Etiket: organ nakli

  • Bağışlanan organları ile hastalara umut oldu

    Bağışlanan organları ile hastalara umut oldu

    Olay, Samsun’un İlkadım ilçesi Selahiye Mahallesi’nde 11 gün önce meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 18 yaşındaki C.Ö. evinde tabancasını kurcalarken silahın kazara ateş alması sonucu arkadaşı Mert Arslan’ı (20) kafasından vurdu. Ağır yaralanan Mert Arslan ambulansla Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Polis tarafından gözaltına alınan C.Ö. ise olaydan bir gün sonra çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Hastanenin yoğun bakım servisinde 11 gündür tedavi altında bulunan Mert Arslan yapılan müdahaleleri dün akşam rağmen beyin ölümü gerçekleşince Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi organ nakil koordinatörleri Arslan ailesi ile temasa geçti ve organ bağışı konusunda bilgilendirdi. 2 çocuk babası Ersin Arslan oğlunun başka bedenlerde yaşaması ve organ bekleyen hastalara umut olması için oğlunun organlarını bağışlama kararı aldı. Uzman ekipler, 15 gün sonra askere gitmeyi hazırlanırken hayatını kaybeden Mert Arslan’ın bağışlanan organları sabah karşı ameliyatla alarak karaciğer ve 1 böbrek nakil bekleyen hastalar için Erzurum’a, 1 böbrek ve 2 kornea ise nakil için bekleyen hastalar için Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine gönderildi.

    Mert Arslan’ın cansız bedeni hastanedeki işlemlerin ardından İlkadım ilçesi Liman Mahallesi’ndeki evine götürüldü. Burada evinin önünde helallik alında ve dua yapıldı. Mert Arslan’ın ikiz kardeşi Melike Arslan tabudan başında gözyaşı döküp ağladı. Gencin cenazesi toprağa verilmek üzer Çarşamba ilçesinin Soğucak Mahallesi’ne gönderildi.

  • Karaciğer nakilli sporcudan anlamlı yarış

    Karaciğer nakilli sporcudan anlamlı yarış

    Bodrum’da yaşayan Teoman Erdoğan’ın yaşamı, 2013’ün ekim ayında turist rehberliği yaparken sağlığının bozulmasıyla alt üst oldu. Şiddetli mide ağrısıyla gittikleri hastanede “Primier bilier siroz” tanısı koyulan Erdoğan, karaciğerinin iflas ettiğini öğrendi. İlaç tedavisi görmeye başlayan Erdoğan’ın durumu, karaciğer nakli için canlı donör bulma arayışındayken kötüleşti. O dönemde İstanbul’da tedavi gören Erdoğan’ın şansı, kadavra listesine yazıldığı hastaneden  gelen telefonla döndü. Yapılan kadavra bağışın kendisine uygun olduğu söylenen Erdoğan, soluğu İzmir’de aldı. Nakil 26 Ekim 2017’de  Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekip tarafından gerçekleştirildi. Nakilden sonra hızla toparlanan Erdoğan normal yaşamına döndü, ardından da ara verdiği spora yeniden başladı.

    “Organ bağışının hayat kurtardığının canlı kanıtıyım”

    Her şey bitiyor derken, hastaneden  gelen müjdeyle hayatının değiştiğini ve kendisine bir yaşam hediye edildiğini belirten Erdoğan, “Organ bağışının hayat kurtardığının canlı kanıtıyım” diyerek şöyle konuştu: “Eski bir milli sporcu olarak sporla geniş kitlelere ulaşarak dikkat çekebileceğimi düşündüm. Bana hediye edilen hayatın nasıl sürdüğünü, organ bağışçıma ve ailesine olan minnettarlığımı gösterme, ülkemizde çok az olan kadavradan organ bağışı konusunda farkındalık oluşturma amacıyla yeniden spora başladım. Organ bağışlarının önemini anlatmayı, organ bekleyen hastaların umutlarını artırmayı, ülkemizin organ naklindeki başarılarını göstermeyi istiyorum. Nitekim nakil olduktan 4 ay sonra yavaş yavaş egzersiz yapmaya başladım. O zamanki hedefim 2019 yılında İngiltere’de yapılan Dünya Transplant Oyunları’na katılmaktı. Benim için harika bir deneyim oldu. 61 ülkeden gelen farklı spor dallarında mücadele eden 8-80 yaş aralığındaki nakilli bireylerin dünyaya organ bağışı farkındalığı mesajını vermek için çaba gösterdiklerine şahit oldum. Bu ilk yarışımda uzun atlama, basketbol ve gülle atma müsabakasında ülkemizi temsil ettim. Oyunlara Türkiye’den katılım çok azdı. Avrupa Organ Nakilliler ve Diyaliz Sporcuları Federasyonuna üye olmadığımızı fark ettim. Gerekli şartlar sağlanarak geçen yıl üyeliğimiz gerçekleşti.”

