Etiket: NASA

  • NASA’da elektrikler kesildi

    NASA’da elektrikler kesildi

    ABD’nin Texas eyaleti Houston kentindeki uzay merkezi Johnson Space Center’daki geliştirme çalışmaları esnasında meydana gelen elektrik kesintisinin ardından yedek sistemler devreye girdi. Görev kontrol merkezi, UUİ’deki 7 astronotla kısa süreli iletişim sıkıntısı yaşadı.

    UUİ program müdürü Joel Montalbano, yedek sistemlerin 90 dakika içinde tam kontrolü sağladığını belirterek astronotlar için herhangi bir tehlike oluşmadığını ve kesintinin 20’inci dakikasında astronotların durumdan haberdar edildiğini bildirdi.

    Montalbano, kesintiden dolayı NASA’nın ilk kez yedek sistemlerini kullanmak zorunda kaldığını belirterek, günün sonunda elektrik kesintisine yol açan sorunun çözülmesini umduklarını ifade etti.

  • NASA’dan ilginç açıklama

    NASA’dan ilginç açıklama

    Uluslararası Uzay İstasyonu‘na (ISS) göre her mürettebat üyesinin içme, yemek hazırlama ve diş fırçalama gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için her gün ortalama 3,79 litre suya ihtiyacı vardır.

    “BU DÖNGÜYÜ YAKALAMAK HARİKA BİR BAŞARI”

    ISS’de yaşam destek sistemlerini yöneten ekibin bir parçası olan Cristopher Brown, “Bu, yaşam destek sistemlerinin evriminde ileriye doğru çok önemli bir adımdır. Diyelim ki 500 ml suyu içtiniz ve bu sistem sayesinde bu suyun yüzde 2’sini kaybeder yüzde 98’lik kısmı ise içme suyuna dönüşerek bir döngüye girer. Bunu devam ettirmek oldukça harika bir başarı.” ifadelerini kullandı.

    Su işleme tertibatına gönderilen ter ve idrar burada damıtılarak tuzlu su üretir. Ardından Tuzlu Su İşleme Düzeneği ile yüzde 98 oranında içme suyu elde ediliyor.

    “MÜRETTEBAT İDRAR İÇMİYOR FİLTRELENMİŞ SU İÇİYOR”

    ECLSS Su sistemleri yöneticisi Jill Williamson, “Tuzlu su işleme düzeneğinden önce toplam su geri kazanım oranımız yüzde 93 ila 94 arasındaydı. Tuzlu su işleyici sayesinde yüzde 98’lik toplam su geri kazanımına ulaşabileceğimizi kanıtladık.” dedi.

    Ayrıca astronotların idrar içtiklerini düşünenler için Williamson, “Mürettebat idrar içmiyor; onlar, dünyada içtiğimizden daha temiz olacak şekilde filtrelenmiş ve temizlenmiş içme suyunu tüketiyor” diye belirtti.

  • NASA’dan flaş Ufo açıklaması

    NASA’dan flaş Ufo açıklaması

    NASA’nın UFO görev gücü bugün toplandı. Yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından açıklama yapıldı.

    Dünya üzerinde tüm gözler, hükümetin “tanımlanamayan hava olayları” olarak adlandırdığı ve genellikle UFO olarak bilinen nesneler üzerine halka açık ilk toplantısını yapan NASA’ya çevrildi.

    Reuters’ta yer alan habere göre NASA, Washington’daki genel merkezde süren dört saatlik halka açık oturumun odak noktasının, genel bir rapor yayınlamadan önce “son müzakereler” yapmak olduğunu ve söz konusu raporun Temmuz ayı sonunda yayınlanmasının planlandığını duyurdu.

    “Dünya’nın ötesinde yaşam bulamadık “

    Panelin başkanlığını yürüten David Spergel açılış konuşmasında “Öğrendiğimizi hissettiğim şeyi bir satırda özetlemem gerekirse, yüksek kaliteli verilere ihtiyacımız var” dedi. Spergel ayrıca, Dünya dışında bir yaşam olup olmadığına ilişkin soruya “Artık dışarıda pek çok gezegen olduğunu biliyoruz, bu nedenle yaşam için pek çok potansiyel ortam var. Henüz Dünya’nın ötesinde yaşam bulamadık ama bakıyoruz” yanıtını verdi.

