Etiket: Naci Görür

  • Naci Görür’den önemli konuşma

    Naci Görür’den önemli konuşma

    Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Erdem Canbay ve Dr. Yüksek Mühendis Mimar Doğan Hasol’un katılımıyla ‘Depreme Dirençli Bir Antalya’ paneli gerçekleştirildi.

    ‘Depreme Dirençli Bir Antalya’ panelinin açılışında konuşan Başkan Ali Bahar, “11 ili etkileyen depreme, bugüne kadar yaşamadığımız ölçekte bir acıyı hep birlikte yaşadık ve en kötü yanı ne yapacağımızı da bilmiyorduk. Eşi benzeri olmamış bir olayla karşılaştık. Çok büyük reflekse yardıma koştuk. Tek yürek olduk. Hızlı bir atağa geçerek yardıma koştuk” diye konuştu. Depreme dirençli şehirleri hayata geçirmek ve acıların tekrar yaşanmasını engellemek için çalışacaklarını dile getiren Başkan Bahar, “Depremden sonra gösterdiğimiz bir refleksle deprem master planı çalışıyoruz. Trafik sorunu oluyor trafik master planı çalışıyoruz. Bu afili laflardan bir tanesi de master lafı. Ben master lafını duyunca o işin olmayacağını anlıyorum. Şehirleri depreme dirençli hale getirmeliyiz. Bu panel ile Antalya özelinde de deprem konusunda durumumuzu da görmüş bulunacağız” şeklinde konuştu.

    ‘Depreme Dirençli Bir Antalya’ panelinin ilk konuşmacısı olan Prof. Dr. Naci Görür, Antalya’nın deprem konusunda aktif bir fay hattına sahip olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Görür, “Kent sınırları içerisinde böyle bir sorun yok ama kenti çevreleyen alanlarda 6 ve üzeri depremler üretecek bir bölgenin içinde. Dolayısıyla komşularda olabilecek büyük bir deprem, Antalya’ya da hasar verebilir. Onun için sayın belediye başkanı ve başkanlarının bu kentin mekânını kullanma, kentin gelişmesini sağlama, nerelerde yapılaşma yapacağız nerelerde yapmayacağız, önümüzdeki yüzyıllarda Antalya’nın nasıl gelişeceğinin hesabını bugünden yapmaları lazım. Kenti planlarken ve kent nereye ne kadar yaklaşabilir, mimari tasarım ve yapı stoku hangi özelliklerde olmalıdır bunu şimdiden bilmelisiniz. Aksi şeylere müsaade etmemelisiniz” ifadelerini kullandı.

    “Büyük bir depremde tsunamiye maruz kalabilir”

    Antalya’da bazı yerlerin heyelana müsait olduğunu belirten Naci Görür, olabilecek büyük bir depremde ise kentin tsunami tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğine işaret etti. Prof. Dr. Görür şunları söyledi:

    “Antalya’da tsunami riski olabilir. Özellikle güneydeki Helen-Kıbrıs yayında dalma batma zonları, en büyük dünyada tsunami üreten deprem zonlarıdır. Dolayısıyla büyük bir depremde Antalya tsunamiye her an maruz kalabilir. Deniz seviyesinden yüksekteyseniz tsunami zaten gelmez ama tsunami dalgalarını 10 metreyi bulduğunu düşünün. O zaman 10 metre deniz seviyesi aşağısında olan her yeri tsunami dalgaları kapatır ve bitirir. O nedenle Antalya’da depremler önlemleri alırken tsunami tabelaları koyarak, nerelerde etkili olabileceğini belirtmek şart.”

  • Prof. Dr. Naci Görür çağrıda bulundu

    Prof. Dr. Naci Görür çağrıda bulundu

    Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından son günlerde Kahramanmaraş ve Adana’da meydana gelen depremlere ilişkin dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.

    “PAZARCIK’TA GÖRMÜŞTÜK”

    Görür yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

    “Çok sayıda takipcim, son günlerde Göksun, Hacikodal, Kazandere, Topallar, vb bulunduğu bölgedeki depremler hakkında ısrarla sorular soruyorlar. Bu bölgede daha 24 saat geçmeden 4’ler mertebesinde 3 deprem oldu. Depremler Savrun Fayı ile ilgili. Tahminime göre, Adana Havzasına doğru deprem bu bölgeden itibaren ilerleyecek. Benzer bir gelişimi Gaziantep/ Pazarcık’ta da görmüştük. Özellikle yöneticilerimiz Savrun güzergahında dikkatli olmalıdır. Sevgiyle”

     

     

  • Prof. Dr. Naci Görür riskli bölgeyi işaretledi!

    Prof. Dr. Naci Görür riskli bölgeyi işaretledi!

    Kahramanmaraş ve Hatay’daki yıkıcı depremler Türkiye’yi bir kez daha afet gerçeği ile karşı karşıya getirdi. Can kaybının 45 binin üzerinde olduğu yıkıcı depremlerde yüz binin üzerinde ise yaralı var.