    “Onun sayesinde yaşıyorum, yarışıyorum”

    Türkiye’de spor yapan organ nakilli bireyleri bir çatı altında toplayabilecek bir federasyon ve bir dernek olmadığını belirten Erdoğan, “Nitekim 2022 Ağustos’ta İngiltere’deki şampiyonada ülkemizi bir tek ben temsil ettim. Ben ve donörüm, uzun atlamada 3.’lük ve gülle atmada 2.’lik kazandık. Donörüm diyorum, çünkü onun sayesinde yaşıyorum, yarışıyorum. 18-19 Mart tarihinde Balkan Masterler Salon Atletizm Şampiyonası’nda normal sporcularla yarıştım. 15-23 Nisan’da Avustralya’da yapılacak Dünya Transplant Oyunları’na hazırlık için yarışmaya katıldım. Bu oyunların misyonu çok önemli. Bir ülkede transplant oyunları düzenlendiğinde özellikle basın, sosyal medyada büyük ses getirdiği ve istatistiklere göre bir yıl sonra o ülkede kadavradan bağışları yüzde 18/35 oranında artırdığı belirlenmiş. Bu oyunlar ülkemizde de farkındalık oluşturmak, organ bağışı konusunda bilinci artırmak, organ naklinde geldiğimiz başarılı noktayı dünyaya göstermek açısından çok önemli. Ancak yarışmalara katılabilmek için devletin önderlik edip tüm paydaşların destek vermesi gerekiyor. Her kesimden bu çabalara destek verilmesini istiyor, bekliyorum” sözlerine yer verdi.


    Öte yandan Prof. Dr. Murat Kılıç da Erdoğan’ın organ naklinin hayat kurtarıcı olduğunu kanıtlayan en güzel örneklerinden biri olduğunu belirterek “Üstlendiği misyon da hastalara umut verici” dedi.

  • Sivas’ta kadavradan organ nakli yapıldı

    Sivas’ta kadavradan organ nakli yapıldı

    Kurulduğu günden itibaren başarılı operasyonlara imza atan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi adından söz ettirmeye devam ediyor. 6 yıldır diyaliz hastası olan Emrah Demir’e Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi bünyesinde bulunan Organ Nakli Merkezi’nde yapılan başarılı operasyonla kadavradan böbrek nakli yapıldı. Organ nakli yapılan Demir, “Bana bu böbreği veren aileye ve ameliyatımı başarılı bir şekilde gerçekleştiren ekibe çok teşekkür ediyorum” dedi.

    “Büyük bir fedakarlıkla gece geç saatlerde bu nakli gerçekleştirdiler”
    Başhekim Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan, yaptığı açıklamada, “Yaklaşık iki yıl önce açmış olduğumuz Organ Nakli Merkezimizde 15’inci böbrek naklini gerçekleştirdik. Ekibimiz kadavradan bir nakil yaptı. Gerçekleştirilen başarılı operasyondan sonra hastamızı şifa ile taburcu edeceğiz. Büyük bir fedakarlıkla gece geç saatlerde bu nakli gerçekleştirdiler. Ben bu özverili çalışmadan dolayı tüm ekibe teşekkür ediyorum” dedi.

    “Hastamıza bir gece vakti kadavradan nakil yaptık”
    Gerçekleştirilen operasyon hakkında bilgi veren Organ Nakli Merkezi Müdürü Doç. Dr. Süleyman Koç, “Merkezimizde açıldığı günden bu yana birçok hastaya başarılı nakil ameliyatı gerçekleştirdik. Hastamıza bir gece vakti kadavradan nakil yaptık. Hastamızın bütün kan parametreleri normal durumda ve böbreği çalışıyor. Kendisini taburcu edeceğiz. Bu başarılı ameliyatın arkasında geniş bir ekibin emeği var. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum ve hastamıza şifa diliyorum” diye konuştu.

    “O anda büyük bir mutluluk yaşadım”
    Nakil yapılan hasta Emrah Demir ise, “6 yıldır diyaliz hastasıyım ve bir gece vakti nakil için beni aradılar. O anda büyük bir mutluluk yaşadım. Bana bu böbreği veren aileye ve ameliyatımı başarılı bir şekilde gerçekleştiren ekibe çok teşekkür ediyorum” diyerek duygularını ifade etti.

  • Bursa’da yeni bir organ nakli merkezi hizmete giriyor

    Bursa’da yeni bir organ nakli merkezi hizmete giriyor

    Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan incelemeler sonucunda Bursa Şehir Hastanesi’ne organ nakli merkezi için ruhsat verildi. Bursa’nın organ bağışı noktasında Türkiye’de birinci şehir olduğunu ifade eden Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, “Bursa yeni bir organ nakli merkezi kazandı” dedi. Tam teşekküllü merkez sayesinde Türkiye’de en çok ihtiyaç duyulan böbrek ve karaciğer nakilleri artık Bursa Şehir Hastanesi’nde yapılabilecek.