    NASA’da kıdemli araştırma yetkilisi olan Dan Evans, “önlerinde birkaç aylık bir çalışma daha” olduğunu belirterek, panel üyelerinin göreve başladıklarından beri siber saldırılara maruz kaldıklarını açıkladı.

    Temmuz ayında yayınlanacak rapor, Pentagon’un çabalarından bağımsız olarak yaklaşık 9 aydır süren ve maliyeti 100 bin dolardan fazla olan bir projenin sonucu olarak ortaya çıkacak.

    NASA, dünya genelinde sıkça karşılaştığı ancak henüz tam olarak çözemediği uçan metal kürelerin görüntülerini paylaştı. Görüntülerin, Ortadoğu’da uçan bir MQ-9 Reaper İHA tarafından kaydedildiği belirtildi

    Geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı Havadaki Nesne Tanımlama ve Yönetim Grubu (AOIMSG) olarak adlandırılan tanımlanamayan uçan cisim (UFO) görüşlerini araştırmak için yeni bir isimle yeni bir görev gücü oluşturdu.

    Oluşum; operasyonların güvenliğine yönelik tehditleri azaltmak ve askeri tesisler, operasyon alanları, eğitim alanları, özel kullanım hava sahası gibi alanlar üzerinde veya yakınında bulunan nesnelere odaklanıyor.

  • Ay’da yaşam için büyük adım

    Ay’da yaşam için büyük adım

    NASA’nın Houston’daki Johnson Uzay Merkezi’nden bir ekip, karbotermal reaksiyon yaratmak için yüksek güçlü bir lazer kullanarak ilk kez vakumlu bir ortamda yapay Ay toprağından oksijeni başarıyla çıkardı.

    Karbotermal İndirgeme Gösterimi (Carbothermal Reduction Demonstration/CaRD) deneyi, solunum için oksijen üretmenin yanı sıra ulaşımda itici yakıt olarak da hayati önem taşıyabilir.

    NASA mühendisi Anastasia Ford, “Ekibimiz CaRD reaktörünün Ay yüzeyinde hayatta kalabileceğini ve başarılı bir şekilde oksijen çıkarabileceğini kanıtladı. Bu, diğer gezegenlerde sürdürülebilir insan üsleri inşa etmek üzere mimariyi geliştirme yönünde büyük bir adım.” dedi.

    Ay’da kalıcı bir insan varlığı oluşturmak, NASA’nın Artemis görevinin uzun vadeli hedeflerinden biri ve bu görev, ilk astronotların 2025 gibi erken bir tarihte Ay yüzeyine dönmesini sağlayacak.

    Bu son deneyin başarısı, artık oksijen toplama teknolojisinin hazırlık seviyesinin 6’ya ulaştığı, yani uzayda test edilmeye hazır olduğu anlamına geliyor.

  • NASA’dan kara delik keşfi

    NASA’dan kara delik keşfi

    NASA tarafından yapılan açıklamada, Hubble Uzay Teleskobu’nun galaksiler arası uzayda çok hızlı hareket eden ve “görünmez bir canavar” olarak nitelendirilen bir kara delik keşfettiği bildirildi. Tesadüfen keşfedilen kara deliğin Dünya’dan Ay’a 14 dakikada gidebilecek kadar hızlı bir şekilde ilerlediği ifade edildi. Kara deliğin 20 milyon güneş ağırlığına denk gelecek şekilde süper kütleli olduğu vurgulandı. Ayrıca ardında daha önce hiç görülmemiş bir şekilde 200 bin ışıkyılı uzunluğunda Samanyolu galaksisinin iki katı çapında yeni doğmuş yıldızlardan oluşan bir “iz” bıraktığı aktarıldı. Kara deliğin “muhtemelen 3 büyük kara delik arasındaki nadir, tuhaf bir galaktik bilardo oyununun sonucu” olarak ortaya çıktığı kaydedildi. Kara deliğin önündeki yıldızları yutmaya zaman ayıramayacak kadar hızlı ilerlediği, bunları önüne katarak dar bir koridor boyunca yeni yıldız oluşumlarına yol açtığı ifade edilirken, daha önce hiç böyle bir şey görülmediğine dikkat çekildi.

