Etiket: önlem

  • Japon uzmanlar Bursa’da çalışacak

    Japon uzmanlar Bursa’da çalışacak

    Birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa’da, 1999 Marmara depreminin ardından ‘zemin etütleri araştırma birimini kurarak’ Bursa ili Sismik Zemin Tehlike Değerlendirme Projelerini hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile imzalanan protokol istikametinde başlayan Bursa Sismik Tehlike Değerlendirmesi ve Zemin Sınıflandırması Projesinde ise ‘15 istasyon ile 9 fayın ayrı ayrı segmentlerini tespit ederek’ oluşabilecek maksimum deprem büyüklüklerini belirledi. Proje çerçevesinde gerçekleştirilen jeofizik ve sondaj çalışmaları sonucunda; 3 Boyutlu Anakaya Derinlik Haritası, 1/100.000 ve 1/25.000’lik jeoloji haritaları ile Sismik Tehlike Haritası hazırlandı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz aylarda JICA ile depreme karşı ortak proje yürütmek amacıyla imzaladığı Deprem Riskini Azaltma ve Önleme Planlaması Projesi’ne de start verildi. Japonya’dan gelen 12 kişilik uzman ekip, Büyükşehir Belediyesi’nin ekipleriyle birlikte toplam 42 ay boyunca sahada çalışmalar yürütecek. Proje başladıktan 18 ay sonra ‘Tehlike ve Risk Değerlendirme’ sonuçları ortaya çıkacak, proje bitiminde ise ‘Kentsel Dirençlilik Planı’ açıklanacak. Projeyle muhtemel bir depremde, şehirde hasar riski yüksek alanlar belirlenecek. Deprem zararlarının azaltılmasına yönelik yeni projelerin geliştirilmesi yanında kısa, orta ve uzun vadede alınması gerekli önlemler de belirlenecek. Proje çerçevesinde üretilecek olan senaryo depremler esas alınarak, mahalle bazında tüm alt ve üst yapılarda meydana gelecek hasar miktarları ile birlikte can kaybı ihtimalini tespit edilecek.

    Japonya’dan Bursa’ya gelen uzman ekiplerle Büyükşehir Belediyesi ekipleri ilk toplantılarını, Büyükşehir Belediyesi binası Encümen Salonu’nda yaptı. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan, Genel Sekreter Yardımcısı Gülten Kapıcıoğlu, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı İbrahim Eken’in de yer aldığı toplantıda yapılacak çalışmalar hakkında istişarelerde bulunan ekipler, planlamalar üzerinde görüşmeler gerçekleştirdi.
    Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürü Ahmet Ağlan, JICA ile Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yaklaşık iki senedir işbirliği yaptığını söyledi. Japon ekibin Bursa’ya gelmesiyle ‘Deprem Riskini Azaltma ve Önleme Planlaması Projesi’ne start verildiğini belirten Ağlan, hasar riski yüksek alanlarının belirleneceğini ve kent içi dirençlilik planlarının oluşturulacağını ifade etti. Bu süreçte Japonlarla bilgi ve deneyimlerinden istifade edeceklerini dile getiren Ağlan, projenin kentsel dönüşüm için büyük bir altyapı oluşturacağını söyledi.


    JICA Uzman ekibinin takım lideri Shinichi Fukasawa, projesinde Bursa’daki deprem riskini belirleyeceklerini, yapılabilecek en doğru kentsel planlamanın ele alınacağını ve projenin nasıl geliştirilebileceğini konuşacaklarını belirtti. Ana hedeflerinin afet sonrası değil afet öncesi neler yapılabilecekleri belirlemek olduğunu ifade eden Fukasawa, “Tüm belediyelerle ortak çalışmalar yaparak deprem riskini nasıl azaltacağımızı belirleyeceğiz. Japonya depremlerden oldukça etkilenen bir ülke. Türkiye ve Bursa da deprem kuşağı bölgesinde yer alıyor.

    İki ülke ve Bursa arasında bilgi ve tecrübe paylaşımı yaparak sağlıklı yol alabiliriz. Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan büyük depremden sonra oradaki şehirlerde de ekiplerimiz çalışmalar yaptı. Hem oradan aldığımız sonuçları hem de buradaki çalışmaları entegre ederek yol almalıyız. Proje sonunda bir ‘Kentsel Planlama’ modeli oluşturacağız. Bursa için hazırlayacağımız proje, deprem riski taşıyan diğer tüm şehirlerde de uygulanabilir olmalı” dedi.

