Etiket: ölüm

  • Bursa’da zehir akan derede toplu balık ölümü yaşanıyor

    Bursa’da zehir akan derede toplu balık ölümü yaşanıyor

    Derenin geçtiği havzada hayat sürmeye çalışan vatandaşlar ise belediye ve yetkililerin soruna çözüm üretmemesinden şikayetçi. Kestel ilçesinde bulunan, Gölbaşı Gölü’nden başlayan ve Nilüfer Çayı ile birleşen Serme Deresi fabrikaların sanayi atıkları sebebiyle adeta katrana döndü. Çevrede bulunan tarım alanlarının su kaynağı olan derede, son zamanlarda toplu balık ölümleri yaşanıyor. Vatandaşlar derenin geçtiği güzergâh boyunca fabrikaların kimyasal ve boya atıklarıyla kirlendiğine vurgu yaparlarken, Kestel Belediyesi’nin sorunla ilgili çözüm üretmemesinden şikayet ediyor.

    Dereye balık tutmaya gelen vatandaşlar katrana dönen manzara ile karşılaştıklarında olta takımlarını açmadan geri dönüyor.
    Bölge sakinlerinden İrfan Dağlı, “4 senedir buradayım, bu güne kadar böyle bir şey görmedim. Dün durulmayacak derecede koku gelmeye başladı. Yetkilileri aradık fakat bizi başka yerlere yönlendirdiler. ‘Müdürlerimiz yok, başka yeri arayın’ dediler. Kimse ilgilenmedi. Derenin halini görüyorsunuz, insanın içi sızlıyor. Bütün balıklar su yüzeyine çıktı. Bu bölgedeki bahçeler derenin suyu ile sulanıyor. Bursa’nın yüzde 90’ı bu dere ile sulanan meyvelerden yiyor. Kokudan duramadığımız için yetkililerden yardım istedik. Kimse ilgilenmedi. Kimin kimyasal atık boşalttığını bilmiyoruz. Fabrikaların olduğu bölgeden geliyor” şeklinde konuştu.

  • 11 yaşındaki Kerem’in ölümündeki korkunç şüphe

    11 yaşındaki Kerem’in ölümündeki korkunç şüphe

    Yalova’nın Termal ilçesine bağlı Akköy’de 3 Haziran 2018 tarihinde meydana gelen olayda Kerem Karakaya, sabah saat 8.30 saatlerinde okul arkadaşı F.B.’nin evine gitmiş, burada iddiaya göre, evin odunluk kısmında bulunan kırma av tüfeği ile oynarken F.B., arkadaşı Kerem Karakaya’yı başından vurmuştu. F.B.’nin cezai ehliyetinin bulunmaması nedeniyle Yalova 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Taksirle Ölüme Neden Olma” suçundan sanık Serpil B.’nin yargılanmasına başlanmıştı.

    Davadaki cinayet şüphesi yeni soruşturmayı başlattı
    Davadaki aile ve avukatları ve tanık beyanları üzerine 5. Asliye Ceza Mahkemesi, tüfeğin ağırlığı, 2 kez ateş edilmesi, kartuşun değiştirilmesi ve silahın ateş mekanizmasının suça sürüklenen çocuk tarafından bilinemeyeceği, delillerin tam toplanmamış olması ve kasten adam öldürme şüphesinin varlığı nedeniyle Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılığın, olay günü evde bulunan F.B.’nin annesi Serpil B. ve dayısı Rahmi B. ile ilgili kasten öldürme suçundan başlattığı soruşturma yaklaşık 1 yıldır devam ediyor.