    Yale Üniversitesi’nden Pieter van Dokkum, “Kara deliğin arkasındaki yıldız oluşumuna bakıyoruz. Gördüğümüz şey, sonrası bir geminin arkasında bıraktığı iz gibi kara deliğin arkasındaki izi görüyoruz” dedi.
    Dokkum, “Bu, tesadüfen bulduğumuz bir şey. Hubble görüntülerinde yakındaki bir cüce galakside yıldız kümelerini tarıyordum ve sonra küçük bir çizgi olduğunu fark ettim. Bunun kamera dedektörüne çarpan kozmik ışın olduğunu düşündüm. Kozmik ışınları ortadan kaldırdığımızda (kara deliğin) hala orada olduğunu fark ettik. Daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyordu” ifadelerini kullandı.

  • Ay’a dönüş görevi

    Ay’a dönüş görevi

    ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ile Kanada Uzay Ajansı (CSA), Ay’a dönüş projesi kapsamında Ay’ın etrafında yolculuk yapacak ilk mürettebatlı Artemis II uçuşunda görev alacak astronotların isimlerini açıkladı.

    NASA ve CSA tarafından Texas eyaletine bağlı Houston kentindeki Johnson Uzay Merkezi’ne yakın Ellington Field’da düzenlenen bir etkinlikte yapılan açıklamada, ekipte ilk kadın ve ilk siyah astronotun da görev alacağı ve Reid Wiseman (NASA) yönetiminde pilotun Victor Glover (NASA), misyon uzmanlarının Christina Hammock Koch (NASA) ile Jeremy Hansen (CSA) olacağı bilgisi paylaşıldı.

    Yaklaşık 10 günlük Artemis II uçuşunda kullanılacak Orion uzay aracının yaşam destek sistemlerini ve insanların derin uzayda yaşamaları ve çalışmaları için gereken yetenekleri ve teknikleri test edeceği kaydedildi.

    Yapılacak yolculuğun aralık ayında mürettebatsız şekilde yapılan Artemis I uçuşunun devamı olduğu kaydedilen açıklamada, “Bu uçuş, Artemis programı kapsamında ilk kadın ve ilk siyah insanın Ay’a ayak basmasına zemin hazırlayacak ve gelecekteki uzun vadeli insanlı keşif görevleri için yol açacak, nihayetinde Mars’a gitmek için bir fırsat yaratacak. Bu ajansın Ay’dan Mars’a keşif yaklaşımıdır.” denildi.

    Açıklamada, uçuşun komutanı Wiseman’ın ikinci uzay yolculuğu olacağı hatırlatılırken, deneyimli astronotun daha önce, Mayıs 2014’ten Kasım 2014’e kadar Uluslararası Uzay İstasyonu’nda uçuş mühendisi olarak görev yaptığı ve iki kez yörünge kompleksinin dışına çıkarak yaklaşık 13 saat lider astronot olarak görev üstlendiği belirtildi.

    Bu uçuşun, aracın pilotu Glover’ın da ikinci uzay uçuşu olacağı bilgisi verilen açıklamada, Glover’in daha önce, 168 gün uzayda kaldıktan sonra 2 Mayıs 2021’de indirilen NASA’nın SpaceX Crew-1’in pilotu olduğu kaydedildi.

    Açıklamada, Glover’in uzay istasyonunda bilimsel araştırmalara, teknoloji çalışmalara katkıda bulunduğu ve 4 kez uzay yürüyüşüne katıldığı ifade edildi. Ay’a yönelik bir görevde yer alacak ilk kadın astronot Koch’un da daha önce bir kez uzay uçuşu yaptığı, 328 gün uzayda kalarak bir kadın astronotun en uzun süreli tek uçuş rekorunu kırdığı ve tamamı kadın astronotlardan oluşan ilk uzay yürüyüşüne katıldığı bilgisi verildi.

    Artemis II görev uçuşunda Kanada’yı ise Hansen temsil edecek.

    Hansen’in Kanada Silahlı Kuvvetlerinde albay ve eski bir savaş pilotu olduğu bilgisi verilen açıklamada, Kanadalı pilotun ilk kez uzay uçuşuna çıkacağı belirtildi.

  • NASA yeni kıyafetini tanıttı

    NASA yeni kıyafetini tanıttı

    NASA “Ay’a dönüş” görevinin uzay giysisini tanıttı.

    Prototipi tanıtılan yeni uzay kıyafeti, Artemis 3 projesi kapsamında Ay’a yeniden insanlı yolculuk yapmanın hedeflendiği 2025’e yetiştirmeye çalışılıyor.

    Halen ABD’li astronotlar tarafından giyilen uzay kıyafetleri 1981 yılında yapılan tasarıma dayanıyor.

