Etiket: mutasyon

  • DSÖ açıkladı: Koronavirüsün ‘Mu’ varyantı ortaya çıktı

    DSÖ açıkladı: Koronavirüsün ‘Mu’ varyantı ortaya çıktı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), düzenli yayımladığı haftalık raporunda, ilk kez bu yılın Ocak ayında Kolombiya’da tespit edilen ‘B.1.621’ varyantına dikkat çekti. Raporda, ‘Mu Varyantı’ olarak adlandırılan koronavirüs varyantının aşılara karşı dirençli bir varyant olabileceğine vurgu yapıldı.

    DSÖ, 31 Ağustos’ta yayımladığı haftalık raporunu, özellikle Güney Amerika’da etkili olan ‘B.1.621’ varyantına ayırdı. Raporda; varyantın ‘incelenmesi’ gereken varyantlar arasında olduğuna dikkat çekilirken, Güney Amerika ve Avrupa’da vakalar olduğunun altı çizildi.

    DSÖ, ‘Mu Varyantı’nın aşılara karşı daha dirençli olabileceğini düşündüren mutasyonlara sahip olduğunu, ancak bunu daha fazla incelemek için yeni çalışmalara ve verilere ihtiyaç duyulacağını ifade etti.

    “YAYGINLIK SÜREKLİ ARTIŞ GÖSTERİYOR”

    DSÖ, ‘Mu Varyantı’nın küresel yaygınlığının şu anda yüzde 0,1 seviyelerinde olmasına rağmen, Kolombiya’da vakaların yüzde 39’unu ve Ekvador’daki vakalarını yüzde 13’ünü oluşturduğunu bildirirken, yaygınlığın sürekli artışta olduğunu vurguladı.

    ŞİMDİLİK ‘İLGİ VARYANTLARI’ ARASINDA

    DSÖ, koronavirüs varyantlarını iki sınıfa ayırarak inceliyor. Bunlar, VOC (endişe varyantları) ve VOI (ilgi varyantları) olarak sınıflandırılıyor.

    Şimdiye kadar dört varyant endişe varyantları listesine girdi. Bunlar; 193 ülkede görülen Alfa, 141 ülkede görülen Beta, 91 ülkede tespit edilen Gamma, 170 ülkede tespit edilen ve son dönemde etkili olan Delta varyantları olarak belirtiliyor.

    ‘Mu Varyantı’ şimdilik ‘ilgi varyantları’ arasında sınıflandırılıyor.

  • Daha hızlı yayılan yeni bir virüs varyantı ortaya çıktı

    Daha hızlı yayılan yeni bir virüs varyantı ortaya çıktı

    Güney Afrika Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü, Çin’den Portekiz’e kadar pek çok ülkede görülen yeni bir koronavirüs varyantının tespit edildiğini açıkladı. C.1.2 kodlu varyantın, bugüne kadar tespit edilmiş tüm varyantlardan daha hızlı yayıldığı belirtilirken, koronavirüsün ilk haline göre yaklaşık 42 kere mutasyona uğradığı aktarıldı.

    Covid-19, son dönemde uğradığı yeni mutasyonlar ile birlikte yayılımını artırırken özellikle ilk olarak Hindistan’da tespit edilen Delta varyantı dünyada baskın tür olmaya devam ediyor.

    Virüsün varyantları üzerine araştırmalar da son sürat devam ederken, Güney Afrika Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü, dünyada pek çok ülkede görülen yeni bir koronavirüs varyantı görüldüğünü bildirdi.

    C.1.2 kodu verilen varyantın Çin’den Portekiz’e kadar birçok ülkede tespit edildiği belirtilirken, ilk olarak Güney Afrika’da tespit edilen koronavirüs varyantının diğer mutasyonlardan ‘daha bulaşıcı’ olabileceği ve aşılardan kaçma’ potansiyeline sahip olabileceği vurgulandı.

    VİRÜSÜN İLK HALİNE GÖRE 41,8 MUTASYONA UĞRADI

    Araştırmayı gerçekleştiren Güney Afrika Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü, yeni tespit edilen varyantın, virüsün ilk haline göre daha bulaşıcı olduğu ve 41,8 kez mutasyona uğradığı aktarıldı.

    Nature dergisinde yayımlanan yeni varyantın ilk olarak Mayıs ayında Güney Afrika’daki bilim adamları tarafından tanımlandığı belirtilirken, varyantın İngiltere, Çin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mauritius, Yeni Zelanda, Portekiz ve İsviçre’de tespit edildiği vurgulandı.

  • Korkutan açıklama: Yeni mutasyon görülmeye başladı

    Korkutan açıklama: Yeni mutasyon görülmeye başladı

    İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, koronavirüs vakalarında İzmir ile Türkiye’deki farklı illerde henüz kesinliği tam sağlanamasa da tanımlanamayan yeni bir mutasyon görülmeye başladığını söyledi. Çamlı, İzmir’de tanımlanamayan grubun başlangıçta yüzde 20’lerdeyken son günlerde yüzde 40’lara kadar yükseldiğini kaydetti.