    Bursa, beyin ölümü sonrası donöre dönüşümde Türkiye birincisi

    Bursa Şehir Hastanesi’nin özellikle Güney Marmara’da sağlık üslerinden biri olduğunu ifade eden Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, “Bursa Şehir Hastanesi organ ve doku nakli yapabilir sertifikasının bakanlığımızca tescilledik. Uzun bir süredir çalışmalarımızın içerisinde olan, altyapısını oluşturduğumuz yoğun bir emeğin karşılığı olan bir hizmet. Tabi bunun bizim için farklı bir önemi de vardı. Türkiye’de 9 tane Bölge Koordinasyon Merkezi var, bunların bir tanesi de Bursa. İçerisinde Yalova, Çanakkale, Balıkesir, Bilecik illerini de kapsayan bir yer Bursa. Yaklaşık 10 yıldır beyin ölümü gerçekleşmesi ve bunun donör olarak dönüşmesinde birinciliği açık ara elinde taşıyan bölge konumunda Bursa. Bunu da yapılan son değerlendirmelerde yine birinci olduk. Bunun da özelinde şehir hastanemizde beyin ölümü gerçekleşmesi ve bunun donör olarak dönüşmesinde Türkiye birincisi olduk. Ama henüz şehir hastanemizde organ nakli faaliyetimiz yoktu. Burada tespit ettiğimiz beyin ölümü vakalarını Türkiye’de organ bekleyen merkezlere sunuyorduk. Bakanlığımızın belirlediği kriterler ölçüsünde önceliği olan uyum sağlayan vakalara da buradan nakil sağlanıyordu. Ama artık bunu Türkiye birincisi olan hastanemizde de hastalarımıza naklederek yeni bir süreci başlatmış oluyoruz. 9 Aralık’ta bakanlığımız tarafından sertifikamız onaylandı. Bu süreçte çok emek, gayret var” şeklinde konuştu.

    “Şehir hastanelerinin kuruluş amacı nitelikli hizmet vermek”

    Yaklaşık 3 buçuk yıl önce açılışı yapılan Bursa Şehir Hastanesi’nin, kısa süre içerisinde organ nakli hizmeti verebilecek düzeye geldiğini belirten Bursa Şehir Hastanesi Başhekimi Dr. Dursun Topal, “Rutin işlerin dışında şehir hastanelerinin kuruluş amacı vasıflı hizmet vermek. Vasıflı hizmet konusunda hemen hemen her türlü hizmeti hastalarımıza vermiş bulunmaktayız. Organ nakli de bu vasıflı hizmetlerin zirvesi oluyor. 3 buçuk yıl içerisinde organ nakli hizmeti verebilecek bir düzeye gelebilmek, yeni kurulan bir hastane için çok kısa bir süre. Emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Bursa’da genç kızın organları umut oldu

    Bursa’da genç kızın organları umut oldu

    Çalı Mahallesi’nde evinde geçirdiği kalp krizi sonrası Dörçelik Çocuk Hastanesine kaldırılan 17 yaşındaki E.Y.’nin tedavi gördüğü yoğun bakım servisinde beyin ölümü gerçekleşti.  Hastahane Organ Nakli Koordinatörlerinin aile görüşmesi sonrası genç kızın organları ailesi tarafından bağışladı.

    Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nde gerçekleştirilen operasyonla genç kızın akciğer, karaciger ve börekleri alındı. Böreklerden biri Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde nakil sırası bekleyen bir çocuğa, diğer böbrekte İstanbul Cerrah Paşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde sıra bekleyen bir başka çocuk hastaya nakledilmek üzere 112 ambulansıyla gönderildi.

    Genç kızın karaciğeri Malatya’ya, akciğeri ise Ankara Şehir Hastanesindeki 2 yetişkin hastaya nakledilmek üzere Yenişehir Havaalanından Sağlık Bakanlığına ait ambulans jet ile gönderildi. Alınan 4 organında gece yapılan operasyonlarla hastalara nakledileceği öğrenildi.

  • 5 yaşında organ nakliyle sağlığına kavuştu

    5 yaşında organ nakliyle sağlığına kavuştu

    Konya’da yüksekten düşme sonucu kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen çocuk, organ bekleyen hastalara umut oldu. Karaciğeri, İnegöl’de mantardan zehirlenen Nisanur Yavuz’u hayata bağladı. Karaciğeri, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı uçakla Bursa’ya getirilerek Nisanur’a nakledildi.

