Etiket: numan kurtulmuş

  • Numan Kurtulmuş, Bahreyn’de müze ve cami ziyareti

    Numan Kurtulmuş, Bahreyn’de müze ve cami ziyareti

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş ve beraberindeki parlamento heyeti, resmi temaslarda bulunmak üzere dün Bahreyn’in başkenti Manama’ya gelmişti. TBMM Başkanı bugünkü temaslarına başladı. Numan Kurtulmuş, başkent Manama’da, Kur’an-ı Kerim Müzesi’ni, El Fetih Camii’ni ve Bahreyn Ulusal Müzesi’ni ziyaret etti.
    Bahreyn ziyaretine, parlamento heyetinde bulunan AK Parti Ankara Milletvekili ve Türkiye-Bahreyn Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Kurtcan Çelebi, AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, MHP Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı ile İyi Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk de eşlik ediyor.

  • Kurtulmuş: “Dünya barışının kapısı Orta Doğu’dur.

    Kurtulmuş: “Dünya barışının kapısı Orta Doğu’dur.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Endonezya Temsilciler Meclisinin ev sahipliğinde başkent Jakarta’da düzenlenen Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya’nın oluşturduğu MIKTA’nın 9. Parlamento Başkanları Toplantısı’na katıldı. “Küresel Yönetişim Mercek Altında: Parlamento Nasıl Hareket Etmeli?” başlıklı ilk oturumda konuşan Kurtulmuş, dünyanın en yoğun ekonomik, sosyal, siyasi krizleri yaşadığı bir dönemden geçtiğini belirterek, başta çevre kirliliği, iklim değişikliği, çatışmalar, işgal, göç dalgaları, enerji krizleri, gıda ve su krizleri olmak üzere farklı birçok krizle eş zamanlı olarak karşı karşıya olunduğunu söyledi.
    Kurtulmuş, bu krizlerin artırdığı rekabet ortamının, dünyayı uzun yıllardır yaşamadığı kadar büyük bir türbülansın içerisine soktuğunu dile getirerek, “Buna paralel olarak ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi gibi yeni sosyal virüslerin de başta Batı dünyası olmak üzere dünyayı etkisi altına aldığı aşikardır” şeklinde konuştu.

    “Düzensiz göç Akdeniz’i mülteci mezarlığına dönüştürdü”

    Bugün dünyada en temel çelişkilerden birinin, zengin kuzeylilerle, dünyanın güneyinde yaşayan ve gettolarına hapsedilmiş fakir, yoksul büyük halk kitleleri olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Düzensiz göçün bu anlamda bir büyük insani yanıt beklediği aşikardır. Bizim bölgemizden bir örnek verecek olursak Akdeniz’i bir mülteci mezarlığına dönüştürdüğü aşikardır. Ayrıca bu göç dalgalarıyla birlikte göçmenlerin gittiği ülkelerde çok huzurlu bir ortam da bulamadıkları hepimizin malumudur” dedi.
    Irkçılık, ayrımcılık, ötekileştirme ile birlikte göçmenlerin kendi ülkelerinden daha zorlu şartlara maruz kaldığını belirten Kurtulmuş, “Ayrıca ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının özellikle Batı ülkelerinde makul ve mutedil ana akım siyasetleri de zehirlediği ve bu anlamda da makul siyasi, demokratik siyasi zeminlerin de çürümeye başladığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Barışı ve hakkaniyeti esas alan yeni bir sistem oluşturmak mecburiyetindeyiz”

    Dünyadaki ısınmanın sadece iklimdeki değişikliklerden ibaret olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, “Dünya her alanda fevkalade ciddi şekilde ısınmaktadır. Uzmanlara göre İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana dünyada en fazla çatışma ve en fazla silahlı rekabetin yaşandığı, silahlı çatışmaların yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz” dedi.
    Silah harcamalarına ayrılan payın dünyanın her ülkesinde giderek arttığını kaydeden Kurtulmuş, “Bütçeden ayrılan payların, insanların temel ihtiyaçları olan sağlık ve eğitim gibi alanlardan kısılarak silahlanmaya yöneldiği de hepimizin malumudur” değerlendirmesinde bulundu.
    Yaşanan krizlerin hiçbirini çözme yeteneği kalmamış bir uluslararası sistemden bahsedildiğini belirten Kurtulmuş, “Bu sorunların hiçbirisini çözemediği için giderek büyüyen ve giderek birbirini tetikleyen bir sorunlar yumağı içerisinde yaşıyoruz. Onun için öncelikli olarak yeni bir dünya sisteminin, güç hiyerarşisine dayalı değil, adalete ve hakkaniyete dayalı yeni bir dünya sisteminin kurulmasının şart olduğunu bir kere daha ifade etmek isteriz.” diye konuştu.
    Dünya sisteminin bu anlamda sorunları çözmekte etkisiz kaldığını dile getiren Kurtulmuş, Orta Doğu bölgesinde yaşanan yeni krizin, küresel yeni krizleri de tetikleyeceğini, yeni çatışmaların da önünü açacağını dile getirdi.

    TBMM Başkanı Kurtuluş, “Eğer Orta Doğu’da Filistinlilere karşı yapılan bu zulüm sonlandırılamaz, bu savaş çevre ülkelerine yayılırsa korkarım ki üçüncü büyük savaşın altyapısının hazırlandığı küresel bir çatışmanın da fitilini ateşleyecektir. Onun için küresel sistemin yeni bir siyasal mimariyi ortaya koymak, barışı ve hakkaniyeti esas alan yeni bir sistem oluşturmak mecburiyetindeyiz” görüşünü paylaştı.

    Bugün Orta Doğu’da yaşananların, bu sistemin artık çalışmaz olduğunu gösteren en acı örneklerden biri olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Koskoca Birleşmiş Milletlerin Genel Sekreteri Guterres, Refah Sınır Kapısı’ndan içeri sokulmamıştır. Daha ne olsun? Bu, Birleşmiş Milletler’in artık yırtılıp çöp tenekesine atıldığının alenen ilanıdır” ifadelerini kullandı.

