Etiket: obruk

  • Obruk oluşumu öncesi belirtilere dikkat

    Obruk oluşumu öncesi belirtilere dikkat

    Son yıllarda Türkiye genelinde etkili olan kuraklık Konya’da da etkisini sürdürüyor. Tarımın başkenti olarak bilinen Konya Ovasında yer altı su seviyesi her geçen gün daha da düşerken, obruk oluşumları da artarak devam ediyor. Son araştırmalarda yaklaşık 3 bin obruğun kayıtlara geçtiğine değinen Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya çevresindeki obrukların varlığını öteden beri biliyoruz. Hemen Konya’ya çok yakın noktalarda geçtiğimiz günlerde Kızılcakuyu bölgesinde oluşan obruk yakınlarında geçmişte de oluşmuştu. Buradaki obruk aslında bölgedeki yer altındaki suların çekilmesi neticesinde çökellerin sıkışması sonucunda oluşan çökme yapılarından bir tanesi. Bölgede 15-20 metre uzunluğunda bir yarığın ucundaki seviyede çökme meydana geldi. Burası da yola isabet ediyor. Tabii bölge içerisinde özellikle Hotamış formasyonunun içerisinde sıkça obruklar görülüyordu. Buranın farklı olarak Divanlar formasyonu dediğimiz daha yaşlı kayalardan malzeme almış olan bir döküntü malzeme içerisinde meydana gelmiş olması. Altta tabii karşılık sistem çalışmaya devam ediyor, dinamik bir süreç yürüyor. Bunun alttaki boşluklar üstteki malzemenin hareket etmesi neticesinde ortaya çıkmış oluyor. Tabii kent merkezine yakın olması doğal olarak bir panik havası oluşturmuş durumda ancak bundan daha yakın obrukların varlığını da biliyoruz. Özellikle Konya’nın doğu kesimlerindeki alanlarda daha küçük ölçekli çökme yapıları mevcut şu ana kadar tespit ettiğimiz obruklar içerisinde. Burada en önemli husus şu; bu havza içerisinde bu yıl da maalesef kuraklığın etkileri ciddi bir şekilde görüldü ve bölge içerisinde de yer altı suyu kullanımı devam ediyor. O nedenle son zamanlarda oluşan obruklarla yer altı su seviyesinin değişimleri ciddi bir ilişki kurulabiliyor. Bu nedenle vatandaşlarımızın yine her zaman olduğu gibi yer altı suyu kullanımında daha tasarruflu ve verimli yöntemler kullanmasını öneriyoruz” dedi.

    “Kapanmayan çekmeceler ve kapılar, sıkışan pencereler belirtiler olarak söylenebilir”

    Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Afet ve acil durumlarda müdahale edecek kurumumuz belli. AFAD İl Müdürlüğü ya da ilgili telefonları arayarak bunlara müracaat edebilirler. Obruklarla ilgili birçok belirti var normal çökme yapılarıyla da ilgili. Aslında bunları tekrar etmek gerekirse geçmişte su birikmeyen yerlerde suyun birikmeye başlaması, yerde kırıkların, çatlakların da oluşması, bina temellerinde oturmaların oluşması, yine bina içlerinde duvarlarda kırıkların, çatlakların oluşması, bazı kapanmayan çekmeceler, kapanmayan kapılar, sıkışan pencereler bütün bunlar belirtiler olarak söylenebilir. Tabii yer altı suyu kullanılan bölgelerde ise özellikle vatandaşların kuyularından çamurlu su akmaya başlaması ya da yerden gürültülerin duyulması obruk belirtisi olabilir. Bu durumda vatandaşlarımızın obruk oluşabilecek alandan uzak durmaları ve en yakın bilgiyi AFAD ve merkezine bildirmeleri uygun olacaktır. Eğer önlem alınması gerekiyorsa da yetkililer önlemlerini alacaklardır” şeklinde konuştu.

