimizi söylemek mümkün. Vaka sayısı azalıyor, hasta sayısı azalıyor, aşılama başladı. Böyle umutlu bir ortam söz konusuyken biraz daha sabretmek, işler yolunda giderken işi bozmamak gerekiyor açıkçası. Belki binli rakamları görürsek, belli bölgelerde binli rakamlar daha çok olursa büyükşehirlerimizde, İstanbul, Ankara’da yoğunlaşırsa Türkiye genelinde kısıtlamaların biraz daha gevşetilmesi söz konusu olacaktır” dedi.

    ‘KAFE RESTORANLAR İÇİN 2 BİNİ GÖRMEMİZ LAZIM’

    Prof. Dr. İlhan, kafe, restoranların faaliyete girmesi için ise vaka sayısında 2 bin rakamını işaret etti. İlhan, “Restoranların kafelerin ne zaman açılacağının kararını İçişleri Bakanlığı veriyor. Şu an net bir şey söyleyemesek de binli, 2 binli vaka sayılarını görmemiz daha doğru olacaktır. Vatandaşlarımızın vakaların ve hasta sayılarının daha da aşağıya gelmesi için bir an önce normal hayata daha rahat döneceğimiz mümkün” ifadesini kullandı.