Etiket: orhan gazi

  • Tarihi camiye saygısızlık

    Tarihi camiye saygısızlık

    Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin kayınpederi devletin manevi kurucusu Şeyh Edebali Türbe yerleşkesi içinde bulunan 631 yıllık tarihi cami, son cemaat yeri tamamlanması için geçtiğimiz günlerde kısa süreliğine kapatılmıştı. O dönem tarihi camiye yapılan son cemaat yerinde camiye çakılan büyün çelik çiviler vatandaşların tepkilerine neden olmuştu.

    1392 yılında Yıldırım Beyazıd tarafından dedesi Orhan Gazi adına yaptırılan tarihi cami zarar verildiğini düşünen vatandaşlar tepkileri dile getirmişti. 26 Mayıs günü son cemaat yeri tamamlanıp yeniden ibadete açılan tarihi Orhan Gazi Camii tanıtım levhasının giriş kapısının bırakılması tepkilere neden oldu. Giriş kapısı yanına gelişigüzel açılan 7-8 adet delik görülürken, bunların cam çerçeveli tanıtım levhası için yapıldığı iddia edildi.

  • Bursa’nın fethinin 696’ncı yıl dönümü kutlandı

    Bursa’nın fethinin 696’ncı yıl dönümü kutlandı

    Bursa’nın 696 yıl önce Orhan Gazi tarafından fethinin yıl dönümü törenlerle kutlandı.

    Fetih Kapı’da yapılan törenlere Bursa Valisi Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, muhtarlar, mülki ve askeri erkân ile vatandaşlar katıldı.

    Mehter takımı ve kılıç kalkan ekiplerinin fetih kapı surlarındaki yerini almasının ardından törenler, İstiklal Marşı ve fetih salasının okunmasıyla başladı.

    Törende konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın geçmiş ile geleceğin uyum içinde harmanlandığı mükemmel bir şehir olduğunu hatırlattı.

    Osmanlı şehir medeniyetinin mihenk taşı olan Bursa’nın bir kutup yıldızı gibi büyük bir coğrafyaya yol gösterdiğini dile getiren Başkan Aktaş, “Çok farklı medeniyetler gelip geçti bu topraklardan. Osman Bey de beylikten devlete geçişin yolunun Bursa’dan geçtiğini gördü. Osman Gazi ile başlayan Bursa’yı fetih hareketi,1326’da Orhan Gazi zamanında tamamlanabildi. Fetih sonrası yapılan çalışmalarla Bursa, Tanpınar’ın ifadesiyle, kuruluş çağının havasını saklayan şehir olarak bugünlere taşındı. Bursa, bu coğrafyanın gördüğü en büyük medeniyetin temellerinin atıldığı, ruhunun şekillendirildiği, rabbimin bolca nimetlendirdiği kadim bir şehirdir. Bu topraklar cihan devletinin doğduğu topraklardır. Bursa; 400 çadırlık Osmanlı’nın beylikten devlete giriş kapısıdır, Osmanlı’nın dibacesidir. Bu yıl Bursa’nın fethinin 696. Yılını 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak kutluyor olmanın da ayrı bir heyecanını yaşıyoruz. Bu vesileyle, bu toprakları bizlere bırakmak için hayatını vakfeden, canını feda eden ecdadımızı rahmetle yâd ediyorum. Osman Gazi’den, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kadar bu şehre emeği geçenleri rahmet ve minnetle anıyor, Bursa’mızın fethinin 696. yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.

    Fetih Kapı’daki törenler, Fazıl Hüsnü Dağlarca Anadolu Lisesi 12. Sınıf öğrencisi Ömer Kaan Bilgin’in Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Bursa’da Zaman şiirini okuması, mehter marşları ve kılıç kalkan ekibinin gösterisiyle tamamlandı.

