Etiket: Nilüfer

  • Gölyazı’da Turiste Esnaf Terörü

    Gölyazı’da Turiste Esnaf Terörü

    Bursa’nın  Gölyazı Mahallesi, güzelliği ile anılması gerekiyorken, şiddet ve magandalık ile  gündemde.. Yerli bir  turist vatandaş, çocukları, eşi ve ailesinin yanında dakikalarca saldırıya uğradı. Eşi sinir krizi geçirdi, darp edildi. Küçük çocuğu yaralandı. Gerekçe ise çocuğuna satılacak bir ürün pahalı diyerek başka bir tezgaha yönelmesi..

    Gölyazı’da gezmeye ve eğlenmeye gelen Uzman Çavuş İ.Ö ,  hediyelik eşya ve oyuncak satın almak istedi. Ancak genç adam, karısı, iki çocuğu, ablası ve beraberindekiler, fiyat pahalılığından şikayet edip başka bir tezgaha yöneldi.ler.O tezgaha koşarak gelen esnaf kadın  itiraz etti. Diğer tezgahtan ürün almadığı için kendisine burada da satış yapmayacağını söyledi ve saniyeler içinde esnaf kadının yine kendisi gibi esnaf olan yeğeni ağır küfür ve hakaretlerle  genç askere ve ailesine  saldırdı. Saldırganlar saniyeler içinde kalabalık bir gruba dönüştü.

    BİR AİLEYE GÜPEGÜNDÜZ SALDIRDILAR

    Dükkan içine sürüklenen  aile, tekme ve tokatlara maruz kalarak darp edildi. Saldırganlar kadın ve çocuk tanımadan yumruk ve tekme savurdu. Genç kadın darp edildi. Baş örtüsü kafasından düştü. Genç adamı bir dükkanın içinde adeta ablukaya alan saldırgan esnaf dakikalarca başını hedef alıp darp etti. O sırada da küfür ve hakaretleri sürdü.  Yaklaşık on kişinin aralıksız saldırdığı genç asker içeriden güçlükle kurtuldu. Yalınayak kendini dışarıya atabildi.  O sırada 5 yaşındaki çocuğun da dudağı patlatıldı. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, olayın dakikalarca sürdüğü görüldü. Anne, baba ve kardeşinin darp edildiğini gören küçük kız ise korkudan şoka girdi.

    “BASINDAN ŞİKAYETÇİ OLACAĞIM”

    İhbar üzerine bölgeye gelen jandarma ekipleri saldırganları güçlükle yatıştırdı. Saldırgan ailenin saldırgan tavrı, haber yapmak için bölgeye giden basın mensuplarına karşı da devam etti. Saldırgan esnafın yakınları gerekirse tüm köyün dayak atabileceğini ve aynı tavrın basın mensuplarına da uygulanmasının yerinde olduğunu söyledi. 

    Gazetecilere kimlik sorgusu yapmak istediğini söyleyen dükkan sahibi, “basından şikayetçi olacağım, haber yapmayın” dedi.

    BENZER OLAYLAR DAHA ÖNCE DE YAŞANDI

    Olay sonrası jandarma, aileyi darp raporu almak üzere hastaneye götürdü. Saldırganları da karakola… Gezmeye gelip hayatlarının en kötü gününü yaşayan ailede, adam başından ve vücudunun çeşitleri yerlerinden, karısı vücudundan, beş yaşındaki çocukları da dudağından ve suratından darbe aldı. Şoka giren kız çocukları ise hastanede ancak kendine gelebildi.

    Gölyazı’da daha önce de defalarca gündeme gelen olay ilk değil. Yöre esnafından bazıları hakkında geçtiğimiz senelerde de şikayetler iletilmişti. Bursa’nın güzide turistik bölgesinde ne yazık ki fahiş fiyat uygulaması başta olmak üzere, bazı esnafların müşterilere karşı olan zorba tutumları daha önce de şikayet konusu olmuştu. Jandarmanın soruşturduğu olayda saldırgan esnafın, daha önce de sabıkasının olduğu, benzer olaylara karıştığı belirlendi.  Darp raporu alan aileye doktor istirahatı verildi. Genç asker ve eşi saldırgan esnaf grubundan şikayetçi oldu. 