    228 milyon dolarlık tasarım kontratını geçen yıl Teksas merkezli Axiom Uzay şirketi kazanmıştı ve prototipi hazırlamaları altı ay sürdü. Bu yeni kıyafetin, kadın astronotlar için de daha uygun olmasına özen gösterildi. Geçmişte kadın astronotların uzay seyahatlerinin, uygun beden kıyafet bulunmaması nedeniyle sekteye uğradığı durumlar olmuştu.

    NASA 2019’da uzay yürüyüşü yapmak üzere Uluslararası Uzay İstasyonu’na iki kadın astronottan, Anne McClain ve Christina Koch’tan oluşan bir ekip göndermek istemiş ancak seyahatten birkaç gün önce kadınlara uygun bedende iki adet uzay kıyafeti bulunamaması nedeniyle McClain’in yerine Nick Hague uzaya gönderilmişti.

    Kıyafetin bedene tam olarak uygun olması, aşırı yorgunluğu ve fiziksel yaralanma riskini azaltıyor.

    Bir uzay kıyafetinin astronota sağlaması gereken ilk şey oksijen. Bu, dikkatli bir tasarım gerektiriyor zira tasarımdaki bir hata astronotun akciğerlerinin şişmesine ve ölümüne neden olabilir.

    NASA’nın uzay kıyafetleri bölümünün başkanı Lara Kearney “Ay tehlikeli bir yer, özellikle Ay’ın Güney Kutbu bizim için çok zorlayıcı olacak. Kıyafetin birçok termal gerekliliği karşılaması ve astronotlara iyi bir hareket kabiliyeti sağlaması gerekiyor” dedi.

    Önceki kıyafetlerin aksine, astronotlara daha fazla esneklik sağlaması için, bu yeni tasarımın birleşme noktalarında dikiş kullanıldı.
    Ayrıca kaskın içinde de aydınlatma ve HD (yüksek çözünürlüklü) kamera bulunuyor.

    Bu sayede astronotların Ay yüzeyinde yaptıkları çalışmalar Dünya’dan yüksek çözünürlüklü şekilde izlenebilecek.

    Ay’da kullanılacak botlar da Ay’ın sürekli karanlık olan yüzeyindeki dondurucu soğuklara dayanabilecek şekilde tasarlandı.
    Yeni kıyafetler üç boyutlu yazıcı ve lazer kesiciler de dahil gelişmiş üretim metodlarıyla yapılacak.

    Axiom Space’in CEO’su Mike Suffredini, tasarladıkları uzay kıyafetinin Ay’ın Güney Kutbu’nun zorlu koşullarına hazır olacağını belirtti.
    Yeni kıyafet üzerindeki deneyler bu yıl boyunca NASA’nın Johnson Uzay Merkezi’nde sürecek.

    NASA, 2025’teki Ay’a insanlı yolculuk misyonuna yetişmek üzere iki adet kıyafet üretilmesi projesine 1 milyar dolar ayırdı.

    2021’de yaptığı açıklamada NASA, kendi bünyesinde yeni uzay kıyafeti tasarlamak üzere 420 milyon dolar harcadıklarını ancak sonuçtan tatmin olunmayınca kıyafetin tasarımının tamamlanmasını özel sektörden istemeye karar verdiklerini açıklamıştı.

    Ay’a son insanlı yolculuk Aralık 1972’de Apollo 17 misyonuyla yapılmıştı.

  • Dünya’ya 2046’da göktaşı çarpabilir

    Dünya’ya 2046’da göktaşı çarpabilir

    ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), yeni bir göktaşı keşfettiklerini duyurdu.

    NASA’nın Gezegensel Savunma Koordinasyon Ofisi’ne göre, şubat başından bu yana hareketleri takip edilen yaklaşık olimpik yüzme havuzu büyüklüğündeki asteroid, 23 yıl içinde Dünya’ya en yakın mesafeden geçecek ve potansiyel bir çarpma olasılığına sahip olacak.

    “2023 DW” olarak isimlendirilen kaya parçasının dünyaya çarpma ihtimali, Avrupa Uzay Ajansı 625’te 1, NASA’ya göre ise 560’ta 1 olarak hesaplandı.
    NASA yetkilileri, 2023 DW daha fazla takip edilerek ek analizler yapıldıkça, bu ihtimalin önemli ölçüde değişebileceği görüşünü aktardı.