    Başkan Aktaş ve protokol üyeleri, daha sonra Tophane’deki Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleri önünde Alplerin nöbet değişimini izledi. İl Müftü vekili Yavuz Yıldız’ın yaptığı duanın ardından, Osman Gazi ve Orhan Gazi türbeleri ziyaret edildi.

    Fetih törenleri, Balabanbey Kalesi’ndeki etkinliklerle sona erdi.

  • Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi kimdir? İşte Osman Gazi’nin çocukları hakkında bilgiler

    Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi kimdir? İşte Osman Gazi’nin çocukları hakkında bilgiler

    Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin hayatı ve Osmanlı Devletinin kuruluşunu anlatan Kuruluş Osman dizisiyle Orhan Gazi’nin hayatı da gündeme geldi. Orhan Gazi, Osman Gazi’nin çocuklarından biri. Peki, Osman Gazi’nin kaç çocuğu var? Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi kimdir? İşte Osman Gazi’nin çocukları hakkında bilgiler…
    Orhan Gazi veya Orhan Bey (Osmanlıca: اورخان بك; d. 1281, Söğüt – ö. Mart 1362, Bursa), Osmanlı İmparatorluğu’nun ikinci padişahı. 1324 ile 1362 yılları arasında beylik yapmıştır.

    Osmanlı Beyliği’nin kurucusu Osman Gazi ve Malhun Hatun’un oğludur. Babası Osman Gazi’nin vefatı üzerine 1326’da bey olmuştur. Orhan Bey’e Şücaeddin, “İhtiyareddin” ve “Seyfeddin” unvanları verilmiştir. Ölüm tarihini 1359, 1360, 1361 ve 1362 gösteren kaynaklar da vardır.

    “Sultan” unvanını kullanan ilk Osmanlı padişahının I. Murad olduğu kabul edilmektedir; lakin bazı kaynaklar Orhan Bey’i “sultan” unvanını kullanan ilk Osman padişahı olarak kabul etmektedir.

    Osmanlı hanedanının en uzun ömürlü padişahı Orhan Gazi, ömrünün son zamanlarında tahtı şehzade Murat’a bırakmış, kendisi Bursa’ya geçmiştir.

    Orhan Gazi, Bursa’da, Gümüşlü Kümbet’te babasının türbesinde medfundur.

    OSMAN GAZİ’NİN KAÇ ÇOCUĞU VAR?

    Malhun Hatun ve Râbi’a Bala Hâtun isimli iki eşi olan Osman Gazi’nin bu evliliklerinden toplamda 7 çocuğu var.

    • Çoban Bey
    • Melik Bey
    • Orhan Gazi
    • Hamid Bey
    • Bazarlu Bey
    • Alâeddin Ali Bey
    • Fatma Melek Hatun
  • 682 yıl önceki ihtişamına kavuşacak

    682 yıl önceki ihtişamına kavuşacak

    Bursa’nın en eski mabedi Orhan Camii’nde restorasyon çalışmaları devam ediyor. 5 aydır süren restorasyon çalışmalarından sonra Orhan Camii, ilk günkü ihtişamına kavuşmak ve tekrar ibadete açılmak için gün sayıyor.

    Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesinde yer alan ve Orhan Gazi tarafından 1339’da yaptırılan cami, kitabesinde yazılana göre, 1413’te Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından tahrip edilip, 1417’de Çelebi Mehmet tarafından onarıldı.

    Zaman içerisinde onarılan ve restore edilen cami 5 ay önce yeniden restorasyona alındı. Cami, Koruma Kurulu onayıyla 682 yıl önceki ihtişamına kavuşacak.

