Olay, Çankırı’nın merkez ilçesine bağlı Ünür köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, husumetli oldukları öğrenilen Ali K. (62) ve Recep Yaman (68) arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışma kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Ali K. tüfek ile Recep Yaman’a ateş açtı. Recep Yaman vücuduna isabet eden kurşunla yaralandı. Olayı gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen Recep Yaman kurtarılamadı. Ali K. ise ekipler tarafından yakalanarak gözaltına alındı.
Recep Yaman’ın cenazesi morga kaldırılırken olayla ilgili inceleme başlatıldı.
Etiket: ölüm
-
Tartıştığı husumetlisini tüfekle öldürdü
-
Pencereden düşen çocuk hayatını kaybetti
Olay, Altındağ ilçesi Karapürçek Mahallesi 1987’nci Sokak’ta yer alan bir apartman dairesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 2 yaşındaki Menesa Baykan, ailesiyle birlikte misafirliğe gittiği evin penceresinden düştü. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Dördüncü kattan düşerek ağır yaralanan minik kız, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Ankara Hastanesi’ne sevk edildi. Buradaki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Baykan hayatını kaybetti.
Polis ekiplerince olayla ilgili soruşturma başlatıldı. -
Babasını çöp evde ölüme terk edilmiş halde buldu
Fotoğrafçı Mehmet (58) ve ev hanımı Songül (48) Kapılı çifti 35 sene önce evlendi. Çiftin bu evlilikten 4 çocukları dünyaya geldi. Çift, merkez Çukurova ilçesine bağlı Belediye Evleri Mahallesi’nde otururken, çocuklarından 3’ü evlenip evden ayrıldı. Çiftin Özgür (29) isimli çocukları da çalışmak için Muğla’nın Bodrum ilçesine gitti.
Ancak 4 sene önce Mehmet Kapılı rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı ve yaşlı adama Alzheimer teşhisi konuldu. Bu süreçte iddiaya göre Songül Kapılı eşiyle hiç ilgilenmedi ve yaşlı adamı evde bırakarak sürekli dışarı çıktı. Ancak Özgür Kapılı, annesiyle ne zaman görüşse babasının durumunun iyi olduğunu duydu, ancak çalıştığı için 6 aydır bir türlü ailesinin yanına gelemedi.
Geçtiğimiz aylarda ise anne Songül Kapılı, yatağa bağımlı hala gelen eşiyle ilgilenmeyi iyice kesti ve evi terk etti. Bu süreçte ise ev adeta çöp eve döndü. Komşular ise çiftin oğulları Özgür Kapılı’yı arayarak, “Annen babanla ilgilenmiyor. Baban çok kötü durumda. Evinizden de çok kötü kokular geliyor” dedi. Fakat kız kardeşleri ve annesiyle görüşen Özgür Kapılı babasının hep iyi olduğunu duydu.
Ancak sürekli aklı babasında olan genç adam, son olarak bir komşusunun kendisini tekrar araması üzerine iş yerinden izin alarak sabah saatlerinde ailesinin evine geldi. Kapıyı çalan adam kimsenin açmaması üzerine annesini aradı. Annesinin de telefonlara cevap vermemesi üzerine Özgür Kapılı, durumu polise haber verdi. Polis eşliğinde kapıyı kırarak içeri giren genç, karşılaştığı manzara karşısında hayatının şokunu yaşadı. Yatağa bağımlı babasının saç ve sakallarının uzadığını, zayıflayarak bir deri bir kemik kaldığını ve evin çöp evden farksız halde olduğunu gören genç, annesini defalarca kez aradı ancak yine cevap alamadı. Kapılı, önce amcasına daha sonra da ambulansa haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler yaşlı adama ilk müdahaleyi yatağında yaparak ambulansla hastaneye kaldırdı. Evin içerisinde ise yaşlı adamın kirli bezleriyle aynı odada kaldığı, içeride sigara izmaritlerinin olduğu, çöplerin evde biriktiği, buzdolabındaki yemeklerin de artık küflenerek kurtlandığı, mutfak ve diğer odalarda sinek ve böceklerin yuva yaptığı görüldü.
