Etiket: oksijen

  • Porsuk Çayı’nda tedirgin eden görüntü

    Porsuk Çayı’nda tedirgin eden görüntü

    Eskişehir’in en önemli simgelerinden olan Porsuk Çayı yüzeyinde hareketsiz yatan balıklar dikkat çekiyor. Yaklaşık 1 haftadır daha da artan balık ölümleri vatandaşları endişelendiriyor. Balık ölümlerinde en büyük etkenin ise ısınan hava ve bentlerin kapatılmasıyla su akışının azalması sonucu sudaki oksijen orasının düşmesi olduğu düşünülüyor. Çevrede ekiplerce herhangi bir çalışma yapılmadığı görüldü. Öte yandan Porsuk Çayı üzerinde ölü balıkların yanı sıra ölü güvercin ve çöplerin de olduğu görüldü. Çay için endişe oluşturan görüntünün gün geçtikçe daha da kötüye gittiği belirtildi.

    “Sebebi sudaki oksijen oranının düşmesi”
    Boş vakitlerinde Porsuk Çayı’nda balık tutan ve yaklaşık 2 haftadır ölü balıklara çokça rastladığına değinen Şeref Özsüngü, “Ben devamlı buraya balık tutmaya dinlenmek için gelirim. Hobi olarak yapıyorum. Tuttuğum balıkları genelde salıyorum. Ama son 1-2 haftadır balık ölümleri çoğaldı. Şu anda Kentpark tarafındayız. Yukarıdan aşağıya çok miktarda ölü balık geldi. Bence sebebi sudaki oksijen oranının düşmesi ve suyu aşırı salmamaları. Çünkü tuttuğum balıklar hapiste bile öldü. Zaten su yok, yağışlarımız az. Bir de yosunların aşırı büyümesi balık ölümlerine yol açıyor. Yani suyun belirli düzenlerde açılarak balıkların yaşaması sağlanmalı. Su tutulduğu zaman akış olmadığından ve yosunlar da büyüdüğünden dolayı oksijen olayı azalıyor. Böyle olunca da balıklar üstte gezmeye başlarlar veya oksijeni sağlayamayan balıklarda ölüm başlar. Eğer ki yukarıdan atık falan atılmadıysa bu mevsim zamanında durum bu. Şu anda koku yok ama balıklar çok olursa durulmaz. O şekilde koku yapar. Şimdiden önleminin alınması gerekli. Maalesef en büyük şikayetlerimizden birisi de, bizim gençlerimiz olsun çok duyarsız. Şu güzelim piknik alanına geliyorlar, yediklerinin paketlerini, içtikleri gazoz ya da alkolün şişelerini bırakır giderler. Öyle bir zamana geldik ki. Artık uyarmak bile olmuyor. Uyardığımız zaman kavga etmek zorunda kalıyoruz. Maalesef onları biz topluyoruz. Bunun bir çaresinin bulunması lazım. Kesinlikle yasalar çıkartılıp kesinlikle halkımızın temizliğe uyması sağlanmalı” dedi.

  • 10 saatlik oksijenleri kaldı

    10 saatlik oksijenleri kaldı

    1912’de buz dağına çarparak batan Titanik’in Atlas Okyanusu’ndaki enkazına turistik amaçla sefer yaparken kaybolan denizaltını arama çalışmaları sürüyor.

    Kayıp denizaltında 5 kişi var.

    Denizaltıdakilerin havacılık sektöründe hizmet veren Action Aviation’ın sahibi İngiliz milyarder Hamish Harding, Pakistanlı iş insanı Şahzada Davud ve oğlu Süleyman Davud, denizaltının sahibi OceanGate şirketinin kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Stockton Rush ve Fransız denizaltı pilotu Paul Henry Nargeolet olduğu biliniyor.

    ABD Sahil Güvenlik, kayıp Titanic denizaltısını arama çalışmalarında daha fazla ses duyulduğunu söyledi. Hala bu seslerin ne olduğunu bilmiyorlar ama kurtarma ekipleri bölgeyi arıyor.

    Eski ABD Donanması nükleer denizaltı komutanı David Marquet, umut verici seslerin Titan denizaltısından gelmeyebileceği konusunda uyardı.

    “Gürültülerin onlardan kaynaklandığını düşünmüyorum, sadece doğal sesler olabilir. Gürültüler duyuyoruz ve bölgeye daha fazla gemi geliyor ve sonra daha fazla gürültü duyuyoruz ve bunun bir tesadüf olduğunu düşünmüyorum” dedi.

    OceanGate’in Titan denizaltısı için yüzey araması genişletildi ve yaklaşık 40 bin kilometrelik alanda 4 kilometre derinlikte yapılıyor.

    Kanada Kraliyet Hava Kuvvetleri uçakları, genişletilmiş aramaya en son eklenenler arasında.