    NASA verilerine göre, 2023 DW’nin çapı yaklaşık 50 metre olarak hesaplanırken, göktaşının 14 Şubat 2046’da dünyaya 1,8 milyon kilometre mesafeden geçeceği tahmin ediliyor.
    Asteroid, saniyede 25 kilometre hızla hareket ederken güneş etrafındaki bir turunu 271 günde tamamlıyor.

    NASA’nın Çift Asteroid Yönlendirme Testi (DART) isimli uzay aracı, 27 Eylül 2022’de dünyadan yaklaşık 11 milyon kilometre uzaktaki asteroide, planlandığı şekilde başarılı bir çarpma gerçekleştirmiş ve göktaşının yörüngesini az da olsa değiştirmeyi başarmıştı.
  • Mars’taki günbatımı

    Mars’taki günbatımı

    2 Şubat’ta kaydedilen son görüntüde Mars’ta Güneş’in alçaldığı ve ışık huzmelerinin bir bulut kümesini aydınlattığı görülüyor.

    Alacakaranlık diye de bilinen bu günbatımı ışıkları ilk kez Kızıl Gezegen’de bu kadar net biçimde fotoğraflandı.

    TRT Haber’de yer alan uzay ajansından yapılan açıklamada, görüntünün Mars’taki bulutların daha iyi incelenmesini sağladığı ifade edildi.

    Mars bulutlarının önemli bir kısmı su buzundan oluşuyor ve bunlara genellikle 60 kilometreden yukarıda rastlanmıyor.

    Öte yandan yeni görüntüdeki bulutların hem daha yüksek bir rakımda hem de daha soğuk olduğu anlaşılıyor. Bu işaretler, görüntülenen bulutların karbondioksit buzundan oluştuğu anlamına geliyor.

    27 Ocak’ta kaydedilen ilk görüntüde ise tüy şeklinde bir dizi renkli bulut yer alıyor. Bunlar günbatımından hemen sonra görüntülendi.

    Bilim insanlarına göre belirli bulut türleri Güneş ışığıyla aydınlatıldığında yanardöner görüntüler oluşturabilir.

    NASA araştırmacıları, Mars’taki bulutların ne zaman ve nerede oluştuğuna bakarak gezegenin atmosferini, sıcaklıklarını ve rüzgarlarını tıpkı Dünya’da olduğu gibi daha iyi anlayabilir.

    Görüntüyü yorumlayan atmosfer bilimci Mark Lemmon, “Renk geçişlerine baktığımızda, bulut genelinde parçacık boyutunun değiştiğini görüyoruz” dedi.

    ABD’deki Colorado Boulder Üniversitesi’nde görev alan Lemmon, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu da bize bulutun nasıl geliştiğini ve parçacıklarının boyutunun zaman içinde nasıl değiştiğini gösterecek.”

    Bu arada İngilizcede “merak” anlamına gelen Curiosity uzay aracı, Curiosity 2014’ten bu yana Gale Krateri’nin merkezindeki 5 kilometrelik Sarp Dağ’a ya da resmi ismiyle Aeolis Mons dağına tırmanıyor.

    Uzay ajansının 2011’de Mars’a varmak üzere fırlattığı Curiosity, Mars’ın yaşanabilirlik potansiyelini ortaya çıkarmayı hedefliyor.

  • SpaceX Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot gönderdi

    SpaceX Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot gönderdi

    ABD’li girişimci ve milyarder iş insanı Elon Musk’ın sahibi olduğu uzay taşımacılığı şirketi SpaceX, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) Crew-6 görevi kapsamında 4 astronotu Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gönderdi. NASA astronotları Stephen Bowen ve Warren Hoburg’un yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) astronotu Sultan Alneyadi ve Rusya Federal Uzay Ajansı (Roscosmos) kozmonotu Andrey Fedyaev’i taşıyan Dragon kapsülü yerel saatle 12.34’te Falcon-9 roketi ile Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nden başarılı bir şekilde fırlatıldı. Fırlatmanın ardından Falcon-9’un ilk aşama güçlendiricisinin “Just Read the Instructions” isimli insansız deniz platformuna iniş yaptığı bildirilirken, ISS’e giden astronotların fizik, teknoloji geliştirme, uzay içi üretim uygulamaları gibi alanlarda 200’ü aşkın bilimsel çalışma ve deney yapacağı öğrenildi.

    Uzay taşımacılığının maliyetini düşürme hedefiyle Musk tarafından kurulan SpaceX, Falcon 9, Falcon Heavy, Starlink, Dragon Kargo, Starship gibi uzay araçlarını bünyesinde barındırıyor.