    “Uluslararası camia olarak bunu durdurmak için hiçbir şey yapamıyoruz”

    TBMM Başkanı Kurtulmuş konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

    “Gücü elinde bulunduranlar, askeri ve siyasi güçleriyle dünyanın birçok ülkesini baskı altına alanlar ne yazık ki Birleşmiş Milletleri de baskı altına almaya başlamışlar. Biz burada konuşurken her 10 dakikada bir insanın öldüğü Gazze’den bahsediyoruz. Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Üzülerek ve utanarak ifade ediyorum, Dünya Çocuk Hakları Günü’nde şu anda 5 bini aşkın çocuğun Gazze’de öldürüldüğünü biliyoruz. Ve maalesef uluslararası camia olarak bunu durdurmak için hiçbir şey yapamıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Sözün bittiği yerde ve uykuların kaçtığı noktada olunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Hatırlayacaksınız birkaç gün evvel Gazze’de Şifa Hastanesi’nin elektrikleri gittiğinde ve insanlara oksijen sağlayan oksijen tüplerinin olduğu oda bombalandığında 30 küsur bebek kuvözlerden alınmak zorunda kaldı. Hepimizin gözleri önünde çığlık çığlığa ağlayarak, bağırarak o çocuklar öldüler. Gazze’de kuvözlerden alınıp ölen çocuklar aslında insanlığın öldüğünün göstergesi” şeklinde konuştu.

    “Gazze’de İsrail’in agresif saldırıları karşısında büyük savaş suçları işlenmekte”

    Yeni bir dünya sisteminin kurulmasının zaruri olduğunu ifade eden Kurtulmuş, insanlar arasında hiyerarşinin ortaya konulmasının da büyük bir haksızlık olduğunu söyledi. Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta Ukrayna’daki sivillerin ölmemesi için ilk andan itibaren üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye gayret ettiğini belirten Kurtulmuş, hem esir takasının gerçekleşmesi hem de tahıl koridorunun açılarak Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın tansiyonunun düşürülmesi için olağanüstü gayret sarf ettiğini kaydetti. Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana, 2 yılda öldürülen insanların sayısının, 45 günde Gazze’de öldürülen insanların sayısı kadar olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, “İnsanlar arasında bir ayrımcılık yapamayız. Bir tek kişinin bile haksız yere öldürülmesi bütün insanlığın öldürülmesi gibi büyük bir suçtur. Kaldı ki bugün Gazze’de İsrail’in agresif saldırıları karşısında büyük savaş suçları işlenmekte, büyük insani kıyımlar ortaya konulmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

    “Bu katliamları destekleyenler de en az bu katliamları işleyenler kadar sorumludur”

    Savaşın bir an evvel durdurulması, Gazze’de yaşanan insani dramın sonlandırılması için acil ve etkili bir ateşkesin ilan edilmesi, hastanelerdeki tıbbi malzemeler başta olmak üzere insanların temel ihtiyaç maddelerinin acilen Gazze’ye gönderilmesinin, uluslararası camianın ortak vazifesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Bugün orada yaşanan insanlık dramları sadece Netanyahu ve hükümetinin işlediği bir suçtan ibaret değildir. Bu işlenen insanlık suçlarını, bu katliamları görmeyenler, destekleyenler, seyirci kalanlar, görmezden gelenler de en az bu katliamları işleyenler kadar sorumludur” şeklinde konuştu.
    BM Güvenlik Konseyi gözlemcilerinin sesine kulak verilmesini isteyen Kurtulmuş, gözlemcilerin Gazze’de yaşananların bir soykırım olduğunu ifade ettiğini hatırlattı. Bu platformların sadece konuşup, dağılan platformlar olmanın ötesine geçmek zorunda olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Hem Gazze’de acil ateşkes ve insani yardımların sağlanması hem de Filistin sorununun kalıcı olarak çözülebilmesi için adımlar atılması artık zaruridir. Bu, insanlığın geleceği için şarttır” dedi.
    Dünya dengelerinin merkezinin Orta Doğu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Dünya barışının kapısı Orta Doğu’dur. Orta Doğu’daki kapının kilidi ise Filistin meselesinin çözülmesidir” dedi.

    “Uluslararası sistem acil hareket koduyla çalışmak zorunda”

    Uluslararası camianın 3 meselenin üzerinde yoğunlaşması gerektiğini belirten Kurtulmuş, bunlardan birisinin 1967 sınırlarında, tam manasıyla egemen, toprak bütünlüğü sağlanmış bir Filistin devletinin kurulması, ikincisinin Yahudi yerleşimcilerin zorla ellerinden aldıkları toprakları sahiplerine devretmesi, üçüncüsünün ise Mescid-i Aksa başta olmak üzere Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin kutsal mekanlarının korunmasının uluslararası sistem bakımından temin edilmesi olduğunu dile getirdi. Uluslararası sistemin bu ve benzeri konuları çözmek için “acil hareket” koduyla çalışmak zorunda olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Korkarım ki bir müddet daha bu sessizlik devam ederse; önümüzde gelecek olan daha vahim sorunları çözmek için vakit artık çok geç olacaktır” diye konuştu.

    Bunun için 3 temel teklifin üzerinde yoğunlaşılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, uluslararası sistemin daha barışçıl hale gelmesi için yeni ve sorun çözücü mekanizma olarak kullanılması, küresel sistemin yeniden yapılanması, sonuçları ortaya çıkan sebepleri tespit etmek ve onları ortadan kaldırmak gerektiğini vurguladı.

  • Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi’ni ziyaret etti

    Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi’ni ziyaret etti

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Saadet Partisi Grubu’nu ziyaret etti. Kurtulmuş’a TBMM Genel Sekreteri Talip Uzun eşlik etti. Kurtulmuş’u Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, Grup Başkanvekilleri Bülent Kaya ve İsa Mesih Şahin karşıladı. Görüşme yaklaşık yarım sat sürdü. Kurtulmuş herhangi bir açıklama yapmazken, Özdağ görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Kurtulmuş’un iade-i ziyarette bulunduğunu belirtti. Özdağ, Can Atalay konusunun ve yargı krizinin olup olmadığına ilişkin soruya, “Meclisin işleyişi ile ilgili konuşmamız oldu. Taleplerimiz oldu. Bunlarla ilgili kendileri not aldılar. Aynı zamanda memleketimizin sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Türkiye’nin daha demokratik bir ülke, hukukun üstünlüğünü önemseyen bir ülke olma noktasında siyasi görüşmelerimiz oldu” ifadelerini kullandı.
    Anayasa çalışmasına ilişkin soruya Özdağ, “Biz bu konularla ilgili düşüncemizi söyledik. Biz bunların erken olduğunu, seçim atmosferinde konuşulmasının doğru olmadığı, seçimden sonra içtüzük ve Anayasanın konuşulması gerektiğini söyledik” şeklinde konuştu.

