Etiket: ömer çelik

  • Ömer Çelik’ten Özgür Özel’e tepki

    Ömer Çelik’ten Özgür Özel’e tepki

    Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a dönük ifadelerinin siyasi cehalet ve saygısızlık olduğunu öne sürerek, “Özel ‘diktatörlük’ ve ‘darbecilik’ eleştirisi yapmak istiyorsa, 1960’tan bu yana millet düşmanı her darbedeki kendi partisinin ‘siyasi sabıkası’ ile hesaplaşmalıdır. Özel kendisinin genel başkanlık kapasitesinin ve yeteneklerinin kendi partilileri tarafından sorgulandığı her dönemde, gündemi değiştirmek için Cumhurbaşkanımıza saldırmakta, yalan siyasetine ve iftira siyasetine başvurmaktadır. Özel, Cumhurbaşkanımıza ve partimize dönük yalan siyasetinden vazgeçmeli ve CHP içinde kendisinin genel başkanlık makamı için yeterliliğini sorgulayan çok sayıdaki yol arkadaşının talep ettiği cevaplara yoğunlaşmalıdır” açıklamasında bulundu.

    “Özel’in Cumhurbaşkanımızın çağrısını anlamasını beklemiyoruz”

    Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye Yüzyılı’ hedefleri doğrultusunda yaptığı birlik ve beraberlik çağrısını da eleştirdiğini aktaran Çelik, “Özel’in yürüttüğü politikalarla CHP içinde bile birlik ve beraberlik sağlayamamışken, Cumhurbaşkanımızın çağrısını anlamasını beklemiyoruz. Biz Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği Türkiye Yüzyılı hedeflerine doğru ilerliyoruz. Siyasi yürüyüşlerinde yol haritası olmayanları kendi iç kavgalarıyla baş başa bırakıyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Çelik’ten ‘Yenidoğan çetesi’ açıklaması

    Çelik’ten ‘Yenidoğan çetesi’ açıklaması

    Çelik, partisinin Sarıçam 6. Olağan Kongresi’ne katıldı.

    “Kongre sürecinin tarihi bir ana denk gelmesi son derece önemli”

    Burada konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, kongrelerin öneminden bahsederek, “Kongreler bizim için demokrasi bayramlarımızın en güzel adresleri ve duraklarıdır. Bu kongreleri yaparken ilk yola çıktığımız arkadaşların aramızda olması bizlerin ne büyük kadrolara sahip olduğunu gösteriyor. Kongre sürecinin tarihi bir ana denk gelmesi son derece önemli. Dünyanın içerisinden geçtiği tabloya baktığımızda bu yolu birlikte yürümemizin ne kadar Türkiye için kıymetli olduğu son derece önemli” ifadelerini kullandı.

    “Netanyahu hükumetinin bir katil sürüsüdür”

    Türkiye’nin etrafında birçok istikrarsızlığın olduğuna vurgu yapan Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’in soykırımlarına karşı en net duruşu sergileyen tek lider olduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Türkiye haritasını önümüze aldığımızda yukarımızda Rusya-Ukrayna savaşı. Aşağıya baktığımızda maalesef İsrail’in gerçekleştirdiği bir soykırım ve cinayet silsilesi devam ediyor. Doğumuzda İran-İsrail arasında her an bir çatışma riski bulunuyor ve batımızda Balkanlar’daki istikrarsızlığı takip etmeye devam ediyoruz. Tam bunun ortasında Akdeniz’de neredeyse balıkçı kayığı girecek nokta kalmamış. Akdeniz’in neredeyse tamamında savaş gemileri dolmuş durumda. Karadeniz’de aynı şekilde istikrarsızlık devam ediyor. Tam bu tablonun ortasında istikrarın adresi olarak Türkiye’nin yoluna tavizsiz bir şekilde devam etmesi son derece önemli. Her türlü istikrarsızlığa ve kaosa rağmen Türkiye’nin yoluna güçlü bir şekilde devam etmesi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü duruşuyla gerçekleşiyor. Biz 2002’de hangi inanca, hangi azme ve enerjiye sahipsek aynı inanca ve kararlılığa bugün sahibiz. Yeni ufukların peşinden koşmaya devam ediyoruz. Bugün Cumhurbaşkanımız insanlık cephesinin üstünde bütün insanlık adına en net ve kararlı sözleri söyleyen tek liderdir. Gazze’de gerçekleşen soykırım ve cinayetlere bütün dünya sessiz kalırken ve buradaki cinayet şebekesi olan Netanyahu hükumeti her gün yeni bir soykırıma imza atarken ilk baştan itibaren en üst düzeyde insanlık değerlerini savunan ve Netanyahu hükumetinin bir katil sürüsü olduğunu ifade eden, bununla kararlılıkla mücadele etmek için bütün dünyayı davet eden tek lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.”

    “Bedeli ne olursa olsun Gazze’nin yanında olacağız”

    AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Gazze’nin yanında olacaklarını yineleyen Ömer Çelik, “Dün yine bir kere daha İsrail’in Nazi ve katil İsrail Dışişleri Bakanı Katz Cumhurbaşkanımıza saldırdı. İsrail Dışişleri Bakanı Katz bir katildir, bir cinayet şebekesi üyesidir, bir canidir, bir soykırım şebekesinin tetikçisidir. Cumhurbaşkanımız ise insanlık değerleri savunucusudur. Onun için her ne olursa olsun insanlık cephesi kazanacak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sözü kazanacak. Katiller mahkum olacak, soykırım şebekesi mahkum olacak, Gazze kazanacak, insanlık kazanacak. Cumhurbaşkanımız karşısında cinayet sözü söyleyenlerin, soykırım sözü söyleyenlerin eninde sonunda insanlık mahkemesinde yargılandığını göreceğiz. Netanyahu ve İsrail Dışişleri Bakanı Katz insanlığın lanetlileri listesinin en başında yer alacaklar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise insanlığın şeref listesinin en başında yer alacak. Biz buradan bir kere daha söz veriyoruz, biz AK Partiyiz, biz cumhur ittifakıyız. Bedeli ne olursa olsun bu yolu cumhurbaşkanımız ile yürüyeceğiz ve bedeli ne olursa olsun Gazze’nin yanında duracağız. Gazze’nin şehitlerinin yanında duracağız” dedi.