  • Tarihi eserlerde deprem önlemi

    Tarihi eserlerde deprem önlemi

    Anadolu’nun en eski camilerinden Habib-i Neccar, 2 bin yıllık geçmişe sahip Karakuş Tümülüsü, 250 yıllık Antakya Evleri ve 200 yıllık Rum Ortodoks Kilisesi gibi daha onlarca anıtsal eser, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yok olup gitti. Tarihi eserlerde böylesi büyük bir büyük yıkım yaşanması, gözleri büyük bir bölümü UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bursa’daki tarihi eserlere çevirdi. Birinci derece deprem kuşağında yer Bursa, 1855 depreminde büyük bir yıkım yaşamış, başta Ulu Cami olmak üzere pek çok anıtsal eser ya zarar görmüş, ya da tamamen yıkılmıştı. Yine 1958 yılındaki yangında Tarihi Kapalı Çarşı da kül olmuştu. Tarih boyunca yaşadığı büyük deprem ve yangın felaketleriyle önemli eserlerin tahrip olduğu Bursa’da, geçmişte yaşanan acı tecrübelerden çıkarılan dersle tüm ecdat emanetleri bire bir ölçümlenip, modellenerek kayıt altına alınıyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Harita Şube Müdürlüğü ekipleri, 2015 yılında Türkiye’deki belediyelerde bir ilk olarak yersel lazer tarama cihazı ile ölçümlere başladı. Saniyede 50 bin nokta ölçebilen lazer ölçüm cihazı ile yapıların 3 boyutlu modeli çıkarılırken, İslam âleminin en yüksek mertebedeki 5’inci büyük mabedi kabul edilen 600 yıllık Ulucami’de yapılan 2 milyar nokta ölçümü ile en kaba hata sadece 8 milimetre olarak, tarihi yapının 3 boyutlu modeli oluşturuldu. Bugüne kadar Ulucami’nin yanı sıra Tarihi Saat Kulesi, Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri, Yeşil Cami, Yeşil Türbe, Tarihi Belediye Binası, İznik Antik Roma Tiyatrosu, Çini Fırınları, Tolon Fabrikası, İznik Surları, İshakpaşa Külliyesi, Yıldırım Beyazıt Camii, 1. Murat Külliyesi, Bitinya Galerileri, Zindan Kapı gibi 100’ün üzerindeki tarihi eserin modellemesi yapılırken, milyarlarca noktanın üzerinde ölçüm yapıldı. Yapılan bu modellemeler sayesinde asrın felaketinde olduğu gibi bir depremde zarar gören bir eser, milimi milimine aslına uygun olarak yeniden inşa edilebilecek.

    Bursa’nın, Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi, Cumalıkızık ve Sultan Külliyeleri ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer aldığını, İznik’in de aday listede olduğunu hatırlatan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, yok olmaya yüz tutmuş eserlerin restore edilerek, ayağa kaldırılması kadar, bu eserlerin aslına uygun olarak geleceğe taşınmasının da büyük önem taşıdığını söyledi.

    Birçok medeniyetlere ev sahipliği yapan ve çağlar öncesinden günümüze pek çok tarihi yapıyı bünyesinde barındıran Bursa’nın da birinci derece deprem kuşağında yer aldığını ifade eden Başkan Aktaş, “Bir taraftan şehrimizi depreme karşı dirençli hale getirecek çalışmaları sürdürürken, diğer taraftan sahip olduğumuz kültürel mirası korumak için de yoğun çaba harcıyoruz. Özellikle 1855 depreminde Bursa neredeyse yerle bir oldu. Birçok tarihi eser ya tahrip oldu ya da tamamen yıkılıp gitti. Yine 1958 yılındaki yangında tarihi kapalı çarşı kül oldu. 11 ilimizde büyük yıkım ve acılara neden olan asrın felaketinde de çok sayıda anıtsal eser yerle bir oldu.