    “Benim oğlum bir cinayete kurban gitti”
    5. Asliye Ceza Mahkemesi F.B.’nin annesi Serpil B.’nin ihmalden yargılandığı davada savcılık soruşturmasının beklenmesi için davayı ileri bir tarihe erteledi. Dava sonrasında adliye çıkışında açıklamalarda bulunan acılı baba Halil Karakaya, yıllardır çocuklarının cinayete kurban gittiğini kanıtlamak için çabaladıklarını belirterek, “6,5 yıldır biz bu anı bekliyoruz. Benim oğlum bir cinayete kurban gitti. Cinayet masası soruşturmayı ele aldı. Şu anda çok iyi yoldayız. İnşallah ağır ceza mahkemesine gidecek. Ağır cezadan sonra da gereken cezayı herkes alacak ve biz de mutlu sona ulaşacağız” dedi.

    “Ben çocuğumun kanını yerde bırakmam”
    Kerem’in annesi Rahime Karakaya ise yaklaşık 7 senedir bu olayın çözülmesini beklediklerini dile getirerek, “7 senedir çocuğum kara toprakta yatıyor. Kendi çocuğunu alıp memleketine kaçmış. Ben adalet istiyorum. Ben çocuğumun katilini istiyorum. Ben çocuğumun kanını yerde bırakmam. Kanımın son damlasına kadar peşindeyim bırakmam” ifadesini kullandı.

    “7 yıl önce işlenen bu cinayet, nihayetinde sonuca ulaşacaktır”
    Ailenin avukatlarından Şermin Tankut ise Kerem’in 7 yıl önce acımasızca öldürüldüğünü ifade etti. Kerem’in davasının asliye cezada açıldığına değinen Tankut, “Niye Asliye Ceza çünkü ihmalden açılmış bir dava. Fakat dosya delilleri daha önce de söylediğimiz gibi bunun tam tersini gösteriyor ki, nitekim 5. Asliye Ceza hakimi de ihbarda bulunmuştu savcılığa. Bunun bir cinayet olabileceğinden dolayı. Bu dosyada 1 yıla yakın gizlilik kararı var. Şu anda içinde ne olduğunu söyleyemiyoruz. Çünkü biz de bilmiyoruz. Fakat şöyle bir şey var. Bir yıl önce bu dosya elimize geçtiğinde ihmaller zincirinden kaynaklanan gerçekten bir garabet var ortada. Jandarma ve savcılık zamanında yeterince bu cinayeti araştırmamış. Bundan dolayı aile 6 yıldır boşu boşuna beklemektedir. Gerçekten bütün davadaki deliller, bir şekilde karartılmıştır daha ilk gün. Daha sonra ifadeler alınmamış, silahlardan parmak izi alınmamış. Hiçbir şey yapılmamış diyebiliriz. Sayın savcımız dosya araştırmadan sonra bizim sunduğumuz dilekçeyle, bulduğumuz açıklarla, bir değil, iki değil belki ondan fazla açık var dosyanın içinde, araştırılmamış olaylar. Şu anda dosya titizlikle araştırılıyor. Biz belki de 15’inci duruşmaya girdik ama umutla bekliyoruz. İnanıyoruz ki, 7 yıl önce işlenen bu cinayet, nihayetinde sonuca ulaşacaktır. Bu acılı aile anne ve diğerleri huzura kavuşacaklardır. 5. Asliye Ceza’da görülen duruşmada savcılıktan alınacak karar bekleniyor. Savcılık ağır cezaya düşecek bir dosyayı araştırıyor. Savcılık şu an kasten cinayetten bir soruşturma açmış. 1 yıldır kasten cinayetten soruşturmayı gizli olarak araştırıyor. Bu araştırma artık jandarmanın elinde değil. Çünkü jandarma bizim dosyada taraf. Artık emniyetin, cinayet büronun elinde. O yüzden biz çok umutluyuz. Asliye Ceza’da açılan dava ise annenin ihmalden kaynaklı davasıdır. Aslında biz bu davayı kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.

