Etiket: omicron

  • Omicron varyantının okullardaki etkisini açıkladı

    Omicron varyantının okullardaki etkisini açıkladı

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ”Bugün itibarıyla 850 bin derslikten sadece 50’si, vaka nedeniyle veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verdi. Şu an ‘Omicron’ varyantının yayılımları çok yüksek olmasına rağmen okulumuza yansımıza çok düşük. Kapalı olan sınıfların oranı yüzde 1’in çok çok altında” dedi.

    Yüz yüze eğitimin devam edeceğini belirten Milli Eğitim Bakanı Özer, ”Sağlık Bakanlığı’mız ve Sağlık Bilim Kurulu’muzun tavsiyeleri doğrultusunda gerekli önlemleri tüm okullarımızda, toplam 71 bin 320 okulumuzda alarak, nasıl birinci dönem yüz yüze eğitimi kesintisiz şekilde devam ettirdiysek aynen, kararlılıkla inşallah bu dönem de yolumuza devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi bizim eğitim sistemi çok iyi. Devasa eğitim sistemiz, yaklaşık 850 bin dersliğin olduğu eğitim sistemi. Bugün itibarıyla 850 bin derslikten sadece 50’si, vaka nedeniyle veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verdi. Sadece şu an itibarıyla ‘Omicron’ varyantının yayılımları çok yüksek olmasına rağmen okulumuza yansıması çok düşük. Kapalı olan sınıfların oranı yüzde 1’in çok çok altında. İnşallah maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat ederek okullarımızda yüz yüze eğitime devam ettireceğiz” diye konuştu.

    Yüz yüze eğitimin devam etmesi için tüm toplumun tedbirlere uyması gerektiğini belirten Bakan Özer, ”Tabi bizim için çocuklarımızın sağlığı çok önemli. Bu önlemler çok önemli. Sadece bu önlemlere riayet etmek okullar içinde değil okul dışında da çok önemli çünkü toplumda tüm sosyalleşme mekanları birbirini etkiliyor. Doğal olarak okulları da etkiliyor. Onun için tüm velilerimizden, tüm toplumumuzdan istirhamımız; okullarımızın açık kalması için sağlık kurallarına uymaları. İnşallah bu süreç birinci dönemde olduğu gibi başarılı bir şekilde devam edecek” dedi.

  • Çocuk vakalar yüzde 100 arttı

    Çocuk vakalar yüzde 100 arttı

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Çocuk Hastanesi’nde, Covid-19 servislerinde doluluk oranı yüzde 100 oranında arttı. Başhekim Prof. Dr. Tanıl Kendirli, “‘Omicron’ döneminde tüm toplumda olduğu gibi çocuk yaş grubunda pozitif sayısı arttı. Servislerde de doluluk anlamında yüzde 100’e kadar arttığını söyleyebiliriz, 3 ay önceye göre” dedi.

    ‘Omicron’ varyantı ile birlikte koronavirüs vakalarındaki artış, çocuk vakalara da yansıdı. Hastalık nedeniyle hastanelere başvuran çocuk sayısında artış yaşandı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Çocuk Hastanesi’nde de Covid-19 servisleri ve yoğun bakımlarında yüzde 100 oranında artış oldu. Başhekim Prof. Dr. Tanıl Kendirli, ‘Omicron’ döneminde çocuk yaş grubunda pozitif sayısının arttığını belirterek, “Bununla ilişkili olarak hem çocuk acili hem çocuk enfeksiyonu hem de çocuk yoğun bakımında yatan hasta sayısı arttı ve doluluk oranı yükseldi. Bu durum da hastanelerde ciddi bir iş yükü yarattı. 1 Ocak’tan itibaren hem acil hem de serviste yatan hasta sayılarımız arttı. Ayaktan aldığımız ve baktığımız hasta sayısının yüzde 300-400 oranlarında arttığını söyleyebilirim. Servislerde de doluluk anlamında yüzde 100 kadar arttığını söyleyebiliriz, 3 ay önceye göre. Bunun nedeni ise ‘Omicron’un bulaşıcılığının çok yüksek olması” dedi.

    ‘KRONİK RAHATSIZLIĞI OLANLARDA SORUN YARATIYOR’

    Prof. Dr. Kendirli, özellikle kronik rahatsızlığı olan hastaların akciğerinde tutulum ya da kısmi olarak diğer virüslerle birlikte enfeksiyon yapmasıyla durumun ağırlaştığına dikkat çekerek, “Örneğin; bizim Covid-19 çocuk yoğun bakımında yatan 2 hastanın, son bir ayda ağır seyreden ‘Omicron’ ile birlikte buraya yattığını görüyoruz. Covid-19 yoğun bakım yatağımız şu anda 2 odadan oluşuyor. Gerekirse 4’e kadar da çıkabiliriz. Servisimizde ise 4 yatağımız var. Onu da gerekli olması durumunda 6’ya çıkarabiliriz. ‘Omicron’ toplumsal olarak etki yaptığı gibi çocuklarda daha fazla görüldüğü yüzde 100, bu kesin ama daha ağır seyretmiyor, bu da kesin fakat bir şekilde kronik rahatsızlığı olan, hastaneye yatması gereken bu hasta grubunda sorun yarattığını söyleyebilirim” diye konuştu.