    Prof. Dr. Naci Görür katıldığı programda çarpıcı açıklamalarda bulunurken Marmara Denizi ve Erzincan, Tunceli bölgesine dikkat çekerek uyarılar yaptı.

    Görür’ün açıklamaları şöyle; Bilimin girmediği şey yanlıştır. Bilimsel olmalıdır. Deprem bölgelerinde bir kenti inşa etmek o kentin gelişimini, mekan kullanımını, nereye, nasıl gerektiğiyle yöneticilerin karar verebilmesi için önce o bölgede mikro bölgeleme dediğimiz araştırmanın yapılması lazım.

    Türkiye’de iki yer… Biri İstanbul yaptı, büyük ölçüde bitirdi. Diğeri ise İzmir’de yapılıyor. Bunun dışında hiçbir yerde mikro bölgeleme çalışması yok. Hiçbir ilimiz kent büyümesini bu mikro bölgeleme esasına göre yapmıyor. Mikro bölgeleme dediğimiz deprem kuşaklarının jeolojik, sismolojik ve deprem karakteristiklerini belirleyip kenti ona göre yönetmesi anlamına geliyor.

    ” Bu gerçek bir beka sorunudur”
    Hatalı kentler inşa etmenin en güzel örneği bizim bu deprem bölgeleri. Bunu bütün dünya ders kitabı gibi okuyabilir. Bunların hiçbiri kader değil. Bunları herbiri burada bu inşayı, bu yapıyı yaparsanız günün birinde deprem sizivurabilir. Bunu her yer bilimci burayı gezenler bunu her an söyleyebilirlerdi. Umarım 6 Şubat gerçek bir milat olur. Bu gerçek bir beka sorunudur. Bu milattır. Eğer olmazsa samimi söylüyorum Türkiye Cumhuriyeti özgür ve bağımsız olarak geleceği olmayan bir devlet durumuna düşer. Eğer durduramazsan bitersin, özgürlüğünü de bağımsızlığına da kaybedersin.

    Ulusal risk kalkanı

    Evvelsi gün gece 00.20’de dün de öğleden sonra Cumhurbaşkanlığı Özel Kalemi’nden arandık. Davet edildiğimiz söylenildi. Bizim icap edip etmeyeceğimiz soruldu. Biz devlet başkanımızdan milletimizin can güvenliğini ilgilendiren bir konuda eğer karınca kararınca yapacağımız en ufak katkı varsa emre amade olduğumuzu depremin siyaset üstü bir konu olduğunu, parti üstü bir konu olduğunu ifade ederek zevkle, halkımız için yapabileceğimiz, önerebileceğimiz bir şey varsa koşa koşa geleceğimiz arz ettik.

    “7.4 büyüklüğünde deprem olabilir”

    Çorum tam Kuzey Anadolu fay hattının üzerinde. Bu kuşağın tamamı Türkiye’nin tamamı hatta dünyanın en aktif büyük depremler oluşturabilen kuşağı içerisinde. Bu kuşak aşağı yukarı Bingöl-Karlıova’dan çok büyük ölçüde Marmara Denizi’ne kadar enerjisini tüketti. Büyük deprem üretme enerjisini boşalttı. Şimdi Marmara’yı bekliyoruz. Bir de Erzincan ile Karlıova arasındaki bu kesimi bekliyoruz. Burada Pülümür’ün olduğu yer aşağı yukarı 7.4 büyüklüğünde belki deprem olabilir. Yedisu fayı üzerinde Bunu zaten hep söylüyoruz. Tunceli-Pülümür 7.4 büyüklüğünde deprem olabilir. Burada en son deprem 1794’te. Dolayısıyla epey zaman geçti. Erzincan depremi buraya muhtemelen enerji de transfer etmiş olabilir. Bu Doğu Anadolu fayındaki hareketler de belli ölçüde burayı biraz etkilemiş olabilir. Endişe ettiğimiz yerlerden biri bu.

    ‘Hocam nerede deprem bekliyorsunuz?’ diye bana sorduğunuz zaman ben parmağınızı kapatır ‘Kahramanmaraş’ filan derdik. Şimdi orası geçti. Daha büyük deprem üretme potansiyeli yok. Demek istediğim yıllarca Kahramanmaraş’ı listeye koyuyorduk. Şimdi listeden çıkarttık.

    Bunu da söylüyorduk; Yedisu fayı. Marmara diyorduk, Yedisu diyorduk, Maraş diyorduk… İşte bir de Batı Anadolu’da İzmir çevresinde de ‘Dikkatli olmak gerekir’ diyorduk.

    Gezegen hareketleri depremi tetikliyor mu?

    Bu harita çok büyük ölçüde doğru. Bu harita Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından uzun yıllar yapılmış. Yani Türk yer bilimcilerinin, yabancı yer bilimcilerinin de yerel araştırmaları sonucu ortaya çıkmış harita. Dolayısıyla çok büyük ölçüde doğru. Ama kimi yerlerde görülmeyen çizilmemiş faylar olabilir. AFAD’ın ortaya koyduğu ivme değerleri, risk durumu da doğru. Bundan bir kuşkumuz yok. Ama zaman geçtikçe daha da iyi olabilir.