    Yani bu tür felaketler her an olabilir. Bu noktada harita şubemizin yaptığı çalışma tarihe not düşülmesi bakımından çok önemli. Bugüne kadar 100’ün üzerindeki eserimizin birebir modellemesi yapıldı. Hedefimiz kentimizdeki gerek tarihi, gerekse mimari değeri olan tüm eserleri modellemek. Allah ülkemize bir daha böyle acılar yaşatmasın tabii ki ama muhtemel bir felakete karşı konutlarımızdan anıtlarımıza kadar tüm yapılarımızı depreme dirençli hale getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

  • Araçlara battaniye ve yorganlı önlem

    Araçlara battaniye ve yorganlı önlem

    Adıyaman ve çevresinde etkili olan sağanak yağış sonrası dolu yağabileceğini ve araçlarının zarar görebileceğini düşünen bir çok vatandaş, otomobillerinin üzerini battaniye ve yorganlarla örttü. Dolu yağışına karşı battaniye ve yorganlarla önlem alınan otomobiller dikkat çekti. Araçlarının zarar görmemesi için önlemler alan birçok araç sürücüsü dolu yağışı korkusuyla otomobillerini battaniye ve yorganlarla korumaya çalıştı.

  • Hedef; daha sessiz Bursa

    Hedef; daha sessiz Bursa

    Bursa’nın sağlıklı ve yaşanabilir bir kent olması hedefiyle çalışmalarını aralıksız sürdüren Büyükşehir Belediyesi, kentin stratejik gürültü haritasının oluşturulmasının ardından eylem planı çalışmalarını da hız kesmeden sürdürüyor. Özellikle hastane, okul, konut gibi hassas alanları etkileyen ve 3 milyon 147 bin 818 kişinin gürültüye maruziyetinin değerlendirildiği Stratejik Gürültü Haritaları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından daha önce onaylanmıştı. Haritalar, 550 kilometre karayolu, 47.2 kilometre mevcut, 11.7 kilometre planlanan demiryolu, 300 adet eğlence yeri ile 7 adet sanayi bölgesi ve ayrıca 10 adet sanayi tesisini kapsayan bölgede gürültü ölçümü ve araç sayımları yapılarak hazırlanmıştı. Projenin ikinci ayağını oluşturan eylem planı çerçevesinde, şimdi de Çevresel Gürültü ve Haritalama Eylem Planı Çalıştayı düzenlendi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Modelleme ve Haritalama Şube Müdürü Nuray Hüsmen’in de katıldığı çalıştayda, bundan sonra izlenecek yol haritası, konunun tüm taraflarınca masaya yatırıldı.

    Daha sağlıklı bir gelecek

    Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki çalıştayın açılışında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, iklim değişikliğinin de etkisiyle çevre sorunlarının günümüzde çok ciddi boyutlara ulaştığını vurguladı. Büyükşehir Belediyesi olarak, Bursa’nın hava, su ve toprağına sahip çıkmak adına önemli yatırımları devreye aldıklarını hatırlatan Başkan Aktaş, “Çevreyi korumak, çevre kirliliğini önlemek bizden sonraki nesiller için büyük önem taşıyor. Hava, su ve toprak kirliliği gibi gürültü kirliliği de çevre ve insan sağlığını tehdit eden bir kirlilik türü. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, gürültünün sağlık problemlerine yol açan en önemli ikinci çevre problemi olduğu belirtilmiştir. Bu sorunla mücadele etmek için bizler de geniş çalışmalar yürütüyoruz. İlk çalışmamız 2013 yılında 3 merkez ilçeyi kapsayan stratejik gürültü haritaları hazırlayıp yayımlamak oldu. Sürecin devamında, stratejik gürültü haritası sonuçlarına göre hazırlanan çevresel gürültü eylem planı raporunu da yayımlanarak uygulamaya koyduk. Şimdilerde ise bu gürültü haritası ve sonrasında oluşturulan çevre ile alakalı gürültü eylem planı raporunu tüm ilimiz bazında yayımlama sürecinde sona yaklaşmış bulunmaktayız. Amacımız, çevre ile alakalı gürültüye maruz kalan halkımızın karşılaştığı sorunları önlemek için alınması gereken tedbirleri belirlemek. Bizden sonraki nesillere daha yaşanabilir bir Bursa bırakma gayreti ile bu hizmetleri her geçen yıl artırarak sürdürmekte kararlıyız” diye konuştu.