    Daha fazla gemi ve Robotik Olarak Çalışan Araçlar da göreve katılıyor. Sahil Güvenlik hala arama kurtarma modunda olduğunu ve denizaltıdaki beş kişinin bulunacağından umutlu olduğunu söyledi.

    Ancak mürettebatın artık neredeyse 10 saatlik oksijeni kaldığı düşünülüyor . Bu, Titan’ın hayat kurtarma yeteneklerine ilişkin daha önceki bir tahmine dayanıyor.

  • Denizaltıdan ilk ses duyuldu

    Denizaltıdan ilk ses duyuldu

    1912’de buz dağına çarparak batan Titanik’in Atlas Okyanusu’ndaki enkazına turistik amaçla sefer yaparken 18 Haziran’da kaybolan denizaltıyı arama çalışmaları devam ediyor.

    ABD ve Fransa’dan da kaybolan denizaltıyı arama çalışmalarına destek için ekipler seferber edildi.

    CNN’in haberine göre, ABD Donanmasından yapılan açıklamada, arama için uçak ya da küçük boyutlu gemilerin, ağır ve büyük nesnelerin deniz altından çıkarılması için tasarlanan “FADOSS” isimli gemi kurtarma sisteminin tahsis edileceği belirtildi.

    İLK VURMA SESİ DUYULDU

    Kanadalı bir arama uçağının denizaltının kaybolduğu bölgeden 30 dakikalık aralıklarla gelen “vuruş” tespit ettiğini söyleyen haberler geldi.

    Hem Rolling Stone hem de CNN tarafından bildirilen notlarda “P8 [deniz aracı], bölgede her 30 dakikada bir çarpma sesleri duydu. Dört saat sonra ek sonar konuşlandırıldı ve çarpma sesleri hala duyuluyordu.” denildi.

    Açıklamada, ekipman ve uzmanların, Sahil Güvenliği desteklemek üzere bu gece Kanada’daki Newfoundland Adası’nın St John’s şehrine ulaşacağı aktarıldı.

    ABD Sahil Güvenlikten yapılan açıklamada da kayıp denizaltının hem deniz yüzeyinde hem de su altında arandığı ancak yolcuların yaklaşık 28 saatlik oksijenlerinin kaldığının tahmin edildiği kaydedildi.

    Fransa da kaybolan denizaltıyı arama çalışmalarına destek için bir gemi ile su altı arama robotu gönderdi.

    Fransız basınındaki haberlere göre, Denizlerden Sorumlu Bakan Herve Berville, Fransız Deniz Araştırmaları Enstitüsü Ifremer’in “Atalante” isimli gemisi ile su altı arama robotunu Atlantik Okyanusu’na gönderdi.

    Okyanusta 4 bin metre derinliğe kadar dalabilen robotun çarşamba günü TSİ 21.00’de bölgeye varması bekleniyor.

     

  • Hastanede oksijen faciası: 63 ölü

    Hastanede oksijen faciası: 63 ölü

    Koronavirüs salgınında Delta mutasyonu nedeniyle vaka sayısında artış görülen Endonezya’da bir hastane oksijen yetersizliği nedeniyle 63 hasta hayatını kaybetti. Hükümet, can kaybı sayısının Mayıs ayının başından bu yana 10 kat arttığını açıkladı.

    Dünyanın en kalabalık 4. ülkesi Endonezya’da artan seyahatler ve son derece bulaşıcı olan Delta mutasyonu, vaka sayısını arttırdı. Her gün 25 binden fazla yeni vakanın kayda geçtiği ülkede, sağlık sistemi çökmenin eşiğine geldi. Java Adasındaki Sardjito Hastanesinden yapılan açıklamada, oksijen yetersizliği nedeniyle 63 hastanın hayatını kaybettiği bildirildi. Ölümlerden günler önce daha fazla oksijen kaynağı arandığı, ancak Cuma gününden beri hastaneye başvuran Covid-19 hasta sayısında patlama yaşanmasıyla tüm stokların erken tükendiği, Pazar gününe kadar sıkıntının sürdüğü aktarıldı. Endonezya hükümeti söz konusu facianın ardından oksijen üreticilerinden hastanelere yönelik oksijen tedarikine öncelik vermelerini istedi. Ayrıca yapılan açıklamada, ülkedeki can kaybı sayısının Mayıs ayının başından bu yana 10 kat arttığı vurgulandı.

    Batı Java bölgesindeki Bandung kentinde de 2 hastane, oksijenlerinin tükendiğini ve acil tedaviye ihtiyacı olan yeni hastaları hastanede kabul edemediklerini duyurdu. Diğer bazı kentlerde de hastanelerin önlerinde çadır kurulduğu belirtildi.