     

  • Ters şeritten giderek faciaya davetiye çıkardı

    Ters şeritten giderek faciaya davetiye çıkardı

    Bursa’da gece saatlerinde yolu boş bulan bir vatandaş, otomobiliyle ters şeritten kilometrelerce yol gitti. Nilüfer ilçesi Altınşehir Mahallesi’ne bağlı Ahmet Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı’nda gece saatlerinde bir vatandaş, yolu boş bulunca otomobili ile ters şeritten kilometrelerce ilerledi. Kameralara yansıyan anlar bir facia yaşanmadan son buldu.

     

  • Uluabat Gölü kirlilik ve kötü koku nedeniyle alarm veriyor

    Uluabat Gölü kirlilik ve kötü koku nedeniyle alarm veriyor

    Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki Uluabat Gölü çevresindeki sanayi kuruluşları ve evsel atıklar nedeniyle kirlendi. Sudaki siyahlık, dronla havadan görüntülendi. Bölgeye yapılan arıtma tesisinin ardından göle yakın mahallelerdeki kıyıların kirlendiğini belirten Fadıllı Mahalle Muhtarı Cemal Kargılı, “Buradan çıkıp pişen balığı, kedi köpek bile yemiyor. Kötü kokudan kaçacak yer arıyorsunuz” dedi.

    Nilüfer ilçesindeki Ramsar Sözleşmesi ile koruma altında olan Uluabat Gölü’nde, sanayi kuruluşları ve evsel atıklar nedeniyle kirlilik oluştu. Fadıllı Mahalle Muhtarı Cemal Kargılı, 3 yıl önce göl kenarına kurulan ve çevredeki 4 kırsal mahallenin evsel atıklarının toplandığı özel bir arıtma tesisinin açılışından sonra mahallenin kıyılarının kirlendiğini söyledi. Kirlilik nedeniyle yaşanan alg patlamasıyla da gündeme gelen Uluabat Gölü’nün çevresindeki mahallelerde yaşayanlar ise kötü koku nedeniyle şikayetçi. Atıkların göle bırakıldığı yerdeki gölün siyaha bürünen suyu, dronla havadan görüntülendi.

    ‘KOKUDAN KAÇACAK YER ARIYORSUNUZ’

    Muhtar Cemal Kargılı, “Doğma büyüme buralıyız. Burası midye cennetiydi. Gölün en çok midyesi, en büyük balığı burada bulunurdu. Göçmen kuşların sürekli uğrak yeriydi. Ancak şimdi hiçbir şey kalmadı. Buradan çıkıp pişen balığı kedi köpek bile yemiyor. O kadar kötü bir durumda. Buraya bir tesis yapıldı, güzel bir şey ama bu tesisin işletmeciliğinin de güzel olması lazım. Bölgedeki tüm sanayi tesislerinin arıtması buraya geldi. Amaç gölü kirlilikten kurtarmaktı. Ama göl kurtulmadı daha beter oldu. Her geçen gün daha kötüye gidiyor. Bazen göl boyunda 15 dakika duramıyorsunuz. Kokudan kaçacak yer arıyorsunuz. Dünyadaki ender göllerden birisi. Kendi kendini besleyen, Ramsar alanlarından biri. Bu bölgeye böyle bir tesis nasıl yapıldı hala inanamıyoruz. Ne midye kaldı ne balık ne de kuş. Sıkıntı burada” diye konuştu.

    ‘BU SUYU TARIMSAL SULAMADA KULLANIYORUZ’

    Göle yakın bir mahallede oturan Rıdvan Sevinç ise, “Sağlık açısından bakarsak, bölgede hayvancılık yapan insanlar var. Ayrıca biz bu suyu tarımsal sulamada kullanıyoruz. Burada kirlenen suyun belki içine girmiyoruz ama bir şekilde tarlalarımızda tarımsal amaçlı kullanıyor ve bu şekilde temas ediyoruz. Gölün renginin yeşile bürünmesi bizleri yeterince tedirgin ediyor. Sağlığımıza ne kadar zarar verdiğini de bilemiyoruz. Yeterince kirliyse gölün suyunun da kullanılmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    ‘ARITMA TESİSİNDEN SONRA DAHA ÇOK KİRLENDİ’