    3 aşamalı plan

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Modelleme ve Haritalama Şube Müdürü Nuray Hüsmen de Bakanlık olarak, stratejik gürültü eylem planı çerçevesinde çalışmaları 3 aşamalı olarak yürüttüklerini vurguladı. İlk aşamanın mevcut gürültü seviyesinin tespiti, ikinci aşamanın gürültü azaltma senaryolarının hazırlanması olduğunu hatırlatan Hüsmen, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bu iki aşamayı da tamamlandığını hatırlattı. Bakanlık olarak, Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik gürültü haritası ve raporunu inceleyip onayladıklarını ifade eden Hüsmen, “Eğer uygulamada bir sorun, bir sıkıntısı olursa Bakanlık olarak Büyükşehir Belediyemizin ekibiyle işbirliği içinde bu sorunları gidermek için koordinasyon içerisinde çalışacağız. Bu arada gürültü azaltmaya yönelik olarak gürültü bariyeri yapımı işi için Bakanlık olarak yüzde 50 hibe verdiğimizi de hatırlatmak istiyorum” dedi.

    Çalıştay, açılış töreninin ardından Bursa’nın stratejik gürültü haritalarının sunumu, gürültü eylem planı taslağının sunumu, plan taslağının değerlendirilmesi ve paydaşların önerilerinin alınmasıyla tamamlandı.

  • Müzede artçı deprem önlemi

    Müzede artçı deprem önlemi

    Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerden etkilenen Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki eserlerin korunması için ek tedbirler alındı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun, ek önlem haberini sosyal medya hesabından paylaştı.

    Coşkun, “Devam eden depremler ve artçı sarsıntılar sebebiyle Hatay Arkeoloji Müzemizdeki Şuppiluliuma heykeli, Arsuz stelleri ve benzeri eserlerimiz için ilave tedbirler aldık. En yakın zamanda yeniden gün ışığına kavuşabilmeleri dileğiyle” dedi.

     

  • Ağır hasarlı binalara ‘naylon şeritli’ önlem

    Ağır hasarlı binalara ‘naylon şeritli’ önlem

    Elazığ’da Ocak 2020’de meydana gelen 6.8 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş, 5 bina yıkılmış toplam 37 kişi de hayatını kaybetmişti. Bu depremde kentteki bazı binalar ağır hasar görmüş, yıkım çalışmaları da başlatılmıştı. Elazığ’da depremden sonra ağır hasarlı binalar bir bir yıkılırken, 6 Şubatta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6’lık iki büyük depremde de bir bina yıkıldı. Yaklaşık bin bina da acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildi.

    ”İlla birilerinin ölmesi mi gerekiyor”

    Elazığ kent merkezinde bulunan ve acil yıkılacak ile ağır hasarlı olarak belirlenen binaların önüne görevliler tarafından sadece şerit çekildi.

    Her an binlerce kişinin yaya olarak kullandığı aynı şekilde binlerce aracın da geçtiği bölgede yıkılmaya yüz tutan binaların önüne sadece şerit çekilmesi çevredeki vatandaşlar ile esnafın tepkisine neden oldu. Elazığ’ın 3 yıl önce ağır bir deprem geçirdiğini, 6 Şubatta da acılarının tazelendiğini kaydeden Baki Şimşek isimli vatandaş,

    ‘Şu anki önlemler yetersiz. İnsanlar hasarlı binalara girip çıkıyor. Yarın bir felaketin gelmeyeceğinin garantisini herhangi biri verebilir mi? Bunlara en kısa zamanda önlem alması gerekiyor. İnsanlar illa ki göçük altında kaldığı zaman mı bu tedbirler alınsın. Ya da birine zarar gelince mi tedbir alınacak. Sadece bir şerit çekmişler. Bu şeridin yetersiz olduğunu bizim kadar sıradan bir çocuğa da söylesen onların da bunun yetersiz olduğunu söyler. Bir an önce tedbir alınması çok önemlidir. Şu şekilde herkes bunun altından gelip geçiyor.

    Hem üstte hem de alt kısımda. Bu insanlara zarar verebilir. İnsanlar çok tedirgin, acaba yıkılır mı, bir şey olur mu diye kendilerine soruyorlar. Bir an önce gelsinler buna bir önlem alsınlar. İlla ki Maraş’taki gibi Hatay’daki gibi, Malatya’daki gibi ya da daha önceden Elazığ’da yaşandığı gibi birilerinin ölmesi mi gerekiyor. Adam eşyasını kurtarmak için içeri girdi göçüğün altında kaldı. İlla bu safhaya mı gelmesi gerekiyor. Bu iş valiliğe kalmış, en büyük etken valiliğindir. Bir an önce önlem alması gereken en büyük kurum valiliktir’’ dedi.