    Bu hava tahmini yapan, falcılık yapan ‘Oradan deprem olacak, burada deprem olacak’ gibi nedense bu konuyla bir magazinel merak var. Kimi insanlar kendini bilen bilmez bilim dünyasında olmayan, bilimsel yöntemi olmayan insanlar çıkıyor. Küçüksemek istemiyorum, kırmak da istemiyorum. Deprem tahmininde bulunuyor. ‘Ben dedim çıkmıştı…’ Kimsin sen? Niçin böyle yapıyorsun? Bu insanların can güvenliğini tehdit eden bir konuda insan biraz edepli, sorumlu olur. İnsanlarımız var korku içinde. Neden böyle yapıyorsunuz? Bilim bu kadar basit mi? Bilimi bu kadar oyuncak haline mi getirdiniz? Onun için ben bunları ciddiye alınmasını doğru bulmuyorum.

    Eskişehir, Ankara

    Türkiye’nin orta kesimleri Ankara da dahil göreceli olarak biraz daha sakin diyebiliriz. Depremin fayı uzunluğuna bağlı değişmekte ama diyelim ki Eskişehir yöresinde 7’ye varabilecek depremler olabilir. Bu Marmara Bölgesi’ne kadar uzanan faylarla ilintili. Ankara’da başlı başına bir fay yok ama Çorum, Kırıkkale Kuzey Anadolu fayından ayrılan sistemler var. Burada olan depremlerin Ankara hisseder. Ama Ankara’nın bizzat kendine has büyük bir fay sistemi yok.

    İzmir ve çevresi

    Bu bölge sürekli gerilim altında. İzmir Yarımadası da çok sayıda aktif faylarla gerilmiş. Bu faylar genellikle kuzeyli yönlü ama Doğu, Batı yönler de var. Özellikle İzmir fayı Gediz grabeninin güney fayı İzmir’e kadar uzanıyor. Burada büyükçe bir deprem olasılığı var. Zaman bilmiyoruz ama İzmir daha fazla etkilenebilir. İzmir’in şansızlığı çevresinde Helen-Kıbrıs yayı var. Çok sık deprem üretiyor, değişik boyutlarda. Aslında büyük boyutta da üretebilir, denizin içinde Akdeniz’de.

    İzmir depremlerden etkileniyor. Batı Anadolu Helen-Kıbrıs yayında büyük ölçüde etkileniyor. Kuzey-Güney geriliyor. O gerilmelerden etkileniyor. Dolayısıyla bu graben fayları aktif hale geçebiliyor. İzmir’in kendisi faylarla kesilmiş. Dolayısıyla İzmir’i etkileyecek faylar çok fazla. Tarihi dönemlerde de şimdi de öyle.

    İstanbul, Marmara Denizli

    Burada beklediğimiz deprem en son 1766. 250 senede bir büyük deprem üretiyor İstanbul’da. Evet periyodu bu. 1766 senesinde durup sorsaydık; ‘Deprem bir daha olacak mı?’ 250 sene sonra…’ Kalemi silgiyi, kapatıyor. ‘Oh rahatız. Tamam. 250 ne demek.’ Böyle mi bakmak lazım? Belki vatandaş bakabilir. O da bakmamalı. 250 sene sonra benim torunlarımın çocukları ölecek. Şimdiden yap. Biz onu anlatmakta zorluk çekiyoruz. Umursamıyorlar.

    Bizim deprem yokken depremin geleceğine biraz zaman varken hazırlık yapalım ki, bu 3-5 günde olmaz. Biz 99 depremlerini ‘İstanbul’a hazırlanın’ dediğimiz zaman 23-24 sene geçti. Biz eğer o zamanlar işi ciddiye alsaydık şimdi İstanbul’da depremi hiç böyle telaşla beklemezdik.

    ‘ Kıyıdan 10 km içeriye doğru gittiği yerlerde depremin şiddeti 9 olacak’

    Marmara Bölgesi’nde deprem Marmara Denizi’nin içinde olacak. Yani Kuzey Anadolu fayının Marmara’nın iç kısmında olacak. Biz artık fay tartışmasını bırakalım. Bir gerçeklik var. Burada deprem olacak. 99’da deprem var, Şarköy’de 1912’de var. İkisinin arasındaki bölümde 1766’dan beri deprem yok. Burası sismik bir boşluk. Bu boşluk dolacak ve Marmara depremini oluşturacak. Bunu kabul edelim, halk bunu bilsin.

    Böyle bir deprem olduğu zaman Asya yakası göreceli olarak, Avrupa yakasına nazaran daha az etkilenecek. Burada jeolojik formasyonlar zemin itibarıyla daha güçlü. Anadolu yakası zemin olarak daha güçlü, Avrupa yakası daha zayıf. Dolayısıyla burada hasar göreceli olarak burada daha fazla. Kıyıya yakın, kıyıdan 10 kilometre içeriye doğru gittiği yerlerde çoğunlukla depremin şiddeti 9 olacak. Kuzeye doğru çıkınca bu düşecek. Ve 8, 7 vs. düşecek.