    İnegöl’de Yavuz ailesi, Kurban Bayramı’nın 3’üncü günü, ormandan topladıkları mantarı, mangalda pişirdi. Aileden yaklaşık 15 kişi, mantardan yedi. Yemeğin ardından Nisanur Yavuz, zehirlendi. Ancak Nisanur’un yaşının küçük olması ve bağışıklık sisteminin gelişmemiş olması nedeniyle durumu ağırlaştı. İlk olarak İnegöl Devlet Hastanesi’ne götürülen küçük Nisanur, sonrasında Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine, durumunun daha da ağırlaşması üzerine Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. Yoğun bakımda tedaviye alınan Nisanur için doktorlar ‘ karaciğer’ nakli arayışına girdiler. Endişeli bekleyiş devam ederken Nisanur’a, Konya’da yüksekten düşme sonucu beyin ölümü gerçekleşen çocuğun karaciğerinin verilmesi kararlaştırıldı. Konya’da, alınan karaciğer, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı uçakla Bursa’ya getirildi. Acil ameliyata alınan Nisanur’a 15 Temmuz günü nakil yapıldı. Nakil sonrası karaciğerinin uyum sağladığı Nisanur, sağlığına kavuştu.

    Oyun oynamaya başladı

    1.5 aylık tedavinin ardından taburcu edilen Nisanur, 8 yaşındaki ablası Fatmanur ile oyunlar oynamaya başladı. Herhangi bir enfeksiyon kapmasının önüne geçilmesi için 6 ay boyunca evinden dışarı çıkmayacak olan Nisanur, oyunlar oynamaya başlayıp, hayatını eskisi gibi sağlıklı şekilde yaşamaya başladı. Ailesinin üzerine titrediği Nisanur, çok mutlu.

    Doktorlar ‘yüzde 1’ şansı var dedi

    Açıklama yapan babası Yalçın Yavuz, “Kurban bayramının 3. günü ben hastanede görevdeydim. Ailem ormanda mantar toplamışlar. Mangalda pişirip yemişler. 1 gün sonra Nisanur kızımda, mide bulantısı ve kusma şikayeti oldu. kızımı İnegöl Devlet hastanesine getirdim. Bizi Yüksek İhtisas Hastanesine sevk ettiler. Yapılan tetkikler sonucunda karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Oradan da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildi. Doktorlar mantardan zelinme nedeniyle karaciğeri iflas etmiş dediler. Organ nakli gerekiyordu. Doktorlar, 24 saat içinde donör bulunmazsa her şeye hazırlıklı olun dediler. 4 saat süren arama çalışması sonucu, donör bulundu. Yapılan araştırmada Konya ilinde 2.5 yaşındaki çocuğun yüksekten düşüp beyin ölümü gerçekleşmesi sonucu ailesi organlarını bağışlamış. Karaciğer de benim kızıma takıldı. 48 saat boyunca organın uyum sağlaması beklendi. Doktorlar ‘yüzde 1’ şansınız vardı dediler. Çok şükür donör bulundu. Kızım 1.5 aylık süreçte 6 sefer ameliyat oldu. Karaciğer nakli, 2 sefer anjiyo, 3 sefer de damar değişimi oldu. Şuan sağlığı iyi. Gözlem altında kalacak kızım. 6 ay boyunca evden çıkmayacak. Destek veren herkesten Allah razı olsun.” Dedi.

    Benim kızım onların da kızı oldu

    Anne Fidan Yavuz ise, “Bayramın 3. günü mantar yedik. Bende zehirlendim. 2 gün hasta oldum. Çocuğum hasta olunca kendi derdimi unuttum. Hastaneye götürdük. Oradan da Yüksek İhtisas Hastanesine götürdük. O sırada çocuğum kustu, ciğeri parça parça elime geldi. Oradan ambulansla Uludağ Üniversitesine adeta ölü götürdük. Orada doktor; 24 saat zamanınız var, organ bulunmazsa çocuğu kaybederiz dedi. Benim ve eşimin ciğeri uyumlu olmadı. Konya daki aileden Allah razı olsun. Oradaki çocuğun organı benim kızıma takıldı. Onlar kızını kaybetti ama benim kızım da onların kızı oldu. Uçakla organı geldi ve takıldı. Çok mutluyuz” dedi.

  • Organları Bursa’da! 3 kişiye hayat olacak

    Organları Bursa’da! 3 kişiye hayat olacak

    Hipertansiyon şikayetiyle Balıkesir Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servise başvuran 53 yaşındaki Işıl Örüm, kalp durması neticesinde yoğun bakıma alındı. Örüm, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı ve dün beyin ölümü gerçekleşti.

    Hastanenin organ nakil birimi, Örüm’ün ailesiyle organ bağışı görüşmesi yaptı.

    Ailesinin organ bağışına onay vermesi sonucunda Örüm’ün karaciğer ve korneaları, Bursa Uludağ Üniversitesi organ nakil ekibi tarafından operasyonla alınarak Bursa’ya götürüldü.

    Basın mensuplarına açıklamada bulunan Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Öğretim Üyesi Dr. Hülya Başer, ulvi bir görev için burada olduklarını söyledi.