    Göl kenarında işletmesi bulunan Metin Çakır, “Yaklaşık 5 senedir bu bölgedeyim. Geldiğimde arıtma tesisinin inşaatı yeni başlamıştı. Henüz çalışır durumda değildi. Burası özellikle göçmen kuşların uğrak yeri. Buraya onlarca çeşit kuş geliyordu. Özellikle bu havzada dinlenip, yazın bir kısmını burada geçirdikten sonra gidiyorlardı. Ama arıtma açıldıktan sonra bölge ciddi şekilde kirlenmeye başladı. Şimdi bütün canlılar belirgin şekilde buradan uzaklaşmaya başladı. Bölgenin çehresi tamamen değişti. Öte yandan gölün kenarı bataklık bir yapıya dönüşmeye başladı” dedi.

  • Bursa’da konuşmak istemeyen eski eşini vurdu

    Bursa’da konuşmak istemeyen eski eşini vurdu

    Bursa’da, Gülfem Alay (32), eski eşi İbrahim S. (45) ile konuşmayı kabul etmediği için tabancayla vuruldu. Kurşunların başına ve karnına isabet ettiği Alay, ağır yaralandı. İbrahim S., polis tarafından yakalanırken, olay anı güvenlik kamerasına yansıdı.

    Bursa’da dün akşam saatlerinde Nilüfer ilçesi Ertuğrul Mahallesi’nde bir çocuk annesi Gülfem Alay, alışveriş yaptığı marketten çıkışında bir süre önce boşandığı eşi İbrahim S.’nin kendisini beklediğini gördü. 32 yaşındaki kadın kaçmaya çalışırken, İbrahim S. ise takibe başladı.

    Eski eşinin konuşmak istemediğini söylemesi üzerine sinirlenen İbrahim S., belindeki tabancayı çıkarıp ateş etti. Mermilerin başına ve karnına isabet ettiği Alay, yere yığıldı. Şüpheli İbrahim S. ise olay yerinden kaçtı.

    İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Alay, sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalesinin ardından ambulansla Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı.

    Alay’ın hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi. Polis ekipleri, yapılan çalışmanın ardından şüpheliyi, olay yerinin 3 sokak uzağında yakalayıp gözaltına aldı. İbrahim S.’nin emniyetteki işlemleri sürüyor.

    ‘BAŞKASIYLA EVLENECEĞİNİ SÖYLEDİ, KONUŞMAK İSTEMEDİ, VURDUM’

    Yakalanarak gözaltına alınan ve emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen İbrahim S.’nin, polise verdiği ilk ifadesinde, “Gülfem’le 2017 yılında evlendik, oğlumuz oldu. 2018 yılında boşanmaya karar verdik. Boşandıktan sonra ben eski eşime geri döndüm. Bir süre sonra yeniden Gülfem’le görüşmek istedim ama o bana başkasıyla evleneceğini söyledi. Olay günü de bunu konuşmak için gittim yanına. Konuşmayı kabul etmeyince vurdum” dediği öğrenildi.

    VURUP, KAÇMA ANI KAMERADA

    İbrahim S.’nin Gülfem Alay’ı tabancayla vurduğu anlar, çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasınca kaydedildi. Alay’ın koşar adımlarla uzaklaşmaya çalıştığı, İbrahim S.’nin peşinden geldiği, eski eşini tabancayla vurduktan sonra olay yerinden kaçtığı anlar, görüntülere yansıdı.

  • Minibüs alev topuna döndü! İşçiler son anda kurtuldu

    Minibüs alev topuna döndü! İşçiler son anda kurtuldu

    Bursa’da içinde işçilerin bulunduğu servis minibüsü seyir halindeyken bir anda alev aldı. Alev topuna dönen minibüsteki işçiler son anda kurtuldu.

    Bursa’nın Nilüfer ilçesi FSM Bulvarı üzerinde seyir halindeyken işçileri taşıdığı sırada başlayan ve nedeni henüz bilinmeyen yangında motor kısmı alev alan minibüsteki işçiler son anda kurtuldu.

    Yangını görenlerin ihbarı üzerine olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi.