    ‘OMİCRON BULAŞICILĞI 2 KAT DAHA FAZLA’

    Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Covid-19 Koordinatörü Doç. Dr. Halil Özdemir ise Covid-19’un çocuklarda yetişkinlere göre daha hafif seyrettiğini belirtti. ‘Omicron’ varyantı ile birlikte de vaka sayılarında artış yaşandığını söyleyen Özdemir, “Bunların büyük bir kısmını çocuklar oluşturmaya başladı. Çünkü, bizim aralık ayında Covid-19 servisimizde ve Covid-19 yoğun bakımında hastamız yokken, ocak ayından beri bu servislerimizin dolmaya başladığını gördük. Şu anda Covid-19 servisimizde, karaciğer nakli hastası ya da böbrek nakli yapılmış hastalarımız yatmakta. Altta bir hastalığı bulunan, dezavantajlı çocuklarımızın hastaneye yatışlarında bu dönemde artış gördük. ‘Omicron’ varyantının diğer varyantlara göre bulaşıcılığı 1,5-2 kat daha fazla. Bu nedenle virüsün sirkülasyonu toplumda hızla yayılmakta” dedi.

  • DSÖ Avrupa Direktörü: Omicron’dan kaçış yok

    DSÖ Avrupa Direktörü: Omicron’dan kaçış yok

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Direktörü D. Hans Henri P. Kluge, Demirören Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada Avrupa’da Omicron varyantının yarattığı vaka dalgasını ve bölgedeki son durumu değerlendirdi. Omicron’dan kaçışın mümkün olmadığını ifade eden Kluge, “Omicron’dan kaçış yok ve ülkeler sağlık politikalarını ve sistemlerini, enfeksiyonu en aza indirmeye ve savunmasızları korumaya odaklanarak buna göre uyarlamalıdır” dedi. Kluge, Omicron’un 20 ila 25 günlük bir sürede bulaştığı toplulukta zirve yaptığını belirterek bulaşıcılık hızı açısından vaka sayısını 1.5 ila 3 günde ikiye katladığını vurguladı.

    DSÖ Avrupa Direktörü Kluge, vaka sayılarının ciddi seviyelere çıkmasına neden olan Omicron varyantını Avrupa genelinde DHA’ya değerlendirdi. Kluge, Avrupa’da vaka sayılarının ne zaman düşeceğini yüzde 100 olarak tahmin etmenin imkansız olduğunu ifade ederek, “Ancak, Omicron bir oyun değiştirici olmuştur. Bir Omicron dalgalanmasının başlangıcı ile zirvesi arasındaki sürenin sadece 20 ila 25 gün olduğu görülüyor. Bu, Omicron’dan kaçış olmadığı anlamına gelir ve ülkeler, sağlık politikalarını ve sistemlerini, enfeksiyonu en aza indirmeye ve savunmasızları korumaya odaklanarak buna göre uyarlamalıdır. Gelecekteki varyantları yakalamak için daha sürdürülebilir takip protokollerini işler hale getirmek kilit nokta olacaktır” dedi. Kluge, Avrupa bölgesinde şu ana kadar 140 milyon vaka ve 1 milyon 700 binden fazla can kaybının tespit edildiğini belirterek, “Hala salgının merkez üssündeyiz” dedi.

    “AVRUPA’NIN YÜZDE 60’I MART AYINA KADAR OMICRON’A YAKALANCAK”

    Kluge, Sağlık Metrikleri ve Değerlendirme Enstitüsü (IHME) verilerine göre Mart ayına kadar Avrupa nüfusunun yüzde 60’ının Omicron varyantına yakalanacağını ifade ederek, “Omicron, Avrupa ve Orta Asya’daki pandeminin acil durum aşamasının sonunu işaret edebilir. Omicron’un Delta’ya kıyasla daha az tehlikeli olması ve yüksek bulaşıcılık ile birleştiğinde, Omicron’un bölgede Kovid-19’u yönetilebilir hale getirmeye yardımcı olmasının mümkün olduğu anlamına geliyor. Ama henüz gardımızı düşüremeyiz” dedi. Kluge, Türkiye’de de aşı olmayanlara aşı olma çağrısında bulunarak, “Türkiye’deki insanları henüz yaptırmamışlarsa aşı olmaya çağırıyorum ve fiziksel mesafe, maske takma, el yıkama ve kapalı alanların uygun şekilde havalandırılması konusundaki yönergeleri takip etmeye çağırıyorum” ifadelerini kullandı.

    “OMİCRON VAKALARI 1.5 İLA 3 GÜN İÇİNDE İKİYE KATLIYOR”

    Kluge, Omicron’un Delta’dan farklı olarak doğudan batıya değil, batıdan doğuya doğru ilerleyen bir enfeksiyon dalgası oluşturduğunu belirtti. Verilere göre bulaşıcılık hızı açısından Omicron vakalarının 1,5-3 gün içinde ikiye katlandığını ifade eden Kluge, “Avrupa Bölgesi’nde Omicron, benzeri görülmemiş şekilde Delta’nın yerini alıyor. Omicron, Avrupa Bölgesi’ndeki vakaların yüzde 31.8’ini oluşturuyor, bu oran önceki hafta sadece yüzde 15 ve ondan önce sadece yüzde 6.3’tü. Bahsettiğim gibi, bölge nüfusunun yüzde 60’ının Mart ayı başına kadar Omicron ile enfekte olmasını bekliyoruz” dedi.