    Koronavirüsü tanımak için yapılan PCR testlerinin başlangıçta pozitif ya da negatiflik durumunu gösterdiğini belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, zamanla geliştirilen birtakım kitler sayesinde mutasyonlara da bakıldığına dikkat çekti.

    ”TANIMLANAMAYAN FARKLI BİR MUTASYONA RASTLADIK”

    Çamlı, İzmir’de yapılan testlerde Alfa, Beta, Gama ve Delta varyantlarının dışında tanımlanamayan farklı bir mutasyona rastladıklarını açıkladı.

    Çamlı, son dönemde yapılan testlerde özellikle Delta varyantı baskınken, bu 4 varyantın dışında bu mutasyonları göstermeyen farklı bir grubun giderek arttığını anlattı.

    ”YÜZDE 20’LERDEN YÜZDE 40’LARA KADAR YÜKSELDİ”

    İzmir’de tanımlanamayan grubun başlangıçta yüzde 20’lerde iken son günlerde yüzde 40’lara kadar yükseldiğini anlatan Çamlı, Rize’de ise bu oranın yüzde 50-60 seviyesinde olduğunu belirtti.

    “Bu yeni bir varyant mıdır yoksa testin kendi içindeki yetersizliğinden yalancı negatiflik durumu mudur bunu bilmiyoruz. Bu vakalara önce PCR testi yapılıyor ve pozitif çıkıyor” diyen Lütfi Çamlı sözlerine şöyle devam etti:

    ”Ancak detaylı klinik bilgileri konusunda bir verimiz yok. Bu bilgiler Sağlık Bakanlığı’nın kayıtlarında var. Yeni bir varyant olup olmadığı kesinleştirildikten sonra bu yönde araştırmaların yapılması lazım.”

    PCR’ın bir tarama testi olduğunu ifade eden Dr. Lütfi Çamlı, yeni varyant konusunda kesinliğin Ankara’da Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında yapılan genomik testler ile sağlanabileceğini vurguladı.

    Bu durumun farklı illerde de ortaya çıkmasıyla birlikte örneklemeler istendiğini söyleyen Çamlı, “Bizim talebimiz bu testler yapılmadıysa yapılmalı. Yapıldıysa da bunun sonuçları açıklanmalı. Sonuçlar kamuoyuyla paylaşılmalı ki yeni bir varyant mı yoksa testin kendi içindeki bir yalancı negatiflik durumu mu bunu öğrenelim. Eğer yeni bir varyant ise buna yönelik birtakım tedbirlerin alınması lazım. Kamuoyunun bilgilendirilmesi ve stratejik planlama yapılması lazım” diye konuştu.

    ”GENOMİK TESTLER İZMİR’DE DE YAPILSIN”

    Yeni varyantların genomik testler sayesinde tespit edilebildiğini dile getiren Lütfi Çamlı, Türkiye’ye özgü varyant olup olmadığının da bu yolla anlaşılabileceğini belirterek şunları söyledi:

    “Bu test sadece Ankara’da yapılabiliyorsa bu testi yapabilecek birçok ilde yetkin laboratuvar var. İzmir’deki Dokuz Eylül Üniversitesi ya da Ege Üniversiteleri’nin laboratuvarları bunu yapabilir. Yeter ki finansman desteği sağlansın. Çünkü çok ucuz testler değil. Bunu yaygın olarak yaptığınız zaman varyantları daha erken saptayıp buna yönelik de gerek toplum sağlığı açısından gerekse salgının kontrolü açısından çok daha etkin tedbirleri erken dönemde alabilme imkanımız olabilir. İzmir’de yapılan testlerde günlük olarak bin 200, bin 300 testin sonucu pozitif çıkıyor. Bunların önemli bir kısmında Delta varyantı var ama ikinci sırada bu açıklanamayan grup var.”

    ”AŞILANMA KONUSUNDA DAHA ISRARCI OLMALIYIZ”

    Sonbahar aylarının pandeminin şiddetlendiği dönemler olduğunu hatırlatan Çamlı, yazın bulaştırıcılığın nispeten düşerken kapalı mekanlara girilmesiyle virüsün yayılım hızının arttığını belirtti.

    Sonbaharda üst solunum yolu enfeksiyonlarında da artış gözleneceğini ifade eden Çamlı, “Birçok bilim insanı sonbaharda 4’üncü pikin ortaya çıkacağını düşünüyor. PCR testlerinin haftada iki kez yapılması hiçbir zaman aşının yerini tutmaz. Aşılanma konusunda daha ısrarcı olmalıyız. Eğer kapatılması gerekecekse okullar en son kapatılması gereken kurumlar olmalı. Salgındaki düzelmede ise ilk açılması gereken kurumlar olmalı” diye konuştu.

