Etiket: Obezite

  • Obezitede de kesin çözüm yok

    Obezitede de kesin çözüm yok

    Hazır gıdalar ve hareketsiz yaşamın birçok kişinin kilo almasına yol açtığı belirtilmiştir. Kilolarla başa çıkamayan kişilerde obezitenin kaçınılmaz olduğu vurgulanmıştır. Dünya Obezite Federasyonu verilerine göre, aşırı kilo ve obezitenin ekonomik etkisinin 2035 yılına kadar 4 trilyon doları aşacağı tahmin ediliyor. Obeziteyle mücadele için bireysel, toplumsal ve küresel çabalara ihtiyaç olduğu ifade edilmiştir.

    Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, obezitenin kalp hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon, kanser ve psikolojik sorunlara yol açabileceğini belirtmiştir. Bilinçli beslenme, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam tarzının önemine vurgu yaparak obeziteyle mücadelede sağlık uzmanlarının önemli bir rol oynadığını söylemiştir.

    Aşırı obeziteye sahip kişilerde cerrahi müdahalenin düşünülebileceği ifade edilmiştir. Obezite cerrahisinin riskleri olduğu ancak kilo kaybı ve metabolik iyileşme sağlayarak obeziteye bağlı sağlık sorunlarını azaltabileceği belirtilmiştir.

    Operasyon sonrası beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ve aktif bir yaşam tarzının benimsenmesinin önemine değinilmiştir. Obezite cerrahisi sonrasında birçok obeziteye bağlı sağlık sorununun iyileşebileceği veya azalabileceği vurgulanmıştır.

    Sonuç olarak, obeziteyle mücadelede bilinçli beslenme, düzenli egzersiz ve gerektiğinde cerrahi müdahale gibi yöntemlerin kullanılmasının önemli olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, obezite cerrahisinin kişinin yaşam kalitesi ve genel sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğu ifade edilmiştir.

     

  • Türkiye’de obezite oranı

    Türkiye’de obezite oranı

    TÜİK, 2022 yılına ilişkin Türkiye sağlık araştırması verilerini bugün yayınladı. Buna göre, boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksi incelendiğinde; 15 yaş ve üstü obez bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 21,1 iken 2022 yılında yüzde 20,2 oldu. Cinsiyet ayrımında bakıldığında; geçen yıl kadınların yüzde 23,6’sının obez ve yüzde 30,9’unun obez öncesi, erkeklerin ise yüzde 16,8’inin obez ve yüzde 40,4’ünün obez öncesi olduğu görüldü.

    0-14 YAŞ ÇOCUKLARDA EN FAZLA ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU GÖRÜLDÜ

    Çocuklarda son 6 ay içinde görülen hastalık türleri incelendiğinde, 0-6 yaş grubunda yüzde 31,3 ile en çok üst solunum yolu enfeksiyonu görüldü. Bunu sırasıyla yüzde 29,4 ile ishal ve yüzde 6,9 ile alt solunum yolu enfeksiyonu izledi. 7-14 yaş grubunda da yüzde 27,1 ile üst solunum yolu enfeksiyonu ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 19,8 ile ishal, yüzde 11,2 ile ağız ve diş sağlığı sorunları takip etti.

    BEL BÖLGESİ PROBLEMLERİ EN FAZLA GÖRÜLEN HASTALIK OLDU

    Son 12 ay içinde 15 yaş ve üstü bireylerde görülen hastalık türleri incelendiğinde, bel bölgesi problemleri 2019 yılında yüzde 29,7 ile 2022 yılında da yüzde 24,6 ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 17,2 ile boyun bölgesi problemleri, yüzde 16,1 ile hipertansiyon, yüzde 11,4 ile şeker hastalığı ve yüzde 9,6 ile alerji izledi.

    HER GÜN TÜTÜN MAMULÜ KULLANANLARIN ORANI YÜZDE 28,3

    Her gün tütün mamulü kullanan 15 yaş ve üstü bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 28 iken 2022 yılında artarak yüzde 28,3’e yükseldi. Bu oranın erkeklerde yüzde 41,3, kadınlarda ise yüzde 15,5 olduğu tespit edildi. Tütün mamulü kullanmayan bireylerin (bırakanlar ve hiç kullanmayanlar) oranı 2019 yılında yüzde 68,7 iken 2022 yılında yüzde 68’e geriledi.