    Restorasyon çalışmalarının koruma kurulu onayından geçerek yapıldığını belirten restorasyon uzmanı Ramazan Uslu, “Orhan Camii 682 yıllık bir eser. İnşallah biz bu eserin restorasyonunu tamamladığımızda ilk yapıldığı haline en uygun şekilde restore etmiş olacağız ve tarih tekrardan canlanmış olacak. Yapılan restorasyon çalışmaları, koruma kurulunun restorasyon projesinde onaylamış olduğu üzere ve Vakıfların kontrollerince tecrübeli ustalarımız tarafından aslına uygun şekilde onarılıyor. Bu onarım bittikten sonra inşallah 680 yıl önceki ihtişamına kavuşmuş olacak” dedi.

    Restorasyon çalışmalarına aralıksız devam eden ekipler, camiyi eski ihtişamına kavuşturmak için özenle çalışıyor.

    Restorasyonda bilinmeyenleri ortaya çıkardıklarını belirten Ramazan Uslu, “Restorasyon projesi 5 aydan beri devam ediyor. Restorasyonda minarenin şerefeden yukarısında orijinal olmayan taşlar söküldü, yerine aslına uygun taşlar yerleştirildi. Üzerine de ahşap kurşun külah yerleştirildi. Bunun yanında bahçede bulunan beton şadırvan yıkılıyor. Restorasyon doğrultusunda ahşap olarak orijinal halinde yeniden yapılacak. Dış cephedeki derz onarımlarımız tamamlandı. Duvarlarda oluşan çatlaklar enjeksiyon harçlarıyla dolduruldu. Son cemaat kısmında bulunan yüksek kaldırım orijinal seviyesine düşürülecek. İçeride kalem işçiliği, temizlik çalışmaları tamamlanıp, boya badana işlerinden sonra çevre düzenlemesi yapılarak ramazan bayramına yetiştireceğiz” dedi.

  • Padişah türbelerine sanduka örtüsü işliyorlar

    Padişah türbelerine sanduka örtüsü işliyorlar

    Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Dönemi padişahlarının türbelerindeki sanduka örtüleri (puşide), Bursa Olgunlaşma Enstitüsünce geleneksel yöntemler kullanılarak hazırlanıyor.

    Enstitüde, Orhan Gazi ve Yıldırım Bayezid’in Bursa’daki, 1. Murad’ın ise hem bu şehirde hem de Kosova’daki türbeleri için ustalıkla ilmek ilmek işlenerek örtüler yapıldı. Osman Gazi Türbesi’ne puşide hazırlanması çalışmaları ise yaklaşık 3 yıldır sürüyor.

    Araştırmaları sonrası tarihi geçmişi bulunan “Maraş işi” tekniğini kullanan ekip, 11 yıldır puşideler konusunda uzmanlaşan Elif Şeref, Hayriye Öztürk, Mürvet Bayram, Vildan Özdamar, Perihan Tunca, Semra Özaydın, Nilüfer Kiracı ve Nalan Akın’dan oluşuyor.

    Çalışmalar, enstitünün el sanatları teknolojisi alan şefi Güleser Sencar’ın koordinasyonunda yürütülüyor.

    Diğer türbe örtülerinden farklı olarak ahşap oymacılığı tekniği bulunan Osman Gazi Türbesi’nin puşidesi için enstitüdeki kadın ustalar ve öğretmenler, İnegöl’de ahşap oymacılığı dersi de aldı. Örtünün hattatlığını ise İstanbul’un yeni simgelerinden Çamlıca Camisi’nin de hatlarını yazan hattat Hüseyin Kutlu yapıyor.

    Öğreticiler, uyguladıkları ve yeni keşfettikleri teknikleri ise diğer olgunlaşma enstitüleri ile paylaşıyor.

     “Ciddi sabır isteyen bir iş”

    Enstitü müdürü Nilüfer Karakoç, yıllardır Bursa’daki padişah türbelerine sanduka örtüsü işlediklerini söyledi.

    Orhan Gazi, Yıldırım Bayezid ve 1. Murad türbelerinin ardından Osman Gazi’nin türbe örtüsünü işlemeye başladıklarını belirten Karakoç, “Bu türbe örtüsünü ‘ustalık eserimiz’ olarak adlandırıyoruz. Diğer türbe örtülerinden edindiğimiz tecrübenin yanında bunu böyle adlandırmamızın sebebi, teknik olarak diğerlerinden çok daha farklı ve detaylı bir teknikte olması.” dedi.