    Aynı şekilde Anadolu yakasında da kıyıya paralel kesimlerde 9 şiddeti ve kuzeye doğru azalacak. Kimi yerlerde 10 şiddeti bile görülecek. Bu ciddi bir deprem şiddetidir.

    Yapılacak şey…

    Bu durumda yapılacak şey şu; İstanbul’u bir an önce depreme hazırlamak. İstanbul’da depreme hazırlık adına yani hiçbirşey yapılmadı demek yanlış. Çok şey yapıldı. Faydalı işler de yapıldı. Özellikle bir takım yollar, viyadükler, köprüler güçlendirildi bu hükümet zamanında. İstanbul Valiliği, uluslararası proje almak kaydıyla hastaneleri, okulları, devlet dairelerini büyük ölçüde güçlendirdi.

    İGDAŞ büyük ölçüde kendi sistemi için çalışmalar yaptı. İSKİ güçlendirebilecek eksikliklerini büyük ölçüde tamamladı. İBB yeni bir strateji oluşturdu. İstanbul’u depreme hazırlama, seferberlik planını ortaya koydu.

  • Naci Görür’den İzmir’e deprem uyarısı

    Naci Görür’den İzmir’e deprem uyarısı

    Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) İzmir için yol haritası belirlemek amacıyla bir araya geldi. Bu amaçla İZTO, EBSO ve İTB, ‘deprem’ gündemiyle ortak meclis toplantısı gerçekleştirdi.

    Meclis toplantısına konuk olan Prof. Dr. Naci Görür, burada bir konuşma yaptı. Görür, Türkiye’de halk ve yönetimlerin depremi konuşmak istemediğini, “duymayalım, huzurumuz kaçmasın” diye düşündüğünü savundu.

    Bilim gücüyle yönetilen toplumlarda deprem gelmeden önce gerekenlerin yapıldığını dile getiren Görür, Elazığ’da 2020 yılında meydana gelen depremden önce bölgede yaşayanları ve yöneticileri uyardığını kaydetti.

    Görür, şöyle devam etti:

    “İstanbul’da depremi söylememize rağmen İstanbul depreme hazır mı, hayır. Hiçbir şey yapılmadı demek haksızlık olur ama yeteri kadar yapılmadı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bu hükümet bu stratejik düşünceyi değiştirmeye kalktı, dedi ki ‘deprem olduktan sonra değil olmadan önce zarar azaltma sistemine geçmemiz lazım’. Ben çok umutlandım. Sizin ekonomik sorunlarınızdan daha mı az önemli, neden depremi gündeme almıyorsunuz. Terörden, sanayiden, iklimden, işsizlikten daha mı az önemli. Depremden daha önemli ne var bu ülkede eğitim mi, hukuk mu? En temel sorun deprem. Her sabah güneşin doğacağı gibi bir gerçek.”

    “İSTANBUL’DA OLACAK BİR DEPREM EKONOMİYE DE ZARAR VERİR”

    Görür, İstanbul’da olacak bir depremin ekonominin çarklarına büyük zarar vereceğini, iş dünyasının da bu depreme hazır olmasının önemli olduğunu kaydetti.

    “DEPREME DİRENÇLİ KENTLER YAPILMALI”

    Naci Görür, depremi durduracak güç olmadığına göre yapılması gerekenin bilim ve teknolojinin gücüyle depremin vereceği zararı azaltmak olduğunu vurguladı. Bu yaklaşıma “risk analizi” dediklerini aktaran Görür, “Yapmamız gereken depremde ölmemek, zararı minimize etmek için deprem dirençli kentler yapmak.” dedi.

    “ENKAZLAR ÇEVREYE ZARAR VERMEDEN BERTARAF EDİLMELİ”

    Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle milyonlarca ton deprem molozu oluştuğunu, bunların bertarafının çevreye zarar vermeden yapılmasının önemine işaret eden Görür, bu atıkların geri dönüşümüyle gelir elde edilebileceğini de kaydetti.

    Türkiye’de deprem beklenen bölgelere ilişkin öngörülerini paylaşan Prof. Dr. Görür, Hakkari ile Erzincan Bingöl Karlıova’nın yanı sıra İzmir ve Antalya- Muğla arasındaki sahil şeridinden endişe ettiklerini aktardı.