  • Hindistan’da bir mutasyon daha görüldü

    Hindistan’da bir mutasyon daha görüldü

    Hindistan’da sağlık yetkilileri, ülkede endişe verici yeni bir “Delta Plus” koronavirüs türünün her geçen gün daha da arttığını açıkladı. Ülkede şu ana dek 40 Delta Plus varyantı vakası görüldü. Federal sağlık sekreteri Rajesh Bhushan, Delta Plus’ın dünyada hızlıca yayılan Delta varyantına göre daha bulaşıcı olduğunu söyledi.

    Hindistan’da, koronavirüsün Delta varyantının (B.1.617) ardından ortaya çıkan Delta Plus varyantının vaka sayısı 40’a yükseldi.

    Ülkede Delta varyantından daha bulaşıcı ve tehlikeli olduğu ifade edilen Delta Plus adlı yeni mutasyon görüldüğü bildirilmişti.

    Hindistan hükümeti tarafından yapılan açıklamada, “Delta Plus varyantı Maharaştra, Kerala ve Madhya Pradesh’te görüldü. Şimdiye kadar 40 vaka tespit edildi. Önemli bir artış yok” denildi.

    Maharaştra, Kerala ve Madhya Pradesh’e yeni varyantının yayılmaması için kalabalıkların ve toplantıların yasaklanmasıyla beraber koronavirüse karşı alınan önlemlerin artırılması talimatı verildi.

    DAHA BULAŞICI VE TEHLİKELİ

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Hindistan varyantının baskın tür haline geldiğini ve daha bulaşıcı olduğunu açıklamıştı.

    Yeni belirlenen Delta Plus varyantının ise Delta varyantından daha bulaşıcı ve tehlikeli olduğunu düşünülüyor.

    ÜÇÜNCÜ SALGINI TETİKLEYEBİLİR

    Maharashtra’daki Hindistanlı sağlık uzmanlarına göre, Delta Plus ülkede üçüncü bir salgın dalgasını tetikleyebilecek.

    Hindistan’da açıklanan son verilere göre toplam koronavirüs vaka sayısı 30 milyon 28 bin 709’a ulaşırken koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 390 bin 691 oldu.

  • Dördüncü dalga endişesi! 7 soruda Delta varyantı

    Dördüncü dalga endişesi! 7 soruda Delta varyantı

    Uzmanlar tarafından açıklanan ve dünyada dördüncü dalga yaratabilecek Delta varyantı (Hindistan Mutasyonu) korkutuyor… Almanya, Fransa, Rusya, İspanya alarm verdi… Delta varyantının İngiltere’de vaka sayılarını yeniden yükselişe geçirmesiyle birlikte normalleşme adımları 1 ay süreyle ertelendi.

    Aşılamada belli aşamaya gelen ülkelerde varyantın baskın hale gelmesi, 80’den fazla ülkede görülmesi salgında ‘dördüncü dalga’ endişesine yol açarken, Türkiye’de durum ne? Sinovac ve BioNTech aşılarının bu varyanta karşı koruyuculuğu var mı? TÜSAD Başkanı, İzmir Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, 7 soruda Delta Varyantı ile ilgili merak edilenlere yanıt verdi.

    1) DELTA VARYANTI YENİ Mİ BULUNDU?

    Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş’ın sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, Delta varyantının yeni olmadığını, varyantlara Yunan harflerinin verildiğini belirtti. Kömürcüoğlu, “Biz Delta varyantını aslında Hindistan varyantı olarak biliyoruz ama 1 Haziran itibarıyla Dünya Sağlık Örgütü değişikliğe gitti ve varyant isimlerini Yunan alfabesinden harflerle değiştirdi. İngiliz varyantı Alpha, Güney Afrika varyantı Beta, Brezilya varyantı Gama, Hindistan varyantı ise Delta olarak anılıyor artık” dedi.

    2) DELTA VARYANTI DAHA MI BULAŞICI?

    Delta varyantının ‘çift mutasyonlu’ olduğunu vurgulayan Kömürcüoğlu, “Yani 2 mutasyonlu virüs birleşiyor (California mutasyonu üzerine spike proteinin yapısını değiştirmesi ile) üçüncü, süper bulaşıcı yeni bir mutasyon oluşuyor. Bu yeni mutasyonun antikordan kaçabilme özelliği var. Aşı etkinliğinin bu virüs için daha düşük olduğunu gösteren veriler geliyor. Bir araştırmaya göre Delta varyantı Alfa’ya kıyasla yüzde 60 oranında daha bulaşıcı” dedi.

    Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu’nun Delta varyantı ile ilgili sorulara verdiği yanıtlar şöyle;

    3) BELİRTİLERİ NELER? FARKLILIKLAR SÖZ KONUSU MU?