    “Çocuğun çocuğu öldürdüğünü düşünmüyoruz ve kararlıyız”
    Ailenin diğer avukatı Ekin Elçin Tankut, adaletin peşinde sonuna kadar koşmaya devam edeceklerini belirtti. Savcılığın konuyla yakından ilgilendiğini ve kısa zamanda bir iddianame çıkmasını beklediklerini anlatan Tankut, şöyle konuştu:
    “Sağ olsun şu anki savcımız bu konuda bize çok fazla destek veriyor. Kısa zamanda çözüme ulaşacağını düşünüyoruz. Elbette ki çok fazla dosya içinde daha önce de belirttiğimiz gibi ihmaller vardı. Bu ihmaller zinciri dosyayı çok ayrı bir yere evirmişti. Bu cinayet değil, çocuk çocuğu vurdu diye dosya kapanacaktı. Fakat araştırmalarımız neticesinde bunun bir cinayet olabileceği sonucuna vardık. Umutluyuz bu noktada da. Çocuğun çocuğu öldürdüğünü düşünmüyoruz ve kararlıyız, peşinden gideceğiz. İddianamemizi bekliyoruz. İddianamemiz çıktığı zaman da bize çok iş düşecek. Yine adalet aramaya devam edeceğiz. Bu noktada herkesin desteğini talep ediyoruz. Bu bir cinayettir ve aile 7 senedir uyumuyor. Bizim 3-4 dakikada baktığımız haberlerin arkasında neler gizli. Biz maalesef 1 yıldır dosyanın avukatlığını yapıyoruz ama çok şükür bayağı bir yol kat ettik. Bunların başında dosyanın çok detaylı incelenmesi, çok detaylı bir şekilde ihmallerin ortaya çıkarılması, yapılan araştırmalar inşallah bizi sonuca ulaştıracak. Ailenin 7 seneye varan uykusuz geceleri artık rahat uykulara kendini bırakacak. Bugünkü duruşmada da eksik hususlar giderilecek. Savcının iddianamesi bekleniyor. Savcı iddianameyi hazırladığında bu dosya da ağır ceza dosyasıyla birleştirilecektir.”

  • Bursa’da 2 günlük bebeğin şüpheli ölümü

    Bursa’da 2 günlük bebeğin şüpheli ölümü

    Olay, 4 Temmuz Perşembe günü meydana geldi.

    İddiaya göre, Orhan Solmaz sabah saatlerinde eşinin sancısı gelince doktorlarına haber vererek doğum için Kestel Devlet Hastanesi’ne götürdü. Öğle sıralarında sezaryenle doğuma alınan anne, 4’üncü çocukları olan Solmaz bebek ile birlikte sağlıklı şekilde ameliyathaneden çıktı. Yine iddiaya göre, kız çocuğunun doktorlarca yapılan kontrollerinde sağlık sorununun olmadığı aileye söylendi. Normal odada bulunan annesinin yanına götürülen Solmaz bebek, ertesi gün sabah saatlerinde doktorların odaya gelmesiyle uyandı. Doktorlar aileye Solmaz bebekte sarılık olduğunu ve Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne sevk edilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Solmaz bebek kuvöze konularak yeni doğan ambulansı ile Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne sevk edildi.

    Sadece 2 gün yaşayabildi

    Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne götürülen Solmaz bebek, sarılık olduğu için ışık tedavisine alındı. Doktor, baba Orhan Solmaz’a ‘bebek gayet sağlıklı, ışık tedavisi uyguluyoruz. Yarın için bez ve birkaç elbise getirin’ diyerek aileyi evine yolladı. Ameliyatlı olan anne de iyileşmesinin ardından Kestel Devlet Hastanesi’nden taburcu oldu.

    Acı telefon çaldı, aile yıkıldı

    Cumartesi günü sabah saat 06.50 sıralarında doktorlar baba Orhan Solmaz’ı arayarak ‘acil hastaneye gelmeniz gerekiyor’ diyerek telefonu kapattı. Aceleyle hastaneye giden baba Orhan Solmaz ve yakınları doktorun acı haberi vermesiyle yıkıldı. Doktorlar tarafından aileye yapılan açıklamada Solmaz bebeğin kalbinin yavaşladığı ve hayatını kaybettiğini ifade edildi.