Özgür Kapılı, annesine sitem ederek, “Ben çalıştığım süreçte annemin babama bakmadığı haberleri kulağıma geliyordu. Babamın iyi olup olmadığını gözümle görmek için sabah eve geldim. Eve geldiğimde kapı kilitliydi. Kapıyı kırarak içeri girdim ve babamı yatakta uzanırken o halde gördüm. Yazıklar olsun. Bir insan eşini bu halde bırakıp gidemez. Babama meyve suyu verdiğimde nasıl çırpınarak içtiğini size anlatamam. Anneme ulaşamıyoruz” ifadelerini kullandı.
Annesinin eskiden babasına aşık olduğunu söyleyen Kapılı, “Annem benim numaramı ve babamın akrabalarının numaralarını hepsini engellemiş. Bu kadın önceden babama çok aşıktı. ‘Mehmet’im, Mehmet’im’ diyerek peşinde dolaşırdı, ağlardı. Babam hastalanınca ve para kazanamayınca onu bu hale getirdi. O kadın babamı ölüme terk etti. Maalesef ki o kadın annem oluyor. Kız kardeşlerim de bu olaya müdahale etmemişler. Babam da kızlarına çok severdi” dedi.
En son 6 ay önce Adana’ya geldiğini ve babasının durumunun daha iyi olduğunu, evinde bu durumda olmadığını belirten Kapılı, “Evin durumuna çok şaşırdım. Çünkü 6 ay önce böyle değildi. Biz gittikten sonra annem evi terk etmiş. Dolapların hepsini karıştırdım. Hiçbir eşyası yok. Dün gece de evde olduğunu sanmıyorum. Tahminimce annem günde bir öğün yemek ve bir bardak su verip kendisi dışarıda geziyor. Ben bu şekilde düşünüyorum. Anneme şunu söylemek istiyorum. Benim annem öldü. Onun helvasını kavuracağım ve o ölmeden herkese dağıtacağım. Bu da benim sözüm olsun. Merhamet etmeyen insana ben de merhamet etmem. Bu saatten sonra kendisini tanımıyorum kesinlikle” ifadelerini kullandı.
Yaşlı adamın hastanede tedavisi sürerken, durumunun iyiye gittiği öğrenildi. -
Bursa’da sahte içki davası, tutuklu savunma yaptı
Olay, geçtiğimiz yıl Kasım ayında yaşandı. Merkez Yıldırım ilçesinde zehirlenme belirtisiyle hastaneye kaldırılan Şakir Çelik’in (56) sahte içkiden zehirlendiği öğrenildi. Ardından Erol Oktay (56), Necip Cece, Fuat İşcen, Kamil Cihat İ. (51), Murat K. (56), Bülent D. (44), Ramazan Ç. (48), Fatih U., yabancı uyruklu Basem M., Celal T., Erhan S., Mahmut Akça ve M.A. da aynı şikayetle Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Çekirge Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Hastanede tedavi altına alınan Şakir Çelik, Erol Oktay, Fuat İşcen, Necip Cece, Mahmut Akça ve Erhan Sepek doktorların yapılan tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Polis ekiplerince başlatılan soruşturma çerçevesinde metil alkolü Bursa’ya İzmir’den gönderdiği belirlenen Oktay Yüce (44), Bursa’da sahte içkiyi sattığı belirlenen Raif Aytaç Uzcan (46) ve taburcu olduktan sonra gözaltına alınan ölenlerden Fuat İşcen ile ağabeyi Kemal Cihat İşcen (52), çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 6 aylık soruşturmanın tamamlanmasının ardından 9 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede, tutuklu sanıklar Kemal Cihat İşcen, Oktay Yüce ve Raif Aytaç Uzcan hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan, her sanık için 6’şar kez olmak üzere toplam 18 müebbet hapis cezası talep edildi.Davanın ikinci duruşmasına çıkan tutuklu tek sanık Kemal Cihat İşcen’in katıldığı mahkemede, maktullerin yakınları ve avukatları da bulundu. Hakim karşısına çıkan İşcen, kendisinin de mağdur olduğunu ifade ederek, “Hakim Bey, ben sahte içki yapmadım. Masumum. Dahası mağdurum. Çünkü o içkiden ben de kullandım. Bu nedenle görme yetimi yüzde 60 oranında kaybettim. Tedavim devam ediyor. Mağdurum. Cezaevinde çok zor günler yaşıyorum. Tahliyemi istiyorum” dedi.
Duruşmada, avukatlar ile tanıklara da söz hakkı veren mahkeme heyeti, Kemal Cihat İşcen’in tutukluluk halinin devamına karar verirken, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
-
Ölümden döndü
Ankara’da sokak köpeklerinin saldırısı sonucu yaralanan 13 yaşındaki çocuk hastanelik oldu. Yaralı çocuğun ailesi ile çevre sakinleri, köpek saldırılarına tepki göstererek, yetkililerden yardım istedi.