    “Endonezya felaketin eşiğinde”

    Öte yandan, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, bakanların ve sağlık uzmanlarının tavsiyeleri üzerine artan vakalara karşı 3 Temmuz’dan 20 Temmuz’a kadar geçerli olacak şekilde Java ve Bali adaları için geniş çaplı acil durum Covid-19 kısıtlama kararı aldığını duyurmuştu. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) ise geçtiğimiz hafta, ülkenin “Covid-19 felaketinin eşiğinde” olduğu konusunda uyarıda bulunmuştu.

  • Marmara Denizi’ne oksijen verilecek

    Marmara Denizi’ne oksijen verilecek

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi’ndeki müsilaj seferberliğine devam ettiklerini belirterek, “22 Haziran Salı günü Kocaeli Körfez’de 4, Pendik Marina’da 1 noktadan Marmara Deniz’imizin 30 metre derinliğine oksijen vereceğiz” dedi.

    Bakan Kurum, Twitter hesabından, Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında başlatılan temizlik çalışmalarına ilişkin açıklamada bulundu. Kurum, Marmara Denizi’ndeki müsilaj seferberliğine aralıksız devam ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

    “22 Haziran Salı günü Kocaeli Körfez’de 4, Pendik Marina’da 1 noktadan Marmara Deniz’mizin 30 metre derinliğine oksijen vereceğiz. Marmara Denizi’ni Koruma Eylem Planı çerçevesinde, ileri teknolojideki oksijenlendirme cihazlarıyla denizimizin derinliklerindeki çözülmüş oksijeni artırmayı hedefliyoruz. Pilot uygulamayla yurt dışı örneklerindeki gibi bir çalışma gerçekleştireceğiz. Denizimize oksijen veren cihazları 5 farklı noktada kullanacak ve çözülmüş oksijen değerlerini anlık takip edeceğiz. 6 ila 8 hafta sürecek çalışmamızın sonucuna göre uygulamamızı daha geniş sahada sürdüreceğiz. Marmara Denizi’mizi kaderine terk etmeyeceğiz.”

  • NASA Mars’ta oksijen üretti

    NASA Mars’ta oksijen üretti

    Amerikan Uzay ve Havacılık İdaresi (NASA), Perseverance gezginini tıpkı Dünya’daki ağaçların yaptığı gibi, karbondioksiti oksijene dönüştürebilen bir cihazla Mars’a gönderdi. Mars Oksijen Yerinde Kaynak Kullanımı Deneyi (MOXIE) adı verilen cihaz, ilk oksijenini üretmek için Mars atmosferinden karbondioksiti çekti. Araç, bir astronotu 10 dakika sağlıklı tutmaya yetecek kadar 5,4 gram oksijen üretti ve teknolojinin Kızıl Gezegen’de çalıştığı kanıtlandı.

    İNSANLARIN MARS’TA DOLAŞTIĞI GÜNLER ÇOK YAKIN

    Söz konusu olay, insan kaşiflerin Mars’ta dolaştığı günlerin çok yakında olabileceğini gösteriyor. Çünkü oksijen tankı bir uzay gemisinde çok yer kapladığından astronotların yanlarında yeterince oksijenle Mars’a gitme ihtimali çok düşük. Bu yüzden, hem nefes almak hem de Dünya’ya dönmek için roketlere yakıt sağlamak için astronotların Mars atmosferinden kendi oksijenlerini üretmeleri gerekiyor.

    NASA’nın Uzay Teknolojisi Görev Gücü yöneticisi Jim Reuter yaptığı basın açıklamasında, “Bu, Mars’ta karbondioksiti oksijene dönüştürmede kritik bir ilk adım. MOXIE’nin yapacak daha çok işi var, ancak bu teknolojinin sonuçları, bir gün Mars’ta insanları görme hedefimize doğru ilerlerken umut dolu. Oksijen sadece soluduğumuz havanın içinde yer almıyor. Roket itici oksijene bağlı olarak çalışıyor ve geleceğin kaşiflerinin Dünya’ya dönmesi Mars’ta itici yakıt üretmeye bağlı olacak” ifadelerini kullandı.

    Bununla birlikte MOXIE’yi oluşturan altın kutu, yaklaşık olarak bir araba aküsü boyutlarına sahip. Yani, insanlarının Mars’a göndermeyi umdukları oksijen cihazının boyutlarının yalnızca yüzde biri.

    ÇOK FAZLA PARA, YAKIT VE ALAN TASARRUFU SAĞLAYACAK

    Diğer taraftan, araştırmacılar MOXIE’nin torunlarının nihayetinde, Mars yüzeyinden dört astronot fırlatmaya yetecek kadar oksijen üretebileceğini (25 ton) açıkladı. Bu oksijeni yerinde üretmenin, Mars’a ilk yolculuk için çok fazla alan, ağırlık, yakıt ve para tasarrufu sağlayacağı ifade edildi.