  • “Çabamız 3’üncü dünya savaşının önüne geçmek”

    “Çabamız 3’üncü dünya savaşının önüne geçmek”

    Numan Kurtulmuş, Ordu’da bir otelde düzenlenen sivil toplum kuruluşları (STK) buluşma programına katıldı. Ordu Valiliği himayesinde gerçekleştirilen programa, Ordu Valisi Muammer Erol, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, protokol üyeleri, ilçe belediye başkanları ve STK temsilcileri katıldı.
    Burada açıklamalarda bulunan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ordu’nun iyi ve yetişmiş bir sivil toplum birikimi olduğunu bildiklerini, bu birikimden her zaman Ordu’nun geleceği için istifade etmeyi kendileri için bir öncelik olarak kabul ettiklerini söyledi. Kurtulmuş, yapılan toplantılarda aktarılan meselelerin her birisinin Ankara’da takibini yaparak birçoğunun da gerçekleşmesine vesile olduklarını kaydetti.

    “Rusya-Ukrayna arasındaki savaş, Rusya’yla topyekun Batı arasında bir savaş haline dönmüş vaziyette”

    Dünyanın ve Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğine işaret eden Kurtulmuş, “Dünyanın dengesi bozulmuş vaziyette. Güçlü olanların dünyayı istediği gibi yönetebileceğini zannettiği, aklın, mantığın, siyasetin, insafın ve insanlığın geride kaldığı bir türbülansın içerisine sokulmuştur. Öncelikle bütün çatışma alanlarının hepsinin yakın coğrafyamızda olduğunu görüyoruz. Balkanlar neredeyse böyle bir fitili yanmakta olan bir bombanın üzerinde oturuyor. Karadeniz’de Rusya Ukrayna arasındaki savaş sadece Rusya ve Ukrayna arasında bir savaş değil, Rusya’yla topyekun Batı arasında bir savaş haline çoktan dönmüş vaziyette. Orta Doğu söylemeye bile gerek yok, paramparça olmuş vaziyette ve Yemen’e kadar Afrika’nın güneyine kadar olan coğrafyada her birisindeki gelişmelerin Türkiye’yi yakından etkilediği fevkalade zor bir süreçteyiz. Bunun dışında zaten bu gerilimler, bu çatışmalar vesaire olmasaydı bile zaten insan eliyle ortaya çıkmış olan bir sürü felaketi de bütün insanlık olarak yaşıyorduk” diye konuştu.

    “İsrail’in politikasında bunu görmezden gelenler de suçludur”

    Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Kötülüğün dünyada şimdiye kadar Hz. Adem’den bu yana insanoğlunun yaşadığı en büyük kötülük senaryosu olarak İsrail, maalesef Gazze’deki insanları ölüme mahkum etmek üzere kollarını sıvamış vaziyette. 10 bini geçti, biz burada konuşurken belki yüzlerce masum çocuk daha hayattan koparıldı. Belki yüzlerce yaşlı insan hayattan koparıldı. Hastaneler artık çalışmıyor, insanlar elleriyle neler yapabilirlerse, tıbbi malzemeler olmadığı için bir şekilde yaralılarına müdahale etmeye çalışıyor. Suyun, elektriğin, yakıtın, ekmeğin olmadığı 2 milyon 300 bin insanın bir köşeye sıkıştırıldığı ama bundan daha önemlisi daha acısı kötülüğün başyapıtı dedim ya bunu bilerek söylüyorum, sadece orada o katliamı yapan, o soykırım boyutlarına ulaşmış olan katliamı yapanlar sorumlu değildir. Bunu görmezden gelen ya da bunu bir bilgisayar başında savaş oyunu oynarmış gibi seyreden bütün insanlık da bunun suçlusudur. İsrail’in bu faşist yöneticilerine karşı İsrail’in insanlıktan nasibini almamış Netanyahu cephesi yöneticilerine yanında arkasında Batı ülkelerinin de nasıl destek verdiğini görüyoruz.”

    “İnsanlar İsrail sevdalısı yöneticilerine rağmen sokaklarda protesto ediyorlar, bu bir dönüm noktasıdır”

    Amerika Birleşik Devletleri’nin savaş gemisi göndermesine ve dünyada insanların protestolar yaptıklarına yönelik de açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, “ABD en büyük uçak gemisini buraya niye gönderdi? Madem gemiyi göndermeyi biliyorsun da bir gemi insanlar için tıbbi malzeme ihtiyaç malzemesini de Gazze’nin limanlarından içeriye soksana. O gemiyi oraya getirip bütün bölge ülkelerini bütün dünya halklarını tehdit etmeyi biliyorsun da Gazze’de insanlık can çekişirken bütün insanlar maalesef yok oluşa doğru sürüklenirken niye hem de lafa geldiği zaman demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden bahsediyorsunuz da niye bu yardımın yapılmasını sağlamıyorsunuz? Bırakın siz yapmıyorsunuz. Dünyanın bu yardımı yapması için niye müsaade ettirmiyorsunuz? Bütün bunların üstüne maalesef gelir gelmez söyledikleri şey nedir? Biz İsrail’e bir kırmızı çizgi çekmiyoruz. Yani ‘vur vurabildiğin kadar, öldür öldürebildiğin kadar.’ Bu sürdürülebilir bir durum değildir, insanlığın bittiği yerdir. Dünyada sistem mi sistem, demokrasi vesaire buna bunları konuşuyorsunuz ama inanın ki gayretullaha dokunur diye de bir söz vardır. Bu iş artık gayretullaha dokunmuştur. Dünyanın birçok yerinde gerçekten insanlıktan yana olan, mazlumdan yana olan, hakkaniyetten yana olan ‘yeter artık böylesine bir zulme seyirci kalmayacağım’ diyen milyonlarca insan sokağa çıkıyor. Kendi ülkelerinde İsrail sempatizanı İsrail sevdalısı yöneticilerine rağmen sokaklarda protesto ediyorlar. Bu bir dönüm noktasıdır” ifadelerine yer verdi.

    “Çabamız 3’üncü dünya savaşının önüne geçmektir”

    Türkiye’nin mazlumların yanında olarak 3’üncü bir dünya savaşını durdurmak için çabaladığını kaydeden Kurtulmuş, “Türkiye olarak çabamız, hem zalimi durdurarak mazluma el uzatmak hem de aynı zamanda dünyanın yeni bir 3’üncü savaşa doğru sürüklenmesinin önüne geçmektir. İnşallah gayretle bu işin arkasında olacağız. Bu mücadelemizden de sonuç almayı ümit ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın ilk günden bu yana ortaya koyduğu perspektif ve bizlerin bu istikamette yürüyüşü meseleyi 2 alanda temerküz ediyor. Bunlardan bir tanesi acil insani yardım ve acil olarak orada ateşkesin bir an önce sağlanması. İkincisi ise siyasi olarak bu meselenin çözülmesi için gayret sarf etmek” şeklinde konuştu.