    “Mide, baş ve boğaz ağrısı, bulantı, ishal, kusma, yüksek ateş, burun akıntısı ile kendini gösteriyor. Gençlerde ağır bir soğuk algınlığı şeklinde ortaya çıkıyor. Koronavirüste görmeye alıştığımız tat ve koku almada kayıpların ise daha arkada kaldığı biliniyor”

    4) ÜLKEMİZDE UYGULANAN BİONTECH VE SİNOVAC AŞILARINDAN KAÇABİLİR Mİ?

    “Maalesef Sinovac ile ilgili elimizde çok veri yok. Singapur’dan gelen bazı verilere göre aşı Delta virüse karşı 25’te 1 etkili gibi. Pfizer-BioNTech aşısı en etkili olanı gibi… İlk dozdan sonra hastaneye yatmaya karşı yüzde 94, iki dozdan sonra hastaneye yatmaya karşı yüzde 96 etkili olan aşının, Delta varyantına karşı ise bir dozdan sonra yüzde 36, iki dozdan sonra yüzde 88 etkili olduğu tespit edildi. Türkiye’de sağlık çalışanları biliyorsunuz ocak ayında Sinovac ile aşılandı, 3. doz zamanı geldi. O nedenle tüm varyantlara karşı daha etkili olduğu gözlemlenen BioNTech ile bir ‘pekiştirme’ dozunun daha uygun olacağı söylenebilir”

    5) BU KOŞULLARDA TEK KURTARICI YİNE AŞI MI?

    “Doğru. Aşılar tek kurtarıcımız şu an için. Rusya alarm verdi; oluşan yeni vakaların yüzde 90’ının Delta varyantı olduğu bildirildi. Hem komşuyuz hem de yaz geldi malumunuz. Rusya’dan fazlaca turist gelecek. Bu da varyantın Türkiye’ye yayılabileceği anlamına geliyor. Buna karşı mutlaka önlem alınmalı. Aşılama şu an çok iyi gidiyor. Bu hızla devam edip, yüzde 70’leri geçersek, Avrupa’nın da korktuğu 4. dalgadan halkımızı korumakta başarılı oluruz”

    6) SALGINDA 4. DALGA MI?

    “Dünya genelinde korkulan bu maalesef. İngiltere normalleşmeyi 1 ay daha erteledi. Yasakları kaldırmıyor. Vakalarda son bir haftada yüzde 79’luk artış olduğu belirtiliyor. Fransa, İngiltere’den gelecek olanlara karantina uygulanması kararı aldı. Vaka sayılarında rekor bir artışın kaydedildiği Moskova’da an itibarıyla 9 bin 120 Covid-19 vakası görüldü. Delta varyantı nedeniyle vaka sayıları son haftalarda 3’e katlandı. Biz de sonbahar ile viral enfeksiyon dönemine gireceğiz. O zamana kadar aşılamaları tamamlayabilir, toplumsal bağışıklık oranlarını yakalayabilirsek en az hasarla bunu atlatabiliriz. Umuyorum, bu hızla gidersek, ülkemizde 4. piki görmeyiz ya da belki çok küçük bir artış ile bu zorlu süreci tamamlarız.”

    7) AŞIDAN SONRA KENDİMİZİ KORUMAK İÇİN EKSTRA YAPILABİLECEK BİR ŞEY VAR MI?

    “1,5 metre mesafe, el yıkama, maske takma ve havalandırma gibi kurallara aynen devam etmek gerekiyor. Unutmayın ki aşılı olsanız dahi virüs alabilir, hastalığı hafif semptomlarla geçirebilirsiniz. Az da olsa bulaştırıcı olma ihtimaliniz de var. Ayrıca aşı olmayan, yaygın genç nüfus var. Hele de bizde diğer ülkelerden de fazla. Kuralları hiçe saymak için çok erken. Yüzde 70 üzeri toplumsal bağışıklık olacak ki belki o zaman maske-mesafe-hijyeni bırakacağız… Henüz o aşamaya gelmedik! Yine erken bir şekilde gevşedik! Kendimizi ve yakınlarımızı korumak istiyorsak bunlara dikkat etmek şart! Yayılmanın durdurulması için varyantın olduğu bölgelere seyahat etmekten de kaçınılmalı”

  • İngiliz varyantı Fransa’da mutasyona uğradı

    İngiliz varyantı Fransa’da mutasyona uğradı

    Koronavirüsün daha bulaşıcı olduğu tespit edilen İngiliz varyantının Fransa’da yeniden mutasyona uğradığı açıklandı. Yaklaşık 50 kişide tespit edilen ve Bordeaux varyantı adı verilen yeni tür sonrası test sayıları artırılırken, bölgeye ek olarak 20 bin aşı sevk edildi. Varyantın tespit edildiği bölgede 18 yaşın üzerindeki herkesin aşılanmasının planlandığı bildirilirken bölgede kullanılan aşıların varyant üzerinde etkili olduğu belirtildi.