    “Zalimin karşısında, mazlumdan yana olacağız”

    Muhalefetin ‘Hamas teröristtir’ sözlerine de tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhurbaşkanımız Gazze için onlar bir Kurtuluş Savaşı veriyor derken karşımızdaki muhalefetten bazıları Hamas’a terörist diyordu. Hamas’a terörist diyenler Netanyahu’dur, İsrail Dışişleri Bakanı nazi olan Katz’dır. Cumhurbaşkanımız ilk günden bu yana Hamas bir terör örgütü değildir, kendi topraklarını savunan Kurtuluş Savaşçılarıdır demişti. Bir sürü kişiye suikast düzenlediler. Anneleri çocuklarından ayırdılar. Bu Gazze’de her gün ölümle burun buruna gelmelerine rağmen dimdik ayakta duruyorlar. İsrail her yer işgal etmeye kalktı. İsrail, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni, pek çok batılı ülkenin hükumet üyelerini işgal etti ama İsrail Gazze’yi işgal edemeyip onlara diz çöktüremedi. Biz, bu büyük siyasi okulda cumhurbaşkanımızdan, ‘Zulmün karşısında diz çökmemeyi’ öğrendik. Ne olursa olsun zalimin karşısında, mazlumdan yana olacağız. Zalimler her gün mazlumları öldürürken bizler Gazze’ye sahip çıkmaya, cumhur ittifakını güçlendirmeye ve Gazze’nin şehitlerinin yanında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “İsrail’in ölüm makineleri Birleşmiş Milletler’e saldırıyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün bölgelerdeki istikrarsızlığı önlemek için çaba harcadığını anlatan Çelik, “Balkanlar’daki istikrarsızlığın çatışmaya dönüşmemesi için yegane ağırlık koyan lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bugün, birileri Lübnan’ı işgal etmeye kalkarken, İsrail’in ölüm makineleri Birleşmiş Milletlere’e saldırırken Birleşmiş Milletler’e ‘Kendi askerlerine sahip çık’ diyen lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. İsrail, Suriye ve Lübnan’ı işgal etmeye kalkarak bütün bir bölgeyi yutmaya çalışırken, etrafımıza daha çok kan ve zulüm getirmeye kalkarken bunun karşısında yegane gür ses, yegane insanlık sesi cumhurbaşkanımızdan geliyor. Bu salonlarda, meydanlarda, sokaklarda birliğimizi güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Cephemiz, insanlık cephesidir”

    İsrail’in ‘Büyük İsrail’i eninde sonunda kuracağız’ sözleri karşısında da Lübnan, Suudi Arabistan, Gazze ve Ürdün’ün yanında olduklarını dile getiren Ömer Çelik, “Son zamanlarda üzerimize 2 noktadan geliyorlar. Birincisi terör örgütlerini besleyerek Türkiye’ye saldırtmaya çalışıyorlar. İkincisi iç cephemizi parçalamaya çalışıyorlar. Bizi içeride birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. O yüzden cumhurbaşkanımız, ‘İç cepheye sahip çıkalım’ diyor. Bu yolu sonuna kadar yürüyeceğiz. İlk gün ki heyecanımızdan daha çok enerjiye sahibiz. Cephemiz, insanlık cephesidir. Bundan 1 sene önce bu olaylar başladığında İsrail’in katil başbakanı Netanyahu, ‘Bölgedeki bütün haritalar değişecek’ dedi. Daha olaylar başlar başlamaz ilk beyanatın bu olması son derece ilginç. Arkasından İsrail’den Suriye ve Irak’a uzanan ‘David koridorunu kuracağız’ açıklamasını yaptı. Geçenlerde İsrail Maliye Bakanı Smotrich çıktı ve ‘İçine Suriye’yi, Lübnan’ı, Suudi Arabistan ve Ürdün’ü alan büyük İsrail’i eninde sonunda kuracağız’ dedi. Burada kimsenin sesi çıkmazken buna karşı çıkan tek lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunun bizim içinde tehdit oluşturduğu en net şekilde ortaya konulmuştur. Halen çıkıp muhalefet sözcülerinden ‘Böyle bir tehdit yok’ açıklaması gelirken bundan 1 gün sonra İsrail kabinesinin 2 üyesi, ‘Büyük İsrail kurmak istiyoruz’ dedi. Bunlara müsaade etmeyeceğiz. Suudi Arabistan’ın, Lübnan’ın, Ürdün’ün ve sonuna kadar Gazze’nin yanında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “İsrail’e her türlü yardımı yapmak isteyenler var”

    Amerika’nın İsrail’e desteklerinin sürdürdüğünü dile getiren Ömer Çelik, “Geçmişte bir sürü cinayet şebekesiyle uğraşıp onları hezeyana uğratıp mağlup ettik. Bunları da mağlup edeceğiz. Eninde sonunda bu cinayet şebekesinin üyeleri insanlık mahkemesinde yargılanıp birer soykırım suçlusu olarak cezalarını alıp çekecekler. Bugün kimin nerede durduğu yarın kayıtlara daha güçlü bir şekilde geçecek. Bugün bu meseleyi durdurmak yerine İsrail’e savaş gemileri gönderenler, İsrail’e her türlü yardımı yapmak isteyenler var. İsrail gıda ve ilaç yardımlarını engellese bile ona destek vermeye devam edeceğiz diyenler var. Bu sözün üstüne onlara destek vermeye devam edeceğiz demek İsrail’e daha çok çocuk, kadın öldür demektir. Türkiye, bu zulme direnen ülke olmaya devam edecek” dedi.