    ALKOL KULLANANLARIN ORANI YÜZDE 12,1

    Alkol kullanan 15 yaş ve üstü bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 14,9 iken 2022 yılında azalarak yüzde 12,1 oldu. Bu oranın erkeklerde yüzde 18,4, kadınlarda ise yüzde 5,9 olduğu tespit edildi.

    Alkol kullanmayan bireylerin (daha önce kullanan ve hiç kullanmayanlar) oranı, 2019 yılında yüzde 85,1 iken 2022 yılında artarak yüzde 87,9’e yükseldi.

     

    YATAKLI TEDAVİ HİZMETİ ALANLARIN ORANI YÜZDE 9,7 OLDU

    Hastanede en az bir gece yataklı tedavi hizmeti alan bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 10,8 iken 2022 yılında yüzde 9,7’ye geriledi. Bu oran erkeklerde yüzde 8,7, kadınlarda da yüzde 10,7 oldu.

    EN ÇOK FAYDALANILAN KORUYUCU HİZMET TANSİYON ÖLÇTÜRME OLDU

    15 yaş ve üstü bireylerden tansiyonunu ölçtürenlerin oranı 2019 yılında yüzde 50,8 iken 2022 yılında azalarak yüzde 44,7 oldu. Kolesterolünü ölçtürenlerin oranı yüzde 39,6 ve kan şekerini ölçtürenlerin oranı yüzde 41,6 oldu.

  • “Ölmek için yiyen hastamız vardı”

    “Ölmek için yiyen hastamız vardı”

    Son yıllarda sağlıklı gıdalardan uzaklaşılarak işlenmiş gıdaların yoğun şekilde tüketilmesi, hareketsizliğin artması gibi durumlar nedeniyle tüm dünyada obezite rakamları gün geçtikte artıyor. Uzmanlar Türkiye’de de obezitenin gün geçtikçe arttığını ifade ederken “Gizli pandemi” olarak ifade edilen obeziteye karşı uyarılar her fırsatta yineleniyor. Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Obezite Merkezi’nde de multidisipliner bir yaklaşımla obezite hastalarına tedavi imkanı sunuyor. Merkezde diyetisyen, psikolog, iç hastalıkları uzmanı ve hemşireler eşliğinde hastaların fazla kilolarından sağlıklı bir şekilde kurtulmalarına yardımcı olunuyor. Obezite Merkezi Sorumlu Hekimi, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Şimşek ve Diyetisyen Beyhan Topçu da merkez hakkında bilgi verirken, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Dr. Emel Şimşek, merkeze gelen bir hastanın ilginç hikayesini de anlattı.

    “Üzücü olan; meslektaşlarımız arasında da obezite bazen hastalık olarak görülmüyor”

    Obezitenin tüm dünyada giderek artmaya devam eden bir sorun olduğunu söyleyen Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Obezite Merkezi Sorumlu Hekimi, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Şimşek, obeziteye karşı farkındalık çalışmalarının önemine dikkat çekti. Uzm. Dr. Şimşek, “Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil aslında tüm dünyada obezite ile ciddi bir mücadele yapılıyor. Bunun nedeni; yaşam şeklimizin biraz değişmiş olması gibi geliyor, beslenme alışkanlıklarımız çok değişti buna bağlı olarak hareketlerimiz azaldı. Toplumsal olarak çok az hareket eden bir toplum haline geldik. Aslında üzücü olan şu; tıp dünyasında, kendi meslektaşlarımız arasında da obezite bazen hastalık olarak görülmüyor, görülemeyebiliyor. Bu çok önemli, bunun öncelikle hem hastaya hem topluma bir hastalık olarak anlatılarak, farkındalık oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Ben hastalara her geldiklerinde bunun bir hastalık olduğunu ve bu yüzden böyle bir merkezde tedavi edildiğini anlatıyorum. Biz onlarla sanki kilo veriyormuş gibi mutlu oluyoruz çünkü onların gözlerinde o ışıltıyı görüyorsunuz. ‘Hocam bunu giyemiyordum, giyiyorum, aynaya bakamıyordum, bakabiliyorum’ bunlar sizi o kadar motive ediyor ki o geri bildirimler olmasa inanın zor. Ölmek için yiyen sonra yaşamak için obezite merkezine gelen bir hastayla karşılaşmıştım. O beni çok etkiledi ‘hocam yedim, yedim, ölmedim artık yaşamaya karar verdim ve size geldim’ dedi. Bu çok etkileyiciydi gerçekten ve en iyi kilo veren hastalardan biri de o. Çok müthiş bir hikaye bence, eşinin kaybettikten sonra yaşama enerjisini kaybetmiş bir hastamızdı. Daha sonra torunuyla yaşam enerjisini tekrar yakalamıştı. Onunla daha çok vakit geçirmek için de kendini bize emanet etti, aslında biz bu yolda birlikte yürüyoruz. Bizim tek başımıza yaptığımız hiçbir şey yok, biz onlara sadece destek oluyoruz. Obezite multifaktöriyel bir hastalık olduğu için birçok branş bir arada çalışarak bununla mücadele ediyoruz. O hastamız yaklaşık 1,5 yılda 60 kilo civarında vermişti” dedi.