  • “BM çöp tenekesine atılmış uluslararası bir kurum”

    “BM çöp tenekesine atılmış uluslararası bir kurum”

    Karadeniz Teknik Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış töreni, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un katılımıyla yapıldı.
    KTÜ Kanuni Kampüsü Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezinde yapılan törene TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yanı sıra, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Adil Karaismailoğlu, Mustafa Şen, Yılmaz Büyükaydın, Vehbi Koç, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

    Törende konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş İsrail-Filistin meselesine değinerek “Türkiye’nin tam da merkezinde olduğu tarihçilerin bereketli hilal olarak tanımladığı bu coğrafyanın tam da merkezinde olan Türkiye’nin her bir tarafının büyük çatışmalar, büyük gerilimlerle son derece önemli olaylara gebe olduğu son derece aşikardır. Ayrıca sadece bölge ülkelerinin arasındaki gelişme, çatışma ya da gerilimler değil, aynı zamanda dünyanın neredeyse bütün güçleri bu coğrafyadadır. Karadeniz’i ve Akdeniz’i görüyorsunuz. Kimin ne imkânı varsa herkes bütün savaş makinelerini bu bölgeye getirmiş vaziyettedir. Dolayısıyla Türkiye olarak bu coğrafyada ayakları üstümüzde sağlam bir şekilde basmaktan başka hiçbir şansımız yoktur. Elin oğlu getirdi Filistin ve İsrail arasındaki çatışmayı bahane ederek uçak gemisini Akdeniz’e getirdi. Ve getirirken de ‘Biz Suriye ve Irak’ın kuzeyinde IŞİD’e karşı mücadele veren PYD – YPG’ ye karşı onları korumak için buradayız’ dedi. Yani bunun Türkçesi şu; ’Biz Türkiye’ye karşı buradayız.’ diyor. Bugün İsrail-Filistin meselesini anlamak için 1991 yılı Amerika’nın Irak’ı işgaline gitmemiz gerekiyor, onu anlamamız için de 1917’de Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesiyle birlikte başlayan İngilizler’in yeni emperyal projelerinin ne olduğunu anlamamız gerekiyor” diye konuştu.

    Birleşmiş Milletler’in İsrail-Filistin meselesi ile ilgili tutumu ile ilgili konuşmasına devam eden Kurtulmuş, “ ‘Birleşmiş Milletler’ diye bir şey var. Dünyadaki yaşananları hep beraber görüyoruz. Şimdi İsrail’e karşı dünyanın her yerinde insanlar bir sürü laf söylüyor. ‘İsrail’in yaptığı barbarlıktır, soykırımdır’ diye yüzbinler sokaklara çıkıyor. Birleşmiş Milletler‘de 140 ülke ‘Yeter artık durun’ diyor. Ama durduramıyorsunuz. Çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde dayısı var. ‘Hayır ben İsrail’e kırmızı çizgi çekmiyorum istediğini yapabilir’ diyor. Kırmızı çizgi çekmiyorum kelimesinin Türkçesi, ‘öldür öldürebildiğin kadar’ demektir. Böyle bir sistem yürümez. Bir taraftan savaşları durduracağınızı zannediyorsunuz, bir taraftan da Birleşmiş Milletler’den sonuç alabilecek saflığa sahipsiniz. Birleşmiş Milletler öyle bir hale gelmiştir ki acil insani yardım için Birleşmiş Milletler’in Genel Sekreteri bile Refah Sınır Kapısı’ndan içeri girememiştir. Çöp tenekesine atılmış bir uluslararası bir kurumdan bahsediyoruz. Benim bildiğim İsrail’i durdurmak için 100’ün üzerinde Birleşmiş Milletler kararı vardır. Ne dersen de; adamın yüzüne tükürüyorsun dünya milletleri olarak ‘elhamdülillah’ diyor. Hedefi var çünkü Nil’den Fırat’a kadar bütün bu bölge İsrail’in, Siyonistlerin emrinde olacak, buradaki bütün halklar da İsrail’in emrinde olacak. Ya oradan çıkacaklar ya da köle olmayı kabul edecekler. 2023 yılında dünyanın gözü önünde devam eden bir savaşta hem de bir devletin başbakanı sıfatını taşıyan bir katil diyor ki, ‘Yeşaya kehanetlerine göre bu böyle olacak’ Yani kendisinin kutsal kitabından aldığı bir takım talimatları askeri stratejisinin merkezine koyuyor” ifadelerini kullandı.

    Auschwitz, Srebnenitsa ve Gazze şehirlerinin kaderlerinin birbirinin aynısı olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Üç şehir üzerinden modern çağlarda yaşadığımız katliamları iyi anlamamız lazım: Auschwitz, Srebnenitsa ve Gazze. Birbirine benzer şehirlerdir. Hepsinde de senaryo aynıdır. Katiller, zalimler ve o katliamları yapanlar. Auschwitz ‘de Yahudileri ve çingeneleri toplama kamplarına gönderenler, Srebrenitsa’da Boşnakları ölüm kampı olarak bir akü fabrikasında bir araya getirenler Birleşmiş Milletler’in güvenli bölgesi olarak. Ve bugün Gazze’de bütün dünyanın gözü önünde Gazze’yi açık bir hapishane haline getirenler aynı zihniyetin sahipleridir” şeklinde konuştu.

  • TBMM Başkanı Kurtulmuş Bosna Hersek’te

    TBMM Başkanı Kurtulmuş Bosna Hersek’te

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nin 2023-2024 Akademik Yılı açılış törenine katılmak ve resmi temaslarda bulunmak üzere Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’ya geldi. Bosna Hersek Temsilciler Meclisi’ni ziyaret edecek olan Kurtulmuş, ikili görüşmeler gerçekleştirecek ve Avrupa Birliği Barış Gücü Misyonu (EUFOR) Türk Temsil Heyeti Başkanlığındaki askerlerle bir araya gelecek.
    Kurtulmuş’a ziyaretinde TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, Türkiye-Bosna Hersek Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu eşlik ediyor.

  • “Milletimizin öncülüğünde yeni dünya kurulacak”

    “Milletimizin öncülüğünde yeni dünya kurulacak”

    TBMM Başkanı Kurtulmuş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyet’in ilanının 100. yıl dönümü dolayısıyla Birinci Meclis/Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde düzenlenen törende konuştu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Milli Mücadele’nin tüm kahramanlarını ve Birinci Meclis’in üyelerini yad eden Kurtulmuş, 100 yıl sonra aynı ruh ve heyecanla bir arada olduklarının altını çizdi.