    ‘İZMİR GERÇEK ANLAMDA BİR DEPREM KENTİ’

    Prof. Dr. Görür, “İzmir’de de endişemiz var. Canlı faylar var. Günün birinde harekete geçip deprem olabilir. Çevredeki deprem olmuş faylardan tetiklenebilir. Tahmin ediyorum bu faylar İzmir depreminde yüklendi. Çevredeki depremlerden stres geldiğinde yükleniyor. İzmir, bu kadar canlı fayla bölünmüş ise bu yarımadan buradan çekilmek lazım. Fay tartışmasını bırakalım. İzmir gerçek anlamında bir deprem kenti. Çok az kentimizde bu kadar yoğun aktif fay sistemi var. Bunlar bugün olmazsa yarın deprem yaratacaktır. Şu anda depremlerde sonra, Sisam depremi sonrasında 80 kilometre mesafede 117 kişi öldü. Yapı stokunu depreme dirençli yapmak lazım. Bunu yapmadan önce İzmir Büyükşehir Belediyesi şu anda bana göre çok doğru akıllı bir iş yaptı. Mikro belgeleme çalışması yapıyor. ODTÜ’lü ekiple bu çalışmaları yürütüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Hasan Sözbilir gibi çok değerli yer bilimci arkadaşlar var. Bu İzmir’in şansıdır. Mikro belgeleme çalışması sonrasında İzmir depreme dirençli hale getirilmelidir.” diye konuştu.

    “YÖNETMELİKLERE UYGUN BİNALAR ÖLDÜRMEZ”

    Prof. Dr. Görür, tüm deprem olasılıklarına karşın yönetmeliklere uygun yapılan binaların hayat kurtaracağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

    “1999 sonrası yönetmeliklere uygun, kaçak göçek olmadan yapılmış binaların hiçbiri çökmez, sizi öldürmez, depremde içinden sağ çıkmanıza müsaade eder. ’99 öncesi evimiz var’ diyenlere söylüyorum, bir depremde bütün binalar çöker mantığı da yanlış. 99 depreminde Gölcük’te araştırma yaptım. Gördüğümüz şuydu, ayakta kalan binaların sayısı çökmüş bina sayısından fazlaydı. Tavsiyem İzmir’deki belediyeyi, üniversiteleri zorlayın halk olarak. Evlerinizi muayene ettirin. Adamın parası yoksa da devlet el atsın ya da belediye bedava yapsın. Muayene ederseniz en azından depremdeki davranışını görebilirsiniz. Bakın seçim geliyor. Talep edin, hani deniliyor ya ‘çocuklar yatağa aç girmesin’. ‘Çocuklar ve aileler depremde çatı başlarına çökmeyeceği şekilde biz İzmir’de yapı stokunu güçlendirmeyi vadediyoruz’ desin. Elinde ciddi deprem planı olmayan hiç kimseye oy vermeyin. Partizanlığı bırakın. Deprem işi partiler üstüdür.”

  • Bölgede nerelerde yeni deprem riski var?

    Bölgede nerelerde yeni deprem riski var?

    Kahramanmaraş depremlerinde en çok hasar alan kentlerden biri Hatay’dı. Kent bir önceki depremin yaralarını sarmaya çalışırken dün akşam saatlerinde yeniden sarsıldı.

    Prof. Dr. Naci Görür, Hatay’daki 6,4 büyüklüğündeki depremin ardından bir canlı yayınına katılarak soruları yanıtladı.

    Prof. Dr. Naci Görür’ün açıklamalarından satır başları:

    “Bir yerde deprem olduğu zaman açığa çıkan enerjinin bir kısmı da o fayın uzanımına göre örneğin kuzey güney uzanıyorsa bir kısmı kuzeyine bir kısmı güneyine enerji transfer edilir. Yani tümüyle enerji boşalıp atmosfere dağılmaz. Bir kısmı iki uca doğru transfer edilir.

    Kahramanmaraş depremleri olduğunda dedik ki güneyde Adana havzasına ve Hatay yöresine dikkat etmek gerekiyor. Oralarda da kırılmamış faylara enerji transferi olacağı için kırılıp deprem üretebilirler. Şimdi Hatay’da bu deprem oldu. 6,4 küçük değil. Daha Türkiye sınırları içerisinde Ölüdeniz fayında yani Maraş’tan Hatay’a kadar olan kısımda büyük bir deprem beklemiyoruz. Belki Türkiye sınırları dışarısında olursa o da bizi şu an pek ilgilendirmiyor.

    ADANA’DA DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR

    Adana’da biraz dikkatli olmak gerekiyor. Orayı bekliyoruz çünkü orada Doğu Anadolu fayının kolları var. Oraya enerji transfer edilmiş olabilir, onlardan biri tetiklenmiş olabilir ve deprem üretebilir. Adana’da dikkatli olmak lazım.

    Bir bu Maraş depremleri özellikle Malatya civarlarında Sürgü fayı kırılınca 7.6, belki Malatya fayı batısında, kuzeyinde Ovacık fayı ve daha doğuya doğru gidince Karakoçan fayında da biraz enerji transferi olmuş olabilir. Oralara da dikkat edilmesi lazım. Hem halk bilsin, hem yerel yönetimler bilsin yani bir bakıma teyakkuzda olmak bakımından.