    “Bazı gözlem kuyularında 15-20 metreye ulaşan yeraltı seviyesi düşümleri de söz konusu”

    Yer altı su seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Fetullah Arık, “Şu anda havza içerisinden bazı gözlem kuyularından alınan vatandaşlardan aldığımız bilgilere göre, yer altı seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu havza içerisinde özellikle Konya, Karaman, Aksaray’da farklı noktalarda, farklı seviyelerde olsa da düşüş ortalama 5-6 metre seviyesinde görüyoruz. Bazı gözlem kuyularında ve vatandaş kuyularında 15-20 metreye ulaşan yer altı seviyesi düşümleri de söz konusu. Dolayısıyla süreç sürekli olarak yer altı su kaynaklarının aleyhine ilerliyor. Bu havza içerisinde yer altı suyu kullanımı kaçınılmaz gibi görünüyor. Çünkü tarımsal üretimin devam etmesi için yer altı su kaynakları kullanılacaktır. Ancak havza içerisinde çok su ihtiyacı olan bitkilerin üretiminin bir planlamaya giderek biraz daha azaltılması gerekiyor. Bunu da yasaklamayla ya da cezayla değil, belki de daha az tüketen bitkilerin teşvik edilmesiyle mümkün olabilecektir. O da vatandaşlarımızın doğrudan yapacağı bir şey değil, devletimizin bununla ilgili bir planlama yapmasını gerektiriyor” diye konuştu.

  • Eskişehir’de dev obruk oluştu

    Eskişehir’de dev obruk oluştu

    Çifteler ilçesinde bağlı Sadıroğlu Mahallesi’nde Erkan Ceylan isimli çiftçi, ayçiçek tarlasında geldiğinde büyük bir çukur gördü. Tahminlere göre 20 metreden fazla derinliği, 5 metre çapı bulunan çukur İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı yetkililere bildirildi. Gelen yetkililer tarla ve çevresinde çalışma başlattı. Obruk içinde akan bir suyun olması dikkat çekti.

    “Biçerdöveri içine alabilirdi”
    Konuyla ilgili konuşan çiftçi Erkan Ceylan, tarlasında ki sulama sistemini topladığı esnada çukuru fark ettiğini belirtti. Gördüğü obrukun ürkütücü olduğunu dile getiren Ceylan, “Benim tarlam 23 dönüm. Obruğu görüp, korktum. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerine bilgi verdik. DSİ’den yetkililer geldi. Ayçiçeği biçim dönemi de geldi. Fark etmeseydik biçerdöveri bile içine çekebilirdi. Mahallemizde ilk kez obruk oluştu. Çevresini hasat ettikten sonra bu obruğu toprakla doldurmayı planlıyoru” dedi.

    “Suyumuzu idareli kullanacağız, böylece obrukları daha fazla görmeyeceğiz”
    Obrukta incelemede bulunan Eskişehir Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş ise Eskişehir’de bilinen 3’üncü obruğun oluştuğunu söyledi. Bölgede incelemeler yapıldığını belirten Gümüş, “Sayın Bakanımız İbrahim Yumaklı, planlı üretim desteğine ilişkin açıklama yaptı. Bundan sonra çok su isteyen bitkilerimizin ekilişlerini kontrollü yapacağız. Çiftçimizin de gelirinin düşmemesi için verdiğimiz destekler artırıldı. Ülke genelinde 11 ilde, 51 ilçe su kısıtıolan bölgeler. Eskişehir’deki 6 ilçe de bunlara dahil. Yer altındaki suyun hoyratça kullandığında sıkıntı oluşacak bu ilçelerde su kısıtı ve planlı üretim desteği verilecek. Planlı üretimle çiftçimiz daha çok kazanacak. Suyumuzu idareli kullanacağız, böylece obrukları daha fazla görmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