    Aşıların ölümlerde son derece etkili olduğunu ancak enfeksiyonu her zaman durduramadığının altını çizen Kluge, “Bunun da ötesinde, yeni bir varyant ortaya çıktığında bağışıklık sistemimiz daha az korunur. Bu nedenle, zamanı geldiğinde Kovid-19’u endemik mevsimsel bir hastalık olarak görmeye başlamamız ve grip gibi en savunmasız kişilere ‘tamamlayıcı’ aşılar sunmaya başlamamız gerekebilir. Ancak henüz orada değiliz ve pandemi bitmiş gibi davranmak sorumsuzluk olur” diye konuştu.

    “BİR VİRÜS NE KADAR ÇOK DOLAŞIRSA, MUTASYONA UĞRAMA OLASILIĞI O KADAR ARTAR”

    Omicron vakalarının artışıyla yeni bir varyantın ortaya çıkmasının muhtemel olduğunu vurgulayan Kluge, sözlerine şöyle devam etti:

    “Virüsler her zaman mutasyona uğrar, bu nedenle yeni varyantlar tamamen olasıdır. Aslında, küresel olarak Omicron vakalarındaki büyük artışla birlikte, er ya da geç yeni bir varyantın ortaya çıktığını görmemiz muhtemeldir. Bu nedenle, bu virüs yönetilebilir hale gelene ve öngörülebilir bir mevsimsel bulaşma modeline girene kadar herkesi aşılamamız gerekiyor. Ancak diğer önlemleri uygulamaya devam etmemiz de önemli. Şu an için Kovid-19 oldukça bulaşıcı, öngörülemeyen ve yaşamı tehdit eden bir virüs olmaya devam ediyor. Hedefimiz, tüm ülkelerdeki öncelikli grupların aşılanması olmalıdır. Avrupa bölgesinde, dünyada çok sayıda sağlık çalışanı ve savunmasız insan ilk dozunu bile almadı. Bunun ele alınması gerekiyor. Gelecekteki varyantlarla ilgili olarak, bu bize ve davranışımıza bağlıdır. Bir virüs ne kadar çok dolaşırsa, mutasyona uğrama olasılığı o kadar artar. Başka bir deyişle, daha fazla aktarım, daha fazla değişkene eşittir. Daha az iletim, daha az varyant.”

  • Omicron’a karşı çapraz bağışıklık umudu

    Omicron’a karşı çapraz bağışıklık umudu

    Güney Afrika’dan, Türkiye de dahil olmak üzere dünya genelinde artan Omicron vakalarına karşı umut veren bir çalışma geldi. Araştırmacılar, antikorlardan daha uzun süre koruma sağlayan ve aşılar ile başka varyatların enfeksiyonlarıyla tetiklenen T hücrelerinin Omicron varyantını tanıyabildiğini açıkladı. Bu durumun, Omicron’a karşı çapraz bağışıklık oluştururarak ciddi hastalığa karşı yüzde 70 ile yüzde 80 arasında bir koruma sağladığı görüldü.

    Güney Afrika’da yapılan yeni bir çalışma, ciddi Covid-19’dan uzun süreli korunmada rol oynadığı düşünülen güçlü bağışıklık hücrelerinin Omicron’u tanıyabildiğini buldu.

    T hücreleri olarak adlandırılan bu bağışıklık savaşçıları, vücuttaki enfekte hücreleri avlayan ve yok eden beyaz kan hücrelerinden oluşuyor.

    Cape Town Üniversitesi tarafından yapılan yeni çalışma kapsamlı mutasyonlara rağmen T hücrelerinin Omicron varyantını tanıyabildiklerini gösterdi.

    Bununla birlikte Omicron’un antikorlardan kaçtığı zaten biliniyordu, ancak şimdiye kadar bilim insanları T hücrelerinin varyanta karşı işlevlerini net olarak bilmiyordu.

    CİDDİ HASTALIĞA KARŞI HAYATİ BİR ROL OYNUYOR

    Önceki çalışmalar, aşılara ve/veya enfeksiyona yanıt olarak ortaya çıkan T hücrelerinin, insanların Covid-19 ile ciddi şekilde hastalanmasını önlemede hayati bir rol oynayabileceğini bulmuştu.

    FARKLI VARYANTLARLA ENFEKTE OLAN KİŞİLERİN T HÜCRESİ TEPKİLERİ İNCELENDİ

    Nature dergisinde yayımlanan çalışmanın yazarları Catherine Riou ve Wendy Burgers, daha önce aşılanmış veya corona virüsün daha önceki varyantlarıyla enfekte olmuş kişilerde T hücresi tepkilerini inceledi.

    OMİCRON’A KARŞI YÜZDE 70-80 ORANINDA KORUDU

    Araştırmacılar, bir veya iki doz Johnson & Johnson aşısı olmuş 40 kişiden, iki doz Pfizer/BioNTech aşısı olmuş 15 kişiden ve daha önce enfeksiyon geçirmiş 15 aşılanmamış kişiden alınan T hücresi yanıtını inceledi. Bu kişilerde, hücrelerinin Omicron’un insan vücuduna tutunduğu başak proteinine karşı yüzde 70 ile yüzde 80 düzeyinde koruma sağladığı görüldü.