    DEPREMSİZ BİR DÖNEME GİRİLECEK

    İki büyük deprem bölgedeki fay sistemlerini zorladı. Bölge hareketli bu zaman içerisinde durulacaktır. Burada halkı rahatlatacak bir şey söyleyeyim. Adana’da belirli bir deprem olduktan sonra, olma ihtimali var. Kıbrıs’ta da var. Adana veya Kıbrıs’ta bizim beklediğimiz depremler olduğu zaman. Bir de Bingöl Karlıova’yla Göynük arasında depremler olduğu zaman Doğu Anadolu büyük ölçüde enerjisini bitirmiş olacak. Dolayısıyla Doğu Anadolu fayının etrafında olan bütün kentler büyük bir depremle karşı karşıya kalmayacak.

    Diyelim ki Erzincan ile Bingöl arasındaki Yedisu fayı depremi üretip İstanbul depremi de olup biterse uzun zaman boyunca Kuzey Anadolu fayı boyunca da büyük depremler olmayacak. Yani Türkiye bu iki kuşakta depremsiz uzun yıllara girecek. Böylece depreme dayanıklı kentler inşa etme şansı olacak.

    TAM ZAMANI BİLİNMİYOR

    Düşünün Ölüdeniz fayındaki depremin ardında 7,7 depremin ardından 7,6’lık deprem oldu. Aradaki fark dokuz saatti. Bir hafta da olabilir bir ay da olabilir. Zaman olarak bilemiyoruz. Tam zamanını bilemiyoruz. Öngörüyle söylüyoruz.

    HAKKARİ YÖRESİNDE BÜYÜK BİR DEPREM OLABİLİR

    Benim bir öngörüm var. Ben Hakkari yöresinde de sıkıntı olabilir diyorum. Maraş depremleri Doğu Anadolu’yu hareket ettirdi ya Arabistan levhası kuzeye doğru gitti. Kuzeyde Hakkari yöresinin sıkıştırmış olabileceğini düşünüyorum. Orayı da bilimsel öngörüyle uyarıyorum. Dikkatli olmak lazım diyorum, zaman söyleyemiyorum.

    Doğu Anadolu fayında olan bu hareketler özellikle kuzey kısmında yani Bingöl Karlıova’yla Göynük arasında olabilecek bir hareket ki orada deprem bekliyoruz 7.2. Kuzey Anadolu fayını belli ölçüde kırılmamış kesimini de tetikleyecektir. Unutmayın 1939 Erzincan depremi 1971 Bingöl depremini tetiklemiştir.

    Yani bu tetikleme denince bu oluyor arkasına diğeri oluyor diye anlaşılıyor, öyle değil. Enerji transferleri birbirleriyle geometrik ilişkide olan faylarda mümkündür. Ben şimdi bu Doğu Anadolu fayının büyük hareketleri sonucu özellikle Bingöl’den Erzincan’a kadar olan o kesimde de hareket hızlandırmış olabileceğini düşünüyorum.”

  • Naci Görür’den deprem uyarısı: Zaman daralıyor

    Naci Görür’den deprem uyarısı: Zaman daralıyor

    Zonguldak Ereğli açıklarında önceki gün meydana gelen 4.4 büyüklüğündeki depremin, Marmara’daki fay hattı ile ilgisi olmadığını belirten Prof. Dr. Görür, “Sonraki depremin Doğu Anadolu Fayı üzerinde Erkenek, Çelikhan, Kahramanmaraş Türkoğlu bölgelerinde olacağını düşünüyorum. İstanbul’da değişen bir şey yok. İstanbul’da beklenen depremin zaman periyodu tükeniyor. İstanbul bir sismik boşluktur, muhakkak 7.0 üzerinde bir depremle sınanacak ve Kuzey Anadolu Fayı enerjisini boşaltacaktır. Marmara Denizi’nde 99’dan itibaren 30 yıl içerisinde deprem olma olasılığı yüzde 62” dedi.

    deprem

    “ZONGULDAK DEPREMİ AYRI FAY SİSTEMİNDE”

    Karadeniz’de olan depremin ayrı bir fay sistemi içerisinde oluştuğunu belirten Prof. Dr. Naci Görür, “Deprem Zonguldak Ereğli açıklarında. Orada kuzeye yönelimli bindirme fayları var. O fayların üzerinde olan küçük bir deprem. İstanbul’da hissedildi ama Kuzey Anadolu Fay kuşağı ile doğrudan ilişkisi yoktur. Orada olan bir depremin İstanbul’da beklenen depremi tetikleyebileceğinden söz etmek uzak bir ihtimal. Faylar hareketlendi mi gibi düşüncelere girmek doğru olmaz. Bu faylar aktif faylar, üzerlerinde belirli hareketler oluşuyor” dedi.

    Prof. Dr. Görür, Doğu Anadolu Fayının 20’nci yüzyılda hemen hemen hiç deprem üretmediğini belirterek “Kuzey Anadolu Fayı o yüzyılda, bir dizi 7.0 ve 7’ye yakın depremler üretti. Kuzey Anadolu Fayı böyle aktifken Doğu Anadolu Fayı üzerinde bu tür bir aktivite görülmedi. Elazığ Depremi olduğu zaman Elazığ’ın güneybatı yönüne doğru depremin enerji transfer etmesi söz konusu. Doğrultu atımlı faylar, herhangi bir yerde deprem ürettiği zaman, her iki tarafına doğru da stres transfer etmiş olabilir. Doğu Anadolu Fayı üzerinde bundan sonraki depremleri Erkenek, Çelikhan, Kahramanmaraş Türkoğlu yörelerinde olacağını düşünüyorum” dedi.