  • Konya Ovası’nda obruk sayısı 3 bine yaklaştı

    Konya Ovası’nda obruk sayısı 3 bine yaklaştı

    Yağışların azlığı ve kuraklık Türkiye’yi etkilemeye devam ediyor. Tarımın başkenti olarak bilinen Konya Ovasında ise başta Karapınar ilçesi ve çevre ilçeler ile illerde obrukların oluşumu her geçen gün artarken, yapılan son araştırmalarda yaklaşık 3 bin obruk kayıtlara geçti. Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bölgede obruk etkinliği ve sayıca da artış devam ediyor. Bölgedeki obruklara baktığımız zaman, genellikle örtü çökmesi şeklinde belirleyebiliriz. Yani ana kaya üzerindeki günceller üzerinde meydana gelen obruklar şeklinde. Ortak özellikleri tarımsal alanlarda meydana gelmiş olması, yerleşim alanlarına da yakın olarak meydana gelmesi. Bu durumda baktığımız zaman AFAD’ın Afet Riski Sistem içerisinde kayıtlı 605 obruğa ilave bu yıl için bir 10 ile 15 obruk daha eklediğini söyleyebiliriz. Ancak bölgede sığ derinlikli çökme yapılar var. Yine son oluşan obruklardan bir tanesi Hotamış bölgesinde oldukça sığ bir obruk ama geniş seviye oldu. Bu tarz obrukları dahil ettiğimiz zaman sayıların 3 binleri bulduğunu söyleyebiliriz. Ancak sayının çok fazla bir anlamı yok. Bölge içerisinde hem kuraklık devam ediyor, hem de yer altı suyu kullanımı giderek artıyor. Dolayısıyla obruk oluşumlarının hızının artarak devam edeceğini öngörüyoruz” dedi.

    “Yer altı su seviyesi de giderek düşüyor”
    Bölgenin tek su kaynağının yağışlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bölge kapalı havuz olduğu için havza dışarıdan beslenemediğinde ve son yıllarda özellikle 2019’dan sonraki periyot içerisinde sürekli olarak yıllık ortalama yağışların altında seyrettiği ve kış yağışları özellikle kar yağışları olmadığı için havzadaki yeraltı kaynakları beslenemiyor ve yer altı su seviyesinin düştüğünü izliyoruz. Bu kuraklığın neticesi bunu bir de vatandaşın su talebiyle karşılaştırdığı zaman, su talebi de giderek artmakta. Hem hayvancılık için hem tarım için yoğun bir su kullanımı söz konusu ve yer altı seviyesi de giderek düşüyor. Gerçek olan tek şey var, yerel altı seviyesinin giderek düştüğü. Bu düşümün neticesinde yer altındaki boşlukların genişlemesiyle mümkün olabiliyor ve obrukların artmasına neden oluyor. Burada vatandaşımız için şunu söyleyebiliriz; bölge tabii ki tarım için oldukça önemli bir alan. Hem şeker pancarının verimi ve kalitesi açısından hem de mısırın verimi açısından oldukça önemli ve başarılı sonuçlar alınıyor. Ancak bunun sürdürülebilmesi için su tüketiminin daha güvenli bir şekilde yapılması gerekiyor. Zaten bölge içerisinde önceki zamanlarda söylediğimiz vahşi sulama bölgede terk edilmiş vaziyette. Şu anda hemen herkes basınçlı sulama sistemlerinde. Ona rağmen su tüketimi oldukça fazla ve bitkinin ihtiyacından fazla sanki su veriyoruz gibi görünüyor. Bunu tabii uzmanları daha iyi bilirler. Bitkinin ihtiyacı kadar ve bu bölgede daha az su tüketen bitkilerin özendirilmesi yoluyla belki obrukları bugün durduramayız ama orta ve uzun vadede sadece azaltabiliriz” ifadelerini kullandı.

    Obruk oluşmadan önce işaretler geliyor
    Konya’da obrukların giderek yerleşim alanlarına doğru yaklaştığına değinen Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bölgede 3 – 4 yıllık çalışmayla obruk duyarlı alanların bir haritası çıkarıldı ve söylediğimiz obrukların tamamı duyarlı alanlar içerisinde meydana geldi. Dolayısıyla artık burada bir tehlike haritasının da yapılması gerekiyor. Özellikle insanlara ve insan yapılarına vereceği zararın boyutlarının ortaya konması gerekiyor. Çünkü giderek yerleşim alanlarına doğru yaklaşıyor. Obruk oluşmadan önce arazideki çukurluklar bunu belli eder. Geçmişte su birikmeyen yerlerde su birikiyorsa, yerde çatlaklar oluşmuşsa, zeminde, asfaltta, delik veya çatlaklar, kırıklar oluşmuşsa daha önceden rahatça açılan kapı ve çekmeceler sıkışıyorsa, açılmıyorsa artık çökme başlamış demektir. Bir de vatandaşlarımız genellikle oturduğu yerde obruklar oluşmadan önce yer altından gürültüler duyduğunu ifade ediyor. Bu çökme anının başladığını gösterebilir. Obruklar çökmeye başladıktan sonra tavanlarda kopmalardan dolayı yer altı suyu bulanıklaşıyor ve kuyulardan bulanık su akabiliyor. Bunların da gözlenmesi halinde artık yakınlarda bir obruğun oluştuğunun göstergeleri ortaya çıkmış demektir. Vatandaşlarımız buna göre dikkatli olmaları gerekmekte” şeklinde konuştu.

