Ağrı’nın zorlu kış şartlarında yiyecek bulmaya zorlanan başta güvercinler olmak üzere tüm hayvanların gönüllü koruyucusu olan Fevzi Maral (75) Ağrı’nın merkeze bağlı Baloluk köyünde yaşadığı evinde her sabah aynı saatte bahçesine gelen ve çatısına konan bütün hayvanları eliyle besleyerek, herkese örnek olacak davranışı ile takdir topluyor.
Etiket: Ömür:
-
Ömrünü tamamlayan ağaçlar, kovan oluyor
Ana Arı ve Arı Ürünleri Üretim Tesisleri’yle Türkiye’nin ilk ve tek ana arı üretim iznine sahip olan ve bugüne kadar 20 binden fazla ana arı (kraliçe arı) dağıtımı gerçekleştiren Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’ye örnek bir projeye daha imza atmaya hazırlanıyor. Her yatırım ve projesinde ‘sürdürülebilirliği’ önceleyen Büyükşehir Belediyesi; “İsraf Etmiyoruz, Üretime Katıyoruz” diyerek ömrünü tamamlamış, kuruyan ve budanan ağaçları, kovan haline dönüştürerek arı üreticilere destek olmaya hazırlanıyor.
Büyükşehir arıcıların yanında
Başkan Yücel Yılmaz’ın göreve geldiği 2019’dan bu yana arıcılığa olan desteklerini her yıl artarak sürdüren Büyükşehir Belediyesi, üreticilerle birlikte Balıkesir Balını marka haline getiriyor. Şehirde arıcılığın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla ana arı desteğinden ekipman desteğine kadar her alanda arı üreticisinin yanında olan Büyükşehir, Türkiye’ye örnek olacak bir projeyi daha hayata geçiriyor. Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Dairesi Başkanlığı tarafından tespit edilen ekonomik ömrünü tamamlamış, kuruyan ve budanan ağaçlar, Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından kovana dönüştürülerek arı kadın üreticiler ile arıcılığa yeni başlayanlara ücretsiz olarak dağıtılacak.
-
Ömür biçen doktorlardan uzun yaşadı
İlçenin Kovanlık Beldesi’nde yaşayan Fatma Duman henüz 20’li yaşlarındayken, nefes darlığı, halsizlik, kas ağrıları gibi bir çok şikayet nedeniyle Ordu ve Trabzon illerinde doktorlara gitti. Ancak buralardaki doktorları Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerdeki Tıp Fakültesi hastanelerine gitmesi yönünde tavsiyelerde bulundu. En son gittiği Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ise sistemik skleroz olarak da bilinen nadir hastalık olan skleroderma teşhisini koydu. Doktorları bu hastalığın tedavisinin mümkün olmadığını 5-6 aylık ömrü kaldığı gerekçesiyle evine dönmesini tavsiye ettiler. Ancak aradan geçen 35 yıldır Fatma Duman, hastalığa karşı yaşam mücadelesini sürdürürken, kendisine 5-6 ay ömür biçen doktorlarının hayatlarını kaybettiğini söyledi.
“Her doktorum bana 5-6 ay ömür biçmişlerdi”
Nadir bir hastalık olan sklerodermaya karşı yaşam mücadelesini anlatan Fatma Duman, “Küçük yaşlardan beri rahatsızlığım vardı. Sık sık hasta olurdum ama, 20’li yaşlara gelince iyice hastalığım ilerledi. Bunun üzerine babam beni önce Ordu ve Trabzon’daki hastanelere götürdü. Daha sonra doktorların tavsiyesiyle İstanbul’da, Ankara’da hastanelere gittik. Bazı tedaviler uyguladılar ama iyileşemedim. Sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tedavi için çok paraya ihtiyaç duyulduğunu söylediler. Hastalığımın milyonda bir görülen skleroderma denilen bir hastalık olduğunu söylediler.1996 yılında babam da vefat edince parasızlıktan tedaviye başlatamadık. Bana bakan doktorlarımın hemen hepsi 5-6 aylık ömrümün kaldığını hastalığın ilerlediğini söylediler” dedi.