    “Kaybettiğimiz bebekler için çok üzgünüz”

    Türkiye’nin günlerdir konuştuğu yenidoğan bebek çetesine yönelik yürütülen soruşturma hakkında da açıklama yapan Çelik, daha sonra şu ifadeleri kullandı:

    “Bazı hastanelerin yenidoğan servislerinde bir cinayet çetesinin çıkar elde etmek için yenidoğan bebekleri öldürdükleri, ölümlerine sebebiyet verdikleri haberlerini hassasiyetle takip ediyoruz. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’mız bu süreci takip ediyor. Parti olarak biz de konunun son derece yakından takipçisiyiz. Bizi son derece üzen, birkaç gündür uyutmayan ve ortaya çıkan tablo, cinayet şebekesinin diyalogları, ortaya çıkan konuşmaları herkeste bir şok etkisi oluşturmuştur. Her ne olursa olsun cinayet şebekesi sağda, solda tehditler savurmaya da devam ediyor. Bunların hiçbirine biz taviz verecek kadro değiliz. Bu cinayet şebekesinin bütün uzantılarını ortaya çıkartırız ve bu cinayet şebekesini hak ettikleri cezayla karşılaşmaları için her türlü mücadeleyi veririz. Vatandaşlarımız gibi üzgünüz ve bu konunun her yönüyle araştırıldığını ifade etmek isterim. Kaybettiğimiz bebekler için çok üzgünüz. Hepsine Allah rahmet eylesin. Bakanlıklarımız ile birlikte parti olarak konunun takipçisiyiz. Bu çetenin hak ettiği cezayı alabilmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız.”
    Konuşmanın ardından kongre düzenlendi.

  • Sözcü Çelik’ten Katz’ın paylaşımına tepki

    Sözcü Çelik’ten Katz’ın paylaşımına tepki

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın paylaşımına tepki göstererek, “Netanyahu’nun Nazi Dışişleri Bakanı Katz’ın, Cumhurbaşkanımız hakkındaki sözleri, katliam şebekesinin hukuk önünde hesap verme korkusunun ürünüdür” ifadesini kullandı.
    “Tam bir ‘Nazi’ olan Dışişleri Bakanı Katz ve katliam şebekesinin diğer üyeleri eninde sonunda hukuk önünde hesap verecektir” değerlendirmesinde bulunan Çelik, şunları kaydetti:
    “Cumhurbaşkanımız Gazze’de şehit olanları, insanlık cephesi ve insani değerler adına selamlamıştır. Cumhurbaşkanımız, soykırım şebekesine karşı insanlık cephesinin en gür ve kararlı sesidir. Bundan rahatsızlık duyanlar ise soykırım, katliam ve barbarlığın temsilcileridir.”

  • Sözcü Çelik’ten Lübnan saldırısına tepki

    Sözcü Çelik’ten Lübnan saldırısına tepki

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, partisinin Ankara İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Türkiye Buluşmaları’ kapsamında Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Programı’nda konuştu. Türkiye’yi geleceğe taşımak için herkesin elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğini vurgulayan Çelik, farklı görüşlerin medeni bir üslup içinde tartışılabileceğini belirtti. Ancak esas meselenin, bu masaların etrafında oturabilmek ve ortak bir dil geliştirmek olduğunu ifade etti. Çelik, “Ne kadar farklı görüşümüz olursa olsun, bu masaların etrafında oturabiliyorsak, konuşabiliyorsak, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kaygımız olmasın. Birileri dışarıdan dayatmalarla masayı devirmeye çalışıyorsa, aramızdaki fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp masayı korumalıyız” diye konuştu.

    Türkiye’nin geçmişte büyük acılar yaşadığını belirten Çelik, 12 Eylül darbesinin Türkiye’ye zarar verdiğini söyledi. Çelik, “12 Eylül’ü yapanlar, ‘Bir sağdan bir soldan asalım’ diyerek gençlerin hayatına kıydılar. Ancak bu müdahalelerin Türkiye’nin huzurunu sağlamakla ilgili hiçbir bilgisi yoktu. Bu darbeler, ülkemizin milli egemenliğini çalmak ve Türkiye’yi geri bırakmak için yapılmış siyasi projelerdir” dedi.

    Çelik, hukuk dışı vatanseverliğin en büyük zarar verdiğini ve vatanseverliğin hukukun içinde kalması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin çevresindeki savaş ve istikrarsızlıkların artarak devam ettiğine dikkat çeken Çelik, Türkiye’nin bu durumdan korunmaya devam edeceğini belirtti. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetini değerlendiren Çelik, “Narin kızımız için yüreğimiz yanıyor, içimiz parçalanıyor. Her gün televizyonlarda yapılan haberler yüreğimizi parçalıyor. Ancak Gazze’de de 40 bine yakın insan hayatını kaybetti. Dünya düzeninin adaletsizliğine karşı tek söz söyleyen kişi Cumhurbaşkanımızdır” dedi.

    Çelik, Batı Şeria’da İsrail askerleri tarafından öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi ile ilgili batı basınında çıkan haberleri eleştirdi. Küresel sistemin felç olduğunu belirten Çelik, “İsrail’deki Netanyahu hükümeti, bir katil şebekesidir. Katliam şebekesi suçlarını örtbas etmek için yalanlara başvuruyor. Gazze’yi korumak için değil, katliam yapanları korumak için savaş gemileri konuşlandırılmıştır. Bu durum, iç bünyemizi ve bağışıklığımızı sağlam tutmamız gerektiğini gösteriyor” dedi.

    Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze’deki direnişi Kurtuluş Savaşı’na benzettiğini ve bu görüşe itiraz edenler olduğunu belirtti. Çelik, program sonrası sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    “İsrail’in saldırganlığının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sınırı olmadığını gösteriyor”

    İsrail’in Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırıyla ilgili soru üzerine Çelik, saldırının ardından Lübnan’daki çağrı cihazlarına yapılan saldırıda 2 bin 800 kişinin yaralandığını ve 8 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Çelik, “İsrail’in saldırganlığının, bu katliam şebekesinin cinayet işlemekte hiçbir sınırı olmadığını gösteriyor” dedi.

    Saldırının nasıl gerçekleştiği ve çağrı cihazlarının nasıl patlayıcıya dönüştüğü konusunda tartışmaların sürdüğünü vurgulayan Çelik, bu olayın, Netanyahu hükümetinin uluslararası baskıyı ortadan kaldırmak ve savaşı genişletmek amacıyla yaptığı bir hamle olduğunu söyledi. Çelik, “Netanyahu’nun savaşı Lübnan’a yayma çabası, siyasi hesaplarla şekillenen bir stratejidir ve Cumhurbaşkanımızın bu olayları Kurtuluş Savaşı’na benzetmesinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösteriyor” dedi.

    Barış müzakerelerinde İsrail’in direncinin, uluslararası baskıyı azaltmak için saldırılara başvurmasına neden olduğunu belirten Çelik, Hamas’ın barışa olumlu yaklaşımının, Netanyahu hükümetini baskı altında bıraktığını ifade etti. Çelik, Netanyahu’nun bu baskıdan kurtulmak için Lübnan’daki sivillere yönelik saldırılar düzenlediğini belirtti.

    Çelik, Ayşenur Ezgi Eygi’nin öldürülmesiyle ilgili uluslararası basında çıkan haberlerin eksik ve yanıltıcı olduğunu, ABD Başkanı Biden’ın olay hakkında yeterli bilgi sahibi olmamasının da şüpheli bir durum oluşturduğunu söyledi. Çelik, Netanyahu hükümetinin savaş gemilerini korumak için bölgeye gönderdiğini, bu durumun ikiyüzlülük ve çifte standart örneği olduğunu vurguladı.

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AK Parti iktidarını yaşam tarzlarına müdahale etmekle suçlayan açıklamalarıyla ilgili Çelik, Özel’in sözlerinin, AK Parti’ye karşı açılmış uyduruk kapatma davasındaki iddialarla benzer olduğunu belirtti. Çelik, AK Parti’nin yaşam tarzları konusunda vesayeti kaldırma ve hakları koruma konusunda mücadele ettiğini vurguladı.

    Bir sokak röportajındaki sözleri nedeniyle tutuklanan ve 18 gün sonra cezaevinden tahliye edilen Dilruba Kayserilioğlu’nun, katıldığı bir yayında “üzerine alınan kimseden özür dilemiyorum” ifadelerinin hatırlatılması üzerine Çelik, Kayserilioğlu’nun sözlerinin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından desteklenen bir kişinin açıklamaları olması nedeniyle, bu tür açıklamaların sorumluluğunu destekleyenlerin taşıdığını söyledi. Çelik, bu tür açıklamaların CHP’nin meselesi olduğunu, AK Parti’nin ise önüne bakmaya devam edeceğini ifade etti.

  • “İsrail bölge savaşı için irade beyanı ortaya koydu”

    “İsrail bölge savaşı için irade beyanı ortaya koydu”

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezinde Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da suikasta uğramasına ilişkin açıklama yaptı.

    Bugün sabahleyin çok büyük acı veren bir olaya uyandıklarını Filistin davasının önemli liderlerinden Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye, alçak bir siyonist suikast neticesinde şehit olduğunu hatırlattı. Çelik, Filistin halkına, başsağlığı dilediğinde bulundu. İsmail Haniye’nin öldürülmesinin milletin acısı olduğunu ifade eden Çelik, “Cumhurbaşkanımız Filistin davasındaki mücadeleyi Kurtuluş Savaşı’mıza benzetmişti. İnsanlık değerlerinden yana olanların ve herkesin acı bir günü bugün. Milletimizin ve tüm insanlığında başı sağ olsun. Bu Siyonist suikasti gerçekleştiren katliamcı ve soykırımcı şebeke, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrasında da aynı katliam siyasetine ve soykırıma devam edeceğini ifade ediyor. Bu tabii bir dönüm noktasıdır” diye konuştu.

    Dün Lübnan’a yapılan saldırının, bugün gerçekleştirilen bu saldırı net bir şeyi ortaya koyuyor ki, katliamcı ve soykırımcı şebeke bundan sonra zulümlerini artırarak devam edeceğini söyleyen Çelik, “Amerikan Kongresinde sorgulanması gereken Netanyahu ayakta alkışlanmıştır. Oradaki her alkışın bu zulme destek vermek anlamına geleceğini söylemiştik. Orada verilen her alkış bugünkü bu suikasta verilen destek olarak ortaya çıkmıştır. Dün Lübnan’a yapılan saldırı olarak ortaya çıkmıştır. Dün Lübnan’a yapılan saldırı olarak ortaya çıkmıştır. Bu acı gün aslında Filistin davası ve burada yapılan zulümler karşısında insanlığın ne kadar çaresiz kalması bakımından da acı bir görüntüdür” ifadelerini kullandı.