    “Obrukların vatandaşlar tarafından doldurulması doğru bir yöntem değil”
    Oluşan obrukların vatandaşlar tarafından doldurulmasının doğru bir yöntem olmadığını belirten Arık, “Obrukların kabaca doldurulması mümkün ancak vatandaşımız bunu kendi yöntemleriyle yapmamalı. Obrukların kendine özgü mühendislik karakteristikleri vardır. Dolayısıyla bir uzmanın olması, inceleyip ona göre bir iyileştirme söylemesi gerekiyor. Bilinen birçok yöntem var. Tabii pahalı yöntemler bunlar. Obrukların arazilerden toplanan malzemelerle doldurulmasıyla genellikle daha sonra yeniden çökmeler yaşanabiliyor ve bu ikinci tehlikeye işarettir. Dolayısıyla vatandaşın bunu kendi başına doldurmasından ziyade bir mühendislik hizmeti almasında yarar var. Burada dereceli malzeme dediğimiz iri bloklardan yırtma deliklerinin tıkanarak, personel üzerine giderek incelenerek yerleştirilmesi obruklarda tam olmasa da geçirimsizliği sağlayan bir yöntem ve uygun obruklarda derinliği 10 metreden daha az olan obruklarda çok başarılı olarak uygulanabiliyor. Ancak yer altında birden fazla bağlantılı boşluk olma riski söz konusu olduğu zaman önce alttaki yutma deliklerine ulaşılabiliyorsa buraların doldurulması, en son üzeri killi malzemeyle dolgulanması önemli. Bir de tabii enjeksiyon dediğimiz yer altına beton verilmesiyle ilgili yöntemler var. Deliklerin tıkanabilmesi için o da bir yöntem. Yine hacmi genişleyebilecek olan betonun kullanılması ayrı bir yöntem olarak verilebilir ve bunlar kombine bir şekilde kullanılabilir. Önemli olan obruğun mühendislik yapısının ortaya konması, konumunun, derinliğinin hangi birimde olduğunun belirlenmesi gerekiyor. Ona göre de iyileştirme yönteminin verilmesi lazım. Vatandaşa söyleyebileceğimiz en önemli şey, kendi yöntemleriyle değil, bir mühendis bilgisi almış olmaları gerekiyor” diye konuştu.

  • Konya Ovası’nda yeni obruklar oluşuyor

    Konya Ovası’nda yeni obruklar oluşuyor

    Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, çekilmelerle meydana gelen obruklara karşı uyarılarda bulunarak, “Suların bulanık olması ve yer altından bazı seslerin duyulması artık obruğun ayak sesleri gelmiş demektir, obruk oluşmaya başlamıştır. Bu nedenle vatandaşlarımız bu duruma karşı uyanık olmalı” uyarıda bulundu.

    Konya’nın Karapınar ilçesi ve çevre ilçeler ile illerde obrukların oluşumu her geçen gün daha da artıyor. Obruk oluşan bölgelerde araştırma yapan AFAD ve Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü iş birliğiyle yapılan ölçümlerde son 1 yıl içerisinde yeraltı su kaynaklarında bölge farklılığına göre yaklaşık 20 metreye kadar düşümler raporlandı. Çalışmalar sırasında obrukların büyük bir çoğunluğu yer altının düşümüne de bağlı olarak vahşi su kullanımı olarak belirtildi.