    Hastaneye 21 Ağustos’ta yüksek tansiyon şikayetiyle gelen Örüm’ün ani kalp durması nedeniyle yoğun bakıma alındığını hatırlatan Başer, şunları kaydetti:

    “27 Ağustos’ta tüm müdahalelere rağmen beyin ölümü gerçekleşen hasta için yakınlarıyla organ bağışı için görüşülmüş, organ nakli için işlemler başlatılmıştır. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinden gelen ekiple karaciğeri ve korneaları 3 hastaya umut olacaktır. Vefat eden kişiye Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı, umut olacak hastalarımıza da acil şifalar diliyoruz. Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak organ bağışında yer almak istiyoruz. Tabi burada halkımızdan da destek bekliyoruz. Halkımızın bu konuda duyarlı olması bizi de sevindirecektir. Şifa bekleyen hastalarımıza da umut olacaktır.”

  • Suriyeli 1 yaşındaki Tamer Bursa’da hayata tutundu

    Suriyeli 1 yaşındaki Tamer Bursa’da hayata tutundu

    Bursa’da, Suriye uyruklu ailenin bebeği, 1 yaşındaki Tamer Al Jadou’ya, akut karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Karaciğer nakli olması gereken Tamer’in Suriye’de yaşayan üvey annesi Hmameh Elhalef’in nakile uygun olduğu anlaşıldı. Uludağ Üniversitesi Organ Nakli Merkezi görevlileri, Kilis Valiliği ile iletişime geçerek Elhalef’i, sınır ötesindeki Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı ekiplerin de yardımıyla Türkiye’ye getirdi. Üvey anne, Tamer’e karaciğerinin parçasını verdi. 1’inci yaş gününde karaciğer nakli olan Taner, sağlığına kavuştu.

    6 AYLIKKEN HASTALIK TANISI KONDU

    Suriye uyruklu baba Saleh El Ceddu ile anne Nadima Al Jadou çifti, geçen yıl 28 Nisan’da dünyaya gelen çocuklarına Tamer ismini verdi. 6 aylıkken hastaneye kaldırılan Tamer bebeğe, akut karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) yatılı tedavisine başlanan Tamer bebeğe yapılan test ve tedavilerin sonucunda karaciğer nakli olmasına karar verildi. Tamer’in annesiyle kan grubu uyuşmazken, babası ise obez olduğu için oğluna karaciğerinin bir parçasını veremedi. Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre kadavradan Türk vatandaşı olmayan kişiye organ nakli yapılamadığı için Tamer’in ailesi, nakil için yakın akrabalarını araştırmaya başladı. Ailenin aklına son olarak Tamer’in Suriye’de yaşayan üvey annesi Hmameh Elhalef (30) geldi. Elhalef’in, ülkesinden Bursa’ya gelmesinin zaman alacağı dikkate alınarak kadının testlerinin Suriye’de yapılmasına karar verildi. Yapılan tahliller sonunda Elhalef’in karaciğerinin uygun olduğu belirlendi.

    6 ÇOCUĞU İLE TÜRKİYE’YE GELDİ

    Bunun üzerine BUÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi görevlileri, üvey annenin Suriye’den Türkiye’ye getirilmesi için İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Yabancılar Şube Müdürlüğü ile iletişime geçti. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Kilis Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün de girişimleriyle üvey annenin 3 çocuğuyla Türkiye’ye gelmesinin izni alındı. Sınır ötesinde görevli Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı ekip, Halep’teki Hmameh Elhalef ve çocuklarını Türkiye sınırına getirdi. 3 çocuğuyla Türkiye’ye geliş izni olan Hmameh Elhalef, sınır kapısına 3’ü üvey 6 çocuğuyla geldi. 3 çocuğu ile Türkiye’ye giriş yapan Hmameh Elhalef, diğer 3 çocuğu Türkiye’ye giremezse Bursa’ya gelip, organ naklini gerçekleştirmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine seferber olan yetkililer, uzun bir uğraştan sonra diğer 3 çocuk için de Türkiye’ye giriş iznini aldı. Türkiye’ye gelen Hmameh Elhalef ve 6 çocuğu, Gaziantep’e getirildi. Maddi durumu kötü olan ailenin Bursa’ya geleceği otobüsün biletleri, Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru tarafından alındı.

    İTAFİYE ERLERİ VE POLİSLERDEN KAN ALINDI

    Bursa’ya gelen Hmameh Elhalef’in organ verebilmesi için İl Sağlık Müdürlüğü Başkanlığında Etik Kurulu acıl olarak toplandı. Etik Kurulu’nun onayının ardından üvey anne, Bursa Uludağ Üniversitesi’ne yatırıldı. Yapılan testler sonucunda Hmameh Elhalef, üvey oğluna karaciğerinin bir parçasını vermek için ameliyata alındı. Bu sırada ameliyat için gerekli olan 20 ünite kana ihtiyaç duyuldu. Kan ise, haber verilmesi sonucu Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri, polisler ve hastane personeli tarafından karşılandı. 28 Nisan’da üvey anneden alınan karaciğer, 1’inci yaş gününde Tamer bebeğe nakil edildi. Ameliyattan sonra 5 gün yoğun bakımda kalan Tamer bebek, sağlık durumun iyi seyretmesi sayesinde dün sabah servise alındı.