    Diğer taraftan bilim insanları, Omicron varyantının ilk kez tespit edildiği Güney Afrika’da Omicron ile hastaneye kaldırılan 19 hasta için, bu kişilerin, pandeminin önceki dalgalarında hastaneye kabul edilen hastalarda görülenlerle karşılaştırılabilir T hücre yanıtları olduğunu buldu.

    ÇAPRAZ BAĞIŞIKLIK OLUŞTURUYOR

    Çalışmanın yazarları, “Omicron’un kapsamlı mutasyonlarına ve nötralize edici antikorlara karşı azaltılmış duyarlılığına rağmen, aşı veya enfeksiyon tarafından tetiklenen T hücresi yanıtlarının çoğu, varyanta karşı çapraz bağışıklık oluşturabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.

    İngiltere’de yer alan King’s College London’da eczacılık tıbbı alanında misafir profesör olan Penny Ward, “Bu veriler, son Omicron dalgası sırasında aşılanmış hastalarda yeniden enfeksiyondan sonra ciddi hastalığa karşı gözlenen koruma için bir kanıt oluşturuyor” diye konuştu.

  • Salgında BA.2 varyantı endişesi

    Salgında BA.2 varyantı endişesi

    Danimarka’da Kopenhag Üniversitesi ve Serum Enstitüsü tarafından yapılan yeni bir araştırmada, Omicron’un BA.2 alt varyantının, BA.1 olarak bilinen orijinal versiyona göre aşıların sağladığı bağışıklık korumasından kaçınmada daha iyi ve yüzde 34 daha fazla bulaşıcı olduğu görüldü. Bilim insanları, bu nedenle daha önce Omicron’a yakalanan kişilerin yeniden enfekte olabileceği ve ülkelerin yeni bir koronavirüs dalgasıyla karşılabileceği konusunda uyardı.

    Danimarka’da yapılan yeni bir araştırmada, Omicron’un BA.2 adlı alt varyantının, aşıların sağladığı bağışıklık korumasından kaçınmada orijinal versiyondan daha iyi ve çok daha bulaşıcı olduğu görüldü.

    Bununla birlikte, ilk olarak Aralık ayı başlarında tespit edilen alt varyant, 31 Ocak’ta başta Danimarka, Hindistan, Güney Afrika, Almanya ve İngiltere olmak üzere hızla yayılmaya başladı.

    YÜZDE 34 DAHA BULAŞICI

    Bilim insanları, Omicron’un orijinal versiyonu için vakaların yüzde 29’una kıyasla, BA.2’nin ilk enfeksiyondan sonraki yedi gün içinde vakaların yüzde 39’unda aynı hanenin üyeleri arasında yayıldığını buldu. Bu, BA.2’nin BA.1 olarak bilinen orijinal versiyondan yüzde 34 daha fazla bulaşıcı olduğunu gösteriyor.

    Kopenhag Üniversitesi ve Danimarka’nın halk sağlığı kuruluşu Statens Serum Institute tarafından yürütülen çalışma, BA.2’nin BA.1’den “önemli ölçüde daha bulaşıcı” olduğu ve ayrıca koruyucu etkiyi daha da azaltan “bağışıklıktan kaçınma özelliklerine sahip olduğu” sonucuna vardı.

    YENİ BİR DALGA GÖRÜLEBİLİR

    Diğer taraftan, çalışmanın bulgularıi Omicron dalgasının azalmasının beklenenden daha uzun süreceği endişeleri artırdı. Kopenhag Üniversitesi’nde epidemiyoloji profesörü ve çalışmanın yazarlarından biri olan Laust Mortenson, “BA.1 ile mücadele eden her ülke şimdi yeni bir BA.2 dalgasıyla karşı karşıya kalabilir” dedi.

    Danimarka araştırması, yaklaşık dörtte biri BA.2 vakası olan 8 bin 541 hanehalkı enfeksiyonunun Aralık sonu ile Ocak başı arasında yayılmasını izledi. Araştırmacılar, aşılanmamış kişilerin BA.1’e kıyasla bir hane içinde BA.2’den enfeksiyona iki kat daha duyarlı olduğunu buldu.

    AŞILI İNSANLARI NASIL ETKİLİYOR?

    Çift doz aşılı insanlar, orijinal versiyona kıyasla 2,5 kat daha fazla enfeksiyon riski altındaydı ve üç kez aşılanmış kişilerin enfekte olma olasılığı üç kat daha fazlaydı.

    Ancak, çalışmanın yazarları, “BA.2’nin aşılı kişilerdeki enfeksiyonun bulaşıcılığı artırmadığını” vurguladı.

    Öte yandan, Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı’ndan geçen hafta yayınlanan farklı bir çalışma, koronavirüs aşılarının Omicron’un her iki versiyonuna karşı eşit derecede etkili olduğunu buldu.

    Mortenson, ayrıca son haftalarda Danimarka’da hastaneye yatış ve ölüm rakamlarındaki “sınırlı” değişikliklerin “bir rahatlık kaynağı” olduğunu söyledi. Bunun BA.2’nin BA.1’den daha şiddetli olmadığını gösterdiğini açıkladı.