    Kurtulmuş, Sakarya Meydan Muharebesi’nin milletin özgürlüğü ve düşmandan kurtulması için en önemli safhalardan birini oluşturduğunu belirterek, “Bu milletin, bu Meclis’in, bu toprakların tek sahibi olduğunun, 5 bin 713 şehit, 18 bin 480 gazinin kanlarıyla kanıtlanan bir büyük savaştı. Allah rahmet eylesin, ismini taşımaktan onur duyduğum, rahmetli dedem merhum Binbaşı Numan Kurtulmuş da Sakarya Meydan Muharebesi’nde sağ kalça kemiğinden aldığı bir kurşun yarasıyla malulen emekli olmuş ve ondan sonraki hayatını da aksayarak geçirmek durumunda kalan bir gaziydi” ifadelerini kullandı.
    Ahirete intikal eden şehit ve gazilere Allah’tan rahmet dileyen Kurtulmuş, “Cumhuriyet’e erişinceye kadar ateşten gömlek, Osmanlı coğrafyasının bugünkü Türkiye’ye geçişimizin zorlu ve ağır hatıraların hatıralarıyla birlikte biçilmiştir. Biz o ateşten gömleği şerefle giymiş olan bir milletiz” diye konuştu.

    “554 Filistinli şehidimiz mevcut”

    “Dün Osmanlı cihan devletini parçalayabilmek adına birleşen tüm şer güçlerin bugün de Orta Doğu’yu kan gölüne çevirmekle meşgul olduklarını hepimiz üzülerek izliyoruz” diye devam eden Kurtulmuş, uzun yıllardır öldürülen ve soykırıma tabi tutulan Gazze halkının, geçen yüzyılda Cumhuriyet’e giden tüm savaşlarda rol aldığına dikkati çekerek, şunları aktardı:
    “Fedai can eden Filistinli, Gazzeli şehitlerimiz, dedelerimizle birlikte toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi yatmaktadırlar. Onların hep birlikte toprağı vatan kılan şehadet şerbetini hamdederek, şükrederek içtiklerini biliyoruz. Genelkurmay Başkanlığımızın şehit defterlerinde isimleri yazılı olan, yani isimlerini bildiğimiz ve tespit ettiğimiz 554 Filistinli şehidimiz mevcuttur. Bunların her birisini saygıyla anıyorum.”
    Cumhuriyet’in kuruluş aşamasındaki mücadelelere vurgu yapan Kurtulmuş, “Ecdadımız, bütün bu cephelerde o mücadeleyi vermeselerdi, emperyalizme karşı vücutlarını, ruhlarını ve geçmişlerini siper ederek direnmeselerdi, Anadolu’nun kurtuluşunu gerçekleştiremeyeceğimiz gibi bugün bağımsız, başı dik bir özgür millet olarak da yeryüzünde yerimizi alamayacaktık” dedi.

    “Mutlaka milletimizin öncülüğünde yeni bir dünya kurulacak”

    1923’ten bugüne Cumhuriyet’i koruyup değerler dünyasıyla yaşatarak, demokrasiyi hayata geçirerek ve millet iradesinin üstünlüğüne inanarak geldiklerini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
    “Biz Türk milleti olarak bir kere daha yüksek sesle ilan ediyoruz ki emperyalistler ya da yeni emperyalistler hangi oyunu oynarlarsa oynasınlar, mutlaka milletimizin öncülüğünde yeni bir dünya kurulacak ve dünyada hakkın, adaletin egemen olduğu bir düzene geçilecektir. Cumhuriyet’in ruhunda demokrasiyi, hukuk güvenliğini, eşitliği, insan ve millet sevgisini, yurttaş olarak sorumluluk aidiyetini, birbirimize saygıyı, millet kimliğini, dünden yarına umutlarımızı taşıdık. Bu meyanda, Cumhuriyet hepimizin baş tacı, hepimizi içine alan bir ortak çatıdır. Bu kutsal çatı altında görev yapan milletvekilleri olarak en büyük şevk kaynağımız, Meclis’imizde milletimizin duyduğu güven ve Cumhuriyet’imizin sonraki asırlara çok daha güçlü bir şekilde taşıyabilme arzusunun verdiği heyecandır.”

    “TBMM daima milletimizin aynadaki sureti olmuştur”

    Kurtulmuş, TBMM’nin Cumhuriyet’in, demokrasinin ve hukuk devleti ilkesinin teminatı olduğunu aktararak, “Meclis’imiz aynı zamanda ülkemizin bütün sorunlarının asli çözüm yeridir. Burada sağduyu, vicdani özen, ortak akıl, diyalog ve uzlaşı kanallarını kullanarak çözemeyeceğimiz hiçbir meselemiz yoktur. TBMM daima milletimizin aynadaki sureti olmuştur. Şüphesiz ki TBMM’nin çatısı altında siyasi partilerimizin, farklı siyasi görüşlerimizin var olması demokrasinin bir gereğidir ve ülkemiz için bir zenginlik, bir kazanımdır” değerlendirmesini yaptı.

    “Milletimizi Cumhuriyet’in ikinci asrına taşımak için cansiperane bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz”

    Milletvekillerinin dile getirdiği farklı görüşlerin, milleti daha iyiye, daha güzele ve daha doğruya ulaştırma çabalarının bir tezahürü olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Demokrasilerde ihtilaflardan, farklı görüşlerden çekinilmez, korkulmaz. Çünkü demokrasilerde farklı fikirler, ihtilaf vesilesidir ama tefrika vesilesi değildir. Demokrasilerde ihtilafı bir zenginlik aracı olarak göreceğiz ve ötekileştirmelere fırsat vermeden milletin vekilleri olarak milletimizi, Cumhuriyet’imizin ikinci asrına taşımak için cansiperane bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    “Cumhuriyet’imizi kusursuz bir demokrasiyle taçlandıracağız”

    “Cumhuriyet’imizin 100. yılında ülkemiz ve milletimiz için nice yüz yıllara erişmek dileği ve inancıyla omuz omuza vererek çalışmaya devam edeceğiz” vurgusunu yapan Kurtulmuş, şunları dile getirdi:
    “Bizden evvelki asırda Cumhuriyet’i bugünlere kadar getiren herkese şükran borcumuzu ödeyebilmek için, ülkemizi daha güçlü yarınlara doğru taşımak hepimizin ortak ve kutsal görevidir. İnşallah Türkiye’yi sadece çağdaş muasır seviyesine ulaştırmak değil, çok ötesine taşımak için canla, başla, gece, gündüz azimle, gayretle çalışacağız. İlk Meclis’tekilerin ortak fikri olan, Türkiye’yi mandacılara teslim etmemek, Türkiye’yi bağımsız bir ülke olarak ayağa kaldırma fikrini daha da ileriye götürerek her alanda tam bağımsız Türkiye’yi inşa etmek için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz. Cumhuriyet’imizi milletimizle buluşturduğumuz gibi kusursuz bir demokrasiyle taçlandıracağız ve Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılı Allah’ın izni, sizin gayretiniz, milletimizin çabasıyla sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyılı olacak.”