    Savcılık inceleme yaptı

    Sadece 2 gün yaşayan kız bebeğin şüpheli ölümünün ardından Savcılık inceleme yaptı. İncelemenin ardından Solmaz bebeğin cansız bedeni otopsi için Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Burada otopsisi yapılan Solmaz bebeğin minik bedeni ailesine teslim edildi.

    Gözyaşları içinde toprağa verildi

    Solmaz bebeğin cansız bedeni kılınan cenaze namazının ardından Erdoğanköy Kent Mezarlığı’nda gözyaşları içerisinde toprağa verildi. Solmaz ailesi bebeklerin mezarına doğduktan hemen sonra giydirdikleri beresi ile emziğini mezarının başına koydu.

    Doktorların bebeğin gayet sağlıklı olduğunu kendilerine haber verdiğini ifade eden baba Orhan Solmaz, “Bebeğim ayın 4’ünde saat 11.00 sıralarında dünyaya geldi, gayet sağlıklı bir bebekti. Doğumu Kestel Devlet Hastanesi’nde yaptık. Ayın 5’inde çocuk doktoru geldi topuk kanı sonucuna göre bebeğin sarılık başlangıcı olduğunu söyledi ve cihazların Kestel’de olmadığını belirtti. Çocuğumuzu Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne sevk etmeye karar verdi. O günün sabahı Çocuk Hastanesi’ne sevki gerçekleşti. Ben Dörtçelik’e gittim. Oradaki doktor ile konuştum. Bana bebeğin gayet sağlıklı olduğunu söyledi. Sadece sarılık için tedavisine başlanılacağını kaydetti. Benden bez, ıslak mendil ve diğer malzemelerin getirilmesini istediler. Yarın teslim edeceğimi söyledim. ‘Tamam’ dediler. Aradan 24 saat geçmeden beni saat 06.52’de arayıp acilen hastanede olmam gerektiğini söylediler. Hastaneye gittiğimde bebeğimin öldüğünü belirttiler. Ölüm nedenini onlar da bilmiyor. ‘Biz geldiğimizde bebeğin kalbi durmuştu’ diyorlar. Başka hiçbir gerekçe göstermediler. Sapasağlam teslim ettim. Hatta dün Kestel’deki çocuk doktoru ile tekrar görüştüm, bebeğimin ciddi bir sıkıntısı mı var diye sorduğumda ‘Hayır kesinlikle ciddi bir sıkıntısı yok. Bebeğin gayet sağlıklı dünyaya geldi” dedi.

    Orhan Solmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ndeki doktorlara ‘bebeği size sapasağlam teslim ettik, bebeğimize ne oldu’ diye sordum. Onlar da herhangi bir cevap veremedi. Bebeğin neden öldüğünü bilmiyorlar. Bebeğin herhangi bir hastalığı da yoktu. Biz doğum sürecinde sürekli doktor gözetimindeydik. Her şey gayet olumluydu, hiçbir sıkıntısı yoktu. Bebeği kucağımıza aldık, kokusunu içimize çektik. Bir gün annesinin yanında kaldı. Sezaryen doğum olduğu için 3 gün boyunca hastaneden çıkmaması gerektiği söylendi. Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne sevk ettik fakat ölüm haberi ile karşılaştık. Bebeğimizin neden vefat ettiğini bilmek istiyoruz. Bu konu hakkında yetkililerden bir cevap bekliyorum. Kesinlikle ihmal olduğunu düşünüyorum. Yoğun bakım ünitesine gittiğimizde bebeğimizin yüzü komple mosmordu. Kimsenin günahını almak istemiyorum ama bu olayın araştırılmasını istiyorum. Ben evlat acısı yaşadım bir başkasının kesinlikle yaşamasını istemiyorum. Savcılığın otopsi sonucunu bekliyorum” diye konuştu.