    Fransa’nın güneybatısındaki Bordeaux şehrinde koronavirüsün yeni bir varyantı tespit edildi.

    İngiliz varyantı olarak bilinen B.1.1.7’nin yeni bir mutasyonu olduğu açıklanan varyant ile ilgili yerel hükümetin sağlık danışmanı Profesör Patrick Dehail, yeni türe Bordeaux varyantı dendiğini söyledi.

    Yaklaşık 50 kişilik bir grupta tespit edilen varyant ile ilgili merkezi hükümet harekete geçerken bölgeye yaklaşık 20 bin ek koronavirüs aşısı sevk edildi.

    18 YAŞIN ÜZERİNDEKİ HERKESE AŞI SUNULACAK

    Ouest France’ın haberinde yeni aşı merkezlerinin de açıldığı Bordeaux şehrinde herhangi bir koşul gerektirmeden 18 yaşın üstündeki herkese aşı sunulacağı bildirilirken bölgesel sağlık otoritesinin (ARS) tıbbi danışmanı Profesör Patrick Dehail, “Gerekli ekstra dozları elde etmek için Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz” dedi.

    İngiliz Guardian gazetesinin haberinde ise yeni varyantın tespit edildiği kişilerin Bacalan bölgesindeki bir okuldaki öğrenciler ve ebeveynleri olduğu belirtildi.

    MEVCUT AŞILAR VARYANTA KARŞI ETKİLİ

    Profesör Dehail, Fransa’da kullanılan Pfizer-BioNTech, Moderna, AstraZeneca ve Janssen aşılarının şu an için bu varyanta karşı etkili göründüğünün altını çizdi.

    VOC 20I / 484Q olarak nitelenen Bordeaux’daki varyantının, ilk olarak İngiltere’nin Kent bölgesinde tespit edilen B.1.1.7’nin bir mutasyonu olduğu tespit edilirken bölgesel sağlık otoritesinin (ARS) tıbbi danışmanı Profesör Patrick Dehail, ‘bu vakaların daha şiddetli olacağına inanmak için hiçbir neden olmadığını” belirtirken Lyon’daki Ulusal Referans Merkezi’nin varyantın daha ayrıntılı bir analizinden sorumlu olduğunu da sözlerine ekledi.

  • Mutasyona karşı yerli ilaç

    Mutasyona karşı yerli ilaç

    TÜBİTAK desteğiyle Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nde 37 araştırmacı, mutasyonlu koronavirüse karşı yerli ilaç geliştirdi. Klinik çalışmalarının başarılı olması halinde yıl sonuna kadar ilacın kullanıma sunulması bekleniyor.

    Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), yeni tip koronavirüs (Covid-19) Türkiye Platformu çatısı altında yerli aşı ve ilaç üzerine çalışmalar devam ediyor.

    Bu kapsamda TÜBİTAK’ın desteğiyle Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nde çoğu kadınlardan oluşan 37 araştırmacının görev aldığı, Covid-19 hastalarının tedavisinde kullanılacak ilaç projesi yürütüldü.

    Çalışma sonucu geliştirilen ‘Ribavirin’ adlı ilacın laboratuvar çalışmaları başarıyla tamamlandı. Covid-19 hastalarının tedavisinde kullanılacak ilacın, mutasyonlu virüse karşı da etkili olduğu görüldü. 1-2 hafta içinde klinik aşamaya geçilecek olan ilacın ilk etapta Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ana merkez olmak üzere Koç Üniversitesi, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Şehir Hastanesi’nde gönüllü 50 hastaya uygulanması planlanıyor.

    ”LABORATUVAR ÇALIŞMALARI BAŞARILI”

    Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Mehmet Altay Ünal, yaptığı açıklamada, “Çalışmalarımızda laboratuvar şartlarında 5 tane var olan ilaç etken maddesinin Covid-19’a karşı etkinliğini tespit ettik. Bunlardan birisinin Faz çalışmaları ülkemizde 4 merkezde başlamak üzere. Bu molekül yaklaşık 50 hasta üzerinde başlanacak. Klinik çalışmada işe yaradığı, Covid-19’a karşı etkili olduğu ortaya çıkarsa Sağlık Bakanlığı’mızın ve gerekli mercilerin uygun görmesi halinde Covid-19 hastalarında kullanılmaya başlanacak. ‘Ribavirin’ adlı molekül özellikle ucuz olması, Türkiye’de yerli ve milli olanaklarla sentezlenir olabilmesi ve yine yerli ve milli olanaklarla milli ilaç endüstrimiz tarafından istediğimiz kadar üretilebilmesi açısından ilginç ve bu nedenle de bizim çalışmamızın ana eksenine oturmuş bir molekül. Laboratuvar şartlarında yaptığımız çalışmalarda da Covid-19’a karşı güzel etki gösterdiğini gayet etkin olduğunu gördük. Klinik çalışmaların başlamasını bekliyoruz. Eğer klinik çalışmaları başarılı olursa Sağlık Bakanlığı’nın izin vermesi durumunda yıl sonuna kadar ilaç üretilmiş ve hastaların kullanımına sunulmuş olacak” dedi.