  • TBMM’de “Filistin” oturumu

    TBMM’de “Filistin” oturumu

    TBMM Başkanı Kurtulmuş, İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin genel görüşme için toplanan TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Kurtulmuş, Filistin-İsrail arasındaki çatışmaya değinerek, “Savaşın genişlemesinin önlenmesi, barış, güven ve istikrar ekseninde bu anlayışımız çerçevesinde adil ve hakkaniyetli bir barışın tesis edilebilmesi için Türkiye olarak üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

    Kurtulmuş, şöyle konuştu:

    “Ecdadımız dört asır boyunca bugünkü Filistin topraklarında farklı dinden insanları, mezhepleri, etnik yapıları bir arada yaşatabilmiş. Batılı insaflı tarihçilerin ‘Osmanlı barış düzeni’ olarak tanımladıkları bu dönemde bir tek mezhep, din kavgası olmamış, herkesin hakkına hukukuna riayet edilmiş. Kısaca özetlemek gerekirse Mescid-i Aksa’daki Allah-u Ekber sesleriyle, hemen yanı başındaki ağlama duvarında Yahudilerin yakarışları, 100 metre ötedeki Doğuş Kilisesi’ndeki Hristiyanların duaları birbirine karışmış, insanlar barış, esenlik içinde yaşamıştır.”

    Kurtulmuş, Ortadoğu barışı ve Filistin-İsrail arasında barışın sağlanması için üç temel konu olduğunu ifade ederek, “1967 sınırlarında bütünleşik, tam manasıyla bağımsız, egemen ve başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti mutlaka mutlaka kurulmalıdır. Bütün dünya tarafından tanınmalıdır. Bir halkın devlet olarak varlığına müsaade edeceksiniz, asırlardır onlarla birlikte yan yana yaşamış halkın devlet olmasını kabul etmeyeceksiniz. Dolayısıyla, diyoruz ki; Türkiye olarak başından beri ifade ettiğimiz iki toplum iki devletli çözümden başka hiçbir çözüm olmadığını son olaylar bir kez daha ortaya koymuştur. Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu sorunun çözülmesi için 2’nci temel mesele ise özellikle on yıllar boyunca yerleştirilen ve son birkaç yıldır giderek sayıları artan yasa dışı yerleşimciler meselesidir. İnsanlar evlerinden, iş yerlerinden, köylerinden, kentlerinden tehcir edilerek, onların yerine orayla hiç ilgisi olmayan halklar getirilmiş ve yerleşimciler uluslararası hukuka aykırı, Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı bir şekilde yerleştirilmeye devam edilmiştir. Yasa dışı, hukuk dışı bu yerleşimciler meselesinin ve buna bağlı olarak İsrail’in işgal ve ilhak teşebbüslerinin sona erdirilmesi, barışın önünü açacak en önemli gelişmelerden biridir. Değerli milletvekili arkadaşlarım, 3’üncü temel mesele ise başta Mescid-i Aksa olmak üzere -Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin- bütün din mensuplarının kutsal mekânlarının masuniyetinin korunması ve bu anlamda dinlerin kutsallarına karşı saygı gösterilmesidir. Onlarca kere yaşandığı gibi özellikle son dönemde sadece sıradan insanların da değil bazı milletvekillerinin, bazı bakanların öncülüğünde Müslümanların kutsal mekânı olan Mescid-i Aksa’nın defalarca baskınlara uğramış olması, baskınlarla işgal edilmiş olması uluslararası hukuk bakımından kabul edilebilecek bir durum değildir” değerlendirmesini yaptı.

  • “Üzerimize düşeni yapmaya hazırız”

    “Üzerimize düşeni yapmaya hazırız”

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Akademik yılı açılış töreninde konuştu. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girilen 2023 yılını tarihsel önemde bir dönemin başlangıcı olarak gördüğünü ifade ederek, “İnşallah önümüzdeki dönem sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye’nin yüzyılını açacak, bu kapıyı aralayacaktır. Her alanda güçlü olmalı, her alanda daha ileriye gitmek Türkiye’yi güçlü yarınlara taşımak mecburiyetindeyiz. Bunun için üniversitelerimize de çok büyük sorumluluk düşüyor. Her alanda başarılı olacak bir Türkiye’yi ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Hep beraber, hayatımızın son gününe kadar hem bireysel anlamda hem de milli hedefler anlamında, varmayı düşündüğümüz ülküler koymak zorundayız. Hedefi olmayan insan ontolojik olarak da bir değer ifade etmez. Bu milletin Anadolu topraklarına geldiğinden itibaren en temel özelliklerinden birisi, hep daha ileriye gitmek, güçlü olmak ve insanlığa fayda olmak için önüne koyduğu hedeflerdir” diye konuştu.

    “Gücü tesirli bir Türkiye’nin varlığı, dünya barışının sağlanması için de fevkalade önemlidir”

    Dünyanın her bakımdan yeni oluşlara, yeni gelişmelere gebe olduğunu belirten TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
    “Sadece teknoloji alanında değil, uluslararası ilişkilerde de dünyadaki siyasal gelişmelerde de belki insanlık tarihinin en zor dönemlerinden birisinden geçmekte olduğumuzu görüyoruz. Hatta kimilerine göre, güç savaşlarının, mücadelelerin, çekişmelerin geldiği nokta çoktan üçüncü dünya savaşının başlangıcıdır. Bu çerçevede Türkiye olarak sahip olduğumuz medeniyet birikimi, önümüzde duran imkan ve fırsatlar, 85 milyonluk son derece dinamik toplumsal yapımızla birlikte dünyanın önümüzdeki dönemine ışık tutabilecek ender ülkelerden birisi olduğumuzu hiç abartısız bir şekilde ifade etmek isterim. Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümünün temel meselesi, dünyada yeni bir paradigmaya duyulan ihtiyaçtır. Yani hakkaniyeti adaleti yeryüzündeki 8 milyar insanın yaradılışta eşitliğini esas almayan bir sistemin dünyada sorunları çözebilmesi mümkün değildir. Onun için sözü güçlü, güçlü bir Türkiye’nin varlığı gücü tesirli bir Türkiye’nin varlığı, dünya barışının sağlanması için de fevkalade önemlidir.”