    OMİCRON’A YAKALANANLAR TEKRAR ENFEKTE OLACAK MI?

    Kopenhag Üniversitesi’nden çalışmanın baş yazarı Frederik Plesner Lyngse ise “en büyük sorulardan birinin” BA.2’nin daha önce Omicron’un orijinal versiyonu ile enfekte olmuş insanları hızla yeniden enfekte edip edemeyeceği olduğunu aktardı.

    Lyngse, “Eğer, daha önce Omicron’un orjinal versiyonuna yakalanıp atlatan biri BA.2 ile yeniden enfekte olursa, bu pandeminin beklediğimizden daha uzun süreceği anlamına gelir. dalganın beklediğimizden daha uzun süre devam etmesine izin verecek” diye konuştu.

    Bununla birlikte, Kopenhag’daki Rigshospitalet’te klinik bir immünolog olan Prof. Dr. Peter Garred, Danimarka’nın ve diğer yüksek oranda aşılanmış Avrupa ülkelerinin “BA.2’yi oldukça iyi yöneteceğini” öngördü.

  • Umut veren açıklama: Salgının sonu gelebilir

    Umut veren açıklama: Salgının sonu gelebilir

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, ‘Omicron’ varyantının hızlı yayılması ve hastane yükünün fazla olmamasının beklentiye yol açtığını belirterek, “Yoğun bakım ihtiyacının da çok olmaması, ‘Acaba bu hızlı şekilde tüm dünyada herkesi enfekte ederse ve bağışıklık oluşturursa salgının sonunu getirebilir mi’ beklentisine yol açtı. Evet, bu mümkün olabilir” dedi.

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, ‘Omicron’ varyantı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

    Özlü, mevcut vaka sayılarından daha fazla virüsün yaygın olduğunu belirterek, “‘Omicron’a bağlı dalga dünyada devam ediyor. Vaka sayıları tabi test yapılanlar üzerinden tüm dünyada değerlendiriliyor. Oysa ‘Omicron’ artık biraz sıradanlaştı gördüğümüz kadarıyla. Pek çok kişi hafif bir üst solunum yolu hastalığı gibi ya da bir soğuk algınlığı gibi nezle, grip gibi geçiriyor. O bakımdan test de yaptırmıyor. Yaptırmak da istemiyor insanlar testi çünkü test yaptırdığında pozitif çıkarsa hayatı ona bağlı olarak biraz aksayacak; okuluna, işine gidemeyecek, randevuları iptal etmek zorunda kalacak. O bakımdan test yaptırmadan griptir geçer, deyip aldırış etmiyor” dedi.

    “HAFİF SEMPTOMLARLA AYAKTA GEÇİRİLİYOR”

    Ben bu mevcut vaka sayılarının ötesinde ‘Omicron’un çok yaygın olduğunu düşünüyorum diyen Prof. Dr. Özlü açıklamasını şu ifadelerle devam ettirdi.

    “Çevremizde son 1 ay içinde mutlaka üst solunum yolu hastalığı geçiren pek çok kişinin olduğunu biliyorum. Boğaz ağrısı, boğazda kaşıntı, yanma, baş ağrısı, hafif burun akıntısı, hapşırma, hafif öksürük gibi semptomlarla ayakta geçiriliyor. Genel itibarıyla baktığınızda ağır bir tablo pek oluşmuyor dolayısıyla da tanı olmuyor. Böyle bir durum var”

    ‘AŞISINI YAPTIRMAYANLARIN BİR AN ÖNCE AŞILANMASINI İSTİYORUZ’

    ‘Omicron’ varyantının, salgının seyrindeki etkisini de değerlendiren Prof. Dr. Özlü, “‘Omicron’ varyantının bu kadar hızlı yayılması ve çok şükür çok hastane yükünü artırmaması, yoğun bakım ihtiyacının çok olmaması şöyle bir beklentiye yol açtı. ‘Acaba bu hızlı bir şekilde tüm dünyada herkesi enfekte ederse ve bir bağışıklık oluşturursa salgının sonunu getirebilir mi?’ Evet, bu mümkün olabilir. Böyle olabileceğini biliyoruz. Hakikaten salgının ilk dönemlerine bakarsanız, vaka sayıları çok daha fazla ama hayat devam ediyor. Şu anda bu kadar hastalığın yaygın olmasına rağmen hepimiz normal hayatımızı yaşamaya devam ediyoruz. Tedbirlerle birlikte tabi ki. Yani biraz sıradan normal bir hastalığa döndüğü gibi bu sadece ‘Omicron’un daha hafif yapıcı hastalık olmasıyla ilgili değil. Bence aynı zamanda yaygın aşılama ile daha önce hastalığı geçirenlerin kazandığı bağışıklıkla elde edilen bir sonuç. Ülkemizde 2 doz, 3 doz ve hatta 4 doz aşısını yaptırmış olan çok sayıda insan var. Yeterli mi? Henüz değil. Tabi aşısını yaptırmayanların da bir an önce aşılanmasını istiyoruz” diye konuştu.