Yenimahalle ilçesi Turgut Özal Mahallesi’nde meydana gelen olayda, 13 yaşındaki Mustafa Şamil Tekcan evine döndüğü sırada 10 başıboş köpeğin saldırısına uğradı. Vücuduna aldığı 8 derin ısırık sonucu hastaneye kaldırılan Tekcan, tedavisinin ardından taburcu oldu.Anne Namenur Tekcan ile baba Hasan Tekcan, saldırı sonrası çocuklarının psikolojik sıkıntılar çektiğini belirterek, sorunun bir an önce çözüme kavuşturulmasını istedi. Tepkilerini dile getiren Tekcan ailesi, sosyal medyadaki köpek sorunu sayfasıyla seslerini duyurduklarını ve hukuki süreç başlattıklarını ifade etti. Mahallelerinde son dönemde çok fazla köpek saldırısı yaşandığını söyleyen vatandaşalar ise, rahat hareket edemediklerini, yaşamlarının kısıtlandığını dile getirdi.
“Bacağımdan ve kalçamdan ısırdılar”
Yaşadığı korku dolu anları anlatan 8. sınıf öğrencisi Mustafa Şamil Tekcan, “Halı sahadan dönüyordum. Yolda bir kadın köpekleri besliyordu. Oradaki köpekler önce havladılar, sonra da üzerime koştular. Ardından da korkup kaçmaya başladım. Yere düştükten sonra beni ısırmaya başladılar. Bacağımdan ve kalçamdan ısırdılar. İlk başlarda korkudan dolayı acı hissetmedim.Annemi aradım. Ailem beni hastaneye götürdü. Orada tedavi ettiler, aşı yaptılar. Saldırı anında korkudan bağırdım. Orada bir kadınla adam vardı. İlk yardımı onlar yaptı. Yaralarım iyileşmeye başladı, yürüyebiliyorum. Köpeklerin buradan götürülmesini, rahatça dışarıya çıkıp dolaşmak istiyorum” dedi.
“Çok büyük bir korku yaşadım”
Korkudan ne yapacaklarını şaşırdıklarını söyleyen anne Namenur Tekcan, “Oğlum akşam saatlerinde dışarıya çıktı. Bir süre sonra çığlık sesleri duyduk. O kadar etkilendim ki, bir an kalbim sıkıştı. Sonra bir çığlık sesi daha duydum. Ardından oğlum beni aradı, ‘Yetişin köpekler bana saldırdı’ dedi. Koşarak çocuğumun yanına gittim. Çocuğum korkudan titriyordu. Hastaneye gittiğimizde konuşamayacak haldeydik. Çok büyük bir korku yaşadım. Çocuğumun her yerinde ciddi yaralar olmuş. Benim çocuğum neden bu acıyı yaşadı. Yaşamış olduğu psikolojik durum nasıl telafi edilecek? Ben hayvanların toplanmasını istiyorum.Özgürce dışarıda dolaşmak istiyoruz. Korkudan hiçbir yere gidemiyoruz. Neden böyle bir şey yaşıyoruz? Burası bir mahalle, köpek barınağı değil. Lütfen bize yardımcı olsunlar. Bu mağduriyetten sıkıldık. Yaz günü evimize kapanmak zorunda mıyız. Havalar kararınca köpekler üzerimize saldırıyor. Köpekleri besleyen bir kadın oğluma, ‘Koşmasaydın köpekler sana saldırmazdı’ demiş. Bu nasıl bir kelimedir, 13 yaşındaki çocuğa bunu nasıl söyleyebilir. Yetkililerden yardım istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Çocuğum birkaç gündür geceleri sayıklayarak uyuyor”
Baba Hasan Tekcan ise çocuğunun ruhsal problemlerle uğraştığını belirterek, “Oğlum antrenmana gitmiş. Eve dönerken annesini aramış. Köpeklerin saldırdığını söylemiş. Koşarak yanına gittik. 8-10 köpek birden saldırmış. Kalçasından ve bacaklarından ısırmışlar. Çocuğumuzu o halde görünce panik olup hastaneye götürdük. Orada aşı ve pansuman yaptılar. Ardından da polis ekiplerine şikayette bulunduk. Çocuğum birkaç gündür geceleri sayıklayarak uyuyor. Psikolojik olarak sıkıntılı bir durumda. Fiziksel tedavisi de devam ediyor.Çocuğum köpek sesi duyunca tedirgin oluyor. Tek başına sokağa çıkamıyor. Birkaç bu durum sürecek. İlk gördüğümde şok oldum. Burada köpek saldırılarından çok fazla kişi mağdur oldu. Daha önce de komşularımızın başına geldi. Mahallemiz köpek barınağına döndü. Bir an önce dernekler, hayvanseverler kendi barınaklarını kursun. Bu durumu da kanunda tekrar düzenlesinler. Köpekleri barınaklarda besleyip sevsinler. Köpekler yollarda yatıyor. Herkes tedirgin. Oğlumda 8 köpek ısırığı ile sıyırıklar var. 4-5 günde toparladı. Kalıcı bir durum yok ama psikolojisinde bu olay kalacak. Kendisini tatile götüreceğiz, morali düzelsin diye. Psikolojik desteklerler ile hep yanında olacağız” şeklinde konuştu.