    Yaşanan bu gelişme ailesi kadar Tamer bebeğin yaşaması için sıra dışı uğraş veren doktorları ve kendisiyle yakından ilgilenen çalışanları sevindirdi.

    ‘ÇOCUĞUMUZ ULUSLARARASI BİR HASTAYDI’

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ekrem Kaya, “Hasta Türk vatandaşı olmadığı için kadavra nakil olması mümkün değildi. Çok zorlu bir süreç. Karaciğer nakline kadar hocalarımızın başarılı tedavileri sayesinde çocuk yaşayabildi. Üvey anneden sağlanan karaciğer parçasıyla başarılı nakil gerçekleştirdik. Profesyonel ekibe sahip olduğumuz için nakil ameliyatımız kolay oldu. Çocuğumuzun 10 gün içinde taburcu olma duruma gelmesini bekliyoruz. Sonuçtan çok mutluyuz. Burada önemli olan noktalardan biri çocuğun uluslararası hasta olması, bir noktası da üvey anneden karaciğerin alınması oldu. Vücudun karaciğeri reddetmeyeceğini düşünüyoruz. Bu çocuk yaşamak istiyor ve direniyor. Kendisine uzun ömürler diliyorum” dedi.

    ‘NAKİLE KADAR PLAZMAFEREZ TEDAVİSİ UYGULANDI’

    Bursa Uludağ Üniversitesi Çocuk Gastroenteroloji Bölümü’nde görevli Prof. Dr. Tanju Özkan, “Hasta bize Gaziantep’den ağır karaciğer hastalığı ön tanısıyla geldi. Aralık 2020 itibarıyla 8 aylıktı. Hastaya akut karaciğer yetmezliği tanısını o zaman koyduk. Ancak, bu süreçte çocuk cerrahı, transplant cerrahı arkadaşlarımızı durumdan haberdar ederek, çocuğun hastalığının ne aşamada olduğunu ve nedenini anlamaya yönelik tetkiklere, diğer yandan da akut karaciğer yetmezliği tanısıyla tedavimize başladık. Ülkemizde ‘köprü tedavisi’ olarak nitelendirilen, bizim de 10 yıl önce Uludağ Üniversitesi’nde pediatrik gastroenterolojide başlattığımız, diyalizin bir ileri versiyonu olan plazmaferez denilen bir yöntem de vardı. Karaciğerin fonksiyonunun yerini tutan bir tedaviye başladık. Diyaliz cihazlarındaki benzeri şekilde, plazmaferez yöntemiyle çocuğun bütün kanı, karaciğer hücrelerinin temizlemesi gereken maddelerden özel bir filtre vasıtasıyla temizlenerek, yine çocuğa naklediliyor” dedi.

    ‘ÜVEY ANNNEYLE İLGİLİ YASAL SINIRLAMALAR BULUNUYORDU’

    Donör arama sürecini anlatan Prof. Dr. Özkan, “Biz bu arada, nakil için donör aramaya başladık. Çocuk Suriyeli olduğu için, yasalarımıza göre kadavradan nakil yapılma şansı yoktu. Yakınlarını araştırdık. Öz annesiyle kan grubu tutmadı. Babasıyla kan grubu uygundu fakat, baba ileri derece obez olduğu için verici olarak uygun değildi. Aile dil bilmediği için tercüman vasıtasıyla, Arapça bilen öğrenciler aracılığıyla ya da cep telefonundaki çeviri programlarından kısa cümleler yazarak anlaşma yoluna gittik. Biz onlara bunun, ne kadar ölümcül bir şey olduğunu defalarca söylememize rağmen, aile tedavinin çocuğun hastalığını tamamen geçireceğini düşünüyordu. Sonrasında baba, itirafta bulundu. Babanın, Suriye’deki asıl nikahlı eşi, çocuğun üvey annnesi, çocukla aynı kan grubundaydı, yani donör olabilirdi. Ancak bununla ilgili de yasal sınırlamalar bulunuyordu” diye konuştu.