  • Omicron’un alt varyantı! 40 ülkede görüldü

    Omicron’un alt varyantı! 40 ülkede görüldü

    Bilim insanları, pandeminin geleceğini nasıl etkileyeceğini anlamak için koronavirüsün Omicron varyantının yeni tespit edilen BA.2 isimli alt varyantını yakından izliyor. Omicron varyantı Türkiye dahil, pek çok ülkede son aylarda baskın hale gelirken, İngiltere’de yapılan çalışmalar, BA.2’nin nispeten daha hızlı yayıldığını gösterdi. Uzmanlar, ” BA.2 nedir ve nasıl ortaya çıktı?”, “BA.2 hangi ülkelerde tespit edildi?”, “BA.2 ciddi vakalara neden oluyor mu?” ve “BA.2, Covid aşılarının etkinliği nasıl etkileyecek?” sorularını yanıtlayarak, Omicron’un son alt varyantını değerlendirdi.

    İngiltere’deki bilim insanları Omicron’un yeni bir alt varyantını tespit ettiklerini duyurdu.

    40 ÜLKEDE TESPİT EDİLDİ

    Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA), bu ayın ilk 10 gününde İngiltere’de 400’den fazla BA.2 vakası tespit etti. Ayrıca, Omicron’un alt varyantının 40 ülkede tespit edildiği ve Hindistan, Danimarka ile İsveç’teki son vakaların çoğunluğunu oluşturduğu aktarıldı.

    Fransız epidemiyolog Antoine Flahault, AFP haber ajansına verdiği demeçte, “Bizi şaşırtan şey, Asya’da büyük ölçüde dolaşımda olan bu alt varyantın Danimarka’daki tutunma hızı. Bilim insanları, virüsün nasıl evrimleşmeye ve mutasyona uğramaya devam ettiğini değerlendirmelidir. BA.2, Omicron’un baskın alt varyantı olan BA.1’den farklı özelliklere sahip” dedi.

    OMİCRON’UN 3 TANE ALT VARYANTI VAR

    Bununla birlikte BA.2, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından henüz endişe veren bir tür olarak tanımlanmadı. DSÖ, Omicron’un BA.1, BA.2 VE BA.3 olmak üzere 3 farklı mutasyona sahip olduğunu ve dünyadaki Omicron vakalarının çoğunun BA.1’den kaynaklandığını bildirdi. Ancak Flahault, BA.2’nin tespit edildiği ülkelerin tetikte olması gerektiğini söyledi.

    Flahault, “Fransa, Ocak ortasında bulaşmada bir artış bekliyordu. Olmadı ve belki de bu, çok bulaşıcı görünen ancak daha öldürücü olmayan bu alt varyanttan kaynaklanıyor” diye gözlemledi.

    “CİDDİYETİNDE BÜYÜK BİR FARK YOK”

    Diğer taraftan, İsviçre’de yer alan Cenevre Üniversitesi Küresel Sağlık Enstitüsü müdürü Flahault, “Şimdilik BA.2 vakalarının ciddiyetinin klasik Omicron vakalarıyla karşılaştırılabilir olduğu izlenimini edindik. Ancak, çok sayıda soru var” dedi.

    COVİD-19 AŞILARINI NASIL ETKİLEYECEK?

    İngiltere’de Imperial College of London’da bir epidemiyolog olan Tom Peacock, “Hindistan ve Danimarka’dan yapılan çok erken gözlemler, BA.1’e kıyasla şiddette dramatik bir fark olmadığını gösteriyor” diye tweet attı. Peacock, son varyantın mevcut aşıların etkinliğinde büyük değişime yol açmayacağını kaydetti.

    Peacock şöyle devam etti: “Şu anda BA.2’nin BA.1’e göre ne kadar daha fazla bulaşıcılığa sahip olabileceği konusunda güçlü bir kontrolümüz yok. Ancak bazı tahminlerde bulunabiliriz.

    BA.1 ve BA.2’ye karşı aşı etkinliğinde minimum farklılıklar olması muhtemeldir. Şahsen, BA.2’nin pandeminin mevcut Omicron dalgası üzerinde önemli bir etkisi olacağından emin değilim.

    Birkaç ülke BA.1 dalgalarının zirvesine yakın, hatta onu geçmiş durumda. BA.2 bu noktada ikinci bir dalgaya neden olursa çok şaşırırım. Biraz daha yüksek baulaşıcık keskin bir değişime neden olmayacaktır.”

  • DSÖ açıkladı! Yüzde 20 düştü

    DSÖ açıkladı! Yüzde 20 düştü

    Dünya Sağlık Örgütü, Afrika’da Omicron varyantıyla başlayan ve yaklaşık 3 aydır devam dördüncü dalgada ilk defa haftalık Kovid-19 vaka sayısının yüzde 20 oranında düşüş gösterdiğini açıkladı. DSÖ dün yaptığı açıklamasında virüse bağlı ölümlerin ise azaldığını duyurdu.

    DSÖ, Kasım 2021 ayında Afrika’da başlayan Omicron varyantına bağlı dördüncü dalgada, ilk defa haftalık Kovid-19 vaka sayılarının yüzde 20 oranında düştüğünü açıkladı. Yaklaşık 3 aylık bir sürede vaka sayılarının yükselmesi, zirve yapması ve düşüşünü ‘benzersiz’ olarak tanımlayan DSÖ virüse bağlı ölümlerde ise yüzde 8’lik bir azalma gözlemlendi. Afrika kıtasının büyük bölümünde vakaların inişe geçmesine rağmen Kuzey Afrika bölgesinde vakalarda yüzde 55 artış olduğu ifade edildi.