    “Her 2 tarafa da barış ve esenlik içerisinde bir Ortadoğu’nun kurulması için sükuneti tavsiye ediyoruz”

    Son günlerde İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalara değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, gelişmelerin bugüne ait olmadığını ifade ederek, “1948 bu yana devam eden sürekli haksızlıklarla beslenen, hele hele 1967 sonrasında işgallerle ilhaklar ile yeni yerleşimcilerle Filistinlileri yok sayan bir anlayışın getirdiği nihai noktadır son noktadır. Bu büyük mücadele devam ederken bu maalesef çok yoğun çatışmalar devam ederken Türkiye olarak biz her 2 tarafa da barış ve esenlik içerisinde bir Orta Doğu’nun kurulması için sükuneti tavsiye ediyoruz. Türkiye olarak bu meselenin insaniyet ekseninde çözülebilmesi için çaba sarf edilmesini ifade ediyoruz. Aynı şekilde dünyanın birçok yerinde özellikle batı ülkelerinden ortaya çıkarılan çifte standardı haksızlıkları ve oradaki taraflardan birini yok sayan anlayışı da esefle takip ediyoruz. Şu son 2 gündür Gazze şeridinde belki artık sayıları binleri bulmuş olan çocuk, kadın masum insanların öldürülmesine sessiz kalanlar, ondan evvelki sürede insanların iş yerlerinin gasp edilerek yeni yerleşimciler vasıtasıyla el konulmasına sessiz kalanlar, evlerinden çıkarılmasına sessiz kalanlar ne yazık ki dünyanın başka yerinde aynı şeyler yaşandığında sonuna kadar seslerini çıkarabiliyorlar. Bu çifte standardın ortadan kaldırılması lazım. Biz bir tek masum insanın ölmesine dahi rıza gösteremeyiz. Hangi ırklar olursa olsun, hangi dine mensup olursa olsun hangi kültüre ait olursa olsun bir masum insanın, bir yaşlı, insanın bir çocuğun öldürülmesi, katledilmesi bütün insanlığı öldürmek gibidir. Onun için bütün bunların hepsine karşı tavır almak mecburiyetindeyiz” şeklinde konuştu.

    “Gariban Filistinlilerin yaşama hakkı yok mudur”

    “Filistin topraklarının işgal ve ilhakı karşısında sessiz kalanlar, milyonlarca Filistinlinin vatanını terk ederek göçmen durumuna kalması durumunda kalmasına seyirci kalanlar, dünyanın başka yerlerinde başka şeyler yaşandığı zaman sonuna kadar konuşmasını biliyorlar” diye konuşan Kurtulmuş, şunları söyledi:
    “Rusya’nın Ukrayna’yı ilhakı ve işgalini tanımayan bir ülke olarak çok rahatlıkla konuşuyorum. Türkiye’nin hakkaniyet ve adaletin savunucusu olan Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak çok rahatlıkla konuşuyorum. Rusya’nın Ukrayna topraklarını Kırım’ı ilhakını onun karşısında yüksek sesle konuşanlar, siyaset geliştirenlerin 1948 bu yana İsrail’in sürekli Filistin topraklarını işgal ederek ilhak etmesine niye seyirci kalıyorlar? Orta Doğu’da herkesin yaşamı hakkı var da gariban Filistinlilerin yaşama hakkı yok mudur? Orta Doğu’da İsrail’in var olma hakkı var da Orta Doğu’da tam manasıyla bağımsız bir Filistin devletinin var olma hakkı yok mudur? Bu şifre standartların ortadan kaldırılması, bir an evvel barışın, sükunetin yeniden sağlanması şarttır. Dünya barışının kapısı, Orta Doğu barışı, Orta Doğu barışının kapısı ise Filistin davasının tam manasıyla özgür bir Filistin devleti kuruluncaya kadar Filistin davasının hakkaniyet içerisinde bir çözüme kavuşturulmasıdır.

    Bu açıdan Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizi bir kere daha ifade ediyoruz. Bu çatışmaların bir an evvel durdurulmasını, insani kayıplara son verilmesini, uluslararası camianın bu noktada da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesini temenni ediyoruz. Türkiye olarak bu konuda üzerimize düşen sorumlulukları sonuna kadar yerine getirmeye kararlıyız. Ayrıca 3 temel mesele hallolmadan Filistin İsrail arasındaki barışın sağlanması mümkün görünmüyor. Bunlardan birisi 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin mutlaka kurulmasıdır. Bir diğeri yasa dışı yerleşimcilerin Birleşmiş Milletler tarafından yasa dışı ilan edilen yerleşimlerin, yerleşimcilerin işgal ettikleri yerlerden çekilmesi ve buralarda Filistinlilerin haklarına İade edilmesidir. Üçüncü temel mesele ise başta Mescidi Aksa olmak üzere kutsal mekanların masumiyetinin korunmasıdır.”

    “Hedeflerimizi ortaklaştırmak zorundayız”

    Kurtulmuş, Türkiye’nin dünyanın en zor coğrafyalarından birinde bulunduğunu hatırlatarak, “Anadolu kıtasında güçlü bir şekilde ayakta durmaktan başka çaremiz yoktur. Güçlü bir Türkiye sadece 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız için değil, sadece 100 milyonlarca Türkiye’nin dostu olan dost ve kardeş ülkelerin halkları için değil, aynı zamanda dünya barışı içinde zorunludur elzemdir. Türkiye’yi yarınlara taşırken 3 temel alanda Türkiye’nin giderek daha da güçlenmesi ve insanlığın hayrına bu gücünü kullanabilmesi için hedeflerimizi ortaklaştırmak zorundayız” dedi.