  • Bursa depremi sonrası Naci Görür’den açıklama

    Bursa depremi sonrası Naci Görür’den açıklama

    Bursa, dün sabah ve akşam saatlerinde depremlerle sallandı. Merkez üssü Mustafakemalpaşa ilçesinde olan depremlerden ilki sabah saatlerinde 3,8 büyüklüğünde diğeri ise akşam saatlerinde 4,3 büyüklüğünde gerçekleşti.

    AFAD’ın verilerine göre, 4.3 büyüklüğündeki deprem yerin 7 kilometre derinliğinde oldu. Kandilli Rasathanesi ise saat 17.10’da gerçekleşen depremin büyüklüğünü 4.2, derinliğini ise 7.4 kilometre olarak duyurdu.

    “BURSA YÖRESİ STRES BİRİKTİRİYOR”

    Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Bursa’daki depremi değerlendirdi. Görür, şunları belirtti:

    “Körekem-Mustafakemalpaşa/Bursa’da 4,2’lik deprem oldu. Deprem yerinin hemen kuzeyinde Ulubat Fayı, güneyinde ise Mustafakemalpaşa Fayı var. Deprem muhtemelen bu fayların biri üzerinde. Her iki fay da sağ yönlü, doğrultu atımlı. Bursa yöresi de stres biriktiriyor.”

    İÇİŞLERİ’NDEN AÇIKLAMA

    İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, sosyal medya hesabından “Bursa – Mustafakemalpaşa’da 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. İlgili kurumlarla yapılan görüşme sonrası an itibariyle olumsuz bir durum olmadığı bilgisi alınmıştır. Alanda tarama çalışmaları devam etmektedir. Geçmiş olsun Bursa” açıklamasında bulundu.

    AFAD: OLUMSUZ İHBAR YOK

    Çevre ilçelerden de hissedilen depremle ilgili AFAD’dan yapılan açıklamada gelişmelerin takip edildiği belirtilerek “Mustafakemalpaşa ilçesinde meydana gelen 4,3 büyüklüğündeki deprem sonrası, an itibarıyla, olumsuz bir ihbarın bulunmadığı bilgisi alınmıştır” denildi.

    BURSA VALİSİ: OLUMSUZ DURUMLA KARŞILAŞILMADI

    Bursa Valisi Yakup Canbolat yaptığı açıklamada herhangi bir olumsuz durumla karşılaşılmadığını aktardı. Canbolat açıklamasında; “Kıymetli Bursalı hemşehrilerim, Mustafakemalpaşa ilçemizde saat 17:10 da olan 4.3 şiddetindeki deprem nedeniyle yapılan araştırma sonucunda herhangi bir olumsuz durumla karşılaşılmamıştır” ifadelerine yer verdi.

  • Marmara’da 4.1’lik deprem: Uyarıcı nitelikte

    Marmara’da 4.1’lik deprem: Uyarıcı nitelikte

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Marmara Denizi’nde Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi açıklarında 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini açıkladı. Deprem, Şarköy’ün yanı sıra çevre ilçelerden de hissedildi.

    İçişleri Bakanlığı AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı’ndan alınan bilgiye göre, saat 23.20’de merkez üssü Tekirdağ Şarköy ilçesine 6.41 kilometre uzaklıkta Marmara Denizinde Richter ölçeğine göre 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Zeminden 10.42 kilometre derinlikte meydana gelen depremle ilgili AFAD’dan yapılan açıklamada, “Marmara Denizi’nde Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi açıklarında saat 23.20’de 4,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi” denildi.

    ‘GELİŞMELERİ TAKİP EDİYORUZ’

    AFAD’tan yapılan açıklamanın devamında, henüz olumsuz bir ihbarın alınmadığı belirtilerek, “Geçmiş olsun Tekirdağ. Şarköy ilçesi açıklarında meydana gelen deprem sonrası, an itibarıyla, olumsuz bir ihbarın bulunmadığı bilgisi alınmıştır. Gelişmeleri takip ediyoruz” denildi.

    NACİ GÖRÜR: BU DEPREM UYARICI

    Prof. Dr. Naci Görür, dün gece saatlerinde Şarköy açıklarında meydana gelen depremin “uyarıcı” nitelikte olduğunu söyledi.