    MOXIE, OKSİJENİ İNCE HAVADAN NASIL ÇEKİYOR?

    NASA, MOXIE’nin önümüzdeki iki yıl içinde Mars atmosferinden en az dokuz kez daha oksijen çıkarmasını bekliyor. Bu ilk deneme, deneyin çalıştığından emin olmak için tasarlandı. Gelecekteki çalışmalar, MOXIE’nin yeteneklerini günün farklı zamanlarında ve Mars mevsimleri boyunca test edecek.

    MOXIE’nin saatte 10 grama kadar oksijen üretecek şekilde tasarlandığı belirtildi. Yani, bu durumda cihazın yakıtının testler sırasında bitmesi mümkün değil.

    YÜZDE 99,6 ORANINDA SAF OKSİJEN ÜRETİYOR

    Mars’ın atmosferi yüzde 96 karbondioksittten oluşuyor. Cihaz, bu karbondioksit moleküllerini oksijen ve karbon monoksite ayırmak için ısı ve elektrik akımlarını kullanıyor. Bununla birlikte, oksijen atomları uzun süre tek başına kalamadıklarından hızlıca oksijen molekülleri oluşturuyorlar. Ardından yüzde 99,6 oranında saf oksijen meydana geliyor.

    Ardından MOXIE hem oksijeni hem de karbonmonoksiti gezegenin atmosferine geri gönderiyor. Ancak, gelecekteki ölçeklendirilmiş cihazların, oksijeni daha sonra kullanmak üzere tanklarda depolayacağı öngörülüyor.

    Öte yandan, karbondioksiti oksijene dönüştürmek, gelecekteki astronotların Mars topraklarında yaşayabilmelerinin tek yolu değil. Bilim insanları ve mühendisler, Kızıl Gezegen’e yeni yapılar inşa etmek için yerinde kayaların kullanılmasını, hatta içme suyu veya roket yakıtı yapmak için Mars veya Ay buzunu kazmayı önerdiler.

  • Beyşehir Gölü’ndeki balıkların ölüm nedeni oksijen yetersizliği

    Beyşehir Gölü’ndeki balıkların ölüm nedeni oksijen yetersizliği

    Konya’nın Beyşehir ilçesinde, Beyşehir Gölü’ne dökülen çaydaki toplu balık ölümlerinin oksijen yetersizliğinden kaynaklandığı bildirildi.

    Beyşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Kaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, Beyşehir Gölü’ne dökülen çayın Yassıada Mevkisi’nde yaşanan toplu balık ölümlerinin ardından bölgeye su ürünleri mühendislerinden oluşan bir heyetin inceleme ve araştırma yapmak üzere gönderildiğini belirtti.

    İncelemede, toplu balık ölümlerinin, çaydaki su azalmasına bağlı oksijen yetersizliğinden kaynaklandığının tespit edildiğini ifade eden Kaya, şunları söyledi:

    “Su ürünleri mühendislerimizin incelemeleri esnasında da yeni ölmekte olan balıklar ve bazılarının başlarını çıkarıp da nefes almaya çalışmaları gözlenmiştir. Bunun üzerine çayda yeni ölümlerin olmaması için bir çalışma yapılarak su kaynağını açtırdık ve tekrar çaya su girişini sağladık. Bu çalışmanın ardından çaydaki su miktarının artması ile birlikte şu anda böyle bir sıkıntı gözükmüyor.”

    “Suya elektrik akımı verilmiş olabileceğiyle ilgili iddialar ise gerçeği yansıtmıyor”

    Kaya, olta avcılığının da yapıldığı çayda levrek, sazan ve diğer türlerin de yaşam sürdüğünü vurgulayarak, “Suya elektrik akımı verilmiş olabileceğiyle ilgili iddialar ise gerçeği yansıtmıyor. Böyle bir şey söz konusu olsa, bu işi yapan kişi ya da kişilerin oradaki balıkları toplayıp gitmeleri lazımdı. Toplu balık ölümlerinin yaşandığı yer lokal bir yer. Beyşehir’de bunun dışında karşılaştığımız böyle bir olumsuzluk söz konusu değil. Böyle bir ihbar da almış değiliz. Vatandaşlarımızdan, benzer durumlarla karşılaşılması durumunda kurumumuza mutlaka bilgi vermelerini istirham ediyoruz.” dedi.

    Beyşehir Gölü’ne dökülen çayın Adaköy Mahallesi Yassıada Mevkisi’ndeki köprü ağzında 24 Ağustos’ta görülen binlerce yavru balık ölüsüne rastlanmıştı. Vatandaşlar, bu durumun nedeninin araştırılmasını istemişti.