    “Bebeğim gayet sağlıklıydı, hiçbir sıkıntısı yoktu”

    Bebeğe aldıkları kıyafetleri giydiremeden kaybettiğini belirten baba, “2 oğlum ve 1 kızım var. Hiçbirinin sağlık sorunu yok. Mezarlığa geldiğimizde oğlumu kaldırmakta güçlük çektim. Kendimizi çok hazırlamıştık, kıyafetlerini bile giydirmek nasip olmadı. Annesi ilk haberi aldıktan sonra ameliyatının zedelendiği söylendi. Şu anda evde istirahat halinde, onu da yalnız bırakmak istemiyorum. Ablası, kardeşi hepimiz çok üzgünüz. Ailece yıkıldık. Bebeğe aldığımız kıyafetlerin hiçbirini giydiremedik. Umarım onlar bir başkasına nasip olur. Biz onları severek almıştık” dedi.

    Bebeğin Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne sevk edildikten sonra hayatını kaybettiğini söyleyen Solmaz, “Kestel Devlet Hastanesi’nden çok çok memnun kaldım. Daha önceki doğumlarım özel hastanedeydi ama eşim özel hastanedeyken çok sancılı bir şekilde eve geliyordu. En son doğumu başarılı geçti, çocuklar annesini gördüğü için mutlu oldu. Bebeğimiz gayet sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Ama ne olduysa Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nde oldu. Görüştüğüm doktor bebeğimizin gayet sağlıklı olduğunu sadece sarılık başlangıcı olduğunu başka hiçbir sıkıntısı olmadığını söyledi. Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ndeki doktorla görüştüğümde bebeğin gayet sağlıklı bir şekilde geldiğini söyledi. Herhangi bir sıkıntısı olmadığını sarılık tedavisine başlanıldığını söylediler” şeklinde konuştu.

    Bebeğin 2 gün hayatta kaldığını söyleyen baba Orhan Solmaz, “Tedavi sürecinin 7-10 gün sürdüğünü söylediler. 4 Temmuz gününde kucağımıza aldık. 5 Temmuz’da sarılık hastalığı için ambulansla Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne sevk edildi. 6 Temmuz günü saat 06.52 saatlerinde bizi ‘acil görüşmemiz gerekiyor’ diye aradılar. Bebeğim gayet sağlıklıydı, hiçbir sıkıntısı yoktu, kan değerleri de gayet güzeldi” dedi.

    Cumhuriyet Savcılığı da olayla ilgili soruşturma başlatıp otopsi yaptı. Bebeğin kesin ölüm sebebi 3 ay içinde çıkacak otopsi raporunun ardından netlik kazanacak. Sağlık Müdürlüğü yetkilileri de olayın savcılık aşamasında olduğunu, kesin ölüm sebebinin otopsi ile netleşeceğini ancak ailenin akraba evliliği yaptığını hatırlattılar.

     

  • “Meme kanserinde ölüm oranları azaldı”

    “Meme kanserinde ölüm oranları azaldı”

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pittsburgh Üniversitesi, Breast Health Working Group International (BHWGI), Meme Dernekleri Federasyonu, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği’nin de katkılarıyla yapılan sempozyumda erken tanı, önleme ve tedavi alanındaki gelişmelere ilişkin çarpıcı bilgiler paylaşıldı.

    Başta Uludağ Onkoloji Dayanışma Derneği (ONKO-DAY) olmak üzere Sivil Toplum Örgütleri, çok sayıda bilim insanı, hekim ve hemşireler de büyük ilgi gösterdi.

    Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun eş başkanlığını Pittsburgh Üniversitesi   Meme Cerrahisi Ana Bilim Dalı Direktörü Prof. Dr. Atilla Soran ve Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Türkkan Evrensel yaptı.