    Kısa sürede işçi servisinin yandığı yere ulaşan itfaiye ekipleri yangını söndürdü. Minibüsün motor kısmında büyük hasar oluşurken herhangi bir can kaybı yaşanmadı.

    Siyah dumanlar havayı kaplarken minibüsün yandığı bölgede kısa sürelide olsa araç trafiği oluştu. Yanan aracın olay yerinde kaldırılmasıyla birlikte trafik yeniden normal haline döndü.

  • Bursa’da 6 yaşındaki çocuk balkondan düşüp öldü

    Bursa’da 6 yaşındaki çocuk balkondan düşüp öldü

    Bursa’nın Nilüfer ilçesinde, 3. kattaki evin balkonundan düşen 6 yaşındaki çocuk hayatını kaybetti.

    Bursa’nın Nilüfer ilçesi FSM bulvarındaki bir apartmanda yaşayan Esengül ve Kenan İlhan çiftinin tek çocuğu olan 6 yaşındaki Kuzey İlhan, 3. katta bulunan evlerinin balkonunda oyun oynarken aşağı düştü. Küçük çocuğun yerde cansız bedenini gören ailesi fenalık geçirdi. Minik Kuzey Mudanya ilçesine bağlı Yaylacık köyünde bugün toprağa verildi.

  • Bursa’da motosiklet kazası! 2 arkadaşın durumu ağır

    Bursa’da motosiklet kazası! 2 arkadaşın durumu ağır

    Bursa’da sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği motosiklet bariyerlere çarptı. Kaza sonucu yola savrulan 23 yaşındaki sürücü Enes Çalışkan ve arkasında bulunan arkadaşı Ali Gürlek (22) ağır yaralandı.

    Bursa’nın Nilüfer ilçesi Mudanya Bulvarı’nda gece saatlerinde kent merkezi istikametine doğru giden Enes Çalışkan’ın kullandığı motosiklet, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bariyerlere çarptı.

    Çarpmanın etkisiyle Çalışkan ve arkasında bulunan arkadaşı Ali Gürlek yola savruldu.

    Yoldan geçen vatandaşların ihbarı üzerine polis ve sağlık ekiplerine haber verildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralılara ilk müdahaleyi kaza yerinde yaptı.

    Ambulansa bindirilen yaralılardan Enes Çalışkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılırken, Ali Gürlek de Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Tedavi altına alınan Çalışkan ve Gürlek’in hayati tehlikelerinin bulunduğu öğrenildi. Olay yerinde incelemelerde bulunan polis ekipleri, kazayla ilgili soruşturmaya başladı.

  • Bursa’da evcil hayvan otelinde bayram yoğunluğu

    Bursa’da evcil hayvan otelinde bayram yoğunluğu

    Bursa’nın Nilüfer ilçesinde bulunan hayvan otelinde yaz tatili ve bayram yoğunluğu yaşanıyor.

    Hayvanlarını bırakacak yeri olmayan vatandaşlar, 5 yıldızlı otelleri aratmayan, klimalı ve 24 saat kamera ile izleyebildikleri odalara hayvanlarını bırakmak için yarışıyor.

    Ahmet Ersan Ablak’a ait kedi ve köpeklerin kaldığı otelde 64 oda bulunuyor. Tüm hayvanlar ayrı odalarda kalıyor. Gebe kediler için özel doğumhanelerin bulunduğu otelin çiftlik alanında ise hayvanların enerjileri atacakları mekanlar bulunuyor.

    Kedilerin gecelik ücreti 75 lirayken, köpekler ise boyutlarına göre 100, 125 ve 150 TL olarak fiyatlandırılıyor. Sadece tatilde değil, çalışanlar da kedi köpeklerini günü birlik otele bırakabiliyor.

    3 yıldır hizmet verdiklerini ifade eden Ahmet Ersan Ablak, “Hayvan otelimiz insanların kaldığı otellerden esinlenerek yapıldı. Bu uygulamayı Amerika’da görmüştüm. Bunu Bursa’da yapmak istedik. Türkiye’de bu şekilde çalışan sadece 2 yerden biriyiz. Her odamızda klima var ve sürekli çalışarak sıcaklık derecesi sabit tutuluyor. Hayvanlarını bırakanlar kameralar aracılığı ile 24 saat izleyebiliyorlar” dedi.