    DSÖ’nün Afrika Bölge Direktörü Dr. Matshidiso Moeti’ye göre, bu son dalganın hızlanması, zirvesi ve düşüşü “Benzersiz” ancak etkisi, daha az ölüm ve daha düşük hastaneye yatış ile ‘orta düzeyde’ oldu. Afrika kıtasında virüs tedavisi kortikosteroidler ve tıbbi oksijenle yapılıyor ancak tıbbi oksijen azlığı en büyük sorunlardan biri olarak görüldüğü belirtildi.

  • Üçüncü doz Omicron’a karşı ne kadar koruma sağlıyor?

    Üçüncü doz Omicron’a karşı ne kadar koruma sağlıyor?

    Türkiye de dahil olmak üzere dünyada hakim varyant haline gelen Omicron’un hızlı bulaş oranı endişeye neden oluyor. Ancak, İngiltere’de yapılan bir çalışma, aşıların pandemiye karşı mücadelede en etkili silah olduğunu bir kez daha gösterdi. The Lancet dergisinde yayımlanan çalışmada, üçüncü doz Pfizer/BioNTech aşısının, Omicron varyantını etkili bir şekilde nötralize edebilen antikorların seviyesini 2,5 kat artırdığı görüldü.

    The Lancet dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, üçüncü doz Covid-19 aşısı koronavirüsün Omicron varyantını etkili bir şekilde nötralize edebilen antikorların seviyesini artırıyor.

    İngiltere’deki Francis Crick Enstitüsü ve Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü’nden (NIHR) araştırmacılar, AstraZeneca veya Pfizer/BioNTech aşısından yalnızca iki doz almış kişilerde üretilen antikorların, Alfa ve Delta varyantları ile karşılaştırıldığında Omicron’u daha az nötralize edebildiğini buldular.

    Ancak bilim insanları, ikinci dozu takip eden ilk üç ayda antikor seviyelerinin düştüğünü, ancak üçüncü bir “güçlendirici” dozun, Omicron varyantını etkili bir şekilde nötralize eden antikor seviyelerini yükselttiğini buldu.

    ANTİKOR SEVİYELERİ 2,5 KAT YÜKSELDİ

    Bununla birlikte çalışmada, üç dozun tamamı için Pfizer/BioNTech aşısı almış kişilerde, genel olarak antikor seviyeleri, iki doz aşıya kıyasla Omicron’a karşı yaklaşık 2,5 kat daha yüksek olduğu görüldü.

    Her iki aşıdan iki doz alan ve daha önce Covid-19 semptomları olduğunu bildiren kişilerde, geçmişte hastalık semptomları olmayanlara kıyasla, Omicron’a karşı daha yüksek antikor seviyeleri de bulundu.

    Diğer taraftan araştırmacılar, antikor seviyelerinin tek başına aşının etkinliğini tahmin etmese de, şiddetli Covid-19’a karşı çok iyi bir koruma göstergesi olduğunu belirtti. Çalışma, antikorları ölçülebilir seviyelere çıkarmak ve ciddi hastalık ve hastaneye yatışlara karşı koruma miktarını en üst düzeye çıkarmak için üç doz Covid-19 aşısının gerekli olduğunu doğruladı.

    NIHR’nin UCLH Biyomedikal Araştırma Merkezi’nde bulaşıcı hastalıklar danışmanı olan Emma Wall, “Aşı merkezlerinin dışında sıraya giren insanlara, kendilerini Omicron’dan korumanın en iyi yolunun aşı güçlendirici olduğu konusunda güvence verilmelidir. Henüz üçüncü bir doz, hatta ilk doz aşısını yaptırmamış insanlar için çok geç değil” dedi.

    Öte yandan araştırmacılar, çalışmaya katılan 364 kişiden alınan 620 kan örneğini analiz etti.

    Antikorların, Omicron da dahil olmak koronavirüsün farklı varyantlarına karşı “nötralize edici antikorlar” olarak adlandırılan virüsün hücrelere girişini bloke etme yeteneğini test ettiler.

    SENTETİK ANTİKOR’UN OMİCRON’UN NÖTRALİZE ETTİĞİ GÖRÜLDÜ

    Araştırmacılar ayrıca, koronavirüs varyantlarına karşı nötralize edici aktiviteye sahip olup olmadıklarını test etmek için şu anda Covid-19 tedavisi için kullanılan sentetik nötrleştirici antikorları da dahil ettiler.

    Ekip, şiddetli Covid-19 geliştirme riski altındaki hastaları önlemek ve tedavi etmek için kullanılan yakın zamanda onaylanmış bir sentetik monoklonal antikor olan Xevudy’nin (sotrovimab) Omicron varyantını nötralize edebildiğini buldu.

    UCLH Araştırma Direktörü Bryan Williams, “Şu anda belirli hastaları tedavi etmek için kullandığımız sentetik antikorların en azından bazı versiyonlarının bu yeni varyanta karşı etkili olabileceğini gösteren gerçekten önemli erken verilerimiz var” diye konuştu.