    İsrail Başbakanı Netanyahu’nun 7 Ekim olayları olduktan sonra ‘Bölgedeki bütün sınırlar değişecek demişti’ sözlerini hatırlatan Çelik, “ Aslında Netanyahu’nun 7 Ekim olaylarını bölgede daha yayılmacı ve savaş savaşı yayacak bir politika için kullanmaya başlayacağının ilk işaretini orada görmüştük. ‘Bölgede sınırlar değişecek’ diyen Netanyahu daha sonra ‘David Koridorunu kuracağız’ dedi. David Koridorunun ne olduğuna bakanlar birçok ülkeyi ilgilendiren bir siyasi projenin Netanyahu tarafından dini referanslarla istismar edildiğini gördüler. Netanyahu ve Hitler’in ekibine benzeyen ekibi insanlık tarihinde görünmemiş bir soykırıma imza attılar. Bunun karşısında en net, en güçlü ses Türkiye’den çıktı, Cumhurbaşkanımızdan çıktı.

    Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren Netanyahu’nun ve katliamcı-soykırımcı ekibinin saldırgan bir siyaset peşinde koştuğunu ve bunun ülkemiz dahil bölge ülkelerinin hepsinin milli güvenliğini tehdit eden sonuçlara ulaşacağını söylemişti” şeklinde konuştu.

    7 Ekim’den bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar teker teker gerçekleştiğini ve ortaya çıktığını vurgulayan Çelik, “Uluslararası toplumun kayıtsızlığı bu noktaya getirmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına destek verenlerin Filistin Devleti’ni tanıdıklarını ve Filistin davasında daha pozitif bir rol aldıklarını hep beraber gördük. Fakat maalesef Batı toplumu barış için bir inisiyatif koymak yerine Filistin Devletini tanıyanlar ve destekleyenler hariç oraya savaş gemisi göndermeyi tercih ettiler” dedi.

    Çelik, bu suikasttan sonra İsrailli Bakanların yaptığı açıklamalara baktıklarında suikastı öteye taşıyacak bir takım organizasyonlar içerisinde olduklarını gördüklerini belirtti.

    ‘Eğer ilk gelen bilgiler doğruysa, başka bir devletin topraklarından Tahran’a füze atılarak bu suikast, bu alçak eylem gerçekleştirilmişse, İsrail’in bütün bölgede suikastlar ve istikrarsızlaştırıcı eylemler yapacak bir organizasyon ağı içerisinde olduğu görülmektedir’ diyen Çelik sözlerini şu şekilde devam ettirdi:

    “Şu net bir durumdur. Dünya barışının kilidi Orta Doğu barışıdır. Orta Doğu barışının kilidi de Filistin barışıdır. Bu denklemi tersine çevirmektedir Netanyahu’nun soykırımcı kabinesi ve Filistin barışını yok edecek şekilde oraya dair bütün umutları ve zeminleri yok edecek şekilde bir katliam ve soykırım siyaseti güderken, aynı zamanda Orta Doğu barışını sabote etmeye çalışmaktadırlar. Bu da dünya barışının sabote edilmesi anlamına gelecektir. Bugün artık yeni bir güne geçilmiştir. Şimdiye kadar bölge ülkelerinden yapılan açıklamalara karşılık veririz diyen İsrail bugün gerçekleştirdiği bu suikastla beraber bir bölge savaşı istediğinin ilk tetiğini çekmiştir. Bu artık yeni bir aşamaya geçildiğini göstermektedir. İsrail hükümeti bütün bölgedeki ülkelerin milli güvenliğini tehdit etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız 7 Ekim olaylarının olduğu ilk günden itibaren bu uyarıyı yapmaktadır.”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Filistinli kardeşlerimizin mücadelesini bizim Kurtuluş Savaşı’na benzeten mücadelemize benzeten’ sözlerini hatırlatan Çelik, “Açıklamaları ortaya çıktığı zaman bazıları bunu yadırgamıştı. Ama şimdi görülmektedir ki bütün bölge ülkeleri açısından ve ülkemizin de yer aldığı içinde yer aldığı bölge ve çanak açısından İsrail’in bütün bu eylemleri ağır, aşırı, net ve yakın bir tehdit oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Yaşanan suikast sonrası bazı devletlerden gelen açıklamalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, “Aslında bu eylemin kınanması ve lanetlenmesidir. Ama ABD adına yapılan ilk açıklama Savunma Bakanlığı’ndan yapıldı ve denildi ki ‘İsrail’e bir saldırı olursa İsrail’i korumaya hazırız. ‘Bugün mesele İsrail’in korunması meselesi değildir. Bölge halklarının ve bölgedeki devletlerin İsrail’den nasıl korunacağı esas meseledir. Tehdit oluşturan Netanyahu hükümetinin saldırganlığıdır. Bugüne kadar İsrail’in güvenlik hakkı vardır diyerek yapılan savunmaların altına ne koyuldu? Birileri İsrail’in güvenlik hakkı vardır, İsrail’in kendini savunma hakkı vardır dedikçe İsrail hukukun dışına çıkarak, Netanyahu hükümeti hukukun dışına çıkarak çocukları öldürdü, kadınları öldürdü. Bakın Amerikan Kongresi’nde Netanyahu yaptığı konuşmada, Churchill’in sözüne, İngiliz Başbakanı Churchill’in sözüne atıf yaparak ilginç bir ifade kullandı. Dedi ki, ‘bize ihtiyaç duyduğumuz şeyleri verin. Biz işi çabuk bitirelim.’ Yani demek istiyor ki ABD’ye daha çok silah versin. Netanyahu daha çok çocuk öldürsün. ABD’ye ve Batılı ülkeler daha çok destek versin. Soykırımcı İsrail hükümeti daha çok kadın öldürsün. Peki bu sözler sonunda ne oldu? Bunu kınaması gereken kongre bunu ayakta alkışladı. Eğer soykırım yapmak için destek isteyeni, soykırım yapmak için, katliam yapmak için destek isteyeni, çocuk öldüreni ayakta alkışlarsanız o da başka eylemlere girişmeye kalkar” şeklinde konuştu.