    Hayvanların mamalarını ve sevdikleri eşyalarını sahiplerinin getirdiğini ve müşterinin talebine göre dizayn ettiklerini de vurgulayan Ablak, “Bizler burada hayvanların en iyi şekilde kalacaklarını ortamı hazırlıyoruz. Özellikle tatil ve bayram dönemlerinde yoğunluğumuz artıyor. Rezervasyon sistemi ile çalıştığımız için şu an sırada 25 kedi, 15 köpek bekliyor. Ayrıca bizim çiftliğimizde mevcut. İsteyen vatandaşların köpeklerini oraya götürebiliyoruz. Orada havuzumuz ve yeşil alanlarımız mevcut” ifadelerini kullandı.

  • İYİ Parti Bursa: ‘Nilüfer Çayı zehir akıyor’

    İYİ Parti Bursa: ‘Nilüfer Çayı zehir akıyor’

    İYİ Parti Nilüfer İlçe Teşkilatı’nın Yolçatı Köyü’nde düzenlediği “Nilüfer Çayı Zehir Akıyor” eyleminde, TBMM Grup Başkanı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu ve İYİ Parti Nilüfer İlçe Başkanı Levent Öncü sorumlu kurumların yetkililerini acil göreve çağırarak Bursa’nın hayat kaynağının yok olduğuna vurgu yaptı.

    Nilüfer Çayı’nın doğduğu bölgeden alınan içilecek kalitedeki berrak su örneği ile Yolçatı bölgesinden alınan simsiyah renkteki numuneyi kavanozlarda gösteren Bursa Milletvekili ve Meclis Grup Başkanı Tatlıoğlu. “Bu hazin görüntü maalesef AK Parti Türkiye’sinin nereden nereye geldiğini gösteren tablodur” dedi.

    İYİ Parti Nilüfer İlçe Başkanı Levent Öncü’nün, konu ile ilgili yaptığı basın açıklamasında; “Bursa her açıdan maalesef çok talihsiz bir hizmet dönemi yaşıyor. Şehrimiz her geçen gün vizyonsuz bir bakış açısına daha fazla mahkum olurken, tüm ilçelerde olduğu gibi Nilüfer’imizde de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Büyükşehir’in sorumluluk alanındaki kamusal değerlerimiz adeta gözlerimizin önünde yok olup gidiyor.” dedi.

    Nilüfer Çayı’ndan artık tamamen zehir aktığını ve yetkili kurumların buna seyirci kaldığını söyleyen Öncü; “Uludağın güney yamaçlarından doğarak Bursa Ovası’na inen ve 168 km uzaklıkta Karacabey Boğazın’dan Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayımız’ın, kelimenin tam anlamıyla ‘Kurtarın beni!’ diye feryat eden sesini, ne üzücüdür ki, kimseler duymuyor.” açıklamasında bulundu.

    Doğancı Barajı vasıtasıyla Bursa’nın içme suyunu sağlayan Nilüfer Çayı’nın, kentin büyük bölümünden geçerek; Ayvalı, Kaplıkaya, Gökdere, Cilimboz ve Deliçay gibi dereleri ile de tarımsal alanlarda sulama suyu ihtiyacını karşıladığını hatırlatan İlçe Başkanı Levent Öncü açıklamasını şu şekilde sürdürüd:

    “İşte böylesine yaşamsal bir öneme sahip olan Güzelim Nilüfer Çayımız’ın; evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklardan kaynaklanan organik ve inorganik kirleticilerin tehdidiyle karşı karşıya olduğunu, çevreci kuruluşlar ve duyarlı STK’lar ile birlikte adeta bas bas bağırıyoruz.

    İki milyondan fazla nüfusu barındıran ve binlerce sanayi/tarımsal tesisi kapsayan devasa bölgemizin bir zamanlar ‘Gerdanlığı’ olan Çayımız, üzülerek ifade ediyoruz ki, ‘hayat kaynağı’ olma niteliğini yitirdi ve özellikle son 40 yıldır çok açık bir ‘kirlilik kaynağı’ haline geldi.