    Jeolog Prof. Dr. Naci Görür, Twitter hesabından depreme ilişkin bir değerlendirme yaptı. Marmara Fay zonundaki depremin Tekirdağ kolu ile ilişkili olduğunu belirten görür şunları kaydetti: “Bu kol üzerinde zaman zaman bu büyüklüğe varan depremlere gaz çıkışları da neden olabiliyor. Konumu gereği bu deprem uyarıcı.”

    https://twitter.com/nacigorur/status/1495507236310953988

  • 7.2’lik deprem uyarısı: “Bursa depreme hazırlanmalı”

    7.2’lik deprem uyarısı: “Bursa depreme hazırlanmalı”

    Geçtiğimiz günlerde Gemlik Körfezi’nde meydana gelen deprem sonrası “Marmara’nın güney kesimlerinde ciddi bir şekilde stres birikiyor” diyen yer bilimci ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, deprem beklediği yerleri açıkladı. Görür, “Bursa, Yalova, Gemlik, Bandırma, Biga depreme hazırlanmalı” dedi.

    Yer bilimci ve Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, deprem beklediği bölgeler hakkında açıklamalarda bulundu.

    Habertürk’te katıldığı canlı yayında konuşan Görür, bazı araştırmacıların Tekirdağ fayı üzerine yaptığı araştırmaları kaynak göstererek, “Bu fayın güneyindeki blokta stres yoğunluğu kuzeye nazaran 10 gibi fazla olacak, buranın jeolojik yapısı gereği. Kuzeyden daha fazla hasar verebilir. Bursa, Yalova, Gemlik, Bandırma, Biga depreme hazırlanmalı. Deprem güneyde olmasa bile vereceği hasar kuzey bloğundan fazla olabilir” ifadelerini kullandı.

    Görür, şunları söyledi:

    “Depremi Marmara Denizi’nin altındaki kuzey Anadolu fayının kuzey kolu üzerinde bekliyoruz. Gölcük’ten Tekirdağ’a kadar fay hattı. O kesime kolaylık olsun diye Marmara fayı diyoruz. Bütün dikkatler burada. Böyle olduğu zaman zannediliyor ki, deprem sadece burada olabilir, hasar burada olur. Diğer yerlerden dikkatimizi çekiyoruz. Yapılan son araştırmalarda bu fay boyunca biriken stres. Stres deyince birim alana düşen kilogram cinsinden kuvvet anlaşılmalı.

    Fay düzlemi üzerinde stres birikiyor. Anadolu batıya doğru her sene 2,5 cm kayarken, kaydığı yerlerde sorun yok. O fayın kuzeyindeki ve güneyindeki bloklar. Bazı yerde bu hareket sürtünme nedeniyle takılıyor. O takıldığı yerde sürtünme kayma kuvvetinden daha fazla oluyor. O nokta itibariyle kayma takılıyor. Anadolu bloğunun hareketi devam ediyor. Takıldığı yerde deformasyon oluyor. Ta ki kayma kuvveti, sürtünme kuvvetini aştığı an orası çat diye kırılıyor ve açığa enerji çıkıyor ve orada deprem oluyor.”

    MARMARA İÇİN UYARDI

    “Bu stres şu anda Kuzey Anadolu Fayı’nın bir Adalar fayı segmanı ile Kumburgaz fayı üzerinde kilitli. O nedenle Marmara deprem olursa Adalar fayı üzerinde olur. Bu aşağı yukarı 43 kilometredir. Tamamı kırılırsa maksimum 7 büyüklüğünde deprem üretir. Veya Kumburgaz fayı, Yeşilköy, Silivri açıklarında uzanır. Bu 65 kilometredir. Bu kırılırsa da minimum 7.2 büyüklüğünde deprem üretir.

    Tekirdağ kısmı tartışmalı, oraya girmeyeceğim. Dolayısıyla dikkatlerimiz orada. Marmara fayı kırıldı, kırılacak. Kırılırsa minimum 7.2 büyüklüğünde deprem üretecek. Halbuki yapılan çalışmalar gösteriyor ki, bu fayın güneyinde stres birikimi kuzeyinden çok daha fazla. Marmara’nın güney kısmında.”

  • Gemlik Körfezi’ndeki deprem sonrası Marmara uyarısı

    Gemlik Körfezi’ndeki deprem sonrası Marmara uyarısı

    Gemlik Körfezi’nde dün meydana gelen depremi değerlendiren Prof. Naci görür, “Marmara’nın güney kesimleri de ciddi bir şekilde stres biriktiriyor” dedi.

    Bursa’da Gemlik Körfezi’nde dün 3.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

    Depremin büyüklüğünü AFAD 3,9; Kandilli ise 4,1 olarak duyurdu.

    Sarsıntının olası Marmara depremi üzerine etkileri merak edilirken jeolog Prof. Dr. Naci Görür’den bir açıklama geldi.

    Twitter hesabı üzerinden bir paylaşım yapan Görür, depremin Gemlik Fayına bağlı olabileceğini belirtti.

    Görür, “Gemlik Fayı KAF’ın güney kolunun bir parçası. Biz Marmara Depremini kuzey kolda bekliyoruz. Ancak Marmaranın güney kesimleri de ciddi bir şekilde stres biriktiriyor” ifadelerini kullandı.

    BİR AYDA 12 DEPREM

    AFAD verilerine göre; Gemlik Körfezi ve çevresinde son bir ayda 12 deprem meydana geldi. Bu depremlerden ikisinin büyüklüğü 3’ün üzerinde oldu.