    Bugün artık yeni bir faza geçildiğini belirten Çelik, “Yeni bir zemine geçilmiştir. Filistin ve Gazze’deki katliam ve soykırımlardan sonra bütün bölgeye dönük olarak bir saldırı silsilesi gerçekleştireceğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu eylemi en güçlü şekilde lanetliyoruz. Şimdi bu denklemi tersinden kurarak Netanyahu soykırımcı hükümeti Filistin’de soykırım gerçekleştirerek bir bölge savaşı çıkarmaya çalışıyor. Bu olduğu takdirde de bütün dünya barışı tehdit altında kalacaktır. Sadece Orta Doğu’yla sınırlı kalmayacaktır. Akdeniz’e sıçrayacaktır. Avrupa barışını tehdit edecektir ve Atlantik’te bir takım sonuçlar doğuracaktır. ABD’den yapılan ilk açıklamanın bu eylemi lanetlemek olması gerekirken, İsrail’i korumaya hazırız gibisinden bir açıklama yapılması, Netanyahu’yu daha çok teşvik etmekten ve daha çok kan dökülmesine yol açmaktan başka herhangi bir işe yaramaz. Sayın Cumhurbaşkanımız, ilk günden itibaren uluslararası bir inisiyatifle, uluslararası kurallar çerçevesinde bir somut adım atılması halinde barışla ilgili olarak Türkiye’nin üstüne düşeni yapacağını söyledi. Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler’e, uluslararası kurumlara, uluslararası hukuk referansıyla konuşarak bu barış için somut adımın atılmasını ve Türkiye’nin de üzerine düşeni yapacağını ifade ettiler” açıklamalarında bulundu.

    Hamas lideri Haniye’ni partide misafir yıllar önce misafir ettiklerini hatırlatan Çelik, “Cumhurbaşkanımızın kendileriyle çok eskiye dayanan bir hukukları var. Haftalardır ve aylardır barıştan bahsediyordu. Barışın gerçekleşmesi için gayret sarf ediyordu. Görüştüğü her yabancı liderle barış konusunda bir inisiyatif oluşturmaya çalışıyordu. Barış için uğraşan birine bu suikastı düzenleyerek Siyonist şebekenin verdiği mesaj barış isteyenleri öldürmek, barış isteyenlere karşı suikast gerçekleştirme şeklindedir. Bu bir kere daha göstermiştir ki, esas mesele birilerinin söylediği gibi İsrail’in korunması değil, bölge ülkelerinin, bölge halklarının ve bölge barışının İsrail hükümetinden nasıl korunacağıdır. Bu siyonist şebekenin eylemlerinden nasıl korunacağıdır? Bu siyonist şebekenin eylemlerinden nasıl korunacağıdır? Bundan sonrasında, bundan sonrasında bu durumda bir son aşama olarak ele alınmazsa, çok daha başka eylemlerle bölge ülkelerinde başka İsrail saldırılarının gerçekleşeceğini ve tüm bölgeyi içine çeken bir kaosun ortaya çıkacağını öngörmek zor değil” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Ekim olaylarının olduğu ilk andan itibaren Netanyahu’nun amacının bu olduğu konusunda dünyayı uyardığını belirten Çelik, “O günden beri söylediği her şey aşama aşama gerçekleşti ve bugün dünya barışının önündeki en büyük tehdit Netanyahu ve hükümetidir. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim. İsrail’in güvenliğini konusunda bir kaygı duyanlar bu soykırımcı siyasete katılmayan dünyanın her tarafındaki Yahudiler açısından da İsrail Devleti’nin bu soykırımcı ve katliamcı siyasetini eleştirenler açısından da şunun net bir şekilde görülmesi gerekir. Onların dünyadaki Musevilerin durumunu da tehdit altına sokan, onları da güvensiz hale getiren yine Netanyahu’nun bu faaliyetleri bu soykırımcı ve katliamcı şebekenin eylemleridir. Resmen İsrail hükümeti bu eylemi yaparak bir bölge savaşı çıkarmak istediği konusunda irade beyanında bulunmuştur. Bunun karşısında barış isteyenler ortak ve somut eylemlerle harekete geçmelidir. Cumhurbaşkanımızın ilk andan itibaren söylediği uluslararası inisiyatif çerçevesinde somut bir adım atılmalıdır. Aksi halde Amerikan Kongresi’nde soykırım siyaseti ayakta alkışlanan Netanyahu’nun dünyayı sürükleyeceği yer bellidir. Resmen bir medeniyetler çatışması çıkarmak isteyen, resmen bir batı doğu çatışması çıkarmak isteyen, planlı hareket eden bir şebekeyle karşı karşıyayız. Bu mesele sadece askeri eylemlilikle saldırganlık çerçevesinde ele alınacak bir mesele değil. Bunun arkasında teolojik, teopolitik bir siyaset vardır. O teopolitik siyaseti de dini değerler istismar eden bir siyasi proje olarak ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

    Dünya’nın hastalıklı bir katil şebekesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Çelik, “Bölge haritalarının değiştirileceğinden bahsettiğinde, bölge haritaları nasıl değiştirilir denildiğinde David Kordorundan bahsetmiştir. Mesih’in gelmesinden bahsetmiştir. Hastalıklı bir katliamcı çeteyle karşı karşıyadır. Hastalıklı bir soykırımcı şebekeyle karşı karşıyadır. Bunun batı dünyasının değerleri adına savaşıyoruz demesini ayakta alkışlamak bu hastalıklı zihniyete destek vermektir. Bugün yapılan eylem artık bütün bölge barışına ve insanlığın temel değerlerine karşı bir meydan okumadır. Doğrudan bunun omurgasına saldırıdır. Bugünden itibaren durdurulmazsa bu çok daha vahim sonuçlara yol açacak neticeler ortaya çıkaracaktır” diye konuştu.