    Meme kanserinde ölüm oranları azaldı”

    Sempozyuma ilişkin ortak açıklama yapan Prof. Dr. Atilla Soran ve Prof. Dr. Türkkan Evrensel, Onkoloji pratiğinin baş döndürücü bir hızla değiştiği günümüzde, üretilen bilginin de aynı hızda muhataplarına ulaştırılmasının, nitelikli bir sağlık hizmeti için elzem olduğuna vurgu yaparak;

    Ülkemizde bu amaca hizmet eden birçok nitelikli toplantının düzenlenmesi görmek gelecek adına umut vericidir. Sempozyumda bilimsel paylaşımların yanısıra, Multidisipliner bir uygulama alanı olan onkoloji pratiğinde birlikte çalıştığımız diğer Bilim dallarından uzmanların da, uzmanlık katıldığı oturumlar ile günlük uygulamalar sırasında yaşanan sorunlara yönelik çözüm yolları tartışıldı. Meme kanseri ülkemizde de dünyada olduğu gibi en sık görülen kadın kanseridir. Ancak erken tanı, önleme ve tedavi alanındaki gelişmeler ile ölüm oranları azalmıştır. Hastalıktan kurtulan bireylerin yaşamlarını kaliteli sürdürmek adına komplikasyonların önlenmesi ve giderilmesi üzerinde ciddiyetle durulması gereken temel sorunlardan biridir. Sempozyumda bu konu üzerine de tartışılmıştır. Dokuzuncusunu düzenlediğimiz ve gelenekselleşen sempozyumumuza katkıda bulunan değerli bilim adamlarına, destek veren sivil toplum kuruluşlarına, yerel yönetim yetkililerine tek tek teşekkür ederiz.”ifadelerine kullandılar.

    Öte yandan sempozyumda, Güzin Abraş’ın hazırladığı “Kanser Hayat Ritminizi Bozar” sunumu, Elif Sanat Kültür ve Kadın Dayanışma Derneği Ritim Grubu tarafından ONKO-DAY ile birlikte, Halk Dansları Antrenörü Hanımşah Işıkcan önderliğinde ritim gösterisine dönüştürülmesi katılımcılara neşeli anlar yaşattı.

  • Sineklerinin ‘ölüm uçuşu’ başladı

    Sineklerinin ‘ölüm uçuşu’ başladı

    Ömürlerinin yüzde 99’unu larva halinde suda geçiren bir gün sinekleri erginleşme sürecini tamamlayarak Sakarya Nehri’nden çıkmaya başladı. Adapazarı ilçesindeki Sakarya Köprüsü üzerinde bulunan aydınlatma direklerinin çevresinde toplanan binlerce sinek, çiftleşerek ölmeye başladı. Yüz binlerce beyaz kelebeğin her yıl tekrarlanan ve adeta kar yağışını anımsatan “ölüm uçuşu” görsel şölen oluştururken haberi duyan vatandaşlar ise tarihi köprüye akın etti.

    Bazı vatandaşlar, sinekleri eline alırken bazı vatandaşlar ise aydınlatma direkleri çevresinde uçuşanları cep telefonu kamerasıyla kayda aldı. İlk defa sinekleri görmeye geldiğini belirten Hatice Kaya, “Normalde Temmuz ve Ağustos aylarında geliyorlarmış daha erken gelmişler. Ben de haberini alır almaz görmeye geldim. Çok şaşkınım bir gün yaşıyorlarmış ve yerler kelebek dolu çok garip geldi. Ekranlarda görüyorduk canlısını görmek daha da ayrı bir duygu.

    İlerleyen zamanlarda da bu sineklerin artacağı söyleniyor şuan daha az ve az olmasına rağmen görüntü çok güzel” dedi.