    “Yeraltı su kaynaklarında geçtiğimiz yıla oranla bu yıl bazı bölgelerde 20 metrenin üzerinde düşüm var”
    Konya’da yer altı sularının çekilmesi ve toprağın yer altına çökmesiyle meydana gelen obrukların sayısının arttığına dikkat çeken Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bölgemizdeki yeraltı sularının yoğun kullanımı ve kuraklık halen devam ediyor. Dolayısıyla bölge içerisine baktığımız zaman yeraltı seviyesindeki düşümler maalesef devam ediyor. Geçtiğimiz yılla bu yıl arasında vatandaşın ifadesiyle birkaç boy boru yani 7, 8, 10 metre civarında, bazı bölgelerde bu 20 metrenin üzerinde de çıkıyor. Dolayısıyla yeraltı seviyesindeki düşümler devam ediyor. Tabii bunun yan etkilerinden birisi de obruk oluşumları. Obruk oluşumları da sayıca artarak devam ediyor. Bölge içerisinde Konya kapalı havzası içerisinde özellikle Çumra ve Karapınar bölgesindeki obruklardan sonra Karaman, Aksaray’da ve diğer illerimizde de obruklar oluşmaya başladı. Kayıtlı, derinliği 1 metreden fazla obruk sayısı 604 iken bu yılki güncellemelerle bu sayının 650’ye ulaşacağını düşünüyoruz. Tabii ki 1 metreden sığ olan obrukları düşündüğümüz zaman binlerce daha ilave edilebilir. Çünkü bölge içerisine baktığımız zaman bunların pek çoğunun obruk envanteri içerisinde yer almadığını görüyoruz. Oysa bunları da tabii risk oluşturan çökme yapılar olarak söyleyebiliriz” dedi.

    “Bulanık akıntılar meydana geliyorsa, obruk oluşmaya başlamış demektir”
    Suların bulanık ve yer altından bazı seslerin duyulmasının obruğun ayak sesleri olduğuna dikkat çeken Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Geçtiğimiz hafta içerisinde Karapınar’da geçen yıl oluşan bir obruğun yanına yeni bir obruk oluştu. Yani obruk oluşan yerlerde envanter sayımlar vesaireler devam ettikten sonra obruk durmuyor. Hala süreç devam ediyor. Vatandaşlarımızın belirtilerle ilgili noktada mutlaka çok uyanık olması gerekiyor. Orada vatandaşlardan edindiğimiz bilgiye göre, birkaç gün boyunca suların bulanık aktığını, çamur gibi aktığını ifade ediyorlar. Bazı sesleri duyduklarını ifade ediyorlar. Artık obruğun ayak sesleri gelmiş demektir. Ondan önce de gördüğümüz birçok belirti var. İşte bir yerde anormal su birikintileri varsa, yüzeyde bazı çökmeler varsa ya da bu şekilde çamur akıntıları, bulanık akıntılar meydana geliyorsa obruk oluşmaya başlamış demektir. Bu son an, artık çökecektir. O nedenle vatandaşlarımız buna karşı uyanık olmalı” şeklinde konuştu.

    Yeraltı su kaynaklarının kullanımının dengeli hale getirilmesiyle tehlikenin azalma ihtimalinin altını çizen Prof. Dr. Arık, “Bölge genelinde obrukların daha da azaltılabilmesi için mutlaka yeraltı suyu kullanımını biraz daha dengeli hale getirebilirsek obruklar belki bugün hemen değil ama uzun vadede biraz daha sayıyı azaltmamız mümkün olacaktır” diye konuştu.

  • Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    Yüzölçümünün yüzde 67’si tarım arazisi olarak kullanılan Konya’da 2023 yılı sulama sezonunda, yaklaşık 2 milyon 500 bin dekar tarım arazisi sulandı. Arazilerde sulama yapılan kayıtlı kuyu sayısı 40 bin civarındayken, bu rakamların 3 katı kadar ise kayıt dışı sulama kuyusu bulunuyor. Kayıt dışı kullanılan kuyulardan yapılan vahşi sulama sonrası ise obruk oluşumları oldukça risk oluşturmaya başladı. Son birkaç yıl içinde ise metrekareye 300 milimetre seviyesinin altında yağış alan Konya Ovasında önümüzdeki 100 yılın ardından çölleşmenin hızlanacağı değerlendiriliyor.

    Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    “Metrekareye 300 milimetre yağış demek aslında çölleşmeye doğru gittiğimizi gösteriyor”

    Son birkaç yıl içerisinde tutulan raporları incelediğini ve bölgeye düşen yağışların oldukça düşük miktarda olduğuna dikkat çeken Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bizim uzun yıllardır yapmış olduğumuz çalışmalara göre zaten yer altı su seviyesinde ciddi düşümler söz konusu. Devlet Su İşleri’mizin gözlem kuyularında da bunu tespit etmek mümkün. Mevsim başı ve mevsim sonu yapılan ölçümde dahi artık yeraltı su seviyesinde metrelerle ifade edilen düşümler gözleniyor. Bu yer altı su seviyesindeki dramatik düşümü aslında yağışların azlığıyla da destekleyebiliyoruz. Son birkaç yıldır bölgeye düşen yağış oldukça düşük miktarlarda. Metrekareye 300 milimetre seviyesinin altına inmiş vaziyette. Metrekareye 300 milimetre yağış demek aslında çölleşmeye doğru gittiğimizi gösteriyor. Bu bölge içerisinde zaten iklim değişikliği nedeniyle 100 yılın sonuna kadar direkt doğrudan sıcaklığın biraz daha artacağı ve eksen hava olaylarıyla karşılaşacağımız ortada. Uzun süren yağışsız dönemler ve sonra ani yağışlarla karşılaşabiliriz. Tabii yağışların çeşitli negatif etkileri de ortaya çıkabiliyor. Seller, taşkınlar ve bu bölgede olduğu gibi obruklar ve yer yarıklarının genişlemesiyle neticelenebiliyor” dedi.

    Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    “Yerleşim alanlarında ciddi bir tehdit”

    Bölgedeki obruk oluşumu ya da çökme yapılarının oluşumunun oldukça yaygınlaştığı ifade eden Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arık, “Son ölçümlere göre özellikle AFAD’la birlikte Obruk Alanlarının Tespit Edilmesi Projesinde mevsim başı ve mevsim sonu yani nisan ayının başlarında ve eylül ayı sonlarında yapmış olduğumuz ölçümlerde aynı kuyuda onlarca metrelik seviye düşümlerini tespit ettik. Obruk sayısını dikkate aldığımız zaman aslında AFAD’ın araç sistemine koymuş olduğu 620 civarında obruk var. Bunlar derin, her zaman görmeye alışık olduğumuz kuyu şeklindeki obruklar. Onun dışında belki binlerce de sığ derinlikte çökme yapıları mevcut. Bunların sayılarını tam olarak tespit etmek de oldukça güç. Çünkü havza içerisinde oldukça yaygın bir şekilde gözleniyor. Bunların bize en önemli uyarıları, yakın bölgelerde daha derin obrukların oluşması halinde yerleşim alanlarında ciddi bir tehdit olabilir. Çünkü 1 metreye kadar sığ derinlikli yapıları obruk olarak değerlendirirsek, kendi oturduğumuz binaların altında bir metrelik çökme olduğu zaman binalara zarar verecektir. O nedenle şu kadar sayıdır demek aslında çok bir anlam yok. Bölgedeki obruk oluşumu ya da çökme yapılarının oluşumunun oldukça yaygınlaştığını söyleyebiliriz. Geçmişte üç, beş, on yılda bir obruk kayda geçerken şimdi yılda onlarca obruktan bahsedebiliyoruz. 2023 yılında da bu şekilde devam etti. Hatta 2024 yılının başından itibaren de havza içerisinde yine onlarca obruk oluştuğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

    Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    “Sulamayı zamanında ve bitkinin ihtiyacı olan dönemlerde yeteri miktarda yapmaları gerekiyor”