    ”MUTASYONA RAĞMEN ETKİN”

    Projede yer alan Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Ceylan Verda Bitirim ise çalışmalara geçen yılın nisan sonunda başladıklarını belirterek, “Öncelikle bilgisayar analizleri sonucunda 200 kadar molekül tarandı. Bunların sonucunda bize umut veren yaklaşık 20-30 adet molekül geldi. Biz de laboratuvar çalışmalarımızda hipotez kurduk algoritma üzerinde ilerledik. Biz hipotezimizi ilaç etken moleküllerinin virüsün hücre içine giriş mekanizmaları üzerine kurduk. Sonuçlarımızı bu açıdan değerlendirdik. Bu da bize çok büyük bir avantaj sağlıyor. Özellikle son zamanlarda ortaya çıkan farklı mutasyonlarda da bizi etkileyen bir durum olmadı. Hipotezimiz bizim virüsün hücre içine giriş mekanizmasıydı ancak farklı laboratuvarlarda yapılan diğer çalışmalar bu mutasyonların bizim birincilikli olarak düşündüğümüz mekanizma üzerinde etkili olmadığını gösterdi. Bu sebeple biz de ilacımızın bu mekanizma üzerinde etkili olduğunu, mutasyona rağmen etkinliğini koruyacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

  • Uzmanlardan uyarı: Aşılar mutasyonlara karşı etkisiz kalabilir

    Uzmanlardan uyarı: Aşılar mutasyonlara karşı etkisiz kalabilir

    İngiltere’de Londra King’s Koleji’nde görevli Dr. Tony Lockett, koronavirüsün (Covid-19) yayılmasını engellemek için mümkün olduğunca herkesin aşı olması gerektiğinin altını çizerek, enfeksiyonların artışının yeni mutasyonları ortaya çıkarma riski olduğunu ve bu mutasyonların geliştirilen birçok aşıyı saf dışı bırakabileceğini söyledi.

    İngiltere’de Londra King’s Koleji’nde görevli Dr. Tony Lockett, koronavirüse bağlı enfeksiyonların artması durumunda yeni mutasyonların ortaya çıkmasının büyük bir olasılık olduğunu açıkladı. Lockett, mümkün olduğunca herkesin aşı olması gerektiğini vurgulayarak, yeni ortaya çıkabilecek mutasyonların çok daha güçlü olabileceğini, genç kişilerde can kayıplarına ve hastalığı daha ağır geçirmelerine neden olabileceğini söyledi. Oluşan tehdide ve riske dikkat çeken Lockett, bu olasılığı “Çok çok çok korkunç” olarak nitelendirdi.

    “BULAŞMA, MUTASYON OLASILIĞINI ARTIRMAKTADIR”

    Lockett, yerel medyaya yaptığı açıklamada, “Kontrolsüz enfeksiyonlar, virüsün daha aktif bir şekilde çoğalmasına yol açar ve dolayısıyla mutasyon daha olasıdır. Bu kapsamda en iyi mücadele, mümkün olduğunca herkesin aşılanmasıdır. Bununla birlikte virüsün yayılma hızı, karantina ve tedbirlerle birlikte düşürülebilir” dedi.

    “GÜNEY AFRİKA MUTASYONU TAKİP EDİLMELİ”

    Öte yandan Harvard Profesörü Dr. William Hannage, Lockett’in sözlerini destekleyerek yayılmanın mutasyon olasılıklarını artırdığını belirtti. Özellikle Güney Afrika varyantı olarak bilinen ‘E484K’ mutasyonunun takip edilmesi ve bu mutasyona dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Hannage, “Şu anda, virüsün önceki enfeksiyondan bağışıklığı atlattığı düşünülen ve çeşitli varyantlarda bulunan spike proteinindeki bir mutasyon olan E484K ile ilgili çok fazla endişe var. Aşıların en azından ağır hastalığa karşı koruma sağladığı görülse de bu mutasyon dikkat edilmesi gereken bir şey” dedi. Hannage, zamanla ortaya çıkabilecek yeni mutasyonların, halihazırda geliştirilen birçok aşıyı saf dışı bırakabileceği ve etkinliklerini azaltabileceği konusunda uyarıda bulundu.