    Yapılması gerekenin batılı devletlerin yaptığı gibi oraya savaş gemileri göndermek değil, İsrail lehine savaş gemileri, İsrail lehine, İsrail hükümeti lehine oraya silahlar ve teçhizatlar göndermek değil, bölge barışını koruyacak şekilde hem diplomatik hem askeri inisiyatif almak olduğunu vurgulayan Çelik, “Birleşmiş Milletler’in ve uluslararası hukukun ve uluslararası kurumların inisiyatifiyle bu gerçekleştirilmelidir. Amerikan Kongresi’nde Amerikan vatandaşlarına saldıran, Batı Doğu çatışması çıkarmak isteyen, Uluslararası Adalet Divanı’na ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne saldıran bir kişinin bu şekilde teşvik edilmesinin neticesi dün Lübnan’a saldırıdır. Bugün bu suikastın gerçekleştirilmesidir. Barış isteyen ve ömrünü Filistin davasına adamış bir kişi olan, hepimizin yakından tanıdığı İsmail Haniye’nin bu şekilde şehit edilmesi sadece Filistin davasını savunanların acısı değildir. Sadece Filistin halkının acısı değildir, İnsani değerler etrafında kenetlenmiş ve Filistin davasına destek veren herkesin acısıdır. Dolayısıyla İsmail Haniye bütün İslam dünyasının şehididir. Bütün İslam dünyası için şehittir ve aynı zamanda da bütün insanlık için bu katliam şebekesi karşısında insan onurunu haysiyetini ve insani değerleri koruyan bir liderlik etmiştir. O çerçevede bugün doğru olan bütün bu acının içerisinde, bütün bu acının içerisinde İsrail’in bu soykırımcı ve katliamcı şebekesinin bundan sonra gerçekleşecek eylemlerine karşı alınması gereken inisiyatif açısından bunu artık son uyarı olarak kabul etmek ve gereğini yerine getirmek gerekir. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın doğrudan bu gelişmelerin bölge güvenliğini ve ülkemizin milli güvenliğini ilgilendiren değerlendirmelerinin ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu savaş şebekesine karşı bu soykırımcı şebekeye karşı bu katliamcı şebekeye karşı temel değerler temelinde, uluslararası hukuk temelinde barışı desteklemeye, barışı güçlendirmeye ve Filistinli kardeşlerimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz. Cenab-ı Allah, İsmail Haniye kardeşimize Allah’tan ve Cenab-ı Allah rahmet eylesin. Filistin halkına başsağlığı diliyoruz, milletimize başsağlığı diliyoruz ve bütün insanlığa başsağlığı diliyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.

  • Namık Tan’a Mavi Vatan tepkisi

    Namık Tan’a Mavi Vatan tepkisi

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul çalışmalarına katılarak yaptığı konuşmasında Türkiye’nin ‘Mavi Vatan’ olarak nitelendirdiği denizlerdeki hakkına ‘masal’ yakıştırmasında bulunmasına sert bir karşılık vererek bu ifadelerin sorumsuzca olduğunu söyledi.

    “CHP Milletvekili Namık Tan’ın ‘Mavi Vatan’ için ‘masal’ demesi kabul edilemez, sorumsuz ve yakışıksız bir ifadedir”

    Tan’a sosyal medya hesabı üzerinden cevap veren Çelik yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
    “CHP Milletvekili Namık Tan’ın ‘Mavi Vatan’ için ‘masal’ demesi kabul edilemez, sorumsuz ve yakışıksız bir ifadedir. Bu, Türkiye’nin milli siyasetine karşı Yunanistan’ın sözde tezlerine destek veren, siyasi pusulasını kaybetmiş bir yaklaşımdır. CHP’de ‘Mavi Vatan’ için ‘yayılmacı politika’ diyen dış politika kurmayı, yerini ‘Mavi Vatan’ için ‘masal’ diyen bir diğerine bırakmış, gözüküyor. Milli siyasetimize karşı bu yaklaşımla konuşan bazı CHP milletvekillerinin, Türkiye’ye karşı başka devletler tarafından kullanılan sözde tezleri bu şekilde defalarca sahiplenmeleri, siyasi savrulma ve sorumsuzluktur. Mavi Vatanımız, Ana Vatanımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Mavi Vatan’daki milli hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Yüce Meclis’imizin çatısı altında, Yunanistan’ın ve başka devletlerin iddialarını savunma noktasına savrulanların söyledikleri ‘siyasi masal’ olmaktan öteye gitmez. Yunanistan’ın iddialarıyla benzer siyasi masal yazanların, Türkiye’nin Ege’de ve Akdeniz’deki haklarına sahip çıkmayı bir an önce gündemlerine almaları daha sağlıklı bir yol olacaktır.”

  • Sözcü Çelik’ten İsrail’e sert tepki

    Sözcü Çelik’ten İsrail’e sert tepki

    İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın sosyal medya platformundan yaptığı paylaşıma tepki gösteren Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İsrail’de Netanyahu’nun kabinesi, 21. yüzyılın soykırımcı katliam şebekesidir. Bu şebeke de aynı tüm soykırım suçluları gibi katliamlarını sürdürebilmek için bir yalan makinası gibi hareket ediyor. İsrail Dışişleri Bakanı’nın Cumhurbaşkanımızı hedef alan yalanları da tarih boyunca görülen soykırımcı faşistlerin yöntemleriyle aynı. Ortadoğu ve dünya barışı için bir tehdit olan bu katliam şebekesi, er ya da geç yargılanacaktır. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği hakikatler, insanlık için değer olmaya devam edecektir. İsrail Dışişleri Bakanının Cumhurbaşkanımız hakkındaki yalanları, bir faşistin hakikate saldırısından ibarettir” ifadelerini kullandı.