  • Sokağa çıkma kısıtlaması geri getirildi! İşte yeni tedbirler

    Sokağa çıkma kısıtlaması geri getirildi! İşte yeni tedbirler

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı 3,5 saat sürdü. Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan basın açıklamasında bulundu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

    KORONAVİRÜS SALGINI İÇİN ALINAN YENİ ÖNLEMLER

    Koruyucu tedbirler kapsamında yürütülen aşı çalışmalarında umut verici gelişmeler yaşanırken, tehdit sürüyor. Sonbaharla birlikte yeniden tırmanışa geçen ölüm sayıları, Avrupa ve dünyanın pek çok yerinde tedbirlerin sıkılaştırmasına sebep oldu. Salgının seyri tırmanışını sürdürürse, hepimiz için can acıtıcı tedbirlerin tekrar gündeme gelmesi kaçınılmaz hale gelir.

    Türkiye olarak salgınla mücadeleyi ekonomimizi ayakta tutarak çalışmaları sürdürme görevimiz var. Amacımız bir an önce ülkemizi bu salgın illetinden kurtararak hedeflerimize ulaşmaktır.

    Kabine toplantımızda yeni tedbirleri hayata geçirmeye karar verdik.

    • Hafta sonları tedarik ve üretim zincirleri aksamayacak şekilde 10.00 ile 20.00 saatleri arası dışında sokağa çıkma sınırlaması uygulanacak.
    • Dönem sonuna kadar uzaktan eğitim olacak.
    • 65 yaş üstü için uygulanan sokak kısıtlaması 20 yaş altına da teşbih edilecek.
    • Restoran, berber gibi işletmelerin çalışma süreleri saat 10.00 ve 20:00 arasında olacak.
    • Sinemalar yıl sonuna kadar kapalı kalacak.
    •  Restoran ve kafelerde paket sistemine geçilecek.
    • Tüm spor müsabakaları seyircisiz oynanmayacak devam edilecek.
    •  Şehirlerdeki sigara içme yasağı sürecek.
    • Alışveriş merkezi, market, restoran, berber ve kuaför gibi işletmelerin çalışma süreleri saat 10.00 ile 20.00 arası olarak sınırlanacak.
    • Halı sahaların faaliyetlerine ara verilecek

    KKTC ZİYARETİ

    Pazar günü Kıbrıs Türkünün hukuk eşitlik ve varoluş mücadelesinin en kıymetli meselesi olan KKTC’nin ilanının 37’nci yıl dönümü vesilesiyle adaya bir ziyaret gerçekleştirdik.

    Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaptığımız ziyaretin önemli mesajlar içerdiğine inanıyorum.

    Ziyaretimizde sayın Devlet Bahçeli, bakanlarımız, milletvekillerimiz ve muharip gazilerimiz eşlik etti. Adada ilk olarak 15 Kasım, Cumhuriyet bayramlarına iştirak ederek Kıbrıs Türk’ünün sevincine ortak olduk. Ardından Kapalı Maraş bölgesine geçtik.

    Bu iyi niyet jesti Rum tarafında hiçbir zaman karşılık bulmadı. KKTC, Kapalı Maraş’ın sahil şeridini halka açtı, bu cesur adımı destekliyoruz. Bu yolu 15 gün içinde asfaltladık.

    Heyetimiz ve Kıbrıs halkıyla birlikte Maraş’ta gerçekleştirdiğimiz program bölgedeki gelişmeyi hızla yapacağımızın kararlılığın bir adımıdır.

    Bizim oraya yaptığımız ziyareti anlamayanların piknik gözüyle bakması pek tabidir. Hamdolsun milletimiz orada yaptığımız işin ne olduğunu gayet iyi biliyor.

    Buradaki törenin ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la bir görüşme gerçekleştirdik. Sayın Tatar Cumhurbaşkanı seçilmesinin arından Ankara’yı ziyaret etmişti. KKTC gerçeğini bölgede ve dünyada kabul ettirecek bir döneme girdiğimize inanıyorum.

    İZMİR DEPREMİ

    2 haftasını geride bıraktığımız İzmir depremi, ülkemize doğal afetler gerçeğini bir kez daha hatırlatmış, hem de deprem öncesi ve sonrası hazırlıklarımızı gözden geçirmemize bir fırsat olmuştur.