  • Büyükçekmece’de lüks villada sır ölüm

    Büyükçekmece’de lüks villada sır ölüm

    Olay, 3 Mayıs günü akşam saatlerinde Büyükçekmece Tepekent’te bulunan lüks bir villada meydana geldi. İddiaya göre, 17 yaşındaki Mervan İpek arkadaşlarıyla birlikte haftalık kiralık lüks bir villada eğlence düzenledi. Düzenlenen eğlence sırasında İpek dengesini kaybederek havuza düştü. İpek, havuzda boğularak hayatını kaybederken, durumu fark eden diğer arkadaşları durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Gencin cenazesi yapılan ilk inceleme ardından kesin ölüm nedeni tespiti için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis evde bulunan arkadaşlarını gözaltı alarak savcılık talimatı ile incelemeye başlattı.
    İpek’ten geriye ise arkadaşlarıyla birlikte havuza girmeden önce çekildikleri fotoğraf kaldı.
    Öte yandan polis ekipleri tarafından villada yapılan geniş çaplı incelemelerde uyuşturucu ve silah bulunmadığı öğrenilirken, yaşları 18’den küçük kişilerin villayı nasıl kiraladığı ise merak uyandırdı.

  • Balık ölümlerinin nedeni araştırılıyor

    Balık ölümlerinin nedeni araştırılıyor

    Özalp ilçesinde bulunan Yumruklu ve Saray ilçesindeki Beyarslan (Çeçen) göletlerinde balık ölümlerinin olduğu ihbarı üzerine ekipler harekete geçti. Balıkçılık ve Su Ürünleri Şubesi ekipleri tarafından bölgeye gidilerek yerinde incelemeler yapıldı. Yapılan ilk incelemelerde göletlerin çevresinde ölmüş sazan balıklarının iskeletlerinin olduğu görüldü. Yumruklu ve Beyarslan (Çeçen) göletlerinde yerinde yapılan analizlerde (PH, çözünmüş oksijen, sıcaklık, iletkenlik, tuzluluk) herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı. Ayrıca göletlerde su numunesi alınarak incelenmek üzere Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsüne gönderildi.

    Konuya ilişkin yapılan açıklamada; yerinde ölçülen parametre (PH, Ç.O., sıcaklık, tuzluluk, E.İ.) değerleri sazangiller için uygun olduğu, kışın göletlerin yüzeyinin buzla kaplı olmasından dolayı havayla temasının kesildiği ve göletlere kış aylarında su girişi olmadığından dolayı göletlerin içerisinde su sirkülasyonu meydana gelmediği, bu nedenle sazan balıklarının çözünmüş oksijen yetersizliğinden ölmüş olabileceği, ancak kesin ölüm nedeninin enstitüde yapılacak diğer su analiz sonuçlarından sonra belli olacağı belirtildi.

    Ayrıca ekipler, laboratuvar sonuçları belli oluncaya kadar göletteki balıkların tüketilmemesi ve hayvanlara gölet suyunun içirilmemesi uyarısında da bulundu.

  • 3 çocuk annesinin şüpheli ölümü

    3 çocuk annesinin şüpheli ölümü

    Ümraniye’de Mart 2022 tarihinde evinin balkonundan düşerek hayatını kaybeden 3 çocuk annesi Ece Kılıçaslan Acar’ın (29) ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, Ece Kılıçaslan Acar’ın anne ve babasının ifadesinde, 10 yıllık eşi tarafından şiddet, aşağılama ve tehdide maruz kalarak daha önce şikayetçi olduğunu söylemeleri üzerine soruşturma genişletildi.

    “Aşağıya düştü”

    Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan eş Erol Acar ifadesinde, mutfaktan tencere sesi geldiğini, eşine seslendiğinde cevap alamadığını, daha sonra mutfağa gittiğini, eşinin orada olmaması üzerine balkondan baktığında eşinin aşağıya düştüğünü gördüğünü söyledi.

    Önce reddetti sonra itiraf etti

    Çiftin 9 yaşındaki kızı ilk ifadesinde tartışma sesi duymadığını söylerken, daha sonra tekrar alınan ifadesinde ailesinin tartıştığını, önceleri babasının annesini dövdüğünü anlattı. İddianamede, Ece Kılıçaslan Acar’ın eşi hakkında 2 ayrı şikayetinin olduğu, Acar’ın intihar düşüncesine sahip olduğu yönünde bir iddianın bulunmadığı ve şüphelinin kanında uyuşturucu madde tespit edildiği kaydedildi.