  • BioNTech aşısının koruma oranı mutasyona karşı azaldı

    BioNTech aşısının koruma oranı mutasyona karşı azaldı

    Pfizer/BioNTech tarafından yapılan açıklamada, Güney Afrika mutasyonunun aşının antikor korumasını üçte iki oranında azalttığı ve aşının mutasyona karşı etkili olup olmayacağının net olmadığı belirtildi.

    BioNTech/Pfizer ile ABD’deki Teksas Üniversitesi ortaklığında bilim insanları laboratuvar ortamında Güney Afrika’dan ortaya çıkan mutasyonu taşıyan koronavirüsü üretmeyi başardı.

    Araştırmanın sonuçları New England Journal of Medicine’de yayınlandı. Araştırma sonucunda bilim insanlarının laboratuvar ortamında üretilen G.Afrika mutasyonuna karşı üretilen virüsün aşı olan kişilerin kan örneklerinde test ettiği belirtildi.

    ANTİKOR ORANINI ÜÇTE İKİYE KADAR DÜŞÜYOR

    Bilim insanları, G.Afrika mutasyonuna karşı üretilen virüsün ABD’de mutasyonlu virüsün yaygın olarak görülen türüyle kıyaslandığında antikor oranının üçte ikiye kadar düştüğünün fark edildiği belirtildi. Şu ana kadar virüse karşı ne ölçüde antikorun koruma sağladığı konusunda bir sınır tespit edilmemesi nedeniyle antikor düzeyinde üçte ikilik azalmanın bu varyant karşısında aşıyı etkisiz hale getirip-getirmeyeceği ise bilinmiyor. Araştırmaya ilişkin açıklamalarda bulunan Teksas Üniversitesi uzmanlarından Pei-Yong Shi, BionTech/ Pfizer aşısının varyanta karşı koruma sağlamasının da mümkün olduğunu kaydetti.Pei-Yong Shi, açıklamasını şu sözlerle sürdü: Minimum etkisiz hale getirme sınırını bilmiyoruz. Aşının oluşturduğu bağışıklık yanıtının koruma sağlamak için gereken düzeyin çok üzerinde olduğunu söyleyebilirim” ifadelerine yer verdi.

    GÜNEY AFRİKA’DA VARYANTI 31 ÜLKEDE SAPTANMIŞTI

    Birçok ülkede “seyahatle ilişkili vakalar” şeklinde görülen Güney Afrika varyantı, şu ana kadar 31 ülkede saptanmıştı. Bunların bazılarında başta İngiltere, Fransa ve İsrail olmak üzere seyahat öyküsü olmayan vaka kümelenmelerine neden olduğu belirlenmişti.

  • Covid-19 5 bin mutasyon geçirdi

    Covid-19 5 bin mutasyon geçirdi

    Kocaeli Üniversitesi Covid-19 Laboratuvarları Sorumlusu Prof. Dr. Aynur Karadenizli, SARS CoV2 olarak bilinen koronavirüsün şu ana kadar yaklaşık 5 bin mutasyon geçirdiğine dikkat çekerek, büyük pandemilerde ilerleyen zamanlarda iyi yönde mutasyonlar ortaya çıktığını, ancak Covid-19 virüsünün henüz bu aşamaya ulaşmadığını belirtti.

    Tüm dünyayı 1 yılı aşkın süredir etkisi altına alan koronavirüs, son dönemlerde mutasyona uğrayarak bulaşıcılığını artırdı. Özellikle İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’da ortaya çıkan mutasyona uğramış koronavirüs vakalarında bulaşıcılık yüzde 70 oranında yükseldi. Türkiye’ye de görülen mutant virüsler hakkında değerlendirme yapan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kocaeli Üniversitesi Covid-19 Laboratuvarları Sorumlusu Prof. Dr. Aynur Karadenizli, mutasyon yaşanmasının tüm virüslerin doğasında olan normal bir durum olduğunu söyledi. SARS CoV2 olarak bilinen koronavirüsün şu ana kadar yaklaşık 5 bin mutasyon geçirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karadenizli, büyük pandemilerde ilerleyen zamanlarda iyi yönde mutasyonlar ortaya çıktığını, ancak Covid-19 virüsünün henüz bu aşamaya ulaşmadığını belirtti.