    Tarım arazilerinde yapılan vahşi sulamanın çok verim almak için yanlış bir yöntem olduğuna vurgu yapan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz ise, “Tabii çok fazla sulama yapmak, çok verim alacağımız anlamına gelmiyor. Çiftçilerimizin sulamayı zamanında ve bitkinin ihtiyacı olan dönemlerde yeteri miktarda yapmaları gerekiyor. Bu dönemleri atlayıp çok sık sulama yapmak, çok yoğun sulama yapmak, bitkilerde verim artışının yanında verim kaybına da neden olabiliyor. Çünkü havaların sıcak gittiği dönemlerde toprakların sürekli nemli kalması, mantari hastalıkların da gelişmesine ve yayılmasına neden oluyor. Bundan dolayı da çiftçilerimizin zaten kıt olan su kaynağımızı dengeli ve düzenli bir şekilde kullanmaları gerekiyor. Bununla ilgili sahadaki çalışan ziraat mühendisi arkadaşlarımız gerekli bilgilendirmeleri yapıyor. Lakin bazı bölgelerimizde çiftçilerimiz sulamayı biraz daha fazla yaparak daha yüksek verim alacaklarını düşündükleri için çok yoğun sulama yapıyorlar. Bu da tabii zaman zaman faydadan çok zarara neden oluyor” diye konuştu.

  • Kuş cenneti gölde dev obruk oluştu

    Kuş cenneti gölde dev obruk oluştu

    Karaman’ın Ayrancı ilçesine bağlı Ambar köyünde suyu tamamen çekilen ve kuş cenneti olarak bilinen Akgöl’de çevresi 350 metre, 30 metre derinliğinde dev obruk oluştu. Karaman Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayram, Akgöl’de oluşan obruğu yerinde inceleyerek, “Tarımsal faaliyet gösterdiğimiz alanlarda yürümek dahi tehlikeli bir hale geldi” dedi. Bayram, “Kuş cenneti olarak bilinen Akgöl’de devasa bir obruk olduğunu görüyoruz. Çok tehlikeli bir süreçten geçiyoruz.

    Konya’nın Karapınar ilçesinden sonra Karaman’da da oluşan obruk sayısı 6’ya yükseldi. Bunun nedeni yeraltı sularının bilinçsiz kullanılmasıdır. 1960 yıllardan itibaren yeraltı sularının kullanılmaya başlaması ve sürekli olarak da devam etmesi nedeniyle her yıl su seviyesi 20 metre aşağıya çekiliyor. Çekildiği için de yeraltı mağaraları oluşuyor, suyun olmaması nedeniyle obrukların oluşmasına neden oluyor. Bunun en büyük sebebi susuzluktur. Sulu tarımın hızla modern bir şekilde devam etmesidir. Konya ve Karaman bölgesinde geçtiğimiz 2023 yılında 8.5 milyar metreküp su kullanılmıştır. Yerin altında kullanılan bu sularla beraber bu obrukların oluşması kaçınılmazdır. Net bir şekilde şunun altını çizmek istiyorum, tarımsal faaliyet gösterdiğimiz alanlarda yürümek ve üretim yapmak tehlikeli bir hale geldi” diye konuştu.

    Bu sıkıntının göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Bayram, “Artık dış havzalardan su gelmesi gerekiyor. Yeraltı sularıyla ilgili çalışma yapılarak tüketiminin azaltılması gerekiyor. Baktığımızda oluşan obruğun çevresi yaklaşık 350-400 metre civarında derinliği de yaklaşık 30 metreyi buluyor. Bu göl Türkiye’nin en harika yerlerinden biriydi. Çünkü burada her çeşit kuş barınıyordu. Baktığımızda bu göl tamamen kurumun durumda. Doğa harikası bir yerde doğal afetlerin konuşulduğu bir yer haline gelmiştir“ dedi.

  • Enkaz binanın temelinde obruk oluştu

    Enkaz binanın temelinde obruk oluştu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan Hatay’ın Antakya ilçesinde yıkım çalışmalarında sona gelindi. Antakya’nın Kışlasaray Mahallesi, Saray Caddesi üzerinde bulunan ağır hasarlı binaların yıkımları gerçekleştirildi ve enkazları kaldırıldı. Cadde üzerinde enkazı kaldırılan bir binanın temelindeyse irili ufaklı 3 adet obruk oluştu. Derinlikleri 5 metreyi bulan obruklar, bölge halkı tarafından ilginç karşılandı.

    Obruk oluşumun olduğu bölgenin altından geçen derenin Asi Nehri’ne döküldüğüne dikkat çeken Nadir Aşkın, “Burası Saray Caddesi’nin üst tarafları. Gördüğünüz gibi altımızda tarih var. Bu sanırım bir akarsu, tam bilgiye sahip değilim. Görünürde akarsu büyük ihtimal Asi Nehri’yle buluşuyor. Bana bayağı ilginç geldi, buralar kendi kendine mi çökmüş önceden bir tarih mi vardı bilmiyorum. Buralarda hep bina vardı, akarsu da binaların altından geçiyor. Arka taraftan bayağı bir su akıyor. Oyulmuş her taraf, muhtemelen nehre dökülüyordur” dedi.