    Hazırlanan iddianamede, şüphelinin eşini 3’üncü kattaki evlerinin balkonundan attığı yönünde yeterli şüphe oluştuğu belirtilerek şüpheli Erol Acar hakkında “eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.

  • Balıkesir’de balık ölümleri başladı

    Balıkesir’de balık ölümleri başladı

    İmko Tatil Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Uysal, kirliliğin iki aydır Çoruk Mahallesi’nden gelen kanalizasyon şebekesinden kaynaklandığını ve iki günden beri de balık ölümlerinin başladığını kaydederken, yetkililere çağrıda bulundu. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ile Burhaniye Kaymakamlığı, Burhaniye Belediyesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Burhaniye Şube Müdürlüğüne fotoğraflarla başvurduğunu anlatan Mehmet Ali Uysal, balık ölümlerinin yanı sıra kötü kokulardan rahatsız olduklarını söyledi.

    Önlem alınmasını isteyen Uysal, “İki ay önce Çoruk Mahallesi kanalizasyonu Kadıncık Deresi’ne akmaya başladı. Sitemiz kokudan çok rahatsız” dedi. Durumu ilgili kurumlarla paylaştıklarını ancak önlem alınmadığını söyleyen Uysal, “Çoruk köyünün kanalizasyonundan şu an sitemiz çok şiddetli rahatsız. O kanalizasyona bir şey karıştığına inanıyoruz. Kadıncık Deresi’nde iki günden bu yana balık ölümleri başladı. Derenin kirliliği had safhada. Onun için yetkililerin acil çözüm bulmasını önemle arz ediyoruz” diye konuştu.

    Site sakinlerinden Ali İvgen de, “Çevremizdeki kirlilik gerçekten çok büyük. Tüm balıklar ölüyor. İnsanlar da kokudan çok rahatsız oluyor. Ölen balıklar kokuyor. Burayı da kokutacaklar. Bu dalyan denizle bağlantılı. Burada kaç tane site var. Bin 800 konutluk Orjan Sitesi, 1000 konutluk İmko Sitesi, 200-250 konutluk Haberkent Sitesi’nin denize girdiği yere karışıyor bu atıklar” dedi.

    Nur Ali Karakuş ise, “Başkan ile Ali ağabey zaten söyledi. Biz de gözümüzle görüyoruz. Ona göre söyleyecek bir şey de kalmadı. Durum yürekler acısı” diye konuştu.

  • Aydın’ı üzen ölüm

    Aydın’ı üzen ölüm

    Acı haberi duyuran Karya Farma HBX AR-GE BAP (Bilimsel Araştırmalar Projeleri) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Başlık, “Yıllarca birlikte çalıştığımız ve dünyada ilk kez incir çekirdeği yağını bilimsel olarak ortaya çıkaran Mehmet Şimşek abimiz hayatını kaybetti. O dünya iyisi bir insandı. Ve hayatını bilime ve insanlığa adamış bir kişiydi” dedi.

    15 Ocak 1964 doğumlu olan Mehmet Şimşek’in kalp rahatsızlığına bağlı olarak bir süredir Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gördüğü bu gece yarısı hayatını kaybettiği bildirildi. 3 kız çocuğu babası olan ve kızlarının 3’ünü de mühendis yetiştiren Mehmet Şimşek’in memleketi Kuyucak Pamukören’de bugün toprağa verileceği öğrenildi.

    İlginç bilimsel çalışmaları ve yorulmak bilmeyen enerjisi ile tanınan Mehmet Şimşek yaklaşık 14 yıl önce incir çekirdeğinin yağını çıkarıp, ilaç ve kozmatik sanayinin yanı sıra spa merkezlerinde kullanılacak önemli bir ürünün ortaya çıkarılmasına öncülük etmişti.