Çareyi ithal ilaçta buldu
Bir yakınının aracılığıyla tanışıp tedavi için yattığı Türkiye Hastanesi’nde yazılan ithal bir ilaçla yaşama tutunduğunu kaydeden Duman, “Ankara’da İstanbul’da gittiğim bir çok hastanelerde 5-6 ay ömür biçilerek tedavimin mümkün olmadığı ileri sürülürken, bir yakınımın aracılığı ile Türkiye Gazetesi’nden İbrahim Aydın Şahin’in yönlendirmesiyle Türkiye Hastanesi’ne yattım. 28 gün burada tedavi görürken bana bir ithal ilaç yazıldı. Bu ilaç sağlığımı her geçen gün iyileştirdi. Sonra memleketime evime döndüm ama bu ithal ilacı bana hayırseverlerin yardımıyla yurtdışından alıp göndermeye devam ettiler. Aradan 35 yıl geçti. Biraz da yaşlılığa bağlı sağlığım çok iyi olmasa da hala yaşamaya ben devam ediyorum ama bana 5-6 ay ömür biçen doktorlarımın vefat ettiğini öğrendim. Şimdi Kovanlık Beldesi’nde yaşlı annemle beraber yaşamaya devam ediyorum” diye konuştu.
-
Madenciler kömür için değil ömür için kazdı
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiyenin birçok yerindeki gönüllüler gibi Türkiye Taş Kömürü Kurumunda görevli yaklaşık 3 bin madenci de ekipmanları ile birlikte bölgeye koştu. Madenciler, Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep gibi şehirlerde enkaz altında kalanların umudu oldu. Her gün kelle koltukda yerin yüzlerce metre altından kömür çıkaran madenciler, deprem bölgesinde de enkaz altında kalan ömürleri kurtarabilmek için gece gündüz çalışıyor. Hiçbir kurtarma ekibinin giremeyeceği alanlara bile tereddüt etmeden giren madenciler, birçok kişiyi sağ çıkarmayı başarırken bazılarının da cenazelerine ulaştı.. Ayrıca madenciler, enkazdaki para, ziynet eşyası, cep telefonu gibi kişisel eşyaları da hassasiyetle çıkararak güvenlik güçlerine teslim ediyor. Kömür üretiminin tamamen durduğu Türkiye Taş Kömürü işletmelerindeki madenciler, çabası ve cesareti gibi dürüstlüğüyle de bölge halkının gönlüne taht kurdu.
Gönüllü olarak bölgeye geldiklerini belirten madenciler, gerektiğinde kömür gerektiğinde de ömür için mücadele ettiklerini söyledi.
Madencilerin sırrı ‘güven, cesaret ve domuzdamı tahkimat yöntemi’
Deprem bölgesine ekip olarak gönüllü geldiklerini anlatan madenciler, başarılarındaki en önemli etkenlerin güven, cesaret ve kullandıkları domuzdamı tahkimat yöntemi olduğunu ifade etti. Yer altında gaz zehirlenmesi, grizu,göçük ve iş kazası gibi bir çok riski olduğunu anlatan madenciler, bu risklere karşı, birbirlerini tanıyan, güvenen ekip earkadaşları ile cesaretle çalıştıklarını kaydetti. Arkadaşları için herkesin kendi canını düşünmeden riske attıklarını vurgulayan madenciler, yaşanan kazalarda ve üretimde yoğun olarak kullandıkları domuzdamı tahkimat ile sağlam, sağlıklı bir şekilde ilerleyip yol alıyor. Enkaz içerisinde de zaman zaman kullandıkları domuzdamı yöntemi hakkında da bilgi veren madenciler, ahşap direklerle ördükleri bağların taş, toprak ve mıoloz yığınlarının bulundukları alana akmasını önlediklerini söyledi. Maden işçileri, domuzdamı tahkimat yöntemi ile depremlere dahi dayanıklı yaşam koridoru oluşturuyor.