    İzmir’deki AFAD ekipleri hemen harekete geçmiş, çevre illerdeki ekipler de İzmir’e destek için yola çıkmışlardır.

    İlk dakikalardan itibaren Emniyet, Jandarma ve TSK birimleri personelleriyle deprem bölgesinde yer almışlardır.

    • Depremin 2. saatinde 25 bin kişilik mobil mutfak ve 50 personel bölgeye sevk edilmiştir.
    • Depremin 6. saatinde 2 binin üzerinde arama kurtarma personeli ve 15 arama köpeği yola çıkmıştır.
    • 10. saatinde 7 temel ihtiyacın karşılanması için binlerce personel sahada görev almış durumdaydı.
    • Depremin 12. saatinde 100 psiko destek ekibi depremzedelerle görev yapmaya başlamıştı.
    • Depremin 48. saatinde binin üzerinde çadırın kurulumu sağlanmıştır.
    • Depremin 72. saatinde 8 binin üzerinde personel ve 1200 araç sahada faaliyet halindeydi.

    Devlet İzmir’e ve İzmirliler’e sahip çıkmıştır. Çeşitli belediyelerden de çok sayıda itfaiye ve arama kurtarma ekibi çalışmalara katıldı.

    Tüm bu ekipler AFAD’ın koordinesiyle çalışmalarda yer aldı.

    Artık ülkemizdeki hiçbir afetin ardından “Nerede bu devlet” sesleri yükselmiyor. Çünkü devletimiz ilk andan itibaren bölgede yer alıyor ve çalışmaları yürüyor.

    Şimdi depremin yol açtığı hasarların kalıcı telafisi için çalışmalar yürütüyoruz.

    • Soğuğa karşı kalıcı konteynerler kuruyoruz. 1150 konutu kendi yerinde inşa edeceğiz.
    • 3 binin üzerinde konut inşa ederek hak sahiplerine dağıtacağız.
    • Türkiye’de de depreme dayanıksız binaların dönüşüm çalışmalarını hızlandırıyoruz.

    Rant yerine depreme dayanıklılığı öncelikli anlayışla bu şekilde hareket ettiğimiz sürece hedeflerimize ulaşacağımız açıktır.

    ‘HEDEF BÜYÜTEREK İLERLİYORUZ’

    Dünyada ve bölgede tarihi yapılanmanın sancıları yaşanıyor. Salgın bu süreci hızlandırmıştır.

    Türkiye’yi son 18 yılda tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma reformlarıyla tanıştırmış bir hükümet olarak ülkemizi yeni döneme hazırlanmanın en başta gelen görevimiz olduğuna inanıyoruz.

    Adı üzerinde değişim, dinamik bir süreçtir. Ortaya çıkan şartlara ve ihtiyaçlara göre yeni adımlar gerekir.

    Bunun için biz reform gündeminde hiç kopmadık. Dünyadaki gelişmelere uygun şekilde hep hedef büyüterek ilerliyoruz.

    Hukuk devletinden anladığımız mevzuat devleti değildir.

    Biz daima özgürlük eşitlik ve insan haklarına dayanan bir normlar sisteminin inşasının yanında olduk.

    Bizim anladığımız ve inandığımız adalet kavramı bir manaya ve bir işleve sahiptir.

    Medeniyetimizde adalet kavramı özellikle üstünde çokça durulmasının nedeni derin ve güçlü anlamdır.

    Eğimde fırsat eşitliğinin sağlanması, iş ve çalışma hayatında her türlü ayrımcılığın önüne geçilmesi adaletin gereğidir.

    Son 18 yılda adaletin tam anlamıyla tesisi ve yaşatılması konusunda çok büyük değişimleri hayata geçirdik.

    Meclis’imiz bu güne kadar stratejimiz kapsamında 3 yargı paketini kanunlaştırdı.

    Bu paketlerle çok önemli yeniliklerin hayata geçmesi sağlandı.

    ‘TÜRKİYE İÇİN FIRSAT PENCERELERİNİ KULLANACAĞIZ’

    Bilindiği gibi geçen hafta kabinemizdeki Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda görev değişikliğine gittik. Affını isteyen Berat Albayrak’ın bu talebini kabul ederek Lütfi Elvan kardeşimizi görevlendirdik.

    Kurduğumuz güçlü üretim, ihracat ve istihdam alt yapısı en önemli görev ve ilham kaynağımızdır.