    “Hem bölgesel gerilimleri azaltmak için hem de küresel ölçekte yeni bir barış dönemine geçilebilmesi için bütün gücümüzle gayret sarf edeceğiz”

    Türkiye’nin bulunduğu bölgenin ve dünyanın daha fazla gerilim ve çatışmalara gebe olduğunu ifade eden TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Bir tarafta Balkanlar, bir tarafta Karadeniz, bir tarafta Kafkaslar, bir tarafta Orta Doğu, bir tarafta Doğu Akdeniz Yemen’e kadar olan Afrika’nın içlerine kadar olan bölge bütün bu bölge. Maalesef yeni gerilimlerin, yeni çatışmaların gebe olan bir döneme giriyoruz. Hatta daha uzaklara gidiniz. Amerika ve Çin arasındaki gerilimin özellikle Pasifik’te çok büyük yeni gelişmeleri de gebe olacağı aşikardır. Bütün bunların çerçevesinde Türkiye kendi eksenini inşa etmek mecburiyetindedir. O tarafın ya da bu tarafın ekseninde durarak o taraftan ya da bu taraftan destek alarak şu tarafın ya da bu tarafın gözüne girerek Türkiye’nin ikinci yüzyılının hedeflerine ulaşmamız mümkün değildir. Gücümüzü tahkim edeceğiz. Rasyonel bir şekilde dünyadaki gelişmeleri yerinde takip edeceğiz ve bu anlamda Türkiye’nin barış, istikrar ve güven ekseninde yeni bir dış politika inşa etmesi için elimizden gelen her türlü gayrete ortaya koyacağız. Bunun dışında hem bölgesel gerilimleri azaltmak için hem de küresel ölçekte yeni bir barış dönemine geçilebilmesi için bütün gücümüzle gayret sarf edeceğiz. Burada hiç şüphesiz bu alanlardaki bütün bilgileri stratejik hale getirecek önemli kurumlarımızın başında üniversiteler geliyor. Üniversitelerimizin dünyadaki bu gelişmeleri izleyerek bunları stratejik raporlar haline getirmesi, bunları Türk siyasetinin ve hatta dünya siyasetinin istifadesine sunması bu dönemde öncelikli vazifelerinden birisidir” değerlendirmesinde bulundu.

    “Birleşmiş Milletler kağıttan bir organizasyon haline gelmiştir”

    Dünyanın birçok bölgesinde çatışmalar olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, “Filistin meselesi, işte Rusya öyle Ukrayna arasındaki mesele işte dünyanın birçok yerindeki çatışmalar. Dünya sistemi artık bu çatışmaları çözebilme kabiliyetini çoktan kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler, kağıttan bir organizasyon haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler son 20-30 yıllık süre içerisinde dünyanın herhangi bir yerinde bir sorunu hakkaniyet temelinde çözebildi, hayır çözemedi. Yeni bir küresel siyasal mimariye ihtiyaç vardır. Dünyada sadece 5 ülkenin dudağından, ağızlarından çıkan sözlerin değil, 190 ülkenin ortak menfaatlerine olacak sistemi kurabilecek bir anlayışa ihtiyaç vardır” dedi.

  • “Mescid-i Aksa Müslümanların kırmızı çizgisidir”

    “Mescid-i Aksa Müslümanların kırmızı çizgisidir”

    ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ dolayısıyla Büyük Çamlıca Camii’nde düzenlenen programa, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Valisi Davut Gül, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve din görevlileri katılım sağladı. Program Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Vali Davut Gül’ün konuşmalarının ardından Meclis Başkanı Kurtulmuş kürsü konuşmasına başladı. Konuşmasında Filistin meselesine değinen Kurtulmuş, Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıların kabul edilemez olduğunu ve Mescid-i Aksa’nın Müslümanların kırmızı çizgisi olduğunu ifade etti. Kurtulmuş, iki tarafı da sükunete davet etti.

    “Yapılan zulümler had safhaya ulaşmıştır”

    “Bugün maalesef Mescid-i Aksa’nın uzun yıllardır devam eden işgal ve saldırılar altında bulunmasını büyük bir kederle, üzüntüyle hep beraber izliyoruz” diyen Kurtulmuş, “4 asır boyunca Filistin topraklarına hükümdar olan ecdadımız Müslümanları, Hristiyanları, Yahudileri ve bütün farklılıkları birlikte bir arada yaşatmış ve bu 4 asır boyunca bir tek din savaşı, bir tek mezhep savaşı ortaya çıkmamıştır. Bugün maalesef Orta Doğu’da ve Filistin topraklarında yapılan zulümler had safhaya ulaşmıştır. Biz devam etmekte olan bu gerilimi gerçekten kaygıyla izliyoruz. Her iki tarafın da bu anlamda sükunetle bu meselenin çözülmesi için bir şekilde sükuneti tavsiye ediyoruz. Ancak, bütün dünyaya şu soruyu sormak da herhalde hakkımızdır. Ne oldu, nasıl oldu da Orta Doğu böylesine yaşanmaz bir bölge haline geldi. Nasıl oldu da ecdadın 4 asır boyunca barışı getirdiği Filistin toprakları bu gün kan denizine döndü. Türkiye’nin tavrı açıktır. Mescid-i Aksa’nın mukaddesatı her şeyin üzerindedir” ifadelerini kullandı.

    “Mescid-i Aksa Müslümanların kırmızı çizgisidir”

    Filistin’de yaşananların hukuksuz olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Mescid-i Aksa Müslümanların kırmızı çizgisidir. Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırı asla ve asla kabul edilemez. Birleşmiş Milletler’in kararlarına uymayan ve bunu ihlal edenlerin yanına kar kalmıştır. Şu anda Mescid-i Aksa’nın uluslararası statüsünü Türkiye olarak koruyor ve bu uluslararası statünün sonuna kadar korunması gerektiğine inanıyoruz. Aynı şekilde, Filistin topraklarında devam etmekte olan yabancı yerleşimciler meselesinin, yani o topraklara ait olmayan ama oraya götürülerek Filistinlilerin yerlerine, yurtlarına yerleştirilenlerin de aslında uluslararası hukuk bakımından bir suç teşkil ettiğini biliyoruz” diye konuştu.

    “İki devletli çözümün tek çıkar yol olduğunu söylüyoruz”

    İki devletli çözümün tek çıkar yol olduğunu belirten Kurtulmuş, “Yine aynı şekilde, biz Türkiye olarak başından itibaren iki devletli çözümün tek çıkar yol olduğunu söylüyoruz. Tam manasıyla bağımsız, bütün kurum ve kuruluşlarıyla teşekkür etmiş bir Filistin devleti kurulana kadar Orta Doğu’daki bu kargaşa maalesef sona ermeyecektir. İki devletli bu çözümden başka bir yol olmadığı ortadadır. 1967’de BM tarafından kabul edilen sınırlara dönülünceye kadar başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti tamamıyla müstakil hale gelinceye kadar Orta Doğu’daki bu kargaşa sona ermeyecektir” dedi.