  • “Trump’a suikast girişimini kınıyoruz”

    “Trump’a suikast girişimini kınıyoruz”

    AK Parti Sözcüsü Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Demokrasilerde şiddet asla kabul edilemez. ABD 45’inci Başkanı ve Başkan adayı Sayın Trump’a dönük suikast girişimini en güçlü şekilde kınıyoruz. Sayın Trump’a, ailesine ve ABD halkına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” ifadesini kullandı.

  • Spekülasyonlara itibar edilmemeli

    Spekülasyonlara itibar edilmemeli

    AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.

    AK Parti Konferans Salonu’ndaki toplantı saat 15.10’da başladı.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı devam ederken kameralar karşısına geçerek açıklamalarda bulundu.

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile CHP’nin Hazine ve Maliye’den sorumlu gölge bakanı Yalçın Karatepe arasında 4 saat 15 dakika süren görüşmeyi değerlendirdi.

    Çelik, “Burada gündeme getirilen konular hükümetin zaten bildiği bakanlığın üzerinde çalıştığı konular. Herkes öneri getirebilir. Ekonomi yönetimimiz ne yaptığını biliyor öngördükleri takvim kusursuz bir şekilde işliyor. Mehmet Bey talep üzerine ekonomi vizyonumuzu paylaşmış oldu.” dedi.

    AK Parti Sözcüsü Çelik, vergi reform paketine ilişkin de açıklama yaptı.

    Ömer Çelik’in konuşmasından satır başları şöyle:

    “Suriye’nin kuzeyindeki bir takım terörist faaliyetleri çok yakından takip ettiğimizi ifade etmek isterim. DEAŞ’la mücadele bahanesi adı altında bir terör örgütünün dünyaya demokrasi diye pazarlaması kabul edilemez. PKK’nın güdümündeki bir seçim faaliyeti esasında teröristan kurulması anlamına gelir. Bölgede teröristana izin vermeyiz. Bu bir seçim de değildir. Bu bölgede daha büyük etnik çatışmalara yol açabilecek bir gelişme olarak değerlendirilecektir ve buna anında cevap verilecektir. ABD ve bazı Batılıların bunu doğru değerlendirmesinden de memnuniyet duyuyoruz.

    VERGİ REFORM PAKETİNDE SONA DOĞRU

    ‘Şuraya da vergi gelecek buraya da vergi gelecek’ iddiaları spekülatiftir. Resmi olarak açıklanmamış bu tip spekülasyonlara dikkat edilmemesi gerekmektedir. Vergi adaletinin sağlanması için yapılan çalışmalardır. Bir taslak söz konusu olduğunda uygun görülen her şey o taslağa yazılır. Spekülasyonlara itibar edilmemeli. Ekonomi yönetimimiz şeffaf bir program hazırlıyor.

    “İSRAİL SAVAŞI YAYMAK İSTİYOR”

    Son zamanlarda yaptığı saldırılarla soykırımda yeni bir aşamaya geçmiş bulunuyor Netanyahu yönetimi. Tabii, İspanya, Norveç, Slovenya gibi Ermenistan da Filistin’i tanıma kararı aldı, bundan memnunuz. Netanyahu geleceği için soykırım siyaseti sürdürmektedir. Netanyahu geleceği için soykırı siyaseti sürdürmektedir. İsrail’in amacı bölgesel savaş. Her alanda soykırıma karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

    BAKAN ŞİMŞEK-CHP’Lİ KARATEPE GÖRÜŞMESİ

    Özgüvenli bir hükümete sahibiz. Burada gündeme getirilen konular, ben size açıkça söyleyeyim, bakanlığın üstünde çalıştığı konular. Bir şey gündeme getiriliyor muhalefet tarafından zaten gündemde olup da yapılırsa biz getirdik de yapıldı oluyor. Bugünkü görüşmede Mehmet Şimşek Bey basına verilen konularda hükümet olarak ne yaptığımızı dünya örnekleriyle paylaşmış oldu. Onlar öneri getirdik çok kabul görmedi diye açıklama yapmışlar. Herkes öneri getirebilir. Ekonomi yönetimimiz ne yaptığını biliyor öngördükleri takvim kusursuz bir şekilde işliyor. Mehmet Bey talep üzerine ekonomi vizyonumuzu paylaşmış oldu.

    YURT DIŞI ÇIKIŞ HARCI NE KADAR OLACAK?

    Bu konu da çok gündem oldu. Son kararların verileceği toplantılar yapılmadı. Toplantılar yapılıp kararlar verilip açıklanana kadar bunların bir spekülasyondan ibaret olduğunu ifade etmiş olayım.”

  • “Cumhur İttifakı güçlü bir birliktelikle yoluna devam etmektedir”

    “Cumhur İttifakı güçlü bir birliktelikle yoluna devam etmektedir”

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Çelik, “CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhur İttifakı’nın birliğinde ve bütünlüğünde bir sorun olduğunu düşünmesi beyhude bir yaklaşımdır. Özel’in Cumhur İttifakı bileşenlerine ‘suç ortağı’ demesi ise siyasi nezaket atmosferine yakışmayan saygısız bir siyasi saldırganlıktır. Cumhur İttifakı güçlü bir birliktelikle yoluna devam etmektedir ve her türlü saldırganlığa siyaset ve hukuk zemininde cevap verecek güçtedir. Özel’in Cumhurbaşkanımızın iadeiziyareti sonrasında bu şekilde yakışıksız bir açıklama yapmasını, yürüttüğü siyasete dönük olarak CHP içinde meydana gelen rahatsızlıkları giderme çabası olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.