    Baktığımızda, bu havzadaki noktasal kirleticiler; kentsel ve endüstriyel atık su deşarjları olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, gübre ve böcek ilacı kullanımı gibi tarımsal çalışmaları, hayvancılık faaliyetlerini, arazi kullanımı ile atmosferik taşınımı, bölgedeki diğer yaygın kirlilik nedenleri olarak görüyoruz.”

    BUSKİ’NİN SİTESİNDEKİ ACI GERÇEKLER YÜREK BURKUYOR!

    BUSKİ’nin resmî internet sitesinde de görüldüğü üzere, Nilüfer Çayı’nı besleyen kollar üzerindeki çözünmüş oksijen neredeyse doymuş seviyelerde bulunuyor.

    Bu seviye, Bursa Ovası’nın ortasında yer alan Geçit’te ve Marmara Denizin’den önceki son durak olan Karacabey girişinde ise adeta sıfır seviyesine düşüyor.
    Bu durum tabii ki, doğal yaşamı doğrudan etkilerken, birçok canlı türünün yok olmasına sebep oluyor ve Nilüfer Çayı’nı özellikle yaz dönemlerinde tam anlamıyla bir ‘Atık Kanalı’ haline getiriyor.

    Çay’daki, Kimyasal Oksijen İhtiyacı ile Toplam Azot ve Fosfor (PO4-P) gibi organik kirleticilerin Marmara Denizi’ne dökülmeden önce ne kadar arttığı da yine BUSKİ’nin resmî sitesindeki tabloda gözlemleniyor.

    Bahsettiğimiz bu kirleticilerin, Marmara Denizi’nde sebep olduğu müsilaj problemini de zaten hep beraber yaşadık, halen de yaşıyoruz.

    RAKAMSAL GERÇEKLER NE DİYOR?

    Teknik olarak izah etmek gerekirse; su içerisindeki renk parametresi 0,1’den küçükken, 4,4 seviyelerine çıkmış durumda. Suyun kalitesi de, 2. Sınıf ve tarımsal sulamaya uygun durumdayken, tamamen kirlenerek 4. Sınıf su kalitesine gerilemiş bulunuyor. Maalesef bu nedenle de; Bursa ovasında sulama suyu sıkıntısı yaşayan birçok bölgede, Nilüfer Çayı tarımsal sulamada kullanılamıyor.

    BUSKİ’nin web sitesini incelediğimizde, birçok diğer ağır metal ve zehirli kirleticilerin, yani kanserojen maddelerin de, yukarıdaki değerlere parelel olarak arttığını ve insan sağlığını tehdit ettiğini görüyoruz.

    Yetkili kurumlar, denetlemeleri yoğun ve çok sıkı yaptıklarını, hiçbir deşarjın da arıtılmadan olmadığını söyleseler de; Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğin rakamsal gerçekleri, bunun tam aksini ortaya koyuyor.

    Bütün bu nedenlerle; denetlemeler doğru zamanlama ve yerinde tespitlerle yapılmalı ve bu işlemler sadece gündüz değil, geceleri de etkin bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Ayrıca deşarj standartları da mutlak surette tekrar gözden geçirilmelidir.

    Bununla birlikte; Nilüfer Çayı’nın Uludağ’da kaynağında çıktığında içilebilir nitelikte olan suyunun, oteller bölgesinde kirlenmeye başladığı da çok net. Bu bölgedeki işletmelerin halen daha alt yapılarının ve özellikle arıtma tesislerinin bulunmadığını da biliyoruz. Neredeyse daha kaynağında kirlenen su, kent merkezine geldiğinde hem evsel, hem sanayi, hem de tarımsal atıkların yoğun baskısına maruz kalıyor.

    VEBAL ALTINDASINIZ!..

    Son sözümüz de şu olsun: Şayet Nilüfer Çayımız’ın içinde tekrar balığı, kurbağayı, su kaplumbağasını, doğaya yararı tartışılmaz su yılanını ve tüm su bitkilerini görmek istiyorsak; Kısacası ‘Hayat Kaynağımıza’ yeniden kavuşmak istiyorsak, derhal aklımızı başımıza devşirmeliyiz.
    Aksi halde vebal büyüktür ve bu hazin vebalin en büyük sorumluluğu da bu kenti ‘Yönetemeyen’lerindir…

  • Bursa’nın simge yapıları çikolatadan müzeye dönüştü

    Bursa’nın simge yapıları çikolatadan müzeye dönüştü

    Bursa’nın Nilüfer ilçesinde açılan figürlerinden duvarlarına kadar gerçek çikolatadan yapılan müze vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor.