    Salgın sürecinin değiştirdiği ekonomik mimaride Türkiye için fırsat pencerelerini kullanacağız.

    Haklarımızı ve özgürlüklerimizi kullanacağımız bir vatana sahip olmak, ezanımızla bayrağımızla tüm istiklal mücadelemizle yaşamak önceliklerimizin en başında yer alacaktır.

  • İBB’den koronavirüs önlemleri! Birçok tesisi kapattı

    İBB’den koronavirüs önlemleri! Birçok tesisi kapattı

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) koronavirüs salgını önlemleri kapsamında perşembe gününden itibaren yüz yüze eğitime başlaması planlanan İSMEK kurslarının açılışını ileri bir tarihe erteledi. İBB’ye ait kültür merkezlerinin kapalı kalmasına ve tüm müzelerin yanı sıra SPOR AŞ’nin işlettiği İBB spor tesislerin kapatılmasına karar verildi. Kapalı salonda izleyicisi olan sahne sanatları da online olarak yapılacak.

    İBB’den yapılan açıklamada, “Sayın Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın açıklamalarına göre, ülkemizde salgının en yoğun yaşandığı kent İstanbul’dur. Buna göre vaka ve ölüm sayılarının yaklaşık yarısı İstanbul’da gerçekleşmektedir. Benzer bir veri İBB ve iştirakleri çalışanları açısından da geçerlidir. İlk resmi vakanın henüz ülkemize giriş yapmadığı Şubat ayından, bugün gelinen noktaya kadar çalışanlarımızı ve vatandaşları korumak üzere aldığımız tüm tedbirlere rağmen İBB ve iştirak çalışanlarından yaklaşık 2000 personelimizin Covit-19 testleri pozitiftir. Bunun yanı sıra 1322 personelimiz de karantina altındadır” denildi.

    Açıklama şöyle devam etti:

    “Bu kapsamda İBB olarak, bulaşın hem toplumda hem de çalışanlar arasında yayılmasını önleme ve herhangi bir hizmet aksamasına yol açmamak için, İBB’nin Bilimsel Danışma Kurulu tarafından yapılan öneriler titizlikle incelenmiş ve aşağıdaki kararlar alınmıştır:

    1) Kayıt dönemi süren ve yakında yüz yüze eğitime başlaması planlanan İSMEK kurslarının açılışı ileri bir tarihe ertelenmiştir. Online kurslar ise belirli alanlarda sürdürülecektir.

    2) Bilimsel veriler bulaşın hızlı yayıldığı alanlar olarak spor salonlarını ve havuzları işaret etmektedir. Bu vesile ile İBB’ye ait olan ve Spor A.Ş iştirakimizde işletilen tesislerin kapatılmasına karar verilmiştir.

    3) Kültür Merkezleri de kapalı kalmaya devam edecektir.

    4) Kapalı salonda izleyicisi olan sahne sanatlarının online olarak icra edilmesine karar verilmiştir.

    5) İBB’ye ait açık hava kapsamına girmeyen tüm müzelerin kapatılmasına karar verilmiştir.

    Hükümetimizin, salgınla mücadele kapsamında atacağı ek adımlarla paralel olarak, kapanmanın boyutları daha da genişleyebilecektir. Bu kapsamda, sürdürülmesi gereklilik olan belediyeye ait tüm diğer işlemler rutin faaliyetlerine devam edecektir”

  • TBMM’deki çay ocakları kapatıldı

    TBMM’deki çay ocakları kapatıldı

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bulunan çay ocakları, koronavirüs tedbirleri kapsamında kapatıldı.

    TBMM’de dün 6 personele Covid-19 tanısı konulduğunun bildirilmesi ardından, bugün 2 personelde daha virüs tespit edildiği belirtildi. Böylece salgının başından bu yana Meclis’te koronavirüs tanısı konulan personel sayısı 19’a yükselmiş oldu. Bunun üzerine Meclis’te yeni önlemler alınmaya başlandı. Bu kapsamda TBMM’de ana bina, halkla ilişkiler binası, grup başkanlıklarının olduğu katlar ve kulislerde tüm çay ocakları kapatıldı. Geçen hafta Meclis basın koridorundaki çay ocağında çalışan garsona Kovid-19 tanısı konulmuş ve Meclis’te bulunan basın mensuplarının TBMM Hastanesinde test yaptırabileceği belirtilmişti.