    Karakoç, bütün detaylarıyla aslına uygun olarak puşideyi işlemeye başlamadan önce farklı tekniği görmelerinin ardından bunu tanıma ve desenini çözmek için 1 yıl uğraştıklarını anlattı.

    Aslına uygun, tamamen doğal yöntem ve malzemelerle çalışmaya devam ettiklerini dile getiren Karakoç, şöyle konuştu:

    “Ecdadımıza, atamıza olan borcumuzu bu anlamda yapabilmenin gururunu, mutluluğunu arkadaşlarımızla beraber taşıyarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu iş maneviyatla yapılacak bir iş. Ciddi sabır isteyen bu işi o maneviyata taşımadığınız sürece zaten yapamazsınız. Yaklaşık 100-150 yıl türbenin üstünde kalan bu puşideden sonra bizim yapacağımız puşidenin 150-200 yıl yaşayacak olması, okulumuzun geleceğe olan imzası.”

    Örtü işlemeye 2009’da başlayan ekipteki isimler hiç değişmedi

    El sanatları teknolojisi alan şefi Güleser Sencar da müdür yardımcısı Hanife Işılar ile 2009’dan bu yana türbe örtüleri üzerine ihtisas yaptıklarını aktardı.

    Osmanlı sarayına dayanan “Maraş işi” tekniğini kullandıklarını bildiren Sencar, “Türbe örtülerindeki işlerimizi birebir eski usullerin aynısıyla yapıyoruz. Kullanılan yapıştırıcılar hayvansal ve bitkiseldir. Kullanılan kumaşlar özel dokunuyor, ipler özel hazırlanıyor. Tozla, nemle baş edebilmesi için özel üretilmiş ürünler. Teknik olarak da aynen sarayda 200 yıl önce uygulananları mümkün olduğunca yapmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Sencar, 2009’da göreve başlayan 8 kişilik ekibin hiç değişmediğini, bu sayede çok önemli deneyim kazandıklarını aktardı.

    Puşide yapımına ilişkin bilgi veren Sencar, şunları kaydetti:

    “Özel hamur kağıtlara önce desenlerimizi hazırlıyoruz. Bu tekniğin çok eski zamanlara dayanan malzemeleri vardır; möhlikesi, bizi, kullanılan tezgahları var. Güncel hiçbir malzeme kullanmıyoruz. Desenler kesilip çıkarıldıktan sonra her birinin numuneleri belirleniyor, kaç kattan oluşuyorsa, bunlar eğer türbenin üstünde orijinal örtüsü varsa onun üzerindeki ölçülere göre çalışılıyor. Osman Gazi Türbesi’nde ahşap oymacılığı tekniği var, türbe örtüsünü gümüşle işliyoruz. Yazıları hattat Hüseyin Kutlu yazıyor. İşlemelerimiz, örtülerimiz bütün dünyaya Türk’ün aslına, mirasına hala ne kadar sahip çıkan nesiller yetiştiğini gösteriyor.”

    Bunu bir “gönül işi” olarak gördüklerini ifade eden Sencar, gelecek nesillere miras bırakacakları işler yaptıklarını dile getirdi.

    Sanduka örtülerindeki deneyimlerini Türkiye’deki diğer olgunlaşma enstitüleri ile paylaştıklarına değinen Sencar, “Osman Gazi örtüsü hem yazısı hem de işlemesi anlamında Türkiye’de bir ilk işleme. Bunu da diğer olgunlaşma enstitüleri ile paylaşacağız. Bizim okullarımız biten sanatlara çok değer verir, bu biten değil unutulmuş bir sanat.” değerlendirmesinde bulundu.