    ‘ÇOK ZOR BİR SÜREÇTİ’

    Ekip olarak geniş çaplı bir araştırma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Özkan, “Göçmen bürosu ile bağlantılar sağlandı, hem valilik, hem Sağlık Bakanlığı ile çeşitli yazışmalar, sözlü bilgilendirmeler yapıldı. Çocuğun üvey annesi, çok zor koşullarda mevcut 6 çocuğa bakıyor. Çünkü babanın 2 eşten, 7 çocuğu var. 6 çocuğu Suriye’de. Hep beraber üvey anne, 6 çocuk ile birlikte geldi. Üvey annenin nakil için uygun olduğuna karar verildi. 140 günlük çok zor bir süreçti. Biz bu arada 40 küsür kez kan değişimi yaptık ve çocuğu yaşattık. Bütün enfeksiyonlara rağmen bu süreçte ekibimizin desteğiyle de, tedaviyi sürdürüyoruz. Üvey anne, geçen hafta donör oldu, karaciğer alındı, çocuğumuza nakil yapıldı. Şu anda çok daha iyi, son 2-3 gündür solunum cihazından alındı, artık kendisi solunuyor. Ağızdan beslenmeye başlandı. Bütün ekibimle gurur duyuyorum” diye konuştu.

    ‘HERKES ÇOCUĞUMUZ İÇİN ÇALIŞTI’

    Bursa Uludağ Üniversitesi Hasta Hakları ve Halkla İlişkiler Sorumlusu ile Organ Nakli Koordinatörü Sahriye Keskin, “Çocuğumuz hastaneye yatınca 140 gün tedavisi yapıldı ve bu süreçte nakil için uygun kişi arandı. Yapılan testler sonucuna göre üvey annenin kan grubu, çocukla uyumluydu. Sonra İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Yabancılar Şube Müdürlüğü’nü aradım. Oradaki çalışanlar bize çok yardımcı oldu. Daha sonra başhekim yardımcımızın onayıyla üvey anneyi Türkiye’ye getirmek için yazışmalara başladık. Kilis Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü ile iletişime geçtik. Herkes hasta çocuk için seferber oldu. Çünkü çocuk gün geçtikçe tükeniyordu. Yazışmalarımız olumlu geçti ve annenin gelmesine karar verildi. Anneyi 3 çocuklu olarak belirtmiştik. Ancak anne sınır kapısına 6 çocukla gitmiş. Üvey anne 3 çocukla sınırdan Türkiye’ye geldi, diğer 3 çocuğu ise Suriye tarafında kaldı. Anne 3 çocuğu Suriye’de kalınca sınırdan ayrılmadı. Çocuklarını bırakıp gelmeyi kabul etmedi. Sabaha kadar çitlerin yanında çocuklarının başında beklemiş. Gerekli yazışmalarla diğer çocuklar için de izni aldık. Üvey anne ve 6 çocuğu Gaziantep’e geldi. Paraları olmadığı için otobüs biletini emniyetteki bir polis arkadaşımız aldı ve Bursa’ya geldiler. Çocuğun öz annesi olmadığı için nakil kararı için etik kurulu toplandı. İl Sağlık Müdürlüğü’nün desteğiyle kurul kısa sürede toplandı. Herkes çocuğumuz için çalıştı. Sonucunda da doğum gününde nakli gerçekleştirdik” diye konuştu.

    ‘UZUN VE ZOR BİR SÜREÇTİ’

    Tamer’in öz annesi Nadima Al Jadou, “Çok zor bir süreç geçirdik. Doğumdan bir hafta sonra bu süreç başladı. Karaciğer yetmezliği olduğunu doğduğu zaman öğrendim.Nakil yapılması gerekti. Uzun ve zor bir süreçti. Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere doktorlara ve Sağlık Bakanı’na çok teşekkür ediyorum. Bu süreçte bize çok yardım ettiler. Çocuğun hastalığı geçmeye başladı. Bu kadar sakin durmuyordu. Sürekli ağlıyordu. Şu an bambaşka bir çocuk görüyorum. Herkese minnettarım” dedi.

     

  • SGK’yı zarara uğratan sahte rapor çetesi çökertildi

    SGK’yı zarara uğratan sahte rapor çetesi çökertildi

    Ankara’da, gerçekte hasta olmayan kişilerin kimlik bilgilerini kullanarak organ nakli olmuş gibi gösteren ve bu yöntemle ilaç kullanım raporu çıkarıp, Sosyal Güvenlik Kurumu’nu (SGK) 1 milyon 800 bin TL zarara uğrattığı tespit edilen 10 şüpheliye ev hapsi cezası verildi.

    Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, bir kamu hastanesinde çalışan bilgi işlem, güvenlik görevlileri ve eczacı kalfalarının iş birliği yaparak, gerçekte hasta olmayan kişilerin kimlik bilgilerini kullanıp organ nakli olmuş gibi gösterdikleri ve bu yöntemle para karşılığında ilaç kullanım raporları çıkardıklarını tespit etti. Bunun üzerine harekete geçen ekipler, 23 şüphelinin adreslerini tek tek tespit etti. Ekiplerin teknik ve fiziki takibi sonucu şüphelilere yönelik eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda, hastanenin bilgi işlem sorumlusu A.C., hastanenin güvenlik görevlisi S.Y., eczane kalfaları A.D., H.Y., A.B., F.Y. ve B.Y.’nin de aralarında bulunduğu 23 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramada, çok sayıda reçete ile özel reçeteye tabi 3 bin 500 adet ilaç ele geçirildi.