    Bölgede obrukların meydana geldiğini belirten Nihat Yoğurtçuoğlu ise, “Bu akarsu senelerden beri var. Alttan su akıyor, korkulacak bir şey yok. 3 tane evim yıkıldı, iş yerimde kalıyorum. Bina yıkıldıktan sonra burası ortaya çıktı. Burada da obruk çıktı ama korkulacak bir şey yok” şeklinde konuştu.

  • Hatay’da obruklardan sıvı çıktı

    Hatay’da obruklardan sıvı çıktı

    Asrın felaketinin en büyük yıkımı yaptığı Hatay’da çeşitli bölgelerde zaman zaman obruk oluşumları gerçekleşiyor. Hassa ilçesi Katranlık Mahallesi de obruk oluşumlarının sıklıkla görüldüğü noktalardan birisi durumunda.

    Katranlık Mahallesi’nde oluşan obruklardan zaman zaman çıkan sıvı madde ise bölge halkını meraklandırdı.

    “Obruktan bir su çıktı, yaklaşık 1 ay simsiyah aktı”

    Katranlık Mahallesi Muhtarı Hidayet Solak, obruk içerisinden çıkan suyun renginin siyah olduğuna dikkat çekerek, “Bu obruklar depremden sonra oluştu. Deprem günü aşağıda açılmıştı, bu şekilde. Obruktan bir su çıktı, yaklaşık 1 ay simsiyah aktı su. Aynen mazot renginde aktı su. Sonra baktık suya yanıksı bir koku var. Dokunduğun zaman elin yağlı gibi oluyordu. O su yaklaşık bir buçuk ay simsiyah aktı. Burada 20 gün oldu, oluşalı. Aynı şekilde yukarıda 2 tane ve burada açıldı onlar da yeni açıldı. Bu şekilde obruk oluştu ve 3 tane daha var” dedi.

  • Gaziantep’te obruğa düşen ineği itfaiye kurtardı

    Gaziantep’te obruğa düşen ineği itfaiye kurtardı

    Olay, İslahiye ilçesi kırsal Koçcagız Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Mehmet Özkan isimli besiciye ait inek, merada otladığı sırada 6 Şubat depremlerinden sonra oluştuğu öğrenilen yaklaşık 10 metre derinliğindeki obruğa düştü. İneğin düştüğünü fark eden vatandaşlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi.

    Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, halatla bağladıkları ineği iş makinesi yardımıyla yaklaşık bir saat süren çalışmanın ardından düştüğü obruktan çıkardı.

  • Pancar tarlasında obruk oluştu

    Pancar tarlasında obruk oluştu

    Gaziosmanpaşa Mahallesi Avşar mevkiinde bir vatandaşın şeker pancarı ekili tarlasında yeni bir obruk meydana geldi.

    Obruk çevrede çalışan işçiler tarafından fark edildi. Yaklaşık 27 metre çapında ve 15 metre derinliğindeki obruğun oluştuğu mevkide birkaç gün önce sulama yapıldığı öğrenildi. Obruk çevredeki çiftçileri de tedirgin etti. Daha önce de Avşar ve buraya yakın Sırnık mevkiinde obruklar meydana gelmişti.

    Obruğu görmek için araziye gelen Karapınar’da öğrenim gören üniversite öğrencisi Can Olkun, ilçeye Antalya’dan geldiğini belirterek, “Çok büyük, geniş ve derin. Bizi biraz ürküttü. Her yerde olabileceği ihtimali daha da ürkütücü” dedi.

    Ramazan Yücel adlı öğrenci ise Kayseri’den Karapınar’a öğrenci olarak geldiğini belirterek, “Televizyonlarda görüyorduk, obruklar nasıl oluşuyor diye. Bu kadar büyük olacağını tahmin etmemiştik. Epey büyük ve korkutucu” şeklinde konuştu.