    “Çocukluk çağındaki obezite çok daha tehlikeli”

    Obezite Merkezi’nde görevli Diyetisyen Beyhan Topçu ise, “Kişi kilo vererek birçok kronik hastalık riskini de minimize edebiliyor. Bizim amacımız insanlara klasik diyet listeleri verip onlara kilo verdirmek değil, sağlıklı beslenme eğitimleri vererek hem kendilerine hem ailelerine, çevrelerine kilo verdirmelerini sağlıyoruz. Kalori hesabı yapmalarını istiyoruz, egzersizlerle ne kadar kalori harcayabileceklerini, bunların yeme ve içmelerine ne kadar yansıyabileceklerini konuşuyoruz. Bol bol su içmelerini öneriyoruz, özellikle diyabet hastaları veya yaş itibariyle azar azar sık beslenmelerini öneriyoruz. Çocukluk çağındaki obezite yetişkinlik çağındaki obeziteden çok daha tehlikeli çünkü çocukluktaki obezite ilerleyen zamanlarda çocuğun direkt olarak obez olmasını etkileyen bir etmen. Bu nedenle bir kere çocuklara evde kahvaltı kültürünü yerleştiriyoruz. Öğlen ve akşam yemeklerinde muhakkak et, tavuk, balık, sebze ve meyve yeme kültürünü aşılıyoruz. Abur cubur kültürünü minimum seviyelere indiriyoruz, şekerli içeceklerden uzak durmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Yokuş çıkamıyordum, şimdi spora gidiyorum”

    Kilo problemi yaşayan insanların obezite merkezlerine başvurarak sağlıklı bir yaşama kavuşmasını tavsiye ettiğini ifade eden merkezde kilo veren vatandaşlardan 65 yaşındaki Şükran Taşkın, “94 kiloyla başvurdum, sağ olsunlar, çok güzel karşıladılar ve diyete başladık. 1-1,5 yıl içerisinde 68 kiloya düştüm. Pandemi başladı, pandemide de kendimi korumaya başladım. Şekerden, yağdan, üç beyazdan uzak dursunlar, şeker, tansiyon ve astım hastasıydım. Merdiven, yokuş çıkamıyordum, şimdi spora gidiyorum. 65 yaşında bir kadınım, fitness, zumba, crunch yapıyorum. Ne ayağımda ne sırtımda bir ağrı var, bunu kilo vermeye bağlıyorum. Kilo vermek çok büyük bir mutluluk, neşe, kilo vermek sağlık ben daha ne diyebilirim ki çok mutluyum” dedi.