    1 MİLYON 800 BİN TL’LİK VURGUN

    Yapılan detaylı incelemede, şüphelilerin bu yöntem ile SGK’yı 1 milyon 800 bin TL zarara uğrattığı tespit edildi. Öte yandan şüphelilerin toplam 179 reçete ile ilaç aldıkları saptandı. Ayrıca pandemi sürecinden faydalanan şüphelilerin, aile hekimleri üzerinden reçete yazdırdıkları belirlendi.

    Gözaltına alınan güvenlik görevlisi S.Y., ifadesinde suçunu itiraf ederek, “Daha önce hastaneye gelen eczane kalfası A.D. konuyu bana anlattı, paraya ihtiyacım vardı kabul ettim. Benim yaptığım rapor hazırlanması için A.D.’yi ve diğer eczane çalışanlarını bilgi işlem bölümüne götürmek veya doktorlarla görüştürmekti. Bunun karşılığında bana para veriyorlardı” dedi.

    23 şüpheliden 17’si, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilirken, 6’sı ifadesinin ardından serbest bırakıldı. 17 şüpheliden 10’u, çıkarıldığı mahkemece ev hapsi cezasına çarptırılırken, 7 şüpheli de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Azerbaycanlı kadın organ nakliyle Bursa’da hayata tutundu

    Azerbaycanlı kadın organ nakliyle Bursa’da hayata tutundu

    Böbrek yetmezliği ile mücadele eden Azerbaycanlı kadın, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Hastanesinde yapılan organ nakliyle hayata yeniden tutundu.

    Üniversiteden yapılan yazılı açıklamaya göre, BUÜ Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında görev yapan Araştırma Görevlisi Dr. Osman Jafarlı, son 3 yıldır diyaliz tedavisi gören kayınvalidesi Lafifa Nabiyeva’yı hastaneye getirerek tetkiklerini yaptırdı. Azerbaycanlı kadın, kız kardeşi Nuriyya Nazarova’nın böbrek vermeyi kabul etmesinin ardından 25 Eylül’de ameliyata alındı. Başarılı geçen ameliyatın ardından yapılan kontrolleri ve tetkikleri de olumlu geçen Nabiyeva, bir haftadır ayrı kaldığı torununu yeniden görebilmenin mutluluğunu yaşadı.

    Yaklaşık 7 yıldır böbrek sancıları çektiğini belirten Latifa Nabiyeva, doktor damadının yönlendirmesiyle Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesine geldiğini ve kardeşinden alınan böbrek ile kendisini yeniden doğmuş gibi hissettiğini belirtti.

    Kardeşine böbreğini veren Nuriyya Nazarova ise iyileşen ablasını karşısında görünce sevinç gözyaşlarına hakim olamadı. Ablasının yıllardır bu hastalıkla mücadele ettiğini aktaran Nazarova, “Ablamı hasta gördükçe dayanamıyordum. Kendi kendime, ‘Böbreğimi vereyim de ablam da sağlıklı bir şekilde yaşamına devam etsin.’ dedim. Şimdi ablamı iyi gördükçe mutluluğum daha da artıyor. Nakli yapan ve bizimle yakından ilgilenen tüm doktorlarımıza ve personelimize gönülden teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

    Nabiyeva’nın damadı Dr. Osman Jafarlı ise 2018’den bu yana diyalize giren kayınvalidesini Bursa’ya getirdiğini belirterek, şunları kaydetti:

    “Azerbaycan’da nakil önerilmişti. Benim ve yakınlarımızın burada olması durumunu göz önünde bulundurarak ve hastanenin bu konuda çok deneyimli olduğunu bildiğimiz için naklin burada yapılmasını istedik. Alıcıyı bulduk. Ameliyat hazırlıkları nakil koordinatörlüğü tarafından başlatıldı. Sürecin her aşamasında doktor arkadaşlarımız titizlikle çalıştı. Bir hafta önce ameliyat başarı ile tamamlandı. Hastamız artık diyalizden kurtuldu. Nefroloji Anabilim Dalı, Üroloji Anabilim Dalı ve Nakil Koordinatörlüğünde görev yapan tüm arkadaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”

    Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Böbrek Nakil Sorumlusu Dr. Çağatay Çiçek de hastanın sağlık durumunun gayet yerinde olduğunu ve takiplerinin devam ettiğini bildirdi. Nefroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülmecit Yıldız ise uzun süreli bir diyaliz öyküsü olan hastaya böbrek nakli yaptıklarını ve durumunun iyi olduğunu aktardı.