“Hiçbir yere gidemiyoruz”
Mahalle sakini Berna Yıldırım da, “Bana ve çocuklarıma da köpekler saldırdı. Yoldan arabayla geçmezsek mutlaka bize zarar verecekler. Komşumuzun üç çocuğunu yaraladılar. Köpekler etrafımızı sarıp birden saldırıyor. Hiçbir yere gidemiyoruz. Çocuklarımızı okula götüremiyoruz. Evden dışarıya çıkamıyoruz. 10 senedir köpekler burada ve sürekli çoğalıyor. Son zamanlarda aşırı saldırganlar. Çocuklar okul yollarını dahi kullanamıyor. Köpeklere çiğ et atıyorlar. Besleyenleri uyarınca da, ‘Biz masraf yaptık’ diyorlar. Bu bizi ilgilendirmez. Barınaklara götürün besleyin. Biz de para verelim. Burası bizim yaşam alanımız” dedi. -
“Koma ve ölümle sonuçlanabiliyor”
Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesinde görevli Dahiliye Uzman Dr. Pelin Köprücü Arslan, “Sıcak çarpmasında genellikle şu belirtileri görüyoruz. Yüksek ateş, kuru ve kızarık cilt, kalp atım hızında artış, baş dönmesi, baş ağrısı ve hatta komaya kadar giden hastalarımız olabiliyor.
Ciddi bir organ hasarına da neden olabiliyor ve ölüme kadar giden hasta sonuçlarını görebiliyoruz” dedi.
Hava sıcaklığının artması ile kalp, tansiyon, şeker gibi kronik hastalığı olan vatandaşların dışarı çıkarken dikkat etmesi gerektiğini ve günlük en az 2,5 ila 3 litre su tüketmelerini söyleyen Dahiliye Uzman Dr. Pelin Köprücü Arslan, uyarılarda bulundu.Diyarbakır’ın çok sıcak bir iklime sahip olduğunu ifade eden Arslan, “Bu sebeple önereceğimiz çok şey var. En çok sıcak çarpması meydana geliyor. Artan nem oranı ile birlikte hastanın vücut ısısını dengeleme metabolizmasında bir sıkıntının meydana gelmesi ile terleme metabolizmasının bozulması ve hastanın ateşinin 40 derece ve üstüne çıkması ile meydana geliyor. Bizim bunu önlemek için, birçok önlemimiz var. Sıcak çarpmasında genellikle şu belirtileri görüyoruz.
Yüksek ateş, kuru ve kızarık cilt, kalp atım hızında artış, baş dönmesi, baş ağrısı ve hatta komaya kadar giden hastalarımız olabiliyor. Ciddi bir organ hasarına da neden olabiliyor ve ölüme kadar giden hasta sonuçlarını görebiliyoruz” dedi.
Güneş ışınının dik ve ultraviyolenin en fazla olduğu saatler olan 10.00-16.00 saatleri arasında özellikle çocuk ve kronik hastalığı olanların dışarı çıkmasını önermediklerini aktaran Arslan, “Mecburiyet durumunda çıkacak olsalar dahi şapka, güneş gözlüğü, yüksek koruyucu güneş kremi sürdükten sonra kısa süreli ve gölgelik yerlerden yürümelerini öneriyoruz. Sıcak havalarda vatandaşların sık sık sıvı besin tüketmelerini ve güneşin az olduğu yerlerde yürümelerini öneriyoruz” diye konuştu.