    ‘COVİD-19 ETKENİ, ŞİMDİYE KADAR YAKLAŞIK 5 BİN MUTASYON GEÇİRMİŞTİR’

    Virüste yaşanan mutasyonların hastaneye başvuran kişi sayısını yükselterek sağlık sisteminin yükünü artıracağını belirten Prof. Dr. Karadenizli, “Geçen mart ayından itibaren pandemi ülkemizin de sorunu haline geldi. Tüm dünyada büyük bir sorun ve halen yaşıyoruz bunu. Son 3-4 aydır mutasyonlar ön plana çıktı. Çünkü virüsler devamlı mutasyon geçirirler. SARS CoV2, yani Covid-19 etkeni, şimdiye kadar yaklaşık 5 bin mutasyon geçirmiştir. Ama bunlar hastalar üzerindeki etkisi çok fazla olmayan mutasyonlardı. Son eylül ayında saptanan mutasyonun etkisini özellikle İngiltere’de gördük. İngiltere’deki mutant virüs, normal virüse göre yüzde 70 oranında daha fazla bulaşıcı. Daha bulaşıcı olmasına rağmen, virülans, yani hastalık yapıcı etkisi çok yüksek değil. Bulaşıcı olmasının sonucunda, enfekte olan hasta sayısının çok artması, sağlık kurumlarının hastalarla dolması ve çok sayıda hasta olursa, tabii ki bunların içerisinde belli bir yüzdede ağır hasta olması ve yoğun bakımların dolması bizim en çok çekindiğimiz nokta. Bu mutant virüsler sağlık sisteminin aşırı yüklenmesine ve aşırı yorgunluğa neden oluyor. Zaten sağlık çalışanları yaklaşık 1 yıldır büyük bir yorgunluk içerisinde çalışıyor. Bu büyük bir sorun” dedi.

    ‘BÜYÜK PANDEMİLERDE, İLERLEYEN ZAMANLARDA İYİ YÖNDE DEĞİŞİMLER OLUR’

    Mutasyonların virüslerin yapısında doğal olaylar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karadenizli, şöyle devam etti:

    “Mutasyonlar aslında virüslerin genel yapısında olan bir eylemdir. Devamlı mutasyon gerçekleşir. Şöyle düşünelim, bir fabrikada bir iş yapılıyor ve bu sırada küçük küçük değişiklikler gerçekleşiyor. Aynı şekilde, virüsler de hücre içerisinde çoğalırken birçok noktada hatalar oluşuyor. Bunlar bazen iyi yönde oluyor. Aslında büyük pandemilerde, ilerleyen zamanlarda iyi yönde değişimler olur ve sonrasında virüs hastalık yapıcı etkisi çok düşük bir hale gelir. İnsanlık da bu etkenden kurtulur. Ama biz henüz bu evrelere gelemedik. İyi anlamda mutasyonlar az da olsa var. Fakat şu an baskın olan mutasyon çok iyi bir mutasyon değil. Mutant suş diyoruz biz bunlara. İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya olmak üzere şu an 3 mutasyon var. Yarın başka bir mutasyon da çıkabilir. Umarız, iyi yönde mutasyonlarla karşılaşırız ve hastalığın yayılım hızı da düşer. Bu mutasyonlarla maalesef, bu virüse ait hücreye giriş mekanizmasında daha da kolaylaşma gerçekleşti. Bu da bulaşıcılığı çok artıran bir özellik. Bazı mutasyonlar, özellikle Güney Afrika’daki mutasyon, İngiltere’dekinden biraz daha farklı özellikler taşıyor. Bunda da bulaşıcılık yüksek. Bazı aşılama çalışmalarında, ‘Oluşan antikorlara karşı direnç olabilir mi?’ sorusu gündeme geldi. Bu, büyük bir korku yarattı. Bu noktada RNA aşılarıyla ilgili yapılan çalışmalarda, etkinlikte büyük bir azalma olmadığını biliyoruz. Bu aşıların kullanımıyla ilgili şimdilik bir sorunumuz yok. Biz ülkemizde yaygın olarak Çin aşısı kullanıyoruz. Çin aşısıyla ilgili ise henüz yapılmış geniş bir çalışma yok.”

    ‘ÖNCE PCR TESTİ YAPIYORUZ, SONRA MUTANT ANALİZİNE GEÇİYORUZ’

    Bir kişide mutasyona uğramış virüs saptandığında yakın çevresi ve temaslılarının karantinaya alınmasının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Aynur Karadenizli, “Mutant bir virüs saptadığımızda, o mutant virüse sahip olan kişinin yakın çevresi ve temaslılarının mutlaka izole edilmesi lazım. Onun için mutasyonun saptanmasına çok önem veriyoruz. Bu mutant virüslerde pozitif bulduğumuz olgularla ilgili filyasyon çalışması yapılması gerekiyor. Bunun için biz laboratuvarımızda pozitif bulduğumuzda il sağlık müdürlüğüne haber veriyoruz ve bu şekilde filyasyon çalışmaları başlatılmış oluyor. Sokaktaki vatandaş, ‘Bende mutant virüs var mı, yok mu?’ diye hastaneye başvuramaz. Öncelikle bir şikayeti olması gerekiyor. Covid-19 ile ilgili halsizlik, öksürük, ateş gibi klasik bulgulardan varsa öncelikle PCR testi ile bu kişide virüs olup olmadığına bakıyoruz. Ondan sonra mutasyon analizine geçiyoruz” diye konuştu.