    Francis Crick Enstitüsü’nden David LV Bauer, Omicron’un Alpha ve Delta gibi diğer yeni varyantlardan önemli ölçüde daha fazla mutasyona sahip olmasına rağmen, çalışmanın güçlendiricilerin bağışıklık sistemini onunla mücadele edebilecek geniş bir tepki vermeye zorladığını gösterdiğini söyledi.

    Wall, “Bu yeni varyant, iki aşı dozuyla uygulanan bağışıklık blokajının üstesinden gelebilir, ancak üçüncü dozu takiben, nötralize etme aktivitesi insanların büyük çoğunluğunda sağlamdır.Üçüncü bir doz, bağışıklık savunmanızı yükselterek virüsün ciddi Covid-19’a neden olmasını zorlaştırıyor” dedi.

  • Omicron varyantı yoğun bakımlara yansımadı

    Omicron varyantı yoğun bakımlara yansımadı

    Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Ayşe Özcan, koronavirüs salgınında ‘Omicron’ varyantı döneminde yoğun bakımlarda bir miktar azalış olduğunu; fakat salgının hala ciddiyetini koruduğunu söyledi. Özcan, “‘Omicron’ varyantı çok kolay bulaşıyor, hızlı yayılıyor. Bunu hasta sayılarından da görüyoruz ama bizi yoğun bakım açısından sevindiren şey, hasta sayısındaki artışın aynı oranda yoğun bakım artışına yansımamış olması” dedi.

    Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Ayşe Özcan, şu anda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ‘Omicron’ varyantının önde gelen hastalık etkeni olduğunu söyledi. Prof. Dr. Özcan, “‘Omicron’ varyantı çok kolay bulaşıyor, hızlı yayılıyor. Bunu hasta sayılarından da görüyoruz ama bizi yoğun bakım açısından sevindiren şey, bu hasta sayısındaki artışın aynı oranda yoğun bakım artışına yansımamış olması. Yoğun bakım ihtiyacı olan hastalar hala var; ama daha az. Ağır, ileri basamak yoğun bakım ihtiyacı olan hasta sayısı da azaldı. Bu da bizim için sevindirici. Covid-19 yoğun bakımlarında önceki 2 aya göre bakarsak yüzde 20-25 oranında bir azalmanın olduğunu söyleyebilirim fakat salgın hala ciddiyetini koruyor. Böyle net sayılar vermek çok doğru değil belki; ama hasta sayısındaki artışa göre yoğun bakım ayağında bir azalma olması bizleri sevindiriyor” diye konuştu.

    ‘AŞILAMA AZALIŞTA ETKİLİ’

    Prof. Dr. Özcan, Covid-19 yoğun bakımlarına yatışın azalmasında aşılamanın önemine dikkat çekerek, şunları söyledi:

    “Bireylerin aşılamaya önem vermesi, aşılamanın artması, hatırlatma dozlarının yapılmış olması; bunlar çok önemli. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyulması ve aşılamanın da özellikle yatışların azalmasında etkili olduğunu düşünüyorum. Aşı yaptıranlar sayesinde bu salgından çıkabilecekmişiz gibi geliyor bana. Biliyoruz ki bu virüs savunmasız kişilerde hastalığa yol açıyor. Yoğun bakım hasta profiline baktığımızda özellikle bir bölümde 70 yaş üzeri hastalar, ek ve kronik hastalığı olanlar çoğunluğu oluştururken diğer bölümde de genç ve aşısız olan hastaları görüyoruz. Yoğun bakımda hala aşısız hastalarımız var. Hiç aşı olmamış hastalarımız var ya da hatırlatma dozunu önerilen zamanda yaptırmamış hastalarımız var. Genç hastalarda hiç aşısını olmamış hastaları yatırıyoruz ve ciddi tutulumlarla hastalıkları seyredebiliyor. Yani savunmanız yoksa hastalığı ağır geçiriyorsunuz. Aşılama ile birlikte bir savunma mekanizmasının güçlendirilmiş olması, buna karşı bir ön korumanın olması yoğun bakım ihtiyacındaki azaltmayı sağladığını düşünüyorum.”

    ‘DELTA’YA GÖRE BİRAZ DAHA İYİ GEÇİRİLİYOR’

    Prof. Dr. Özcan, Covid-19 salgınında ‘Omicron’ varyantının son varyant olduğuna ve grip benzeri reaksiyon gösterdiğine dair yapılan açıklamalarla ilgili, “‘Grip benzeri’ ya da ‘Hafif atlatılıyor’ demek için biraz erken olduğunu düşünüyorum. Bunu biraz daha görmemiz biraz daha tecrübe etmemiz gerekiyor. Genel olarak bakarsak çok ağır yoğun bakım hastalarımız olmadı ama yine bunları söylemek için erken olduğunu vurguluyorum. ‘Delta’ varyantı çok ağır seyrediyordu. Kronik hastalığı olanlarda, savunması düşük olan hastalarda çok daha hızlı ölüme götüren süreçler görüyorduk. ‘Delta’ varyantına göre hastalık biraz daha iyi geçiriliyor, diye söyleyebilirim” dedi.