    “Arkadaşlarım benimle ‘kilolusun’ diye dalga geçiyorlardı”

    Kilo vermeden önce arkadaşlarının kendisiyle dalga geçtiğini anlatan 53 yaşındaki Fatma Yeni, “93 kiloydum bir arkadaşımın tavsiyesiyle geldim, yazıldım. Azimle, başarıyla kilomu 77’ye düşürdüm. Kilolu hallerimde merdiven çıkamıyordum, yürüyüş yapamıyordum, bir iş yapamıyordum, yaptığım zaman çok yoruluyordum. Arkadaşlarım ‘kilolusun’ diye dalga geçiyorlardı. Şu anda çok hafifledim, sağlığımda yerinde kilomu da verdim. Şimdi ‘Sen bunu nasıl başardın, nasıl yaptın, azimlisin’ diyorlar. Çok yiyordum, gece mesela pilav, makarna yiyordum. Patates yemeklerinden her şeyden çok yiyordum, kendimi tutamıyordum o zamanda kilo çok artıyordu” ifadelerini kullandı.

  • 20 binin üzerinde obezite ameliyatı yapıldı

    20 binin üzerinde obezite ameliyatı yapıldı

    Türk Obezite Cerrahisi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Oktay Banlı, pandemi döneminde insanların eve kapanması ve hareketin azalması sonucu obezitenin ciddi oranda arttığını söyledi. Banlı, “Pandemi döneminde ilk 3-4 aylık süreçte obezite ameliyatları durmasına rağmen, haziran ayından itibaren 20 binin üzerinde obezite ameliyatı yapıldı. 2019 yılında yine bu sayı 20 ila 25 bin arasındaydı” dedi.

    Türk Obezite Cerrahisi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Oktay Banlı, koronavirüs salgını ile mücadele döneminde obezitenin arttığını söyledi. Banlı, “Pandemi dönemi zor bir dönemdi. İnsanların eve kapandığı ve hareketin azaldığı bir dönem oldu. Obezitede ciddi bir artış oldu. Herkesin kilosunda bir artış oldu. Obezite zaten ciddi bir sorundu. Pandemi de bu ciddi sorunu daha da artırdı. İnsanlar böylece daha fazla kilolara ulaşmış oldu” dedi.

    ’20 BİNİN ÜZERİNDE OBEZİTE AMELİYATI YAPILDI’

    Pandemi döneminde ilk 3-4 aylık süreçte obezite ameliyatlarının da durduğunu hatırlatan Banlı, “Haziran’dan sonra ise tekrar kontrollü bir şekilde obezite ameliyatlarına başladık. Ve o günden de bugüne tüm tedbirleri alarak başarılı bir şekilde yapmaya devam ediyoruz. Fakat 3-4 aylık ara bizde de oldu tabi. Ancak buna rağmen ülkemizde bu dönemde 20 binin üzerinde obezite ameliyatı yapıldı. 2019 yılında yine bu sayı 20 ila 25 bin arasındaydı. Yine eski rakamlara nazaran bu sende yüksek sayıda Türkiye’de obezite ameliyatı yapıldı. Pandemi bunu durduramadı. Çünkü obezite Türkiye’de de bütün dünyada da çok arttı. Doğal olarak ameliyat sayısı da buna paralel olarak artıyor” diye konuştu.

    ‘YABANCI HASTA SAYISI ARTTI’

    Banlı, Türkiye’ye ameliyat olmaya yurt dışından da birçok insanın geldiğini gözlemlediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

    “Önceleri sadece Türk vatandaşlarını ameliyat ediyorduk. Daha sonra bu Türk vatandaşlarının yakınları olan; Avrupa’da çalışan, dış ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarını ameliyat etmeye başladık. Ve son dönemlerde giderek artan bir sayıda yabancı hastaları da ameliyat eder olduk. Balkan ülkelerinden ve özellikle de Avrupa vatandaşlarından bize ciddi bir şekilde hastalar müracaat ediyor. Ülkemizin her yerinde de bu ameliyatlar güvenle ve başarı ile yapılabiliyor. Ve artık İngiliz, İtalyan, Alman, Hollandalı hastalarımız var. Ve bu sayının da giderek artacağını düşünüyorum. Ülkemizdeki çok ciddi sağlık yatırımları, altyapısı ve donanımı çok iyi olan hastaneler, takip konusunda da çok tecrübeli hekimlerimiz var. Dolayısıyla dünya genelinde hastalar kendileri için durumu iyice araştırıp ülkemizin iyi olduğu konusunda ikna olup buraya gelip obezite ameliyatlarını oluyorlar.”