“Özellikle yaz aylarında yorucu fiziksel aktiviteyi sıcak saatlerde önermiyoruz” diyen Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:“Spor yapılacaksa bile sabah serinliğinde ya da akşam serinliğinde yapılmasını öneriyoruz. Açık renkli kıyafetlerin giyilmesini öneriyoruz ve susama hissini beklemeden günlük ortalama 2,5-3 litre su tüketimini mutlaka öneriyoruz.
Çünkü bu önlemler sıcak çarpmasını en aza indirebilmek için. Özellikle kronik hastalıkları olan şeker hastaları, diyabet hastaları, böbrek hastaları ve kronik kalp hastalıkları olan hastalarımızın için yaşlılar ve bebekler nasıl 10.00 ila 16.00 saatler arasında dışarı çıkmalarını önermiyorsak, bu hastalarda bizim riskli gruplarımız. Kronik hastalıkları olmayan dışında diüretik ve antidepresan grubu ilaç kullanan hastaların da sıcak çarpmasına yatkın olduğu biliniyor. Bu hastalarında sıcak çarpmasına dikkat etmesini söylüyoruz.”
Geçen yıl Avrupa’da sıcak çarpmasından dolayı 60 bine yakın kişinin vefat ettiğini kaydeden Dr. Arslan, “Sıcak çarpması ölümcül de oluyor, olmasa dahi daha sonrasında kalıcı organ hasarı bırakabiliyor. Onun için ne kadar erken müdahale edilirse bizim için o kadar iyi. Erken müdahalede de sıcak çarpması düşündüğümüz hastayı hemen serin bir yere alıyoruz.
İmkanımız varsa soğuk bir duş aldırıyoruz. Eğer imkanımız yok ise soğuk kompres uyguluyoruz. Koltuk altı, kasık ve dirsek içlerine soğuk uygulama yapıyoruz. Bilinci açık ve sıcak çarpması gerçekleşmiş ise, mümkün olduğunca sıvı alımını öneriyoruz. Hastanın bilinci kapalıysa damar yolunu açıp mümkün olduğunca damar yolundan sıvı takviyesini yapıyoruz” şeklinde konuştu.
-
Motosikleti yatarak kullandı
Olay, Mudanya Yolu üzerinde meydana geldi.
Genç sürücü motosikleti yatarak kullandı. Motosikletin üzerine yatarak trafiği tehlikeye düşüren sürücü saniye saniye kameralara yansıdı.
Sivil trafik ekipleri de tehlike saçan motosiklet sürücüsünü yakalamak için çalışma başlattı.
-
Yakınları şüphesinde haklı çıktı
Olay, Karaçay Mahallesi 92 sokak üzerindeki bir apartman dairesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yalnız yaşayan 75 yaşındaki emekli öğretmen Şahin Baştürk’ten haber alamayan yakınları durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler çilingir yardımıyla eve girdi. Evin içerisinde hareketsiz halde bulunan Baştürk’ün sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrollerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Baştürk’ün ölüm haberi tüm sevenlerini yasa boğarken, yaşlı adamın cansız bedeni olay yerinde yapılan incelemelerin ardından Nazilli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
-
Tatilden dönen aile ölüme gitti
Sivas’ta saat 05.45 sıralarında Sivas-Erzincan Karayolu Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’nda meydana gelen kazada, Erzincan istikametine gitmekte olan Emrah Gürbüz idaresindeki 28 ACA 910 plakalı kamyon, Engin Polat idaresindeki ticari taksiye çarparak önünde sürükledi.
Kazada, taksi sürücüsü Engin Polat’ın yanı sıra tatilden memleketlerine dönen Abdulkadir Ünsal (45), Zeynep Ünsal (37) ve Zeynep Bilge Ünsal (12) hayatını kaybetti. Ağır yaralanarak hastaneye kaldırılan Ayşe Buğlem Ünsal (10) ise kaldırıldığı Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadı. 5 kişinin öldüğü kaza anı çevrede bulunan bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Kamyon sürücüsüne yeşil ışık yandığı esnada taksinin kavşağa girdiği görüldü. Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.
Kazada vefat eden Abdulkadir Ünsal’ın Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okullarında müdür olarak çalıştığı, eşi Zeynep Ünsal’ın ise aynı okulda öğretmen olduğu öğrenildi.