    Bursa Çikolata Müzesi, kakao ve çikolatanın 5 bin yıllık geçmişine yolculuk yaptırırken, baş döndüren dizaynı ve tasarımıyla kendine hayran bırakıyor. Müzede Bursa’nın tarihi mekanlarının minyatürleri sergilenirken her eserde 10 tona yakın çikolata kullanıldı. Müzenin içerisine 600 yıllık geçmişi bulunan tarihi İnkaya Çınar’nı sığdıran Alihan Yiğit bu eserde 30 ton çikolata kullanıldığını ifade etti.

    Bursa’da farklı sektörlerde hizmet veren ve gittiği bir gezi esnasında görüp daha gelişmiş bir tesis olarak, Bursa’ya farklı bir değer kazandırmak için yola çıkan genç girişimci Alihan Yiğit, Bursa’nın tarihi mekanlarının çikolatadan minyatürlerini yapıp yine duvarından figürlerine kadar gerçek çikolatadan yaptığı müzede bir araya topladı.

    Vatandaşların duvarlarını ısırmamak için kendilerini zor tuttuğu müze büyük ilgi gördü. Bursa’da farklı sektörlerde yıllardır hizmet verdiklerini anlatan Yiğit, “2021 yılı itibariyle Bursa’mıza çikolata müzesi açmaya, değer kazandırmaya karar verdik. Daha önce yapılmış olan bir müzeyi ziyaret ettiğimizde bunu daha fazla geliştirip, gerçek çikolatadan yapabiliriz diye düşündük. Diğer sektörlerdeki ortaklarımızla birlikte karar verip 1 Ocak itibariyle faaliyetlerimize başladık” ifadelerini kullandı.

    Her eser 8-10 ton çikolata kullanılarak inşa edildi

    Müzenin tamamında gerçek çikolata kullanıldığını aktaran Yiğit, “Çikolata müzesinin Türkiye’de yapılmış farklı örnekleri var. Bu müzelerde eserlerin büyük kısmı gerçek çikolatadan değil. Bizim eserlerimizin tamamının yapımında gerçek Belçika çikolatası kullanıldı. Eserlere ortalama 8 ile 10 ton arasında çikolata kullanıldı. Ara bölme duvarlarına varıncaya dek çikolatayla kapladık. Biz müzeyi geliştirip büyüterek yapmak istedik ve böyle yola çıktık. Bizi özel kılan Bursa’ya ait olmamız. Bursa’nın eserlerinin ve değerlerinin olması. Dışarıdan herhangi bir eser yok. Irgandı Köprüsü, tarihi İnkaya Çınarı, Ulu Cami gibi eserlerin 1/10 ölçüde gerçek çikolatadan yaptık. Biz aslında Bursa’ya bir eser kazandırdık” dedi.

    Tamamen doğal ve el yapımı olması en özel yanı

    Piyasada satılan çikolataların büyük kısmında şeker ve palm yağının olduğunu, yoğunlaştırmak için gıda maddeleri eklendiğini aktaran genç girişimci Alihan Yiğit, “Bizim çikolatanın birçok özelliği var. Bunlardan bazıları Belçika çikolatası olması, el yapımı olması, içeriğinde şeker ve palm yağı olmaması. Müzemizin en özel alanı ise Tarihi İnkaya Çınarı. Yapımı çok uzun sürdü ve büyük emek verildi. Girişten itibaren tüm müzeye uzanan dalları, gövdesi onu en özel yapıyor. İçeride birçok ünlünün çikolatadan yapılmış resmi sergileniyor. Hepsinin ortak özelliği ise ya Bursa’da doğmuş olmaları yada Bursa’ya kalite anlamında hizmet etmiş olmaları. Bizlerde bu değerleri çikolatadan resmederek müzemizde sergiliyoruz” diye konuştu.